[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#bel ağrısı

bel ağrısı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, bel ağrısı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bel ağrısı ileriki yaşlara miras kalabiliyor Haber

Bel ağrısı ileriki yaşlara miras kalabiliyor

Çocukların taşıdığı ağır sırt çantalarının sağlık yönünden risk barındırarak boyun ve omurga zedelenmeleri gibi sonuçları doğurabildiğini aktaran Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Emine Bukan Arıca, taşınan çantaların ağırlığının çocuğun vücut ağırlığının en fazla yüzde 10 ila 15’inden fazla olmaması gerektiğini ifade ederek ebeveynlere uyarılarda bulunarak tavsiyeler verdi. Bozuk yürüyüş, kötü duruş ve kronik bel ağrılarına da kapı aralayabiliyor Uzman Dr. Emine Bukan Arıca, “Yapılan çalışmalar, çocukluk çağında bel ağrısı çekenlerin, ilerleyen yaşlarda da bel ağrısı riskini yüksek oranda taşıdıklarını gösteriyor. Çocukların okulda kullanacakları çantaların kozmetik güzelliklerinden önce ergonomik olarak doğru ürünler olması ve buna göre seçilmesi önem kazanıyor. Doğru şekilde kullanılan sırt çantaları okul araç-gereçlerini taşımada en uygun ve pratik araçlar. Üstelik belirli bir orandaki ağırlığa sahip çantalar çocukların kas ve kemik yapılarının güçlenmesine de yardımcı oluyor. Ancak yine de sırt çantaları, okul çağındaki çocuklarda en sık karşılaşılan aşırı yüklenme nedenlerinin ilk sıralarında yer alıyor. Ağır sırt çantası taşımak, okul çocuklarının gelişmekte olan eklem, kas ve bağ yapılarında zorlanmalara neden olabiliyor. Ayrıca bozuk yürüyüş, kötü duruş ve kronik bel ağrılarına da kapı aralayabiliyor” diye konuştu. Ağrının yanı sıra elde uyuşma, karıncalanma gibi belirtiler de gözleniyorsa dikkat Sözlerini sürdüren Arıca, olası sorunları engellemek için ailelerin düzenli olarak çocuklarının çantalarındaki ağırlığı kontrol ederek, bel, boyun ve sırt bölgelerinde bir ağrı olup olmadığını sormaları gerektiğine dikkat çekerek, “Eğer ağrının yanı sıra elde uyuşma, karıncalanma gibi belirtiler de gözleniyorsa ebeveynlerin bunları ciddiye alıp vakit kaybetmeden bir uzman hekime danışmaları önem kazanıyor” dedi. Uzman Dr. Emine Bukan Arıca, “Çantanın kendisi hafif ve tekerlekli olmalıdır. Sırt çantası çocuğun ağılığının yüzde 10-15’ini geçmemelidir. Omuz askısı geniş, çift destekli ve kalın pedli olmalı, bel kemeri bulunmalıdır. Askılar her zaman omuzlar üzerine tam oturmalı, çocuğun vücuduna yaklaşacak şekilde sıkı ayarlanmalıdır. Sırt çantasında ağır olan eşyalar çantanın sırta bakan tarafına, hafif olanlar ise sırttan uzak olan kısma gelecek şekilde eşit dağıtılmalıdır. Çanta her gün kontrol edilmeli ve ihtiyaç olmayan nesneler çıkartılmalıdır. Hafifletmek amacıyla örneğin, tüm kitabı taşımak yerine sadece ilgili kısımların fotokopisi çekilebilir. Sırt çantaları uzun süre taşınmamalı, uzun süre ayakta kalınacaksa çıkarılmalıdır. Sırt çantası taşırken doğru pozisyonda durmaya alışması için çocukla konuşulmalıdır. Çocuğa, herhangi bir ağrı veya rahatsızlık hissettiğinde ebeveynlere söylemesi öğütlenmelidir. Aile ile okul ilişkisi önemlidir. Öğretmenler ve veliler, ağır çanta taşıma sorunu hakkında konuşmalıdırlar.” uyarılarında bulundu.

Uzmanı açıkladı: Sürekli bel ve boyun ağrısı yaşayanlar, doktora başvurmalı Haber

Uzmanı açıkladı: Sürekli bel ve boyun ağrısı yaşayanlar, doktora başvurmalı

Özellikle bilgisayar başında uzun süre vakit geçirdiğimiz teknoloji çağında kaçınılmaz bir sorun haline gelen bel ve boyun ağrıları, zararsız olabileceği gibi çeşitli sağlık sorunlarına da işaret edebiliyor. Günümüzün tempolu yaşamı, saatler boyunca masa başında çalışma, yanlış duruş alışkanlıkları gibi faktörler, bel ve boyun ağrılarını tetikleyerek günlük yaşamı olumsuz etkileyebilirken, fıtık gibi problemlere de yol açabiliyor. Bel ve boyun ağrılarının %95’inin mekanik kökenli olduğunu belirten Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Candan Hundemir ise bel ve boyun fıtıkları hakkında bilinmesi gerekenleri anlatırken hastalar için yol haritası çiziyor. “Omurlar arasındaki kıkırdakımsı yapıların hasar görmesi, fıtığa neden oluyor” Opr. Dr. Candan Hundemir, “Bel ve boyun ağrıları kasların, bağların veya eklemlerin zorlanmasıyla yaşanıyor. Bunun temelinde genellikle ciddi bir sorun yatmamakla birlikte istirahat, ilaç veya fizik tedavi gibi cerrahi dışı yöntemlere iyi yanıt verebiliyor. Ancak, cerrahi olmayan bu yöntemler sırasında, aslında var olan sağlık sorunları gözden kaçırılabiliyor. Bunların başında da bel ve boyun fıtıkları geliyor” diyerek şu bilgileri paylaştı: “Bel ve boyun fıtıkları, omurlar arasında bulunan kıkırdakımsı yapıların hasar görmesi sonucunda ortaya çıkıyor. Bu yapılar, omurgaya gelen fazla yükü emerek dengeliyor. Aşırı yüklenme ise bu yapıların bozulmasına, yıpranmasına ve aşınmasına yol açıyor. Yaşla birlikte kıkırdaklar suyunu kaybederken, onları bir arada tutan zarın yırtılmasına neden olabiliyor. Bu durum, kıkırdakların bulunduğu yerden omurilik ve sinirlerin geçtiği kanala doğru taşmasını, yani fıtıklaşmasını ve bu yapıların itilmesini tetikliyor.” “Şiddetli ve sürekli ağrılarda doktora başvurmaları gerekiyor” Opr. Dr. Candan Hundemir, bel boyun fıtıklarının belirtilerini şu şekilde açıkladı: “Bel ve boyun fıtıklarının belirtileri arasında bel veya boyunda şiddetli ağrı, bacaklarda veya kollarda uyuşma ve karıncalanmanın yanı sıra güçsüzlük, hareket kısıtlılığı ve reflekslerde azalma bulunuyor. Bu belirtiler, fıtığın omurilik veya sinir köklerine baskı yapmasıyla gerçekleşiyor ve hastanın günlük yaşamını olumsuz yönde etkiliyor. Böylesi bir aşamada hastaların mutlaka bir cerraha danışması gerekiyor.” “Cerrahi müdahale, mutlak sonuç verir" Bel ve boyun fıtıklarında cerrahi müdahaleyi tercih etmenin mutlak sonuç veren bir tedavi şekli olduğunu aktaran Opr. Dr. Candan Hundemir, “Cerrahi müdahale, şiddetli ve sürekli ağrı, nörolojik belirtilerin kötüleşmesi gibi durumlarda uygulanıyor. Ayrıca yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi, fizik tedavi, istirahat gibi ameliyatsız yöntemlere yanıt alınamaması veya hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen durumlarda da cerrahi müdahale düşünülebiliyor. Dolayısıyla, cerrahi müdahalenin kaçınılmaz olduğu durumlarda bu seçeneğin tercih edilmesi hasta için kritik bir önem taşıyor” dedi. “Erken teşhis ve doğru tedavi ile bel ve boyun fıtıklarının etkileri en aza indirilebilir” İstanbul, Bakırköy’de kliniği olan ve omurga ve omurilik hastalıkları konusunda hastalarına uygun tedaviler sunan Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Candan Hundemir, cerrahi tedavinin fıtıklaşmış kıkırdağın çıkarılması veya omurların sabit hale getirilmesi gibi işlemleri içerebildiğine dikkat çekiyor ve sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Cerrahinin amacı, sinirler üzerindeki baskıyı azaltmak ve hastanın yaşam kalitesini artırmaktır. Bel ve boyun fıtıkları da yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen ciddi sorunlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle, cerrahi müdahale gerektiren durumlarda felç olmayla ilgili geriye dönüşü olmayan bir yola girmemek için erken ve hızlı karar almak gerekiyor. Ayrıca, doktor yönlendirmeleriyle bel ve boyun sağlığının korunması için doğru duruş, düzenli egzersiz ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarına dikkat etmek de elzem.”

Sigara kullananlar dikkat: Bu ağrı 2,5 kat daha yüksek Haber

Sigara kullananlar dikkat: Bu ağrı 2,5 kat daha yüksek

Bel ağrısının hayatın tüm dönemlerinde ortaya çıkabilen, günlük yaşamı sekteye uğratarak verimliliği düşüren yaygın bir kas-iskelet sistemi bozukluğu olduğunu dile getiren VM Medical Park Bursa Hastanesi’nden Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Sevinç Külekçioğlu, "Omurga, disk veya çevresindeki yumuşak dokulardan kaynaklanan mekanik bel ağrıları en sık sebeptir. Tekrarlayan travmalar ve anatomik yapıların gereğinden fazla kullanımı kronik mekanik bel ağrılarına neden olur. Bel ağrısı basit bir kas spazmından mekanik bel ağrısına, omurga kireçlenmelerine, bel fıtığına, fibromiyaljiye, yumuşak doku zorlanmalarına, omurganın iltihabi-enfeksiyöz hastalıklarına, apselere, kemik hastalıklarına ve kırıklarına, metabolik- hormonal hastalıklara, romatizmal hastalıklara, iç organ hastalıklarına, büyük damar hastalıklarına, çeşitli kemik/omurga, omurilik ve yumuşak doku tümörlerine ve daha birçok hastalığa işaret edebilir. Bu nedenle, bel ağrısı şikâyetleri geçmediğinde, mutlaka bir hekime başvurarak bel ağrısının nedeni ortaya çıkarılmalıdır” dedi. “Meslek, yaş ve kilo etkili” Bel ağrısının oluşmasını etkileyen temel etkenlerin meslek, yaş, kilo, sosyal aktivite, psikososyal etmenler ve eğitim durumu olarak değerlendirildiğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Külekçioğlu, depresyon, anksiyete ve stres gibi bazı psikososyal etkenlerin bel ağrısındaki oranın yükselmesinde etkili olduğunu, bu tarz psikososyal faktörleri olduğunda ağrı süresinin uzayarak ağrının kronikleşmesine sebep olabileceğini belirtti. “Sigara ve obezite bel ağrısını artırabilir” Mesleki faktörlerden özellikle de fiziksel kuvvet gerektiren, uzun süreli ayakta durmaya sebep olan ve hareketsiz hayat süresini artıran durumlarda bel ağrılarından şikâyetçi olma oranının yüksek olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Külekçioğlu, “Mesleki olarak fiziki yüklenmeler, ağır iş yapmak, iş yerinde uzun süreli oturmak, masabaşı işlerde çalışmak, hareketsiz bir yaşam tarzı, bel ve karın kaslarının zayıflığı, omurganın yanlış kullanılması, kontrolsüz, ani ve zorlayıcı hareketler yapılması, omurganın yapı ve şekil bozuklukları ve aşırı kilo da bel ağrısına yol açabilir. 30 kilogram/metrekareden fazla olan vücut kitle indeksi de (obezite durumu) bel ağrısının artışına neden olmaktadır. Sigaranın vertebral gövdeye zarar vererek disk metabolizmasını bozulmasına neden olduğu ve disklerde travma ve yaralanmalara karşı zayıf bir ortam oluşturduğu belirtilir. Sigara kullanan kişilerdeki bel ağrısı sıklığının, kullanmayanlara göre 2,5 kat daha yüksek olduğu görülmüştür” ifadelerini kullandı. “İş gücü ve performans kaybına sebep oluyor” Bel ağrısının; ciddi klinik, sosyal, iş gücü ve performans kaybına neden olan, dünya nüfusunun genelini etkileyen önemli bir sorun olarak karşımıza çıktığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Külekçioğlu, şunları söyledi: “Bel ağrısını süresine göre akut, subakut ve kronik olarak sınıflandırırız. Nedenleri hafif bir tutulmadan patolojik hastalıklara kadar birçok etken etkili olabilir. Bel ağrısı tedavisinde ilaçla tedaviler, egzersiz ve fizik tedavi, enjeksiyon ve çeşitli tamamlayıcı tedaviler uygulanabilir. Tedavi, hastanın semptom ve belirtilerine bağlı olarak planlanmalıdır.” “Hastaya özel tedavi planlanmalı” Bel ağrısı probleminde tamamlayıcı tedavilerden en çok önerilenlerin mezoterapi, proloterapi, ozon ve akupunktur olarak sıralanabileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Külekçioğlu, “Hastaya ve hastalığına özel bir tedavi programı hazırlanmalı, hastanın sürece uyumunun ve aktif katılımının çok önemli olduğu vurgulanmalıdır” dedi. BU İÇERİK DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Sigara içenler bu ameliyat size göre değil

Uzun süre oturmak bel ağrılarını tetikliyor! Haber

Uzun süre oturmak bel ağrılarını tetikliyor!

İnsanların çoğu hayatının herhangi bir döneminde mutlak surette bir defa da olsa  bel ağrısı yaşar. Peki bel sağlığını korumak ve gelecek yıllarda gelişebilecek  bel ağrılarından kurtulmak için neler yapabiliriz? Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır konu hakkında önemli bilgiler verdi.    Bel ağrıları neden olur ? Ağrı bir bulgudur. Hastalık değildir. Tedavi edilmesi gereken şey de ağrı değil; ağrının asıl nedeni olan hastalığın ortadan kaldırılması veya arızanın tamir edilmesidir. 6 haftadan kısa süreli var olan ağrılara Akut Bel Ağrısı denir. Belirli bir aktivite veya travma sonrası gelişebileceği gibi, travmasızda olabilir. Genellikle ağrı, kendiliğinden azalır veya tamamen geçebilir. Bir defa ciddi bel ağrısı yaşayan insanların yaklaşık %30’u tekrar bir atak geçirebilir. Ancak kontrol ve bakım altında olur ise bu tekrarlama riski en aza indirilebilir. Üç aydan uzun süreli varlığını devam ettiren bel ağrılarına ise Kronik Bel Ağrısı adı verilmektedir. Var olan doku bozukluğu, ortamdaki sinir uçlarını etkileyerek ağrı ortaya çıkarır. En çok gördüğümüz şey ise akut ağrı döneminde kolayca halledebileceğimiz hastalıkların ehil olmayan ellerdeoyalanarak kronik hale gelmesidir. Bel ağrılarını tetikleyen sebepler nelerdir ? Gerçek  bir tedavi yapabilmek için gerçek ağrı kaynakları ciddi bir uzman hekim muayenesi ve tetkiklerle araştırılmalıdır. Fazla kilolu olmak, fıtık yapacak kadar veya bel yapılarını zorlayacak kadar ağır kaldırma, eğilerek çalışıyor olmak, uzun süreli oturmak veya otururken öne eğilerek iş yapmak veya durmak veya aynı pozisyonda uzun süre kalmak, stresli dönemlerin uzun sürmesi, çok doğum yapmak, ev işlerini uygunsuz pozisyonda ve uzun süre yani ara vermeden yapmak, cinsel yaşamda beli korumamak bel sorunları yaşamaya neden olmaktadır.  Bel ağrılarından korunmak ve bel sağlığını korumak için neler yapılmalıdır?  En önemli olan şeyi kaçırmaktayız. Asıl olan belde ağrı çıkmadan tedbir almaktır. Bel ağrısı oluşumuna neden olacak şeyler belli olduğuna göre işe bunlara riayet etmekle başlamak mecburiyetindeyiz. Gerekli bakımları yapılmayan araba bizi yolda bırakcağı gibi gerekli bakımları ve korumaları yapılmayan bel de bir gün bize bu acıyı yaşatacaktır. Öncelikli olarak kesinlikle obezite yani fazla kilo fıtığın veya bel ağrılarının en önde gelen nedenlerindendir. Kilo almadan yaşamayı bir hayat tarzı haline getirmeye mecburuz.Bel ağrısı yaşadığımız zaman ne yapacağız sorusu akla gelmektedir. Öncelikli olarak bu konuda gerçekten tecrübeli olan uzman bir doktora başvurmalı; geçiştirici işlemlerle arızayı kronik hale getirmekten kaçınmalıdır. Altta yatan neden bir tümör, çok ciddi bir fıtık, omur kırığı veya bel kayması da olabileceği için konuyu iyi bilmeyen insanların öneri veya tedavi adı altındaki uygulamaları ile zaman kaybedilmemelidir. Genellikle hastaların ağrılarının geçmesi altta yatan nedenin ortadan kalkmış olduğu şeklinde algılanıp rahat davranılmakta ve kolayca çözülebilecek bir hastalık daha zor çözülür veya çözümsüz hale gelebilmektedir.Şu bir gerçektir ki, bel ağrısı yeteri kadar önemsenmemektedir. Başımıza çok ciddi sorunlar açabileceğinin bilincinde olunamamaktadır. İnsanlarımız ağrısız yaşatmak ve bel fıtığı gelişmesini önceden engellemek imkan dahilindedir. Sorunun altında yatan nedenin kesin ortadan kaldırılmasına değil de ağrının ortadan kaldırılmasına yönelinmektedir. Bu ciddi bir hatadır ve hastalarımızı ileri de başına çok büyük sorunlar açabilecek hale getirmektedir.   Sonuç olarak bel sorunu yaşamayacak şekilde bir yaşam tarzına geçilmeli ve bel ağrısı veya fıtık gelişme riski ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. Şayet ağrı yaşar isek; bu konuda çok çalışmış olan uzman hekim/ hekimler aranıp bulunmalı ve en kısa sürede ve en kolay şekilde tedavisi yapılmalıdır. Tedavi de başarılı olmanın yolu yöntem değildir, bu konuda gerçekten uzman doktorun yapacağı yöntemlerdir. HABER MERKEZİ

Bel fıtığında en sık yapılan 10 hata! Haber

Bel fıtığında en sık yapılan 10 hata!

Ülkemizde bel ağrısı şikayeti nedeniyle hekime başvurma oranı baş ağrısından sonra ikinci, cerrahi olarak tedavi edilme açısından üçüncü sırada yer alıyor. Her bel ağrısının bel fıtığı anlamına gelmediğini belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Spor Hekimi Prof. Dr. Tolga Aydoğ “Yapılan çalışmalar, bel ve boyunda saptanan her fıtıklaşmanın bel-boyun ağrısı yapmadığını, dolayısıyla MR’da saptanan her fıtığın tedavi gerektirmediğini ortaya koymuştur. Buna karşın tedavi gerektiren bel fıtığında, uygulanan çeşitli yöntemlerle yüzde 90-95 oranında cerrahiye gerek kalmadan başarı sağlanabilmektedir. Kişilerin bazı yanlış davranışları ve alışkanlıkları da bel fıtığı riskini artırdığı gibi, tedaviyi de olumsuz etkileyebilmektedir” diyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Spor Hekimi Prof. Dr. Tolga Aydoğ, bel fıtığında en sık yapılan yanlışları anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.  Yatak istirahatine rağmen oturmak Bel fıtığı hastalarında en çok gözlemlenen yanlışlardan biri; doktorun yatak istirahati vermesine rağmen, oturmaya devam etmek oluyor. Oysa oturmak, yatak istirahatinin yerini tutmuyor. Prof. Dr. Tolga Aydoğ “Oturan bir kişide disk üzerine düşen basınç oturma ve özellikle oturup yanlara eğilme sonucu ciddi bir şekilde artar. Bu nedenle hastaya verilen istirahat süresince kişi oturarak istirahat etmek yerine yatarak istirahat etmelidir. Oturmak istediği zamanlarda da bel boşluğunu destekleyen bir yastıkla bunu yapmalıdır” diyor.  Kilo vermeye özen göstermemek Fazla kilonun bel ağrısını artırdığı gibi, ağrının oluşumuna da neden olabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Tolga Aydoğ, buna karşın fazla kilolarından kurtulmak için yeterli özen gösterilmemesinin de en sık yapılan hatalar arasında olduğunu söylüyor. Bel ağrısı olan hastanın aktivite düzeyindeki azalışa bağlı olarak kilo alımının hızlanabileceğini belirten Prof. Dr. Tolga Aydoğ, bu nedenle istirahatin ve kontrollü hareketin önemli olduğu ilk günlerde gerekirse diyetisyen desteği alınmasının önemli olduğunu vurguluyor.   ‘Çivi çiviyi söker’ diyerek zorlayıcı egzersizler/sporlar yapmak Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Spor Hekimi Prof. Dr. Tolga Aydoğ öne çıkan yanlışlardan birini şöyle açıklıyor: “Bel fıtığının tedavisinde egzersiz çok önemli yer tutar. Bu bağlamda bel ve kalça etrafı kısa kasların uzatılması, zayıf kasların kuvvetlendirilmesi, genel kondisyonun artırılmasına özen gösterilmelidir. Ancak zorlayıcı hareketlerden uzak durulmalıdır çünkü zorlayıcı hareketler kaslarda daha büyük kuvvet artışı yapabilse de bunlar disk üzerine düşen basıncı artırıp sorunun daha da artmasına neden olabilir. O yüzden kişinin fiziksel durumuna göre iyi planlanmış bir egzersiz planı yapmak çok önemlidir.” Hiç kalkmadan uzun süre yatmak Akut gelişen bel fıtığının tedavisinde disk üzerine düşen basıncı azaltmada yatak istirahati şüphesiz çok önemli bir yer tutuyor ancak dikkat! Hiç kalkmadan çok uzun süre yatmak kaslarda kuvvetsizliğe, eklemlerde hareket kısıtlılığına yol açıyor. Prof. Dr. Tolga Aydoğ bundan dolayı yatak istirahatinin bir haftayı geçmemesi gerektiğini söylüyor.    Sigara içmeye devam etmek Sigaranın genel vücut sağlığı için kanıtlanmış zararları, bel fıtığında da kendini gösteriyor. Sigara içmenin disk kanlanmasını bozarak bel fıtığı riskini artırabildiğini ve tedaviyi olumsuz etkileyebildiğini belirten Prof. Dr. Tolga Aydoğ, sigaranın yol açtığı öksürük nedeniyle de bel fıtığına zemin hazırlayabildiğine dikkat çekiyor.  Sert yatak yerine yerde yatmak  Sert yataklarda yatmak bel fıtığı tedavisinde halen kabul görse de bu, sert zemine/yere yatılması anlamına gelmiyor. Yere yatıp- kalkma sırasında belin istenmeyen zorlayıcı pozisyonlara gelebilmesinden dolayı yere yatmaktan kaçınmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Tolga Aydoğ “Yerde değil, normal yükseklikte sert yatağı tavsiye ediyoruz. Günümüzde vücut şeklini alan ‘visko’ yataklar geliştirilmeden önce bel fıtığında hastaların sert yataklarda yatması gerektiği görüşü genel kabul görüyordu. ‘Visko’ yataklar çıktıktan sonra artık ille de sert yataklar değil, hastanın rahat ettiği yatağın doğru olduğu genel kabul görmektedir. Akut gelişen bel ağrısında ilk tercih sert yataklar olsa da kronik dönemde rahat edilen yatak doğru yataktır, diye düşünmekteyiz” diyor.  Uzman olmayanlara başvurmak Prof. Dr. Tolga Aydoğ, bel ağrısı çekenlerin ve MR’ında bel fıtığı saptananların en sık yaptığı yanlışlardan birinin de kulaktan dolma bilgiler ve önerilerle hareket etmeleri olduğunu belirterek “Çevredekilerin ‘aynı sorun bende de vardı veya bir yakınım şu kişiye gitti belini çektirdi, iki büklüm gitmişti sapasağlam ayrıldı” gibi sözleriyle doktora değil işin uzmanı olmayan kişilere yönelinmesi sonucu kalıcı sakatlıklar ortaya çıkabiliyor” uyarsında bulunuyor.  “Bel fıtığı ameliyatı oldum, bir daha tekrarlamaz” diye düşünmek Bel fıtığı ameliyatı sonrası günlük yaşamda bazı kurallara dikkat edilmediğinde fıtık sorunu aynı seviyeden veya başka bir seviyeden tekrarlayabiliyor. Bu nedenle kişinin bel fıtığı nedeniyle ameliyat olsa da omurgasını korumak için genel kurallara uyması ve egzersizlerle omurga etrafında yeterli esneklik ve kuvvete ulaşmaya, genel kondisyonunu artırmaya özen göstermesi gerekiyor.  Bel açısından doğru ergonomik hareketleri öğrenmemek Ağır kaldırma ve zorlayıcı fiziksel hareketler yapma hem bel ağrısını hem de bel fıtığı riskini artırıyor. Prof. Dr. Tolga Aydoğ günlük yaşamda bilinçsizce yapılabilen bazı hareketlerin bel fıtığına davetiye çıkarabileceğini belirterek şu önerilerde bulunuyor;  Yerden bir şey almak için belden eğilmek yerine dizlerinizi bükün.  Market/pazar alışverişi poşetlerini tek elde değil, iki ele eşit dağıtarak taşıyın. Otururken bel boşluğunu destekleyici yastıkla doldurun. Bar koltuğu gibi çok yüksek yerlere veya yere oturmaktan kaçının. Baş üzeri bir şeyi rafa/dolaba yerleştirirken uzanmak yerine basamak kullanın. Uzun süreli oturarak çalışıyorsanız en geç her saat başı kalkıp dolaşın. Zira; her saat başı kısa süreli dolaşma; bel omurlarının, bel çevresi bağ ve kasların ayrıca disklerin sağlığı açısından çok önemli. Ameliyatı tek çare olarak görmek  Bel fıtığında ameliyatın son çare olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tolga Aydoğ, ameliyat gerektiren durumları; ‘bacaklarda kuvvet kaybı, idrar ve gaitayı tutamama ve yapılan her tür tedaviye rağmen bel ağrılarının devam etmesi’ olarak sıralıyor. Ameliyat öncesi uygulanan yöntemlerle yüzde 90-95 oranında başarı sağlanabildiğini belirten Prof. Dr. Tolga Aydoğ şöyle konuşuyor: “Bel fıtığı, çok uzun süre olmayan istirahat, ağrı kesici, kas gevşetici ve steroid olmayan antiinflamatuar (bazen steroid) ilaçlar, egzersiz, görüntüleme destekli bele yapılan enjeksiyonlar (transforaminal / epidural enjeksiyonlar), bel korseleri, elle tedavi (manüpilasyon/kayropraksi) sıcak uygulama ve fizik tedavi gibi yöntemlerde yüzde 90-95 oranında tedavi edilebilir. Bel fıtığı hastasında genelde tek bir tedavi seçerek uygulamak yerine bütüncül yaklaşıp, birçok tedaviyi birlikte uygulamak çok daha doğru bir tedavi tarzıdır. HABER MERKEZİ

Piriformis sendromu uyarısı: Her ağrı, fıtık olmayabilir Haber

Piriformis sendromu uyarısı: Her ağrı, fıtık olmayabilir

Piriformis sendromu denilen bu durumun benzer belirtiler nedeniyle bel fıtığı ile karıştırılabildiğini ve hastayı ameliyata kadar götürebildiğini belirten Dr. Şen, “Her kalça ve bel ağrısı bel fıtığından kaynaklanmaz. Doğru tedavi, ancak doğru tanıyla mümkün” dedi. Ortopedi Uzmanı Dr. Baran Şen; bel, kalça ve bacak ağrısı, yürümede zorluk, ayağa kadar yayılan uyuşma, karıncalanma gibi belirtilerle kendini gösteren ve çoğu kişide “fıtık” çağrışımı yapan piriformis sendromuna dikkat çekti. Piriformis sendromunun siyatik ağrısı yapabilen bir durum olduğunu ve bu yüzden siyatik ile de karıştırıldığını belirten Dr. Şen şunları söyledi: “Siyatik ağrısı kaba etlerden başlayıp bacak boyunca yayılır. Buna en sık beldeki sinir köklerinin iltihabı ya da sıkışması yol açar. Bel fıtığı ya da bel kireçlenmesi sonucu sinir köklerinin zedelenmesi siyatik ağrısına neden olabilir. Piriformis kası kalçayı döndürmeye yarayan, kalçanın derinlerinde bant şeklinde uzanan bir kastır. Siyatik siniri bu kasın yanından ve içinden geçebilir. Bu kasın kasılması, sertleşmesi yani spazm durumunda siyatik siniri sıkışarak şikayetlere yol açabilir. Bu şikayetler bel, kalça ve bacak ağrısı, bel fıtığında görülen bacak arkasına ve ayağa yayılan uyuşma, karıncalanma, yürümede zorluk gibi şikayetlerdir.” "Piriformis sendromunun iki tipi var" Piriformis sendromunun iki tipi olduğunu, birinin yapısal olarak kasın kısa olmasından kaynaklandığını kaydeden ortopedist Şen, diğerinin kasın spazma girmesiyle oluştuğunu söyledi. Erken dönemde piriformis kasını uzatmaya ve germeye yönelik uygun egzersizlerle sorunun önlenebileceğini ifade eden Şen, “İkinci tipte travma kaynaklı ya da bölgesel kan dolaşımının azalması durumunda kas spazma girebilir. Piriformis kası eğer bel, omurga veya kaslarında sorun varsa spazma girebilir. Yanlış yapılmış egzersizler, ters ani hareketler, uzun süreli oturmak kas spazmına yol açabilir. Sürekli oturarak çalışma, uzun yolculuklar, bisiklete binme nedenlerden birkaçı. Kastaki kasılma altından geçen siyatik sinirini sıkıştırır ve ağrıya yol açar. Kas spazmına yol açan neden belirlenerek tedaviyi düzenlemek gerekir. Piriformis sendromunda ağrı genelde kalça ve beldedir. Oturmakla, yürürken ve bacak bacak üstüne atıldığında ağrı artar. Piriformis sendromu, bacak arkasında, ayaklarda uyuşma ve karıncalanma, yürümede zorluk gibi belirtileri sebebiyle bel fıtığıyla karıştırılabilir. Piriformis ağrısı sinir ağrısı, fıtık ağrısı sanılarak hastayı ameliyata götürebilir" diye konuştu. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.