[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#celal bayar

celal bayar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, celal bayar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de üretecekler Haber

Türkiye’de üretecekler

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER Geçtiğimiz günlerde açılan İzmir Enternasyonal Fuarı’nda yer alan Celal Bayar Üniversitesi öğrencileri tüm dikkatleri üzerlerine çekti.  Teknoloji ile ilgili önemli çalışmalar yürüten Deniz Hançer, Mert Tuncer, Nijad Tarvardiyev, Turab Mamadilli, Elmir ve Umut Şensöz isimli 6 kişilik ekip, geliştirdikleri bir proje ile Türkiye’de bir ilke imza atarak, oldukça düşük bir maliyetle 3D yazıcılarında kullanılan filamentin hem üretimini hem de geri dönüşümünü sağlayacak bir makine icat etmeyi başardı. Projenin ayrıntılarını ekip adına gazetemize anlatan Umut Şensöz, Türkiye’nin teknoloji alanında kalkınması amacıyla bu projeyi gerçekleştirdiklerini söyleyen Umut Şensöz, 3D Yazıcıların kullandığı filamentin oldukça maliyetli olduğunu düşünerek daha cüzzi bir fiyata bu filament üretebileceklerini inandıklarını söyledi.  Şensöz, “Bir rulo filament ortalama 130 TL. Bizim düşüncemiz de insanlar 40 TL’ye hammaddesini alsın ve toplamda 50 TL’ye kendi filamentlerini üretsinler” dedi. MALİYETLER AZALACAK 3D Printer’ların kullandığı filamentin oldukça maliyetli olduğunu söyleyen Umut Şensöz, bu maliyetlerin azaltılması hedefiyle işe giriştiklerini söyledi. Şensöz, “Makineyi tasarlamakta iki temel amacımız vardı. Birincisi filamentin geri dönüşümünü sağlamak. Bunu da şöyle sağlıyoruz. İnsanlar üç boyutlu yazıcıda baskı alırken, baskı anında elektrik kesintisi veya eksen kayması sonucunda basılan malzeme atık durumuna düşüyor. Biz de dedik ki basılan malzeme atık olmasın çünkü bu insanlara çok ciddi bir ekonomik maliyet getiriyor. Bun malzemeyi geri dönüştürüp bir şekilde granür haline getirelim ve bir makine tasarlayalım. Bu makineyle de atık filamentin tekrardan kullanılabilir hale getirmek istedik. Bir diğer amacımız ise insanların kendi evlerinde özgün filament üretme imkanı bulması. Bu da şu şekilde gerçekleştiriliyor. Filamentin oluşumunda PLA ve ABS denilen hammaddelerin fark etmeksizin, PLA’nın toz halini alıp, makinemize koyarak çok çok daha ucuz bir şekilde evde kendileri yeniden kullanabilir filament olarak üretebiliyoruz” diye konuştu. KALKINMAYI SAĞLAMAK Türkiye’de bu makinenin üretiminin yapılmadığına dikkat çeken Umut Şensöz, “Sadece yurt dışında büyük, endüstriyel boyutlarda yapılıyor. Onların tanesi ise 10 bin Dolar. Yani ofisler için uygun şeyler değil. Biz de bu makineyi tamamen ofisler için tasarladık. Manisa Celal Bayar Üniversitesinde Teknokent de 6 kişilik bir ön kuluçka ekibimiz var. Biz bu ekiple yola çıktık. Fikir, plan ve üretim tamamen tarafımıza aittir. Projemiz üniversitemizdeki Teknokent bünyesi tarafından desteklenen bir projedir. Teknokent sayesinde birkaç yatırım da aldık. O sayede makinemizi bu haline getirebildik. Amacımız tamamen yurtdışında üretilen bir makinenin Türkiye’de üretilmesini sağlayıp, Türkiye’nin kalkınmasını sağlamaktır. Ayrıca üç boyutlu yazıcı sektörü ciddi şekilde artış göstermekte. Biz de üç boyutlu yazıcı ile uğraşanlar kendi filamentlerini kendileri üretsinler. Çünkü flementlerin maaliyeti gerçekten çok yüksek olduğunu söylemek gerekiyor. Bir rulo filament ortalama 130 TL. Bizim düşüncemiz de insanlar 40 TL’ye hammaddesini alsın ve toplamda 50 TL’ye kendi flementlerini üretsinler” değerlendirmelerinde bulundu. KENDİ YAZILIMIMIZ Bundan sonraki aşamada elektronik sistemlerinin değişeceğine vurgu yapan Umut Şensöz, “Makine mikro işlemci dediğimiz yalıtkan malzemelere takılacak. Böylelikle makinenin tamamen kontrolünü sağlamış olacağız. İleride tamamen mikro işlemci kullanıp, kendi yazılımımızı kullanarak yapacağız.  Makinenin mikro işlemcileri ve mobil uygulamalarını sağlayacağız. Gelen kişi telefonunu açıp, üretmek istediği filament miktarını girip, butona basacak ve makine o kişinin istediği şekilde o filament üretmiş olacak” şeklinde konuştu. DESTEK BEKLİYORUZ Son olarak Türkiye’nin teknoloji anlamında dışa bağımlılığını engellemek için çalışmalarına değinen Umut Şensöz, “Bu makinenin ülkemizde olmaması elbette ki büyük bir sorun olduğunu düşünmekteyiz. Ülke olarak teknoloji sektöründe dışa bağımlılığımız çok fazla olduğunu biliyoruz. Filament bile ABD ve Çin’den tedarik ediyoruz. Biz de böyle olmamasını istiyoruz. Hammaddesi biz de var. Neden kendi filamentimizi üretmeyelim ki? Ürettiğimiz makine birçok testi geçerek, çok olumlu sonuçlar verdi. Biz zaten bu konuda üniversitemiz tarafından direk destek almıştık fakat yatırımcı bulursak ürünümüzü bir an önce bitirebileceğimizi biliyoruz. O kapasiteye sahibiz” dedi.

Anadolu’da 20 yeni böcek türü bulundu Haber

Anadolu’da 20 yeni böcek türü bulundu

Böceklerin tarımsal, ekolojik ve tıbbi önemleri konusunda araştırmalar yapan Manisa Celal Bayar Üniversitesinden (MCBÜ) bir grup akademisyen, Ege ve İç Anadolu bölgelerinde 20 yeni böcek türü keşfetti. Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Alaşehir Meslek Yüksekokulu Bitki Koruma Programı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Sinan Anlaş, yaklaşık 15 yıldır böceklerin çevreye ve tarımsal üretime etkilerini araştırdığını, Türkiye’nin ve dünyanın birçok yerinden topladıkları binlerce böcek örneğini Alaşehir’de kurdukları ve uluslararası kuruluşlarca da tescil edilen müzede sergilediklerini söyledi. BİYO-ÇEŞİTLİLİK Türkiye’nin sahip olduğu biyo-çeşitlilikle dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğunu vurgulayan Anlaş, ülkedeki böcek biyo-çeşitliliğini tespit etmek için 5 yıl önce TÜBİTAK desteğiyle iki proje başlattıklarını, Ege ve İç Anadolu bölgelerine yaptıkları arazi çalışmalarında binlerce böcek örneği topladıklarını ifade etti. 20 YENİ TÜR Aynı üniversiteden Doç.Dr. Ersen Aydın Yağmur, Fırat Üniversitesinden Doç.Dr. İnanç Özgen ve Ege Üniversitesinden Semih Örgel ile birlikte büyük bölümü “kın kanatlılar” sınıfında toplam 60’dan fazla yeni tür belirlediklerini dile getiren Anlaş, bunların 40’ını hazırladıkları makalelerde yayımlayarak bilim dünyasına kazandırdıklarını, 20 yeni türü ise ilk kez duyuracaklarını vurguladı. “EKOLOJİK ÖNEMİ VAR” Anlaş, topladıkları böceklerin Türkiye’nin sahip olduğu biyo-çeşitliliğin bilinmesi adına önemli bir role sahip olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Sahip olunan biyo-çeşitliliğin bilinmesinin insanlığa büyük yararları var. Bu türlerden azami derecede yararlanmak ve bu türleri korumak amacıyla öncelikle bizim ülkemizde hangi türlerin var olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bu amaçla bulduğumuz yeni türlerle ilgili sistematik, ekolojik, tarımsal ve tıbbi araştırmalarımız devam ediyor. Gelecekte bu türlerden bazılarının tarım zararlılarına karşı kullanılabileceğini, çevre kirliliğine karşı biyoindikatör olarak kullanılabileceklerini ve aynı zamanda bazı türlerin tıbbi önemlerinin olduğunu düşünüyoruz.” Bugüne kadar yaptıkları araştırmalarda entomolojiye (Böcek Bilimi) 60’dan fazla yeni tür kazandırdıklarını anlatan Anlaş, “Daha önceki araştırmalarımızda başta Ege Bölgesi’nden olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinden bulduğumuz 40 civarındaki yeni türü ve bunların özelliklerini, yapısını hazırladığımız makalelerde yayımlayarak bilim dünyasına kazandırmıştık. Şimdi de yeni TÜBİTAK projemizle Anadolu’dan bulduğumuz 20 yeni türü yayın aşamasına getirip bilim dünyası ile paylaşacağız” dedi. YÖRENİN İSMİ VERİLDİ Anlaş, ilk kez buldukları böcek türlerine toplandıkları yörenin ismini verdiklerine işaret ederek, “Örneğin Denizli’nin Honaz Dağı’nda 3 yeni tür keşfettik. Bunlara, Sunius honazensis, Eurysunius honazicus ve Geostiba honazicus adını verdik. Bunun dışında Denizli-Çökelez Dağı, Afyon-Sandıklı Dağları, Kütahya-Akdağlar, Manisa-Bozdağlar, Aksaray-Melendiz ve Hasan Dağı, Ankara-Elmadağ, Konya-Meke Gölü, Konya, Karaman ve Niğde’deki Toros dağlarından ve daha pek çok yerden çok sayıda yeni tür bulduk ve hepsine o bölgenin adını verdik” diye konuştu. Bulunan yeni türlere “Lathrobium anatolicum”, “Domene turcicus”, “Leptobium yagmuri”, “Eurysunius melendizicus”, “Eurysunius sandiklicus”, “Sunius kizilcadagicus”, “Sunius tauricus”, “Sunius ciceki” ve “Scopaeus menthesiensis” gibi isimler verdiklerini belirten Anlaş, bu yeni türlerin ekolojik olarak çok önemli türler olduğunu vurgulayarak, “Özellikle toprak faunasında bulunup, humuslu yapıya önemli katkı sağlıyorlar. Aynı zamanda zararlı bazı böcekleri yediklerini ve bitkinin korunmasına katkı sağladıklarını tespit ettik” ifadelerini kullandı. AA/İZMİR

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.