#baskı

‘Etki ajanlığı’ yine hortladı: Toplum baskılanmak isteniyor Haber

‘Etki ajanlığı’ yine hortladı: Toplum baskılanmak isteniyor

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER- TBMM’ye haziran ayında sunulması beklenen ama gelen tepkiler üzerine 9. yargı paketi taslağında yer alan ‘etki ajanlığı’ düzenlemesinin ekim ayında meclisin açılmasıyla tekrardan gündeme gelmesi bekleniyor. ‘Etki ajanlığı’ düzenlemesiyle ‘Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranların hapis cezası ile cezalandırılacağı’nı buyuruyor. Yasa tasarısına gelen en büyük eleştiri ise iktidarın hoşuna gitmeyen materyalleri hazırlayan; sözleşmeli ya da serbest, yerli veya yabancı gazeteciler, akademisyenler, saha çalışması yapanlar, STK’ler kolaylıkla hedef haline gelebileceği. ‘Bilinçli ya da bilinçsiz’ yorum yapan herkesin şüpheli şahıs muamelesi görebileceği bu metne göre, yurttaşlar kendilerine kuşkulu sorular soranları ihbar edebilir. Bazı meslek gruplarına mensup olanlar hatta olmayanlar bile ‘fondaş’lıkla suçlanabilir. Siyasetçiler ve hukukçular ise yasa ile toplumun baskılanmak istediğini dile getiriyor. “TOPLUM BASKI ALTINA ALINMAK İSTENİYOR” CHP İzmir İl Basın Sözcüsü, Basın Yayın ve Sosyal Medyadan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Asena Karcıer, etki ajanlığı yasasının basın özgürlüğüne yönelik bir çalışma olduğunu dile getirdi. Karcıer, “Etki ajanlığı çalışması Türkiye'deki özgür basının çalışmasını engelleyecek bir düzenlemedir. Düzenleme anayasayla ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmıyor. Nitekim bu düzenleme 9. yargı paketiyle meclise getirilmesi istenmişti ama meclise sunulmamıştı. Düzenlemede bir gazeteci bir konu hakkında bir tespitte bulunuyor veyahut da bir kişi bir konuyla ilgili kitap yazıyor, eleştirilerini dile getirmiş oluyor, yapılan usulsüzlüğü ortaya çıkartıyor. Bu durumda kişi sanki ajanmış, yabancı ülkeye çalışıyormuş gibi değerlendirilecek ve ona göre hakkında yaptırım uygulanabilecek. Bu çalışma tamamen hukuka aykırıdır, tamamen basın özgürlüğünün önüne geçmeye yönelik bir çalışmadır” diye konuştu. İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE AYKIRI CHP İzmir Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Ahmet Doğukan Gül ise yasa ile toplumun baskı altına alınmak istendiğini söyledi. Gül, “Yargı Paketi olarak tartışılan ve TBMM'de görüşülmesi istenilen yasa değişiklikleri arasında yeni bir suç düzenlemesi var: Etki ajanlığı suçu. En başta ve açıkça söyleyelim: Bu girişim, ifade özgürlüğünü, demokratik muhalefeti bastırmak için suç uydurma girişimidir. Hukuk eliyle, yargıyı araç kılarak toplumu ve basını baskı altına alma girişimidir. Bizler, bu girişime karşı çıkıyor ve düzenlemeden vazgeçilmesini talep ediyoruz. Türk Ceza Kanunu'na eklenmesi önerilen maddeye göre; ‘Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda; Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye'de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar’ hakkında hapis cezaları öngörülüyor. TBMM tarafından kabul edilmesi istenilen madde; ceza hukukunun en temel ilkelerinden olan suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile ceza hükmü içeren hükümlerin açık ve belirli olması ilkesine aykırı bu düzenlemenin tek amacı vardır o da toplumu baskı altına almak. Düzenleme iktidarın hoşuna gitmeyen her çalışmayı, her araştırmayı ve her sözü ajanlıkla suçlamaya açıktır. Basit bir kamuoyu araştırması dahi bu kapsamda ele alınabilir ve suç sayılabilir niteliktedir. Yapılacak seçimlerde iktidar partisinin geride olduğunu gösteren kamuoyu araştırmaları ve anketler bile bu madde kapsamında soruşturma konusu yapılabilecektir” dedi. “İSTİBDAT DÖNEMİ YASALARI” Yasa üzerinden muhalif kimliklerin baskılanmaya çalışıldığını söyleyen İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, “Muhalif kimliklerin hukuk üzerinden bir şekilde bertaraf edilmesine yönelik atılmış bir adımdır. Komşu komşuyu şikâyet edecek, aslı olup olmadığı araştırılmadan kişi hakkında soruşturma başlatılacak. Böyle durumun hukuk devletinde olmaması gerekir. Bu yasa istibdat dönemlerinin yasalarıdır. Bu kadar yasal düzenleme ihtiyacı varken, suç oranları bu kadar artmışken bir de bunu gündeme getirmek elbette farklı bir amaca hizmet eder. O amaç da iktidarda bulunanların bulundukları yerde kalmaya devam etme iradelerinin açık bir ifadesi. Bugün hukuk devletinden bahsetmiyorsak, tek adam rejiminden bahsediyorsak bunun adının otoriter ya da totaliter bir rejim olduğunu söylemeye gerek var mı? O yüzden bunda ısrar ediyorlar. Hukukun üstünlüğünün olmadığı her yerde bu tür düzenlemelere ihtiyaç vardır. Kendilerini korumak, saltanatlarını devam ettirebilmek için ısrar sebepleri bu” açıklamasında bulundu.

İzmir'de muhtarlara seçim baskısı iddiası Haber

İzmir'de muhtarlara seçim baskısı iddiası

TENZİLE AŞÇI 28 Mayıs cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimlerine sayılı günler kala siyasi arenada çalışmalar da hızlanıyor. Seçimlerin 2. tura kalmasıyla birlikte hem Cumhur İttifakı hem Millet İttifakı bileşenleri saha çalışmalarında vites artırırken Millet İttifakı’nı oluşturan 6 siyasi partinin İzmir İl Başkanları bir araya gelerek Kemeraltı Abacıoğlu Hanı’nda bir ortak basın açıklaması yaptı. Sandık güvenliğine ilişkin açıklamalar yapan başkanlar, Narlıdere Kaymakamlığı’nın seçim gününe ilişkin muhtarlara baskı uyguladığını söylediler. ASLANOĞLU: MUHTARLARIMIZ BASKI ALTINA ALINAMAZLAR CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, seçim günü muhtarların okullara girmesinin engellenmeye çalışıldığını ifade ederek “Bugün özellikle muhtarlara yapılan baskılarla ilgili sizlerle bir araya geldik. Narlıdere Kaymakamlığı, muhtarlara telefon açtırarak seçim günü okullara giremeyecekleri ya da gidemeyeceklerini söylüyorlar ve bunu yazılı olarak da göndereceklerini belirtiyorlar. Bugün muhtarlarla ve muhtar dernekleri başkanlarıyla bir araya geldik. Dernek başkanlarımız da buna benzer şeyler söyledi. Hiçbir kaymakam ya da vali anayasa dışında emir veremezler. Ayrıca muhtarlarımız vatandaşların oylarıyla seçilmişleridir, baskı altına alınamazlar. Seçim güvenliğini tehlikeye atmadıkları sürece okullar girip çıkabilirler. Kaymakamlara seslenmek istiyoruz. Muhtarlara baskı yapmaktan vazgeçin” dedi. ERDURAN: HÜKÜMETİN KAYBETME TELAŞINNIN GÖSTERGESİ Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran ise “Bu yaşananlar hükümetin kaybetme telaşının bir göstergesidir. Dolayısıyla hiçbir muhtarımız ve yöneticimiz asla tedirgin olmasınlar. Sağlıklı bir seçim olacaktır. Günün sonunda gülen milletimiz olacaktır” diye konuştu. BEZİRCİLİOĞLU: TEMİZ BİR SEÇİM İÇİN… İYİ Parti İzmir İl Başkanı Sinan Bezircilioğlu ise sağlıklı bir seçim için yetkililere çağrıda bulunarak “Sadece muhtarlar özelinde değil Türkiye genelinde hiçbir şaibeye yol açmayan tertemiz bir seçim istiyoruz. Türkiye’nin kaderinin oylandığı bir seçim bir nevi referandum olacak. Düzgün ve sağlıklı bir seçim için seçim öncesinde ve sonrasında milletimizin iradesinin sağlıklı bir şekilde tecelli etmesi için elimizden geleni yapacağız. Buradan yetkililerle sesleniyorum. Temiz bir seçim için hep birlikte çaba sarf edelim” ifadelerini kullandı. SİVASLI: MUHTARLAR VATANDAŞLARA YOL GÖSTERİYORLAR Gelecek Partisi İzmir İl Başkanı Onur Sivaslı, muhtarların engellenmesinin vatandaşların aleyhine olacağı mesajını vererek şunları söyledi; “Konumuz vatandaşın ve bizim gündemimiz sandık güvenliği. Bu konuda büyük bir tedirginlik var. Sabah da muhtarlarımızla bir araya geldik. Onların da kaygıları ve sorunları var. Vatandaşlarımız bazen oy kullanma konusunda sorun yaşıyor. Seçmen kağıdının kaybedilmesi gibi… Muhtarlarımız da okullarda durarak vatandaşlarımıza yaşadıkları sorunlarda yol gösteriyorlar. Ama engellendiklerini gördük. Biz de bu konuda bir farkındalık yaratmak için bir araya geldik.  FARALYALI’DAN İZMİRLİLERE ÇAĞRI Demokrat Parti İzmir İl Başkanı Serdar Faralyalı, İzmirlilere çağrıda bulunarak “3 gün sonra çok kritik bir seçim yapılacak. 21.turda rakibimizin gerisinde kaldık. Günlerdir çalışıyoruz. Aradaki oy farkını nasıl kapatırız ve seçimi nasıl kazanırız. Başkanlarımızla sahada çalışıyoruz. En büyük ümidimiz seçmenin istediği değişim. İzmirli seçmenlerimizden isteklerimiz var. Birincisi… Oy kullananlar sizin arkadaşlarınız, komşularınız. Onlarla sizler onlara ulaşabilir, iletişim kurabilir, konuşabilirsiniz,  1 oy 1 oydur. İkincisi de sandık güvenliği. Sandıklar kapandıktan sonra oyların sayılması sürecinde gönüllü olarak müşahitlik edelim. Bu şekilde aklında bazı planlar olanların planları boşa çıksın” dedi. PAMUKÇU: İZMİR BİZİMLE OLURSA DAHA DA GÜÇLÜ OLACAĞIZ DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Egemen Pamukçu ise birliktelikle güçlüyüz diyerek “Bugün muhtarlarımıza seçimlere gitmesinler diye engel konulmaya çalışıyor. Bizim bütün mücadelemiz bu hukuksuzluğu artık son bulmasıdır. Bütün çalışmalarımız Türkiye’nin 29 Mayıs’ta yeni bir sabaha uyanmakdır. Bugün Kemeraltı’ndayız vatandaşlarımıza korkmuyoruz mesajı vermek için geldik. Yan yana yürüyoruz. Pazar günü de Millet İttifakı’nın paydaşları olarak sahada olacağız. Tüm İzmirli vatandaşlarımızdan da talebimiz saat 5’ten sonra oy attığınız sandıklara giderek lütfen siz de gözlemleyin. Bu, her Türk vatandaşının anayasal hakkıdır buna hiçbir kaymakam engel olamaz. Biz hep beraber güçlüyüz. İzmir bizimle olursa daha da güçlü olacağız” ifadelerini kullandı.

Sattıkları evi baskı yoluyla geri aldılar Haber

Sattıkları evi baskı yoluyla geri aldılar

İzmir’de yaşayan bir iş adamı, internetteki bir emlak sitesinde evini satışa çıkaran S.D isimli kadınla iletişime geçip, Kuşadası’na bağlı Ege Mahallesi’nde apartman dairesi satın aldı. İddiaya göre S.D., daha sonra iş adamını telefonla arayıp, evini geri almak istediğini söyledi. Bunun üzerine İzmirli iş adamı, arkadaşıyla birlikte evin satışını yapmak için Kuşadası’na geldi. Arkadaşıyla birlikte S.D. ile buluşmaya giden iş adamının kullandığı otomobilin önü iddiaya göre Süleyman Demirel Bulvarı üzerinde bir panelvan tarafından kesildi. Zorla araçtan indirilerek panelvana bindirilen iki kişi, zanlılar tarafından ormanlık alana götürülerek darp edildi. Ayrıca üzerlerindeki 2 bin 500 frank ve 900 avro da gasp edildi. İzmirli iş adamına 2 milyon 500 bin liralık senet de imzalatıldı. Ertesi gün İzmirli yatırımcı evin tapusunu devretmesi için tapu müdürlüğüne götürülürken, arkadaşı ise bir evde rehin tutuldu. SERBEST BIRAKILDILAR Kuşadası İlçe Emniyet Müdürlüğü, devir işlemlerinin ardından bırakılan mağdurların şikayeti üzerine şüphelileri yakalamak için harekete geçti. Asayiş Büro Amirliği bünyesinde oluşturulan özel ekip, olayın yaşandığı güzergahtaki güvenlik kamerası kayıtlarını incelemeye aldı. Polislerin yaptığı incelemede, 6 şüphelinin kimlikleri belirlendi. Polisin dün eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği operasyonda, R.Ç. ve A.A. İzmir’in Buca ilçesinde, N.Ş., M.K., S.D., F.E. de Kuşadası’nda yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından ‘nitelikli yağma’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçlarından adliyeye sevk edilen 6 şüpheliden R.Ç., A.A., N.Ş. ve M.K. tutuklanırken, S.D. ve F.E. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.