İzmir'de devlet hastanelerinin deprem bilmecesi sürüyor
KEMAL ÖZKURT- ÖZEL HABER
İzmir'de kamu hastaneleri alarm veriyor. Son yapılan araştırmalarda, birinci bölge deprem riski taşıyan İzmir’de 45 hastanenin deprem riski taşıdığı öğrenildi. İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, "İzmir bir deprem bölgesi. Biz hissetmesekte yılda yaklaşık 3-4 şiddetinde 100'ü aşkın deprem yaşanıyor. Bu bölgede 7 şiddetinde deprem yaşanmaz diye bir iyimserliğe kapılmamamız gerekiyor" diye konuştu.
"BAKANLIKTAN GERİ DÖNÜŞ ALAMADIK"
İzmir'de 39 tane büyük kamu hastanesi bulunuyor. Bu sayının yarısı kadar da özel ve tıp hastaneleri var. Ancak birimleri de ele alırsak İzmir'de 100'ü aşkın bina bulunuyor. İzmir'de, Behçet Uz Çocuk Hastanesi ve Tepecik Hastanesi gibi çok eski tarihli hastanelerin bulunduğunu söyleyen Kaynak, "Bu hastanelerin birçok farklı alanda binaları var ve hepsinin yapım tarihi farklı. Yapım tarihine bakarak dayanıklılık konusunda bir şey söylemek yanlış. Çünkü günümüzde çok eski yapıların, restore edilerek dayanıklı hale getirilebildiğine şahit oluyoruz. Burada yapılması gereken ve bizim istediğimiz şey Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya ilgili belediyeler tarafından gerçekçi ve doğru olarak, dayanıklılığın bir an evvel tespit edilmesi ve toplumla paylaşılması. Bu konuda hazırladığımız raporunu Sağlık Bakanlığı'na gönderdik ama dönüş alamadık. Belki bir çalışmaları var bu konuda ama bize cevap dahi vermediler" dedi.
"AFET ANINDA SAĞLIK SİSTEMİ AYAKTA KALMALI"
Bir deprem anında sağlık tesislerine zarar gelmesi durumunda ölü sayısının ciddi rakamlara ulaşabileceğini dile getiren Kaynak, "Böyle bir durumda eğer sağlık tesislerimiz ayakta kalmazsa ilk anda kurtaracağımız vatandaşları götüreceğimiz bir yer olmaz. Bütün binalar tabi ki sağlam olmalı ama öncelik sağlık tesislerine verilmeli. İzmir'de bulunan mevcut binaların tamamının depreme dayanıklılık konusunda değerlendirilmesi ve kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor. Risk görülen binalar varsa eğer hemen boşaltıp, hızlıca yıkılması gerekiyor. Daha sonrasında ivedilikle yerine aynı isimde, aynı tüzel kişilikte ve çalışanların özlük hakları muhafaza edilerek, depreme dayanıklı binaların yapılması gerekiyor. Çünkü bu hastanelerin bulunduğu yerler çok özeldir. Ulaşılabilirliği yüksek olduğundan dolayı başka kişiler tarafından başka binaların kurulmasına izin verilmemeli" diye belirtti.
"DAYANIKSIZ BİNALARI İLGİLİ KURUMLAR AÇIKLAMALI"
Kendilerinin yaptıkları değerlendirmeler sonucunda hastanelerin süratle depreme dayanıklılık testinin yapılması gerektiğini söyleyen Kaynak, "Biz yüzde yüz biliyoruz desek bile dayanıksız binaları çıkıp bizim açıklamamız doğru değil. Bunu yapacak olan kamu otoritesine sahip Sağlık Bakanlığı ve buna bağlı kuruluşlardır. Bu binalara gidip bakılsın, sağlamsa hep birlikte çalışalım ama değilse çıkın bunu toplumla paylaşın. Biz bunları sadece İzmir için söylemiyoruz. Çevre illerde de bir afet yaşanırsa eğer o iller kendi yaralarını saramaz. Çevre illerden yardım gelmesi gerekiyor. Son depremlerde de maalesef üzücü örnekler mevcut" ifadelerini kullandı.