[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#balıkçılık

balıkçılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, balıkçılık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Marmara Denizi'nde balıkçılığa yeni tehdit: Denizanası artışı Haber

Marmara Denizi'nde balıkçılığa yeni tehdit: Denizanası artışı

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı iş birliğiyle yürütülen "Marmara Denizi'nde denizanası artışları: Sebep ve Sonuçlar" başlıklı proje kapsamında, denizanalarının balıkçılık üzerindeki etkileri incelendi. Marmara Denizi'nde faaliyet gösteren 150 balıkçıyla birebir görüşmeler yapılarak anketler düzenlendi. Ayrıca, "R/V Yunus-S" adlı araştırma gemisiyle denizanalarının balıklar üzerindeki olumsuz etkileri üzerine saha çalışmaları gerçekleştirildi. Yapılan araştırmalar sonucunda, denizanalarının aşırı miktarda artışının balıkçılığı olumsuz yönde etkilediği ve balık türlerinin azalmasına neden olduğu belirlendi. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Balıkçılık ve Su Ürünleri İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Firdes Saadet Karakulak, AA muhabirine araştırmalarıyla ilgili bilgi verdi. Hem endüstriyel hem de küçük ölçekli balıkçılarla yapılan anket çalışmasıyla denizanalarının faaliyetler üzerindeki etkilerinin belirlendiğini ve tüm balıkçıların bu durumdan olumsuz etkilendiğini vurguladı. Ağların denizanası tarafından tıkanmasıyla hedefledikleri balık türlerini avlayamamalarının büyük bir sorun olduğunu ifade etti. Denizanası artışlarıyla ilgili olarak balıkçıların denizde daha fazla zaman geçirmeye başladığına dikkat çeken Karakulak, "Bu durum iş yüklerini artırıyor ve ağları denizden toplamakta zorlanıyorlar. Daha uzun süre denizde kaldıkları için daha fazla mazot tüketiyorlar ve ekonomik olarak da zor durumda kalıyorlar. Ancak endüstriyel balıkçılar, denizanalarıyla başa çıkabiliyorlar. Sahip oldukları teknolojiyi kullanarak ağlarına giren denizanalarını uzaklaştırabiliyorlar." şeklinde konuştu. Bazı denizanalarının balıklarla bir arada olması nedeniyle balıkların renklerinin solması ve bu durumun balıkçıların ürünlerini pazarlamasında zorluk çıkardığına da değinen Karakulak, şunları ekledi: "Marmara Denizi'nde denizanası artışının balıkçılığı olumsuz etkilediği açıkça görülüyor. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında balıkçılık faaliyetleri neredeyse durma noktasına geliyor. Balıkçılar en fazla yüzde 50 oranında avlanabiliyorlar. Ancak küçük ölçekli balıkçılar hiç faaliyet yapamıyorlar. Özellikle balık göçlerinin yoğun olduğu dönemlerde, yani balıkçılık sezonunun açıldığı eylül ve ekim aylarında faaliyetler durma noktasına geliyor. Bizim çalışma bölgemiz Doğu Marmara olduğu için İstanbul ve Kocaeli gibi bölgelerdeki balıkçılarla görüşmeler yaptık. Denizanası artışı nedeniyle İzmit Körfezi'nde balıkçılık yapamayanlar, genellikle İstanbul gibi uzak bölgelere gitmek zorunda kalıyorlar." Karakulak, projenin bir parçası olarak Doğu Marmara Denizi'nde balık yumurtaları ve larvalarının çeşitliliğine de odaklandıklarını ve geçmişe göre üreyen balıkların çeşitliliğinde azalma tespit ettiklerini paylaştı. Denizanalarının balık yumurtalarıyla beslenmesi sonucunda balık yumurtası bolluğunda azalma yaşandığını ve bu durumun ticari balık türlerinin azalmasına yol açtığını belirtti. Karakulak, denizanalarının tüm balık türlerini etkilediğini vurgulayarak, "Marmara Denizi'nde eskiden bol miktarda bulunan uskumru, kılıç balığı, orkinos gibi balıkların artık bulunmaması denizanalarının aşırı artışının bir sonucudur. Çünkü bu balıklar denizanalarıyla beslenirdi." şeklinde konuştu. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar ise Marmara Denizi'nde gözlemlenen yeni denizanası türleri ile yerel türlerin hızlı ve yoğun üremesinin yanı sıra, balıkların besin kaynağı olan küçük deniz organizmaları, balık yumurtaları ve larvalarını tükettiğine dikkat çekti. Bu durumun balık stokları üzerinde ciddi baskılar oluşturduğunu belirten Okyar, "Ayrıca aşırı miktarda çoğalan ve kitlesel ölümlerle dağılan denizanaları, balıkçı ağlarının göz açıklıklarını tıkayarak balıkçılık faaliyetlerinde sorunlara yol açabilir." şeklinde değerlendirmede bulundu.

Muğlalı balıkçılar ‘Vira Bismillah’ dedi Video Galeri

Muğlalı balıkçılar ‘Vira Bismillah’ dedi

2023-2024 su ürünleri balık av sezonu için Milas’ın Güllük mahallesinde Muğla Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından tören düzenlendi. Tören öncesi Güllük limanında balıkçı barınağında deniz dip temizliği gerçekleştirildi. Su ürünleri av sezonu açılışı için düzenlenen törende konuşan Muğla Valisi İdris Akbıyık, yeni su ürünleri av sezonunu hayırlı olmasını diledi. Vali Akbıyık, “Mavi vatanımızı balıkçılarımız ile, STK’larımız ile, basınımız ile koruyacağız. Avlanmayı usullerine göre yapacağız ki, gelecek nesillerimize daha güzel bir ülke bırakalım, daha güzel bir mavi vatan bırakalım. Bu denizlerimizin bize sunmuş olduğu nimetlerden hem ekonomik olarak, hem de sağlıklı beslenme olarak her şekilde faydalanalım” dedi. Muğla tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak, “Güllük bu ilçenin doğduğum büyüdüğüm Milas ilçesinin bereketli ve bir balıkçı kasabası. Yıllar içinde gelişti, ilçenin ve ilin madencilik potansiyeli, su ürünleri yetiştiriciliği hepsi üst üste geldi. Bereketli bir coğrafya Milas coğrafyası. Muğla’nın bütünü de öyle. Öyle olunca eskiden kıyı balıkçılığı daha yaygın yapılıyordu. Zira Muğla’nın Bin 500 kilometrelik sahil şeridi ile Türkiye’deki sahil şeridinin en uzun sahil şeridine sahip il bu yeryüzü cenneti bu güzel ilimiz. Şimdilerde yaklaşık Bin 120 balıkçı teknesi bir balıkçılık filomuz var. Çok fazla büyük teknemiz yok bizim. Yaklaşık 11 tane gırgırımız, yaklaşık 14 tane de trolümuz var. Ancak Muğlalı balıkçılar son derece kurallara uyan, boy yasaklarına, avlanma yasaklarına uyan, vaktinden önce ava çıkmayan hemşehrilerimizden oluşuyor. Sadece denetim görevimizi yapıp kenara çekilmiyoruz. Muğla’nın mavi vatanında sürdürülebilir su ürünleri avcılığı, sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliği, tabiatın bize miras bıraktığı bu mvi denizleri gelecek kuşaklara aynı duyarlılıkla teslim etmek zorundayız. Bizim sadece balıkçılarımızdan değil, tüm Muğla’ya gelen misafirlerimizden değil, denizlerimizi kullanan balıkçı ve konuklarımızdan, yetiştiricilerimizden bu mavi vatanı temiz kullanmaları, atıkları ile mvi vatanı kirletmemelerini istiyoruz” dedi. Konuşmaların ardından su ürünleri avcılık belgeleri verilirken, yeni su ürünleri avcılığının ilk mezatı gerçekleştirildi. Mezat sonrası vatandaşlara ücretsiz balık dağıtımı yapıldı. Karada başlayan 2023-2024 yılı su ürünleri balıkçılık sezonu açılışı daha sonra balıkçı gemilerine binilerek ‘Virea Bismillah’ denildi ve av sezonu açılışı gerçekleştirildi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Mavi ay Muğla’da görsel şölen oluşturdu

İklimsel değişimler balıkçılığı da vuracak Haber

İklimsel değişimler balıkçılığı da vuracak

Türkiye’de kasım ayına kadarki süreçte yağışların istenilen düzeyde olmaması tüm canlıları olduğu gibi balık popülasyonunu da etkiledi. Bunların üstüne azalan ve tehlike altında olan balıkların bilinçsiz avlanması da eklenince, ilerleyen yıllarda bir balık kıtlığı olabileceği öngörüldü. Bunların yaşanmaması için uyarılarda bulunan, İklim Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Doğan Yaşar ise “Balıkçılığı iyi yönde etkileyecek olan kış sıcaklıklarıdır. Bu bağlamda kışların ılık ve yağışlı geçmesi istenilen bir şeydir. Böyle olmadığı zamanlarda ise balık popülasyonu azalacağı için avlanmanın kısıtlanması en mantıklı karardır. Kanada, 1992 yılında son 130 yılın en büyük patlamasını gerçekleştiren Pinatubo yanardağının soğumaya neden olacağını ve bunun da denizlerindeki balık popülasyonu düşüreceğini öngörerek Atlantik’te iki yıl boyunca balıkçılığı yasaklamıştı. Nitekim hava sıcaklığı 0,5 derece düşmüş müthiş bir kuraklık yaşanmıştı. Aynı durum Türkiye için de geçerli. Türkiye’de 1992 kuraklığında barajlar boşalmış ve ilk kez Bulgaristan’dan elektrik satın almıştık. Yılda 300 bin olan hamsi avı ise yeterli önlemleri almadığımız için 50 bin tonlara düşmüştü. KURAK YILLARDA KISITLANMALI Doğan Yaşar, kuraklığın oluştuğu yıllarda Tarım Bakanlığının balık avını yasaklaması ya da kota koyması gerektiğini aksi takdirde tıpkı 1992’de olduğu gibi Türkiye’de yılda 300 bine tona ulaşan hamsi avının 50 bin tonlara düşebileceğini dile getirdiği açıklamasında: “Denizler zaman zaman ısınır ve zaman zaman da soğur. Ama biz denizleri foseptik olarak kullandığımız için kirlilik ve yaz sıcaklığı bir araya gelince maalesef denizde negatif olaylara neden olur. Yani balıkçılığı iyi yönde etkileyecek olan kış sıcaklıklarıdır. Bu bağlamda kışların ılık ve yağışlı geçmesi istenilen bir şeydir. Böyle olmadığı zamanlarda ise balık popülasyonu azalacağı için avlanmanın kısıtlanması en mantıklı karardır. Kanada, 1992 yılında son 130 yılın en büyük patlamasını gerçekleştiren Pinatubo yanardağının soğumaya neden olacağını ve bunun da denizlerindeki balık popülasyonu düşüreceğini öngörerek Atlantik’te iki yıl boyunca balıkçılığı yasaklamıştı. Nitekim hava sıcaklığı 0,5 derece düşmüş müthiş bir kuraklık yaşanmıştı. Aynı durum Türkiye için de geçerli. Türkiye’de 1992 kuraklığında barajlar boşalmış ve ilk kez Bulgaristan’dan elektrik satın almıştık. Yılda 300 bin olan hamsi avı ise yeterli önlemleri almadığımız için 50 bin tonlara düşmüştü” ifadelerini kullandı. BALIK MİKTARI YÜZDE 32 AZALDI Yaşanılan iklimsel değişimler tüm dünyayı etkisi altına alırken, balıkçılık sektörünün de bu durumdan olumsuz yönde etkileneceğini belirten Yaşar, “İklimsel değişimler balıkçılık sektöründe de oldukça etkindir. Kış ayları çetin soğuklar yerinde ılık ve yağışlı geçen yıllarda balık avı oldukça artarken, soğuyan ve dolayısı ile kurak geçen kış aylarında da azalmaktadır. Bunun nedeni yağışla birlikte gerek atmosferden ve gerekse akarsulardan gelen nütrient miktarlarındaki değişimdir çünkü yağışların arttığı yıllarda nehirlerden gelen besleyici elementler artar ve bu da deniz yaşamının pozitif olarak etkiler. Örneğin Türkiye’de kuraklığın başladığı 2020’den sonra günümüze kadar avlanan balık miktarı yüzde 32 azalmıştır. Bu azalmanın ana nedeni aşırı avcılık olduğu gibi kurak geçen yıllardır” diye konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Foça'da balıkçılık yapılabilecek bölgeler azaldı

Foça'da balıkçılık yapılabilecek bölgeler azaldı Haber

Foça'da balıkçılık yapılabilecek bölgeler azaldı

Türkiye kıyılarındaki tüm doğal yaşam alanlarının, özelde ise Akdeniz foku popülasyonlarının ve geleneksel kıyı balıkçılığının sürdürülebilirliğinin sağlanması misyonu olan Sualtı Araştırmaları Derneği SAD-AFAG, Foçalı balıkçılara çizme, yağmurluk ve balıkçılık malzemesi desteği sağladı. Balıkçılık ve su ürünleri sektörünün sorunlarıyla ilgili konuların yer aldığı toplantıda, Foça kıyılarında bazı bölgelerin balıkçılığa kapalı alan ilan edilmesiyle ilgili çalışmaların kıyı balıkçılığına olumsuz etkileri konuşuldu. "Dört ada kaldı" Kıyı balıkçısı Ceyhun Ekinci, “Küçük ölçekli bir balıkçıyım, aynı zamanda Sualtı Araştırma Derneği üyesiyim. Derneğin balıkçılarımıza sağladığı çam sakızı çoban armağanı malzemeler balıkçılarımızın bir nebze olsun yüzünü güldürdü. Kıyı ve küçük ölçekli balıkçıların ismi küçük olduğu kadar bir o kadar da sorunları var. Foça balıkçılarının en büyük sorunlarından bir tanesi avlak sahalarının yetersiz kalması ve bir o kadar da denizanası gibi geçici ekolojik problemler. Foça’da bazı bölgelerin kıyı balıkçılığına kapalı alan ilan edilmesi ilgili bir gündem var. Zaten Foça’da balıkçılığa kapalı alanlar var, otellerin kapatmış olduğu alanlar var. Balıkçı kasabası Foça’da avlanma yapılabilecek dört ada kalmış durumda. Küçük ölçekli balıkçılığın ve kıyı balıkçılığının yok olmaması için kapalı alanların genişlememesi gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu. "Kıyı balıkçılığı kıyı ekosistemini koruyor" Sualtı Araştırma Derneği Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi Cem Orkun Kıraç ise yaptığı açıklamada, “Uzun zamandır çalışmalar yapan; denizlerde, su altı ve kıyılarda doğal kültürel ve tarihi koruyan bir derneğiz. Balıkçılık çalışma alanlarımızdan çok önemli bir tanesi. Balıkçılarımız deniz kıyı ekosisteminin korunması konusunda önemli bir paydaşımız. Geleneksel kıyı balıkçıları ve balıkçılığı bizim için ayrı bir öneme sahip. Çünkü kıyı balıkçıları nesli azalan deniz canlıları ile birlikte aynı ortamda avlanıyor ve dolaşıyorlar, örnek vermek gerekirse deniz kaplumbağaları, yunus balıkları, Akdeniz fokları gibi canlıları aslında koruyan ve onlarla birlikte aynı ortamı paylaşan meslek grubu kıyı balıkçılığıdır. Balıkçılarımızın yanında olduğumuzu, onların gönlünde olduğumuzu göstermek için balıkçılık ekipmanları dağıttık. Kurum olarak, Foça‘da yeteri kadar kıyı balıkçılığına kapalı alanlar mevcut, ek olarak kapalı alanlar oluşturulmasının kıyı balıkçılığına olumsuz etki yapabileceğini düşünüyoruz” dedi. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Foça’da biyolojik çeşitlilik kayıt altına alındı

Artık hobi değil lüks haline geldi Haber

Artık hobi değil lüks haline geldi

Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda balıkçılık av malzemeleri satışı yapan esnaf Faruk Uzundal, bir süredir bu sektörün içerisinde yer aldığını belirtti. İzmir’de geçmişte çok daha yaygın olarak yapılan hobi balıkçılığının artık eskisi kadar yaygın olmadığını bu nedenle hobi balıkçılığının emekli ve memur kesimi için artık lüks olduğunu söyledi. Uzundal, vatandaşın bir av malzemesi takımı yapması için en düşük bin TL harcaması gerektiğine dikkat çekerek bu ürünlere sahip olmanın maliyetinin yüksek olduğunu vurguladı. İMKANI OLAN ALIYOR Körfez Av’ın sahibi olan Faruk Uzundal, av ürünlerinin önceki yıllara göre fiyatlarının artış gösterdiğini belirterek “Vatandaşlar geliyor, fiyat soruyor ama imkanı olan alıyor. Balık tutma işi daha çok zamanı olan kişilerin yaptığı bir şey. Haliyle ekonomik kriz herkesi etkilediği gibi bizim sektörü de etkiliyor” dedi. Daha çok emeklinin, memurların hobisi haline gelen balık tutmanın hobi olmaktan çıktığından bahseden Uzundal, “Artık bu iş lüks oldu diyebiliriz. Düşünün bir emekli maaşı 7 bin 500TL.” diye konuştu. ÇOK FAZLA İŞ YAPMIYORUZ Geçen yıla oranla sattıkları ürünlerde yüzde 100 zam geldiğini, ürünün onlara gelen maliyetinde de artış olduğunu ifade eden Faruk Uzundal, “Bizim de dükkan giderlerimiz, faturalarımız var. Elimizde olmasa da gelen zamlardan dolayı fiyat listemizi ona göre belirliyoruz” ifadelerini kullandı. Av malzemelerinin önceki yıllara oranla ciddi paralar tuttuğunu söyleyen Uzundal, “Gelen kişi takım yapmaya kalksa en düşük ödeyeceği bütçe 500-1000 TL arası değişiyor. Bu fiyatlarda vatandaşı zorluyor. Müşteri en uygun ürün hangisi ise onu almaya çalışıyor.” diye konuştu. Gün içerisindeki satış yoğunluğundan bahseden Uzundal, gelen müşterilerin daha uyguna takımı nasıl temin edebilirim arayışı içerisinde olduğunu bu sebeple de çok fazla iş yapmadıklarını vurguladı. EKONOMİ İYİLEŞTİRİLMELİ Son olarak çağrıda bulunan Uzundal, “Olduğum sektörün yanı sıra ekonominin iyileştirilmesi gerekiyor. Yoksa bizim sektör için zorunluluk esas değil. Balık tutmak vatandaşın hobi olarak yaptığı bir şey. İnsanlar ekonomi şartlarından dolayı her konuda kendini kısıtlıyor. Bu süreç böyle giderse temel ihtiyaçlarımızı da karşılayamayacağız. Sıkıntı büyük” ifadelerini kullandı. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-İzmir’de nerede hangi semt pazarları var? İzmir’deki semt pazarları

Karadeniz’de mezgit bolluğu Haber

Karadeniz’de mezgit bolluğu

Kentte hava aydınlanmadan denize açılan balıkçılar, sezonun ilk günlerinde mezgit ve barbunya avlıyor. Canik Balıkçı Barınağı'ndan demir alan balıkçılar gün boyu açıkta avlanarak gün kararmadan nasiplerine düşen ballıklarla rıhtıma dönüyor. Genellikle mezgit ve barbunya avlayan trol balıkçılarının ağlarına kalkan, istavrit, tirsi, çinekop, çupra, zargana ve levrek de takılıyor. Mezgitin kilogramı 100 lira, hamsinin 70 lira, barbunyanın 200 lira, zargana ve istavritin ise 150 liradan tezgahlarda yerini alıyor. Kentte 3 nesildir balıkçılık yapan bir aileden gelen Fatih Malkoç, sezona bereketli başladıklarını söyledi. Havaların biraz daha soğumasıyla daha iyi bir sezon geçireceklerini dile getiren Malkoç, "Şu an mezgit tutuyoruz, balıklarımız da güzel. Fiyatları da piyasası da uygun. Bugün de 35 kasa mezgit tuttuk Allah bereket versin, bereketli bir gündü, balıklarımız kaliteliydi. Bundan sonra inşallah daha da iyi olacak." dedi. Havaların soğumasıyla balıkların daha da çeşitleneceğini belirten Malkoç, "İlerleyen günlerde barbun, tekir, istavrit, çinekop, hamsi avlayacağız. Hamsi balığı daha iyi yani daha çok oluyor, daha çok tutuluyor. Havaların soğuması buradaki teknelerin hep işine geliyor. Allah nasip ederse daha iyi günler olacak." ifadelerini kullandı. "Biz balığımızın çok pahalı gitmesini istemiyoruz" Balıkçıların masraflarının fazla olduğunu, dolayısıyla bunun balık fiyatlarına yansıdığını aktaran Malkoç, şunları kaydetti: "Zaten piyasa belli, mazot, yakıt fiyatlar ortada, masraflarımız çok. Yakıt masrafımız düşük olsa biz balığımızın çok pahalı gitmesini istemiyoruz. Vatandaş yesin, asgari ücretle geçinen insanlar da yesin. Benim balığımın çok pahalı gitmesini istemiyorum ama yakıtım ucuz olsun. Benim balığımın fiyatı da düşük olsun, yakıtım da düşük olsun. Trol balıkçılığı şu an güzel başladı." BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Karadenizli balıkçı, atıkları geri dönüşüme kazandırıyor

Kocaeli'nin 20 yıllık balıkçısı mavi sulara aşık Haber

Kocaeli'nin 20 yıllık balıkçısı mavi sulara aşık

Kocaeli’nin Kandıra İlçesi Babalı köyü sahilinde yaşayan İlknur Pehlivan, 20 yıl önce eşi Ayhan Pehlivan’a yardım etmek amacıyla balığa çıkmak istedi. Karadeniz’in mavi sularına tekne ile açılan İlknur Pehlivan, o günden bu yana eşi ile birlikte balığa çıkmaya başladı. Güneşin doğusuyla birlikte teknelerini denize indiren çift, tüm gün boyunca çapari ile denizden nasibini arıyor. Eş Ayhan Pehlivan tekneyi kullanırken, balıkçı kadın Pehlivan ise kimi zaman denize çapari atarak kimi zaman ise ağ salarak denizden çıkacak kısmetlerini bekliyor. “Ağ atmayı, denize açılmayı seviyorum” Balıkçılığa adeta aşık olan ve 20 senedir eşi ile birlikte denizlere açılan İlknur Pehlivan, “20 senedir eşimle balıkçılık yapıyoruz. İlk olarak eşim başladı. Eşime artık beni de götürmesini söyledim. Biz gece denize açıldık ve ağ attık. Ağ attıktan sonra merakla bekledim acaba ağa ne takılacak diye. Sonra baktım palamutlar geliyor, ağı çektik güzelce balıklarımızı aldık. Kasalarımıza doldurduk. Benim için çok güzel bir zamandı. Gece limana geçip balıklarımızı verdik. Eşime balıkçılığın çok güzel olduğunu söyledim ve 20 senedir biz bu balıkçılığı yapıyoruz. Tabii ki zorlukları var, yok desek yalan olur ama her türlü alışıyorsunuz. Palamut zamanı açıldı. Çapari yapıyoruz. Eylül 1’den sonra ağlarımızı atacağız. Sezonun açılmasını bekliyorum. Beklentilerimiz yüksek ama palamut bu sene az deniyor. Deniz kısmetinde ne varsa bekliyoruz. Kadın olarak balıkçılık yapan arkadaşlarımız var. Hepimiz benzer düşüncelerdeyiz. Ağ atmayı, denize açılmayı, eşlerimize destek olmayı seviyoruz. Bunlar güzel bir şey. Herkesin kadın olarak eşine destek çıkmasını beklerim” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Kocaeli'nde tarihi konak gün yüzüne çıkıyor

Balıkçılar Haber

Balıkçılar "Vira Bismillah" diyerek denize açıldı

2023 balık avı sezonu 1 Eylül '00.00' itibariyle kalkmasıyla birlikte tüm Türkiye'de olduğu gibi Rize’de de balıkçılar "Vira Bismillah" diyerek denize açıldı. Rize’nin tüm limanlarından denize açılmadan önce eğlenceler düzenleyen balıkçılar havai fişekler ve meşalelerle yeni sezonun açılmasını kutladı. Denize açılan balıkçıların ilk ağlarına istavrit takılırken, beklenen palamut avı gerçekleşmedi. “Kazasız belasız bir sezon için vira bismillah diyorum” Av yasağının kalkmasından ötürü düzenlenen törene katılan Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, “Rabbim hayırlı bereketli kazançlar nasip etsin. Kazasız belasız bir sezon nasip etsin. İnşallah bereketle bollukla hem ailelerinin ekonomisine hem şehrimizin ekonomisine hem de ülkemiz ekonomisine katkıda bulunsunlar. Bugün Türkiye’nin her yerinde deniz kenarlarında sezon başlangıcı yapılıyor. Bizde şehrimiz olarak Pazar’ımızda gerçekleştiriyoruz. Hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bende kazasız belasız bir sezon için vira bismillah diyorum” diye konuştu. “Palamut olmadığına göre hamsiden beklentimiz çok” Hamsiden beklentilerin yüksek olduğunu belirten balıkçılardan Bülent Güdük, “2008 yılından beridir bu mesleğin içerisindeyim. Sezonun başı olduğu için şu an deniz suyu sıcak. Öyle büyük bir balık yok. Deniz suyu soğudukça balıklarda çoğalacak. Beklentimiz bu yönde. Bir ağı deneme yapmak için attık. Sistem çalışıyor mu diye. Yaklaşık 20 kasa balığımız var. Şu an istavrit ile barbun var. Palamut olmadığına göre hamsiden beklentimiz çok. Palamut olunca bizim işimiz olmuyor. O yüzden yaşasın hamsi. Barbun, istavrit ve irsi çıktı. Şu an sezon başı olduğundan ötürü balıklar değerli. Tezgahlarda değerli olur ama zamanla fiyatlar aşağıya düşer. Eylül ayının 15’i sonrasında rutin oturur” ifadelerini kullandı. “Bizim için hamsi daha iyi” Palamutun bu sene daha görülmediğini söyleyen Muhammet Takıl ise “Ben neredeyse ilkokuldan beridir bu mesleği yapıyorum. Bugün bizim için iyi değil. 10 kasa bir istavrit çıktı. Bunlar bizi kurtarmaz. Herkes bir umutla başlıyor ama Allah ne verirse diyelim. Palamut görülmedi. Palamut olmadığı yıllarda hamsi daha iyi oluyor. Hamsi olacak diye bekliyoruz. Bizim için hamsi daha iyi. Palamutun peşinde çok geziyorsun bundan ötürü de mazot çok yakıyorsun. Hamside bir avlanmaya başladığında aynı yerde 1 hafta 10 gün kalabiliriz” şeklinde konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- ‘'Hayır’’ diyememek depresyona mı yol açıyor?

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.