[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Deniz kirliliği

Deniz kirliliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Deniz kirliliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İstanbul'da deniz kirliliği vatandaşı canından bezdirdi Haber

İstanbul'da deniz kirliliği vatandaşı canından bezdirdi

Sarıyer’de denizde oluşan kirlilik, sahilde kötü görüntülere sebep oldu. Kirlilik nedeniyle deniz yüzeyinde çöplerin yüzdüğü ve deniz anaları görüldü. Zaman zaman sahilde denize giren ve yürüyüş yapan vatandaşlar da kirlilik nedeniyle tepki göstererek önlem alınmasını istedi. “Sarıyer’de artık plastikler öngörülemeyecek şekilde çoğalmış durumda” Deniz kirliliğinin nedeninin bilinçsiz toplum olduğunu söyleyen Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) Genel Koordinatörü Evren Kotoğlu, “Bunlar hiç görmek istediğimiz şeyler değil. Burada Sarıyer’deyiz artık plastikler öngörülemeyecek şekilde çoğalmış durumda. Sadece görebildiklerimiz değil göremediğimiz mikroplastikler de var. Günümüzde deniz balıklarının yüzde 40’ı ila 60’ı arasında mikroplastik parçaları olduğu görülüyor. Bu deniz pisliği neden oluşuyor akıntıdan da oluşuyor diyebiliriz ancak, bunun asıl sebebi bilinçsiz toplumumuz. Çöpe attıkları atıkları aslında evlerinde ayrıştırsalar ya da artık her ilimizde olan geri dönüşüm merkezlerine getirseler döngüsel ekonomiye de katkıları olacak. Ayrıca köpüklenme için müsilaj ya da türevleri diyorlar, bu konuda pek çok üniversite denizlerden örnekler alıyor ve inceliyor. Ancak şunu diyebilirim tekrar çok fazla atık attığımız için deniz döngüsünü tamamlayamıyor. Bu yüzden görmek istemediğimiz tablolar karşımıza çıkıyor” dedi. “Deniz kirliliğinin başlıca sebebi boğazdan geçen gemiler” İstanbul Su Ürünleri Kooperatif Başkan Yardımcısı Tuna Serter ise, “Deniz kirliliğinin başlıca sebebi şu an görmekte olduğunuz boğazdan geçen gemiler. Çok fazla atık atıyorlar. Biz endüstriyel avcılık yaptığımız için balık ağlarımıza takılıyor atılan atıklar. Bulaşık makinesi, buzdolabı, demir parçaları. Açıklarda da bu sorun var kıyılarda da. Marmara da böyle bir sorun var. Demir sahaları çok büyük. Boğazdan geçen gemiler geçiş yapmadan önce sıra bekliyorlar ve çöplerini demir attıkları alanlara bırakıyorlar. En büyük sebeplerden biri onlar. Ayrıca kıyılardan denize akan kanalizasyonlar var. Arıtma tesisleri yeterli değil. Bu konuda balıkçılara büyük yaptırımlar var, cezalar kesiliyor. Bizim atıklarımızı arıtma tesislerine basmamız isteniyor. Doğru olan da aslında o fakat biz basıyoruz, fakat buradaki evler atıklarını direkt boğaza salabiliyorlar. Biz yaptığımızda ceza kesiliyor evler yaptığında bir cezai yaptırımı yok açıkçası. Biz elimizden geleni yapıyoruz fakat denizin hali ortada. Şu an avcılık yok ama sahil yine çöp dolu. Denizanaları ile ilgili sorun daha çok akıntı ile ilgili. Akıntı bir yukarıdan bir de aşağıdan olduğunda bir yöne gidemedikleri için bir noktada sıkışıyorlar, bir fırtına çıktığında ise geriye bir şey kalmıyor” diye konuştu. “Denize giremiyorum çünkü deniz çok pis” Denize girmek istediğini ancak pis olduğu için giremediğini söyleyen sporcu Yüksel Kılıç, “Buraya güneşlenmeye geldim. Denize giremiyorum çünkü deniz çok pis. Oldukça fazla denizanası var ve yüzde 80’ni ölü. Neden ölü? Bir de böyle bir soru var. Yaşaması lazım sonuçta canlı bir organizma ama ölü demek ki su pis. Onun için sadece güneşleniyorum. Denizde çok çöp de var, Sarıyer Belediyesi yer yer temizliyor ama yeterli olmuyor. Bence daha fazla önlem almaları lazım. Köpüklenme de görülüyor. Birkaç sene önce müsilaj diyorlardı, denizler kirleniyor. Sonuçta çok atık var. Üstünü görüyoruz ama altı nasıl bilmiyoruz. Bu konuda bilgilendirilmemiz lazım. Ben bunun için yüzmüyorum sadece güneşlenip D vitamini alıyorum. İstesek de girilecek gibi değil. Yılın şu aylarında herkes balık olta atıp balık tutuyordu, yunuslar görülüyordu ama şu an denizler pis. Ben anlayamadım. Pandemiden önce ben hep bu aylarda denize de girerdim ama şu an giremiyorum. Oğlum da burada o da arabanın içinde oturuyor. Denize baktı “Baba ben bu suya girmem” “farelerini kullandı. “Denizi kirletmek insanlık değil” "Denize çöp atan insanlar kendi evlerinde oturdukları gibi otursalar böyle olmaz" diyen Tuncay Ay, “Denizi kirletmek insanlık değil bence. Ben burada İstinye Bayırı’nda büyüdüm hep burada denize girerdik. İstanbul’da denize girilebilecek tek yer burası ve Sarayburnu gibi akıntılı yerlerdir. Denizde çöpler var şu an burada girilmez ancak açıklarda girebilirsin. Buranın da kirliliğine artık bir şey diyemiyorsun insanlar atıyorlar. Kendi evlerinde oturdukları gibi otursalar böyle olmaz” diye konuştu. “Dünyanın gözünün üstünde olduğu bu şehirde gözümüzün içindeki çöpleri toplamaktan aciziz” Sarıyer denizinin çöplükle dolmasının üzüntüsünü yaşadığını söyleyen Cengiz Tekin, “Dünyanın incisi İstanbul, İstanbul’un incisi Sarıyer. Böyle güzel bir ilçenin sahillerinin toplum olarak ve burada yaşayanlar olarak hepimizi derinden üzüyor. Özellikle bu kirlilik maalesef daha fazla oluyor. Hem denizdeki teknelerden atılan çöpler, hem de sahillerden atılan çöpler rüzgar ve akıntılarla birlikte toplanıyor ve bizim 35 kilometrelik sahilimizi etkiliyor. Bununla beraber denizanaları da var. Bu sorunun düzeltilebilmesi mümkün. Dünyada denize kıyısı olan bütün beldelerde bu temizlikler yapılabiliyor. Bu konuda sanırım insan kaynağı ve proje eksikliği var. Dünyanın gözünün üstünde olduğu bu şehirde gözümüzün içindeki çöpleri toplamaktan aciziz” dedi. “Kıyılara vuran çöpler Sarıyer’in en büyük sorunlarından bir tanesi” 30 senedir Sarıyer’de denize giremediğini söyleyen Cem Tanfer, “Kıyılara vuran çöpler Sarıyer’in en büyük sorunlarından bir tanesi ve belediyemizin eksikliği. Temizleniyor ama ne kadar temizleniyor. Doğma büyüme Sarıyerli biri olarak ben çocukluk, gençlik yıllarımda burada denize girerdim. Eski Sarıyerliler burayı bilirler, ben 46 yaşındayım 30 senedir burada denize giremiyorum. Neden giremiyorum? Belediyenin yetersizliği. Ekipman mı yetersiz, hizmet mi yetersiz bilemiyorum. 10-15 gündür denizde köpüklenme de var. Bunun geçen gemilerden gelen kaçak atıklardan olduğunu düşünüyorum. Kimseyi de suçlamak istemem ama bu gerekli analizlerin yapılmasını gerektiğini büyüklerimize, belediyemize söylemek istiyorum. Geçtiğimiz senelerde böyle bir sorun çok yoktu ama özellikle bu sene balıklarla alakalı bir sıkıntı da var. Bilinçsizlik, eğitimsizlik” ifadelerini kullandı. “Son yıllarda kıyı balıkçılığı yüzde 70-80 azaldı” Sahilde balık tutan Volkan Girim, “Deniz kirli demek burada iyimserlik olur baksanıza. Balık tuttuktan sonra suyun içine atıp yıkıyoruz başka türlü hijyen bekleyemeyiz. Balıklarda bu kirlilik için yaşamak zorundalar başka yaşayacakları alan yok. Ya ölecekler ya yaşayacaklar. Çıkma imkanları olsa eminim dışarı çıkarlardı. Son yıllarda kıyı balıkçılığı yüzde 70-80 azaldı. Kaynaklarımıza hiç bakmıyoruz, denetlenmiyor, hiçbir şey olmuyor. Kendimizi de soyutlamıyorum hem halkta hem denetleyen kurumlarda inanılmaz bir boşvermişlik var” dedi.

EÜ'den deniz kirliliğine dikkat çeken proje Haber

EÜ'den deniz kirliliğine dikkat çeken proje

Yürütücülüğünü İletişim Fakültesi Dekanı ve Medya Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bilgehan Gültekin’in üstlendiği proje, denizlerin önemine ve korunması için neler yapılması gerektiğine dikkat çekiyor. Deniz kirliliğinin ana kaynaklarının karasal, evsel, endüstriyel ve tarımsal kökenli olduğunu belirten Prof. Gültekin, denizlerin sadece ekonomiye ya da turizme hayat vermediğini aynı zamanda birçok canlının yaşam alanı olduğunu, insanlar için hayati önem taşıyan beslenme kaynaklarını barındırdığını, sanatsal, sportif faaliyetler için vazgeçilmez bir mecra ve oksijen üretimi için de muazzam bir kaynak olduğunu belirtti. Denizler, insan sağlığı için büyük önem taşıyor Deniz kirliliği ya da doğa kirliliğinin önüne geçmek için bu tarz projelere ağırlık vereceklerini belirten Prof. Gültekin, “Kurum, kuruluş, üniversiteler, STK’lar ve vatandaşlarımıza büyük sorumluluklar düşüyor. Doğadaki her bir canlı için üzerimize düşen görevi yapabilirsek dünyamız, doğamız ve denizlerimiz elbette daha yaşanılabilir bir yer halini alacaktır” dedi.  Projeye paydaş olarak destek veren ve projenin sunumunu gerçekleştiren E.Ü. Su ürünleri Fakültesi, Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Aslı Başaran ise, “Denizlerin sağladığı faydalar insan varlığı ve refahı için vazgeçilmezdir. Deniz ekosistemleri sahip olduğu biyolojik çeşitlilik, ekosistem işlevleri veya insana olan katkıları gıda güvenliğimizin, sağlığımızın ve yaşam kalitemizin, geçim kaynaklarımızın ve ekonominin temelini oluşturuyor” dedi. İki ayrı bilgilendirme klibinden oluşan projenin koordinatörlüğünü ve kurgusunu doktora öğrencisi Hülya Arslaner Hamarat, kameramanlığını yüksek lisans öğrencisi Tolga Geç, yayın sorumluluğunu Yasemin Kuleyin, yönetmenliğini Ayşe Alpak üstlendi. Deniz Mavi Güzel projesi Ege Üniversitesi youtube kanalında izlenebilecek. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Ege Üniversitesi öğrencilerin ilk tercihleri arasında

Çiğli’de ‘gri su’: “Denize veriliyor” Haber

Çiğli’de ‘gri su’: “Denize veriliyor”

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER  Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’ne yönelik önemli iddialarda bulunan İklim Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Gri su çıkıyor ve denize veriliyor” tepkisini gösterdi. Arıtmadan çıkan suların tarımda değerlendirilmesi gerektiğini savunan Prof. Dr. Yaşar, Göl Marmara’yı örnek verdi.  Kentlerin su ihtiyacını karşılamak için Manisa’dan her gün yaklaşık 220 bin metreküp su çekildiğini öne süren Yaşar, “Kuruttuk, Göl Marmara’yı kuruttuk. Buna hiçbir şey dayanmaz. Sadece Göl Marmara’yı değil, 40’tan fazla gölü, sulak alanı kuruttuk” dedi. 40’TAN FAZLA GÖLÜ KURUTTUK İklim Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Doğan Yaşar, şunları kaydetti: “Manisa’dan her gün yaklaşık 220 bin metreküp su çekiyoruz.  Kuruttuk, Göl Marmara’yı kuruttuk. Ortalama günde 550 bin metreküp su çekiliyor Manisa’nın altından. Buna hiçbir şey dayanmaz. Sadece Göl Marmara’yı değil, 40’tan fazla gölü, sulak alanı kuruttuk… Mümkün olan her yere baraj yapacağız. Çamlı Barajı var mesela. Altın madeni için hala bekleniyor. Yapılabilecek durumda olan her yere yer altı barajları yapılmalı. Bunlar çok büyük olmaz ama en azından yer altı suyunu besler, biraz olsun rahatlatır. En önemli sorun ise yağmur suları ile kanalizasyon sularının ayrılması. İzmir’de son 5 yıldır bunlar ayrılıyor. Ama yağmur sularının yeniden mümkün olduğunca barajlara basılması gerekiyor. Yeniden o suyu kullanmak önemli.”  ''SU BİTTİĞİ AN DEVLETİNİZ YOK OLUR'' “En büyük olayımız ise gri su! Arıtmadan çıkan sular” ifadelerini kullanan Yaşar, “Çiğli arıtmadan korkunç derecede gri su çıkıyor ve denize veriliyor. Oldukça yanlış uygulamalardan biri. Geçtiğimiz senelerde Gediz Havzası'na kuyu açmak yasaklandı. Çünkü Gediz Havzası bomboş, bitti. Tıpkı belirttiğim Göl Marmara gibi. Gelin, Çiğli’deki gri suyu oraya aktarın. Tarıma verin. Günümüzde Amerika gri suyu tamamen tarımda kullanıyor ki ABD dediğimiz ülke suyun yüzde 37’sini tarımda kullanıyor. Biz ise yüzde 79’unu. Ona rağmen gri suyu alıp tarımlarında kullanabiliyorlar. Su o kadar kıymetli ki farkında değiliz. Tarihe baktığınız zaman dünyadaki neredeyse tüm savaşların çıkış nedeni sudur. Gılgamış’tan bu yana… Ve bu savaş dünya var oldukça devam edecektir. Çünkü su varsa devlet vardır. Su bittiği an devletiniz yok olur. Dünyadaki bütün medeniyetlere bakın, su bittiği an yok olmuşlardır” dedi.  ÇİĞLİ DE YETMİYOR ARTIK Prof. Dr. Yaşar, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Çiğli arıtmadan akan gri su sadece Çiğli Belediyesi’nin önleyebileceği, üstesinden gelebileceği bir sorun değildir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ciddi önlemler alması lazım. İlçe belediyelerinin bu noktada pek bir etkileri olmuyor. Tamamen büyükşehir belediyesinin marifetidir. Ama hala daha 4. bir fazı olmadı. Çiğli de yetmiyor artık. Müthiş bir kirlilik oluştu ön tarafında. Şimdi orayı kazıyorlar, toparlamaya çalışıyorlar ama büyükşehrin danışmanlarında bir sorun var. Makul iletişimi sağlayamıyorlar. Bu sorunu görmemek mümkün değilken Başkan Soyer’in nasıl da haberi olmuyor? İzmir Körfezi de aynı kaderi yaşıyor. İki gündür öyle fotoğraflar ve videolar atılıyor ki kentimiz adına üzülüyorum. Kıyıya vuran ölü balıklar, yüzeydeki müsilaj, deniz marulları, alg patlaması… Körfez son 20 yılın en kötü günlerini yaşıyor.”

Denizin dibinde yakışmayan görüntüler Haber

Denizin dibinde yakışmayan görüntüler

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, turizm kenti Antalya’da bulunan dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili'ndeki deniz altı kirliliğine dikkat çekti. Gökoğlu tarafından denizin dibinde görüntülenen sigara izmaritlerinin, adeta yuvalandığı görüldü. Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, denizin üstü kadar altındaki kirliliğe de dikkat çekmek için 22 Mart Dünya Su Günü sebebiyle Konyaaltı Sahili'nde dalış gerçekleştirdi. Yaklaşık yarım saat su altında kalan Gökoğlu; yüzlerce sigara izmariti, plastik şişe, kadın hijyen paketi, sigara paketi görüntüledi. "Sigara içenler sadece kendilerini değil, doğayı da kirletiyor" Denize çöp bırakılmasına tepki gösteren Mehmet Gökoğlu, "Biz zaman zaman deniz altındaki kirliliğe dikkat çekmek için, insanların denizleri temiz tutması için dalışlar yapıyoruz. Sahilde kıyıda oturanlar atıklarını çöp kutusuna atmıyorlar. Bu atıklar denize ulaşıyor. Denizin altında çok sayıda sigara izmariti var. Dikkat ederseniz sigara içenlerin sadece kendilerini zehirlemediklerini doğayı da kirlettiklerini görebiliyoruz. Onun dışında kadın bezi, plastik atıklar, alkol şişeleri, sigara paketleri gibi çöpler gördük. Islak mendiller dağılmadığı için yığınlar oluşturuyor. Çirkin bir görüntü oluyor" dedi. 22 Mart’ın Dünya Su Günü olduğunu hatırlatan Gökoğlu, "Su yaşam demektir, suyu kirleten kendisini kirletir. Gerek tatlı sular olsun gerekse tuzlu sular olsun, bizim geçim kaynağımızdır. Yaşamın kendisidir" ifadelerine yer verdi. İHA

Boynunda ağla uçan flamingo, denizdeki kirliği ortaya serdi Haber

Boynunda ağla uçan flamingo, denizdeki kirliği ortaya serdi

Alaçatı Sulak Alan'da fotoğraf çekerken bir flamingonun boynuna bir şeyin takıldığını farkeden Halil Soytürk, kuşa yaklaştığında boynunda bir balık ağı olduğunu gördü. Flamingonun uçması üzerine o üzücü halini havada fotoğraflayabilen Soytürk, denizlerdeki kirliliğinin ne boyuta geldiğini de ortaya sermiş oldu. Yüksek lisans eğitimi için Alaçatı Sulak Alan'da fotoğraf çekimine çıktığını anlatan Soytürk, yaşadıklarını şöyle dile getirdi: "Çekim yaparken bu flamingoyu gördüm. Önce boynundakini farkedemedim. Sonra uçarak yakınıma geldi. Boynunda bir şeyin takılı olduğunu farkettim. Fotoğrafını çekmek ve boynunda ne olduğunu anlamak için yanına yaklaşmaya çalıştım. Ben yaklaşmaya çalışırken uçtu. Havada uçarken bu fotoğrafı çekebildim. Çok uzağa gittiği için peşinden gidemedim. Fotoğrafı incelediğimde boynuna ağ parçasının takıldığını gördüm. Bir balıkçıya, flamingonun boynuna ağın nerede takılmış olabileceğini sordum. Trollerin denize attıkları ağ parçası olduğunu söyledi. Deniz atılan bu ağ parçaları ne yazık ki böyle üzücü görüntülerin oluşmasına neden oluyor. Buy flamingonun boynundaki ağ, bir yere takılırsa belki de flamingonun ölümüne neden olacak." "Denize atılan atıklar, canlılara çok zarar veriyor" Flamingonun boynundaki ağ parçasının çevre konusundaki duyarlılığın artması için önemli bir gösterge olması gerektiğini vurgulayan Soytürk, "Yüksek lisans eğitimimde çevre ve ekolojik sorunlar üzerinde de araştırmalar yapıyorum. Plastik atıklar konusunda, Akdeniz'de, en çok çevreyi kirleten ülke durumundayız. İnanılmaz ölçüde plastik atığı denize bırakıyoruz. Bu flamingonun boynunda gördüğümüz ağ parçası gibi denize atılan atıklar, canlılara çok zarar veriyor. Kuşların boynuna, ayağına takılan ağ parçaları, naylon torbalar, misinalar, ip parçalarını görebiliyoruz. Denize bırakılan atıklardan balıklar da zarar görüyor. Ayrıca plajlarımızdaki o güzelim kumları ne yazık ki küllük olarak kullananlar da var. Kimisi de sigara izmaritini denize atıyor. Doğada kolay çözünmeyen atıklar, denizde yaşayan canlıların yediklerine karışmasına neden oluyor. Biz de balıkları yiyince o atıklar bize de zarar veriyor. Bir nevi denize attığımız atık, balıklar yoluyla bize geri dönüyor" diye konuştu. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.