Öztürk: İzmir Limanı kan kaybediyor
KEMAL ÖZKURT
İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Haziran ayı 10. olağan meclis toplantısı, İzmir Şubesi Meclis Başkan Vekili Ümit Yılmaz idaresinde, İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk ve yönetim kurulunun katılımıyla gerçekleşti. Meclis toplantısında konuşan Öztürk, İzmir Alsancak Limanı'nın özelleştirilmesini değerlendirdi. İzmir limanının gün geçtikçe kan kaybettiğini söyleyen Öztürk, “İzmir Limanı, uzunluk ve genişlik olarak baktığımızda günümüzde Ege'nin birinci limanı Türkiye’nin ise 2'nci limanı boyutunda. Her türlü yük ve yolcuya hizmet edebilen bir liman. Birçok liman İzmir Limanı tarifesine göre ayarlar kendilerini fakat İzmir Limanı her geçen gün kan kaybediyor. İzmir limanı maalesef 2008’deki günlerini arar hale geldi” dedi.
AKARYAKIT ZAMLARI BİZİ ÇOK ETKİLEDİ
Ülke ekonomisinin aşırı sıcak dönemlerden geçtiğini dile getiren Öztürk, “Memur ve emekli maaş zamları, yeni vergi düzenlemeleri döviz kurundaki artış, faiz artışı ve parasal sıkılaştırma önlemleri enflasyonun yeniden yükselmeye başlaması gibi faktörler ekonomiyi ülkenin ana konusu halinde tutmakta. Özellikle akaryakıt zamları lojistik sektöründe maaliyetleri zorluyor. Hükümet bir yandan dar boğazları aşmaya çalışırken diğer yandan da dış kaynak arayışına devam ediyor. Özellikle akaryakıttaki artışların gerekçesini tartışmaya gerek yok. Ancak tek gerçek nakliye sektörünü çok derinden yaralamış vaziyette. Bir takım çalışmalar yapıldı ama geri alınabilecek bir şey değil. Yansımaları sektördeki herkesi etkileyecek. Biz nihai kullanıcılar olarak bu zamlardan sonra ortaya çıkacak maliyeti omuzlamak zorundayız” diye konuşu.
TAHIL KORİDORUNDA YENİDEN ANLAŞMA SAĞLANMALI
Türkiye'nin arabulucu olarak dahil olduğu 'Tahıl Koridoru’ projesini Rusya’nın çekilmesiyle iptal edilmesini değerlendiren Öztürk, “1 yıl içinde yaklaşık 100 gemiyle 30 milyon tonun üzerinde bir tahıl dünya limanlarına aktarıldı. Tahıl koridorunun uzamasını arzu ediyoruz. Çünkü hemen tahılda yüzde 8-10'ları bulan artış söz konusu oldu. Gıda fiyatlarının artması olumsuz bir durum bu konunun biran önce çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Tahıl koridorunun sonlanmasıyla birlikte bir başka konu daha doğdu. Rusya ve Ukrayna karşı ülkenin her gemisini askeri gemi sayacağına karşın görüşler sunuldu bu da Karadeniz'in güvenliği anlamında tartışmalara yol açan bir konu haline geldi. Karadeniz’de ticaretin durmasının olumsuz sonuçlarını hep beraber yaşayacağız. Umarız yeni bir anlaşma için zemin yeniden hazırlanır. Nihai dileğimiz bu savaşın sona ermesi ve Karadeniz'in tekrar barış denizine dönüşmesi" diye konuştu.
İZMİR LİMAN ŞEHRİDİR
Türkiye İktisat Kongresi için hazırladığı bir sunumla İzmir'in gündeminde olan en önemli konulardan bir tanesi Alsancak Limanı'nın Türkiye Varlık Fonu kapsamında özelleştirilme konusu üzerine konuşan Başkan Öztürk, "İzmir aslında bir şehir değil, bir Liman şehridir. Bunu unutmamak lazım. Efes önemli bir limandı Efes'in denizle olan bağlantısı kesilince Efes de bitti. İzmir de limanın olamaması demek, İzmir'in bitmesi demek. İzmir limanı bu günlerde değil çok eskiden beridir önemlidir. Dışa açılan kapısı Osmanlı’nın İzmir limanıydı. İzmir limanlarına baktığımızda 16 limanımız var. Bu limanlarla bugün Türkiye’deki yüzde 15 konteyner hareketini yapıyoruz. İzmir’de 220 tane destinasyona direk bağlantımız var. Özellikle İzmir Alsancak Limanı'nın liman içine giren bir demiryolu bağlantısı büyük avantaj. Türkiye’deki elleçlenen ton başına yüklerin yüzde 16’sı da İzmir limanlarında gerçekleşti. Bu rakamlar çok önemli. İzmir Limanı, uzunluk ve genişlik olarak baktığımızda günümüzde Ege'nin birinci limanı Türkiye’nin ise 2'nci limanı boyutunda. Her türlü yük ve yolcuya hizmet edebilen bir liman. Sadece bir konuda uzmanlaşmış bir liman değil. Devlet limanı olduğundan tarifelerde örnek teşkil edilen bir liman. Birçok liman İzmir limanı tarifesine göre ayarlar kendilerini fakat İzmir Limanı her geçen gün kan kaybediyor. İzmir limanı maalesef 2008’deki günlerini arar hale geldi.
İZMİR LİMANINDA HER YIL DÜŞÜŞ YAŞANIYOR
1999 yılında Alsancak Limanı'nın Türkiye’deki konteynerleri tek başına yüzde 30'nu elleçlediğini ifade ederek sözlerine devam eden Öztürk, “Bugün için baktığımızda 10 yıl içinde 8'nci sıraya düşmüş vaziyette. Limanı 3 kategoride incelemekte fayda var. İzmir Limanı, yük- yolcu ya da marina ve alışveriş merkezlerinin olduğu şekilde ele alalım. İzmir Limanını biz, öncelikle konteyner ve dökme olarak değerlendirdiğimizde Avrupa limanlarına göre İzmir ve Aliağa'nın toplamı bir Ambarlı limanı yapmıyor. Büyüme açısından Aliağa'da yüzde 115 bir büyüme var. 2011 -2023 yılları arasında, İzmir Alsancak Limanı'nda ise aynı tarihler arasında yüzde 21 düşüş var. 2010 – 2022 yılları arasına Aliağa limanında konteyner büyüme oranlarında yüzde 525 artış yaşanırken İzmir limanında yüzde 46 düşüş yaşandı. Gerçekler ne yazık ki bunlar” dedi.
RO-RO GEMİSİNİN ÖNEMİ
Her türlü yolcuyu ev yükü elleçleyebilen tek liman İzmir Alsancak Limanı olduğunu söyleyen ve Ro-ro taşımacılığının önemine vurgu yapan Öztürk, “Ro-ro taşımacılığının önemini biz pandemi zamanında gördük. Limanlarımızın çalışmadığı, limanların çalışmadığı için gümrüklerin çalışmadığı dönemlerde Ro -ro’lar bizi kurtardı. Bunun önemini biz aslında 2030 ve 2050’de daha çok göreceğiz. Karbonsuzlaştırma yeşil denizcilik dediğimiz meselede mümkün olduğu kadar az karbon salınımı yapmak zorundayız. Aksi takdirde ihracatta rekabetçi pozisyonda olamayız. Daha fazla bedeller ödemek zorundayız ve bu ülke ekonomisini derinden yaralar” diye belirtti.
TAŞIMALARIN YENİDEN DENİZ YOLUNA DÖNMESİ GEREKİYOR
Limanların tekrardan iyileştirilerek yapılması gerekenler hakkında bilgiler veren Öztürk, şu ifadeleri kullandı;
“Limanı verimli hale getirmek lazım. Makine parkı çalışan operatör yöneticiler ile birlikte. Körfez rehabilitasyon projesinin biran evvel devreye girmesi gerekiyor. Tarama ile daha büyük gemilerin gelmesini sağlayabiliriz. Bunun bir faydası da Körfezdeki su devir daimini de sağladığı için duble fayda. Ekipman eksikliğinin tamamlanması ve rıhtımların depreme ve afete karşı limanın güçlendirilmesi kesinlikle çok önemlidir. 1954 yılından beridir rıhtımlarda bir düzenleme olamadı. Bu konuşmadan sonra bazıları mutlu olabilirler ancak ben doğruları söylemeye çalışıyorum. Kemalpaşa lojistik merkezinin biran evvel sisteme alınması lazım. Yurt dışı ve içi taşımaların tekrardan deniz yoluna dönmesi gerekiyor. Bugün Avrupa’nın, yaptığı doğru şeyler bunlar. Her türlü alternatifi değerlendiriyorlar. Biz de önümüzdeki yıllarda denizi daha çok kullanır hale gelebiliriz diye düşünüyorum.”