[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#cinayet

cinayet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, cinayet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İstanbul'da okul müdürünün öldürülmesine ilişkin 3 şüpheliye dava Haber

İstanbul'da okul müdürünün öldürülmesine ilişkin 3 şüpheliye dava

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Çocuk Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, Abdulkadir S. (17) ve Abdulsamet A'nın (16) 7 Mayıs günü saat 09.40 sıralarında söz konusu okulda olduğu, okula gelen sanık Yousif K'nin Abdulsamet A. ile tokalaştığının tespit edildiği kaydedildi. Sanıklardan Abdulkadir S'nin Yousif K'yi görmesi üzerine okula girdiği, diğer sanık Abdulsamet A'nın da Yousif K'ye okulun kapısını açtığının belirlendiği anlatılan iddianamede, Yousif K'nin odasına girdiği okul müdürü Oktugan'ı belindeki tabancayla öldürdüğü aktarıldı. İddianamede, Abdulkadir S'nin, Oktugan'ın odasından çıkan Yousif K'ye kapıyı açarak, olay yerinden uzaklaşmasına yardım ettiği anlatıldı. Hazırlanan iddianamede ifadesine yer verilen Yousif K, söz konusu okula 2023'ün ilk döneminde başka okuldan geçtiğini, aynı yılın aralık ayında hakkındaki disiplin cezalarından dolayı annesi Nada K'nin okula geldiğini anlatarak, müdürün odasında annesiyle aralarında Arapça konuştukları için Oktugan'ın annesine küfredip üzerine yürüdüğünü öne sürdü. Yaşananlar nedeniyle polisi aradıklarını, daha sonra okulu terk ettiğini, yaşananları kendisine yediremediğini iddia eden Yousif K, 6 Mayıs'ta karşılaştığı arkadaşı Muhammed Günay G'ye Oktugan'ın okulda çalışmaya devam edip etmediğini sorduğunu kaydetti. Yousif K, Oktugan'ın hala okulda çalıştığını öğrenince arkadaşına, "Gelip dövsem iyi olmaz mı?" diye sorduğunu, onun da ''Çok iyi olur, karnına vurursun, bacağına vurursan ölmez, karnına sık." dediğini öne sürerek, Gaziosmanpaşa'da M.K. isimli kişiden aldığı tabancayla okula gitmeye karar verdiğini anlattı. Haksız tahrik unsurları oluşmadı Öteki sanıklarla samimiyeti bulunmadığını, okula geleceğinden kimsenin haberi olmadığını iddia eden Yousif K, olay yerine geldiğinde doğrudan Oktugan'ın odasına geçtiğini, Oktugan'ın kendisini görünce ayağa kalkıp elini havaya kaldırması üzerine vuracağını düşünerek koluna doğru ateş ettiğini ileri sürdü. Sanık Yousif K, silahında iki mermi bulunduğunu, ikisinin de Oktugan'ın karnına isabet ettiğini belirterek, olaydan sonra silahı ve cep telefonunu Alibeyköy Barajı'na attığını anlattı. Sanık, ifadesinin devamında, sosyal medya hesabında başkasının sesi ile oluşturulmuş "Kafasına sıktım." yazılı fotoğrafı olaydan iki gün önce yaptığını öne sürdü. Okul müdürünün odasında ırkçı tartışma yaşanmadığı bilgi sahiplerinin ifadesiyle doğrulandı İddianamede, sanığın Oktugan'ın odasında yaşandığını iddia ettiği küfürlü tartışmaya ilişkin bilgilerine başvurulan Rümeysa Atak, Kadriye Deveci, Murat Kaya, Tuğba Ekinci, Firdevs Süreyya Demirci ve Ömer Demirel'in ifadeleri de yer aldı. Bilgi sahipleri, ifadelerinde, Yousif K'nin öğretmenine küfür etmesi üzerine okuldan ilişiğinin kesilmesi için annesinin okula çağrıldığını, Türkçe bilmelerine rağmen sanık ve annesinin aralarında Arapça konuştuklarını anlattı. Oktugan'ın, bu konuşmaları anlayamadığını, Türkçe konuşmaları gerektiğini söylediğini, sanığın Oktugan'a "Sana mı soracağım, istediğim gibi konuşurum." diyerek el-kol sallamaya başladığını ifade eden tanıklar, anne Nada K'nin ise "Beceremiyorsanız o zaman okuldan alırım, paramı istiyorum." dediğini kaydetti. Bilgi sahipleri, ifadelerinin devamında, Oktugan'ın Nada K'ye ''Aranızdaki konuşmayı anlayamadığımızdan dolayı Türkçe konuşmanızı istedim. Yanlış anlaşılacak ya da tepki gösterilecek bir durum söz konusu değildir." dediğini, Oktugan'ın ne öğrencilere ne de öğretmenlere yönelik kötü söz veya davranışı olmadığını, tartışma sırasında da sanık veya annesine yönelik hakaret veya ırkçı ifadeler kullanmadığını aktardı. İddianamede, bilgi sahiplerinin ifadeleriyle de ırkçılık ve hakaret içeren tartışma yaşanmadığının doğrulandığı, olayla ilgili polis çağrılmadığının da belirlendiği, tüm bu nedenlerle haksız tahrik unsurlarının oluşmadığı belirtildi. Okuldan ilişiğinin kesilmesi sebebiyle müdüre karşı husumet besledi Sanık Yousif K'nin okuldan ilişiğinin kesilmesi nedeniyle Oktugan'a husumet beslediğinin ifadelerinden anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, şu tespit yer aldı: "Aralık 2023'te gerçekleşen bu olay sonrasında karar ile fiilinin icrası arasında makul bir süre geçmesine, ulaştığı ruhi sükunete rağmen sebatla, ısrarla ve soğukkanlı bir şekilde planını gerçekleştirdiği, olaydan bir gün önce de kastını ortaya koyan beyanlarda bulunarak, olay günü eylemini planladığı şekilde icra ettiği belirlendi." Ceza talepleri İddianamede Yousif K'nin, "kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürme" ve "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlarından 19 yıldan 27 yıla kadar hapsi istendi. Sanıklar Abdulkadir S. ve Abdulsamet A'nın ise "kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye yardım etme" suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapsi talep edildi. İddianamede ayrıca, Enes Malik E, Muhammet S, ve Arda A. hakkında "tasarlayarak öldürme" suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği bilgisi yer alırken, olay tarihinde 18 yaşından büyük olduğu belirlenen şüpheli Muhammed Günay G. hakkında ayrıca soruşturma yürütüldüğü ifade edildi. İddianame, İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

İzmir haber: Genç kızı öldürüp annesini yaralayan sanığın yargılanması sürüyor Haber

İzmir haber: Genç kızı öldürüp annesini yaralayan sanığın yargılanması sürüyor

İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Y.Y. bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada maktulün annesi Oya Taran, babası Rıza Alkan, tanık M.A, taraf avukatları ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da hazır bulundu. Söz verilen tanık M.A, "Bir adamın geldiğini gördüm. Elinde kesici bir alet vardı. Sonra bekçiler bu adamı yakaladı. Şüpheli direnmeden teslim oldu. Köprüden inmemize az kala yerde iki kişinin yattığını gördük. Yanlarına gittik. Ben anneye, arkadaşlarım genç kıza müdahalede bulundu. Elbiselerimizi çıkarıp yaralarına tampon yaptık. Her ikisi de hayattaydı. Elinde bıçak olan adamı 5 saniye anca gördüm." diye konuştu. Alkan'ın annesi Oya Taran ile babası Rıza Alkan da sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini ifade etti. Savunmaya geçen Y.Y. ise yaşananlardan önce yanlış anlaşılma sebebiyle İlayda tarafından sağ bacağından bıçaklandığını iddia etti. Sanık avukatı, Y.Y'nin, olaydan kısa süre önce saat kulesi yakınlarında, maktul tarafından bıçaklanarak yaralandığını, olayı karşı tarafın başlattığını iddia etti. Mahkeme başkanı, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi ve sanık avukatlarının taleplerinin karşılanması için duruşmayı ertelemeye karar verdi. NE OLMUŞTU? İzmir'in Konak ilçesinde, 8 Mart'ta parkta oturdukları sırada bıçaklı saldırıya uğrayan İlayda Alkan ve annesi Oya Taran yaralanmış, hastaneye kaldırılan Alkan yaşamını yitirmişti. Yakalanan şüpheli Y.Y. ise sevk edildiği hakimlik tarafından tutuklanmıştı. Sanık hakkında "kadına karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "kadına yönelik kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.

Balçova kadın ve çocuk cinayetlerine “dur” dedi Haber

Balçova kadın ve çocuk cinayetlerine “dur” dedi

CHP Balçova İlçe Başkanlığınca gerçekleşen yürüyüşte “Kadına kalkan eller kırılsın”, “Kadın, Yaşam Özgürlük”,”İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” ve “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” şeklinde sloganlar atıldı. Vatandaşların balkonlardan da destek verdiği yürüyüşe, CHP İl Başkanı Şenol Arslanoğlu, CHP İlçe Başkanı Murat Aküzüm, Balçova Belediye Başkanı Onur Yiğit ve eşi Ayşegül Yiğit de katılım sağladı. Cumhuriyet Meydanı’nda son bulan yürüyüşte CHP İlçe Başkanlığı Yönetim Kurulu Üyesi Melike Dikmen, ilçe başkanlığı adına hazırlanan metni okudu. Kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin artış göstermesi asla tesadüf değildir Dikmen, “Değerli basın mensupları, kıymetli vatandaşlarımız, bugün burada, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddete karşı sesimizi yükseltmek için toplandık. Her geçen gün, maalesef yeni bir kadın cinayeti haberiyle uyanıyoruz. Bizler CHP Balçova İlçe Örgütü olarak, bu vahşeti durdurmak ve sesimizi duyurmak için buradayız. Kadınların ve çocukların yaşam hakkı, hiçbir gerekçe ile ihlal edilemez. Ancak ne yazık ki, ülkemizde her yıl onlarca kadın ve çocuk, erkek şiddetiyle katlediliyor. Bu bir kader değildir! Devletin, kadınların yaşam haklarını güvence altına almak için daha güçlü önlemler alması gerekmektedir. İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkılarak, kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin artış göstermesi asla tesadüf değildir.” ifadelerine yer verdi. Kadın ve çocuk cinayetlerini durdurmak devletin asli görevidir! Kadınların korunması ve yaşatılması için etkin politikaların yürürlüğe konması gerektiğini ifade eden Dikmen, “Yargı ve kolluk kuvvetleri bu konuda kararlı bir şekilde hareket etmelidir. Bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz: Kadın ve çocuk cinayetlerini durdurmak devletin asli görevidir! Eğitimden, hukuki yaptırımlara kadar her alanda topyekûn bir mücadele başlatılmalı ve kadına şiddet sıfırlanmalıdır. Bizler CHP Balçova İlçe Örgütü olarak, her zaman kadınların yanındayız ve bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Kadınların hayatlarını korumak ve gelecekte bu acı haberlerle karşılaşmamak için tüm yetkilileri sorumluluk almaya davet ediyoruz. Şiddete karşı susmuyoruz! Kadın ve çocuk cinayetlerini durdurmak için buradayız! Sesimizi yükseltiyoruz çünkü biliyoruz ki, sustukça sıra bize gelecek! Ayrıca, 10 Ekim’de barış çağrısıyla bir araya gelip Ankara’nın göbeğinde haince katledilen barış gönüllülerimizi saygı ve özlemle anıyoruz.” dedi.

Cem Garipoğlu'nun mezarı açılacak: Giden can geri gelmiyor Haber

Cem Garipoğlu'nun mezarı açılacak: Giden can geri gelmiyor

2009 yılında Münevver Karabulut'u vahşice katleden Cem Garipoğlu, 2014'te Silivri Cezaevi'nde intihar etmişti. Ancak Garipoğlu'nun ölümüne dair ortaya atılan şüpheler, ailesinin ve kamuoyunun gündeminden düşmedi. Özellikle Garipoğlu’nun mezarındaki cesedin ona ait olup olmadığı yönündeki iddialar üzerine Karabulut ailesi, avukatları aracılığıyla mezarın açılması talebinde bulundu. Bu talep, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından onaylanarak Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na gerekli talimatlar verildi. Toprakta artık DNA izi kalmamış olabilir Münevver Karabulut'un Bolu'nun Mengen ilçesi Kayabaşı köyünde bulunan mezarını ziyaret eden teyzesi, derin üzüntüsünü dile getirdi. Acılı teyzesi konuyla ilgili, "2009'da bu olay olduğundan beri hepimiz ruh gibi yaşayan insanlar olduk. Bu olay biliyorsunuz çok şeye gebe oldu. Garipoğlu ailesi tarafından birçok delil, her şey karartıldı. Şimdi de Garipoğlu'nun kabrinin açılması düşünülüyor. Pazartesi günü inşallah Allah'ın izniyle yapılacak ama minareyi çalan kılıfını hazırlamıştır muhakkak. Üzerinden yıllar geçti. Toprakta artık DNA izi kalmamış olabilir. Toprak türleri var, asit var, DNA'sı yok olmuş olabilir. Her şey olabilir. Sonuçta giden geri gelmiyor. Biz yaşadığımız acıyı biliriz. Ama ne diyelim? Ben çocuğumuzun cennette olduğunu düşünüyorum. Ablam, eniştem, aile bitik durumda.  Giden can geri gelmiyor. Allah bunu bize yaşatanlara da aynısını yaşatsın inşallah" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.