Doğal afetlerin faturası: Ölümcül Weil hastalığı
SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER
Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Torun, deprem ve sel felaketlerinin ardından bölgede gün yüzüne çıkacak ölümcül hastalıkları kamuoyuna aktardı. Sinsi seyreden, genellikle sel ve su baskınlarında aklımıza gelen, fareli yaşamın riskli hastalıklarından biri olarak kabul edilen Leptospirozis ve öldürücü etkisi Weil Hastalığına dikkat çeken Dr. Torun, hastalığın önlenemeyecek bir hale dönüşmemesi için afet alanlarında müdahaleye geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Hastalığın karaciğer ve böbrek tutulumu ile karakterize olup, ölüm oranının yüzde 20’ye kadar çıkabileceğinin altını çizen Torun, zamanında tedavi edilmediği takdirde ölümcül olan Weil hastalığının ileride mücadele etmemiz gereken bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkacağını kaydetti.
ÖLDÜRÜCÜ OLABİLEN BİR HASTALIK!
Torun, sözlerine şöyle başladı: “Ülkemizde çarpık yapılaşma ve çevresel tahribatlar ile ilintili sel felaketlerinden sonra gelişebilen, sinsi seyreden, çoğu kez grip benzeri enfeksiyonlarla karıştırılan, öldürücü olabilen bir hastalıktan, bir zoonozdan, yani hayvanlardan insana geçebilen bir hastalıktan bahsetmeyip, insanlarımızı uyarmazsak bir hekim olarak görevimizi yapmamış oluruz… Deprem bölgelerinde ve özelikle yağmurların sele dönüştüğü bu günlerde riski artan, genellikle ilkbaharda ve yaz başlangıcında daha da çoğalan Leptospirozis ve bunun öldürücü şekli olan Weil Hastalığı her mevsimde gözlenebilen bir enfeksiyon hastalığıdır. Domuz çobanı hastalığı, pirinç tarlası hastalığı, bataklık ateşi olarak da bilinen, leptospira cinsi bakterilerin oluşturduğu bir hastalık. ”
ERKEKLERDE DAHA SIK RASTLANIR
Leptospirozis hastalığının ne olduğundan bahseden Dr. Torun, “Leptospiro denen burgu şeklindeki bir bakteri tarafından oluşturulan, genellikle hayvanlardan insana geçen bir enfeksiyon hastalığıdır. Tüm dünya genelinde görülen bir bakteriyel enfeksiyondur. Nedeni bilinmeyen menenjit yani beyin zarı enfeksiyonu ve beyin iltihabı diye bilinen ensefalitlerin nerdeyse onda biri kadar bu bakteri ile oluşur. Leptospirozise erkeklerde daha sık rastlanır. Vahşi ve evcil hayvanlar, fare, sıçan, kene Leptospirozis için kaynak oluştururlar. Buradan hareketle travmatize yani sarsıntıya bağlı koruyucu engeli zedelenmiş deri ve sümüksü doku dediğimiz mukozalara, saydığımız hayvanların idrarlarının teması ile bakterinin organizmaya girişi kolaylaşır. Ayrıca leptospira bakterisi ile haşır neşir olan kirlenmiş toprak, durgun sular ve bitkiler hastalık için önemli etmenlerdir” bilgisini paylaştı.
TİFO, KOLERA, DİZANTERİ…
“El yıkamaya dikkat etmek gerekir” şeklinde konuşan Torun, “Yemek öncesi sonrası tuvalet ihtiyacının karşılanması sürecinde el hijyeni çok önemli. İkinci grup hastalık daha çok koşulların yetersiz olduğu bölgede, tuvalet ihtiyacının karşılandığı yerlerin yetersizliği gibi durumlardan dolayı hijyene dayalı hastalıklar oluşabilir. Mide bağırsak sisteminde gelişebilecek hastalıklara dikkat edilmeli. Bölgede tifo, kolera, dizanteri gibi riskler olabilir. Virüslerin oluşturduğu ishal vakaları görülebilir” uyarısında bulundu.
VETERİNERLER, DEPREMZEDELER…
Riskli grupları da sıralayan Torun, “Kampçılar, çiftçiler, madenciler, mezbaha çalışanları, veterinerler, skeri birlikler, izciler, yıkama işi ile uğraşanlar, itfaiyeciler ve depremzedeler… Kuluçka süresi genellikle 7-14 gündür. 2 gün ile 4 hafta arasında olabilir. Bulguları ise ateş, titreme, üşüme, baş ağrısı, ileri derecede kas ağrısı, gözde kızarıklık, ense sertliği, nadirde olsa ciltte kanamalı döküntü, ileri forumlarda sarılık, kanlı işeme, öksürük, nefes darlığı, kanlı balgam, bulantı, kusma, karın ağrısı, depresyon… Fakat iyi bir öykü, fizik muayene ve yukarıdaki bulguları göz önüne alarak tanıya yaklaşımda bulunmak olasıdır. Mikrobiyolojik testlerin başında serolojik testler ile hasta idrarında karanlık saha mikroskobu ile bakteri aranması önemlidir. Doku biyopsisinden yararlanılarak tanıya varılabilir” cümlelerini kullandı.
GIDADA SON KULLANMA TARİHİ
Beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini de vurgulayan Torun, şunları da ekledi: “Açık havada muhafaza edilip, pişirilen gıdaların bozulup bozulmadığını kontrol etmek gerekir. Konserve ve hazır gıda ürünlerinin son kullanma tarihinin geçmemesine önem gösterilmeli. Solunum yolu, mide bağırsak sistemi rahatsızlıklarından korunmak için hijyen ve kişisel korunma çok önemli. Açıkta tutulan yiyeceklerden dolayı alana gelebilecek eklem bacaklı, küçük hayvanların veya vahşi hayvanların oluşturabileceği hastalıklara dikkat edilmeli. Şüpheli ısırıklarda kuduza karşı dikkat edilmeli.”
ÖLÜM ORANI YÜZDE 20’YE ÇIKABİLİR
“Weil Hastalığı veya sendromu ise Leptospirozisin ölümcül ağır formudur” ifadelerini kullanan Dr. Torun, son olarak şu bilgileri aktardı: “Karaciğer ve böbrek tutulumu ile karakterize olup, ölüm oranı yüzde 20’ye kadar çıkabilir. Peki, sel felaketine uğrayan depremzedelerin Leptospirozis ve Weil Hastalığından korunması için neler yapmaları gerekir? Hastalık sinsi seyreden, genellikle sel ve su baskınlarında aklımıza gelen, fareli yaşamın riskli hastalıklarından biridir. Zamanında tedavi edilmediği takdirde ölümcül olan ve en ağır şekli Weil Hastalığından korunma yöntemi olarak kemirgenlerin kontrol altına alınması, koruyucu bot, çizme, eldiven ve giysiler giymek, hastalığı küçümsememek, riskli grupları bu hastalığa karşı eğitmek önemlidir. Tedavisi uygun doz, antibiyotik ve destekleme tedavisidir.”