[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#arama kurtarma

arama kurtarma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, arama kurtarma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Urla Belediyesi, arama-kurtarma ekibi kuruyor Haber

Urla Belediyesi, arama-kurtarma ekibi kuruyor

Kıyı Ege Belediyeler Birliği işbirliği ile İzmir İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü(AFAD) eğitmenleri tarafından Atatürk Kültür Merkezi’nde belediyemiz personellerine “Temel Afet Farkındalık Eğitimi” verildi. Eğitim kapsamında afet öncesi, afet anı ve afet sonrasında yapılması gereken doğru davranışlar, acil durum çantası hazırlama , mahalle acil durum toplanma alanları, çevremizdeki riskler, evlerdeki yapısal olmayan riskler, aile afet eylem planı hazırlama gibi konulara yer verildi. Ayrıca temel bilgilerin paylaşıldığı eğitimin sonunda Urla Belediyesi personellerinden oluşması planlanan “arama-kurtarma ekipleri”ne teknik konularda ayrıntılı ve uygulamalı eğitimler verilmesi hedefleniyor.  AİLE TOPLANTISI YAPIN  İki farklı günde ve dört oturumda verilen eğitimlerde AFAD eğitmenleri Selda Sevin ve Fahri Kılınç deneyimlerini gönüllülere aktardı. İlk olarak sunum gerçekleştiren AFAD eğitmeni Selda Sevin tüm aile üyelerinin katılımıyla çocuklarda dahil olmak üzere bir aile toplantısı yapılarak, gerekli önlemlerin vakit kaybetmeden alınması gerektiğine dikkat çekerek, “Evinizde güvenli alanları belirleyin. Acil durum telefon numaralarını öğrenin, öğretin. Bölge dışı bağlantı, şehir içi destek kişisini belirleyin. Deprem anında sırasında ve sonrasında birbirinize kısa mesaj (SMS) ile haber verin. Afete dirençli yapılarda oturun, yapılarınızın sigortanızı yaptırın, yaşam alanlarınızı güvence altına alın. Evdeki eşyalarınızı sabitleyin. Evinizin içindeki riskleri azaltın. Kendiniz ve her bir aile ferdi için Afet ve Acil Durum Bilgi Kartı hazırlayın. Bu kartları deprem çantasında bulundurun. Önemli evrakların fotokopisini su geçirmez bir torba içinde saklayın. Çünkü yaşadığımız Hatay ve Kahramanmaraş depremlerinde insanların enkazlarda nüfus cüzdanlarından tutun da pasaportlarına kadar her şeyi aradıklarına şahit olduk” diye konuştu. İLKYARDIM VE YANGIN EĞİTİMİ ALINMALI  Bir diğer AFAD Eğitmeni Fahri Kılınç ise afetlerde sağlıklı iletişim için herkesin mobil telefonlarına AFAD mobil uygulamasını cep telefonlarına indirmesi gerektiğinin altını çizerek, “Afet çantanızda powerbank ve yedek bataryası güçlü bir telefon bulundurun. Ev ve arabada yangın söndürme tüpü bulundurun ve yangın eğitimini mutlaka alın. Az eşyalı evler daha az risklidir. Fazla eşyalarınızı evden çıkartın. Yaşadığımız mekanlarda tahliye yolunun boş olması lazım. deprem anında evde önceden belirlenen kişi bu genelde babalar oluyor dış kapıyı mutlaka aralaması gerekir. Evlerin camlarının basınçla patlamasını engellemek için camları film kaplayın. Store perde kullanmak daha avantajlıdır. Avize tercih etmeyin. Afet sırasında ve sonrasında ocağı kapatın, gazın vanasını kesin. Elektrik, su ve doğalgaz tesisat yerlerini bilin. Açma kapamasını bütün aile üyelerine öğretin. Tahliyede asansörü kullanmayın. Depreme eğer seyir halinde araçta denk geldiyseniz araç içinde bekleyin. Viyadük altında ya da üstünde beklemeyin. Tünele girmeden önce depremi hissederseniz tünele girmeyin. Kapalı otoparkta iseniz araç içinde değil aracın yanında bekleyin. Cenin pozisyonu yerine çök kapan tutun pozisyonunu yapmak afet sonrasında tahliye için daha avantajlıdır. Bir de son olarak mutlaka ilkyardım eğitimi almakta da fayda vardır” dedi. HABER MERKEZİ

İçişleri Bakanı Soylu: Selde 15 vatandaşımızı kaybettik Haber

İçişleri Bakanı Soylu: Selde 15 vatandaşımızı kaybettik

Şanlıurfa GAMER'de açıklamalarda bulunan Soylu, selden etkilenen bölgelerle ilgili bilgi verdi. Adıyaman'da 2 kişinin yaşamını yitirdiğini anımsatan Soylu, 2 kişiyi de arama kurtarma çalışmalarının 500 kişilik ekip ve 125 araçla sürdüğünü belirtti. Soylu, Şanlıurfa'da 13 kişinin hayatını kaybettiğini dile getirerek "Selde 15 vatandaşımızı kaybettik. Şanlıurfa'da 3, Adıyaman'da 2 vatandaşı arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Yani 5 vatandaşımıza ulaşmaya çalışıyoruz. Şanlıurfa'da şu anda yoğun bakımda 4, serviste 6, acil serviste de 4 vatandaşımız var. Toplam 60 vatandaşımız gelmişti, diğerleri taburcu edildi. Şu ana kadar arkadaşlarımızın tespit ettiği; 2 bine yakın ev ve iş yeri; bunlar zemin ve bodrum kat olmak suretiyle eşyaları, iş yerindeki malları hasara uğramış durumdadır. Bunlarla ilgili hasar tespitleri, gerek Defterdarlığımız gerek Aile ve Sosyal Hizmetler kanalıyla kaymakamlıklarımız ve valiliklerimizin koordinasyonunda sürdürülmektedir." diye konuştu. Dünden beri sahada olduklarını hem çalışmaları değerlendirdiklerini hem koordine ettiklerini hem de eksikleri gördüklerini aktaran Soylu, şöyle devam etti: "Yaklaşık 7 bin 585 personel, 1485 araçla selin vermiş olduğu tahribatı ortadan kaldırabilmek, vatandaşlarımızı olağan yaşantısıyla tekrar buluşturabilmek için çaba sarf ediyoruz. Gerek Jandarma komandodan gerekse Türk Silahlı Kuvvetlerinden getirdiğimiz arkadaşlarımız, burada belediyelerimizin çalışanları, hep birlikte bir gayreti ortaya koyuyoruz. İnşallah yakın zamanda selin oluşturduğu tahribatı normal hayata döndürmek üzere çalışmalarımızı sonlandıracağız. Vatandaşımızın hasarları tespit ediliyor. Evlerle ilgili ödemeleri arkadaşlarımız hazırlıyorlar. İnşallah onlarla ilgili ilk bir adım atılacak." Soylu, şehrin suyuyla ilgili bir sorun oluştuğunu ifade ederek "Değerlendirmeler sonucu, özellikle Fırat'tan gelen suyun yoğun çamurlu bir şekilde akması üzerine şehre suyu kıstılar. Şehre gelebilecek bu suyun da normal akışını sağlayabilmek, aynı zamanda ilgili istasyonlara gelip orada şehre verilebilecek hale gelmesini temin edebilmek için de çalışmaları sürdürüyorlar." dedi. Bölgede çalışmaları yerinde takip ettiklerini vurgulayan Soylu, tüm ekip arkadaşlarıyla sahada olmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi. "Abide Kavşağı'nın alt kısımda kendiliğinden oluşan bir su birikintisi yok" Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül de medyada, Abide Kavşağı'nın alt kısmının yeni yapılmış bir yer olarak gösterildiğine işaret ederek yapının 2012 yılında inşa edildiğini söyledi. Cavsak Deresi'nin taşması nedeniyle Abide Kavşağı'nda su birikintisi oluştuğunu aktaran Beyazgül, "Abide Kavşağı'nın alt kısımda kendiliğinden oluşan bir su birikintisi yok. Askeriyeden gelen Cavsak Deresi patlamış, onun için de önlem alınması gerekiyor tabii ki. Onun da çalışmalarını yapacağız." dedi. AA

Hatay'da büyüdü bu kez can kurtarmak için gitti Haber

Hatay'da büyüdü bu kez can kurtarmak için gitti

Ege Üniversitesi Sivil Savunma Uzmanlığı ve İtfaiyecilik Bölümü mezunu AFAD gönüllüsü 29 yaşındaki Mert Günay; İzmir depremi, Soma maden faciası, Ege Bölgesinde yaşanan yangınlar ve sel olaylarında aktif görev aldı. Büyüdüğü şehir Hatay'ın depremde yıkıldığı haberini alan Günay, çocukluk arkadaşlarının da depremde öldüğünü öğrendi. Bölgede arama kurtarma çalışmalarını yürütmek üzere harekete geçen Günay, büyüdüğü şehre bu kez can kurtarmak için gitti. Ekip arkadaşları ile birlikte 6 kişiyi enkazdan canlı çıkaran Günay, bölgede gördüklerini gözyaşlarıyla anlattı. 8 YIL İSKENDERUN'DA YAŞADI 8 yıl boyunca Hatay İskenderun'da yaşadığını söyleyen Günay, "Deprem haberini alınca oradaki arkadaşlarıma ulaşmaya çalıştım. Bir kısmına ulaşabildim ancak bazı arkadaşlarımı kaybettim. Depremin 4. gününde AFAD tarafından bölgeye görevlendirildim. Orada bulunduğum süre zarfında 6 kişiyi enkazdan canlı kurtardık. Her can bizim için umut oldu. 178., 183., 200. saatte enkazdan insan çıkarttık. Anneleri, evlatları kurtardık. Orada bize en çok madenciler destek oldu. Biz ne kadar profesyonel olsak da madenciler bu işi bizden çok daha iyi biliyordu. Çoğu zaman baretlerimizi çıkarıp önlerinde saygı ile eğildik. İspanyol ve Japon ekiplerle çalıştık. Maalesef enkaz altında yakınlarını bekleyen ailelere acı haberler de verdik. İnsanlar evlatlarına, anne-babalarına, 3 gün sonra evleneceği nişanlılara ulaşmaya çalışıyordu" dedi. "BİR KÖPEĞİN HAVLAMASI İLE KURTARDIK" Deprem bölgesinde inanması güç olaylarla karşılaştıklarını söyleyen Günay, "Bölgede eğitimsiz bir sokak köpeğinin havlaması ile 16 yaşındaki bir kız çocuğunu kurtardık. Bir muhabbet kuşunu kurtardık. Kuş biraz havalanıp ekip arkadaşımızın omzuna kondu ve oradan ayrılmadı. Kediler sahibine ulaşalım diye patileri ile enkazı kazmaya çalışıyordu. 178 saat, 203 saat; bunlar inanılmaz sayılar. Bir insanın aç ve susuz şekilde yaşaması için kritik saat eşiği 72 saattir ama ben orada artık bir yerden sonra bilimi, biyolojiyi, sayıları bir köşeye bıraktım. İnsan artık ‘Allah'ın hikmeti. Alacak nefesleri varmış' demeye başlıyor. İnsanın algılayamadığı, ‘İmkanı yok' dediği birçok şey yaşadık" diye konuştu. Günay, 178 saat boyunca enkaz altında kalan bir depremzede ile olan anısını ise şu sözlerle anlattı: "178. saatte ses duyulduğuna dair ihbar geldi. Enkaz altına girdik. Bir teyzenin sesini duyduk. O an yorgunluğumuzu unuttuk. Teyzemiz bir dolap kapağının arkasındaydı. ‘Teyzem iyi misin?' dedik, dolap kapağını ayırdık. Teyze tülbendini takmaya çalıştı ve bana kızmaya başladı. ‘Benim evime böyle giremezsiniz, fincanlarıma zarar veremezsiniz' dedi. ‘Teyzem, seni sağ salim çıkartayım istediğin kadar kız. Yeter ki seni çıkartalım' dedim. Teyzemiz 178 saat boyunca aç ve susuzdu. O anda öyle tepkiler vermesi normaldi. Kendisini enkazdan sağ kurtarabildik ve sağlık ekiplerine teslim ettik." Günay, deprem bölgesinde insanların yanı sıra enkaz altında kalan hayvanları da ekip olarak kurtardıklarını sözlerine ekledi. İHA

‘Melekler Çiftliği’ enkazdan  kurtardığı bin cana yuva oldu Haber

‘Melekler Çiftliği’ enkazdan kurtardığı bin cana yuva oldu

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER Tarihin en büyük deprem felaketlerinden birini yaşayan Türkiye, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremin neden olduğu yıkımla mücadeleye devam ediyor. Facianın hemen ardından enkaz altında kalan canları kurtarmak başlatılan arama-kurtarma çalışmalarına ülkenin dört bir yanından çok sayıda gönüllü ekip katıldı. Onlardan biri de Ankara’da 32 yıl önce kurulan ve 8 yıl önce İzmir’in Kemalpaşa ilçesine taşınan ülkenin ilk ve en büyük hayvan çiftliği ‘Melekler Çiftliği’ (Angel’s Farm Sanctuary) oldu. ‘İnsan ve Hayvan Arama Kurtarma’ (HARK) adını verdikleri ekipleriyle deprem bölgesine ulaşan gönüllüler, günlerce süren mesaide yalnızca enkaz altındaki insanları değil depremden sonra terk edilmiş ve yıkılmış apartmanlara sıkışan hayvanları kurtarmak için de çalıştı. HARK ekibinin deprem bölgesindeki çalışmalarını anlatan çiftliğin kurucu Sibel Çakır, şimdiye kadar bin depremzede hayvanın kurtarılarak çiftliğe nakledildiğini belirtti. Ekibin bir kısmının hala bölgede arama-kurtarma faaliyetlerini sürdürdüğünü söyleyen Çakır, “Enkazdan çıkarttığımız hayvanların öncelikle sahiplerini bulmaya çalışıyoruz. Bulamadıklarımıza yuva arıyoruz. Birçoğunun kolu, bacağı, kuyruğu parçalanmış durumda. Birçoğu engelli kalacak durumda hayvanların. Bizde sadece kedi, köpek değil kuş, at, eşek, inek, keçi, koyun, kaplumbağa gibi hayvanlar da mevcut. Tek taraflı bir kurtarma hiçbir zaman yapmadık” vurgusu yaptı. HAYVAN DA KURTARIYORUZ İNSAN DA! HARK ekibinin yalnızca enkaz altında kalan hayvanlar için arama-kurtarma faaliyeti yürütmediğinin altını çizen Çakır, “Biz sadece hayvan kurtarmıyoruz. Kendi arama kurtarma ekibimizin içinde ayrı timlerimiz var. Kimi insan kimi hayvan kimi de doğaya yapılan aykırı hareketlerde (yangın, erozyon vs.) çalışıyor. Yani hayvan da kurtarıyoruz insan da. Zaten depremin ilk 3 günü sadece insani arama yaptık. Hatta ekiplerimiz bir enkazdan bebek kurtardı” dedi. HATAY HARİTADAN SİLİNMİŞ Deprem bölgesindeki izlenimlerini de aktaran Çakır, “Depremin ardından ilk olarak Kahramanmaraş’a geçiş yaptık. Yollar kapalıydı, kar çok yoğundu. Bizim ekibimiz 18 saat sonra bölgeye ulaştı. Arkasından 30 saate yakın süre içerisinde tüm ekibimiz oradaydı. Yolların bozukluğu ve hiçbir müdahalenin olmaması nedeniyle gecikme oldu. Ama ilk ekibimiz 18 saat sonra oradaydı. Önce insani aramalar yaptık. Biz Kahramanmaraş’ın en büyük deprem hasarı alan yer olduğunu düşündük. Ta ki Hatay’a gidene kadar... Hatay’ın resmen haritadan silinmiş olduğunu gördük. İnsanlar, hayvanlar, arama kurtarma ekipleri... Herkes perişan. Çünkü ciddi bir koordinasyonsuzluk vardı ortada. Panik hali çok fazlaydı. Enkazda sağ kalanlar kurtulanlar ya da şehir dışından haber alıp gelen aileler son derece tedirgin ve panik havasındaydı. Arama kurtarma ekiplerinin çalışmasına engel olacak şekilde panikleri vardı. Biz bir binada çalışırken insanlar diğer binaya bakmamız için kolumuzdan tutup sürüklemeye bile çalıştılar. Tehdit edildik. Tabii ki yaşadıkları acıdan kaynaklı... Kötü niyetlerinden değil” ifadelerini kullandı. SAHİPLERİNİ BULMAYA ÇALIŞIYORUZ Şimdiye kadar yaklaşık bin hayvanın enkaz altından kurtarılıp İzmir’deki çiftliğe nakledildiğini dile getiren Çakır, “15 gün boyunca insan ve hayvan kurtarmak için sahada çalıştık. Hala bazı ekiplerimiz sahada arama yapıyor. Ama artık umudumuzu kaybetmeye başladık insanlarla ilgili. Hayvanlar hala enkazlarda, mahsur kalanlar var. İnsanları kurtardık, hayvanları kurtarıp çiftliğe naklettik. Yaklaşık bin civarında hayvan getirdik çiftliğe, hala da gelmeye devam ediyor. Ekibimiz de canla başla çalışıyor. Enkazdan çıkarttığımız hayvanların öncelikle sahiplerini bulmaya çalışıyoruz. Bulamadıklarımıza yuva arıyoruz. Birçoğunun kolu, bacağı, kuyruğu parçalanmış durumda. Birçoğu engelli kalacak durumda hayvanların. Bizde sadece kedi, köpek değil kuş, at, eşek, inek, keçi, koyun, kaplumbağa gibi hayvanlar da mevcut. Tek taraflı bir kurtarma hiçbir zaman yapmadık” diye konuştu. CANIN AYRIMI YOKTUR Afet anında akla en son gelenin hayvanlar olduğunu ve bu eksiği gidermek için son 1 yıldır arama-kurtarma konusunda eğitimler alarak kendi ekiplerini oluşturduklarını aktaran Çakır, “Afet anlarında ilk akla gelen insandır. Ama insan yardım isteyebilir, insana yardım dile gelir. Fakat hayvanlar yardım isteyemiyor, onlar hep ikinci, üçüncü hatta beşinci plana atılıyor. İnsanlar, değerli mal mülk, ev eşyaları... Sonra hayvanlar kurtarılıyordu. Bu bizim için çok büyük bir haksızlıktı. Çünkü onlar da ruh taşıyorlar, onların da canları ve aileleri var. ‘Can candır’ sloganıyla biz yola devam ettik. Canın ayrımı yoktur. Bu eksiği gidermek için yaklaşık 1 yıldır çeşitli platformlardan eğitimler alarak, kamplar kurarak aslında böyle bir afete hazırlanıyormuşuz ama haberimiz yokmuş” şeklinde konuştu. GÖNÜLLÜ ORDUSUNA ÇAĞRI Çakır, HARK’ın gönüllü ordusunun daha da büyümesi için şu çağrıyı yaptı: “Ne kadar çoğalırsak o kadar elimiz kolumuz her yere uzanabilir. Öncelikle erkek üyelere ve sonrasında kadın üyelere sesleniyoruz. Bu vatan bizim. Hatta sadece bu vatan için değil günün birinde dünyanın öbür ucunda bize ihtiyacı olan, büyük afet yaşayan yerlere de uzanabilmemiz için ekibimizin genişlemesi lazım. Her bedende, her ruhta, her yeteneğe sahip ya da sahip olmayan tüm insanlara ihtiyacımız var bizim. İlla sahada çalışmasına gerek yok. Kampımıza göz kulak olabilirler, telsiz koordinasyonunda durabilirler. Her insana ihtiyacımız var bizim arama kurtarma ekibimizde.” Ekonomik açıdan zaten zor günler yaşayan çiftliğin, yeni gelen misafirlerle birlikte yükünün daha da artacağına işaret eden Çakır, “Bu süreçte ekonomik desteğe de ihtiyacımız var. Hatta anlık değil uzun süreli ihtiyacımız var. Çiftlikte nüfusumuz zaten 3 bin 500 civarıydı. Şimdi 5 bine yakın ve daha da gelecek hayvanlar var. Başka hayvan kurtarma örgütlerinden sahaları olmadığı için bizlere yönlendirilmeye çalışılan yüzlerce hayvan daha var. O yüzden bizim çok uzun soluklu, ciddi desteklere ihtiyacımız var” sözleriyle destek istedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.