[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#dikkat eksikliği

dikkat eksikliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, dikkat eksikliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tatilde kaybolmuyor Haber

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tatilde kaybolmuyor

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk çağında başlayan ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen nörogirişimsel bir bozukluk olarak ifade ediliyor. Uzm. Dr. Samira Huseynova, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu hakkında önemli açıklamalar yaptı. Huseynova, “Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu nörogelişimsel bir bozukluktur. Her 10 çocuktan birinde görülmektedir. Temel belirtileri dikkat dağınıklığı, hareketlilik ve dürtüsellik olsa da bazen ailelerin gözden kaçırdığı ve yeterince önemsemedikleri bulgular da görülebilmektedir (duygu yönetiminde ve  akran iletişiminde sorunlar, organize olmamama, plan yapamama, düzensizlik, dağınıklık gibi) Bu özellikler çocuklarda yaş ve cinsiyete göre farklılıklar gösterir.” diye konuştu. DEHB’yi erkeklerde kızlara göre 2 kat daha fazla görüyoruz Huseynova, DEHB’nin erkek çocuklarda daha fazla görüldüğüne dikkat çekerek, “Okul öncesi dönemde çocuğun kıpır kıpır olması, etkinliklerde çok fazla kalamaması, uyku ve beslenme sorunları sıklıkla görünse de belirtilerde esas artış okul çağında görülebilmektedir. Dersi dinleyememe, sıra arkadaşlarıyla sohbet etme eğiliminde olma, mola ve teneffüslerde sürekli koşuşturma, duygu ve öfke yönetiminde sorunlar, ödevlerini erteleme gibi şikayetler belirgin şekilde görülür. Ergenlik döneminde dürtülselliğin ön plana çıkmasıyla birlikte riskli davranışlara, kötü alışkanlıklara, okulda ve aile içinde çatışmalara eğilim artar. DEHB’yi erkeklerde kızlara göre 2 kat daha fazla görüyoruz.” dedi. DEHB tatilde kaybolmaz İlaç tedavisinde ailelere de çok iş düştüğüne vurgu yapan Uzm. Dr. Samira Huseynova, “Tedavideki amacımız çocuğun sadece okul başarısını yükseltmek değil, aynı zamanda uzun vadede ortaya çıkabilecek risklerin önüne geçmektir. Erken tanıda tedaviye yanıt daha iyidir. Bazen ebeveynler özellikle tatil dönemlerinde çocuklarının ilaç kullanmaması konusunda ısrarcı olabiliyorlar. Ancak ilaçlara ara verildiğinde şikayetlerin devam ettiğini görebiliyoruz. İlaç tedavisinde ‘tatil’ önermiyoruz. Çünkü DEHB tatilde kaybolmaz. Bu yüzden çocuğunuzda bu gibi benzer sorunların olduğunu fark ettiğinizde ertelemeden bir çocuk psikiyatri uzmanına başvurmanızı öneririm.” şeklinde konuştu.

Okullar açıldı... Çocuklarda dikkat eksikliğine karşı tavsiyeler Haber

Okullar açıldı... Çocuklarda dikkat eksikliğine karşı tavsiyeler

Psikolog Anıl Özcan, yaz tatilinin bitmesi ile beraber okulların tekrar açıldığı dönemde çocuklarda dikkat dağınıklığı meydana gelmemesi için uyardı. “Uzun okumalar veya ayrıntılı açıklamalar gerektiren derslerde başarı düşebilir” Psk. Özcan, “Özellikle uzun okumalar veya ayrıntılı açıklamalar gerektiren derslerde başarı düşebilir. Ayrıca planlama, zaman yönetimi ve görevleri sıralama gibi becerilerde de güçlükler yaşanabilir. Bu durum, ödevlerin zamanında yapılmasını ve sınavlara etkili bir şekilde hazırlanmayı zorlaştırabilir” dedi. “Öğretmen ders anlattığı sırada konuları takip edemeyebilirler” Dikkat eksikliği olan öğrencilerde bilgiyi işleme hızının diğer öğrencilere göre daha az olabileceğini belirten Psk. Özcan, “Bu da sınavlarda soruları zamanında tamamlayamama veya öğretmenin ders anlattığı sırada konuları takip edememe gibi sorunlara yol açabilir. Bu belirtiler, akademik başarının düşmesine ve öğrencinin motivasyonunun azalmasına neden olabilir” dedi. Dikkat eksikliği belirtilerini en aza indirmek için tavsiyeler Psk. Özcan, dikkat eksikliği belirtilerinin en az olması için şu tavsiyelerde bulundu: “Ekran kullanımını sınırlandırın: Uzun süre ekran başında kalmak dikkat eksikliğini artırabilir. Beslenme ve uyku düzenine dikkat edin: Dengeli beslenme ve yeterli uyku, odaklanma sorunlarını azaltabilir. Rutinler oluşturun: Günlük rutinler, çocukların görevleri daha kolay yerine getirmesini sağlar. Kısa çalışma süreleri belirleyin: Kısa ve verimli çalışma süreleri, dikkat dağınıklığını azaltabilir. Fiziksel aktivitelere zaman ayırın: Spor ve fiziksel aktiviteler, enerjiyi doğru yönlendirmeye yardımcı olur. Görevleri küçük parçalara bölün: Büyük görevler, küçük parçalara bölündüğünde daha yönetilebilir hale gelir.” Psk. Özcan, “Eğer çocuğunuzun dikkat eksikliği günlük yaşamını ve akademik başarısını olumsuz etkiliyorsa, bu durumun dört ana belirtisi olan dikkat eksikliği, zamanlama problemi, dürtüsellik ve hiperaktivite için gerekli testleri yaptırmak ve profesyonel destek almak önemlidir” dedi.

Çocuklarda dikkat eksikliğine dikkat! Haber

Çocuklarda dikkat eksikliğine dikkat!

Dikkat dağınıklığı ve dikkat eksikliğinin birbirine yakın ancak farklı sorunlar olduğunun altını çizen Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Fatma Eren, “Dikkat eksikliği; dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olarak tanımlanan ve tedavisi olan bir hastalık/bozukluk iken dikkat dağınıklığı, farklı durumlara bağlı gelişen, değişken bir sorundur” dedi. “DİKKAT DAĞINIKLIĞINI HERKES YAŞAYABİLİR” Çocuklarda dikkat dağınıklığı ve dikkat eksikliğinin birbiriyle sık karıştırıldığını dile getiren Uzm. Dr. Eren, “Dikkat dağınıklığını zaman zaman herkesin yaşaması mümkündür. Dikkati dağılan kişilerin işi toparlaması oldukça zordur. Kişiler zihinlerini toplayıp konuları aktarmada zorluk yaşarlar. Dikkat dağınıklığı ve dikkat eksikliği birbirinden farklıdır. Dikkat dağınıklığı her zaman yaşanabilir ve herkesin başına gelebilir. Dikkat eksikliği ise tedavi gerektiren bir durumdur. DEHB, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğudur. Bu hastalıkta çocuklar yerlerinde duramazlar. Dikkatlerini toplayamaz ve derslerinde sorun yaşarlar. Dikkat dağınıklığı olan bir çocuk bu sorunu devamlı yaşamaz. Fakat DEHB sorunu yaşayan çocuk bu sorunu devamlı yaşar ve bunu çevreye yansıtır” diye konuştu. “DEHB ÇOCUKLARIN YÜZDE 8’İNDE GÖZÜKÜYOR” Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) çocuklarda ve gençlerde davranışsal ve ruhsal hastalıklar sınıfına girdiğinin altını çizen Uzm. Dr. Eren, “Dikkat eksikliği; dürtüsel davranışlar, otokontrol bozuklukları ve ek olarak hiperaktivite ile kendini gösterir. Toplumdaki görülme oranı çocuklarda yüzde 8, ergenlik dönemindeki kişilerde ise yüzde 6 olarak saptanmıştır. Genellikle çocukluk çağı hastalığı olarak görülmekle birlikte erişkinlerde görülme oranı yüzde 4'tür” şeklinde konuştu. Hiperaktivitenin, bu sendromun önemli bir parçası olmasına rağmen tek başına dikkat eksikliğinin de oldukça sık görüldüğünü söyleyen Uzm. Dr. Eren, “Çocuklarda hiperaktivite varlığında tanı daha kolay konulabilirken sadece dikkat eksikliği olan hastalarda tanı daha geç koyulabilir. Dikkat eksikliğine sahip birçok birey, hastalığın farkına varmadan hayatını sürdürür” dedi. “DİKKAT DAĞINIKLIĞI VE DİKKAT EKSİKLİĞİ ARASINDAKİ FARK” Dikkat dağınıklığı ve dikkat eksikliğinin birbirine yakın ancak birbirinden farklı sorunlar olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Eren, “Dikkat eksikliği, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olarak tanımlanan ve tedavisi olan bir hastalık/bozukluk iken dikkat dağınıklığı, farklı durumlara bağlı gelişen, değişken bir sorundur. Dikkat dağınıklığını uykusuzluğa bağlı performansın düşmesi, tam olarak kullanılamaması olarak görülürken, daha dinç olunan bir günde kişinin performansı daha yüksek ve iyi olabilir. Yani durum değişkendir. Dikkat eksikliğinde ise uykudan, günden, durumdan bağımsız her zaman performans sorunları yaşanmaktadır. Tam da bu nedenle iyi bir ayrım yapılmalı ve destek alınması gerekmektedir” açıklamasında bulundu. “DİKKAT DAĞINIKLIĞI BELİRTİLERİ” Çocuklarda ve yetişkinlerde dikkat dağınıklığının farklı olarak görülebileceğini söyleyen Uzm. Dr. Eren, “Çocuklar derslerine odaklanamazlarken, yetişkinlerde verimli çalışamazlar. Aceleci ve panik tavırları hata yapmalarına sebep olur” diye konuştu. Uzm. Dr. Eren, dikkat dağınıklığı belirtilerini şöyle açıkladı: “Dikkat dağınıklığı olan kişiler birden fazla eylemi aynı anda yapmaya çalışırlar. Kitap, dergi gibi materyalleri okumakta zorluk çekerler. Tanıdıkları insanların isimlerin ve yüzlerini hatırlamakta zorluk çekerler. Dikkat dağınıklığı olan kişiler bir konu üzerinde uzun süre odaklanamazlar. Dış çevreden gelen uyarılara açıktırlar. Etraftan gelen ses ile dikkatleri dağılır. Kişiler kendilerini ifade etme konusunda da zorluk yaşarlar. Dikkat dağınıklığı çocuklar ve yetişkinler için oldukça zordur.” “DİKKAT EKSİKLİĞİ BELİRTİLERİ” Dikkat eksikliğinde en sık görülen belirtinin, çocuklarda okul başarısında düşüklük olduğunu aktaran Uzm. Dr. Eren, şu bilgileri paylaştı: “Çocuk derse konsantre olamaz, dikkatini bir süre toplayabilseler bile dikkatini koruma noktasında sıkıntı ve güçlük yaşar. Genellikle hayallere dalma, anlatılanları dinlememe, kendi dünyasına kapanma şeklinde belirtiler olur. Aynı durum erişkinler için de geçerlidir. Dikkat eksikliği bozukluğuna sahip bireyler detaylara dikkat etmez, verilen komutlara uyum sağlayamaz ve organizasyon problemleri yaşarlar. Bu bireyler günlük rutin işlerini yapamaz ve dikkatleri kolayca dağılır. Hiperaktivite de tabloya eklendiğinde, kişiler aynı yerde uzun süreli sabit duramaz, oturamazlar. Bu bireyler çok konuşur, karşısındaki kişilerin konuşmasını bitirmesini bekleyemez, bekleme gerektiren ya da sırayla yapılması gereken işleri yapmakta sıkıntı yaşarlar.” “EGZERSİZLER YAPILABİLİR, OMEGA 3 SIK TÜKETİLEBİLİR” Dikkat dağınıklığı tedavisinde uygulanabilecek yöntemlere değinen Uzm. Dr. Eren, “Dikkat dağınıklığı tedavisinde dikkat güçlendirmek için bazı egzersizler düzenli olarak yapılmalı, sağlıklı beslenmeye özen gösterilmeli ve Omega-3 yönünden zengin olan gıdalar sık sık tüketilmelidir. Bireyin odaklanmada zorluk yaşadığı konuları belirleyip nedenleri çözülmeye çalışılmalıdır. Uyku düzenine dikkat edilmeli ve düzenli olarak da spor yapılmalıdır. Böylece dikkat dağınıklığı tedavisi olumlu sonuçlanır” ifadelerini kullandı. “DİKKAT EKSİKLİĞİ BOZUKLUĞU TEDAVİSİ” Dikkat eksikliği bozukluğu tanısı alan kişinin tedavisinin, kişinin yaşı, cinsiyeti, var olan diğer hastalıkları ve bulguları doğrultusunda düzenlendiğini belirten Uzm. Dr. Eren, “Dikkat eksikliğine eşlik eden hiperaktivite varlığında, farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. İlaçlı ve ilaçsız tedavi yöntemleri bulunan dikkat eksikliği rahatsızlığında genellikle her iki tedavi yöntemi bir arada uygulanır. İlaçsız tedavide mental ve fiziksel egzersizler önemli bir paya sahiptir. Çocuklarda ilaçsız tedavi, çocuğun aldığı terapi ve eğitimlerin yanı sıra ebeveyn eğitimi de gerektirir. Ailenin tedavi süreci boyunca anlayışlı ve sabırlı olması gerekir. Çocuğun yaptığı eylemlerin yaramazlıktan değil bir rahatsızlıktan kaynaklandığı unutulmamalıdır. Tüm bunlarla birlikte hekim, tedaviyi desteklemek amacıyla bazı ilaçlar reçete edebilir. İlaçların düzenli ve önerilen dozda kullanımının yanı sıra tedavi süreci boyunca ailenin öğretmenlerle ve ailenin hekimle sürekli olarak irtibat hâlinde olması, tedavinin sürdürülebilirliği ve etkinliği açısından önemlidir” dedi.

Haber

"Merdiven altı" ürünler dikkat eksikliğini tetikliyor

Prof. Dr. Binici, sağlıksız koşullarda üretilen çikolata ve şekerlemelerin hastalıklara davetiye çıkardığını, bayram dönemlerinde özellikle tatlı, şeker ve çikolata tüketiminde önemli artış yaşandığını belirtti. Binici, hijyenik koşullardan yoksun, "merdiven altı" diye tabir edilen ortamlarda üretilen şeker, tatlı ve çikolata gibi ürünlerin tüketiminin, kan şekeri ile kolesterolde ani yükselmelere neden olabildiğini söyledi. "Maliyeti düşürmek için sentetik tatlandırıcılar kullanılıyor" Merdiven altı üreticilerin, maliyeti düşürmek için şeker pancarından yapılacak tatlıları sentetik tatlandırıcılarla yaptığını dile getiren Binici, "Tüketim süresi geçmiş bayat ürünler eritilerek yeniden satışa sunuluyor. Merdiven altı dediğimiz sağlıksız, hijyenden yoksun ürünlerde özelikle kimyasal madde içeren gıda renklendiriciler, katkı maddeleri ve tatlandırıcılar kullanılıyor, bunlar erişkin ve çocuk sağlığı için tehlike arz ediyor. Bu tür üretim yerlerinde, insanlarda hastalık yapan birçok mikroorganizmanın barınması hastalıklara davetiye çıkarmaktadır." dedi." Binici, özellikle bayram süresince tüketilecek şeker, çikolata, tatlı ve lokum gibi ürünlerin özelikle Türk Gıda Kodeksine uygun, tanınmış ve bilinir markalardan alınmasını önerdi. Merdiven altı ürünler astım bronşit hastaları için de sakıncalı Merdiven altı ürünlerin kullanılması sonucu mide bulantısı, kusma ve ishal gibi şikayetlerle acillere yoğun başvuru olduğunu ifade eden Prof. Dr. Binici, şöyle devam etti: "Bayram alışverişlerinde ürünlerin özellikle ambalajı düzgün, tüketim tarihine mutlaka dikkatle bakmalıyız. Tüketim tarihi geçmiş, ambalajı bozulmuş, rengi solmuş, kokan, parlak olmayan mat renkli ürünlerden uzak durulmalı. Merdiven altı ürünlerin içerisindeki kimyasal tatlandırıcı, renklendirici ve katkı maddeleri erişkin ve çocuklarda mide-bağırsak enfeksiyonları, sindirim, hazımsızlık gibi şikayetlere, alerjik bünyesi olanlarda ise deri döküntülerine yol açmaktadır. Özellikle astım bronşiti ve dikkat eksikliği olan çocuklarda ise bu hastalıkları alevlendirebilir." Kronik hastalığı olanların bayramda mevcut diyetlerine uymayıp düzenli kullanmaları gereken ilaçları almadıklarında şeker koması, yüksek tansiyon, mevcut böbrek hastalıklarında tetiklenme ve gut atağı ile acil servislerde yoğunluk oluşturduğuna işaret eden Binici, bayram sonrasında ise merdiven altı ürün tüketilmesine yönelik poliklinik başvurularında ciddi artış gözlemlediklerini anlattı. "Yerine kararında meyve tüketmeliyiz" Kronik hastalığı olanların yanı sıra yetişkin ve erişkinlere sağlıklı beslenme önerisinde bulunan Binici, "Yaz dönemindeyiz, şerbetli hamur işi tatlılardan uzak durulmalı bunun yerine kararında mevsimlik meyve tüketmeliyiz, özelikle sütlü tatlıların tüketimi daha uygundur. Bayramda kurban etiyle yapılan yemeklerde yağ ve tuz oranına dikkat edilmeli. Kurban etini bir gün dinlendirdikten sonra mevsim sebzeleriyle ölçülü şekilde tüketilmesini tavsiye ediyoruz." ifadelerini kullandı. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.