[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP’li Bakan: Polis onlar için sadece şehit olduğunda kıymetli! Haber

CHP’li Bakan: Polis onlar için sadece şehit olduğunda kıymetli!

CHP İçişleri Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, intihar eden polis memuru Murat Baş’ın arkasında bıraktığı notu paylaştı. CHP’li Bakan, “Bir polis daha, çalışma şartlarına dayanamadı ve canına kıydı. Geride bıraktığı notta yazdığı ‘Hak ettiğim emekliliğimin durdurulması ve 2. Şark adaletsizliği beni yordu, bıktırdı, hayata küstüm. Ben hep kurallara uydum ama Devlet’i yönetenler uymadı’ sözlerine gözleri de kulakları da kalpleri de kapalı, umurlarında değil. Daha önce de intihar eden ve amirlerinden gördüğü zulmü anlattıkları notlar bırakan polis memurları olmuştu. Semanur, Alparslan, Mehmet Ali… Onların ihbar niteliğindeki notlarını da ciddiye almadılar, hiçbir amir hakkında işlem yapmadılar. Polis intiharlarını, ‘bu mesleğin olağan sonucu’ olarak gören bu Bakanlık ve ülkeyi yönetenler, polislerin sorunlarını konuşmak da çözmek de istemiyorlar. Çünkü polis onlar için sadece şehit olduğunda kıymetli, şehit cenazesi üzerinden siyasetlerini pekiştiriyorlar, yaşarken hiçbir değeri yok, onları görmüyorlar, onların seslerini duymuyorlar” dedi. Emniyet Teşkilatı’nın tüm sorunlarını da çözümlerini de biliyoruz CHP’li Bakan, “Bir polis daha, ağır ve adaletsiz çalışma koşullarına dayanamadı ve canına kıydı. Hayatına son veren o polis, İçişleri Bakanlığı için sadece bir sayı, sadece bir istatistik... Onun anası, babası, eşi, evlatları var mı, ne hissediyorlar, umurlarında değil. Polis memuru Murat Baş’ın geride bıraktığı notta yazdığı ‘Hak ettiğim emekliliğimin durdurulması ve 2. Şark adaletsizliği beni yordu, bıktırdı, hayata küstüm. Ben hep kurallara uydum ama Devlet’i yönetenler uymadı’ sözlerine gözleri de kulakları da kalpleri de kapalı, umurlarında değil. Daha önce de intihar eden ve amirlerinden gördüğü zulmü anlattıkları notlar bırakan polis memurları olmuştu. Semanur, Alparslan, Mehmet Ali… Onların ihbar niteliğindeki notlarını da ciddiye almadılar, hiçbir amir hakkında işlem yapmadılar. Meclis’te 9 yıldır defalarca gündeme getirdiğim konular bunlar… Çalışma saatleri, angarya, ikinci şark… İntihar eden her polisle ilgili İçişleri Bakanlığı’na soru önergesi veriyorum, Soylu döneminde her önergemize aynı matbu yanıtı gönderiyorlardı. Soylu gitti, Ali Yerlikaya geldi, farklı önergelerimize hala aynı ruhsuz, aynı matbu yanıt gönderiliyor. Önerge yanıtlarındaki tek fark Bakan’ın adı. Yani Bakanlıkta polis intiharlarıyla ilgili aynı anlayış hüküm sürüyor. Ayrıca polis intiharlarıyla ilgili defalarca verdiğimiz meclis araştırma önergeleri her seferinde Cumhur İttifakı oylarıyla reddedildi. Üstelik reddedenlerin içinde emekli polis müdürü de vardı İçişleri Bakanlığı yapanı da... Bu çocuklar ailesi villalarda, yalılara oturanların çocukları değil; esnafın, çiftçinin, işçinin, emekçinin çocuğu. Severek isteyerek bu mesleği seçen birçok polis olmasına karşın; içlerinde atanmadığı için polis olan öğretmen ya da iş bulamadığı için polisliğe yönelen arkeolog da var. Hayata tutunmaya çalışan, yaşamak için kendisine bir şekilde yol bulan, ömrünün baharında olan polis memuru neden intihar eder? Ya da yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş sonunda emekliliği gelmiş, artık çocuklarının mürüvvetini göreceği, torunlarını seveceği yaşta bir polis memuru neden intihar eder? Vatanı için canını vermekte tereddüt etmeyen, ülkesine bu kadar bağlı bu insanlar kendi canlarına kıyacak raddeye nasıl gelir? Polis intiharlarını, ‘bu mesleğin olağan sonucu’ olarak gören bu Bakanlık ve ülkeyi yönetenler, polislerin sorunlarını konuşmak da çözmek de istemiyorlar. Çünkü polis onlar için sadece şehit olduğunda kıymetli, şehit cenazesi üzerinden siyasetlerini pekiştiriyorlar, yaşarken hiçbir değeri yok, onları görmüyorlar, onların seslerini duymuyorlar. Biz, Emniyet Teşkilatı’nın tüm sorunlarını da çözümlerini de biliyoruz. Bu konuda çalışmaya, özellikle polis intiharlarını kamuoyunun gündemine getirmeye devam edeceğiz. Çünkü biz hiçbir polisin yaşamına son vermediği, her polisin insanca çalıştığı, kendisini değerli hissettiği ve emekli olup çocuklarıyla, torunlarıyla rahat bir emeklilik hayatı sürecekleri bir sistemin mümkün olduğunu biliyoruz, bu sistemi de biz kuracağız, söz veriyoruz.” dedi. İntihar eden polis memuru Murat Baş, bıraktığı notta şunları yazdı: “Bir yolculuğa çıkıyorum. Biliyorsunuz ki sürekli sıkıntı ettiğim 2 konu vardı; 2005’te yazmadığım halde 2 senelik Hakkari / Yüksekova’da 1,5 sene 12-12 çalışarak şarkımı tamamladım. Yıllar sonra 2. Şarkı çıkarttılar, geçmişe dönük uyguladılar. 3,5 sene evvel ilk hazırlık geldiğinde kararımı vermiştim. Sonunda il belli olunca süreci biraz daha uzatıp zaman kazanmak için mazeret dilekçesi verdim, resmi cevabını dahi vermeden gece ilişiğimizi kestiler. Halbuki mazeret dilekçesine açık açık yazmıştım, ne yapacağımı… Mesleğe girdiğimde emeklilik tarihim belliydi. Genelgelerde (en son SGK 2023/13) emekliliğimiz durduruldu. (Neymiş, “İşçi, çiftçi ve esnafın askerlik borçlanmasını kabul ederiz, memursan kabul etmeyiz”) SGK Bakanları bu mu sizin adalet anlayışınız!? Hak ettiğim emekliliğimin durdurulması ve 2. Şark adaletsizliği beni yordu, bıktırdı, hayata küstüm. Ben hep kurallara uydum ama Devlet’i yönetenler uymadı. Aylardır belki genelge çıkar emekli olurum, şu lanet şarktan kurtulurum diyerekten bekledim son ana kadar. Başımızda hep memurlarına hiçbir zaman faydası olmamış İçişleri Bakanları tarafından yönetildik. Çalışma şartlarının düzensizliğinden, sürekli keyfi ek görevler, çıkışı olmayan mesailer... Sizleri üzeceğim için özür dilerim. Kalbim hassas olduğu için hiçbir arkadaşı, akrabamı özel olarak arayıp vedalaşmadım. Şükr ki Allah, Kalbimi hiçbir zaman “Mal, mülk, eş çocuk vb) şeylerle meşgul etmedi. Benim dünya sınavım buydu. İmanım, inancım, özgür iradem ile bu kararı aldım. İmşeAllah bir Mü’min olarak; Bana “Vekil kılınan Mevt Meleğinin” (Secde-11) vefatımı kolaylaştıracağı inancındayım. “Kendine yazık etti, cehennemlik oldu” diye söylemeyin. Bu şartlarda biraz daha yaşamam, psikolojim altüst oldu, ancak çevremdekilere zarar olur, günah hanemi artırırdı. 112 müdahalesine uzak bu yerde, bana şark ili açıklanmıştı. İnşeAllah burada bu alemden ayrılıyorum. Hiçbir şey Allah’ın bilgisi dışında değildir. (Enfal-17) Sonuçta her insan için 2 yaşam vardır. (Bakara – 28, Mümin – 11) Sizi üzdüğüm için affedin.”

CHP’li Bakan, Selçuk'ta sahaya indi Haber

CHP’li Bakan, Selçuk'ta sahaya indi

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, saha çalışmaları için Selçuk'ta esnaf ziyaretleri gerçekleştirdi. Esnafın yaşadığı sorunların yanı sıra tarımla ve hayvancılıkla geçinen yurttaşlarla da sohbet eden Murat Bakan, “Tüm üreticiler Millet İttifakı’nın tarım ve hayvancılık politikalarının farkında. O kadar kötü durumdalar ki… Selçuk bölgesinde şeftali yetiştiriliyor. Şeftalisini kaça satacağını bilmiyor üretici. Mazotu peşin ödüyor, gübreyi peşin ödüyor her şeyi peşin ödüyor ama ürününü sattıktan altı ay sonra alıyor parasını. Burası en verimli topraklar oysa. ‘Adam diksen adam biter’ denilen topraklar buralar… Buradaki çiftçi bile çok zorda” dedi. "TOPLUM GEÇMİŞ SİYASET TARSINDAN UZAKLAŞTI" CHP’li Murat Bakan, “Tüm Selçuk’u gezdik. Artık geçmiş siyaset tarzlarından uzaklaştı toplum, bambaşka bir noktadayız. Eskiden insanlara vaatlerimizi anlatıyorduk, neyin yanlış gittiğini anlatıyorduk, ikna etmeye çalışıyorduk. Ama şu an kimse bunu dinlemek istemiyor. Sahada görüyorsunuz, yaşıyorsunuz. Seçmen kararını vermiş. Çünkü herkes ne yaşadığını biliyor… Ne istediğini ve istemediğini biliyor. Çoktan vermiş kararını. Bu bölgede net olarak gördüm; hiç olmadığı kadar mevcut iktidara muhalif olan seçmen var. Millet İttifakı’na ve Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verecek çok seçmen var. İnsanlar bu seçimi iyilikle kötülük arasındaki tercih olarak görüyorlar. Demokrasiyle otoriter rejim arasındaki tercih olarak görüyorlar. Hırsızlık, yolsuzluk ilee dürüst namuslu insanların arasındaki tercih olarak görüyorlar. Bu seçim karanlıkla aydınlığın seçimi olacak ve aydınlık kazanacak” diye konuştu. HABER MERKEZİ

Bakan’dan ihtiyaç çağrısı: En büyük sıkıntı çadır Haber

Bakan’dan ihtiyaç çağrısı: En büyük sıkıntı çadır

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER Türkiye ve dünya, merkezi Kahramanmaraş olan ve 10 ilde büyük yıkımlara neden olan depremlerin yasını tutarken afet bölgelerinde arama kurtarma çalışmaları hummalı bir şekilde devam ediyor. Depremin 4. günü de geride kalırken gerek yurt içinden gerekse yurt dışından birçok arama kurtarma ekibi dört koldan enkazlardan gelecek mucizeler için çalışırlarken bölgelerde yaşanan sorunlar ve eksiklikler de bir bir gündeme geliyor. Malatya bölgesinde bulunan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, yaşanan koordinasyonsuzluğun olumsuz sonuçlarına dikkat çekerken hava koşullarına karşı önlem alınmamış olmasını da eleştirdi. “AFAD’IN KURUMSAL KAPASİESİ YETERSİZ KALDI” Depremin hemen ardından koordinasyon eksikliğinin yaşandığına ve bunun sorunları da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Bakan, “Herkes elinden geleni yapıyor. Devletin tüm kurumları ve askerler enkazların başında ellerinden geleni yapıyor. En başta tüm koordinasyon AFAD üzerinden yapılmaya çalışıldı. Biz de tüm yardımlarımızı AFAD’a ulaştırmaya çalıştık. Ama afetin boyutu itibariyle AFAD’ın kurumsal kapasitesi bu kadar çok bölgeyi etkileyen ve bu kadar ağır bir yıkımın olduğu bir yerde yetersiz kaldı. Dolayısıyla koordinasyon noktasında herkesin ne kadar katkı sağlayabiliyorsa yapması lazım. Sadece AFAD üzerinden yürütmek, yürümedi. Bu en başında yapılması gereken bir işti” dedi. “BİRÇOĞU HİPOTERMİDEN ÖLDÜ” Bakan, soğuk hava koşullarının felaketin boyutunu büyüttüğünü belirtti ve “En büyük eleştirilerimden biri… Türkiye’de yoğun bir kar yağışı beklendiği herkes tarafından biliniyordu. Ama buna rağmen Afyon, Konya ve Konya’dan da tüm illere giden yol kapalıydı. Bu, İzmir’den ve diğer illerden gelen yardımların, arama kurtarma ekiplerinin bölgeye ulaşmasını engelledi. Geç ulaştı. Arama kurtarmanın en yoğun olacağı dönem o dönemdi. 1 gün bile çok önemli. Buradaki soğuk eksi 10 dereceye kadar ulaştı. Bu soğukta enkaz altındaki insanların birçoğu da hipotermiden ölmüş oldu. Ulaşılamadı insanlara. Biz bunları bu eksiklikler kapatılsın ve daha koordineli çalışılsın diye söyledik. Başka bir niyetimiz olamaz. Hepimiz bir canı daha kurtarmanın derdindeyiz” diye konuştu. “EN BÜYÜK SIKINTI ÇADIR” Bölgedeki en önemli ihtiyacın çadır olduğunun altını çizen Bakan, “Şu an burada en büyük sıkıntı çadır. Daha çok eksik var. Birçok şey geliyor ama gelen TIR’ların karışık gelmesi nedeniyle vatandaşlara dağıtımda sorunlar yaşanıyor. Ama özellikle çadır ve çadırların içinde kullanılacak sobalara ihtiyaç var. Kömür ve odun sobası olabilir. Birçok yerde elektrik olmadığı için elektrik sobası sıkıntı yaratabilir” ifadelerini kullandı. “ARTIK KURTARILMALARI MUCİZE OLUR” Kardan dolayı ulaşılamayan alanlar olduğuna da dikkat çeken Bakan şunları söyledi; “Kardan yolları kapalı olan bazı köyler var. Doğanşehir ve Yazıhan’ın bazı köylerine bu nedenle ulaşılamıyor. Oralarda göçük yok ancak oradaki insanların yiyecek ve içecek ihtiyaçları var. Burada hala göçük altında insanların olduğu yerlerde arama kurtarma faaliyetleri hala sürüyor. Ancak bu kadar saat geçtiği için maalesef umutlarımız zayıflıyor. Artık kurtarılmaları mucize olur.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.