[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#dava

dava haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, dava haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Anneannesini öldürmüştü... Bedirhan Şener yargılanıyor Haber

Anneannesini öldürmüştü... Bedirhan Şener yargılanıyor

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanık Bedirhan Şener, eski bakan Abdüllatif Şener ile müştekiler ve avukatlar katıldı. Mahkeme, yargılamanın başladığını aktararak kimlik tespitinden sonra tutuklu sanık Şener’e söz verdi. Kafamın içinde sesler duydum Olayın yaşandığı gün takip edildiğini ifade eden Şener, "Korku içindeydim. Musibetler vardı. Halüsinasyonlar görüyordum. Kafamın içinde sesler duydum, sonrada ateş ettim. Kaç kez ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Bir yere doğru ateş etmedim. Ben öyle bir şey yapmazdım, hatırlamıyorum" diye konuştu. Şener’in annesi Berrin Şener ise, olay günü oğluna ulaşamadığını ve kendisine zarar vermesinde dolayı endişelendiğini belirtti. Psikolojisinin bozuk olduğunu biliyorduk Eşinin kendisini ve annesini Şener’in evine bıraktığını kaydeden anne Şener, "Eşim arabayı park ederken biz binaya girdik. Kapıyı çaldık, oğlum kapıyı açtı ve boşluğa doğru ateş etmeye başladı. Ben merdivenlerden kaçtım. Psikolojisinin bozuk olduğunu biliyorduk. Olay anında 2 el silah sesi duydum, hemen kaçtım" dedi. Olayın tanığı eski bakan Abdüllatif Şener son günlerde oğlunun psikolojik sorunları olduğunu belirterek "Telefonumuzu açmadı, kendisine zarar verebileceğini düşündük. Evine gittik. Ben aşağıda arabayı park ediyordum, kapı açılınca ateş etmiş" dedi. Sanık Şener’in kardeşi Şamil Şener ise, "Abimin rahatsızlığını 6-7 yıl önce fark ettim. Oğlum var ismi Everest. İlk abimin bu durumunu ’Everest’i ne yapacağız’ diye sormuştu, bende ’nasıl yani’ dedim. Abim de ‘siz beni anlamıyorsunuz, Everest benim oğlum’ dedi. O zaman iyi olmadığını anlamıştım. Ben yurtdışına git gel yaparken görüşüyorduk. Amerika’dayken de online görüşüyorduk. Son zamanlarda abim daha da kötüleşmeye başladı. Geçmişte çok fazla tedavi gördü, anlaşılmadığını söylüyordu. Kendisinde öfke nöbeti vardı, bazen paranoyaları oluyordu, normal geçinmeye çalışıyorduk." beyanlarına yer verdi. Sanık, tanık ve müşteki beyanlarından sonra söz alan Cumhuriyet savcısı, Adli Tıp Kurumuna sevki sağlanarak hastaneden cezai ehliyetinin tespiti için rapor alınmasını ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesini mahkemeden talep etti. Savcının taleplerine sanık Şener, "Diyeceğim yoktur" diyerek karşılık verdi. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın üzerine atılı eylemleri işlediği sırada akıl hastalığı bulunup bulunmadığı, hastaysa ne zaman olduğu, uzman kontrolünde 3 haftayı geçmemek koşuluyla gözleme alınmasına ve cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin heyet raporunun beklenilmesine karar verdi. Duruşma 5 Aralık saat 10.00’a ertelendi. Ne olmuştu? Olay Ankara’nın Çankaya ilçesi Güvenevler Mahallesi’nde yaşandı. Eski Bakan Abdüllatif Şener’in oğlu Bedirhan Şener ile anneannesi Leyla Çetiner arasında, Meneviş Sokak’ta yaşadıkları evlerinde henüz bilinmeyen sebeple tartışma meydana geldi. Tartışmanın büyümesi ile Bedirhan Şener, anneannesi Çetiner’i tabancayla vurdu. Olayın üzerine Abdüllatif Şener, sokağa çıkarak durumu polis ekiplerine haber verdi. İhbarın ardından olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi yönlendirildi. Şener, polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Ambulansla özel bir hastaneye sevk edilen Çetiner ise yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.

Narin Güran cinayeti davasında 22 kişi için 'zorla getirme' kararı Haber

Narin Güran cinayeti davasında 22 kişi için 'zorla getirme' kararı

Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayeti hakkında tutuklu 4 sanık için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sona erdi. Tutuklu sanıklar anne Yüksel Güran, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamenin kabul edildiği Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince tensip zaptı hazırlandı. Tensip zaptında, 4 sanığın tutukluğunun devamı yönündeki gerekçe hakkında, "Üzerlerine atılı suç nedeniyle kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması, sanıkların tutuklulukta geçirdiği süre, suça ilişkin kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, eylemin CMK’nin 100/3 maddesinde sayılı katalog suçlardan olması nedeniyle tutuklanma nedeninin var sayılması gerektiği ve sanıklar hakkında adli kontrol tedbirinin uygulanmasının yetersiz kalacağı, tutuklanma tedbirinin ölçülü olduğu göz önüne alınarak sanıkların tutukluluk halinin ayrı ayrı devamına karar verilmiştir" ifadelerine yer verildi. CİNAYETLE İLGİLİ YENİ GÖRÜNTÜLERE ULAŞILDI Tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle yargılanacağı davanın 7 Kasım’daki ilk duruşmasına, baba Arif Güran’ın "müşteki", aralarında tutuklu şüphelilerin de bulunduğu 21 kişinin ise "tanık" sıfatıyla katılması için "zorla getirme" kararı çıkarıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Diyarbakır Barosu da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşmaya davet edildi. Tensip zaptında duruşma saati 09.00 olarak belirlendi. Cinayetle ilgili yeni görüntülere de erişildi. Güvenlik kamerası kaydına, itirafçı Nevzat Bahtiyar’ın otomobiliyle Narin’in cansız bedenini dere yatağına taşıdığı yansıyor.

Rönesas Rezidans davasında 3. duruşma görüldü Haber

Rönesas Rezidans davasında 3. duruşma görüldü

Asrın felaketinde Antakya ilçesinde yüzlerce insanın yaşamını yitirdiği 250 daireden meydana gelen Rönensans Rezidans deprem anında saniyeler içinde yıkılmıştı. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı Deprem Soruşturma Bürosu’nca başlatılan soruşturma çerçevesinde Hatay 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nce davanın 3. duruşması yapıldı. Duruşmaya Rönesans Rezidans’ta yakınlarını kaybeden vatandaşlar da katıldı. Duruşmaya; rezidansın tutuklu olarak yargılanan müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun, SEGBİS üzerinden, tutuklu kontrol elemanı Önder Artun, tutuklu yapı denetim şirketi yetkilisi Mehmet Haşim Eraslan, tutuklu yapı denetim şirketi yetkilisi Bülent Sekiçoğlu ve tutuksuz olarak yargılanan proje müdürü İ.D. mevcutlu olarak, tutuksuz olarak yargılanan yapı denetim şirketi yetkilisi Ayhan Karan SEGBİS üzerinden katıldı. Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölmesine ve yaralanmasına sebep olma suçundan 22 yıl 6’şar ayla yargılanan davada sanıklar ve müvekkilleri savunma yaptılar. Hatay’da yaptığım kaliteli ve ilkeli işlerle bilinirim Tutuklu olarak yargılanan Rezidansın müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun, "Depremde aynı binada bende yakınlarımı kaybettim. Depremde yakınlarını kaybedenlerle aynı acıları yaşıyorum. Depremde vefat edenlere rahmet diliyorum. Bina inşaatında C-30 beton kullandım ve demiriyle, betonunu fazlasıyla koydum. Kalıp, dikme demir ve kullandığımız malzemeler yüksek kaliteli malzemeler. Hangi akıl bu binada eksik malzeme kullanır. Antakya’da ilk kez kule vinç bu binada kullanıldı ve herhangi bir masraftan kaçmadım. Depremin şiddeti gittikçe büyüdü ve yaşadığımız deprem dünyada karada yaşanan 10 büyük depremden biridir. Antakya’nın yüzde 90’ınında zemin sıvılaşması var. Hatay’da yaptığım kaliteli ve ilkeli işlerle bilinirim. Kalp hastasıyım ve prostat sorunu yaşıyorum. Tutukluluğumun kaldırılmasını talep ediyorum. Adalete ve hakkaniyete inanan bir insanım, ilahi adalete ve sizin adaletinize güveniyorum” diye konuştu. Toplumda saygınlığımı herkes bilir Tutuklu yapı denetim şirketi yetkilisi Bülent Seküçoğlu, projede ve denetiminde herhangi bir hata olmadığını öne sürerek, "Toplumda saygınlığımı herkes bilir. Hatay’da 1200’ün üzerinde binada yapı denetim uzmanı olarak görev aldım. Rönesans Rezidans’ın kaba inşaatında görev almadım. Beton kalitesinden sorumlu olmam gerekmemektedir. Proje ve denetimde hata yoktur. Adli kontrolle tahliyemi talep ediyorum" şeklinde konuştu. Duruşmada rezidansın tutuklu olarak yargılanan müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun’un, tutuklu yapı denetim şirketi yetkilisi Mehmet Haşim Eraslan’ın, tutuklu yapı denetim şirketi yetkilisi Bülent Seküçoğlu’nun tutukluğunun sürmesi ve tutuklu kontrol elemanı Önder Artun’un sağlık sorunları sebebiyle tahliyesine, tutuksuz olarak yargılanan proje müdürü İ.D., tutuksuz olarak yargılanan B.M. ve tutuksuz olarak yargılanan yapı denetim şirketi yetkilisi A.K.’nın tutuksuz olarak yargılanmasının sürdürülmesi karar verildi. Mahkeme heyeti dosyanın yeni bilirkişi heyetine gönderilmesine karar verdi. Rezidansın müteahhidi olan Mehmet Yaşar Coşkun’un kardeşi olan firari Hüseyin Yalçın Coskun’un yakalanmasına yönelik emrin devamına kararına verilirken duruşma 24 Ocak 2025’e ertelendi.

İzmir haber: Genç kızı öldürüp annesini yaralayan sanığın yargılanması sürüyor Haber

İzmir haber: Genç kızı öldürüp annesini yaralayan sanığın yargılanması sürüyor

İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Y.Y. bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada maktulün annesi Oya Taran, babası Rıza Alkan, tanık M.A, taraf avukatları ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da hazır bulundu. Söz verilen tanık M.A, "Bir adamın geldiğini gördüm. Elinde kesici bir alet vardı. Sonra bekçiler bu adamı yakaladı. Şüpheli direnmeden teslim oldu. Köprüden inmemize az kala yerde iki kişinin yattığını gördük. Yanlarına gittik. Ben anneye, arkadaşlarım genç kıza müdahalede bulundu. Elbiselerimizi çıkarıp yaralarına tampon yaptık. Her ikisi de hayattaydı. Elinde bıçak olan adamı 5 saniye anca gördüm." diye konuştu. Alkan'ın annesi Oya Taran ile babası Rıza Alkan da sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini ifade etti. Savunmaya geçen Y.Y. ise yaşananlardan önce yanlış anlaşılma sebebiyle İlayda tarafından sağ bacağından bıçaklandığını iddia etti. Sanık avukatı, Y.Y'nin, olaydan kısa süre önce saat kulesi yakınlarında, maktul tarafından bıçaklanarak yaralandığını, olayı karşı tarafın başlattığını iddia etti. Mahkeme başkanı, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi ve sanık avukatlarının taleplerinin karşılanması için duruşmayı ertelemeye karar verdi. NE OLMUŞTU? İzmir'in Konak ilçesinde, 8 Mart'ta parkta oturdukları sırada bıçaklı saldırıya uğrayan İlayda Alkan ve annesi Oya Taran yaralanmış, hastaneye kaldırılan Alkan yaşamını yitirmişti. Yakalanan şüpheli Y.Y. ise sevk edildiği hakimlik tarafından tutuklanmıştı. Sanık hakkında "kadına karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "kadına yönelik kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.

Depremde 69 kişinin öldüğü Güneşli Kocabaş Sitesi davasında hapis kararı Haber

Depremde 69 kişinin öldüğü Güneşli Kocabaş Sitesi davasında hapis kararı

Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasında, tutuklu sanıklar Tebernüş Özyurt, Abdullah Üren, Ökkeş Say, tutuksuz sanıklar Ahmet Say, Ökkeş Kır hazır bulundu. Diğer tutuksuz sanıklar Kerim Sönmez, Mücahit Kar ve Abdulkadir Tatar, duruşmaya bulundukları illerden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Tutuksuz sanık Ali Taş ise duruşmaya katılmadı. BERAATLARINI TALEP ETTİLER Mahkemede son sözleri sorulan sanıklar, suçsuz olduklarını savunarak beraatlarını talep etti. Mahkeme heyeti, sanıklardan Ahmet Say'ın beraatına hükmederken, Ökkeş Say, Ökkeş Kır ve Ali Taş'ı "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 14 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanıklar Abdulkadir Tatar, Mücahit Kar, Abdullah Üren, Kerim Sönmez, Tebernuş Özyurt'a "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 12 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası verdi. Mahkeme ayrıca tutuksuz sanıklar Ökkeş Kır, Ali Taş, Abdulkadir Tatar, Mücahit Kar ve Kerim Sönmez'in de tutuklanmalarını kararlaştırdı. Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, Pazarcık merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremde merkez Dulkadiroğlu ilçesi Aslanbey Mahallesi'nde 69 kişinin hayatını kaybettiği Güneşli Kocabaş Sitesi 7. Blok'un yıkılmasına ilişkin 9 sanık hakkında dava açılmıştı.

Sinan Ateş cinayeti davasında karar belli oldu Haber

Sinan Ateş cinayeti davasında karar belli oldu

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in 30 Aralık 2022’de Ankara’da uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmesiyle ilgili 22 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ve yakınları, sanıklar, taraf avukatları katıldı. CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise duruşmayı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ile beraber duruşma salonunda takip etti. Suat Kurt duruşma salonundan çıkartıldı Duruşma öncesinde tutuklu sanıklardan Suat Kurt’un avukatı, müvekkiliyle görüşmek istedi. Jandarma ekipleri bu isteği geri çevirerek, mahkeme heyetinden izin alınması gerektiğini ifade etti. Ardından Kurt, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik hakaretlerde bulundu. Bunun üzerine jandarma ekipleri Kurt'u duruşma salonundan çıkardı. Mahkeme heyetinin salona gelmesinin ardından Kurt'un avukatı heyetten görüşme talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, görüşmeye izin verdi. Duruşmaya savcının mütalaasına karşı sanık ve avukatların beyanlarıyla devam edildi. Duruşmaya öğle arası verilmesi sırasında dışarıya çıkan tutuksuz sanık Zekeriya Asarkaya ile müştekilerden biri arasında yumruklaşma yaşandı. Kolluk kuvvetleri araya girerek, iki tarafı da birbirinden uzaklaştırdı. Mahkeme, sanık avukatlarının savunması ile devam etti. Ardından mahkeme başkanı, sanıklardan son savunmalarını istedi.  Eray Özyağcı: Sinan Ateş’i öldürmeye gelmedim Ateş'e silahla ateş etmekten yargılanan sanık Eray Özyağcı, "Tasarlayarak kasten öldürmedim. Yaralamak için geldim. Kamera kaydında da görüyorsunuz Sinan Ateş’i ayaklarından vuruyorum. Hiç beklemediğim bir şekilde yüz üstü düşüyor. Panik olarak ateş etmeye devam ediyorum. Bu benim kendi hür irademle yaptığım bir eylem. Önceden hiç düşünmedim, spontane bir şekilde oldu. Keşke bu şekilde olmasaydı. Yanındaki Selman Bozkurt’u vurmak istemiyordum. Beni vuracağını hissettiğim için kendisine can havliyle karşılık verdim. Sinan Ateş’i öldürmeye gelmedim. Bu bir gerçektir ve yalan değil" dedi.  İddianamede cinayet öncesinde keşif yaptığı belirtilen tutuklu sanık Suat Kurt ise, "Ben olaya karıştığım kadarıyla cezalandırılmak istiyorum, tahliyemi talep ediyorum" ifadelerini kullandı. İddianameye göre silahlı eylemi organize eden ve azmettirici olarak suçlanan tutuklu sanık Doğukan Çep, kimseden emir almadığını, olayın şahsi meselesi olduğunu savundu. Azmettirici olarak suçlanan eski Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi tutuklu sanık Tolgahan Demirbaş ise, "Olay olup bittikten sonra olayla hiçbir ilişkisi olmayan bir camia hedef gösterilmiştir. Bu kirli masayı temiz bir bezle silmenizi rica ediyorum. Somut delilleri baz alarak kararı vermenizi istiyorum. Bir ülkücü olarak Türk mahkemelerine güveniyorum. Tahliyemi talep ediyorum" dedi. Sanıklardan Vedat Balkaya, "İlk celseden bu yana samimi şekilde sizlere aktarmaya çalıştım. Ankara’ya gelişim bir şahsın alacak verecek kavgasıydı. Bir insanın öleceğini bilsem buraya gelmezdim. Zor durumdaki ailemi daha da zor durumda bırakmazdım” ifadesini kullandı. Zekeriya Asarkaya: Ben Sinan Ateş'in katili değilim Tutuksuz sanık Zekeriya Asarkaya ise şunları kaydetti: "Beni bu olayın içindeymişim gibi göstermek istiyorlar. Ben motoru kahvenin ve kameraların önüne evimin önüne çektirdim zarar gelmesin diye. Bu olaydan sonra düşmanlarım oldu. Dün merdivenleri çıkarken karşı taraftan bir arkadaş 'Evine geliyoruz' dedi. Uykularım kaçtı, huzursuz oldum. Bugün onu söyleyenin yanında olanlardan birini gördüm. Ona sordum. Eski ocak başkanımız Ali bilmem ne dedi. Bana hakaret etti, vurmaya kalktı. Tutanak tutuldu ama şikayetçi değilim. Ben esnaflık yapacağım. Çok mağdur durumdayım. Ben Sinan Ateş'in katili değilim. Bu algının temizlenmesini istiyorum. Hakan (Hakan Saraç) haricinde kimseyi tanımıyorum. Eğer aksi takdirde tek bir kanıt varsa vereceğiniz her türlü cezaya razıyım.” Müebbet hapis cezasına çarptırıldı Mahkeme başkanı savunmaların ardından verilen aradan sonra kararı açıkladı. Davada Serdar Öktem hakkında adli kontrol şartıyla tahliye kararı verildi. Sanık Eray Özyağcı ve azmettiriciler Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Toplam 11 sanığa hapis cezası verilirken, 5 kişi beraat etti. Mahkeme 6 kişinin ise tahliyesine karar verdi. Serdar Öktem hakkında adli kontrol talebiyle tahliye kararı verilirken, dönemin Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal'ın tutukluluğunun devamına kararı verildi. İki ismin dosyası ayrılırken, telefonlarının açılması beklenecek. Eray Özyağcı’ya "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve Selman Bozkurt'a yönelik "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan ise 13 yıl hapis cezası verildi. Özyağcı'yı motorla olay yerinden kaçıran Vedat Balkaya’ya "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve müşteki Selman Bozkurt'a yönelik "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan ise 13 yıl hapis cezası verildi. Ofis önünde keşif yapan Suat Kurt’a "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve müşteki Selman Bozkurt'a "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan ise 13 yıl hapis cezası verildi. Azmettici Doğukan Çep, "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi. Dosyada azmettirici olarak geçen Tolgahan Demirbaş’a "tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Demirbaş'ın eşi kararın ardından sinir krizi geçirdi. Mustafa Uzunlar’a "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan 15 yıl ceza verildi. Aşkın Mert Gelenbey’e "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan 15 yıl hapis cezası verildi. Murat Can Çolak’a "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan 18 yıl, Emre Yüksel’e "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan 18 yıl hapis cezası verildi. Dava kapsamında toplam 11 sanık için hapis cezası verilirken, 5 kişi beraat etti, 6 kişiye ise tahliye kararı uygulandı.

Ayhan Bora Kaplan davasına devam edildi Haber

Ayhan Bora Kaplan davasına devam edildi

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan ile 18'i tutuklu toplam 61 sanığın yargılandığı davanın duruşması devam etti. Bugünkü oturumda, tutuklu sanıklar ve avukatlar, mahkeme salonunda yerlerini aldı. Duruşma, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda gerçekleştirildi. Mahkeme başkanı, sanıkların avukatlarla temas etmemesi konusunda uyarıda bulunurken, bu duruma itiraz eden tutuklu sanık Barış Kurt’un avukatı Sinan Kocaoğlu, düzeni bozma gerekçesiyle salondan çıkarıldı. Semih Arslan’la ilgili konuştu Duruşma sırasında, tutuklu sanık Sercan Keleş, 9. kattan düşerek hayatını kaybeden Semih Arslan’la ilgili açıklamalarda bulundu. Keleş, Arslan’ın ölümüne neden olan olayın örgütle bağlantılı olmadığını, Arslan’ın vicdan azabına dayanamadığını öne sürdü. Keleş, tahliye talebinde bulunarak örgüte üye olmanın ötesinde bir bağlantısının olmadığını ifade etti. Bora Kaplan’ın avukatı Rıdvan Şahin, davada dikkat çekici bir iddiada bulundu. Şahin, polis memurları Murat Çelik ve Şevket Demircan’ın müvekkillerinin belgelerini ve dijital materyallerini topladığını belirterek, bu polislerin de yargılanmasını talep etti. Şahin, “Bu polislerin benden daha zeki olduğunu düşünmüyorum. Gelsinler ve burada yargılansınlar” dedi. Ayrıca, Şahin, Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dosyanın bu dava ile birleştirilmesini ve dosya savcısı Mustafa Kaya’nın tanık olarak dinlenmesini istedi. Duruşma ertelendi Duruşma, sanık ve avukat beyanlarının ardından, pazartesi günü devam etmek üzere ertelendi. Ayhan Bora Kaplan kimdir? 1971 yılında Erzurum'da doğan Ayhan Bora Kaplan, 53 yaşındadır.  Kaplan evli ve 4 çocuk babası olup suç örgütü lideri olduğu iddia edilmiştir.

Ayhan Bora Kaplan'dan ''Anneni öldürürüm'' tehdidi Haber

Ayhan Bora Kaplan'dan ''Anneni öldürürüm'' tehdidi

Ankara'da devam eden büyük suç örgütü davasında suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile 18'i tutuklu 61 sanığın yargılandığı davanın bir sonraki duruşması, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleşti. Annesini öldürmekle tehdit etmiş Duruşmanın başında, mahkeme başkanı Ayhan Bora Kaplan'ın sanık Fethi Koyuncu'yu pazartesi günü nezarethanede "Anneni öldürürüm" şeklinde tehdit ettiğine dair jandarma tarafından tutanak tutulduğunu ve bu bilgilerin dava dosyasına eklendiğini duyurdu. Duruşma sırasında, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda, tutuklu sanıklar ve avukatlar hazır bulundu. Mahkeme başkanı, bir önceki duruşmada, 13. Asliye Ceza Mahkemesi'ne müzekkere yazılarak, emniyet personelinin ifadeleri ve tutanaklarının davaya eklenmiş olduğunu belirtti. Eski AK Parti Ankara İl Başkan Yardımcısı ve Çankaya Belediye Meclis Üyesi Barış Kurt, savunmasında müşteki Erkan Doğan'ın kendisini kaçırtıp dişlerini söktürdüğü iddialarını reddetti. Kurt, bu iddiaların gerçek dışı olduğunu, ilgili polislerin 2023'te verdikleri ifadelerde çelişki olduğunu öne sürdü ve bu çelişkinin soruşturmayı yürüten polislerden kaynaklandığını belirtti. Barış Kurt, polislerin kendisine adaletsiz davrandığını ve tahliyesini talep ettiğini ifade etti. Tahliyesini talep etti Sanık Mahmut Gökhan Çanga ise üzerine atılı suçları reddetti ve bilirkişi raporunun kendisini suçsuz yere hapiste tuttuğunu öne sürdü. Çanga, ifadesinde kendisine eziyet edildiğini ve evdeki Semih Arslan'ın parmak izlerinin, onun esaret altında olduğunu çelişkili şekilde ortaya koyduğunu belirtti ve tahliyesini talep etti. Bir diğer tutuklu sanık Hasancan Saraçoğlu da tahliyesini talep etti. Sanık savunmalarının ardından, duruşma yarın devam etmek üzere ertelendi. Ayhan Bora Kaplan kimdir? 1971 yılında Erzurum'da doğan Ayhan Bora Kaplan, 53 yaşındadır.  Kaplan evli ve 4 çocuk babası olup suç örgütü lideri olduğu iddia edilmiştir.

Bahar ve Nihal Candan davasında ara karar açıklandı! Haber

Bahar ve Nihal Candan davasında ara karar açıklandı!

İstanbul’da devam eden 21 sanıklı dolandırıcılık ve suç örgütüne üyelik davasında ara karar açıklandı. Sanıklar arasında yer alan Alisya Bahar Candan ve Nihal Candan’ın (Gülnihal Çiçek) tutukluluk halleri devam edecek. Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Alisya Bahar Candan için 14 yıldan 44 yıla kadar, Nihal Candan içinse 8 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Mahkeme, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi. Ara kararı duyan Bahar Candan, babasına dönerek, “Ben burada mı kalacağım? Asayım mı ben kendimi ne yapayım?” şeklinde tepki gösterdi. Duruşmada, sanık Hacı İsrafil Sağlam savunmasını yaptı. Sağlam, telefonundaki dosyaların yedeklendiğini, ancak bu dosyaların iddianamede soruşturmanın gizliliğini ihlal eden delil olarak değerlendirildiğini belirtti. Sağlam, Onur Apaydın’ın Bahar Candan’a para gönderileceğini söylediğini ancak ne için gönderileceğini bilmediğini ifade etti. İddianameden Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 38 müşteki, 1 müşteki şüpheli ve Nihal ile Bahar Candan’ın aralarında bulunduğu 21 sanık yer almıştı.  İddianamede tutuklu  Gülnihal Çiçek'in tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak adli kontrol şartıyla tahliye edildiği de aktarılmıştı. İddianamede Onur Apaydın ve İlker Oflu’nun liderliğindeki şebekenin ucuza araç sattıklarını söyleyerek vatandaşları sazan sarmalı yöntemiyle dolandırdığı belirtilmişti. Bahar ve Nihal Candan’ın suç örgütünün hiyerarşik ve organik yapısı içerisinde yer aldığı iddianamede kaydedilmişti. İddianamenin devamında “Şüphelilerin önceki tarihlerde çeşitli televizyon programlarına uzun süre katıldığı, ünlü olduktan sonra magazin programlarında da yer aldığı, sosyal medya platformunda çok sayıda takipçiye ulaşması sebebiyle günümüzde sosyal medya fenomeni ve ekran yüzü olarak tabir edilen bir sıfatının bulunduğu, dolayısıyla toplumun geniş kesimleri tarafından tanınan bir sima olduğu, bu özelliği sebebiyle de suç örgütü tarafından dolandırıcılık eylemlerine yönelik düzenlenen özel toplantılarda mağdurların kandırılmasında etkin rol oynadığı” ifade edilmişti. İddianamede örgüt lideri Onur Apaydın’ın örgüt içerisinde ‘gizli muhasebeci ve kasa’ konumunda olan Alisya Bahar Candan üzerinden bankacılık faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve elde edilen suç gelirinin aklandığı belirtilmişti. Öte yandan mağdur temin etme görevlisi olan şüpheli Hacı İsrafil Sağlam iddianamede yer verilen ifadesinde örgüt toplantılarına katıldığını söyleyerek “Toplantılara üst kademeden herkes katılıyordu. Saha elemanları ve alt kademe asla katılamazdı. Örgütün üst yönetimindeki herkes iştirak ediyordu. Toplantıların ikisinde Nihal Candan'ı gördüm. Nihal Candan örgüt lideri Onur Apaydın'ın sevgilisiydi. Diğer şahıslar Nihal Candan'a saygı gösteriyor ve mesafeli davranıyordu. Nihal Candan'ın yanında örgütün iç işleyişine ilişkin konular araba alım satım işler konuşuldu” şeklinde beyanda bulunduğu da iddianamede ifade edilmişti.  İddianamede Bahar Candan’ın 'suç örgütüne üye olmak' suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar 'kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık' suçundan ise 2 kez 12 yıldan 40 yıla kadar olmak üzere toplamda 14 yıldan 44 yıla kadar hapisle, Nihal Candan’ın ise aynı suçlardan 8 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan diğer 20 şüpheli hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istenmişti. Duruşma, sanık savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere 13 Eylül Cuma gününe ertelendi.                                      

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.