[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Basın

Basın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Basın haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cumhuriyetçi adaydan baroya siyaset eleştirisi: Siyasi parti gibi çalışıyorlar Haber

Cumhuriyetçi adaydan baroya siyaset eleştirisi: Siyasi parti gibi çalışıyorlar

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER/ İzmir Barosu 19-20 Ekim tarihlerinde seçimli genel kurulunu gerçekleştirecek. 4 adayın yarışacağı genel kurulda Çağdaş Avukatlar Grubu adına mevcut Başkan Sefa Yılmaz, Cumhuriyetçi Avukatlar Gurubu adına Sercan Altunordu, Mücadeleci Avukatlar Gurubu adına Tacettin Çolak ve İzmir Avukat Hareketi adına ise Banu Aşkın İnce yer alacak. Seçiminin en genç adayı olan, Cumhuriyetçi Avukatlar Gurubu adına yarışacak olan Sercan Altunordu baro seçimleri ve gündemdeki konuları konuştuk. İzmir Borusu Genç Avukatlar Meclisi’nin kurucu başkanı olanı olan Altunordu, genç avukatların sorunlarının çözümü için çok çalışacaklarını belirtiyor. CMK ve Adli Yardım’da puan sıfırlamasına gideceklerinin altını çizen Altunordu, kadına şiddetin çözümü için ise 6284 sayılı yasanın yeterli olmadığını ve ulusal ve uluslararası örnekler ile yeni bir çalışmanın yapılması gerektiğini söyledi. EN GENÇ ADAY Baro başkan adayları arasında en genç aday olduğunu ifade eden Altunordu, “1988 yılında öğretmen bir ailenin çocuğu olarak İzmir’de doğdum. Ailemin mesleğinden dolayı Anadolu’nun değişik şehirlerinde yaşadım. Ankara Çankaya Üniversitesi’nden mezun oldum. 2012 yılından beri de İzmir Barosu’ndayım. Çalışmalarımı kendi ofisimde sürdürüyorum. İzmir Barosu’na adım atmamızla beraber daha stajyerken Stajyer Avukatlar Komisyonu’nda çalışma fırsatım oldu. 2014 yılında Cumhuriyetçi Avukatlar Gurubu, İzmir Barosu’na göreve gelince İzmir Barosu Genç Avukatlar Meclisi kuruldu. Bu meclisin hem kuruluşunda aktif rol aldım hem de kurucu başkan olarak iki dönem başkanlık yaptım. O süreçte hem İzmir özelinde hem Türkiye Barolar Birliği (TBB) bünyesinde genç avukatların sorunlarıyla ilgili kurultaylara katılarak divana seçildik. İzmir Barosu olarak kurultaylara yön verdik. Yine Ankara Barosu tarafından düzenlenen Uluslararası Hukuk Kurultayı’nda genç avukatlarla ilgili çalışmalar yaptık. 4 Baro başkan adayları arasında en genci benim” diye konuştu. ÖNCELİKLİ SORUNUMUZ EKONOMİ “Baro seçimlerini kazanmamız durumunda öncelikle sorunumuz ekonomi olacak” diyen Altunordu, özelikle genç avukatların yaşadığı ekonomik zorluklar için çalışmalar yürüteceklerinin altını çizdi. Altunordu, “Ülke genelinde yaşanan ekonomik sorunların bizim mesleğimize de yansıması büyük oldu. Öncelikle ekonomik sorunlarla ilgili çalışmalarımız olacak. Genç avukatlar bu sorunları daha yakından hissettiği için genç avukatların mesleğe başlarken yaşadığı sorunlara ilişkin çalışmalarımız, projelerimiz olacak. 2016 yılında bizim başlattığımız Genç Ofis Projesi vardı, o dönemde tüm Türkiye’ye örnek olmuştu. O Genç Ofis Projesi’ni meslektaşlarımızın hizmetine modern şartlarda yenileyerek Bayraklı Bölgesi’nde tekrardan hayata geçireceğiz. En azından mesleğe başlarken ofis masraflarını minimuma indirmek, onları rahatlatmak bizim önceliğimiz. Yine CMK ve Adli Yardım’da puan sıfırlamasına gideceğiz. Şeffaflığı getireceğiz. Puan sıfırlamasıyla beraber her meslektaşın daha adil bir görevlendirme alacağı kanaatindeyiz. CMK’nin adli yardımlarında genç arkadaşlarımıza pozitif ayrımcılık tanıyacağız, yarım puan uygulamasını başlatacağız. Bu sayede meslekte tecrübe edinmelerini sağlayacağız. Genç meslektaşların daha fazla görev alarak ekonomik anlamda biraz daha fazla gelir elde etmelerini, rahatlamalarını sağlayacağız” değerlendirmesinde bulundu. YARIMLAR ZAMANINDA YAPILMIYOR Altunordu, “Hem adli yardımla hem CMK sisteminde ödeler ile ilgili ciddi bir sıkıntı var. Ödemeler çok geç yapılıyor. Meslektaşlar görevi yapıyor, emeğini harcıyor. Orada olay tamamlanıyor ama parasını 8-12 ay sonra alabiliyor. Bu süre zarfında ülkedeki ekonomik durumu da göz önünde bulunursak verilecek olan para enflasyona yenilmiş oluyor. Bir de bunun vergisini de daha önce ödüyor meslektaşlar. Makbuz kesmesinin akabinde ancak o paralar yatıyor. Biz bu konuda da gerekli girişimlerde bulunduk. Hem TBB hem de başsavcılık ile görüştük. Bu sürenin minimuma indirilmesini, geçmişte cumhuriyetçi avukatlar döneminde olduğu gibi 1-2 ayda ya da daha asgari sürede vermeyi sağlayacağız” diye konuştu. MECLİSİ AKTİF HALE GETİRECEĞİZ İzmir Barosu’nun bir siyasi parti gibi çalıştığı eleştirisinde bulunan Altunordu, “Mevcut baronun yapısını iyi bulmuyoruz. Baro şu anda meslekten ve meslektaşından kopmuş durumda. Belli bir siyasi görüşün egemenliğinde. O doğrultuda çalışmalarını sürdürüyor. Sanki bir siyasi partiymiş gibi çalışmalar yapıyor ve o doğrultuda hareket ediyor. Bizim öncelikli vaadimiz katılımcı bir yönetim anlayışıyla tüm meslektaşlarımızın baro yönetiminde aktif biçimde rol almalarını sağlamak. Özellikle genç arkadaşlarımızın aktif biçimde rol almalarını sağlayacağız. Bu noktada geçmişte yine kurduğumuz ve başarıyla uyguladığımız Genç Avukatlar Meclisi sistemini tekrardan baroda aktif hale getireceğiz. Genç avukatların sorunlarını direkt baro yönetiminde görevlendirdikleri bir temsilci aracılığıyla direkt olarak çözeceğiz. Meslektaşlarımız 5 yıla kadar olan kıdemlerde baro yönetimlerinde kanun gereği görev alamıyor. Bundan dolayı doğrudan bize bu sorunların aktarımı ile ilgili meclisi aktif hale getireceğiz. Genç meslektaşlar bu baronun geleceği o nedenle genç arkadaşlarının sorunlarını yakından biliyoruz” ifadelerini kullandı. BASINA SANSÜR Yenigün ve Halk TV’ye yapılan sansürler hakkında konuşan Altunordu, “Biz tüm hak engellerinin karşısındayız, karşısında durmaya devam edeceğiz. Tabii ki haberleşme, basın haberleşme özgürlüğü zaten anayasal bir hak. Bizim yönetimimiz döneminde bir engelleme, böyle bir sansür gündeme gelirse bunun karşısında en sert tepkiyi de yine İzmir Barosu olarak vereceğiz. Bizim bu konudaki görüşümüz net. Kimsenin basın özgürlüğü, hak arama özgürlüğü kısıtlanamaz” dedi. ANAYASAL İHLALELİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararların tanınmaması gibi bir durumun söz konusu olamayacağını dile getiren Altunordu, “Bizim grubumuzun temel ilkeleri var. Atatürk ilke ve devrimleri, vatanın milletin bölünmez bütünlüğü, cumhuriyet kazanımları ve bu ülkede birleşen herkes bizim grubumuzun doğal üyesi. Bu bağlamda bakıldığında da bizim ilkelerimiz çok net ortada. Anayasanın tanınmaması gibi bir durumu bizim kabul etmemiz mümkün değil. Anayasanın en büyük koruyucusu, anayasal hak ihlallerine karşı en büyük savunusu olması gereken kurumlar barolardır. Bu noktada İzmir Barosu, eğer biz yönetime gelirsek, aynı tutumu daha da sert biçimde takınmaya devam edecek. Bu ihlalleri, bu anayasayı uygulamama keyfiyetinin mutlaka önüne geçmek zorundayız. Eğer anayasaya biz uymazsak, bunu savunmazsak, bu ülkede kaos çıkar. Herkes kendi kafasına göre hareket etmeye başlar, keyfilik başlar. O zaman da bir hukuk düzeninden söz etmemiz mümkün olmaz. O nedenle son günlerde Anayasa’nın ilk dört maddesinin tartışmaya açılması bizim en hassas olduğumuz konular. Bu maddelerin tartışmaya açılması teklif dahi edilemez. Bizim görüşümüz bu yönde. Bu konuda da yine en sert tepkiyi Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu olarak biz vereceğiz. Vermeye de devam edeceğiz. Geçmişte verdik. Bu konuda açıklamalarımızı da yaptık. Bu nedenle bu konuda taviz verecek durumumuz yok. Bunlar tartışmaya kapalı konular” şeklinde konuştu. KADINA ŞİDDET Kadına şiddette 6284 sayılı kanunun yeterli olmadığını söyleyen Altunordu, ulusal ve uluslararası örnekler ile yeni bir çalışmanın yapılması gerektiğini söyledi. Altunordu, “Kadına şiddet toplumu kanayan yaralarından bir tanesi. Hem ulusal hem de uluslararası düzenlemelere ihtiyaç olduğu ortada. Bu noktada infazla ilgili de sorunlar var. Öncelikle toplumun bu konuda eğitilmesi gerekiyor. Bu tür olayların yaşanmaması için öncelikle bilinçli bir topluma ihtiyacımız var. Akabinde böyle olaylar olacaksa ama bunu minimuma indirmek, bunun denetimini sağlamak bir daha olmasının önüne geçmek için elimizden geleni mutlaka yapmak zorundayız. Bu noktada ben 6284 sayılı kanunun yeterli olduğunu düşünmüyorum. Bence daha kapsamlı, daha caydırıcı cezaları düzenleyen yeni bir kanun çalışması yapılmak zorunda. Burada tek bir kişide sorumluluk yok. Buradaki sorumluluğu paylaştırmak lazım. Hem bu kanunların konuluşunda hem bunun uygulanmasında hem kollukta hem yargıda hem de yargının son ayağı olan infazda bu konuda ciddi bir sorun olduğu ortada. Bu konuyla ilgili kapsamlı çalışmalar yapıp yine yönetimine geldiğimiz durumda hem barolar birliğine hem Adalet Bakanlığına hem de meclise bu konunun çözümüyle ilgili bu yaptığımız çalışmaları sunacağız” değerlendirmesinde bulundu.

Uluslararası basın mensupları Malatya'da depremin izlerini inceledi Haber

Uluslararası basın mensupları Malatya'da depremin izlerini inceledi

Malatya Valisi Ersin Yazıcı, Halk Kütüphanesi'nde Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden gelen basın mensuplarına depremin ardından kentte yapılan çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Kentte, yıkılan, ağır hasar alan ve yıkımı gerçekleştirilen binalarla ilgili sayıları paylaşan Yazıcı, kalıcı konutların da yapımının sürdüğünü söyledi. Kent merkezini oluşturan metropol ilçeler Yeşilyurt ve Battalgazi'nin yanı sıra Doğanşehir ve Akçadağ'ın da depremden etkilendiğini belirten Yazıcı, ticari faaliyetleri de bir an önce ayağa kaldırmak için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 313 hektarda 23 bin konut, 11 bin ticarethane yapımına başlayacağını, bunun bir bölümünün şehir merkezinde eylül ayı itibarıyla başladığını ifade etti. Büyük Türk devletinin böyle bir afetin ardından vatandaşlarını yalnız bırakmadığını, depremin hemen ardından depremzedelere çeşitli nakdi yardımlarda bulunduğunu dile getiren Yazıcı, 6,1 milyar lira taşınma ve kira yardımı yapıldığını, ayda 5 bin lira kira yardımının sürdüğünü, öte yandan konteyner kentlerde yaşayan vatandaşların giderlerinin devlet tarafından karşılandığını vurguladı. Vali Yazıcı, depremde kentte 100 caminin yıkıldığını, 66 caminin onarıldığını, 2 okul binasının yıkıldığını, 46 okul binasınınsa ağır hasar aldığını aktararak, şunları kaydetti: "855 dersliğimiz eğitim göremez hale gelmiş, yıkılmış ya da ağır hasarlı. Bin 600 dersliğimiz inşaat halinde devam etmekte. Bunların yaklaşık 500'ü de tamamlanmış durumda. Okullarımızın bir kısmı hayırseverler tarafından yapılmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak depremzede çiftçilerimize bu süreçte 695 milyon liralık destek sağladık. 5 bin 23 depremzede esnafımıza 2 milyar lira KOSGEB tarafından destek sağlandı. Büyük hastanelerimizden hiçbirinde sağlık hizmeti durmadı, çünkü büyük hastanelerimizde ağır bir hasar oluşmadı, sağlık hizmetlerimiz aksamadı. 812 bin nüfusa sahip Malatya, geçen hafta yeni nüfusumuz açıklandı. 742 bin küsura düştü. Yaklaşık 70 bin kişinin Malatya'dan ayrıldığı gözükmekte. Şuna inanıyoruz ki Malatya'mız ayağa kalktığında, özellikle şehir merkezi, çarşı diye tabir ettiğimiz bölge ki 1,5-2 yıl içinde ayağa kalkmış olacak. Ayrılan Malatyalı hemşehrilerimizin büyük bir çoğunluğunun geri geleceğini ümit ediyoruz." Basın mensupları daha sonra merkez Battalgazi ilçesi Gelinciktepe bölgesinde, TOKİ'nin deprem konutlarını ve örnek daireyi gezdi, yetkililerden bilgi aldı.

Mazbatasını aldı basın mensuplarına seslendi: PM’de basına özel gündem Haber

Mazbatasını aldı basın mensuplarına seslendi: PM’de basına özel gündem

Mayıs genel seçimleri sonrasında ‘değişim’ seslerinin duyulduğu CHP’de başlayan kongre süreci geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen CHP 38. Olağan Kurultayı ile sona erdi. Kurultayda, 13 yıl CHP’de genel başkanlık yapan Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP Grup Başkanı ve Manisa Milletvekili Özgür Özel yarışırken Özel, kurultayda ikinci tur oylamada oyların salt çoğunluğunu alarak partinin 8. Genel Başkanı seçilmişti. Öte yandan; Özel bugün CHP'nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu evinde ziyaret ettikten sonra seçim kurulundan mazbatasını alarak resmi olarak göreve başladı. Genel Başkan olarak makamında ilk açıklamasını yapan Özel, sansür yasası üzerinden basın mensuplarına seslendi. SAYIN GENEL BAŞKANIMIZIN DA FOTOĞRAFI OLACAK Geçmiş dönem genel başkanları üzerinden CHP'nin 7. Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da fotoğrafının odada yerini alacağını belirten Özel, “Odamda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten başlayarak İsmet Paşa’nın, Bülent Ecevit’in ve rahmetli Deniz Baykal’ın fotoğrafları hep oldu. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun da fotoğrafı bu odada hep olacak. Bu oda İsmet İnönü’nün odası. İsmet Paşa ve Bülent Ecevit’in tarihi bir fotoğrafı var. Bu odada bugüne kadar görevimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım. 8 yıldır CHP Grup Başkanvekili olarak partimi mecliste temsil ettim. Bu odada CHP’nin 8. Genel Başkanı olarak mazbatayı almak benim için büyük onur” dedi. BASINA DESTEK Konuşmasında basına yönelik sansür ve baskılara tepki gösteren Özel, “Partide hepimizin birbirimize emeği var. Bizleri takip eden sayın muhabirlerimizin de emeği çoktur. Bizim size emeğimiz yok, yükümüz var. 8 yıl sonunda CHP Genel Başkanı olduysak sizin parlamentodan aktardığınız haberler ve bizim 81 ilde yaptığımız çalışmalar sayesinde olduk. Parlamentonun git gide önemsizleştiği ve gözden düşürülmeye çalışıldığı bir dönemde grup başkanvekilliği ve grup başkanlığından gelen bir genel başkan olarak parlamentoya güç kazandırmaya ve saygınlığına kavuşması için ana muhalefet olarak üzerimize ne düşüyorsa onu yapaya devam edeceğiz. Bu kurumların güçlenmesi için çalışacağız. Bugün Anayasa Mahkemesi’nin mesleğiniz açısından bir sansür yasasını görüşüyor olması çok kıymetli. Başvurumuz oyçokluğuyla reddedildi. Bu çok kötü bir haber. Türkiye’de bundan sonra gazeteciler ve muhalefet için işlerin daha zor olacağını gösteren bir aşama. Ama buna yeltenmemelerini, bu karardan cesaret almamalarını, gazetecilerin haklarına dokunmamalarını ve gazetecilere sansür uygulamalarını tavsiye ederiz. Madem ki karar böyledir ve bir sansür yasasını sahiplenip sarıldılar. Biz özgürlükleri sahiplenmeye ve sarılmaya bundan öncekine göre çok daha dirençli olacağız. Sizin yanınızda ve arkanızda olacağız” diye konuştu. BASINA ÖZEL GÜNDEM Özel ayrıca ilk PM toplantısını da işaret ederek özel gündem göndermesi yaparak “Cumartesi günü PM toplantısında sansür yasasının Türkiye açısından yarattığı tehdit ve olası gelişmelerle mücadeleyi olağanüstü bir madde olarak eklettireceğim” ifadelerini kullandı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - CHP'nin yeni genel başkanı Özgür Özel kimdir? Cumhuriyet Halk Partisi yeni genel başkanı Özgür Özel kimdir?

İzmirli mali müşavirlerden kanun tekliflerine ilişkin açıklama Haber

İzmirli mali müşavirlerden kanun tekliflerine ilişkin açıklama

İzmirli Mali Müşavirler bı̇r süredı̇r sosyal medyada yer alan ve kaynağı belı̇rtı̇lmeyen kanun teklı̇flerı̇ne ı̇lı̇şkin kamuoyuna yönelik bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Türkiye Cumhuriyetçi Mali Müşavirler Grubu, Çağdaş Demokrat Mali Müşavirler Grubu, Öncü Mali Müşavirler Grubu ve İzmir Pozitif Mali Müşavirler Grubu'nun imzasını taşıyan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bildiğiniz üzere bir süredir kaynağı belirtilmeyen bir kanun teklifleri sosyal medyada dolaşmaktadır. Bu teklifte; mali müşavirin hizmet verdiği mükelleflerinin yüzde10'u hakkında rapor bulunması halinde bir sene süre ile meslekten geçici men cezası alacakları, tam tasdik raporlarının kapsamının genişletileceği ve tam tasdik kapsamında olan firmaların beyannamelerinin mali müşavirler tarafından imzalanma zorunluluğunun kaldırılacağı gibi bilgiler yer almaktadır. Elbette sahte belge düzenleme fiiline bizzat karışan veya bilerek doğrudan sahte belge düzenleyen mükelleflerin beyannamelerine aracılık eden mali müşavirlerin mesleğimize zarar vermesine en çok biz karşı çıkarız. Ancak suçluları cezalandırmayı hedeflerken, mesleğinin gereklerini yerine getiren meslektaşlarımızın da zarar görmesine izin veremeyiz” SAHTE BELGEYİ ARAŞTIRMA İMKANI VE YETKİMİZ YOK Gerek mevcut mevzuatta gerekse de sistemsel olarak meslek mensubunun sahte belge hakkında herhangi bir araştırma imkanı ve yetkisi olmadığına dikkat çekilen açıklamada, Çağdaş maddi hukukun en önemli ilkelerinden biri olan “suç ve cezanın şahsiliği” ilkesine de aykırı olan bu madde kapsamında; bilgisi ve sorgulama imkânı olmayan kişinin sahte belgeden sorumlu tutulmasının sadece anayasaya değil, akıla ve mantığa da tamamen aykırı olduğu vurgulandı. Ayrıca Danıştay’ın konuya ilişkin kararlarında; “Mali müşavirin sorumluluğu, imzaladığı beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından doğmakta olup, şirketin veya işyerinin düzenlediği faturalardan komisyon geliri elde ettiği varsayımına dayanılarak, 213 sayılı VUK’ nun 227.maddesi uyarınca muhasebecinin sorumluluğuna gidilemeyeceği” hükmüne varıldığı da hatırlatıldı. BİR SORUMLULUĞUMUZ BULUNMUYOR Yine anılan teklifte, “Haklarında 359. madde kapsamında sahte de muhteviyat itibariyle yanıltıcı belge düzenleme yönünden rapor bulunan mükellefler” ifadesi yer almaktadır. Meslek mensubunun örneğin 10 mükellefi olması halinde tüm kariyerini; dosyaları inceleyen teftiş elemanının düzenleyeceği tek bir raporda yer alacak kanaatine bırakmak kabul edilemez. Kaldı ki, 05.2016 / 09.2020 döneminde İzmir Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Disiplin Kurulu tarafından gerekçeli kararı yazılmış 628 dosyanın yüzde 63'ünü teşkil eden 394 adet dosya Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından düzenlenmiş sorumluluk raporları kaynaklıdır. Bu dosyaların yüzde 52'sine meslektaşın sorumluluğuna dair kanıt olmadığı tespit edilerek takipsizlik kararı verilmiştir. Hatta anılan dosyalara ait 23 adet vergi tekniği raporunda da teftiş elemanı tarafından yazılan “Meslek mensubunun fiile iştirak ettiğine dair somut bilgi ve belgeye rastlanmadığı” ifadesi olmasına rağmen sorumluluk raporu düzenlendiği görülmüştür. BİZİM DE FİKRİMİZ ALINMALI Tam tasdik kapsamında yer alan firmaların beyannamelerinin mali müşavirler tarafından imzalanma zorunluluğunun kaldırılmasıyla ilgili olarak grup tarafından şu ifadelere yer verildi: ''Bir başka maddede yer aldığı görülen; tam tasdik zorunluluğunun genişletilmesi elbette doğru bir düzenleme olacaktır. Ancak tam tasdik kapsamında yer alan firmaların beyannamelerinin mali müşavirler tarafından imzalanma zorunluluğunun kaldırılması anlaşılır gibi değildir. Bir genel cerrah; “kalp cerrahına, beyin cerrahına, hemşireye, teknisyene, anesteziste ihtiyacım yok. Ben hastanın tahlillerini yapar, teşhisini koyar, damar yolu açar, ameliyat eder, tüm tedavisini de yaparım” diyebilir mi?Yasada belirlenen işleri hakkıyla yapan bir yeminli mali müşavir de uzmanlığı kapsamında olmayan başka alanlara kaymak istemeyecektir. Kaldı ki evrakları işleyen, arşivleyen, beyannameyi düzenleyerek imzalayan ardından da bu verilerle tam tasdik kapsamında rapor hazırlayan merciin aynı olması anlaşılır bir sistem değildir. Vergi sisteminin aktörlerini bu şekilde karşı karşıya getirmek düzeni kökten baltalamaktır. Mali müşavirlerin yetkinliğini ve tecrübelerini hiçe sayarak bizleri ara elemana çevirmeye çalışmak vergileme sisteminin özüne de aykırıdır. Önerilen bu düzen yeminli mali müşavire hem muhasebe sistemi kurma hem bu sistemi işletme sonra da kendi işlettiği sistemi denetleme yolunu açmaktadır. İş yapan ve denetleyen mekanizmanın birleştirilmesinin çok tehlikeli sonuçlara yol açacağı dünya çapında tecrübelerle sabittir. Bizler İzmirli Mali Müşavirler olarak bu tekliflerin gerçekte var olmadığına inanmak istiyoruz. Planlanan düzenlemelerin ardından sisteme zarar verecek sonuçlarla karşılaşmamak için işin uygulamasında yer alan bizlerin de fikirlerinin alınması gerektiği ortadadır.'' BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir'de öğrencilerden meslek tanıtımına büyük ilgi

Nürnberg basın heyeti Akdeniz Üniversitesinde ağırlandı Haber

Nürnberg basın heyeti Akdeniz Üniversitesinde ağırlandı

Antalya Gazeteciler Cemiyeti ve Almanya Nürnberg’den gelen basın heyeti Akdeniz Üniversitesini ziyaret etti. Rektörlük Yönetim Kurulu Odasında gerçekleşen ziyarete Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gülbin Arıcı, Nürnberg Basın Kulübü Başkanı Dr. Siegfired Zeinhefer, Alman Basın Ajansı Jaochim Hauck, Nürnberg Belediye Başkan Yardımcısı Christian Vogel, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Dış İlişkiler Genel Koordinatörü Mevlüt Yeni, AGC Başkan Vekili Akdeniz Üniversitesi Öğr. Gör. Işık Tunçel ve beraberindeki heyet katıldı. Ziyarette, öğrenciler için yapılabilecek iş birliği imkanları konuşuldu. İletişim öğrencilerine panel Akdeniz Üniversitesi ziyareti kapsamında ayrıca Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi ev sahipliğinde Basın Özgürlüğü paneli düzenlendi. Antalya Gazeteciler Cemiyeti ve Nürnberg Basın Kulübü’nün Medya Köprüsü Projesi çerçevesinde Antalya’ya gelen basın temsilcileri İletişim Fakültesi öğrencilerine Basın Özgürlüğü konulu panelde bilgi ve tecrübelerini aktardı. Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İdris Taş’ın moderatörlüğünü üstlendiği panele Nürnberg Basın Kulübü Başkanı Dr. Siegfired Zeinhefer, Alman Basın Ajansı Jaochim Hauck, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Dış İlişkiler Genel Koordinatörü Mevlüt Yeni, AGC Başkan Vekili Akdeniz Üniversitesi Öğr. Gör. Işık Tunçel konuşmacı olarak yer aldı. Türkçe ve Almanca yapılan panel öğrencilerden büyük ilgi gördü. Nürnberg heyeti de öğrencilerin ilgisinden memnuniyet duyduğunu ifade etti. Basın özgürlüğü konuşuldu Panelin moderatörlüğünü yürüten Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İdris Taş, Nürnberg Basın Ajansı ile yaklaşık 20 yıldır gerçekleşen basın köprüsünün bir parçası olan panelle gelecekteki gazeteci adaylarına farklı deneyimler ve mesleki bakış açısı kazandırmak adına önemli olduğunu söyledi. Panelde konuşan AGC Başkan Vekili Akdeniz Üniversitesi Serik Gülsün Süleyman Süral Meslek Yüksek Okulu Pazarlama ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Görevlisi Işık Tunçel, uluslararası belgelerde ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü tanımlarını anlattı. Tunçel, ifade özgürlüğünün diğer bir çok temel hak ve özgürlüklerin belirleyicisi ve kaynağı olduğunu söyledi. Basının en büyük sorunlarından birinin sansür olduğunu ifade eden Tunçel, gazetecilikte otosansürün sansür kadar etkili olduğuna da dikkat çekti. Almanya’dan örneklerle anlatıldı Basın özgürlüğünün her demokrasi için olmazsa olmaz temel bir özgürlük olduğunu ifade eden Nürnberg Basın Kulübü Başkanı Dr. Siegfired Zeinhefer, basın özgürlüğünün sadece basın mensuplarının değil her insanın ilgilenmesi gereken bir konu olduğunu söyledi. Basın özgürlüğünün bütün dünyada tehdit altında olduğunu belirten Dr. Zeinhefer, Almanya’daki durumdan örnek vererek Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün her yıl yaptığı sıralamada geçen yıl Almanya’nın 16. basamaktan 21. basamağa gerilediğini ifade etti. Basın özgürlüğüne sahip olmakla övünen bir ülke olarak bunun nedenlerine bakmak gerektiğini belirten Dr. Zeinhefer bunlardan birinin toplumsal yürüyüşler, protestolarla ilgili gazetecilerin devlet tarafından değil devlete karşı olan gruplar tarafından tehdit ve görevinin engellenmesi olduğunu, bir diğer nedenin de resmi kurumların basın kurumalarını bilgilendirme görevini yerine getirmemeleri olduğunu ifade etti. Öğrencilerin panele olan ilgisinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Alman Basın Ajansı Jaochim Hauck, basın özgürlüğünde önemli olan bir konunun da otosansür olduğunu ve bunun sansürün en etkili şekli haline gelebildiğini söyledi. Almanya gibi hiçbir medya kuruluşunun holdingler tarafından sahiplenilmediği bütün medyanın kişilere ait olduğu ülkelerde dahi otosansür olabildiğini belirten Jaochim Hauck, içe dönük basın özgürlüğünün ekonomik şartlardan çok etkilendiğini ve medyanın ekonomik durumunun da giderek zorlaşması sebebiyle gitgide zorlanılacağının mesajını verdi. Filistin’deki gazetecileri andı Gazeteciliğin kutsal bir meslek olduğu ve tamamen insanlık yararına yapılan bir meslek olduğunu belirten Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Dış İlişkiler Genel Koordinatörü Mevlüt Yeni, genç gazeteci adaylarına tavsiyelerde bulundu. Konuşmasında Filistin’deki gazetecileri de anan Mevlüt Yeni, “Basın özgürlüğünü konuştuğumuz zamanda savaş bölgesinde bir gazeteci daha hayatını kaybetmiş olabilir, son 20-25 günde sadece Filistin’de 35 gazeteci hayatını kaybetti. Sadece gazetecilik görevlerini dünyaya orada yaşanan savaş dramını anlamakla görevli oldukları için hayatlarını kaybettiler” diye konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Soytürk: Bu kriterlere dikkat eden çok az yazar var

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.