[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

AİHM’nin ilk Türk kadın yargıcı Prof. Dr. Ayşe Işıl Karakaş kimdir? Ayşe Işıl Karakaş ne zaman öldü? Haber

AİHM’nin ilk Türk kadın yargıcı Prof. Dr. Ayşe Işıl Karakaş kimdir? Ayşe Işıl Karakaş ne zaman öldü?

Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkan Yardımcısı ve akademisyen Prof. Dr. Işıl Ergüvenç Karakaş, kanser tedavisi gördüğü süreçte yaşamını yitirdi. Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde temsil eden ilk kadın yargıç olarak atanarak 22 Ocak 2008 tarihinde göreve başlayan Karakaş, 66 yaşındaydı.AİHM’in ilk Türk kadın yargıcı Prof. Dr. Ayşe Işıl Karakaş kimdir? Ayşe Işıl Karakaş ne zaman öldü? AYŞE IŞIL KARAKAŞ KİMDİR? Ayşe Işıl Karakaş, 8 Aralık 1958 tarihinde İstanbul'da doğdu. Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıcı ve akademisyen olan Karakaş, Galatasaray Lisesi mezunudur. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde kamu yönetimi bölümünden 1983 yılında mezun olan Karakaş, aynı üniversitenin Hukuk Fakültesi'nde de yüksek lisans ve doktora derecelerini tamamlamıştır. Akademik kariyerine İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde yardımcı doçent olarak başlayan Karakaş, daha sonra aynı üniversitede doçent ve profesör unvanlarını elde etmiştir. Aix-Marseille III Üniversitesi ve Montpellier II Üniversitesi'nde misafir öğretim üyeliği yapmıştır. İnsan hakları, bireysel özgürlükler ve Avrupa hukuku konularında uzmanlaşan Karakaş, 2019 yılında Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Profesör olarak göreve başlamış ve 2024 itibariyle Kamu Hukuku Bölüm Başkanlığı görevini sürdürmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye'yi temsil eden ilk kadın yargıcı olarak atanmış ve bu görevini 2008 yılına kadar sürdürmüştür. AYŞE IŞIL KARAKAŞ’IN AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNDEKİ GÖREVİ 22 Ocak 2008 tarihinde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'yi temsil edecek ilk kadın yargıcı olarak seçilen Ayşe Işıl Karakaş, 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren AİHM'nin ikinci bölüm başkanı olarak görev yapmış ve bu göreviyle beş bölümden birine ilk kez bir Türk başkanın atanmasına öncülük etmiştir. Ayrıca, 1 Kasım 2015 tarihinde AİHM başkan yardımcısı olarak atanmıştır. Karakaş, ikinci bölüm başkanlığı ve başkan yardımcılığı görevlerinden 30 Nisan 2017'de asıl görev süresi dolduğu için ayrılmıştır. Ancak, 2019 yılına kadar yeni yargıç Saadet Yüksel görevine başlayana kadar AİHM yargıçlık görevini sürdürmüştür. AYŞE IŞIL KARAKAŞ NE ZAMAN ÖLDÜ? Uzun süredir kanser tedavisi gören Prof. Dr. Ayşe Işıl Karakaş, 24 Ocak 2024 tarihinde 65 yaşında hayatını kaybederek aramızdan ayrıldı.

Doğal afetler sonrası devletin yükümlülüğü nedir? Haber

Doğal afetler sonrası devletin yükümlülüğü nedir?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski yargıçları Prof. Dr. Işıl Karakaş ve Dr. Rıza M. Türmen, imar barışından faydalanan ancak depremde yıkılan yapılar için devletin, sorumluluğu kat maliklerine yükleyemeyeceğini belirtti. Yaşar Üniversitesi Uluslararası Hukuk Uygulamaları ve Araştırma Merkezi tarafından “Yaşam Hakkı, İnsan Onuru ve Devletin Pozitif Yükümlülükleri” isimli çevrimiçi panel düzenlendi. Moderatörlüğünü Yaşar Üniversitesi Uluslararası Hukuk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Özkan'ın yaptığı çevrimiçi panele AİHM eski yargıçları Prof. Dr. Işıl Karakaş ve Dr. Rıza M. Türmen konuşmacı olarak katıldı. "İMAR AFFI İHLAL KONUSU OLUR" Yaşanabilecek doğal afetler sonrası devletlerin AİHM'ndeki sorumluluğu konusunun öne çıktığı panelde konuşan Dr. Rıza M. Türmen, “Yaşam hakkı en temel haktır ve askıya alınamayan maddelerdendir. Devlet, yaşam hakkı için her türlü çabayı göstermeli ve önlemleri almalıdır. Devlet, doğal afetin önüne geçemez. Ancak bu afetlerin doğuracağı sonuçların önüne geçebilmesi için pozitif yükümlülükleri var. Depremde birçok bina yıkıldı. Bunların içinde İmar Barışı'ndan faydalanan yapılar da var. İmar Barışı'nda yer alan ‘Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikine (Sahibine) mahsustur.' maddesi, affedilen konutlarda sorumluluğun artık malike ait olduğu belirtiliyor. AİHM'ne yapacak bireysel başvurularda, devlet adına bu durumun geçerli olacağını sanmıyorum. Devlet, imar affı ile pozitif yükümlülüklerinden vazgeçmiş oluyor. Prosedür açıdan AİHM'nde ihlal konusu olacağını düşünüyorum.” dedi. "17 AĞUSTOS İLE AYNI" Devletin depremin oluşunu engelleyemeyeceğini ancak gerekli güçlendirici tedbirleri alabileceğini belirten Prof. Dr. Işıl Karakaş, “Yıkılan binaların betonları midye kabuklarıyla dolu. Gerekli kontroller, yapılmadığı için tam yargı davası açılabilir. Deprem riski yüksek bölgelerde yapılan kontroller ve ruhsatlar neye göre veriliyor. Bu sonuçlarda ev yıkılırsa sorumluluk doğurur. 17 Ağustos 1999 yılında Gölcük'te meydana gelen depremde müteahhit Veli Göçer'in yaptığı 17 binalı sitede 189 kişi yaşamını yitirdi. 24 Ağustos 1999'da savcılar, enkazlara giderek tutanak tuttu. Ardından bilirkişi raporları istendi. O gün binalarda yapılan tespitler ile aradan yıllar geçmesine rağmen bugün Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yapılan tespitler aynı. Temeller zayıf, projedeki kat sayısına ek 1 kat daha çıkılmış, bodrum katı ya da istinat duvarı yapılmamış, yıkanmadan deniz kumu kullanılmış, malzeme basınca uygun değil ve teknik denetim yapılmadan inşa edilmiş gibi maddeler söz konusu. AİHM, ‘Afetlerin neden olacağı sonuçlardan korunmak devletin sorumluluğudur.' diyor. Ayrıca deprem bölgelerinde özel şartlar var. Risklerin önlenmesinde 1. derece sorumlu yerel makamlardır. Güvenliğe aykırı binaların çökmesi sonucu ölümler yaşanıyor. İmara aykırı yapılan evler, imar affı ile yasal hale getiriliyor. İmar affının, en başından itibaren devletin sorumluluğunu ilgilendiren bir konu olduğunu düşünüyorum.” dedi. "DAVALAR MÜLKİYET HAKKINI KAPSAR" Hükümetin, depremde ev ve işyeri yıkılan vatandaşlara yönelik yapacağı konutlardan ödeme talep etmesine de değinen, Rıza M. Türmen, “Devlete karşı açılan davalar, mülkiyet hakkını da kapsayacaktır. Her şeyini kaybeden insana, ev verip para istiyorsunuz. Bu konuyla ilgili olarak AİHM'nde ancak devletin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmediği için tazminat davası açılabilir.” diye konuştu. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.