[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#ebeveyn

ebeveyn haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ebeveyn haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ebeveynler dikkat: Hasta çocuğunuzu okula göndermeyin Haber

Ebeveynler dikkat: Hasta çocuğunuzu okula göndermeyin

Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Çağıl Şekerci, okula ve kreşe başlayan çocukların anne babalarının aklındaki “Çocuğumu hastalıklardan nasıl korurum?” sorusuna yönelik önemli bilgiler verdi. Çocuklarının sınırlı sayıda kişi ile teması olduğu, aile bireyleri tarafından korunduğu çocukluk döneminde hastalık beklentisinin düşük olduğunu belirten Dr. Şekerci, kreş ve okul döneminde kendi hijyenini korumayı henüz öğrenmemiş çocuklarla aynı ortamı paylaşan ve hasta çocuklarla sık temas eden çocukların yeni mikroplarla tanışması ve sık hastalanmasının beklendiğini söyledi. Bazı çocukların bu duruma kolay uyum sağladığını ancak altta yatan hastalığı olan, sigara dumanına maruz kalan veya alerjik yapılı bazı çocukların zorlandığını anlattı. “Yılda 8’den fazla üst solunum yolu enfeksiyonu oluyorsa dikkat” Özellikle sonbahar-kış döneminde artan viral enfeksiyonlar nedeniyle üst solunum yolu enfeksiyonlarının, orta kulak iltihabının, zatürre vakalarının arttığına değinen Dr. Şekerci “Sağlıklı bağışıklık sistemi olan bir çocuk hasta olabilir ama ardından da uygun tedavi ile iyileşebilir. Bazı enfeksiyonların sık olması durumunda bağışıklık sisteminde bozukluk olup olmadığına bakmak gerekir. Bu sıklık her enfeksiyon için değişiklik göstermektedir” dedi. Dr. Şekerci bağışıklık sisteminin değerlendirilmesi gereken durumları da şöyle sıraladı: “Yılda 8’den fazla üst solunum yolu enfeksiyonu; yılda 4’ten fazla orta kulak iltihabı; yılda 2’den fazla sinüzit; yılda 2’den fazla zatürre, 2’den fazla derin doku enfeksiyonu, tekrarlayan ağız içinde pamukçuk veya ciltte mantar enfeksiyonu; tekrarlayan cilt ve organ apsesi öyküsü, 2 aydan uzun süreli antibiyotik kullanımı, enfeksiyonların iyileşmesi için antibiyotiğin damar yoluyla alınması.” “Hangi hastalıkta çocuk kaç gün okula gönderilmemeli?” Bulaşıcı ve döküntülü hastalık geçiren bir çocuğun, diğer çocuklara bulaştırmaması için hastalığın bulaşma evresinde okula gönderilmemesi gerektiğinin altını çizen Dr. Şekerci, farklı hastalıklardaki bu evreleri de şu sözlerle anlattı: “Ateşi olan, beslenmesi yetersiz olan, solunum sıkıntısı olan, kusma ve ishal gibi halsizlik oluşturabilecek, aktivitelere katılmasını önleyen şikayeti olması halinde çocuğun evde dinlenmesi, yakın takip edilmesi önerilir. Beta enfeksiyonunda tedaviden sonraki 24 saatte; bit- uyuz gibi kaşıntılı döküntülü kolay bulaşabilen hastalıklarda ilk tedavisi yapılana dek; su çiçeğinde tüm döküntüler kabuklanıncaya dek; boğmacada uygun tedavi sonrası 5. güne dek; ishallerde, ishal tamamen geçene dek çocuğunuzu okula göndermeyin." “Çocuğu okuldan almak bir seçenek olmamalı” Sık tekrarlayan enfeksiyonlar nedeniyle ailelerin çocuklarını okuldan almayı dahi düşündüğüne dikkat çeken Dr. Şekerci “Çocuğu okuldan almak bir seçenek olmamalı. Çocuk sağlığı sadece hastalıklardan ibaret değildir. 0-6 yaş arasındaki dönem, çocukların fiziksel, zihinsel, sosyal, duygusal ve dil gelişimlerinin çoğunun tamamlandığı bir süreçtir. Bu sürecin doğru yönetilememesi, çocuğun tüm hayatını olumsuz yönde etkileyebilecek sonuçlar doğurabilir. Çocuğun sağlıklı bir şekilde gelişimi için akranları ile iletişim kurabilmesi, kendini daha rahat ifade edebilmesi, dil gelişiminin sağlanabilmesi, sosyal açıdan desteklenmesi gerekmektedir. Tüm bunlar daha iyi bir akademik başarıyı beraberinde getirecektir” dedi. Dr. Şekerci, bu uyum sürecini sağlıkla atlatmak isteyen anne babalara, çocuklarına el yıkamanın önemini anlatmalarını, ağızlarını kapatacak şekilde öksürüp hapşırmalarını öğretmelerini, aşı takvimine özenle uymalarını, hasta çocukları okula göndermeden evde dinlendirmelerini, ayrıca sağlıklı beslenmelerini sağlayarak bağışıklık sistemini güçlendirmelerini tavsiye etti. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Sonbahar hastalıklarından korunmak için beslenme tüyoları

Demokratik değil, yetkin ebeveyn olun Haber

Demokratik değil, yetkin ebeveyn olun

Bu tutumdaki anne babaların hata yaptığını belirten Dursun, “Çocuklarını sürekli ikna etme çabalarıyla kendilerini tüketen, yetersiz hisseden bir ebeveynlik tarzı ve beraberinde yetişen neslin her konuda aşırı ikna edilmesi gerektiği inancı gelişti. Aşırı ikna edilmiş çocuk modeli ortaya çıktı, yanlış olan bu” dedi. Kent Bayraklı Tıp Merkezi’nde görev yapan Klinik Psikolog Doğancan Dursun, “Yetkin ebeveynlik” tutumunun ebeveynlik tutumları içinde en ideal olarak kabul gördüğünü söyledi. Bu tanımın yıllar önce Amerika’lı Gelişim Psikoloğu Diana Blumberg Baumrind’in araştırmasıyla literatüre kazandırıldığını belirten Dursun, ebeveynlik tarzlarına yönelik yapılan bu araştırmada 4 farklı sınıflamadan söz ettiğini belirterek şunları söyledi; “Bu tarzlardan birini dilimize yanlış çevirip sonrasında da anlamı değişen bu kelimeye uygun ebeveynlik yapma çabası bunları başlattı. Yaklaşık 50 yıl öncesine dayanan bu araştırmada geçen kelime ‘Authoritative Parent’  ‘Yetkili ebeveyn’ anlamına gelirken, bu dilimize ‘Demokratik ebeveyn’ olarak çevrilmiştir. Kelimenin anlamından çıkarım yapan uzmanlar ebeveynlere, ebeveynler de çocuklara aktarmışlardır. Sonuçta da her konuda fikrinin sorulması, ardından ikna edilmesi, ikna edilmezse de istediğini yapmasında bir sorun olmadığı ve ikna edilmeden yaptırılırsa da istismara uğradığını ya da yıldırmaya (mobbing) maruz kaldığını düşünen bir nesil yaratıldı, hâlen yaratılıyor da. Öncelikle açıklık getirmeliyim ki demokratik ve yetkin kelimeleri aynı anlama gelmez. Baumrind’in araştırması kendi dilinde okunduğunda zaten orada demokratik bir tutumdan söz etmediği anlaşılıyor.” ELBETTE ÇOCUĞU GÖRECEK, DUYACAKSINIZ “Yapılan hata demokratik olma konusunda “ diyen, bu iddiasını tanık olduğu olaylardan, gözlem yaptığı ailelerden örneklerle dile getiren Klinik Psikolog Dursun anne babalara önerilerde de bulunarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Demokratik olmanın çocuğun ve ebeveynin eşit söz hakkı, eşit karar hakkı olduğu düşüncesiyle her konuda fikirlerini almak ve onların kararını uygulamak gerektiği gibi davranışlar ortaya çıkmıştır. Yanlış anlaşılmasın bu demek değil ki çocuğu görmeyeceğiz, duymayacağız, ihtiyaçlarına duyarsız kalacağız! Yapılan hata demokratik olma konusunda çıkıyor. Çocuklarını sürekli ikna etme çabalarıyla kendilerini tüketen, yetersiz hisseden bir ebeveynlik tarzı ve beraberinde yetişen neslin her konuda aşırı bir ikna edilmesi gerektiği inancı gelişti. Anaokulu seçerken çocuğa okulu gezdirip, çocuk beğenmedi, suratı düştü, ağladı deyip günlerce eğitimini, öğretmenini, yerini araştırdıkları okuldan vazgeçen ebeveynler var. 4 yaşındaki bir çocuk kendisi için faydalı olacak anaokulunu nasıl bilebilir? Haz odaklı davranan çocuklar, sizin gibi muhakeme edemezler. Çocuğunun çürüyen dişinin çekilmesi gerek. Ancak ebeveyn çocuğu ikna edemedikleri için tedaviden vazgeçtiklerini söylüyor. Çocuk kış günü üstü olmadan atletle dışarıya çıkmak istiyor, burada ikna etmek için türlü oyunlar oynanıyor, yalanlar söyleniyor. İkna uğruna gerçeği yansıtmayan sahte bir dünya algısıyla büyüyen çocuk, gerçek hayata girince faunustan okyanusa atılmış balık gibi her şeyi tehdit, her yapılanı yıldırma sanıyor. Çocuğunuzun bu gibi durumlarda iyi hissetme temelli isteklerine göre değil, ihtiyacına göre ebeveynlik yapmalısınız. Sağlıkla ilgili, uyku saati, okula gitmesi, ders/ödev konuları, ekran süreleri, beslenme ve sanat/spor faaliyetlerine katılımı konusunda ikna etmek isterken, demokratik olalım, derken sizin de sinirleriniz yıpranıyor. Çocuklarınızı durumlar karşısında kısa ve öz olacak şekilde bilgilendirin. Uzun uzun anlatırken bilgiden ziyade ikna sürecine giriyorsanız, hatayı fark edip dönün. Çocuğunuza 3 cümlede anlatamadığınız durumlarda sessiz kalmak, bir bilenden destek almak daha iyi olur.  Uzun vadede evet diyemeyeceğiniz hiçbir davranışa, kısa vadede evet demeyerek iyi bir başlangıç yapabilirsiniz. Yaşanan durumlarda hem kendiniz ebeveyn olarak hem de çocuklarınız için destek alarak bu süreçleri kolayca atlatabilirsiniz.”

Zayıf ve başarılı karneye en doğru yaklaşım nasıl olmalı? Haber

Zayıf ve başarılı karneye en doğru yaklaşım nasıl olmalı?

Okullarda bir eğitim öğretim döneminin daha sonuna yaklaşıldı. Milyonlarca öğrenci ve ailesi karne heyecanı yaşarken, kimi çocuklar anne-babasının karşısına ‘teşekkür’, ‘takdir’ ile çıkmanın haklı gururunu kimi çocuklar ise karnesindeki bir veya birkaç zayıfın üzüntüsünü ve tedirginliğini yaşıyor. Özel bir hastanede görevli olan Uzman Psikolog Dilara Yamanlar Büyükkoç, her iki durumda da ebeveynlere büyük görev düştüğünü belirterek “Bu süreçte çocukların psikolojisini sağlıklı yönetebilmek ve sonraki dönemler için sağlıklı şekilde motive edebilmek adına ebeveynlerin tutum ve tepkilerinde aşırıya kaçmamaları çok önemlidir” diyor. Peki zayıf ve başarılı karneye en doğru yaklaşım nasıl olmalı? Uzman Psikolog Dilara Yamanlar Büyükkoç ebeveynlere önemli öneriler ve uyarılarda bulundu. SAĞLIKLI İLETİŞİM Çocukla empati yapın ve sağlıklı iletişim kurun. İyisiyle, kötüsüyle bir yılın geride kaldığını, zorlandığı konular kadar keyif aldığı konuların da olduğunu hatırlatırken, öncelikle onun fikirlerini dinleyin. ‘Bu karne senin hayat başarını değil, bu yılı nasıl tamamladığını gösteriyor’ şeklinde yaklaşımda bulunun.   KIYASLAMA YAPMAYIN Çocuğun başarısızlığını genele yaymayın, sadece konu özelinde yaklaşın. Örneğin; çocuğunuz matematik dersinden zayıf not aldıysa matematiğe karşı yetersiz olduğuna inanırsa, çaba göstermekten vazgeçer. Oysa ona ‘Bu sene matematik dersin zayıf gelmiş olabilir ama bu senin matematikte hiçbir zaman iyi olmayacağın anlamına gelmez, eksiklerini tamamladığın taktirde gelecek sene daha iyi olacaksın’ şeklinde yaklaşmanız onu motive edecektir. MOTİVE EDİN Düşük gelen notlarını beraber değerlendirin ancak bu esnada küçük düşürücü, incitici, alay edici bir yaklaşımdan kesinlikle kaçının! Zorlandığı konuları tespit ederken sevgiyle ve şefkatle, motive edici bir üslupla yaklaşın. ‘Sence nerelerde zorlandın, seneye böyle olmaması için bunu nasıl geliştirebilirsin? Biz ebeveynlerin olarak sana nasıl destek olabiliriz?” şeklindeki tutum hem yapıcı hem de çocuk için farkındalık kazandıran bir yaklaşım olacaktır.   KENDİNİZİ DE SORGULAYIN Karnedeki zayıf notların nedenlerini sadece çocuğa bağlamak doğru değil. Zira zayıf notların altında birçok etken yatabiliyor. Anne baba olarak yıl boyunca çocuğa nasıl yaklaştığınızdan taşınma, boşanma, aile içinde huzursuzluk ya da kardeş doğumuna dek bir çok faktör doğrudan karne notuna yansıyabileceğinden kendinizi de sorgulamaktan ve bunlardan dersler çıkarmaktan kaçınmayın.  ÇABASINI TAKDİR EDİN Odaklandığında ve çabaladığında aslında bir çok şeyi yapabildiğini çocuklara hissettirmek ve önceden çaba gösterip başardığı birkaç örneği hatırlatmak çok önemli. Uzman Psikolog Dilara Yamanlar Büyükkoç “Bu sayede çocuğun kendisini yetersiz hissetme ihtimalini hafifletebilir, onu motive edebilirsiniz. Çabaladıkça çabasını takdir etmek yine pozitif pekiştireç olacak ve bu çabalama davranışının artmasını sağlayacaktır. Örneğin; ‘Bu sene şu dersler için çabaladığını ve o dersin diğerlerine göre daha yüksek olduğunu görüyorum, çabaladığında tüm dersler için bu yükselişin olacağına benim inancım tam' şeklindeki yaklaşım ona güçlü yönlerini hatırlatacak ve diğerlerini de geliştirmek için ilham olacaktır” diyor. HEDEFLER BELİRLEYİN Her tecrübenin geliştirici bir yanı olduğunu vurgularken, bu karne döneminden neleri tecrübe ettiğini sorun, verdiği cevaplar ve çıkarttığı dersler için takdir edin, birlikte yeni eğitim yılı için hedefler koyun. Çocuğa önümüzdeki eğitim yılının yepyeni bir yıl olduğunu hatırlatarak temiz bir sayfa açtığını hissettirmek ve edindiği tecrübelerle daha güçlü olduğunu hatırlatmak yeni dönem için daha güvenli ve emin adımlarla ilerlemesini destekleyecektir.   BAŞARISINI KUTLAYIN Başarılı bir karnedeyse ödülün abartılmaması, özellikle yüksek maddi değerli hediyelerden kaçınılması gerektiğini vurgulayan Dilara Yamanlar Büyükkoç şöyle konuşuyor: “Çocuğu öncelikle gönülden tebrik edin, başarısını kesinlikle görmezden gelmeyin. Başarıya nasıl ulaştığının tekrar üstünden geçerek, bu başarının ona nasıl hissettirdiği üzerine konuşun. Bu adımlar duygusal anlamda başarıyı içselleştirmesini ve başarısının devamlılığını sağlayacaktır. Başarısını birlikte bir etkinlikle kutlamak, o günün başrol oyuncusu olarak hissettirmek, manevi anlamda onu en çok besleyen, en sağlıklı yaklaşım olacaktır. Abartılı ve pahalı hediyelerden kaçının zira böyle bir yaklaşım bir süre sonra sadece hediye için çalışan, hediye alınmazsa tepkisel olarak çalışmayan çocuklar görmemize neden olabiliyor. ‘Çok akıllı’, ‘çok zeki’ gibi tanımlamalar ise çalışmadan da başarabileceği düşüncesine yol açarak başarı ivmesini düşürebildiğinden bu tür tanımlamalardan kaçının.” HABER MERKEZİ

Bu merkez ebeveyn ve çocukların gözdesi oldu Haber

Bu merkez ebeveyn ve çocukların gözdesi oldu

Kuşadası Belediyesi tarafından İkiçeşmelik Mahallesi'nde bulunan Cafer Kotan Parkı'ndaki Güler Aydın Süzgeç Sosyal Tesisi bünyesinde kente kazandırılan ‘Anne Baba Çocuk Eğitim Merkezi’ çocukların çok yönlü gelişimine katkı sunarken, ebeveynlerin de çocuk gelişimi konusunda bilgilenmelerini hedefleyen eğitimlerle aileler tarafından tercih edilen adreslerin başında geliyor. Kuşadası Belediyesi bünyesinde çalışmalarını yürüten diyetisyen, psikolog, psikolojik danışman ve sağlık görevlileri tarafından ebeveynler ve 3-6 yaş arası çocuklara yönelik ücretsiz eğitimlerin verildiği 'Anne-Baba Çocuk Eğitim Merkezi', İkiçeşmelik Mahallesi’ne yeni bir soluk oldu. Kapılarını açtığı günden bu yana geçen 6 aylık sürede 800 ebeveyn ve çocuğu ağırlayan merkez, düzenlenen etkin, sürdürülebilir, dinamik, yenilikçi aktiviteler ve atölyeler ile çocuklar ve ebeveynleri için yeni bir alan haline geldi. KAYITLAR NEREDEN YAPILIYOR? 'Anne-Baba Çocuk Eğitim Merkezi' bu çerçevede hafta içi sunduğu sağlıklı beslenme atölyeleri, okul öncesi gelişim atölyeleri, gebelik ve doğuma hazırlık akademisi, gelişim psikolojisi atölyesi gibi etkinlikler ve eğitimler ile ebeveynlerin kendilerine vakit ayırmasına imkan tanırken aynı zamanda çocukların okul öncesi eğitimlerine ve kişisel gelişimlerine katkı sağlıyor. Sınırlı sayıda katılım sağlanan etkinlik ve atölyelere kayıtlar 444 71 14 numaralı Güvercin Masa çağrı merkezi üzerinden yapılabiliyor. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.