[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Çokluğa ve Birliğe Davet

Çokluğa ve Birliğe Davet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çokluğa ve Birliğe Davet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Soyer “Böyle bir dünya lideri yoktur Haber

Soyer “Böyle bir dünya lideri yoktur"

Neptün Soyer: “100 yıl sonra tekrar bir sözümüzün olması bizi çok gururlandırdı” İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından “Yeniliğe Davet” sloganıyla tüm Türkiye’yi geleceği inşa etmeye çağıran İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin yedinci ve son günü Yekta Kopan’ın sunumuyla devam etti. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ev sahipliğinde düzenlenen, “Çokluğa ve Birliğe Davet” temasıyla devam eden kongrede S.S. İzmir Köy Koop Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer de konuştu. Neptün Soyer, “Kooperatiflerde Birleşerek Çoğalan Köylünün Örgütlü Gücü” başlığıyla bir sunum yaptı. 100 YIL SONRA TEKRAR SÖZÜMÜZÜN OLMASI BİZİ ÇOK GURURLANDIRDI Cumhuriyet tarihinin en önemli tarımsal örgütlenme yapılarından olan birliğe 2016 yılında ilk kadın başkan sıfatıyla seçilerek göreve başlayan ve kırsalda 116 birim kooperatif ve binlerce çiftçi ortağı ile üreticinin ve tarımın hak ettiği itibarı kazanması için çalışan İzmir Köy Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Soyer, “100 yıl sonra tekrar burada bizim de bir sözümüzün olması bizi çok gururlandırdı” dedi. Kooperatifin tanımı yaparak sözlerine başlayan Soyer, “İnsan ihtiyaçlarının karşılıklı yardımlaşma yoluyla giderilmesini sağlamak ve ortakların çıkarını korumak amacıyla oluşturulan ekonomik kuruluştur kooperatif. Kooperatif fertlerin tek tek altından kalkmayacak işleri gerçekleştiren mükemmel bir dayanışma kuruluşudur. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1920’de başlatmış olduğu kooperatifçilik hareketiyle sekteye uğrayan bir dönemden sonra 1960’lı yıllarda müthiş bir atılım olmuş İzmir’de. Bu atılımın yaşayan, bize yol gösteren başkanları da var” diyerek konuşmasına devam etti. BAŞKAN SOYER KOOPERATİFÇİLİĞE EMEK VERENLERİ HATIRLATTI Oturumda kooperatifçiliğin amacı hakkında konuşan Soyer, Köy Koop kurucularından Bademli Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Kurucu Başkanı Mustafa Başer ve Prof. Dr. Ziya Gökalp Mülayim’in çalışmalarından örnekler verdi. Soyer’in sunumu kapsamında Filiz Türkmenoğlu’nun kooperatifçiliği bilim ve siyasetle buluşturan Mahmut Türkmenoğlu’nun kooperatiflerin köylüyü nasıl güçlendirdiğini anlattığı konuşması da katılımcılara izletildi. KOOPERATİFÇİLİĞİN KÖKLERİ İMECEYE UZANSA DA İLK TOHUMLAR ATATÜRK TARAFINDAN ATILMIŞTIR Soyer, “‘Kanaatim odur ki muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak maddi ve manevi kuvvetleri zeka ve maharetleri birleştirmektir. Yoksa bir zayıfla bir kuvvetlinin birleşmesinden bahsetmiyorum. Birleşmenin böylesi zayıf olanın kuvvetliye esir olması demektir’ sözleriyle Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyetin ilk yıllarında yine İzmir’de kooperatifçiliğin önemini anlatmıştır. Kooperatifçiliğin kökleri Anadolu’nun imece geleneğine uzansa da ilk tohumlar genç cumhuriyetin temelleriyle birlikte Atatürk tarafından atılmıştır. 1920 yılında ülkenin birçok yeri işgal altındayken Atatürk o tarihte ülkeyi savaşla kurtaracağından ve sonra yeni bir devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kuracağından o kadar emindir ki yeni devleti kurmak için Kurtuluş Savaşı’na başlamadan önce ekonomi mücadelesine başlamayı gerekli görmüş. Ve bu ekonomi mücadelesinde en önemli unsurlardan biri olarak gördüğü kooperatifçiliği geliştirmek için gerekli olan kooperatif şirketler yasa tasarısını bizzat hazırlayarak meclise sunmuştur” diye konuştu. BÖYLE BİR DÜNYA LİDERİ YOKTUR Atatürk’ün ekonomik mücadeleye askeri mücadele kadar hatta ondan daha fazla önem verdiğini belirten Soyer, “Böyle bir dünya lideri yoktur. Atatürk’ün hazırladığı kooperatif şirketler kanun tasarısı tümüyle kanunlaşmamış ise de tasarının 28 Aralık 1920’de Meclis Genel Kurulu’nda görüşülüp oylanarak kabul edilmiş 5 maddesi çok önemlidir. Beşinci maddesi; köy, çiftçilik ve tabii ki tarımın geleceği açısından da ayrı bir önem arz etmektedir. Beşinci madde aynen şöyledir: Ziraat müdür ve memurlarıyla, ziraat ticaret ve sanayi odaları, yöneticileri ve tüm öğretmenler kooperatiflerin kurulması hususunda köylüye yardım etmek ve bu konuda gerekli bilgilerle donanmakla yükümlüdürler. Bunu yerine getirmeyen memurlar ve öğretmenler görevlerini yapmamış sayılırlar” dedi. DAĞ GİBİ SORUNLAR EL BİRLİĞİ, SABIR VE KOOPERATİF ÖNCÜLERİNİN İNATÇI ÇABASIYLA ÇÖZÜLDÜ İktisat kongresinde çiftçilerin talepleriyle şekillenen eğitime, köylerde okul ve yükseköğrenim görmüş herkesin zorunlu 1 yıl öğretmenlik yapmasının talep edilmesine değinen Soyer, “1920’de başlayan Atatürk’ün köylerdeki Kırsal dönüşümü 1940’ta köy enstitülerinin kurulmasıyla taçlanmıştır ve kırsalda dönüşüm başlamıştır. Atatürk’ün mimarı olduğu enstitüler sayesinde Anadolu’nun yoksul köylüsü kooperatifle tanışır, ekonomik yoklukları kooperatifler sayesinde el birliğiyle aşabileceğini görür. 1950’li yıllara geldiğimizde genç cumhuriyetle gelişen kooperatifçilik hareketi geri plana itilir. Köy enstitüleri kapatılır, tarımda yoksul köylüyü ağalara mahkum eden düzen muhafaza edilir. Ancak küçük üreticiye dayanan bir tarımsal üretime sahip olan Türkiye için kooperatifçilik gerçek bir ihtiyaçtı. Hem köylüler hem bağımsız bir ülke ekonomi için vazgeçilmez olan kooperatifçilikte 1960’lı yıllarda yeniden bir canlanma hareketi başlar. Atatürk’ün Anadolu topraklarına ektiği kooperatifçilik tohumları bu harekete temel olmaktadır. Her toplumsal hareketin ilk tohumunu toprağa düşürecek bir lideri vardır. Kooperatifçiliğin tohumunu İzmir’in verimli topraklarıyla yeniden buluşturma vazifesi de Bademler Köyü’nde Mahmut Türkmenoğlu’na düşer. Türkmenoğlu’nun Bademler Köyü’nde kurduğu kooperatif çığ gibi büyüyecek damlanın ilk dalgalarındandı. Bademler Kooperatifi kurulup gelişirken Yarımada’dan Kozak Yaylası’na, Menderes Ovası’na kadar yeni kooperatifler doğmaktadır. Kooperatif kurmakla iş bitmiyor. Kimi zaman su kimi zaman makine kimi zaman para yok. Dağ gibi sorunlar ama el birliği, sabırla ve kooperatif hareketinin öncülerinin inatçı çabasıyla çözülecektir. Köylüler için hayal edilen şeyler kooperatif sayesinde birer birer gerçeğe dönüşmeye başlayacaktır kendi emekleriyle. İzmir’dekine benzer hareketler Türkiye’nin dört bir yanında yaşanmıştır” açıklamasında bulundu. İZMİR KÖY KOOP BİRLİĞİMİZ LOGOMUZDA ERKEKLE EL ELE OLAN KADINI YÖNETİME SEÇTİ Kooperatif sistemindeki eşitlik kavramına ilişkin konuşan Soyer, “Toplumsal cinsiyet eşitliği için de geçerlidir. 1970’li yıllarda İzmir Köy Koop Birliği logosunda tarımda emek yoğun çalışan kadın ve erkek el eledir. Kadınların kooperatiflerde yönetimde bulunmaları ve sözlerinin olması maalesef hala konuşmamız gereken, ne kadar önemli olduğu yeteri kadar anlaşılmamış bir konudur. Ülkemizin öncü kenti İzmir burada da farkını ortaya koymaktadır. Sosyal, ekonomik, kültürel her alanda kadınlar diğer illerimize göre daha çok var olabilmektedirler. Bugün örneğin logomuzda erkekle el ele olan kadını yönetime seçtiler. Ancak bu durumun tüm Türkiye’ye yayılması gerekmektedir. İlginçtir yarımda çalışan kişilerin yüzde 48’i kadın yüzde 52’si erkektir. Bu orana en yakın sektör hizmet sektörüdür. Hizmet sektöründe çalışan kadın oranı yüzde 28’tir. Ancak tarımda sosyal haklar açısından bakıldığında oran birden yüzde 20’lere düşüyor. Tarımda kadının sosyal haklarının kazanılması için çok yol almamış olduğumuzu üzülerek hatırlatmak isterim. Siyaset ve sanayide olduğu gibi” ifadelerini kullandı. Neptün Soyer, konuşmasının sonunda salondaki kooperatif ortakları ve üreticileri de sahneye çağırdı. HABER MERKEZİ

Özgener: Mutlu ve barış içinde bir Türkiye hayalimiz var Haber

Özgener: Mutlu ve barış içinde bir Türkiye hayalimiz var

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, yedinci ve kapanış gününde “Çokluğa ve Birliğe Davet” sloganıyla başladı. Ünlü sanatçı ve televizyoncu Yekta Kopan’ın sunumunu yaptığı oturumun ilk konuşmacısı İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener oldu. İZTO Başkanı Özgener, “İktisadi İstiklal” başlıklı bir sunum yaptı. Özgener, “100 yıl sonra bu salonda bir araya geldiğimizde, İzmir İktisat Kongresi’nden bugüne kadar kısa bir inceleme yaptığımızda, tarihimizin dönüm noktalarından biri olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Alınan kararların büyük bir bölümünün ne kadar olumlu etkiler yarattığını bugün daha iyi anlıyoruz. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi de dünyada büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemde yapılıyor. Birinci İktisat Kongresi’nde olduğu gibi bugün gerçekleştirdiğimiz kongrenin de tüm toplum kesimlerinin temsil edildiği katılımcı bir anlayışla düzenlenmesini çok önemli ve değerli buluyorum” dedi. CİDDİ SORUNLARIMIZ OLDUĞU ORTADA Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu özetleyen Mahmut Özgener, “Eğitimde çağdaş standartları yakalamış, vergi, adalet, sosyal güvenlik ve sağlık sistemi mükemmel çalışan, gelir dağılımı eşitsizliğini çözmüş, kadına yönelik şiddetin olmadığı, tarımda yapılanmayı tamamlamış ve sanayi üretiminde çarkların verimli ve çevreye saygılı yeni teknolojilerle döndüğü, genç işsizliğin ürkütücü boyutlarda olmadığı, iş sağlığı ve iş güvenliğinin dünya standartlarında uygulandığı, ticarette ve endüstride yenilikçilik ve rekabetçiliğin hakim olduğu güçlü bir ekonomiye sahip, insanımızın bu ülkede yaşamaktan gurur duyduğu, demokrasisi gün geçtikçe kökleşen, hukukun üstünlüğünü temel alan, dünyada imajı ve itibarı sürekli olarak yükselen, mutlu ve barış içinde bir Türkiye hayalimiz var. Hepimizin özlemlerini de yansıttığına inandığım bu konularda hala ciddi sorunlarımız olduğu da ortada” diye konuştu. TÜRKİYE’NİN, SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRARSIZLIĞA ASLA TAHAMMÜLÜ YOK Özgener, “İçinde bulunduğumuz zorlu konjonktürde Türkiye’nin, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa asla tahammülü yok. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçiminden sonra hızla yeniden ekonomi gündemine dönülmesi gerektiğini de önemle vurgulamak isterim. Uzun süredir uygulanan ekonomi politikalarında artık bir başka aşamaya geçmeye ihtiyacımız var. Türkiye ekonomisine bir kuantum sıçraması yaptıracak güçlü ve küresel ölçekte rekabetçi bir ekonomiye hızla geçiş yapmak, en önemli hedeflerimiz arasında yer almalıdır. Bu ekonominin sürükleyici güçleri mutlaka ve mutlaka verimlilik, inovasyon ve girişimcilik olmak zorundadır. Türkiye, bir yandan yeni hedefler doğrultusunda ilerlerken diğer yandan da bilgi ekonomilerinden beslenen yeni bir üretim kültürü, verimliliği esas alan yenilik odaklı bir sanayi yapısı ve girişimcilik ekosistemini destekleyen entegre politikalar ile bir sonraki çeyrek yüzyıla hazırlanmalıdır” şeklinde konuştu. İŞ İNSANLARININ UMUTSUZ VE KARAMSAR OLMA LÜKSÜ YOK Özgener, ”Bizlerin iş insanları olarak umutsuz ve karamsar olma lüksümüz yok. Çünkü tüccar ve sanayici olarak müteşebbis kimliğimizle omuzlarımızda çok büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Çalışanlarımıza, tedarikçilerimize, müşterilerimize, ailelerimize ve ülkemize karşı sorumluyuz. Çünkü biz rahatı değil, mücadele etmeyi ve risk üstlenerek ülkemize faydalı olmayı seçtik. Bugün de pes etmeden, Türkiye ekonomisinin gücüne ve Türkiye’nin parlak geleceğine olan inancımızı koruyarak, insanımızın zor günlerde mucizeler yaratarak hep bir çıkış yolu bulduğunu hatırlayarak ve özellikle de geleceğimizi inşa edecek çocuklarımıza, gençlerimize güvenerek yolumuza devam edeceğiz. Yeni yüzyılın önümüzdeki yıllarında bu kongre bildirgelerinde ortaya koyduğumuz vizyon, ilkeler ve değerler ışığında daha çok çalışacak, daha çok üretecek, daha hakça paylaşacak ve hep birlikte düzlüğe çıkacağız” ifadelerini kullandı. HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.