[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#DEMOKRASİ

DEMOKRASİ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, DEMOKRASİ haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Siyasal İletişimci Öztürk: Dezenformasyon demokrasiye zarar veriyor Haber

Siyasal İletişimci Öztürk: Dezenformasyon demokrasiye zarar veriyor

Yerel seçimlerin gerçekleşmesine az bir zaman kala Siyasal İletişimci Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk, dezenformasyonla ilgili konuştu. Gündemi seçim yarışının belirleyeceğini ifade eden Öztürk, “Ancak bu aynı zamanda kampanya dönemini etkileyen dezenformasyon sorununu da beraberinde getiriyor. Seçim yarışının başlamış olması gündemi şekillendirebilen ve seçmenin duygularını manipüle ederek seçim sonucunu etkileyebilen dezenformasyon sorununa dikkat vermeyi gerektiriyor” dedi. “Algı yönetmek gibi gerekçelerle dezenformasyona yaygın biçimde başvuruluyor” Seçim kampanyalarında adayları zafere götüren en önemli noktanın seçmenin duygularına seslenen kampanyalar olduğunu söyleyen Öztürk, “Dolayısıyla duygulara seslenebilmesi seçmen kararı üzerinde oldukça etkili. Daha fazla tıklanmak, takipçi kazanmak, başkalarının duygu ve düşüncelerini etkilemek ve algı yönetmek gibi gerekçelerle dezenformasyona yaygın biçimde başvuruluyor. Bilgi teknolojinin sunduğu imkanlarla oldukça erişilebilir ancak erişimin kolay olması bilginin doğru ya da yanlış olmasını sorgulama ile doğru orantılı değil. Bugün bilgiye erişmenin kolaylığı toplumları kasıtlı olarak yalan, yanlış ve hatta çarpıtılmış bilgi ile çerçevelenmiş haberlere maruz bırakıyor” şeklinde konuştu. “Dezenformasyonun gölgesi demokrasiye zarar veriyor” “Bilgi kasıtlı olarak çarpıtılarak ya da yanlış bilgi paylaşılarak kitlelerin karar alma süreçleri manipüle ediliyor” diyen Öztürk, “Çarpıtılmış, maksatlı olarak yayılan yanlış bilgi seçim kampanyalarının geleceğini tayin edebiliyor. Halkın temsilcilerini seçtiği seçim dönemlerinde dezenformasyonun gölgesi demokrasiye zarar veriyor” ifadelerini kullandı. “Seçim güvenliği ile ilgili şüphe oluşturmak için” Dezenformasyon sorununun 2023 Mayıs Seçimleri döneminde gündemde olduğunu hatırlatan Öztürk, “Örneğin, 14 Mayıs Seçim sonucu açıklandıktan sonra sosyal ağlarda Pendik’te bir çöp kutusunda yırtık kimlikler bulunduğu haberi paylaşıldı. Oysa yapılan incelemede bulunan kimliklerin bölgedeki bir eczanede vatandaşların bıraktıkları kimliklerin imha edilmesi sonrası çekildiği tespit edildi. Bu ve benzeri gerçeğin çarpıtıldığı haberlerin sosyal medya da yer bulması, seçim güvenliği ile ilgili şüphe uyandırmak içindi” dedi. Genel seçimlerde yaşanan yanlış bilgi sorununa, 2024 yerel seçimlerinde de adayların odaklanması gerektiğini söyleyen Doğuş Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk, “Adayların, bürokratların ve seçmenin sosyal medyada maruz kaldıkları bilgiyi teyit etmesi, kaynağına, hangi kitle iletişim kanalı ile dolaşıma sokulduğuna dikkat etmesi önemli” diye konuştu. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Hamza Dağ: “Önümüzdeki kongrede yerel seçim startını vereceğiz”

Macron'un sosyal medya hamlesine Fransızlardan tepki! Haber

Macron'un sosyal medya hamlesine Fransızlardan tepki!

Fransa'da vatandaşların çoğu, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ülkesinde çıkan olayların ardından sosyal medyaya erişimi kesebilecekleri yönündeki açıklamasını ifade özgürlüğü ve demokrasiye aykırı bulduklarını söyledi. Paris sokaklarında Macron'un açıklamalarının nasıl karşılandığını, sosyal medyada en büyük kitleyi oluşturan gençlere ve ilgili vatandaşlara sordu. Fransa'da yaşayan aktif sosyal medya kullanıcısı gençlerden Aya Gade, "Macron'un açıklamalarını ilk duyduğumda aklıma direkt Çin, Rusya ve bazı Afrika ülkeleri geldi." dedi. Afrika kökenli olduğunu belirten Gade, Macron'un söylemini ifade özgürlüğü açısından sorunlu gördüğünü belirterek "(Fransa) birden insan haklarının sınırlandığı bir ülke durumuna geldi. Aklıma insan haklarının kısıtlandığı diğer ülkeler geldi, bu iyi bir haber değil." diye konuştu. "Hükümetin isyanlar ya da başka sebeple müdahalesi bana tehlikeli geliyor" Güvenlik gerekçesiyle isminin açıklanmasını istemeyen, ana akım medyadaki bir televizyon sunucusu da ifade ve basın özgürlüğünün tüm dünyada temel bir hak olduğu, kesinlikle bunlara dokunulmaması gerektiği değerlendirmesini yaptı. "(İfade özgürlüğüne) mutlak surette saygı duymalıyız. Aktif bir sosyal medya kullanıcısı değilim, sosyal medyada olanları çok takip etmiyorum ancak hükümetin isyanlar ya da başka sebeple müdahalesi bana tehlikeli geliyor." diyen sunucu, sosyal ağların gücünün ve genel anlamda bir iletişim faktörü olarak öneminin sorgulanması gerektiği yorumunu yaptı. Sunucu, hükümetin, sosyal ağların kullanımını yasaklaması konusunda dikkatli olması gerektiği değerlendirmesinde bulunarak "Basın özgürlüğünün esas olduğunu söylemeliyim. Cumhuriyetin değerlerinden biri ve lekelenmemeli, kısıtlanmamalı. Çünkü bu tüm demokrasilerde temel bir değerdir." ifadesini kullandı. "Fransa'yı yok etme amacında değiliz" Leonie Salvo ismindeki genç sosyal medya kullanıcısı da sosyal ağlara erişimin kesilmesinin iyi bir fikir olmadığını söyledi. "Gerçekten mutlu olmazdım çünkü bunun radikal bir girişim olduğunu düşünüyorum. Çünkü Fransa'da, hatta dünyanın diğer ucunda temas halinde olduğumuz insanlarla iletişim kuramayacağız." diyen Salvo, protestoların etkisinin farklı yöntemlerle azaltılabileceğini belirterek değiştirilmesi gerekenin kaos çıkaran insanların hayatları olduğu, sosyal ağların kısıtlaması olmadığını kaydetti. Salvo, medyanın gençler hakkında kötü bir imaj bıraktığı izlenimi edindiğini söyleyerek "Biz de ülkeye yardım etmek istiyoruz. Fransa'yı yok etme amacında değiliz." dedi. Diğer yandan sosyal medyanın gençlik hakkında kötü bir imaj bıraktığının, kendisi ve birçok arkadaşının gösterilerde şiddete başvuranlar gibi düşünmediğinin altını çizen Salvo, şiddet yanlılarının sosyal ağlarda etkili olmasına göz yumulmaması, belki bunları kapsayacak kısıtlamalar üzerinde düşünülmesi gerektiğini ifade etti. "Yabancılar, özgürlüğün kaybolduğu bir ülke olduğumuzu düşünebilir" Magali Davrou ise sosyal ağlara erişimin bazı durumlarda kısıtlanması taraftarı olduğunu ancak bunun, halkın ve basının özgürlüğünü kısıtlamaya dönüşmemesi gerektiğini savundu. Fransa'nın özgür bir ülke olmakla ün kazandığını söyleyen Davrou, ancak sosyal medyayı kullanarak kamu düzenini bozan kötü niyetli kişilerin de bulunduğunun göz ardı edilemeyeceğini belirtti. Fransa'nın buna rağmen uluslararası arenada güzel bir izlenim bırakmasından yana olduğunu dile getiren Davrou, "Yabancılar, özgürlüğün kaybolduğu bir ülke olduğumuzu düşünebilir. Bence bu utanç verici." dedi. "Kendimizi ifade etmeye devam edeceğiz" Fransa'da yaşayan Mouna Amad da sosyal medya ağlarının, kendini ifade etmenin bir yolu olduğunu söyledi. "Sosyal ağları kontrol etmek isteme gerçeği toksik bir şey olabilir. Çünkü kendimizi ifade edebilmenin çok önemli olduğu bir ortamda yaşıyoruz." diyen Amad, sosyal ağların hayatın her alanında işlevi olduğunu ve devasa bir sosyal katmanı kapsadığını kaydetti. Amad, ifade özgürlüğünün kaldırılmaması veya kontrol altına alınmaması gerektiğini belirterek "Şimdiki ve gelecek nesiller için bunu yapmak mümkün değil. Sosyal medya ağlarından kendimizi ifade etmeye devam edeceğiz." diye konuştu. Herkesin fikrinin farklı olabileceği yorumunu yapan Amad, birinin suçunun cezasını başkasına fatura etmenin "demokrasi ruhuna aykırı" olduğuna işaret etti. Sosyal medyada tepki Diğer yandan bazı sosyal medya platformlarının özelliklerini kısıtladıkları itirafını yapan Hükümet Sözcüsü Olivier Veran'ın açıklamaları sosyal medyada tepki çekmişti. Twitter'da çok takipçisi bulunan Realmarcel adlı kullanıcı, "Veran, sosyal ağları kesmek için bir yasa çıkarmaktan bahsediyor, diktatörlüklerde olduğu gibi." ifadeleriyle tepkisini dile getirdi. Salomesaque adlı bir diğer kullanıcı da "Düzeni sağlamak için sosyal ağlara erişimi kesmek, İran veya Rusya gibi otoriter rejimler tarafından kullanılan bir yöntemdir." yorumunu yaptı. Macron ne demişti? Macron, 4 Temmuz'da Elysee Sarayı'nda, 17 yaşındaki gencin polis tarafından öldürülmesinin ardından protestoların yapıldığı şehirlerin belediye başkanlarıyla bir araya gelmiş, konuşmasında "İşler çığırından çıktığında (sosyal medya ağlarına) erişimi düzenleyebilecek veya kesebilecek konumda olmalıyız." ifadesini kullanmıştı. Hükümet Sözcüsü Olivier Veran da konuya ilişkin, son olaylar sırasında bazı sosyal medya platformlarına belirli özellikleri bir süreliğine kısıtlama zorunluluğu getirdiklerini açıklamıştı. Senato, dijital platform paylaşımlarına düzenleme getiren tasarıyı kabul etti Fransa Senatosu, dijital platformlardaki paylaşımlara düzenleme getiren yasa tasarısını 5 Temmuz'da kabul etti. Uygunsuz içeriklerin paylaşıldığı sitelere giriş için yaş sınırı getirilmesi, kamuya açık dijital kaynaklarda aile içi şiddet mağdurlarıyla ilgili paylaşımlar ve bulut bilişim sektöründeki rekabete ilişkin düzenlemeler gibi bir dizi değişiklik öngören tasarının yasalaşması halinde yetkili makamlar, çocuk istismarına dair paylaşımların 24 saat içinde kaldırılmasını talep edebilecek. Senato, kamu düzeniyle kamu güvenliğini bozmaya teşvik eden paylaşımların iki saat içinde kaldırılmasına olanak veren tasarı maddesini ise reddetti. "Dijital Hayatı Güvence Altına Alma ve Düzenleme" başlıklı tasarı, Parlamentonun diğer kanadını oluşturan Mecliste de görüşülecek. Fransa'daki şiddetli protestolar Fransız polisi, 27 Haziran'da Nanterre'de 3 kişinin bulunduğu araca ateş açmış, 17 yaşındaki sürücü Nael M'yi öldürmüştü. Nael'in ölümüne tepki gösterenler, ülke genelinde farklı kentlerde sokağa çıkarak polisle çatışmıştı. Genci öldüren polis açığa alınmış ve tutuklu yargılanmasına karar verilmişti. Ayrıca Paris, Marsilya, Lyon dahil birçok kentte düzenlenen protestolarda talan ve yağmalama olayları yaşanmış, 10 kadar kentte saat 21.00'den itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. AA

The Economist'in kapağına Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan tepki Haber

The Economist'in kapağına Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan tepki

Erdoğan, sosyal medya hesabından, Türkiye'nin son yıllarda sahada ve masada elde ettiği diplomatik başarılara ilişkin paylaşımda bulundu. Fransız ve İngiliz medyası seçim öncesi Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldı "Polisimizi, askerimizi, sivillerimizi alçakça şehit edenlere terörist diyebilmek için Batı'nın gözünün içine bakanlar bilmezler. Artık siyasi, diplomatik ve askeri hamleleriyle terör örgütlerine dünyayı dar eden bir Türkiye var." ifadesini kullanan Erdoğan, "İşte sahada ve masada güçlü Türkiye'nin hikayesi" başlığıyla yer verdiği paylaşımında, Türkiye'nin üç kıtanın kalbi konumundaki jeopolitiğine rağmen yıllarca tek eksenli bir dış politikayla yönetildiğine dikkati çekti. Polisimizi, askerimizi, sivillerimizi alçakça şehit edenlere terörist diyebilmek için Batı'nın gözünün içine bakanlar bilmezler. Artık siyasi, diplomatik ve askerî hamleleriyle terör örgütlerine dünyayı dar eden bir Türkiye var. İşte sahada ve masada güçlü Türkiye'nin hikâyesi… pic.twitter.com/dA0AHV0AJL — Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) May 5, 2023 Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Boraltan Köprüsü faciasında can kardeşlerini göz göre göre katillerine teslim eden pısırık zihniyete son verdik. Diplomatlarımızın da gayretleriyle öz güveni yüksek, girişimci ve insani bir dış politika pratiğini hayata geçirdik. Dış temsilcilik sayımızı 163'ten 260'a çıkartarak dünyanın en geniş diplomatik ağına sahip 5 ülkesi arasına girdik." değerlendirmesinde bulundu. "TÜM İMKANLARIMIZLA KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ" Türk İş birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ile soydaşlara ve yurt dışında yaşayan 7 milyon Türk vatandaşına kucak açtıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Kıbrıs Türklerinin, Türk dünyasının ve Balkanlar'daki Evlad-ı Fatihan'ın hakkını kararlılıkla savunuyoruz. Libya'da, Suriye'de, 30 yıllık işgalin ardından azat edilen Karabağ'da olduğu gibi gerektiğinde tüm imkanlarımızla kardeşlerimizin yanındayız. Esir takası ve tahıl koridoru anlaşmalarıyla bölgesel krizlerin çözümüne katkı sunuyoruz. Tarihi şanlı zaferlerle dolu bir devlet olarak uluslararası sistemde hak ettiğimiz yere geliyoruz. Küresel güçlerin operasyon aygıtı olan dergilerin kapaklarıyla iç siyasetimizin yönlendirilmesine, milli iradeye parmak sallanmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye Yüzyıl’ıyla inşallah tüm bu diplomatik başarıları zirveye taşıyacağız." AA

Şükürer: İkinci yüzyılda demokrasinin zamanı gelmiştir Haber

Şükürer: İkinci yüzyılda demokrasinin zamanı gelmiştir

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi kapsamında Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer “İkinci Yüzyıl Demokrasi Zamanıdır” başlıklı sunum yaptı. Sıtkı Şükürer, “Cumhuriyetin ikinci yüzyılı demokrasinin gerçek manada yürüyüşe geçiş zamanlarını çağırmaktadır. Tek tipleştirme ideolojisi artık ömrünü tamamlamıştır. Her özgüvenli toplum gibi bu tercihlerin yarattığı yüzleşmelerden kaçınamayız. İkinci yüzyılın birinci önceliği ortak değerlerimizin çelişkilerimize çok daha ağır bastığını hissettirmektir. Yaşadığımız topraklarda demokratik bir bilinç içerisinde birlikte yaşama kıvancını hissederek, kimsenin hayat tarzına, beslendiği kültüre sınır koymaksızın, özgür, barış içinde yaşayacağımız ortak yurtseverliği sağlamaktır. Eksikliğimiz tüm kurum ve kurallarımızla beklediğimiz gecikmiş demokrasidir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı bu beklentinin başlangıç vuruşudur. Hiç şüphesiz demokrasi yürüyüşü sürekli bir çabayı gerektirir” ifadelerini kullandı. TÜM KURUMLARIYLA İŞLEYEN BİR DEMOKRASİ BU ÜLKE İNSANLARININ HAKKIDIR Şükürer, “İkinci yüzyılda cumhuriyet demokrasiyle sarmalanacaktır ve zamanı gelmiştir. Tüm kurum ve kurallarıyla işleyen bir demokrasi bu ülke insanının hakkıdır. Beklentimiz, demokrasinin ılık güneşi bizlerin olduğu kadar bizleri yönetecek olanların da idrakine sinmiş olsun. Güzel günlerin ışığı, toprağa, tohuma, çocuklarımıza bereket getirsin. Bu mazlum coğrafyayı artık apaydınlık kılsın” şeklinde konuştu. HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.