Yüksel: İzmir’de önceliğimiz genç gazeteci istihdamı
İLKSES TV’de yayınlanan Erdal Erek ile Soru Yorum programının konuğu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı İzmir Bölge Müdürü Cengiz Kutlu Yüksel oldu. Programda İletişim Başkanlığı olarak görev ve amaçlarından bahseden Yüksel, başkanlığın Türkiye’deki medya sektörünün tamamında ortak dili konuşmasını sağlayan bir mekanizma olduğunu dile getirdi. Başkanlık olarak İzmir’de medya alanında yaptıkları çalışmaları da aktaran Yüksel, “İzmir Bölge Müdürlüğü olarak önceliğimiz istihdamı arttırmak ve var olan istihdamı korumak. Sonuçlarını kısa sürede alacağımızı düşünüyorum” diye konuştu.
AMACIMIZ MEDYADA ORTAK DİLİN KONUŞULMASI
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın yıllar içindeki dönüşüm sürecini anlatarak gelmek istediği noktaya değinen Yüksel, “İletişim Başkanlığı Türkiye’nin en yeni kurumlarından biri olsa da Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmemizle birlikte Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün tüm birimlerini devralmakla birlikte yeni misyon edindi. Başkanlık olarak Cumhurbaşkanımızın Türkiye 100. yılı vizyonuyla ortaya koyduğu hedeflerin iletişim boyutunda yer alıyoruz. Başkanımızın liderliğinde yeni iletişim, kalkınmaya yönelik bir iletişim modelini esas alarak, tüm kamu yönetimi mekanizmalarında hakim olacak şekilde kendi görevimizi kanunların bize verdiği yetkiyle devam ettiriyoruz. Cumhurbaşkanlığı sürecine geçişle birlikte İletişim Başkanlığı’nın yeni modellere de ihtiyacı olduğunu gördük. İletişim Başkanlığı olarak temel görevimiz iletişim ve medya alanı. İletişim Başkanlığını özetlemek gerekirse basın yayın alanının tamamını, ulusal ve uluslararası alandaki medya kurumlarının ve gazetecilerin muhatabı olan, aynı zamanda da stratejik iletişim, kamu diplomasisi ve Türkiye marka ofisiyle birlikte, Türkiye’nin tamamında ortak dili konuşmasını sağlayan bir mekanizmadır” dedi.
İZMİR’DE ÖNCELİĞİMİZ İSTİHDAM
İletişim Başkanlığı olarak İzmir’de yaptıkları çalışmaları aktaran Yüksel, “Her kentin olduğu gibi İzmir’in de gazetecilik anlamında çok büyük yatırımları var. İletişim Başkanlığı İzmir Bölge Müdürlüğü olarak önceliğimiz istihdamı arttırmaya ve var olan istihdamı korumaya yönelik bazı planlamalar yaptık. Bununla birlikte kurum faaliyetlerimizi tanıtıcı bazı etkinlikler yapıyoruz. Bizim dezenformasyonla mücadele merkezimiz, Türkiye marka ofisimiz, stratejik iletişim konusunda yaptığımız çalışmalar, Anadolu Ajansı’nın teyit hattı gibi bizim uzmanlık alanımıza girmekle birlikte bazı gazeteci arkadaşlarımızın haberdar olmadığı konuları seminerlerle aktaracağız. Bunun sayesinde gazetecilerimizin sorunlarını doğrudan öğrenmiş olacağız. Ben fırsat buldukça ziyaretler gerçekleştiriyorum. Bizim burada var olma sebebiminiz gazetecilerin var olması sayesindedir. Bizler gazetecilerin sorunlarına çözüm bulamadığımız sürece burada olmamızın bir anlamı kalmıyor” diye konuştu.
İZMİR ADAPTASYONUNU TAMAMLADI
Dijital dönüşünüm hayatımızda artık kaçınılmaz olduğunu belirterek bunun bir başlangıç olduğunu ifade eden Yüksel, “Gazeteler her ne kadar yeni adapte olmaya çalışsa da bu bizim uzun yıllardır takip ettiğimiz bir gelişim. Basın mensuplarının yeni teknolojileri kullanımı amacıyla son 3 yıldır çeşitli etkinlikler düzenledik. Dijital mecralardaki habercilik ve gazetelerin dijital mecralara adaptasyon süreci hem Basın İlan Kurumu (BİK) hem de İletişim Başkanlığı üzerinden devam ediyor. Basın İlan Kurumu’nun buradaki yeri ve konumu da çok önemli. Çünkü dünyada BİK gibi bir kurum tarafından desteklenen medya sektörü ve kurumsal model yok. Bu bizim için gazetecilik anlamında büyük bir zenginlik. Dijitaldeki süreç çok hızlı gelişiyor. Bununla birlikte bir yatırım yapılması gerekiyor. İlan ve reklam tarafı ayrı habercilik tarafı ayrı olarak ilerliyor. İzmir özelinde bakarsak adaptasyonumuzu tamamladığımızı düşünüyorum. Bazı gazetelerimizin zaman konusunda çok sıkıştığını gördük ama burada BİK’in takvimi de yaklaşık 6 aydı. Dolayısıyla ilk 3 ayını yatırım, sonraki 3 ayını analiz olarak yapan gazeteler öngörü sahibi olmuşlardır. Bu işi yıl sonuna kadar gazeteler ve BİK arasında kolay halledilecek diye görüyorum” şeklinde konuştu
GENÇ GAZETECİ İSTİHDAMI
Dijital dönüşümle birlikte gazetelerin çektiği zorluklar konusunda İletişim Başkanlığı olarak gazeteleri desteklediklerini söyleyen Yüksel, “Tabii ki bazı kriterler ağır ama burada mümkün olduğu kadar KOSGEB ve İŞKUR üzerinden genç gazetecilerin istihdamına yönelik ya da var olan istihdamın korunmasına yönelik çeşitli planlamalar yapıyoruz. Bunlarda çok kısa vadede çözülebilecek problemler değil. Bununla birlikte çok kemikleşmiş problemler de değil. Esneme payımız çok müsait ama yıl bitmeden yeni bir modelle hem istihdamı desteklemeye hem de yeni istihdamı teşvik etmeye yönelik adımların atılacağını düşünüyorum” diye konuştu.
DAİMİ HİZMET PASAPORTU ÇALIŞMALARI
Basın kartına sahip gazetecilere hizmet pasaportunun daimi olarak verilmesiyle ilgili gelişmeleri aktaran Yüksel, “Basın mensuplarının özlük haklarındaki gelişmeler bizleri de bambaşka bir şekilde tatmin ediyor. Başkanlığımızın bu yönde çok ciddi çalışmalar yaptığını biliyoruz. Fakat Meclis yeni açıldı. Dolayısıyla Meclis gündemi de çok çabuk değişecektir. Gazetecinin özlük hakları açısından gri pasaport şu anda devam ediyor ama arada sırada sorun yaşandığını da biliyoruz. Daimi pasaport sorununun da en kısa sürede çözüleceğine inanıyorum” dedi.
BU BİR GÜÇ UNSURU, BASKI UNSURU DEĞİL
15 Temmuz darbe girişimi sürecini hatırlatarak medya sektörünün önemine dikkat çeken Yüksel, “15 Temmuz’la birlikte bazı kalıtımsal problemler oluşmaya başlamıştı. Çeşitli vesayet odakları ve aynı zamanda küresel güç unsurlarının olduğu malum. Bu bütün dünyada bilinen bir gerçek. Artık propaganda sınırlar içinde değil kıtalar ötesinde yapılır hale geldi. 15 Temmuz sonrasındaki süreç ve akabinde Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesi ve buradaki İletişim Başkanlığı’nın da aktif ve çok önemli bir aktör olarak yer aldığı duruş milli birliğimizi, dayanışmamızı ve medyanın da ne kadar önemli bir kitle iletişim aracı olduğunu bize hatırlatmış oldu. Çünkü enformasyon hızı, bir günde bilginin yenilenme ve yayılma hızı, genç nüfusun maruz kaldığı tehlikeler, yalan haberin yayılma hızı ve bunun dezenformasyona sebebiyet vererek aslında yalan haberin üzerinde bir karalama kampanyası olduğu malumunuz. Dolayısıyla İletişim Başkanlığı olarak gerek medya kuruluşlarını güçlendirmek gerekse devletin de kamu hizmetini sürdürürken iletişimini koordineli hale getirmesi için bir görev üstlendik. Bütün kamu kurumlarının ortak dili kullanması ve koordinasyon içinde çalışması bizim başkanlığımızın görevi. Bunu yapabilmek içinde temel olarak bazı prensipler edindik. Bu prensipler Cumhuriyetin kazanımları olmakla birlikte son 5 yılın sonunda geldiğimiz noktada başkanlık olarak günlük ulusal ve uluslararası alandaki bütün yayınları takip ettiğimiz ve bu haberlere anında tepki verebildiğimiz bir pozisyonumuz var. 30’un üzerinde dilde çeviri ve tercümanlık yapılıyor. Dolayısıyla dünyanın herhangi bir noktasında Türkiye ile çıkan bir haberde bizim sabah saatlerinde haberimiz olmuş ilgili kurum ve kuruluşlara aktarımı yapılmış, teyidi alınmış ve gerekirse dezenformasyon olduğu tespit edilip karşı kuruma bilgilendirmesi yapılmış bir sistem haline geldi. Bu bir güç unsuru baskı unsuru değil. Özgürlüklerin elinden alınmasına sebebiyet verebilecek bir şey değil. Tam tersine devletin medya kuruluşlarıyla zayıflatılmasını engelleyecek bir duvar aslında” ifadelerini kullandı.
Bu haber de ilginizi çekebilir: Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Erkılınç’tan Bayram mesajı