Mahkeme sonrası Sertel’den ‘Hotar’a hukuk dersi’ açıklaması
DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın iftira ve hakaret ettiği gerekçesiyle manevi tazminat davası açtığı CHP İzmir eski Milletvekili Atila Sertel, bugün hakim karşısına çıkarken kararın ardından açıklama yaptı. Kamun yararı gözettiklerinin altını çizen Sertel “Nükhet Hotar'a hukuk bir ders verdi” dedi.
Geçtiğimiz yıl, mülkiyeti bağışla Dokuz Eylül Üniversitesi’ne (DEÜ) geçen İnciraltı Mahallesi’ndeki 3 bin 140 metrekarelik arazinin kapalı teklif usulüyle satışa çıkarılan ve 16 milyon 600 binlik teklif bulan araziye ilişkin CHP İzmir eski Milletvekili Atila Sertel, ihalenin ardından yaptığı açıklamayla varisin rızasını olmadığı ve satışın hukuka aykırı olduğunu söylemesinin ardından DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın iftira ve hakaret içerdiği iddiasıyla Serter’e manevi tazminat davası açmıştı.
Sertel ve Hotar arasındaki davanın ilk duruşması bugün 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülürken, tarafları dinleyen mahkeme hakimi, davanın reddine karar verdi.
Karar sonrasında Sertel basın açıklaması yaparken Sertel’e, CHP İzmir eski Milletvekili Tacettin Bayır ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi destek verdi.
SERTEL: KAMU MALININ PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE KARŞIYIZ
Konunu geçmişine ilişkin bilgi veren Sertel, satışa yönelik mahkemenin tedbir kararını hatırlatırken haklı olduklarına vurgu yaparak, “Bugün bir hakaret davasına girdik. Ben Sayın Dokuz Eylül Üniversitesi rektör hanımefendi, Fatma Seniha Nükhet Hotar'a hakaret ettiğim gerekçesiyleydi. Bu davada hakim davanın reddine karar verdi. Öncelikle bunu söylemek istiyorum; Feriha Ferhan Şahinci isimli bir hanımefendi, 3 bin metrekare İnciraltı'nda bir yerini kız yurdu yapılması kaydıyla Dokuz Eylül Üniversitesi’ne bağışlamıştı. Fakat, Feriha Ferhan Şahinci hanımefendi bir süre sonra vefat etti. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü ise bu araziyi satışa çıkardı. Aslında bu araziyi satışa çıkaramazdı. Çünkü burası kız yurdu yapılması kaydıyla bağışlanmıştı. Ben milletvekilliği sırasında bu konuya itiraz etmiştim ve ‘Bundan oğlu Erin Şahinci Amerika'da yaşıyor kendisinin haberi var mı? Bu konuda kendisinden izin alındı mı?’ demiştim. 'Satamazsınız' demiştik. Fakat buna rağmen sattı. Satınca hukuken bir suç işlediğini söylemiştim. Ve bu konuda avukat Şule Pınar Arık oğlu adına davanın açıldığını, mahkemenin satışa ihtiyat tedbir kararı koyduğunu söyledi. İhtiyat tedbir kararı mahkemeden çıktı. Yani bizim haklılığımız ortaya çıktı. Devamında itiraz etti Dokuz Eylül Üniversitesi. İhtiyat tedbiri kararına… Fakat bu kararda mahkeme ısrar etti. Şimdi üniversitesi bunu istinafa taşıyor. İstinaf da bu konuda sanıyorum aynı kararı verecektir. Bugün ise hakim beni dinledi… Ben ifademde dedim ki ‘kız yurdu yapılacak bir yere kamu yararı olan bir yerin satışına karşı çıktığım için yargılanıyorum, buna milletvekili olarak değil, bir vatandaş olarak da, İzmir'de yaşayan bir insan olarak da karşı çıkardım’ dedim. Sağ olsun hakim davanın reddine karar verdi. Böylece Dokuz Eylül Üniversitesi'nde hukuksuz olarak pek çok üniversite öğretim üyesine zulmeden, pek çok hukuksuz yere dava açtırarak hakimler üzerinde baskı oluşturmaya çalışarak, savcılar üzerinde baskı oluşturma kaydıyla birçok insanın yargılanmasını sağlayan Nükhet Hotar'a hukuk bir ders verdi. Biz milletvekilliği yaptığımız sürece ne haram yedik ne de harama el uzatanlara karşı çıkmamazlık etmedik. Mutlaka karşı çıktık. Biz helalin yanındayız. Halkımızın yanındayız. Kamunun yanındayız. Kamunun mallarının peşkeş çekilmesine karşıyız ve her zaman çıkacağız. Yargılanabiliriz, bizi tutuklayabilirler, hiç önemli değil. Biz halkımızın yanındayız ve halkın hakkını, hukukunu savunmaya devam edeceğiz” dedi.
“BİRİNİ ÇÖZDÜK SIRA İKİSİNDE”
Vekillik döneminden kalan üç fezlekenin üçünün de Dokuz Eylül Üniversitesi’ne ilişkin olduğunu hatırlatan Sertel, geri adım atmayacaklarını belirterek, “Birini çözdük. Sıra ikisinde. Onlarla ilgili dava da açıldı. Yarın öbür gün onlarla ilgili de dava görülecek. Ben asla hiçbir zaman hakaret etmedim. Gerçekleri söyledim. Kendisinin bir davası da şu; Kendisi pandemi döneminde Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer sağlık çalışanları ve doktorlar için, personel için bir güç tahsis etmişti, o yurda karşı çıktığı gibi bir AKP Gençlik Kolları Başkanı'nın paylaşımını paylaşarak AKP'ye destek veren bir rektör olduğu kanıtlamıştı. Ben de kendisine aynen şunu söylemiştim; Siz bir rektörsünüz, bir üniversite yönetiyorsunuz. AKP Gençlik Kolları Başkanı'nın tweetini retweet etmek sizin işiniz değil demiştim. Ondan da hakaret davası açtı. Onda da yargılanacağız. Hiç önemli değil. Yargılanabiliriz ama sonuçta hukuk var. Adalet var diyoruz” diye konuştu.
GAPPİ: KAMU YARARI OLAN HER YERDE BİZ SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM
Sertel’in ardından konuşan Gappi, “Bir süredir İzmir'de karşılaşmadığımız bir olayı yaşıyoruz. O da şudur ki biliyorsunuz İzmir'de pırıl pırıl üniversitelere sahibiz. Ama nedense Dokuz Eylül Üniversitesi yaklaşık iki üç yıldır kendisine yönelik bir olayın, hiçbir gazetede veya yayın organında yer almasını istemiyor. Ve buna dair de ya davalar açıyor. Olmazsa yüzlerce basın kuruluşunu birden basın ilan kuruluna şikayet ediyor. Oradan maddi cezalar almamızı sağlamaya çalışıyoruz. Bu uygulamayı 9 Eylül'de görüyoruz ve kesinlikle kabul etmiyoruz. Halk ve kamu yararı olan her yerde biz sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
BAYIR: BU GÜCÜ NEREDEN ALIYOR?
Üniversitelerin siyasallaştırılması üzerinden Hotar’a tepki gösteren Bayır ise, “Üniversitelerin siyasallaştırılması söz konusu. Bunu özellikle İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Nükhet Hanım'da çok sık görüyoruz. Sadece Atila vekil değil birçok arkadaşımız mahkemelik. Biz de vekillik dönemimizde bir açıklama yapmıştık İnciraltı ile ilgili. O zaman bizimle de ilgili suç duyurusunda bulunulmuştu. Ama bir sonuç alınamıyor Bu hanımefendi bu gücü nereden alıyor? Ankara’dan mı? Cumhurbaşkanından mı alıyor? Kendisinde bu hakkı nasıl buluyor? Mahkemeleri gereksiz yere meşgul ediyor. Yakışmıyor” ifadelerini kullandı.
BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: ‘Hastane’ değil ‘şantiye’ mi açılacak?