[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#çiftçi

çiftçi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, çiftçi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Üretimde kriz kapıda, çiftçi destek bekliyor Haber

Üretimde kriz kapıda, çiftçi destek bekliyor

KEMAL ÖZKURT/ İzmir Ticaret Borsası (İTB) Ekim ayı olağan meclisi Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer idaresinde, borsa üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. İTB Yönetim Kurulu Başkan Işınsu Kestelli yoğun programlarından dolayı toplantıya katılamadı. Güncel ekonomik değerlendirmelerde bulunan İTB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak, tarımsal üretimin özellikle iklim koşulları ve piyasanın üreticinin beklentilerinin altında olmasından dolayı zor günlerden geçtiğini belirten Uçak, “Tarım ve gıdayı stratejik bir sektör olarak tanımlıyorsak, üreticiyi tatmin edecek gelir seviyesinin oluşmasını da sağlamak durumundayız” dedi. İKLİM KRİZİ OLUMSUZ ETKİLİYOR İklim değişikliklerinin tarım sektöründe çok derinden hissedildiğini ifade eden Uçak, “Birçok bölgemizdeki yetersiz yağışlar veya don ve dolu gibi hava olayları verim ve kaliteyi olumsuz etkiledi. Zeytin üretiminde rekor bir yıl yaşasak da yetersiz yağışların sofralığa ayrılacak zeytin miktarını düşürdüğünü söyleyebiliriz. Bölgemizin önemli ürünlerinden çekirdeksiz üzümde son iki yıldır uzun yıllar ortalamasının çok altında bir üretimle karşı karşıyayız. Kuraklığın etkisini bir diğer ürünümüz pamukta da hissettik. Ekim alanları artsa da üretimde yüzde 5’lik düşüş yaşadık. İklim değişikliği küresel bir sorun ve ülke olarak sadece bizim üstesinden gelebileceğimiz bir durum değil. Bu nedenle, iklim değişikliği ile mücadele yanında olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalar yaparak “uyum” sağlamaya çalışmak da bir o kadar önemli” diye konuştu. ÇİFTÇİ FİYATLARDAN MEMNUN DEĞİL Tarımsal üretimde olduğu kadar, ürün piyasalarında da önemli sorunların olduğuna dikkat çeken Uçak, “ Üreticilerimizin birçoğu fiyatlardan, dolayısıyla kazançlarından memnun değil. Bölgemizin önemli ürünlerinden olan sanayi tipi domatesin geçen sezonki ortalama kilogram fiyatı 2,9 lirayken, bu sezon çok küçük bir artışla 3 lira olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl Ekim ayında ortalama 12,1 lira olan sütün kilosu bu yıl sadece yüzde 16 artış ile ortalama 14,3 olarak işlem görüyor. 2023 yılı Temmuz ayında Borsamızda ortalama 8,2 lira olan TMO’nun müstahsilden buğday alım fiyatı bu yıl aynı ayda sadece yüzde 8 artış ile ortalama 8,8 lira olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz sezona ortalama 18,7 liradan başlayan çiğitli pamuk fiyatları bu sezona ortalama 23,5 liradan başladı. Fiyatlardaki memnuniyetsizliğinin temel sebebi üretim maliyetlerinin yüksek olması, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı” açıklamalarında bulundu. ÜRETİME DEVAM ETMEK İSTİYORSAK... Çiftçinin üretimden para kazandığı ve geçimini sağlayabildiği süreçte üretime devam edeceğini ve bunun için de desteklemelerin çok önemli olduğunu ifade eden Uçak, “Tarım ve gıdayı stratejik bir sektör olarak tanımlıyorsak, üreticiyi tatmin edecek gelir seviyesinin oluşmasını da sağlamak durumundayız. Ekonomide sıkıntılı bir dönemden geçtiğimizin, kaynaklarımızın yetersiz olduğunun farkındayız ama gıda güvencesini temin etmek için çiftçimize pozitif ayırımcılık yapmak durumunda olduğumuzu düşünüyorum. Bu anlamda desteklemeler büyük öneme sahip. 2025 yılı sonu itibariyle hedeflenen enflasyon oranının Orta Vadeli Programa göre yüzde 17,5, piyasa beklenti anketlerine göre yüzde 25-30 aralığında olduğunu düşünürsek destekleme bütçesinde önemli bir artış öngörüldüğünü söyleyebiliriz. Ancak toplam bütçe kadar ürünler bazında verilecek destek, hatta bu desteğin ödeme zamanı da çok önemli” dedi.

Satsuma mandalinasının ihracat sezonu Seferihisar’da başladı Haber

Satsuma mandalinasının ihracat sezonu Seferihisar’da başladı

KEMAL ÖZKURT/ Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatında önemli bir yere sahip olan İzmir satsuma mandalinasının 2024 ihracat sezonu bugün resmen başladı. Seferihisar’da düzenlenen törende, İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak'ın katılımıyla, ilk mandalina yüklü TIR'lar ihracat pazarlarına doğru yola çıktı. Vali Elban, ürünlerin ihracat hazırlandığı fabrikayı gezerek sektör temsilcilerinden bilgiler aldı. 2023 yılında 576 milyon dolarlık ihracatla sektörde lider olan mandalina ihracatının, bu yıl da yüksek hedeflere ulaşacağı bekleniyor. İHRACATTA YÜZDE 10 ARTIŞ BEKLENİYOR İhracat rakamlarının geçen yıla oranla yüzde 10 artmasını beklediklerini belirten Uçak, “14 Ekim kesim 18 Ekim ihracatına izin verildi. Ürünümüz bu sene geçen seneye göre biraz erken oldu. 10-15 günlük erkencilik var meyvelerde. Bu iklime bağlı olan bir şey. Kış havalarını yaşamamız gerekirken sıcaklar devam ediyor.  Geçen yıl 576 milyon dolar bir ihracat gerçekleştirmiştik. Bu sene de bunun 576 milyon doların üzerinde yüzde 10'luk bir artış bekliyoruz. Rekoltede ise  geçen seneye göre yüzde 10 eksik. Tabi geçen sene çok anormal bir rekolte fazlalığı vardı. Bu sene gayet normal bir rekolte ve kalitede güzel” dedi. İYİ TARIM PRJESİ ÇİFTÇİYE DESTEK OLUYOR Üretimden İhracata İyi Tarım Uygulamaları Projesi hakkında bilgiler veren İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin, “Mandarin ülkemiz için önemli bir ihracat ürünüdür. Satsuma mandarin üretimine ilk sırada 692 bin 616 tonluk üretimi ile Hatay İli 1., 176 bin 048 ton üretim ile Adana İli 2., İlimiz 166 bin 774 ton üretim ile 3 sırada yer almaktadır. Ege Bölgesi toplam satsuma mandarin üretiminin yüzde76’sını ilimiz karşılamaktadır. Seferihisar İlçesinde 59 bin 448 ton, Menderes İlçesinde, 57 bin 698 ton, Selçuk İlçesinde 32 bin 160 ton üretim gerçekleşmiştir. 2024 yılında İl Müdürlüğümüzce hazırlanan ve Bakanlığımız Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünce kabul edilen Menderes, Seferihisar ve Selçuk İlçelerinin köy ve mahallelerinde toplam 101 mandarin üreticisi ile yürütülen “Üretimden İhracata İyi Tarım Uygulamaları Projesi”  kapsamında 101 mandarin üreticisinde 5 bin 302 da alanda uygulanarak 37 bin 110 ton ürün İyi Tarım Uygulamaları Hakkında Yönetmelik Hükümlerine göre uygun bulunarak belgelendirilmiştir. Projenin Bütçesi 300 bin TL olup, 200 bin TL’si Bakanlığımız tarafından, 100 bin TL’si Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçılar Birliği tarafından karşılanmıştır. Proje Kapsamında; iç kontrolör hizmeti, sertifikasyon ücreti, kalıntı analizi, toprak, su analizi, uyarı ve bilgilendirme levhaları, koruyucu kıyafet ilk yardım malzemeleri karşılanmıştır. 3 yıldır yürütülen proje ile toplam 301 mandarin üretici ile, 30 bin 797 da alanda 152 bin 486 ton ürün İyi Tarım Uygulamaları Hakkında Yönetmelik Hükümlerine göre uygun bulunarak belgelendirilmiştir” diye konuştu.

Köylüler göçüyor, tarım yok oluyor Haber

Köylüler göçüyor, tarım yok oluyor

Milli Eğitim Bakanlığınca kamuda tedbir tasarrufu kapsamında Taşımalı Eğitim Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik 1 Ağustos 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması gerekçesiyle yapılan değişiklikler sebebiyle ilçeler ve köylerde ikamet eden öğrenciler sorun yaşıyor. Köylerden okumak için taşımalı sistemle gelen öğrencilerin bir kısmı değişiklik nedeniyle tekrar yatılı okullara dönmek zorunda kalırken, bazıları da eğitimden vazgeçti! Peki, köyler yalnızlaşırken, köylünün en önemli geçim kaynaklarından biri olan tarıma ne olacak? Konuya ilişkin görüşlerine yer verdiğimiz Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı, “Çiftçi yaşı 55’i geçmiş durumda. Gençler kırsalı terk ettiği gibi ebeveynler de artık köyü terk ediyor. Tarımı kurtarmak için göçü durdurmak hatta geriye çevirmek zorundayız” dedi. GENÇLER KIRSALI, EBEVEYNLER DE KÖYÜ TERK EDİYOR! Yaşananların mutlaka tarımı etkileyeceğini vurgulayan Başkan Çakıcı, şunları kaydetti: “Geçmiş yıllarda da eğitim hakkı göçün önemli bir faktörü olmuştur. Ancak son yıllarda tarımdan elde edilen gelirin düşmesi ve umutsuzluğun artması tabloyu daha da vahim bir hale getirirken, köylünün tarımı ve toprağını terk etmesini de hızlandırdı. Kırsalda geliri ve refahı artıramadığımız gibi eğitim, sağlık ve kültürel hak ve ihtiyaçları da iyileştiremiyoruz. Çiftçi yaşı 55’i geçmiş durumda. Gençler kırsalı terk ettiği gibi ebeveynler de artık köyü terk ediyor. Tarımı kurtarmak için göçü durdurmak hatta geriye çevirmek zorundayız.” PARA KAZANAMAYAN ÇİFTÇİ TARLASINI SATIYOR İzmir’deki köyler özelinde de konuşan Başkan Çakıcı, “Karamsarlık ve endişe hakim! Çok sıkıntılı. Özellikle büyükşehre yakınlık avantaj olacağına şehir merkezine göçü hızlandırıyor. Bunda en önemli faktör, şehir merkezine yakın alanlardaki tarım alanlarının emlâk gibi alınıp satılması! Bu neredeyse bir sektör haline geldi. Gerek hobi bahçesi gerekse ‘romantik tarım’ diye nitelendirdiğimiz, ‘birkaç dönüm toprağım olsun’ diyen şehirli insanlar emlak sektöründe çalışıyor. Tarlalar arsa değerinde satılıyor. Para kazanamayan çiftçi tarlasını iyi fiyata satıp tarımdan çıkıyor, tüketici oluyor. Maalesef sanayileşme, imara açılma ve lojistik tesis kurma amaçları tarım topraklarını tehdit ediyor!” sözlerini gündeme getirdi. ÇİFTÇİLER ÜRETİM MALİYETLERİNİN BASKISI ALTINDA Gidişata ‘dur’ demek için alınması gereken önlemleri aktaran Başkan Çakıcı, “Öncelikle çiftçinin üretimde kalması için gelirini ve refah düzeyini arttıracak tarım politikaları geliştirmek gerekli. Bunlar; başta üretim maliyetlerinin sübvanse edilmesi, gerçekçi taban fiyatlarının açıklanması, ekilecek ürünlerde çiftçinin yönlendirilmesi ve mutlaka kooperatifleşmenin desteklenmesidir” çağrısında bulundu. Başkan Çakıcı son olarak, “Türkiye'de çiftçiler üretim maliyetlerinin baskısı altında. Ektiği ürünler 1 yıl para ederken 2 yıl maalesef para etmiyor, çiftçi zora düşüyor. Kooperatifleşme zayıf olduğu için girdilerin tedavi ve ürünlerin satışı konusunda zorlanıyor!” mesajını verdi.

Çarşı pazarda kara kış kapıda Haber

Çarşı pazarda kara kış kapıda

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER/ Yüksek üretim maliyetleri ve düşük fiyatlar nedeniyle çiftçinin ürünü tarlada kalırken, pazarda ise esnaf alım gücünün düşmesiyle birlikte satış yapamamaktan şikayetçi. Vatandaşların cebindeki daralma nedeniyle pazarlarda satışlar ise belirgin bir şekilde azaldı. Yaz döneminde sebze meyvede yaşanan bolluk geride kalırken yaklaşan kış aylarında fiyatların daha çok yükseleceğini ifade eden İzmir Pazarcılar Odası Başkanı Hamdi Erişen, “Domates, salatalık gibi ürünlerin fiyatları şu anda normal seyrediyor fakat kış aylarında sera üretimine geçmemizle birlikte fiyatlar yükselecek. Geçtiğimiz kışlara göre bu kış ayı çok daha zorlu geçecek” dedi. Hem pazarcıların hem de vatandaşların bu süreçte mağdur olduğuna dikkat çeken Erişen, “Pazarın kapanmasını bekleyip yerden kırık salatalık, yumuşamış domates toplamaya çalışan onlarca insan var. Bunlar dilenci değil, bizim gibi normal vatandaşlar. Her pazardan sonra en az 50 kişi, arta kalanları almak için sırada bekliyor” diye konuştu. FİYATLAR KIŞIN YÜKSELECEK Pazar fiyatlarının kış aylarında daha yukarı yönlü hareket edeceğini ve kış sebzelerinin yüksek fiyatla tezgâha geleceğini ifade eden Erişen, “Fiyatlara dair ağzımızdan iyi bir kelime çıkmasını çok istiyoruz ama olmuyor. İyi bir şey söylediğimiz zaman yalancı çıkıyoruz çünkü her şey ortada. Mevcut durum her geçen gün kötüye gidiyor. Taze fasulye, barbunya, börülce gibi sebzelerin fiyatları yüksek. Çünkü bunlar tarlada yandı. Domates, salatalık gibi ürünlerin fiyatları şu anda normal seyrediyor fakat kış aylarında sera üretimine geçmemizle birlikte fiyatlar yükselecek. Karnabahar, ıspanak, pırasa gibi kış sebzelerinin hepsi yüksek fiyattan gelecek tezgâha. Geçtiğimiz kışlara göre bu kış ayı çok daha zorlu geçecek. Durum böyle olunca ne vatandaş alabiliyor ne pazarcı satabiliyor. Pazara gelen çoğu müşterimiz emekli ve asgari ücretli gariban kesimden oluşuyor. Zenginler pazara gelip bir şey almaz. Gariban vatandaşımız da eskisi gibi pazara gelip mutfağını dolduramıyor. Sadece bakıp gidiyor” diye konuştu. HERKES MAĞDUR Üreticiden tüketiciye, pazarcıdan aracıya kadar her kesimin mağdur olduğunu belirten Erişen, “Hasat zamanı üreticinin gerçekten sıkıntıda olduğunu ve ürünlerini sokağa döktüğünü hepimiz gördük. Yapılan eylemler sebebiyle pazara mal az gelince doğal olarak fiyatlar da yükseldi. Üretici memnun olmadığı için eskisi gibi tarlasını ekmiyor. Pazarcı esnafı önceden 30 kasa domates satarken şimdi bu rakam 10 kasaya düştü. Vatandaş pazara geldiği zaman yüksek fiyatla karşılaşıyor eli boş çıkıyor. Bu ekonomik şartlarda çiftçi de pazarcı da vatandaş da ağlıyor. Sıkıntı yaşıyoruz. Pazarcı arkadaşlarımız ‘Satamıyoruz, alım düşük’ diyor vatandaşımız da ‘Alamıyoruz’ diyor. Hepsi haklı ama bizim de elimizden bir şey gelmiyor” dedi. Vatandaşların pazar artıklarını toplamak için beklediğini söyleyen Erişen, “Vatandaşımız eskiden ‘Pazar kurulsun mutfağımızı dolduralım’ diye beklerdi şimdi ‘Pazar kapansa da geriye kalanları toplasak’ diye bekliyor. Onlarca vatandaşımız geride kalan artıkları, kırık bir salatalığı, yumuşak bir domatesi yerden topluyor. Bunlar dilenci değil. Senin benim gibi normal vatandaş. Benim pazarlarda gördüğüm en az 50 kişi pazarın kapanmasını ve geride kalanları toplamayı bekliyor, evinde bir tencere yemek yapabilmek için. Yazık değil mi bu insanlara? Bizim bu seviyelere de düşmememiz lazım. Gerçekten yazık” şeklinde konuştu.  PAZAR KÜLTÜRÜMÜZÜ KAYBETMEYELİM Pazarcı esnafının geçim sıkıntısı nedeniyle tezgâhlarını kapattığını ve bu durumun geleneksel çarşı-pazar kültürünü tehdit ettiğini belirten İzmir Pazarcılar Odası Başkanı Hamdi Erişen, “Yılbaşından bu yana 250’ye yakın esnaf arkadaşımız işi bıraktı. Kimisi emekli olup çekildi, kimisi geçim zorluğu nedeniyle memleketine döndü. Büyükşehirlerde pazarlar, dar gelirli vatandaş için önemli bir dayanak. Eğer tamamen büyük marketlere kalırsak, durum çok daha kötüye gider. AVM’lerde artık bir şey satın almak değil, izlemek bile pahalı hale gelecek. Pazarda en azından hala pazarlık yapılıyor; esnaf birkaç liralık farkı gözetmiyor ama AVM’lerde bu mümkün değil. O yüzden pazar kültürümüzü kaybetmememiz lazım” ifadelerini kullandı.

Gaziantep Büyükşehir çiftçi ile tüketiciyi buluşturacak Video Galeri

Gaziantep Büyükşehir çiftçi ile tüketiciyi buluşturacak

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından üreticinin emeğini doğrudan tüketiciye ulaştırmayı amaçlayan "Haydi Tarladan Sofraya" projesi hayata geçirildi. Gaziantep'te tarım sektöründeki üreticilerin emeğini daha değerli kılmak ve tüketicilere taze, doğal ürünler ulaştırmak amacıyla başlatılan "Haydi Tarladan Sofraya" projesi, büyük bir adım olarak hayata geçirildi. Proje ile Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı çiftçiler ile tüketiciler arasında doğrudan bir bağ kurularak hem üreticiye hak ettiği kazancı sağlamak hem de tüketiciye daha uygun fiyatlarla kaliteli ürünler sunmak hedefleniyor. 5 noktada başlayan satışlar talepler doğrultusunda arttırılacak Bu kapsamda ilk etapta belirlenen 5 satış noktası, üreticilerin ürünlerini doğrudan vatandaşlara ulaştıracak. Mehmet Akif Ersoy Pazar Yeri, Alaeddin Yavaşca Eğitim Merkezi yanı (Karataş), Derekenarı Tur Otobüsleri Park Alanı (Kalealtı), Kırsal Terminal içi (Çıksorut) ve Kuzeyşehir 1. Etap'ta kurulan noktalar, üreticilerin pazar sıkıntısını ortadan kaldıracak bir çözüm olarak dikkat çekiyor. Ayrıca gelen talepler ve ihtiyaç tespitlerine göre satış noktaları da ilerleyen zamanlarda arttırılacak. Proje sayesinde, çiftçiler ürünlerini doğrudan tüketiciye sunarak daha yüksek kazanç elde edecek. Böylece, tarım sektöründe adil bir gelir dağılımı sağlanacak ve üreticilerin alın teri karşılığını bulacak. Aynı zamanda, vatandaşlar da taze ve doğal ürünlere daha uygun fiyatlarla ulaşabilecek. "Haydi Tarladan Sofraya" projesi, sadece ekonomik faydalar sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda yerel üretimi destekleyerek bölgesel kalkınmaya da katkı sunacak. Proje, sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik ederken, çiftçilerin üretim maliyetlerini düşürmeleri ve daha rekabetçi olmaları için de fırsatlar oluşturacak. "Tarlada üretilen ürün hızlı bir şekilde sofralarda olacak" Proje hakkında açıklamada bulunan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, şehrin bereketli topraklara sahip olduğunu aktararak, “Dünya zor bir dönemden geçiyor. Bu dönemde bizim çiftçimizin, insanımızın yanında olmamız gerekiyor. Buradan çıkan ürünün çok hızlı bir şekilde şehre ve tüketiciye ulaşması gerekiyor. İl Başkanımızla birlikte sahayı gezdiğimizde böyle bir ihtiyacı gördük. Bu ihtiyacı görünce de biz çözüm üretme ve halkımızın derdine derman olma noktasında 22 yıldır alandayız. Aldığımız kararlarda önce ‘Haydi' dedik ve meslek lisesinde ekmekleri üreterek Haydi Büfeleri'nde sattık. Halkımız memnun kaldı ve şu anda Haydi Ekmek Fabrikası'nı açtık, üretilen ekmek miktarını çoğalttık. Sonrasında gelen talepler doğrultusunda ‘Haydi Sofraya' yı açtık ve çok büyük memnuniyeti gördük. Bugün de ‘Haydi Tarladan Sofraya' diyoruz. Tarlada üretilen ürün hızlı bir şekilde sofralarda olacak. Aracı olduğunda maliyet yükseliyor, beklediği zaman ürün zarar görüyor. Tarladan sofraya hızlı bir şekilde gidecek şekilde önemli 5 noktayı belirledik. Halkımıza hayırlı olsun. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak ben ve arkadaşlarım sizlerin emrinizde ve hizmetinizdeyiz” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.