[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#binalar

binalar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, binalar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İzmir'den binaları dirençli hale getirme çalışması Haber

İzmir'den binaları dirençli hale getirme çalışması

Kahramanmaraş merkezli depremler, sarsıntılara dirençli yapıların oluşturulmasının öneminin bir kez daha ortaya koydu. Zeminlerde yapılacak iyileştirmeler ve binaların imar yönetmeliğine uygun yapılmasının yanı sıra sismik izolatör gibi sonradan alınacak tedbirler de yapı güvenliğini artırmak için öne çıktı. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İnşaat Mühendisliği Bölümünde binaların güvenliğini artırmak için çalışmalar yürütülüyor. Çalışmalar, zemine kurulan sismik izolatörlerin yerine binaların üzerine kurulan ayarlı kütle sönümleyicileri üzerinde yoğunlaştı. "Her zemindeki binaya kurulabilir" İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gürsoy Turan, kolonlara yerleştirilen sismik izolatörlerin bina güvenliğine büyük ölçüde katkı sunduğunu ancak yumuşak zeminlerdeki binalarda ise sarsıntıyı artırarak olumsuz etkiye neden olabileceğini savundu. Ayarlı kütle sönümleyicilerinin her zemindeki binaya kurulabildiğini ifade eden Turan, rüzgarın gökdelenlerde oluşturduğu sallanmayı engellemek için kullanılan sistemi, depremin sarsıntısını da sönümleyecek hale getirmek istediğini kaydetti. Turan, ayarlı kütle sönümleyicilerde yapının sallanmasına neden olan gücün bina üzerine yerleştirilen kütleye yönlendirildiğini, böylece kütlenin ray üzerinde binanın sallandığı yönünün aksine hareket ederek sarsıntı şiddetini düşürdüğünü anlattı. "Otomobillerdeki amortisör gibi" Yerleştirilen kütlenin büyüklüğü arttıkça sistemin başarısının da arttığını dile getiren Turan, şunları söyledi: "Biz bu kütleyi ittirmeye, onu zorlamaya çalışıyoruz hareket etsin diye. Ne kadar büyük kütle olursa o kadar faydalı ancak bina o kütlenin oluşturduğu dikey ağırlığı kaldırabilir mi, kolonlar onları taşıyabilir mi bu bir soru tabii ki. O yüzden de genelde toplam bina ağırlığının yüzde 5'ini aşmamaktayız. Örneğin 10 katlı binada yarım kat ağırlığında bir kütle genelde üzerine çalışılır. Ayarlı kütle sönümleyicide bir yay var. Kütle ray üzerine gidip geliyor. Bir de sönümleyicisi var, otomobillerdeki amortisör gibi. Bunları tasarlarken binanın sallantı periyoduna mümkün olduğu kadarıyla yakın olması gerekiyor. Şu an onun optimizasyonları üzerinde çalışılıyor. Binadan binaya, farklı sarsıntı tipine göre değişiklik gösterebiliyor faydalı olması için." Turan, belli bir noktaya kadar getirdikleri çalışmalarda daha iyi sonuçlar için uğraştıklarını anlatarak "Gelinen noktada normal tip yani tek yaylı ve tek amortisörlü bir sistemle çok büyük bir fayda elde edilemiyor fakat bunu kontrollü, farklı yay tiplerini birlikte kullanarak belirli zamanlar birinin aktif, farklı zamanlar farklı bir yayı aktif hale getirdiğimizde büyük fayda elde edebildiğimizi gösterdik. Yaptığımız simülasyonlarda kütlesi sönümleyicisi olan binalar ile olmayan binalar arasında yatay deprem hareketinde yüzde 30'luk bir azalma olduğunu gördük." diye konuştu.  "Çalışmalarımız başarıyla devam ediyor" İYTE Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran da araştırma üniversitesi olarak topluma maksimum düzeyde katkı sunmak üzere bilimsel faaliyetler sürdürdüklerini vurgulayarak depreme dirençli konutlar, depreme dirençli yaşam alanlarının üretilmesi ve uygulamaya konmasıyla ilgili önemli projeler yürüttüklerini dile getirdi. Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra da Enstitü'nün tüm akademik, idari personeli ve öğrencilerle deprem bölgesine azami düzeyde katkı sunmaya çalıştıklarına dikkati çeken Baran, "Deprem dirençli konutlar ve kentlerin üretilmesi ve insana hizmete sunulması kapsamında çalışmalarımız başarıyla devam ediyor." dedi. AA

Prof. Dr. Özgür Eğilmez: Haber

Prof. Dr. Özgür Eğilmez: "Yetkin mühendislik sistemi hayata geçirilmeli"

Tüm imkanların seferber edildiği deprem bölgesinde arama kurtarma çalışmaları sürerken, Yaşar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özgür Eğilmez henüz birkaç yıllık olan ve deprem yönetmeliğine uygun yapıldığı iddia edilen binaların bile çökmesini değerlendirdi. Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın deprem bölgesi olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Eğilmez, gelecek kuşakların bu tür felaketlerde ayakta kalabilmesi için 'yetkin mühendislik' kavramının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. "Gelişmiş ülkelerde uygulanıyor" Bugünden itibaren atılacak ilk adımın 'yetkin mühendislik' kavramının hayata geçirilmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Eğilmez, "Gelişmiş pek çok ülkede yetkin mühendislik onlarca yıldır uygulanmaktadır. Bu ülkelerde imza yetkisi sadece yetkin mühendislerin elindedir. Yani tasarım, şantiye yönetimi ve denetim gibi kritik işler sadece yetkin mühendisler tarafından yapılabilmektedir. Yetkin mühendis olabilmek için belirli bir süre yetkin mühendislerin yanında tecrübe kazanmak ve ardından yetkin mühendislik sınavında başarılı olmak gerekmektedir. Ülkemizde ise 4 yıllık eğitimini tamamlayıp inşaat mühendisliği diplomasını alan herkesin imza yetkisi bulunmaktadır. Bunun engellenerek tasarım, şantiye yönetimi ve denetim işlerinin yetkin mühendisler tarafından yapılmasının sağlanması gerekmektedir. 2019 yılında yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ile yüksek binalar ve tasarımı uzmanlık gerektiren yapılar için 'tasarım gözetmeni uzmanı' belgesine sahip mühendislerin imza şartı yürürlüğe girdi. Bu belgeye sahip olma koşulları da oldukça yüksek. Bu gelişme elbette çok olumlu. Ancak tasarımı uzmanlık isteyen bu tür yapılar Türkiye'de zaten çok yüksek kalitede mühendislik hizmetleri ile tasarlanıp inşa edilmekte. Dolayısı ile ülkemizin asıl ihtiyacının inşaat mühendisliği diplomasının olağanüstü ve akla sığmayan yetkilerini sınırlayacak olan yetkin mühendislik oluşumunun hayata geçirilmesi olduğu düşüncesindeyim" ifadelerini kullandı. "Seçme yetkisi olmamalı" Mevzuatta yapılması gereken diğer değişikliğin de inşaatı yapan yüklenicinin denetim şirketini seçme yetkisinin iptal edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Eğilmez, "Yapıların inşası aşamasında denetim büyük önem arz eder. Günümüzde her türlü inşaatın yapı denetim şirketleri tarafından denetlenmeleri zorunludur. Ancak denetimlerin ne kadar sağlıklı yapıldığı tartışmalıdır. Çünkü şu an için inşaatı yapan yüklenici denetim şirketini seçebilmektedir. Bu da beraberinde birçok kuşkuyu ortaya çıkarmaktadır. Kanaatimce yapı denetim şirketinin inşaat mühendisleri odaları veya ilgili bakanlık uzmanları tarafından belirlenmesi daha uygun olacaktır. Türkiye'deki sorunların başında denetimsizlik ve yaptırım eksikliği geliyor. İster inşaat sektörü olsun ister sağlık sektörü veya başka bir iş kolu, yapılan hatalar büyük ölçüde cezasız kalmaktadır. Gelişmiş ülkelerde bu tür hataların bedeli ağır olur. Size bir daha mühendislik yaptırmazlar. Geçen onca yıla, kaybedilen binlerce cana rağmen bugün hala inşaat sektöründeki yaptırımlar yetersizdir" diyerek sözlerini tamamladı. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.