[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#cilt

cilt haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, cilt haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Soğuk havalarda cilt bakımınızı ihmal etmeyin Haber

Soğuk havalarda cilt bakımınızı ihmal etmeyin

Mevsim geçişlerinde oluşan sıcaklık farkları ve olumsuz hava koşulları, cildimizi de önemli ölçüde etkiliyor. Retinoik asidin kış aylarında cilt bakımında altın değeri taşıdığını ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, bu etken maddenin ince kırışıklıklar, lekeler ve sivilcelerle mücadelede etkili olduğuna dikkat çekti. Kış aylarının, retinoik asidin cildin üst katmanını hafifçe soyarak, alt katmanında sağlıklı kollajen sentezi oluşmasına imkan tanıdığını aktardı. Uzm. Dr. Turan, kış mevsimiyle beraber nem oranının azaldığını, bu durumun ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açtığını kaydetti. Bu nedenle hyaluronik asidin kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Uzm. Dr. Turan, temiz bir yüze hyaluronik asit serum veya krem uygulanmasının önemine dikkat çekti. Kortizon ihtiyacı olmadan bakıma başlanmalı Ellerde kuruma ve çatlamanın başladığını fark edenlere seslenen Dr. Işıl Turan, bu durumun nemlendirici kullanımının ihmal edildiğini gösterebileceğini ifade etti. Ellerin kötüleşmeden ve kortizon ihtiyacı olmadan bakıma başlanmasını tavsiye eden Turan, özellikle cica içerikli nemlendiricilere ihtiyaç duyanların, mevsim geçişlerinde bu ürünleri kullanmalarını önerdi. Uzm. Dr. Işıl Turan, kış ayları ile beraber profesyonel cilt bakımlarının glikolik veya salisilik asitlerle yapılmasını tavsiye etti. Bu bakımların, ölü derilerden arınmayı sağlayarak cildin güzelleşmesine katkı sağladığını kaydetti. Epilasyon mevsiminin açıldığını aktaran Turan, güneşlenme ve solaryumun epilasyon etkinliğini azaltıp yan etki riskini arttırdığını ifade etti. Bu nedenle kış döneminin, epilasyon öncesi daha güvenli ve etkili olduğunu söyledi. Aynı zamanda lekelerden muzdarip olanlara leke tedavisi tavsiye eden Uzm. Dr. Işıl Turan, güneş mevsiminde tedaviyi alevlendirecek uygulamalardan kaçınılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Uzmanlardan cilt hasarına karşı propolis önerisi Haber

Uzmanlardan cilt hasarına karşı propolis önerisi

Sonbaharda cildin kuruması ve hassaslaşmasının çok yaygın olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, kuru cilt ve beraberinde rastlanan birtakım cilt sorunlarının da bu dönemde artış gösterdiğini aktardı. Bunların başında atopik dermatit, egzama gibi sorunlar geldiğini ifade eden Kutlubay, “Atopik dermatit, çocukların yüzde 20-25’ini, erişkinlerin ise yüzde 2-3’ünü etkileyen, tekrarlayan egzama ve kaşıntı ile karakterize kronik inflamatuar bir deri hastalığıdır ve atopik eğilimi olan kişilerde görülür. Atopik dermatitte; cilde iyi bir nem sağlanması, tedavinin ve lezyonların iyileştirilmesinin en önemli basamağıdır. Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, arı zehri ve propolis gibi doğal maddelerin atopik dermatit ve diğer cilt problemlerinin tedavisinde etkili olabileceğini göstermektedir” şeklinde konuştu. ''Arı zehri atopik dermatit için güvenli ve etkili bir seçenek'' 2016 yılında Kore'de gerçekleştirilen bir çalışmada, arı zehrinin atopik dermatit üzerindeki etkileri incelendiğini ve 136 atopik dermatit hastası iki gruba ayrılarak 4 hafta süreyle takip edildiğini belirten Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, “Çalışmanın sonuçlarına göre, arı zehri uygulanan grubun egzama şiddeti ve kaşıntı şikayeti daha az bulunmuştur. Bu bulgular da arı zehrinin atopik dermatit için güvenli ve etkili bir seçenek olabileceğini ortaya koymaktadır” dedi. ''Katılımcılar propolisli kremin sedef hastalığına karşı etkili olduğunu belirtmiştir'' Arı Ürünleri Uzmanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı ise propolisin, cilt rahatsızlıklarında ve cilt hasarı için kullanımında etkileri pek çok bilimsel çalışmaya konu olduğunu vurgulayarak, “2021 yılında yapılan bir çalışma, propolis ekstraktının ilave edildiği bir cilt bakım kremi formülasyonunun atopik dermatit semptomlarını hafifletmede yardımcı olduğunu ortaya koymuştur. Propolisli kremin, atopik dermatitli hastaların yaşam kalitesini artırdığı belirlenmiş ve ayrıca, 2018'de gerçekleştirilen bir diğer araştırmada, propolis içeren kremlerin orta ve şiddetli sedef hastalığına sahip bireylerde etkili olabileceği gösterilmiştir. Propolisli krem uygulanan katılımcıların yüzde 86'sında sedef bölgesi ve şiddet indeksinde yüzde 33'lük bir azalma tespit edilmiş ve deney grubundaki katılımcılar, propolisli kremin sedef hastalığına karşı etkili olduğunu belirtmiştir. Katılımcılar bu etkiyi, yüzde 62 oranında “mükemmel” olarak, yüzde 24 oranında ise “iyi” olarak değerlendirmiştir.” ifadelerine yer verdi.

Cilt yaşlanmasını durdurmak için güneş koruyucu şart Haber

Cilt yaşlanmasını durdurmak için güneş koruyucu şart

Düzenli olarak güneş kremi kullanmak ise cilt kanserinin ve erken yaşlanma belirtilerinin önlenmesi için kesinlikle en etkili yol olduğunu ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Kamberoğlu Turan, "Güneş ışığı, dünyaya ulaşan iki tür zararlı ışından oluşur: UVA ışınları ve UVB ışınları. Bunların her ikisi de erken yaşlanmaya, kırışıklıklara ve cilt kanserine yol açabilir. Güneşin insanları yaşlandırdığı için en etkili yaşlanma önleyici kremin güneş koruyucudur. UVB ışınları derinin üst katmanında kalırken, UVA ışınları alt katmana geçebiliyor. Bulutlu günlerde bile etkisi gösteren ve hatta camdan içeri sızan UVA ışınları dünya yüzeyine yansıyan ultraviyole ışınlarının yüzde 95'ini oluşturuyor. Bu ışınlar foto yaşlanma dediğimiz cildin destek yapılan olan kollajen ve elastin liflerin dokusunu kaybetmesine ve cilt sıkılığının azalmasına sebep oluyor. Bunun yanı sıra güneş alerjisi olarak bilinen kızarıklık, kaşıntı, polimorf ışık erüpsiyonu şikayetlerinin de sebebini oluşturuyor. Hamilelik maskesi, sık tekrarlayan omuzda, yanak ve alında koyu lekeler ve hatta cilt kanseri oluşumuna da sebep oluyor" dedi. Hangi güneş kremleri kullanılmalı UVB ışınları güneş ışınlarının yüzde 5'ini oluşturduğunu belirten Turan, "Bulut ve camlardan geçemezler ancak derinin üst katmanına nüfuz edebilirler. Reaktif oksijen radikallerine karşı bariyer fonksiyonunu iyi sağlayamadığımızda bronzlaşma, güneş yanıkları, güneş alerjisi ve cilt kanserlerinden sorumludurlar. Güneş kremi seçerken hem UVA hem de UVB koruma sağlamasına mutlaka dikkat etmeliyiz. Doğru güneş koruyucuyu seçmek konusu bazen kafa karışıklığı oluşturabilir. Etiket okurken dikkat etmek gereken bazı noktalar var. UVA ve UVB ortak koruma amacıyla geniş spektrumlu (broad band) yazması son derece önemlidir. UVA koruması: PPD / PA, UVB koruması: SPF değerleri ile ölçülür. SPF'nin dört farklı koruma düzeyi vardır. Düşük (6 -10 faktör), orta (15 -25 faktör), yüksek (30 -50 faktör) ve çok yüksek (50+ faktör). Peki bu SPF numaraları ne ifade ediyor? Cilde SPF faktörlü bir ürün uygularsa, yanma süresi (cildinizin kaç dakikada kızardığı) koruma faktörü ile çarpılır ve güneşin altında yanmadan kaç dakika kalabileceği belirlenir. Peki buna güvenmeli miyiz? Asla. Güneş koruyucularda ne kadar çok uygulama yaparsanız o kadar çok korunursunuz. Bu sebeple dışarı çıkmadan 30 dakika önce sürülmesini ve mutlaka 2 saatte bir kremleri yenilemeyi öneriyoruz. Denizde, suda uzun süre kalınacağı dönemlerde suya dayanıklı formüller tercih edilmelidir. Güneşten koruyucular yüzme, aşırı aktivite ve kurulanma sonrası tekrar uygulanmalıdır. Koruma yanıtı cilt tipinize göre de değişecektir. Gebe ve çocuklarda fiziksel bariyer oluşturan titanyum dioksit ve çinko oksit içerikli filtreleri tercih etmek halen güvenli gözüküyor ancak bu kremler beyaz renk bırakarak, yapışkan bir doku hissi veriyor. Fiziksel filtreler, ışığın deriden emilmesini engelleyerek ışığı yansıtırlar ancak kimyasal filtreler ışığı emerek, zararsız ısı ya da ışık olarak geri verirler. Kimyasal filtreler arasında PABA, sinnatlar, salisilatlar ve benzimidazoller başlıca UVB koruyucular iken, benzofenonanlar, metinil antranilat ve kamfor birleşikleri UVA ışınlarına etkilidir. Lekeli ciltler için ise renkli güneş koruyucular ön plana çıkarken; rozase yada kızarık hassas ciltler için kimyasal filtrelerden uzak durmayı öneriyoruz" diye konuştu. ‘’Dermatolog kontrolünde ürün seçilmeli’’ İyi bir güneş koruyucuda hem UVA hem UVB filtresi, suya ve tere dayanıklı olması, yüksek koruma faktörü içeriği, maliyetinin erişilebilir ve sürdürülebilir olmasını yanı sıra alerjik olmamasına dikkat edilmesi gerektiğini belirten Turan, "Güneş insanları yaşlandırdığı için en etkili yaşlanma önleyici krem güneş koruyucudur. Kişiye özel uygulama için, mutlaka dermatolog kontrolünde ürün seçmeyi öneriyoruz. Unutmayın cilt bakımı bilginin sihrini taşır" dedi.

Uzmanından uyarı! Cildiniz en küçük bir çarpmada bile morarıyorsa bunlara dikkat edin Haber

Uzmanından uyarı! Cildiniz en küçük bir çarpmada bile morarıyorsa bunlara dikkat edin

Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Soner Solmaz, cilt morarmaları hakkında bilgi vererek, “Bazen hiçbir şeye çarptığınızı hatırlamazsınız ama son zamanlarda sık sık cildinde morarma oluştuğunu fark edersiniz. Genellikle daha sert darbeler daha büyük morluklara neden olur. Ancak cildiniz kolayca morarıyorsa, küçük bir darbe bile ciddi bir morarmaya neden olabilir” dedi. Doç. Dr. Solmaz, çoğu morluğun, cilt yüzeyine yakın küçük kan damarlarının (kılcal damarlar), genellikle kollarda veya bacaklarda olmak üzere bir darbe veya yaralanma sonucu çatlamasıyla oluştuğunu; bu olduğunda, damarlardan dışarıya kan sızdığını; başlangıçta koyu renkli bir iz olarak görünüp vücudun kanı yeniden emmesiyle bu izin yeşil-sarı renge dönerek 1-2 hafta içerisinde yavaş yavaş kaybolacağını anlattı. Bazı insanların, özellikle de kadınlık hormonlarının etkisiyle kadınların, erkeklere göre morarmaya daha yatkın olduğunu belirten Doç. Dr. Solmaz, “Ek olarak yaşlanma sürecinin etkisiyle cilt incelir ve kan damarlarının yaralanmaya karşı korunmasına yardımcı olan koruyucu yağ tabakasının bir kısmı kaybolur. Bunların neticesinde cilt yapısı ve damar destek dokusu zayıfladığı için kadınlarda ve yaşlılarda cilt morarmaları sıklıkla oluşur” diye konuştu. “Bazı ilaçlar morarmayı artırabilir” Bazı ilaçların kanın pıhtılaşma yeteneğini azaltarak kolay morarmaya katkıda bulunabileceğine de değinen Solmaz, “Bunlara aspirin, ibuprofen, naproksen sodyum gibi ağrı kesiciler, kan sulandırıcı ilaçlar, bazı antibiyotikler, antidepresan ilaçlarlar örnek verilebilir. Sonuç olarak, cilt yüzeyine yakın küçük kan damarlarının hasar görmesinden kaynaklanan kanamanın durması normalden daha uzun sürebilir. Bu, morarmaya neden olacak kadar yeterli miktarda kanın cilt altına sızmasına neden olur” dedi. Solmaz, başkaca alerji, astım ve egzama gibi çeşitli durumların tedavisinde kullanılan topikal ve sistemik kortikosteroidlerin de cildi incelterek morarmayı kolaylaştırabileceğini; ginkgo biloba gibi bazı besin takviyelerinin de kan inceltici etkisi nedeniyle morarma riskini artırabileceğini dile getirdi. Morarmaların artması halinde mutlaka hekime danışmak gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Solmaz, özellikle kan sulandırıcı ilaç alanların, kullandıkları takviyeleri de hekime bildirmeleri gerektiğini, hekimin de buna göre reçetesiz satılan ilaçlar veya takviyeleri kesebileceğini söyledi. “Yüz, gövde veya sırttaki morarmalar için hekime başvurun” Kolay morarmanın bazı durumlarda kanın pıhtılaşma sorunu veya kan hastalığı gibi altta yatan ciddi bir duruma işaret edebileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Solmaz, hekime başvurmak gereken durumları “Özellikle morluklarınız gövdenizde, sırtınızda veya yüzünüzde görünüyorsa veya sık ve büyük morluklar yaşıyorsanız; küçük bir kesik veya cerrahi işlem sırasında aşırı veya uzun süreli kanama öykünüz varsa; özellikle yakın zamanda yeni bir ilaca başladıktan sonra aniden morarmalarınız oluşmaya başladıysa; cilt morarmalarınızla beraber başka yerlerden de kanamanız olmaya başladıysa (diş eti kanaması, burun kanaması, aşırı-yoğun adet kanamaları gibi); ailenizde kolay morarma veya kanama öyküsü varsa” diyerek sıraladı. Bu belirtilerin kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan kan hücreleri yani trombositlerin sayısının düşmesinin, trombositlerin işleyişiyle ilgili bir sorunun, kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan proteinlerle ilgili sorunların göstergesi olabileceğini sözlerine ekledi. Doç. Dr. Solmaz, morarmanın nedenini bulmak için hekimin hastayı muayene edip, semptomlar ve tıbbi geçmiş hakkında sorular soracağını, ayrıca kan trombosit seviyenizi kontrol ederek, kan pıhtılaşmasıyla ilgili testler yapacağını da anlattı. “Evinizde küçük önlemler alarak morarma ihtimallerini azaltın” Solmaz, küçük morlukları önlemek için gündelik yaşamda basit önlemler alınabileceğini belirterek, “Düşme ve yaralanmaları önleyecek adımları atın; evinizde iyi bir aydınlatma kullanın; dağınıklıktan kaçının; mobilyaları ve elektrik kablolarını yürürken yolunuza çıkmayacak şekilde düzenleyin; aldığınız ilaçların yan etkilerini öğrenin” dedi. Bir morluk oluştuğunda onu tedavi etmek için yapılacak pek bir şey olmadığının altını çizen Doç. Dr. Solmaz, çoğu morluğun, vücut kanı yeniden emdikçe sonunda kaybolacağını, ancak yaşlandıkça iyileşme sürecinin uzayacağını belirtti. Etkilenen bölgeyi yükseltmek ve buz uygulamanın morluk artışını engelleyeceğini, ayrıca hekim tarafından tavsiye edilen uygun dozda C vitamini kullanmanın da cilt yapısını kuvvetlendirerek morarmaları azaltacağını ifade etti. Sonuç olarak cilt morarmaları konusunda çoğu zaman endişeye gerek olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Solmaz, “Cinsiyetinize, cilt yapınıza, sahip olduğunuz hastalıklar ve kullandığınız ilaçlara bağlı olarak cildinizde morarmalar oluşur. Bununla birlikte sık sık ve büyük cilt morarmalarına sahipseniz, beraberinde başka bulgularda yaşıyorsanız altta yatan daha ciddi ve tehlikeli kanama bozukluklarının araştırılması için mutlaka hekiminize danışın” diye konuştu.  BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-Uzmanlar uyardı: Fosfor deriye temas ederse yaralar oluşur

Cilt yaşlanmasına karşı nasıl önlemler alınabilir? Haber

Cilt yaşlanmasına karşı nasıl önlemler alınabilir?

Dermatoloji Uzm. Dr. Kıvılcım Çınkır Özsaraç, 25 yaş sonrası başlayan ince kırışıklıklara karşı gerekli önlemler alınmadığı takdirde, zamanla daha da derinleşen kırışıklar, lekeler ve hatta ilerleyen yaşlarda yüzde boşluklar ve sarkmalar oluşmaya başlayacağını kaydetti. Yaşlanmanın tüm bu olumsuz etkilerine karşı, hızla gelişen teknolojiden sonuna kadar faydalanmaya imkan sağlayan, en etkili uygulamaların genel olarak anti aging uygulamalar olduğunu ifade eden Dr Özsaraç, bunların da ciltte sarkma, ciltte sıkılaşma, leke ve ince çizgilerle savaşmada, lazer tedavilerinin oldukça sık kullanıldığı belirtti. Cilt kırışıklıklarında en etkili tedavinin Altın İğne Tedavisi olduğunu ve hangi durumlarda kullanıldığını belirten Uzm. Dr. Özsaraç, "Altın iğne tedavisi cilt gençleştirme (Anti aging), cilt kırışıklıklarının giderilmesinde, cilt yenilemede, yüz ve boyun bölgesindeki sarkma ve kırışıklık tedavisinde, sivilce izi, yara izi tedavisinde, ameliyat, yara izlerinin ve güneş lekelerinin ortadan kaldırılmasında, geniş gözeneklerin sıkılaşmasında, siyah noktaların oluşumunu azalmasında ve tedavisinde, gebelik sırasında veya hızlı kilo alıp vermelerde oluşan çatlakların (strialar) giderilmesinde etkili oluyor" dedi. "Geçici değil kalıcı etkiler elde edilir" Altın İğne uygulaması hakkında bilgiler veren Uzm. Dr. Özsaraç, "İşlem öncesinde anestezik kremler de kullanılarak ağrısız bir uygulama sağlanmaktadır. İğneli Radyofrekans uygulaması ortalama süresi 20-30 dakikadır. Cilt yüzeyini gençleştirmek, yara izlerini düzeltmek ve sıkı bir cilt için yapılan uygulama tedavi yöntemlerine göre farklı seans aralıklarında gerçekleşir. Genellikle tek seans yeterli görülmez. Birkaç hafta aralıklarla iki ya da üç seans civarında uygulama yapılır. Seanslar arasında 3-4 hafta olması idealdir. Maksimum etki ise son seanstan 3-4 hafta sonra görülmektedir. İşlem yapıldıktan sonra bir miktar kızarıklık olabilir bazen de hafif kabuklanma olabilir ama kızarıklık çok kısa sürecektir. Geçici değil kalıcı etkiler elde edilir. İlk seanstan itibaren kolaylıkla fark edilebilir olumlu etkiler gözlenir. Hasta hemen günlük yaşamına geri dönebilir. Cilt yenileme ve kusurları giderme üzerindeki etkileri bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış bir tekniktir. Her türlü cilt tipinde ve ten renginde kullanılabilme imkanı sunar. Çok uzun saatler boyunca işleme girmeyi veya cerrahi girişimleri gerektirmiyor olması, diğer avantajlarından birisi de her mevsim yapılabilmesidir. Altın iğne tedavisinin ardından dikkat edilmesi gerekenler ise; Son derece acısız bir tedavi olduğu için altın iğne tedavisinin sonrasında herhangi bir ağrılı durum gerçekleşmez. Ancak uygulamanın ardında dikkat edilmesi gereken noktalar bulunur. Bu noktalar; Uygulama bittikten sonra düzenli olarak güneşten koruyucu krem kullanımı ihmal edilmemelidir. Uygulamanın ardından 7-8 saat sonra hafif bir fondöten kullanılabilir” ifadelerini kullandı. "Cilde sürülen kozmetik kremler cildin alt tabakalarına etki edememektedir" Yaşlanmayı geciktirici diğer tedavi metotları PRP, Mezoterapi ve Gençlik Aşısı hakkında bilgi veren Dermatoloji Uzm. Dr. Özsaraç, ‘'PRP, “Trombositten Zengin Plazma” olarak da anılır. Hastanın kendi kanındaki plazmayı kandan izole ederek ve konsantre ederek büyüme faktörleri üreten trombosit hücreleri bakımından daha zengin bir plazma olan PRP adlı kan bileşenini elde etmiştir. Plazma bileşeni, kök hücreler ve büyüme açısından zengin trombositler içerir ve cilde geri enjekte edildiğinde, cildin genel olarak gençleşmesini sağlamak için vücudun doğal kolajen ve elastin üretimini hızlandırır. PRP hazırlama işlemi sonrasında elde edilen PRP çok ince iğneler yardımı ile cilt altına ufak dozlarda enjekte edilir. Bu işlem öncesinde cilt lokal anestezik bir krem ile uyuşturulur. PRP tedavisi ise; yüz ve boyun gençleştirme, ciltte parlama ve aydınlanma, akne skarı ve yara izi tedavisi gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Mezoterapi yöntemi de diğer yöntemlerden biridir. Yüz mezoterapisi mezoliftingi cilde canlılık ve parlaklık veren bir işlemdir. Yapılan işlem ile birlikte elastin ve kolajen sentezi aktive olur böylelikle cilt sıkılaşır, gerilir ve toparlanır. Cilt üzerine sürülen kozmetik kremler cilt bariyerini geçemediği için cildin alt tabakalarına etki edememektedir. Ancak yüz mezoterapisi işlemi sayesinde kullanılan cilde faydaları ilaçlar cildin alt tabakalarına kadar etki eder. Böylelikle istenen etki hemen gözlenir ve etki süresi de artar. Yüz mezoterapisi (mezolifting) yüzün her bölgesine, boyun, dekolte ve el bölgesine uygulanabilen bir işlemdir. Cildin ihtiyacı olan vitamin, mineral ve aminoasit gibi maddelerin lokal olarak uygulanan mikro enjeksiyonlar yoluyla cilde enjekte edilmesi ile uygulanır. Seans sayısı hastanın ihtiyacına, uygulana ürünün içeriğine bağlı olarak değişmekle birlikte genelde 15 gün aralar ile 4-6 senans önerilmektedir. Gençlik aşısı ise, aslında bir nevi mezoterapi uygulamasıdır. Genel de yüksek oranda hyoluronik asit ve somon DNA içeren mezoterapi ürünleri özel bir isimlendirme adı altında Gençlik aşı olarak adlandırılmakta ve uygulanmaktadır. Bunların dışında kök hücre tedavisi, kollajen aşısı, dermal kalsiyum hidroksi apatitli dolgular da kollajen, elastin uyarısını artırarak yüzde ve boyunda anti aging etki sağlamaktadır” diye konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Akdeniz beslenme nedir? Akdeniz beslenmesi kimler için uygundur?

Bebek vücut kremi nasıl sürülmeli? Bebekler için krem kullanımı nasıl olmalı? Hassas ciltler için ipuçları Haber

Bebek vücut kremi nasıl sürülmeli? Bebekler için krem kullanımı nasıl olmalı? Hassas ciltler için ipuçları

Bebek kremlerinin nasıl kullanılması gerektiğin birçok ebeveynin akıllarındaki ilk sorulardan biri olmaktadır. Çünkü özellikle bebeklerin çok hassas bir cilde sahip olması ebeveynlerin endişe etmesine neden olmaktadır. Bunun nedeni de bebeğine herhangi bir zararın gelip gelmeyeceği düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Bundan kaynaklı olarak da ilk olarak bebek kremlerinin ne olduğundan bahsetmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Bebek kremleri, formülleri gereği daha yoğun ve daha yağlı ürünler olmaktadır ve genellikle nemlendirici, bebeğin cildinde koruyucu olmaları açısından tercih edilmektedirler. Çünkü içlerindeki yağ oranı bebeğin cildinin daha nemli, daha koruyucu olmasını sağlamaktadır. Ancak yine de bebek kremleri kullanılırken dikkatli olunması gerekmektedir. Çünkü, Sebamed Baby Cream Bebek Kremi gibi kalitesi kanıtlanmış ürünler haricindeki ürünlerin bebeğinizin cildine zarar verme ihtimali yüksek olmaktadır. Bunun temel sebebi de bebeklerin ciltlerinin çok hassas olması ve alerjik reaksiyon göstermelerinin daha muhtemel olması gösterilebilmektedir. Bebek Vücut Kremi Sürerken Dikkat Edilmesi Gerekenler Bebek kremi seçiminde ise dikkat etmeniz gereken birkaç nokta bulunmaktadır. Bu noktalardan ilki ise kremin kaliteli olmasını sağlamaktır ve bunun içinde Biobaby Kuru ve Çok Kuru Ciltler İçin Krem gibi alternatifleri değerlendirmeniz önerilmektedir. Çünkü nemlendirici özelliği yüksek olan bu kremler bebeğinizin daha yumuşak bir cilt elde etmesini sağlamaktadır. Bebek kremleri daha yoğun kıvama sahip olmakta veya biraz da yağlı olmaktadır. Bu nedenle direkt olarak kremi bebeğinizin cildine sürmektense öncelikle elinize bir miktar remi alarak sürmeniz daha sonrasında ise bebeğinizin cildine yedirmenizi tavsiye edilmektedir. Bu sayede bebeğinizin direk olarak çok yağlı bir ürüne maruz kalmamasını sağlamış olursunuz. Bebek kremini sürerken yeni doğan ise ve göbek kordonu hala düşmediyse karın bölgesinden başlamanız önerilmektedir. Bebek kremi sürerken sırt bölgesini en sona bırakmanız ise genellikle önerilen bir nokta olmaktadır. Bunun nedeni sırtına ilk önce krem sürdükten sonra karın ve yüz bölgesine sürebilmek için hemen bebeğinizi sırt üstü yatırmanız gerekeceği gerçeğidir. Bu durumda da kremin çoğunun bebeğinizi yatırdığınız zemine geçmesine neden olabilmektedir. Bu olasılığı en aza indirmek gerekmektedir. En az ürünle en fazla faydayı sağlamak hassas olan bebek cildi için dikkat edilmesi gereken bir noktalardan biridir. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Bebeklerde Neden Gaz Sancısı Olur? Bebeklerde Gaz Sancısına Ne İyi Gelir?

Bebek cildine hangi kremler zararsızdır? Krem kullanmak yan etki yaratır mı? Haber

Bebek cildine hangi kremler zararsızdır? Krem kullanmak yan etki yaratır mı?

Aylarca devam eden sabırsız bekleyişin ardından, bebeğinizi ilk kucağınıza aldığınız an, dünyanın en büyük mucizelerinden birine de sahip olduğunuzu fark edersiniz. Bundan böyle hayatınıza bir “Anne” olarak devam edeceğiniz gerçeği mutlu bir heyecanın yanı sıra, getirdiği sorumluluk duygusu nedeniyle endişe kaynağı olabilmektedir. Anneler bebek bakımıyla ilgili ne kadar kitap okuyup öğüt dinlese de birçok konuda endişelenmektedirler. Ancak, bebek ve anne bakım ürünleri ile bu süreç çok daha kolay geçmektedir. Bu nedenle sizler için temel yapılması gerekenler ve bebek ürünleri ile yapabileceğinizi derledik. Cilt Hassasiyetleri Cilt hassasiyetleri özellikle doğumdan sonra bebeğin ya da annenin ortama alışma sürecinde beklenen bir etki olmaktadır. Bebeklerin cildi ince ve hassastır ve çok yönlü fonksiyonları gelişmemiştir. Bu nedenle bebeklerin cildi doğumdan itibaren özel bakım ve ilgi gerektirir. Bebeğinizin cildinin gereksinim duyduğu bakımı sağlayabilmek için cilt tipini öğrenmeli ve cilt tipine göre uygun bakım ürünlerinden faydalanmanız gerekir. Vücut temizliği için banyo yaptırılırken cilt için uygun bakım ürünleri kullanılmalıdır. Mustela Cold Cream ve Organik Balmumu İçeren Besleyici Bebek Şampuanı tercih edilebilir. Cold Cream ve organik balmumu içeren bu ürün bebeğin vücudunu ve saçını nazik bir şekilde temizler. Zengin ve besleyici özelliğe sahip bu besleyici şampuan cildi besler. Bebeğin cildini korumak için kullanılabilecek ürünlerden arasında Mustela Cold Krem İçeren Besleyici Vücut Losyonu yer alır. Doğum ile hassaslaşan cildin eski güçlü haline dönebilmesi ve hassasiyetini düşürebilmesi için her zaman ek bir besleyici takviyeye ihtiyaç duymaktadır. Cold krem içeren besleyici losyon cildi uzun süreli nemlendirmeye yardımcı olur. Pişik ya da İsilik Yeni doğan ve bezlenen bebeklerde özellikle pişik çok sık rastlanılan bir sorun olmaktadır ve bu sorun yüzünden birçok bebek acı çekebilmektedir. Bu nedenle de ebeveynler çocukları pişik ya da isilik olmasın diye farklı yollar arayabilirler. Bu yollardan biri de Mustela Vitamin Barrier 1-2-3 Pişik Kremi gibi kremler kullanarak bebeğin altının pişik yapmasının engellenmesidir. İsilik için ise birçok bebek bakım ürünü bulunmaktadır ve bu ürünleri doktorunuza danışarak kullandığınız takdirde sorununuzu çözmek oldukça kolay bir hal almaktadır. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Bebeklerde mama seçerken neye dikkat edilmeli ? Bebeklerin sağlıklı gelişimi için hangi mama kullanılmalıdır?

Biotin Nedir? Ne İşe Yarar? Biotin’in Saç dökülmesine karşı etkisi varmı ? Cilt ve Enerji için etkilimidir? Haber

Biotin Nedir? Ne İşe Yarar? Biotin’in Saç dökülmesine karşı etkisi varmı ? Cilt ve Enerji için etkilimidir?

Vücutta enerji oluşumu konusunda etkin rol oynayan, görev alan B vitamini çeşitlerinden biri olan biotin (biyotin), suda çözünebilen bir vitamin olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, biotin halk arasında saç vitamini olarak da anılmaktadır ve adını halk arasında da sıklıkla duyabilmek mümkün olmaktadır. Bu nedenle de Naturalnest Biotin gibi biotin takviyeleri kullanılmakta ve saç bakımı adına tercih edilmektedir. Başta saç, cilt ve tırnak yapısı olmak üzere birçok dokunun oluşumu sırasında etkin olarak görev aldığı bilinen biotin vücutta farklı metabolizmaların işleyişi için ihtiyaç duyulan bir vitamin türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Biotin bir diğer ifade ediş biçimiyle B7 vitamini vücutta depolanmayan ve fazlası idrar yolu ile vücuttan atılan bir vitamin türü olmaktadır. Biotin Faydaları Nelerdir? Biotin adı verilen bu vitamin vücuttaki birçok metabolizma faaliyetinde ihtiyaç duyulan bir vitamin olarak kabul edilmektedir. Yağ, karbonhidrat ve amino asit metabolizmalarında önemli bir göreve sahiptir ve Solgar Biotin gibi biotin takviyeleri diyetlerde de tercih edilebilmektedir. Aynı zamanda kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olabileceğine dair çalışmalar da bulunan biotin, enerji oluşum metabolizmasına katkıda bulunmakta, makro besin öğeleri metabolizmasına katkıda bulunmakta, saçın korunmasına katkıda bulunmakta, mukozanın korunmasına katkıda bulunmakta ve cildin korunmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca biotin, hamilelik döneminde kadınların ihtiyaç duyabileceği besinlerin başında da sayılabilmektedir. Çünkü ender de olsa hamilelikte biotin eksikliği kadınlarda görülebilen bir sorun olmaktadır. Bazı folik asit takviyeleri bu sebeple hamilelere özel olarak biotin ile desteklenerek takviye edici gıdalar üretilmektedir. Bazı hayvan deneylerinde biotinin tip 2 diyabet açısından önemli olduğu ve kandaki glukoz seviyelerini düzenlemeye yardımcı olabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Biotin Hangi Besinlerde Bulunur? En çok biotin (B7 vitamini) içeren yiyecekler, yumurta sarısı, organ et ürünleri yani karaciğer ve böbrek gibi ürünler, yemişler badem, yer fıstığı, pekan cevizi ve fındık gibi ürünler, yemiş yağları, soya fasulyesi ve diğer baklagiller, tam tahıllar, karnabahar, avokado, muz ve mantar gibi besinlerde bulunmaktadır. Ayrıca, sıcaklık biotinin etkinlik oranını düşürebileceği için doğal biotin kaynaklarını mümkün olan en az işlemden geçirerek ya da çiğ bir şekilde tüketmek daha faydalı olarak görülmektedir. Bunun yanı sıra ise içerisinde biotin olan yiyeceklerden farklı olarak biotin takviyesi kullanmak, biotin alımını destekleyebilmektedir. Gıda takviyeleri arasında bulunan biotin takviyeleri hap ve kapsül formda olabilmektedir. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Boğaz Yanması Neden Olur? Boğaz Yanmasına Ne İyi Gelir? Hangi Hastalıklar yanmaya yol açar?

Bunlar cildi olumsuz etkiliyor! Haber

Bunlar cildi olumsuz etkiliyor!

Cilt bakımı ve temizliği düşünüldüğü zaman akla gelen yüzü fazla yıkamak ve yüze buhar banyosu uygulamak gelir.Fakat sık uygulanan buhar banyosu yüzü çok fazla ısıtır buna bağlı olarak cildin asit ve su dengesinde bozulma meydana gelir.Böyle olunca da cilt egzaması gibi rahatsızlıklara zemin hazırlar yada alevlendirebilir. Sık buhar banyosu uygulamasından kaçınılması uygun olacaktır Sigara Sigara tüm vücut sağlığını olumsuz etkilediği gibi cilt sağlığını da olumsuz yönde etkiler.Sigara tüketimi cildi hızlı yaşlandırır,elastikiyetini kaybetmesine neden olur ve cilt kuruluğuna zemin hazırlar.Ciltte renk değişimlerini de yol açan sigara,cilt için en az güneş kadar zararlıdır. Cilt Temizliğini Önemsememek Cilde uygun olan ürün kullanmamak nasıl ciltte problemlere yol açıyorsa cildi düzenli temizlememekte sorunlara zemin hazırlar. Cildin temizlenmesi akne oluşumunu,cildin yaşlanma sürecini,mat görünmesini engellemeye yardımcı olur. Gözleri Şiddetli Ovuşturmak Gözleri ovuşturmak göz sağlığı için zararlı bir durumdur.Ancak aynı zamanda göz çevresindeki deri için de zarar teşkil eder.Gözleri ovuşturmak göz çevresindeki ince cilde zarar verir ve esnemesine ayrıca sarkmasına neden olur. Düzensiz Uyku Vücudun kendini yenilediği en önemli zamanlar uyku esnasında olur.Düzensiz uyku tüm vücudu olumsuz etkilediği gibi ciltte bundan etkilenir. Yeterli ve dengeli bir uyku sağlıklı bir cilt için büyük önem taşımaktadır. Güçlü bir antioksidan olan melatonin hormonu salgılanımı uyku sırasında meydana gelir.Yine gece uykusunda HGH (insanlarda büyüme hormonu) artış gösterir.Bu da vücut dokularının tekrar inşasına katkı sağlar ve hasar meydana gelmiş hücrelerin yerini alması için fazlalaşan hücre üretimini teşvik eder.Buna bağlı olarak cildin genç,diri,parlak ve nemli kalmasında yardımcı olur. Şeker Tüketimi Şekerli gıdalar kolajen yıkımını arttırır bu durumda da cildin yaşlanma hızı artar ve akne oluşumu meydana gelebilir. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Maskelerinizi takın! DSÖ: Dünya genelinde artış yaşanıyor

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.