[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Duruşma

Duruşma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Duruşma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kayalar davasında yeni perde: O isim için ara duruşma kararı Haber

Kayalar davasında yeni perde: O isim için ara duruşma kararı

2019 yerel seçimlerinde CHP’den aday olarak Menderes Belediye Başkanı seçilen ve ‘yolsuzluk’ iddialarıyla yargılanan Mustafa Kayalar, bugün üçüncü kez hakim karşısına çıktı. Kayalar, geçtiğimiz Temmuz ayında Menderes Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla Menderes Belediyesindeki yolsuzluk iddialarına ilişkin düzenlenen operasyon ile gözaltına alınmış, ardından da görevden uzaklaştırılmıştı. Rüşvet suçlamalarıyla 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmaya başlamıştı. Öte yandan; bugün 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirilen duruşmada sanık Mustafa Kayalar ve tarafların avukatları salonda hazır bulundu. Ruhi Durak'ın üzerine geçirilen Bodrum-Akyarlar'daki villanın tapudaki rayiç bedelinin 550 bin TL olduğu belirtilmişti. Durak'ın 4 milyon 750 bin TL karşılığında Kanada'dan gelen bir Türk vatandaşına villayı sattığı, bu bedelin 550 bin TL'sinin banka kanalıyla hesabına gönderildiği ve kalan kısmını elden alındığı yönünde detaylar yer almıştı. Villanın alım-satım süreçleri ile ilgili olarak ise tanık ve sanık ifadeleri alındı. 16 Haziran tarihinde gerçekleştirilen ilk celsede ifadesi alınamayan ve iddiaların odağında yer alan Bien Otel’in sahibi Nurullah Ercan’ın ifadesi Ercan’ın tutuklu bulunduğu cezaevinden hastaneye kaldırılması nedeniyle ikinci duruşmada da alınamamış ve mahkeme heyetiyle birlikte sanığın bulunduğu hastanede ifadesinin alınmasına karar verilmişti. Duruşmada söz alan Nurullah Ercan’ın avukatı, “Dosyada tek eksik kendisini ifadesi. Muğla Açık Cezaevi tarafından böyle bir şey yapılamayacağı ve iyileştiğinde ifadesinin SEGBİS aracılığıyla alınacağı söylendi. Kendisi şu anda cezaevinde değil hastanede. Cezaevine gidebilecek bir durumu yok” dedi. AYDIN’DAN TEFRİK TALEBİ Duruşmada konuşan Kayalar’ın avukatı Murat Aydın, “Diğer sanığın dosyasının ayrılarak karar verilmesini talep ediyoruz. Muğla’daki bulunduğu cezaevi idaresi ya da hastaneye yazı yazılarak sanığın diyaliz makinesine girmediği bir gün cezaevine nakledilmesi ve burasıyla bağlantı yapılmasını da talep ediyoruz. Mahkemeyi oraya götüremiyoruz en azından sanığı bu şekilde getirmeye çalışalım” ifadelerini kullandı. İDDİA AVUKATINDAN YENİ TANIK TALEBİ Duruşmada ayrıca iddia avukatı Nihan Gül, yeni bir tanığın dinlenmesini talep etti. BEK Mimarlık ortaklarından olan Mehmet A. iddia makamının talebi üzerine tanık olarak duruşmada dinlendi. BEKTAŞ: BABAMLA ARASINDA HUSUMET VAR Talep üzerine söz alan sanık Ali Bektaş “Ben tek yetkili sahibiyim. Mehmet Arslan Halit Bektaş'ın ortağıdır. Babam da bu konuyla ilgili ifadesini verdi. Babamla aralarında husumet var bu nedenle davaya dahil olmak istiyor. Daha önce de 2 kez davaya katılma talebinde bulunmuştu ve bu taleplerin reddine karar verilmiştir” dedi. AYDIN: TALEBİN REDDİNİ TALEP EDİYORUZ İddia makamının talebi üzerine söz alan Aydın, tanığın dava ile ilgisi olmadığını belirterek “Önümüzdeki davadaki konu imara aykırılık değil, imara aykırılıktan sonra rüşvet iddiasıdır. O nedenle dinlenecek tanıklar bununla ilgilidir. Görüyorsunuz ki tanık olarak dinlenecek herkes sanıklara karşı husumetli tutumlarıyla davayı taciz etmeye devam ediyorlar. Bu davada lehte ya da aleyhte bilgiye sahip değiller. Bu nedenle iddia makamının talebinin reddini talep ediyoruz” diye konuştu. Aydın’ın talebinin ardından mahkeme başkanı iddia avukatına tanığın rüşvet iddialarıyla ilişiği olup olunmadığı soruldu. İddia makamının soruya ‘evet’ yanıtı verirken mahkeme, Aslan’ın dinlenmesine karar verdi. MEHMET A.: DUBLEKS OLMAYAN YAPILAR DUBLEKS GÖSTERİLDİ Konuya ilişkin ifade veren Mehmet A., “İstek Mühendisliğin kuruluşundan beri ortağıyım. Halit Bektaş da diğer ortağıdır. 2018 yılından bu yana kendisiyle husumetimiz vardır. İddialara konu villalar bizim yükleniciliğini yaptığımız villalardı. Biz bunların inşaatını yaparken Halit Bektaş benden gizli otel inşaatı görüşmesi yapıyor. Ben bu konuda usulsüzlük duyduğum için karşı çıktım. Bu sebepten dolayı beni şiddet ve zorla şirket ortaklığından ayırmaya çalıştı. Bu şekilde bizim şirket üzerinden yapamayınca oğlu Ali Bektaş ile BEK Mimarlık adında bir şirket kurarak otel inşaatının yükleniciliğini bu şirket üzerinden yaptılar. Ben bir problem çıkar benim de başım ağrır diye bu işi yapmasına karşı çıktım. Beni darp ettiler. Ayrıca Bodrum’daki inşaatların yükleniciliğine de İstek Mühendislik olarak biz yapıyorduk. Rüşvete konu villalar da oradan verilmiş. Rüşvet karşılığı verilmiş. Daha önceden yapılan konuşmalar vardı. İstek Mühendisliğin Menderes’te yaptığı imalatlarda projeye uygun olmayan imalatlar vardı. Dubleks olmayan daireler dubleks gösterilmiştir. Bu nedenle oturma raporu alınması zor olacaktı. Bunu kolaylaştırabilmek için görüşmeler yapıldığını biliyorum. Menderes’te yapılan dairelerde eksik imalat olmasına rağmen oturma izni alındı. Buna karşı davalar da açıldı. Ben açtırdığım dava ile yöneticilikten azlettirdim. Dosya Yargıtay aşamasındadır. Bu sırada Bodrum’daki inşaatların yükleniciliğini de biz yapıyorduk. İnşaat sözleşmesini ben imzaladım. Rüşvete söz konusu villalar oradan verilmiş. Bunlar rüşvet karşılığı verildi. Daha önceden yapılan konuşmalar vardı. İstek firmasını yaptığı Menderes’teki inşaatlarda projeye uygun olmayan imalatlar vardı. Menderes'te yaptığımız inşaat eksik yapıldığı halde oturma izni verilmiş ve sonra daireyi alanlar tüketici mahkemesine giderek dava açmış ve kazanmıştır. İş karşılığı ile alındıysa burada şirketin sigorta dosyası açması ve sözleşme yapması gerekir. Bu villaların iş karşılığı verildiği doğru değil. Söz konusu villalardan biri istek firmasının payına düşen, diğeri ise arsa sahibinin payına düşeni. Söz konusu villalardan biri İstek Mühendisliğin biri de arsa sahibinin payına düşen villalardan biriydi. Villalardan birini alan Ruhi Durak’ı (Kayalar’ın kayınpederi) tanımam. Biz Halit Bektaş’la iş yapıyoruz. Onun tanıdığını benim de tanımam lazım.” “OTELLE İLGİLİ YASA DIŞI NE YAPILDI BİLMİYORUM Mahkeme Başkanının sanıklardan Ertan Güleç ile ilişkisini sorması üzerine ise Mehmet A. şunları söyledi;  ise Bodrum’daki villaların mobilya işlerini yaptı. Kaç tanesini yaptığını bilmiyorum. O dönemde ben şirketin hissedarı olmama rağmen beni şirkete sokmuyorlardı. O nedenle bilmiyorum. Menderes’teki binaların eksik imalatı var. Oturma izni alınırken inşaat firması yetkilisi olarak benim imzam atılmış. Ama ben o dönemde şirkette değildim. Otelle ilgili olarak yasadışı olarak ne yapıldığını bilmiyorum. Basından duyduğum kadarıyla inşaat projesi dışında metrekare inşaat yapıldığını ve bunların görmezden gelinmesi için rüşvet verilmiş. Basından duydum. Otelle ilgili belediyenin ne gibi aykırılıklar yaptığını bilmiyorum. 2018 yılından bu yana Mendres’e yaklaştırılmadım. İstek Mühendisliğin yaptığı inşaatlarda belediyede normal daire olarak görülen yerlere dubleks olarak oturma raporu alındı” AYDIN’DAN TANIĞA SORU Tanık ifadesinin ardından tanık Mehmet A.’ya soru soran Kayalar müdafi Aydın, “Anladığım kadarıyla bütün konuşulanlar 2018’de aranızda husumet çıkmasından önceye dayanıyor değil mi? Siz Kasım 2018’den öncesini mi anlattınız” sorusunu yöneltti. Mehmet A., ise soruya “Evet” yanıtını verdi. Yeniden söz alan Aydın, “Sayın Kayalar 2019’da seçilmiştir. Anlatılanlar bir önceki dönemdeki belediye başkanını bağlar. O da davanın konusu değildir” ifadelerini kullandı. ARA CELSE KARARI Tanık, sanık ve avukatların dinlenmesinin ardından Ercan’ın hastanede taburcu edilip ceza infaz kurumuna alındığı takdirde mahkememizde ifadesini alması için dilekçe yazılmasına SEGBİS bağlantısı kurulması halinde irtibat kurularak Nurullah Ercan’ın ifadesinin alınması için gerekirse ara duruşma yapılmasına karar verildi. Duruşma 10 Kasım Cuma gününe ertelendi. NE OLMUŞTU? Yaklaşık 2 yıl süren soruşturmanın sonunda, yargılanmaya esas iddianame hazırlanmış ve iddianamede 2018-2021 yılları, toplam 10 çöp toplama ve iş makinesi kiralama ihalesini incelerken 7 ihalede, 'ihaleye fesat karıştırma' suçunun oluştuğunun belirlendiği ve ihalelerde, kamunun 9 milyon 934 bin lira zarara uğratıldığı iddia edilmişti. İddianamede ayrıca Belediye Başkanı Mustafa Kayalar, eşi Aslı Kayalar ve kayınpederi Ruhi Durak’ın isminin karıştığı savcılık soruşturmasında banka kayıtları ve tapu dökümlerine yer verilirken Antalya merkezli Bien Otel’den rüşvet alındığı iddia edilmişti. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir’de eski damattan vefalı hareket

Duruşmada rapor gerginliği: Haber

Duruşmada rapor gerginliği: "Adli Tıp Kurumu benden daha deli"

Kocaeli'nin İzmit ilçesine bağlı Erenler Mahallesi Kamer Sokak'taki evde 30 Mart 2022 tarihinde meydana gelen olayda, Hacı P. isimli şahıs, tartıştığı eşi Ayşe P.'yi sırtından bıçaklayarak yaraladıktan sonra 5 yaşındaki çocuğunu da yanına alarak kayıplara karışmıştı. Ayşe P. kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiş, şüpheli koca ise Sakarya'da gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Sanığın Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık Hacı P., avukatı Abdurrahim Burak, öldürülen Ayşe P.'nin ailesi, avukatları Eray Akbal, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey ile Kocaeli'de görevli Aile ve Sosyal Bakanlığı Avukatı Bahar Yıldız katıldı.  "Adli Tıp Kurumu benden daha deli" Mahkeme başkanı, geçen celse Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi'nden istenen raporu okudu. Raporda sanığın akli dengesinin tam olduğu belirtildi. Sanık avukatı Abdurrahim Burak, "Ayakta muayene ile rapor düzenlenmiştir. Rapor eksiktir. Gözlem altına alınarak uzun sürekli yataklı rapor tanzim edilmesini talep ediyorum" ifadelerini kullandı. Söz hakkı verilen sanık Hacı P., "Adli Tıp Kurumu benden daha deli. Bana metafizik uzmanı getirin. Olayı cinlerin yaptığına eminim" dedi.  "İnşallah sana da cinler musallat olur" Beyanda bulunan Müjde Tozbey, "Ayşe P. basit şekilde öldürülmemiştir, sırtından bıçaklanmıştır" dediği esnada sanık Hacı P. araya girerek, "Yalan söylüyorsunuz, eşimi ben öldürmedim. İnşallah sana da cinler musallat olur. Eşimi çok seviyordum. Ben öyle bir şey yapmadım, Allah şahidimdir" diyerek avukatın üstüne yürümek istedi. Mahkeme başkanı, duruşmanın işleyişini bozduğu ve sürekli uyarmasına rağmen konuşmaları kestiği gerekçesiyle sanığı salondan çıkardı.  "Sanık burada bizi zor durumda bırakıyor" Sanığın salondan çıkarılmasından sonra konuşmaya devam eden avukat Müjde Tozbey, "Her celse aynı şeyler yaşanıyor. Geçen celselerde de sanık, avukat Eray Akbal'a saldırmıştır. Sanık burada bizi zor durumda bırakıyor. Mahkeme bizim korumamızı sağlayamıyor. Burada bir katil var. Sanık Ayşe'ye nasıl eylem gerçekleştirdiğini konuşmamız gerekiyor. Sanığın iyi hal indiriminden yararlanmadan cezalandırılmasını talep ediyoruz" şeklinde konuştu. ATK raporu istendi Taraflar arasında çıkan gerginlik sebebiyle salon boşaltılarak, duruşmaya ara verildi. Alınan beyanların ardından mahkeme heyeti, sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığına dair ATK'dan yeniden rapor alınmasına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi.  "Sanık önceki celselerde de sürekli bize karşı tehdit hakaret ve saldırıya varan eylemlerde bulunmuştu" Duruşma sonrası adliye önünde basın açıklaması düzenlendi. Basın açıklamasına avukatlar ve STK temsilcileri katıldı. Açıklama yapan Avukat Eray Akbal, "Ayşe P. 2022 Mart ayında evli olduğu erkek tarafından sırtından bıçaklanarak katledildi. Bugün davanın 4. celsesiydi. Bir önceki celse sanığın adli dengesinin yerinde olup olmadığı talep edilmişti. Bu celse gelen raporda sanığın akli dengesinin yerinde olduğu ortaya çıktı. Fakat karşı tarafın iddiası üzerine yeni bir rapor daha hazırlanacak. Sanık önceki celselerde de sürekli bize karşı tehdit hakaret ve saldırıya varan eylemlerde bulunmuştu. Bu duruşmada da bize destek için gelen Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey’e saldırı düzenledi. Israrla sanığın SEGBIS ile dinlenmesi talebimiz mahkeme tarafından reddedildi. Bu bizi biraz daha saldırıya açık pozisyona getiriyor" ifadelerini kullandı. Sanık yakınlarından avukata: "Vatan hainlerini koruyorsunuz" Avukat Müjde Tozbey konuşacağı sırada ise sanık Hacı P.'nin yakınları geldi. Sanığın yakınları açıklama yapan avukatlara, "Uyuşturucuyu satan aileyi destekliyorsunuz. 7 sülalesini araştırın ondan sonra röportaj yapın. Madem adaleti savunuyorsunuz adaletli olun. Vatan hainlerini koruyorsunuz. Kimmiş, nelermiş araştırın, ondan sonra resimlerini koyun" dedi. Polis ekiplerinin sanık yakınlarını uzaklaştırmasının ardından basın açıklaması devam etti. "Öldürülmüş kadını savunurken dahi tehdide maruz kalıyoruz" Sanık yakınları alandan gönderildikten sonra avukat Müjde Tozbey, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Az önce gördüğünüz gibi öldürülmüş kadını savunurken dahi tehdide maruz kalıyoruz. Dava boyunca her celse avukat arkadaşlarımız mahkeme heyetinin önünde maalesef ölüm tehditlerine hakaretlere maruz kalıyor. Biz bugün özellikle buradayız, buna artık izin vermeyeceğiz. Her celse daha kalabalık gelmeye karar verdik. Kadın, insan ne olursa olsun öldürülmeyi hak etmiyor. Kimse kimseyi öldürme hakkına sahip değil. Biz bu nedenle buradayız. Burada kalmaya da, gelmeye de devam edeceğiz" şeklinde konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Kocaeli'de elektrik kesintisi - 18 Ekim 2023 Çarşamba

Denizli'deki katil koca tanığı görünce sinir krizi geçirdi Haber

Denizli'deki katil koca tanığı görünce sinir krizi geçirdi

Merkezefendi ilçesine bağlı Aşağışamlı Mahallesi Kurtuluş Sokak'ta 7 Haziran 2022 tarihinde meydana gelen olayda; Ferhat Evren (27), 1 aylık bebeğinin annesi olan 18 yaşındaki İrem Evren'i 8 el ateş ederek öldürdü. Ekim 2022 ayında aile içi şiddet nedeniyle mahkemeye başvuran İrem Evren'in alınan tedbir kararının ardından 3 gün sonra Cumhuriyet Savcılığına yeni bir dilekçe vererek şikayetinden vazgeçtiği ortaya çıktı. İrem Evren'in bu talebi üzerine tedbir kararının kaldırıldığı öğrenildi. Olay sonrası kaçıp kayıplara karışan koca, 40 gün sonra jandarma tarafından ikna edilerek teslim oldu. İfadesi sonrası komandolar eşliğinde çelik yelek giydirilerek adliyeye sevk edilen kocanın, “Katil kaynanam, ben değilim. Neden öldürdüğümü kaynanama sorun” sözleri merak uyandırmıştı. Tanıkların dinlenmesi için ilk duruşma ertelenmişti Olayın ardından savcının hazırladığı iddianame tamamlandı. Otopsi raporuna göre vücutta 8 el kurşunun olduğu iddianamede yer alırken, tutuklu sanık Ferhat Evren hakkında ‘Eşe karşı kasten öldürme suçundan' ağırlaştırılmış müebbetle dava açıldı. 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ikinci duruşmasına avukatlar, sanık Ferhat Evren, aile yakınları ve 15’e yakın tanık katıldı. Zanlı kendini yerden yere atınca mahkeme karıştı Zaman zaman gerginliğin yaşandığı mahkeme salonunda hakim karşısına çıkan Ferhat Evren, kaynanasının kendisini tahrik edip kızının nasıl aldattığını söylediğini ve ilk önce karısının kendisine silah doğrulttuğunu, gerisini hatırlamadığını iddia etti. Tanıkların dinlenmesine geçildiği esnada Ferhat Evren, salona davet edilen tanıklardan birisini karşısında görünce kendisini yerden yere attı. Tanığın konuşmasını engellemeye çalıştığı iddia eden Evren, güçlükle sakinleştirildi. Ortamın bir anda hareketlenmesinin ardından hakim, tarafları ve tanıkları farklı yerlere ayırdı. Suç aleti ortada yok Davada suç aleti olan silahın halen daha bulunmadığına yer verilirken, kaynana ise katilin en ağır ceza almasını istedi. Sonrasında hakim, zanlının tutukluluğunun devamına karar vererek, ilave delillerin toplanması için davayı erteledi. İHA

Kayalar duruşması sonrası ilk açıklama Haber

Kayalar duruşması sonrası ilk açıklama

TENZİLE AŞÇI 2019 yerel seçimlerinde CHP’den aday olarak Menderes Belediye Başkanı seçilen ancak geçtiğimiz yıl rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan gözaltına alınarak adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Mustafa Kayalar’ın rüşvet alma suçundan 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada ilk duruşma görüldü. Kayalar hakkında adli kontrol şartının kaldırıldığı duruşma sonrasında eski hakim ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, Kayalar ile birlikte duruşmaya ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Aydın, dava sonrasında Kayalar’ın ceza almayacağından emin olduğunu söylerken görevden uzaklaştırılma kararına ilişkin de İçişleri Bakanlığı’na seslendi. Kayalar ise herhangi bir açıklama yapmadı. BUNA BİR KILIF BULABİLMEK İÇİN... Davada ‘siyasi amaç’ vurgusu yapan Aydın, “Türkiye, siyasi iktidarın her şeyi kendine göre belirlemesi anlayışının ansımalarını her gün yaşıyor. Bugün de 3 yıldır devam eden bir yansımanın sonucuyla karşımızdayız Menderes halkının oylarıyla seçtiği Menderes belediye Başkanı Mustafa Kayalar‘ın tümüyle kurgudan ibaret, delilsiz, hukuk dışı, içi boş iddialarla görevden uzaklaştırdılar buna bir kılıf bulabilmek için de hukuku yine kendilerine araç kıldılar ve sayın başkan hakkında bir kamu davası açtılar bugün bu davanın ilk duruşması yapıldı. Mahkeme sanıkları ve tanıkları dinledi. Kimi eksiklikler nedeniyle duruşmanın Eylül ayında devamına karar verildi. Kanımızca mahkeme, Sayın başkan hakkındaki iddiaların boş ve tutarsız olduğunu görmüştür. Nitekim Sayın Başkan ve diğer sanıklarla ilgili adli kontrol kararını kaldırdı” dedi. MENDERES HALKI PRİM VERMEYECEK Adli kontrol şartının kaldırılması üzerinden İçişleri Bakanlığı’na da seslenen Aydın, “Bu adli kontrol kararı da bir hukuk garabetinden ibaretti. Çünkü sayın başkanın delilleri karartma ihtimali olduğunu düşünen Menderes Sulh ve Ceza Hakimliği Sayın başkanın delilleri karartmaması için yurt dışına çıkmasını yasakladı. Biz de o zamandan beri delillerin yurt dışında değil, mahkemenin önünde olduğunu söyledik. Ama bunu yapmalarının tek sebebi görevde kalırsa delilleri karartır algısı yaratmak ve böylece Sayın başkanın görevden uzaklaştırılmasını sağlamaktı. Mahkemenin bu kararından sonra Artık İçişleri Bakanlığı’nın Sayın Başkanı ve sayın meclis üyemizi görevden uzaklaştırmasını haklı kılan hukuki gerekçe de kalmamıştır. Biz başkanın bir an önce göreve iadesini talep ediyoruz. Seçimde kazanamadıkları belediyeyi başka yıllarla kazanmaya çalışarak demokrasiye olan tavırlarını bırakmalarını talep ediyoruz. Göreceksiniz ki ne sayın başkan ne meclis üyemiz hiçbir sanık bu dosyadan ceza almayacak. Ama bu davanın sürecinin kendisi bir cezalandırma aracı olarak karşımızda kalacaktır. Herkes şunu bilsin ki Menderes halkı kendi iradesini gasp etmeye çalışmalarına hiçbir zaman prim vermeyecek. 2024 Mart’ında da prim vermeyecek” diye konuştu. MÜCADELE DAHA DA SERTLEŞECEK Davanın 2024 yerel seçimlerine kadar bitip bitmeyeceğine ilişkin soruyu da yanıtlayan Aydın, şunları söyledi; “Siyasi iktidar kaybettiği her belediye idari ve hukuki baskı araçlarını kullanarak baskılamayı sürdürecek. Bunu  arttırarak sürdürecek. Kendisinde olmayan her belediye için yapacak. Biz seçime gittiğimiz günlerde bu konudaki mücadelenin daha büyüyeceğini ve sertleşeceğini göreceğiz. Ancak şunu bilsinler; CHP 100 yaşında bir partidir. Kuva-i Milliye’den çıkıp gelmiş bir partidir. Bunların yaptığı hiçbir şey bizi zerre etkilemez. Ne bir adım geri atarız, ne bir eksik söz söyleriz. Bizi höt deyince karşılarında hizaya duranlarla karılaştırmasınlar. Burası CHP, CHP’lilerin direnci dirençtir. CHP’liler yedi düvele direnmiş insanların torunlarının partileridir. Bu direncimizi görecekler.”

‘Kader’ duruşmaları başlıyor: Kayalar hakim karşısında Haber

‘Kader’ duruşmaları başlıyor: Kayalar hakim karşısında

TENZİLE AŞÇI 2019 yerel seçimlerinde CHP’den aday olarak Menderes Belediye Başkanı seçilen Mustafa Kayalar, aylar süren iddianame sürecinin ardından ilk kez hakim karşısına çıktı. Menderes Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla Menderes Belediyesindeki yolsuzluk iddialarına ilişkin geçtiğimiz Temmuz ayında operasyon düzenlenmiş ve Menderes Belediye Başkanı Kayalar önce gözaltına alınmış, ardından da görevden uzaklaştırılmıştı. KAMU ZARARI VE RÜŞVET İDDİALARI YER ALDI Yaklaşık 2 yıl süren soruşturmanın sonunda, yargılanmaya esas iddianame hazırlanmış ve iddianamede 2018-2021 yılları, toplam 10 çöp toplama ve iş makinesi kiralama ihalesini incelerken 7 ihalede, 'ihaleye fesat karıştırma' suçunun oluştuğunun belirlendiği ve ihalelerde, kamunun 9 milyon 934 bin lira zarara uğratıldığı iddia edilmişti. İddianamede ayrıca Belediye Başkanı Mustafa Kayalar, eşi Aslı Kayalar ve kayınpederi Ruhi Durak’ın isminin karıştığı savcılık soruşturmasında banka kayıtları ve tapu dökümlerine yer verilirken Antalya merkezli Bien Otel’den rüşvet alındığı iddia edilmişti.  İddianamede Kayalar hakkında rüşvet alma suçundan 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istendi. Dosyada ayrıca ceza verilmesi durumunda ceza infazı tamamlanan belirli haklardan mahrum bırakılma istemine de yer verilmişti. İLK DURUŞMA BUGÜN Öte yandan; Kayalar, geçtiğimiz nisan ayında hazırlanan iddianamenin ardından bugün ilk kez hakim karşısına çıkacak. 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmaya Kayalar ve diğer sanıkların katılması beklenirken Kayalar’ın avukatlığını ise İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın üstlenecek. YARGILANAN DİĞER İSİMLER… Kayalar’ın 1 numaralı sanık olduğu duruşmada ayrıca Kayalar ile birlikte görevden alınan Belediye Meclis Üyesi Ertan Güleç, Bien Otel’in sahibi Nurullah Ercan, Ali Bektaş, Mustafa Kayalar’ın kayınpederi Ruhi Durak ve Songül Van da sanık olacak.

Boynu kırılan Gamze'nin anne ve babası hakim karşısında Haber

Boynu kırılan Gamze'nin anne ve babası hakim karşısında

Mazı Mahallesi Çocuk Mezarlığı mevkiinde ailesi ile birlikte yaşayan 17 yaşındaki lise öğrencisi Gamze Sakallıoğlu, geçen yıl ocak ayında annesi tarafından yatakta ölü bulunmuştu. Otopside boyun kemiğinin kırık olduğu ortaya çıkan genç kızın anne ve babası tutuklanmıştı. Sakallıoğlu çifti, birkaç ay sonra adli kontrolle serbest kalmıştı. Çift, cezaevinden çıktıktan sonra ulusal bir televizyon kanalında yayınlanan programa çıkarak, çocuklarının katilinin bulunmasını istemişti. Aylarca programa katılan Sakallıoğlu çifti, geçen ekim ayında yeniden gözaltına alınarak tekrar tutuklanmıştı. Bugün sabah saatlerinde genç kızın cinayetiyle ilgili ilk duruşma görüldü. Cinayet şüphelisi olarak yargılanan anne Turcen ve baba Mehmet Halil Sakallıoğlu Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşmaya sanıkların yanı sıra, Sakallıoğlu çiftinin kızları Fatma Köse, Zahide Mıstık, oğulları Mefar Sakallıoğlu ve avukatları katıldı. "Önce kalp krizi sandım, ardından boynunda iz gördüm" Mahkeme heyetinin olay gününe ve olaya ilişkin soruları üzerine baba Sakallıoğlu, yine suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Olay gecesini anlatan sanık, “Psikolojim bozuk olduğu için uyku düzenimi etkiliyor. O yüzden uyumadan önce uyku ilacı kullanıyorum. Ben uyumadan önce kızım yanıma geldi bana sarıldı, yanaklarımdan öptü. Ben kızımdan önce uyudum. Kızım gittikten sonra biraz telefonla oyalandım ve uykum gelince telefonu, gözlüğümü bıraktım. Eşim o sırada akşamdan misafirlerimiz olduğu için dışarıya bardakları yıkamaya çıkmıştı. Uyuduğum sırada yüksek ses ve bağırtı olursa uyanabilirim. Sabah eşimin çığlığıyla uyandım. Eşim Gamzem ölmüş diye bağırıyordu. Ben odaya gittiğimde kızım sırt üstü kafası sola yatık bir şekilde yatıyordu. Yatağında telefonu vardı, ben de telefonu aldım odama götürdüm. Eşim ağlıyordu, ben eşime, 'Biraderime haber ver' dedim, ben de jandarmayı aradım. Kızımı kimin öldürdüğünü bilmiyorum, keşke bilsek. Normalde kızım hep kendi odasında uyurdu. O gece Gamze ağabeyi ve gelinimizin uyuduğu odada yattı. Ben parmak izi kalır diye kızıma dokunmadım. Kızımın boynunun sağ tarafında kızarıklık olduğunu gördüm. İlk etapta kızımın kalp krizi geçirdiğini düşündüm. Ambulans geldiğinde hava soğuk olduğu için sobayı yaktım. Beraatımı talep ediyorum” dedi. "Dokunduğumda öldüğünü anladım" Anne Turcen Sakallıoğlu ise duruşmada olay gecesini anlatarak, “Hiçbir şeyden haberim yok, sabah kızımın ölüsünü buldum. Eşimin söyledikleri doğrudur. Uyumadan önce eşimin içtiği uyku ilacından ve ağrı kesici aldım. Karnıma sancı girdi, gece sabaha karşı tuvalete kalktım. Kızım işe gidecekti, uyuyakaldığını düşündüm ve normalde uyuduğu odada olmadığını gördüm. Daha sonra diğer odaya baktım. 'Kızım Gamze geç kalacaksın işe gideceksin, ölü uykusuna mı yatıyorsun' diye seslendim. Kızımın sadece saçlarının az bir kısmı görünüyordu, üstü kapalıydı. Ayak kısmından dürttüm, kalkmasını istedim. Tepki vermeyince yan tarafından dürttüm, yine de kalkmadı. Üzerindeki battaniyeyi hemen çektim. Yüzüstü yatıyordu. Kızımı çevirince nefes verir gibi bir ses çıktı. Elim tenine değdi, buz gibi olduğunu anladım. Çığlık atarak şoka girdim. Korktuğum için dışarı çıktım, eşimin yanına gittim. Eşime jandarmayı araması için Mumcular Jandarma Karakolunun numarasını verdim ve ben de eşimin kardeşi Erdal’a haber vermek için evden ayrıldım. Ben katil değilim, kim yaptıysa bulunmasını istiyorum. Tanık Lale C.'yi cezaevinden tanırım. Kendisiyle samimiyetim yoktur. Cezaevinde bulunduğum süre zarfında dava konusu olan olay televizyon programlarında gösteriliyordu. Cezaevinde herkes izliyordu, izleyenler arasında Lale de vardı. Programdan etkilenerek beni cezaevinde darp ettiler. Ben eşimi hiç aldatmadım. Yengesi Nazlı, kızımı bir erkekle sosyal medya üzerinden tanıştırıp konuşturmuş. Kızımla aramda bir şey yoktu, arkadaş gibiydik. Ben kızımın evin dışında öldürüldüğünü ve tekrar evin içine bırakıldığını düşünüyorum. Ben beraatımı istiyorum. Hem kızımın acısını çekiyorum hem de hapis yatıyorum” diye konuştu. Mahkeme heyeti sanık ve müşteki avukatlarını dinledikten sonra Turcen ve Mehmet Halil Sakallıoğlu’nun tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Duruşma 14 Eylül tarihine erteledi. İHA

Davada karar çıktı... Aksoy: Koltukları işgal edenler rahat uyumasınlar Haber

Davada karar çıktı... Aksoy: Koltukları işgal edenler rahat uyumasınlar

TENZİLE AŞÇI Menemen Belediyesi'ne yönelik "zimmet ve irtikap" suçlarıyla 2020 yılında başlatılan soruşturma kapsamında yargılanan ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy davasında 8. celse bugün Karşıyaka Adliyesinde gerçekleştirildi. 24 sanığın yargılandığı duruşmaya sanık Serdar Aksoy ve avukatı katılım sağlarken tüm sanıklardan ve sanık avukatlarından savunmaları istendi. ÖNCEKİ DURUŞMADA NE OLMUŞTU? Bir önceki duruşmada, ikinci bilirkişinin raporu sunulmuş ve raporda ilk hazırlanan bilirkişi raporunda 632 bin liraya yapılan hurda satış bedelinin, yeni bilirkişi raporunda 175 bin lira olarak yer alması dikkat çekmişti. Duruşmada söz alan davalı Menemen Belediyesi Vekili, ikinci bilirkişi raporuna dikkat çekerek yeniden rapor hazırlanması talebinde bulunurken mahkeme hakimi, davaya katkı sağlamayacağı gerekçesiyle talebi reddetmişti. SAVCILIKTAN TUTUKLAMA TALEBİ Duruşmada, mütalaasını okurken Aksoy hakkında tutuklama talep etmişti. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI DAVAYA MÜDAHİL OLDU Duruşmada, İçişleri Bakanlığı'nın da davaya müdahil olarak katılma talebi olurken Aksoy'un avukatı Bilge Özer, Bakanlığın dahil olacağı bir durum olmadığını ifade ederek talebin reddini talep etti. Bakanlığın talebi hakim tarafından kabul edildi. Duruşmada, hem İçişleri Bakanlığı Vekili hem de Menemen Belediye Başkan Vekili, tüm sanıkların cezalandırılmasını talep etti. AKSOY: BEN ADALET İSTİYORUM Duruşmada sanıkların savunması istenirken savunma yapan Aksoy ise kapsamlı olarak iddialara değinirken beraatini talep etti ve şunları söyledi; "İddianame olsun mütalaa olsun tamamı o onu dedi bu bunu dedilerle yapılmış. Bir tane somut tek bir delil yok. Bilirkişi raporu ve imzamın sahte oldupu ortada. Kamu zararının tespit edip kapattıran benim. Bir diğer husus. Ali Kamalı'yla ilgilidir. Kendisi şu an hapistedir. Ali Kamalı'yı işten attığım için elindeki faturaları sosyal medyaya vermiştir. Mehmet Çakmak'ın söylediği her şeyin yalan olduğu ortaya çıktı. Gazi Koşum'un söylediği bir husus var. Hastanede kendisini tehdit ettiğime dair bir söylemi söz konusudur. Benim yanımda polis vardı, hiç ayrılmadı. Böyle bir husus olsaydı polis devreye girerdi zaten. Bir diğer husus da mobbing. Ben kimseye mobbing uygulamadım. Ben bu işe karışan herkesi çağırıp savunma istedim. Bu mobbing değildir. İşin ilginci... Bu olayların olduğu günlerde Cumhurbaşkanı Menemene geliyor. Biz Cumhurbaşkanı gelmeden önce şehrin temizlenmesi, düzenlenmesi için yoğun bir telaş içindeydik. 3 günlük süreden bahsediyorum. Akabinde de ben belediyede soruşturmayı başlattım. Ben bütün meclis üyelerine dosyayı verdim ve belediyede gerekli işlemlerin yapılmasını istedim. Ben adalet istiyorum, millet iradesinin yerine getirilmesini istiyorum." Duruşmada tüm sanıklar yaptıkları savunmada, suçlamaları kabul etmezken beraatlarini talep ettiler. Duruşmada ayrıca bazı sanıklar ve sanık avukatları hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebinde de bulundular. Sanık müdafileri, yaptıkları savunmalarda, mütaalada yer alan suçlamaların somut delillere dayanmadığı konusuna dikkat çektiler. ÖZER: SİYASİ TEMELLİ BİR DAVADIR Savcının esas görevinin sanığın lehine ve aleyhine delilleri tespit edip mütalaaya yansıtılması ve deliller arası ilişkilendirme yapması olduğunun altını çizen Aksoy'un avukatı Özer, "Ama biz bu mütalaada hiçbir şekilde ilişkilendirme görmedik. Esas makamının iddiası ilk baştaki iddianameye dayanıyor. Koyundere şantiyesindeki mallar satılmıştır diyor. Ama biz mütalaayı hazırlayan savcının siyasi görüşte olduğunu düşünüyoruz. Kendisi müvekkilimi benim gözümün önünde tehdit etti. Bu dava siyasi temellidir. Eğer bu dava gerçek bir savcıya düşmüş olsaydı bu dava açılamayada bilirdi. Birçok devlet kurumu Ekap'ta hurda satışı için ihaleye çıkıor. Savcının aklına hiç gelmiyor mu Ekap'a girip ihale sonuçlarına bakmak? Bu davanın temelinde başka amaçlar yatıyordur. İlişkilendirme olmadığı için kast unsuruyla delillerin değerlendirmesini yapmak istiyorum. Faillerin suçu işlerken kast var mı diye bakmak gerekiyor. Dosyanın başına dönersek... Serdar Aksoy'un belediye kanunundaki görevi, 5 yıllık süre içinde belediyeyi yönetmek. Serdar Aksoy'un hurda satma, ihale açma ve para ödeme yetkisi yok. Bunları da hurdayla ilgili birimdeki arkadaşlar yapabilir. İsterse ihaleye çıkar. Ama bu zorunluluk da kaldırıldı. Çıkılmaya da bilir. Müvekkilim size 'Ben belediyeye geldikten sonra menkul ve gayrümenkullerin kaydı olmadığı için barkod sistemi kurdum ve bunları belediyede çalışnaşarom üzerine zimmetlendi' dedi. Bu işlemle müvekkilim öncesinden 7-8 aracın olmadığı görülüyor. Kamu zararı yoktur. Müvekkilim zaten her ay birimlerden rapor aldığını ve bu olaylara ilişkin bir şeye rastlamadığını söyledi. Fark edince de soruşturmayı başlattığını söyledi.  Müvekkilimin hesap hareketleri... Kendisi kamu görevine gelirken mal beyanında bulundu ve 5 yılda bir de beyanda bulunmak zorunda. Kendisinin ve ailesinin hesapları incelendiğinde Belediye başkanı olduğunda mal varlığında artış değil eksilme tespit ediliyor. Savcılığın bize yüklediği tek şey Serdar Aksoy'un bu olayları bildiğini beyan ediyor. Eğer savcılık bu paranın müvekkilimin cebine girdiğini ispat edemiyorsa, diğer insanlarla ilişkilerini kanıtlayamıyorsa savcılık mütalaasında tamamen yasa dışına çıkmıştır. Kanunlara dayalı olarak müvekkilimin beraatini talep ediyorum" ifadelerini kullandı. KARAR VERİLDİ Tüm savunmaların ardından karar için duruşmaya ara verilirken mahkeme hakimi Aksoy hakkında, suç delillerini gizleme suçunun unsurları itibariyle oluşmadığından ceza verilmesine yer olmadığına karar verildi. Aksoy hakkında ayrıca basit zimmet suçundan zimmet suçu ödenmiş olduğundan cezasında indirim yapılarak 2 yıl 6 ay ceza verildi. Aksoy'un tutukluluk hali bulunmayacak.  Karar sonrası Aksoy’dan sert açıklama… O makamları işgal edenler rahat uyumasınlar! Yaklaşık 3 yıldır Menemen Belediyesi'ne yönelik "zimmet ve irtikap" suçlarıyla yargılanan Serdar Aksoy, davada verilen karar sonrası sert açıklamalarda bulunarak “Orada o makamları işgal edenler sakın ha rahat uyumasınlar” dedi. Menemen Belediyesi'ne yönelik "zimmet ve irtikap" suçlarıyla 2020 yılında başlatılan soruşturma kapsamında yargılanan ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy davasında 8. celse bugün Karşıyaka Adliyesinde gerçekleştirildi. Karar duruşması olan celsede, mahkeme Aksoy hakkında  suç delillerini gizleme suçunun unsurları itibariyle oluşmadığından ceza verilmesine yer olmadığına karar verildi. Aksoy hakkında ayrıca basit zimmet suçundan zimmet suçu ödenmiş olduğundan cezasında indirim yapılarak 2 yıl 6 ay ceza verildi. Duruşmanın ardından mahkeme kararını değerlendiren Aksoy, kararın tamamen siyasi olduğuna dikkat çekerken üstü kapalı olarak Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan’a da mesaj gönderdi. SİYASİ BİR KARARDIR Kararın siyasi bir karar olduğunun altını çizen Aksoy, “Diyecek bir şey yok. Basit zimmet suçundan 2 yıl 6 aya kanaat getirdi. Tabii üst mahkemeye gideceğiz ve hakkımızı aramaya devam edeceğiz. Ama bu kararın siyasi olduğunu kimse unutmasın. Herkes de bu kararın siyasi olduğunu biliyorlar. Hakimler saatler beklediler kararı vermek için. Aynen tutuklama kararında olduğu gibi şimdi de beklediler, 2 yıl 6 ay ceza verdiler. Menemen’de kimse rahat uyumasın. Orada o makamları işgal edenler sakın ha rahat uyumasınlar. Ben böyle bir şey görmedi. Burada direktifle bize ceza verildi. Siyasi bir karar verildi. Burada zimmetin olmadığını herkes biliyor. Sağır sultan bile biliyor. Menemen’dekiler rahat uyumasınlar” dedi. BİZİM KESİNLEŞMİŞ CEZAMIZ YOK Göreve iadesi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Aksoy, “Göreve iade süreci ile ilgili herhangi bir şey yok. Kesinleşmiş bir cezamız yok bizim. Kesinleşmiş bir cezamız olsa göreve iade etmeyebilirsiniz ama kesinleşmiş bir ceza yok. Güneydoğu’daki iki tane AKP’li belediye hakkında kesinleşmiş ceza olmasına rağmen görevlerine devam ediyorlar. Bizim kesinleşmiş cezamız yok. 2 yıl 6 ayı üst mahkemeye götüreceğiz.  Suçlamalarından bir tanesi suçu gizlemeydi. Suçu gizledi belediye başkan demişlerdi. Oradan beraat ettim. Nasıl oluyor bu iş? Nasıl zimmet oluyor? Ben zimmet yaptıysam o zaman ben suçu gizlemeye çalışırım değil mi? Nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değil. Ben söylüyorum Menemen’deki işgalciler rahat uyumasın” diye konuştu.

‘Utanç davası’ görülmeye devam etti: “Benim haklarımı da gözetin!” Haber

‘Utanç davası’ görülmeye devam etti: “Benim haklarımı da gözetin!”

ÇAĞLA GENİŞ İzmir’de faaliyet gösteren bir otizm derneğinde 2018 yılında yaşanan cinsel istismar dehşeti kamuoyunda şok etkisi yaratmıştı. Anne P.’nin dernekte müzik kursuna giden 13 yaşındaki otizmli oğlunun çantasına yerleştirdiği ses kayıt cihazıyla ortaya çıkan ve yargıya taşınan olay, eğitmen U. E.’in ‘çocuğa nitelikli cinsel istismarı’ suçundan 30 yıl hapis cezası almasıyla sonlanmıştı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının da müdahil olduğu davada, sanık U.E.’in avukatları dosyayı temyiz ederek Yargıtay’a taşımıştı. Yapılan incelemenin ardından sanığın aldığı 30 yıl hapis cezası, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından bozulmuş ve davanın yeniden görülmesine karar verilmişti. Yargıtay’ın temyiz incelemesinde, her ne kadar ses kaydı delil olarak kabul edilmişse de 08.11.2019 tarihli Jandarma Genel Müdürlüğü Komutanlığı uzmanlık raporunda herhangi bir çözümleme yapılamadığı da dikkate alındığında tahmini olarak tespit edilen konuşmaların delil olarak kabul edilemeyeceği belirtilmişti. Yargıtay’ın bozma kararının ardından dava İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 27 Ocak’ta yeniden görülmeye başlanmıştı. Tarafların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına, tartışmalı kısımların giderilmesi için ses kaydının Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karar vermişti. SANIK DURUŞMA SALONUNA GETİRİLMEDİ Yargıtay’ın bozma kararının ardından sanık U.E.’in yeniden yargılanmaya başladığı davanın ikinci duruşması ise bugün İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya sanık ve müşteki avukatlarının yanı sıra istismara uğrayan çocuğun ailesi de katıldı. Afyon’da tutuklu bulunan sanık U. E., duruşmaya (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) SEGBİS yoluyla katıldı. Duruşmada otizmli çocuğun Çocuk İzlem Merkezi’nde (ÇİM) alınan ilk ifadesinin kaydı izlendi ve dinlendi. İfade kaydında çocuğun, “Sen şimdiye kadar hiç U. Hoca’nın kalemini (penisini) gördün mü?” sorusuna, “Gördüm, dün gördüm. U. Hoca kötü biri. Kızdı. Kolunu kaldırdı. Onu sevmiyorum” yanıtını verdiği duyuldu. MAHKEME BAŞKANI: ŞOV YAPMAYIN! Çocuğun ifadesinin dinlenmesinin ardından Mahkeme Başkanı Mustafa Utku Şanlı, anne P.’ye, Yargıtay’ın bozma kararında geçen kabızlık sorununa ilişkin, “Bununla ilgili bir tıbbi yardım aldınız mı?” diye sordu. Anne P., “Ara ara kabızlık oluyordu ama tıbbi yardım almadık. Kabızlıkta morarma olmaz ben de hekimim. Zaten morarmayı gördüğüm için ses kaydını çantasına koymuştum” şeklinde açıklama yaparken Mahkeme Başkanı Şanlı tarafından sözünün kesilmesine müşteki avukatları tepki gösterdi. Müşteki avukatı Nergis Tuba Aslan ve Mahkeme Başkanı Şanlı arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Avukat Aslan’ın üslup eleştirisinde bulunduğu Mahkeme Başkanı Şanlı, “Şov yapmayın avukat hanım. yargılamayı ben yapıyorum” diye konuştu. Bunun üzerine Avukat Aslan ise “usule uygun davranın böyle yargılama olmaz” yanıtını verdi. SALIVERİRSENİZ BİR DAHA BULAMAYIZ Yaşanan tartışmanın ardından dosyaya ilişkin beyanlarda bulunan müşteki avukatı Aslan, sanığın tutukluluk halinin devamını talep ederek, “Kayıtta çocuğa cinsel organ sorulduğunda net bir şekilde ‘kalem’ diyor. Bu öğretilmiş. Otistik bir çocuğun hayal gücü yoktur, uyduramaz. Sanık cinsel organını ‘kalem’ diye öğretmiş. Uzman eşliğinde alınan bu beyan bizim için yeterlidir. Dosyada karar verilmesi için çokça delil var. Müvekkil yüzde 90 oranında otizmli bir çocuğun cinsel istismara uğradığı daha nasıl ispatlayabilir? Eğer adil yargılama yapılıyorsa sanığın asla tahliye edilmemesi lazım. Dosyada somut deliller vardır, sanığı salıverirseniz bir daha bulamayız. Tutukluluk halinin devam edilmesini ve Adli Tıp Kurumu’ndan gelecek raporun beklenmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu. BAŞKA DELİL YOKMUŞ GİBİ DAVRANILIYOR Müşteki avukatlarından Şule Arslan Hızal da “Bu dosyada mağdurun beyanından başka delil yokmuş gibi davranılıyor ama bu beyana gelinceye kadar başkaca deliller var. 4 tane rapor var dosyada bu sözlerin duyulduğuna dair. Kuvvetli suç şüphesi olduğu açık. Tutukluluk halinin devamını talep ediyoruz” dedi. BERAATİMİ TALEP EDİYORUM Duruşmada söz hakkı verilen sanık U. E., “Oradaki kalemi ilk duruşmada açıkladım, kalem açıp kapatılmaz gibi konuşmalar yapılıyor. Keçeli kalemler var ya başkanım, açılır kapanır. Otizmli çocukların hayal dünyası geniş değil ama kendi hayal dünyaları epey geniş. Tutuklulukta 5. yılımın içine gireceğiz. Beni maddi ve manevi çok yordu. Sağlığım bozuldu, gözlerimdeki bozukluk sebebiyle mahkemeye sevk edildim. Elimdeki gözlük idarenin, idareten verdiği gözlük. Tedavi olmak istiyorum. Psikolojim alt üst oldu. Benim haklarımı da gözetin. 6 Şubat’ta deprem oldu, Şanlıurfa’da, Hatay’da sülalem var. Yanlarında olamadım. Yanlarında olmak istiyorum. Çocuk benim hakkımda yapmadı etmedi diyorsa beraatımı talep ediyorum.” sözleriyle kendini savundu. TUTUKLU KALMASININ GEREĞİ YOK Sanık avukatı Soner Hamza Çetin ise, “Piyanoda renkli kalemler kullanılır. Penis için kalem kullanıyorsa gerçek kalem için ne kullanıyor bu da sorulmalıydı. İşlerinin kalemle olduğu kesin nota yazarken renkli kalemler kullanıyorlar. Kalemiyle vücuduna dokundu mu diye soruyorlar hayır diyor. Poponu açan oldu mu diyor olmadı diyor. Kabızlıkla oluşan yırtılmanın cinsel birleşme ile olduğu iddia ediliyor. Elini kaldırdı diye cinsel istismar çıkar mı bundan insaf yani. Yüzde 100 bu suç işlenmiş diye bir şey yok. Adli Tıp’tan rapor alınmasına gerek yok. Sanığın tutuklu kalmasının gereği yoktur, bundan sonrası sanığa zulümdür. Sanık piyano öğretmeniydi, piyano çalmayı bıraktı. Defalarca intihar etmeye kalktı, çocuk dünyasından bezdi. Böyle bir ithamla karşılaşmak kolay bir şey değil. Kaçması için hiçbir delil yok. 4,5 yıldır tutuklu, bu aşamada tahliye edilmesini talep ediyorum” ifadelerini kullandı. DAVA 13 HAZİRAN’A ERTELENDİ Tarafların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına, Adli Tıp Kurumu’ndan çocuktaki cinsel istismar bulgusunun kabızlıkla ilgili olup olamayacağına ilişkin görüş alınmasına, tartışmalı kısımların giderilmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderilen ses kaydının çözümlemesinin beklenmesine karar verdi. Dava 13 Haziran 2023 tarihine ertelendi.

Otistik çocuklara kötü muamele ve işkence davasında gözler mütalaada! Haber

Otistik çocuklara kötü muamele ve işkence davasında gözler mütalaada!

ÇAĞLA GENİŞ İzmir’in Karşıyaka ilçesinde okul öncesi otistik 3 çocuğa kötü muamele ve işkence iddiasıyla hakkında 45 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan öğretmenin yargılanmasına devam edildi. Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki gerçekleşen ikinci duruşmaya, müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Tutuksuz sanık öğretmen Ö.Y. ise katılmadı. Öte yandan Kedi Otizm Derneği ve İzmir Barosu Engelli Hakları Komisyonu da gözlemci olarak duruşma salonunda yer aldı. ÇOCUKLARA KÖTÜ DAVRANDIĞINI SÖYLEMİŞLERDİ Duruşmada ilk olarak, 4 yıl önce aynı sınıfta staj yapan özel eğitim öğrencisi Z. S. M. tanık olarak dinlendi. Olayın üzerinden çok zaman geçtiği için yaşananları tam net hatırlamadığını belirten Z. S. M., "Ö. Y. yanında staj yaptığım öğretmenlerden biriydi. Ayrıca bir de Y. öğretmen vardı. Haftanın üç günü sınıfta staj yapıyordum. Sabahları Y. hoca başlıyordu derse, ana sınıfı etkinlikleri yapıyordu. Sonra Ö. hoca özel eğitim programına göre ne varsa ona yapıyordu. Ö. hocanın bu çocuklara işkence yaptığı yönünde bir şey hatırlamıyorum. Ben kendim görmedim. 2 gün okula gitmemiştim. Gittiğimde okuldaki hizmetli A. abla ile Y. hoca konuşuyordu sınıfta. Çocuklar sınıfta yoktu. Daha önce Ö. hoca, Y. hoca ve hizmetli A. abla arasında bir tartışma yaşamıştı diye hatırlıyorum. Y. hoca ve A. abla bana, Ö. hocanın sınıftayken çocukları itip kaktığına dair bir şey söylemişlerdi. Çocukların yakasından çekiştirdiğini söyledi ikisi de. Galiba T. isimli çocuğu, Ö. hocanın yakasından çekiştirdiği ve çocuklara kötü davrandığını söylemişlerdi. Ben başka bir şey duymadım" dedi. BEN YALAN SÖYLEMEM Ardından söz alan müşteki avukatı, tanığın idari soruşturma aşamasında, öğretmenin çocuklara doğrudan hakaret ettiği ve vurduğunu gördüğü yönünde beyanlarda bulunduğunu hatırlatarak, mahkeme heyetinden bu çelişkinin tanığa sorulmasını istedi. 2019 yılındaki beyanları tek tek okunduktan sonra yeniden söz hakkı verilen tanık, "Aradan çok uzun zaman geçti. İfadelerim doğrudur. Ben yalan söylemem" diye konuştu. GÖRGÜYE DAYALI BEYANI YOKTUR Tanık beyanındaki aleyh hususları kabul etmediklerini belirten sanık vekili ise, "Tanığın görgüye dayalı beyanı yoktur" dedi. Müşteki avukatları da, tanık beyanındaki aleyh hususları kabul etmediklerini dile getirdi. Dosyanın, mütalaa hazırlanması için savcılığa tebliğine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 16 Mayıs 2023 tarihine erteledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.