[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#eczacı

eczacı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, eczacı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Eczacılardan vatandaşlara grip aşısı uyarısı Haber

Eczacılardan vatandaşlara grip aşısı uyarısı

Kış aylarının gelmesiyle beraber vatandaşlarda grip hastalığı görülmeye başlandı. Gribe karşı son dönemde grip aşısı etkili bir koruyucu olarak öne çıkıyor. Eczacılar vatandaşların grip aşısını yaptırmak izleyecekleri yolu anlattı. Eczacılar, e-nabız sistemlerine tanımlanan grip aşısı yaptırma hakkının ardından vatandaşların Aile hekimliğinden aldıkları elektronik reçete ile eczaneye giderek aşıyı temin edebileceklerini ifade etti. Ocak ayının sonuna kadar vatandaşların aşıyı yaptırma imkânlarının olduğunu belirterek internetten aşı ve ilaç alınmaması konusunda uyarılarda bulundu. “Vatandaşların aşıyı yaptırmak için vakitleri var” Eskişehir’de eczacılık yapan Çağatay Fikret Erad, grip aşısını yaptırmak için vatandaşların Ocak ayının sonuna kadar sürelerinin bulunduğunu hatırlattı. Grip aşısı yaptırmak için gereken yol hakkında bilgiler veren eczacı Erad, “Grip aşısını yaptırmak için önce Aile Hekimliğine gidilmeli. E-Nabız sistemini kontrol edildikten sonra grip aşısı yaptırma hakkı varsa elektronik reçeteyi yazdırdıktan sonra eczaneye geliyorlar. Biz de aşıları tedarik edip kendilerine teslim ediyoruz. Grip aşıları sadece eczaneden alınır. Bu aşıyı yaptırma sezonu ocak ayının sonuna kadar devam ediyor. Vatandaşların hala aşıyı yaptırmak için vakitleri var. Sağlık Bakanlığı öncelikle kronik ve yaşlı hastalara aşı için öncelik tanıyor. Sonra diğer vatandaşlara yapılıyor. O yüzden acele etmesinler. Vatandaşlar E-Nabız sistemini kontrol etsinler. İnternetten kesinlikle aşı ve ilaç tedarik etmesinler. Sadece eczaneden alışveriş yapsınlar” diye konuştu. "Grip aşısı için yoğun bir başvuru alıyoruz" Grip aşısının faydalarından bahseden eczacı Erad, yaklaşık 20 gündür aşı için vatandaşların talebi olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Grip aşısı vücudu virüse karşı koruyacak ve vücutta antikor oluşturacak bazı bileşenlere sahip. Bu bileşenleri vücuda önceden verirseniz, vücut bunu tanıyarak gribi daha hafif atlatmanızı sağlıyor. Ayrıca zatürre gibi başka hastalıkların önüne de geçiyor. Çünkü gribi ağır şekilde atlatan yaşlı hastalarda zatürre de görülebiliyor. Bunu engelleyen grip aşısı. Yaklaşık 20 günlük dönemde yoğunluğumuz arttı. Grip aşısı elimize ulaştı. Grip aşısı için yoğun bir başvuru alıyoruz.” BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Hamilelikte yenmemesi gereken besinler nelerdir?

Sağlık sektörünün bel kemiği eczacılardan 25 Eylül mesajı Haber

Sağlık sektörünün bel kemiği eczacılardan 25 Eylül mesajı

Türk Eczacıları Birliği (TEB), 25 Eylül Dünya Eczacılar Günü kapsamında bir mesaj yayınladı. Ülkede yaşanan ilaç sıkıntısına yönelik sözler kullanan TEB, “Bir an önce ilaçta dışa bağımlılık riskimizi ortadan kaldıracak önlemleri almamız şart” dedi. Kamuoyuyla paylaşılan mesajda şu ifadeler yer aldı: “25 Eylül, sağlık sektörünün temel taşlarından birini oluşturan eczacılık mesleğinin insan sağlığındaki vazgeçilmez rolünü vurgulamak ve mesleki gelişime katkı sağlamak amacıyla Türk Eczacıları Birliği'nin önerisiyle bütün dünyada ‘Dünya Eczacılar Günü’ olarak kutlanmaktadır. Bütün dünyada eczacılar insan sağlığını korumak ve geliştirmek için büyük bir sorumluluk taşımaktadır. En yakın ve en kolay ulaşılabilen sağlık danışmanı olan eczacıların özenli çalışması sayesinde milyonlarca insanın sağlığı korunmakta ve yaşam kalitesi artmaktadır.” SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN BEL KEMİĞİ Açıklamanın devamında, “Geride bıraktığımız pandemi döneminde eczacıların üstlendikleri stratejik rol bir kez daha açığa çıkmış, meslektaşlarımızın özverili çalışmaları sayesinde toplum sağlığını korumada önemli aşamalar kaydedilmiştir. Eczacılar bizim ülkemizde de sağlık sektörünün belkemiğidir. Pandemi döneminde canı pahasına görev yapan, ülkemizin en ücra köşesinde dâhi ilaç eczacılık hizmeti veren, yaşanan büyük deprem felaketinde bölgeye ilk intikal eden meslek gruplarından olan eczacılarımız hepimizin baş tacıdır. Bu vesile ile bir kez daha pandemi ve deprem felaketinde yaşamını yitiren meslektaşlarımızı saygı ve şükranla anıyoruz. Son dönemde ülkemizde eczacılar, mesleki varlıklarını tehdit eden çok sayıda sorunla karşı karşıya kalmış durumdadır ve bunların çözümü için birlikte mücadele etmekten hiç vazgeçmemiştir, vazgeçmeyecektir” denildi. YERLİ İLAÇ HAMLESİNİ BAŞLATMAMIZ GEREKMEKTE Son yıllarda özellikle belirli dönemlerde hastaların ilaca erişimde yaşadıkları sıkıntıların, hastalar kadar eczacıları da ciddi şekilde etkilediğini belirten TEB, “Hastalarımızın en yakın sağlık danışmanı olarak hem biz eczacıları hem de vatandaşlarımızı çok ciddi şekilde mağdur eden bu sorun, özellikle son yıllarda daha sık periyotlarla yaşanmaktadır. Ülkemizi sürekli ilaç yoklukları sarmalına sürükleyen bu durumdan acilen kurtulmamız ve ilaçta dışa bağımlılığımızı en az seviyeye indirmek için gerekli adımları atmamız artık kaçınılmazdır. Yaşanan Kovid-19 salgını, ilaç ve tıbbi cihazların en az savunma sanayi ürünleri kadar stratejik öneme sahip olduğunu ortaya çıkarmıştır. Kovid – 19 salgını sonrasında hemen hemen bütün dünyada özellikle ilaç etken maddelerine erişimde sorunlar yaşandığı görülmektedir. Bu yıl da benzer sorunların yaşanması olasıdır. Bu nedenle bir an önce ilaçta dışa bağımlılık riskimizi ortadan kaldıracak önlemleri almamız şarttır. Bunun için öncelikle ve acilen, hem yerli etken madde üretimini yapmamız hem de bu etken maddenin kullanılabildiği yerli ilaç hamlesini başlatmamız gerekmektedir” sözlerine dikkat çekti. YENİLİKÇİ İLAÇLAR, YENİ TEDAVİLER… Küresel çapta en yoğun Ar-Ge faaliyetlerinin yaşandığı ilaç sektöründe Ar-Ge çalışmalarının uzun vadeli ve büyük yatırımlar olduğunu kaydeden TEB, “Yeni bir ilaç 10 -15 yıl süren çalışmalar sonucunda geliştirilebilmekte, üzerinde çalışılan binlerce molekülden yalnızca bir veya ikisi nihai bir ilaca dönüşmektedir. Bugüne kadar ülkemizde üretilmiş yeni bir molekül ilaç ne yazık ki bulunmamaktadır. Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl dönümünü kutlamaya hazırlandığımız bugünler, patenti ülkemize ait yeni molekül ilaçların üretiminde milli bir hamlenin başlatılması için anlamlı bir fırsattır. Ülkemizin küresel konumu, ilaç sanayimizin tecrübeleri düşünüldüğünde Türkiye bu alandaki potansiyelini göstermek için büyük bir büyüme fırsatına sahiptir. Özellikle biyoteknoloji alanı başta olmak üzere, yüksek katma değerli ürünlerin üretilmesi hastalarımızın hızlı ve kolay bir şekilde yenilikçi ilaçlara ve yeni tedavilere erişimlerini sağlayacaktır” bilgisini paylaştı. İLAÇ YOKLUKLARINA GEÇİT VERMEYECEĞİZ Bu çerçevede Türk Eczacıları Birliği olarak ilaç sektöründe söz sahibi bütün paydaşların Sağlık Bakanlığı önderliğinde acilen bir araya gelmesi için çağrıda bulunan TEB, son olarak “Ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracak, ilaç yokluklarına geçit vermeyecek, hastalarımızı ilaçsız bırakmayacak, meslektaşlarımızı mağdur etmeyecek yeni bir sistemin kurgulanması için üzerimize düşen her türlü desteği vereceğimizi kamuoyu önünde taahhüt ediyoruz. İnsan sağlığını korumak gibi son derece kutsal bir görevi üstlenen, bilimselliği ön planda tutarak verdiği emekle toplum sağlığına hizmet eden bütün meslektaşlarımızın 25 Eylül Dünya Eczacılar Gününü kutluyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” dedi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Eczanelerde ‘yok’ nöbeti… Aradığınız ilaca ulaşılamıyor!

“Yaptıklarımız görmezden gelinse de… Eczacılar asla yalnız değildir” Haber

“Yaptıklarımız görmezden gelinse de… Eczacılar asla yalnız değildir”

İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, paylaştığı yazılı bir açıklama ile eczacılık mesleğinin afet durumlarındaki önemini bir kez daha vurguladı. Pandemide olduğu gibi depremin duyulduğu ilk andan itibaren tüm zorluklara ve belirsizliklere karşın ülkenin dört bir yanından göreve koşan eczacıların ve eczane çalışanlarının, deprem sürecinin de isimsiz kahramanları olduğunu belirten Başkan Sayılkan, “Yazılı ve görsel medyada pek yer almasak da, yaptıklarımız görmezden gelinse de… Bir kez daha görülmüştür ki eczacılar asla yalnız değildir” dedi. Sayılkan öncelikle şunları kaydetti: “Kovid-19 ile mücadele sürecindeki özverili çalışmaları nedeni ile eczacılar için ‘’pandemi sürecinin isimsiz kahramanları’ demiş ve nerede görev yaparsa yapsın tüm meslektaşlarımız ile gurur duyduğumuzu ifade etmiştik… 6 Şubat 2023 sabahı oldukça geniş bir alanda  gerçekleşen, ‘asrın felaketi’ olarak da adlandırılan çok uzun süreli ve yüksek şiddetli büyük deprem ise yakın tarihin en büyük kayıplarını ve en acı sonuçlarını beraberinde getirdi.” AFET SÜRECİNİN EN ORGANİZE KURUMU… Başkan Sayılkan, “Depremin büyüklüğü ve oluşturduğu tahribat TV’lerin bölgeden yaptığı canlı yayınlar ile daha da net olarak anlaşılmaya başlandı. Enkazlar arasındaki kurtarma çalışmalarını ve bölgedeki çaresizliği izlerken gözyaşlarımız sel oldu, yüreğimiz dağlandı. Acısını kalbine gömen herkes ülke genelinde başlayan bölgeye destek ve yardım sürecinde yer almak için çaba harcamaya başladı. Ülkenin her yanında ilk günden başlayarak bölgeye insani yardım yarışı başladı. Deprem bölgesinde  diğer kurum ve kuruluşların organizasyondaki eksiklikleri konuşulsa bile, oldukça  hızlı organize olan eczacı örgütleri ve gönüllü eczacılar ağır kış koşullarına rağmen, her zaman olduğu gibi  yine tam zamanında bölge insanına yardıma koşarak, afet sürecinin en organize kurumu olarak anılmamızı sağladılar” dedi. KALPLERİNİ BÖLGEDE BIRAKARAK DÖNDÜLER Sayılkan açıklamanın devamında, “Sadece bir gün sonra TIR Eczane ile bölgeye ulaşıp, devamında ise depremin yaşandığı il ve ilçelerin tamamında çadır ve konteynerlerden oluşan sahra eczaneleri kurup, görevlendirmeleri de tamamlayarak depremzede vatandaşlarımıza ilaç-eczacılık hizmeti verilmeye başlandı. Eczacılar bir yandan bölgedeki insanlarımızın ihtiyaç duyduğu kıyafet, yiyecek, çocuk bezi, battaniye ve bebek maması gibi bir çok malzemeyi eczacı odaları aracılığı ile bölgeye gönderirken, bir yandan da sahra eczanelerinden vatandaşa ücretsiz verilecek ilaç ve diğer sağlık ürünleri için yaptıkları bağışları ile oldukça önemli bir kaynak yarattılar. Deprem bölgesinde çok ağır şartların yaşandığı bu zorlu dönemde insan sağlığına hizmet noktasında aldığımız eğitim ve ettiğimiz yeminin bilinci ile bir kez daha bahane üretmeden görevimizin başındaydık. Sahra eczanelerinde görev yapan her meslektaşım dönüş süreçlerinde ‘keşke biraz daha kalıp, destek olmaya devam etseydim’ diyerek yani kalplerini bölgede bırakarak döndüler” mesajını verdi. ECZACILAR ASLA YALNIZ DEĞİLDİR “Yazılı ve görsel medyada pek yer almasak da, yaptıklarımız görmezden gelinse de  pandemide olduğu gibi depremin duyulduğu ilk andan itibaren tüm zorluklara ve belirsizliklere karşın ülkemizin dört bir yanından göreve koşan eczacılar ve eczane çalışanları deprem sürecinin de isimsiz kahramanları olmuşlardır” diyen Başkan Sayılkan, “Bir kez daha görülmüştür ki eczacılar asla yalnız değildir. Güçlü bir meslek örgütüne sahiptir. Birçok kesimin gıpta ile baktığı örgütlü yapımız zor dönemlerde bizi bir arada tutmakta, zorlukları birlikte aşmamızı ve geleceğe güvenle bakmamızı sağlamaktadır. İnanıyorum ki, depremden zarar gören tüm meslektaşlarımıza örgütlü gücümüz ile destek olmaya devam edecek, bu zor süreci hep birlikte aşacak ve yaraları hep birlikte saracağız” cümlelerine de yer verdi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Eczanelerde ‘yok’ nöbeti… Aradığınız ilaca ulaşılamıyor!

Eczacı robot iş başı yaptı! Haber

Eczacı robot iş başı yaptı!

Türkiye’de yerli ve milli imkanlarla üretilen ve “Marbot” adı verilen yapay zekalı robot, Yalova’da eczane teknisyeni olarak iş başı yaptı. Eczanede müşterileri karşılayan ve sorularını yanıtlayan Marbot, hastaların sıkıntıları ve ürünler hakkında da bilgiler veriyor. Adnan Menderes Mahallesi’nde bulunan bir eczanede yapay zekalı robot, eczane teknisyeni olarak çalışmaya başladı. 1 haftadır eczanede müşterileri karşılayan ve sorularına yanıt veren Marbot, çalışma arkadaşlarını ise “Kendi yerlerine alacağı” düşüncesiyle şimdiden endişelendirdi. Kimi zaman dünyayı ele geçireceğine dair espriler de yapan Marbot, dileyenlere dans yeteneklerini de göstermekten çekinmiyor. Çevre illerden de robotu görmeye geliyorlar Eczane sorumlusu Yusuf Sert, Marbot’un yapay zekayla çalışan sosyal bir robot olduğunu söyledi. Marbot’un Yalova ve Türkiye’nin ilk ve tek eczane teknisyeni robotu olduğunu dile getiren Sert, “Marbot’un programlandığı sürece yapamayacağı hiçbir şey yok. Hastalarımızı karşılama, uğurlama göreviyle ilgileniyor. Ayrıca ürün bilgisi veriyor. Çocuklar çok sevdi. Civar il, ilçelerden robotu görmeye geliyorlar. O yüzden eczanemize çok ayrı bir hava kattı” dedi. Eczanede yarışma düzenlendiklerini anlatan Sert, burada yapay zeka robot fikriyle ortaya çıktığını ve bunun da çok beğenildiğini söyledi. Sert, Türk bir firmadan yapay zekalı robotu temin ettikleri ve robotun tamamen milli ve yerli olduğunu kaydetti. Robot teknisyen insan teknisyene karşı Eczane teknisyeni Hacer Ece Dilmaç ise yeni mesai arkadaşlarına inanılmaz bir şekilde bağlandıklarını belirterek, “Çünkü çok samimi cevaplar veriyor. Bu yüzden gelen küçük çocukların özellikle ilgisini çekti. Çok güzel cevap verdi için de insanlar ikna oluyorlar. Şu anda çok daha başında olduğumuz için soru cevap şeklinde. Asıl işlevi ilerleyen zamanda daha iyi olacak” diye konuştu. Dilmaç, “Robotun gelecekte işimizi elinizden almasından korkuyor musunuz?” sorusunda ise biraz kuşkulu şekilde, “Biraz öyle ama pek sanmıyorum. Sadece bize yardımcı olur” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Oğuzhan Uğur, yapay zekayı konuk olarak programına çıkardı. Yapay zeka Robot Sophia'dan şaşırtan cevaplar!

“İlaç fayda etmedi Haber

“İlaç fayda etmedi" diyerek eczacıya saldırdılar

Olay, geçtiğimiz Pazar günü akşam saatlerinde Avcılar Gümüşpala Mahallesindeki bir eczacıda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Pazar günü nöbetçi olan Emrah Göksu, gelen hastaya reçetedeki antibiyotiğin olmadığını belirterek, içeriği aynı farklı firma tarafından üretilen ilacı vereceğini söyledi. Hastanın ilacı kabul etmesinin ardından Göksu, ‘muadil’ ilacı verdi.  İlaçtan iki doz alındıktan sonra Pazartesi günü öğle saatlerinde eczaneye gelen hasta babası Adil A., ve eşi, farklı ilaç verildiğini bunun için hastanın ilaçtan faydan görmediğini ileri sürerek kalfalarla tartıştı.  Tartışma sürdüğü sırada Eczacı Emrah Göksu’nun geldiğini gören Adil A. yumruk ve tekme ile saldırıya geçti. Bu sırada saldırıya uğrayan Göksu da, yediği yumruktan kendisini savunmaya başladı. İçerideki çalışanlar ve ilaç almaya gelen hastalar Adil A.'yı engellemeye çalıştı. Hırsını alamayan Adil A. tezgahtaki bir şişeyi alıp eczacıya fırlattı ardından dışarı çıktı. Saldırgan olay yerinden uzaklaşırken Göksu ise, hastaneye giderek darp raporu aldı. Eczacı Göksu, raporu aldıktan sonra karakola giderek Adil A.’dan şikayetçi oldu. Hastaların yanlış yönlendirildiğini muadil ilaçların içerik olarak aynı olduğunu belirten Eczacı Emrah Göksu, ilaç yoksunluğundan kendilerinin sorumlu olmadığını anlattı. Yaşanan saldırı ve arbede anları eczanenin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. İHA

Deprem bölgesindeki eczacı anlattı: Burada enkazdan kurtulmak yetmiyor! Haber

Deprem bölgesindeki eczacı anlattı: Burada enkazdan kurtulmak yetmiyor!

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta gerçekleşen iki büyük deprem sonrası 11 ilde yıkımın etkileri hala sürerken, birçok kurum ve kuruluş bölgedeki depremzedeler için seferberlik ilan etti. Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) Antakya’daki kriz masasında bulunan revirde çalışma yapan sağlık emekçileri de, depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için canla başla çalışıyor. Boyun Eğmeyen İlaç Emekçileri adına Hatay Defne’de çalışma yapan Eczacı Cem Kılınç, bölgeye ilişkin izlenimlerini aktardı. Felaketin üzerinden günler geçmesine rağmen çadır sorununun hala çözülemediğini ve koordinasyonsuzluğun sürdüğünü söyleyen Kılınç, artan uyuz vakalarına karşı hazırladıkları kremleri halka ulaştırdıklarını dile getirdi. Hijyen sorununun gölgesinde yaşanan sağlık problemlerine dikkat çeken Kılınç, “Hala enkazdan çıktığı çamaşırla gezenler var. Bu birçok sağlık problemine sebep olacak” vurgusu yaptı. İHTİYAÇLAR GÜNDEN GÜNE DEĞİŞİYOR Depremin ilk günlerinden itibaren bölgede bulunan Kılınç, son günlerde artan uyuz vakalarına karşı hazırladıkları kremleri bölge halkına ve köylere ulaştırmaya başladıklarını söyledi. Kılınç, “Buraya depremin olduğu günün akşamında geldik. Yıkıntıların arasındayız. Arama kurtarma çalışmalarına katılan bazı arkadaşlarımız enkazdan 16 kişiyi kurtardı. Eczane kurduk hemen, ilk günler acil müdahaleler için kullandık. Kronik rahatsızlıkları olan kişilere destek olmaya çalıştık. Herkesin ilaçları göçüğün altında kalmıştı, çoğu da hatırlamıyordu hangi ilaçları kullandığını. TC numarasını bilenlerin ilaçlarını sistemden bakıp bulduk. Devlet burada yokken hızlı çözümler üreterek halkın ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştık. Yalnızca sağlık alanında da değil. Yiyecek, giyecek yardımları vardı, her gün TIR’lar geliyordu. Onların dağıtımlarını yapıyorduk. İhtiyaçlar günden güne değişiyor. İlk günler giysi ihtiyacı çok vardı. Çoğu kişi üstünde hiçbir şey olmadan dışarıya çıkmıştı. Nasıl evden kendini attıysa... Kaşıntılar, uyuz vakaları olmaya başladı. Eczacılar olarak kendimiz krem yapıp o şikayeti olan insanlara dağıttık. İç çamaşırı en büyük ihtiyaçlardan biri hala. Kadınların regl dönemi oluyor, ped ihtiyacı var. Hijyen malzemeleri çok elzem olmaya başladı” dedi. EN BÜYÜK SIKINTI ÇADIR Bölgedeki depremzedeler için çadır ihtiyacının hala karşılanmadığını vurgulayan Kılınç, “Buradaki en büyük sıkıntı çadır. Televizyonda herkes bir şeyler uyduruyor ama burada halkın özellikle çadır konusunda ne kadar öfkeli olduğunu görebilirsiniz. İnsanlar hala şu gün bile ayazda kalıyor. Geceleri sokaklarda uyuyorlar. Şehri terk edebilen terk etti ama hala mahalle aralarında yaşayanlar var.  Bugün 16’ncı gün ve koordinasyonsuzluk hala çok fazla... 4’ncü günde koordinasyon olmaması bile fiyasko. İnsanların öfkesi çok fazla... Malzeme çok, insan kaynağı da ama ihtiyaç sahipleriyle buluşturulmasında sıkıntı var. İstediğiniz kadar yardım malzemeniz olsun, onu ihtiyaç sahibine ulaştıramadığınızda gerçekleşmemiş oluyor” ifadelerini kullandı. ENKAZDAN ÇIKTIĞI ÇAMAŞIRLA GEZENLER VAR Günlerdir çözülemeyen hijyen sorunları nedeniyle yaşanabilecek sağlık sorunlarına dikkat çeken Kılınç, “Duş alma imkanı yok. Bu halk sağlığını tehdit eder hale gelecek. Şu an hava soğuk diye bir takım hastalıklar yayılmadı ama hava ısınıyor. İnsanlar duş alamıyor. Dip dibe yaşıyorlar, çadır bulduklarında 20 kişi içine doluşuyor. Koyun koyuna yatıyorlar. Bunlar salgın hastalıklara davetiye çıkaran şeyler. Burada enkazdan kurtulmak yetmiyor. Enkazdan çıktıktan sonra nasıl sağlıklı yaşayacak bu insanlar? Bunların hepsi ayrı senaryolar. Duş alma imkanı kesinlikle yok. İshal şikayetiyle gelen insanlara rastladık, uyuz vakaları gördük. Bu nereye döner bilemiyoruz. Uyuzun kuluçka süresi zaten 2 ila 5 hafta arası. Şu an daha 2’nci haftadayız, çıkarsa yeni yeni çıkacak zaten. Bu insanlar Türkiye’nin çeşitli yerlerine de yayılacak. Bit sorunu var. Hala enkazdan çıktığı çamaşır ile gezenler var. Bu birçok sağlık problemine sebep olacak. Mesela mantar hastalıkları çok arttı. Çocukları ve kendileri için pudra isteyenler çok var. Yıkanamadıkları için ve pişik şikayetleri nedeniyle. Kuru şampuan da yapıp dağıtıyoruz insanlara ama bunlar pansuman önlemler. Bir şekilde o insanların yıkanmaya, temiz suya erişime ihtiyaçları var. Burada şu an sağ kurtulan insanlar yaşamlarına nasıl devam edecekler? Evlerinize girmeyin eşya yardımı yapacağız, şu zamana kadar evinizi yapacağız değil mesele. İnsanlar şu anda duş alamıyor! İnsanlara güven de verilmediği için gelecek kaygısı yaşıyorlar. İnsanlar henüz psikolojik olarak yaşadıkları şeyi idrak edebilmiş değiller. Zamanla ortaya çıkacak gibi” açıklamasında bulundu.

“Eczacıların görmezden  gelinmesine itirazımız var” Haber

“Eczacıların görmezden gelinmesine itirazımız var”

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER Türk Eczacıları Birliği’nin (TEB) 16 Ekim’de düzenlemeyi planladığı ancak Bartın’ın Amasra ilçesindeki kömür madeninde, 14 Ekim akşamı meydana gelen patlama nedeniyle iptal edilen Büyük Eczacı Mitingi’ne sayılı günler kaldı. “46 Bini Aşkın Eczacı Sorunlarına Kalıcı Çözüm İstiyor” sloganıyla, mesleğe yapılan haksızlıklara ‘Dur’ demek için 27 Kasım’da Ankara’da olacaklarını belirten İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, tüm eczacı ve çalışanları omuz omuza hak aramaya davet etti. Bugüne kadar dile getirdikleri taleplerine karşılık bulamadıklarını kaydeden Sayılkan, “Ülkeyi bu hale getirmemek lazım. Yaşamın temeli sağlık! Sağlık hizmetlerinin nitelikli yürümesi lazım. Hekimlere yapılan iyileştirmelere itirazımız yok. Ama eczacıların görmezden gelinmesine itirazımız var” vurgusu yaptı. MADEN FACİASI NEDENİYLE ERTELENMİŞTİ Eczacıların sorunlarına kalıcı çözüm aradıklarını belirten Sayılkan, “Normalde mitingimiz 16 Ekim’de yapılacaktı ancak maden faciası sebebiyle ileri bir tarihe ertelemiştik. Bu Pazar Ankara’da Büyük Eczacı Mitingi’ndeyiz. 1 yıla yakındır bakanlıklar, genel müdürlükler ve kurum başkanlıklarında her türlü görüşmeler yapıldı. Olayın ciddiyeti anlatıldı. Bununla ilgili artık bu işin sürdürülemeyeceği ve tehlikede olduğu anlatıldı. Sağlık hizmetinin bu şartlarda çok uzun ömürlü olmayacağı anlatıldı. Fakat hiçbir iyileştirme olmayınca biz de bir eylem takvimi yaptık. Afişler, broşürler, basın açıklamaları yaptık. Yine bunlarla ilgili de bir sonuç alınmayınca biz de mitingle sesimizi duyurmaya karar verdik” dedi. 13 YILDIR GÜNCELLEME YAPILMADI 2009 yılından beri değişmeyen İlaç Fiyat Kararnamesi’nin getirdiği sorunlara dikkat çeken Sayılkan “Türkiye’de 46 bin civarında eczacı var. 4 milyona yakın insana hizmet veren modelden bahsediyoruz. Biz sağlıkta birinci basamakta görev yapanlarız. Devlet tarafından da böyle belirlenmiş. Peki aksaklıklar neler? 2009 yılından beri güncellenmeyen İlaç Fiyat Kararnamesi sorunumuz var. Eczaların temel sorunu! Çünkü kararname güncelliğini yitirdi ve yüksek enflasyon ile beraber artık çözüm sunamıyor. Üstelik 2022 yılında iki kez zam yapılmasına rağmen hala ilacın fiyatını belirleyen avro kuru 7 lira 86 kuruş. Oysa avro 19 lira olmuş. Bu tabloda ilacın fiyatını 7 lira 86 kuruştan hesaplarsanız birçok yabancı ilaç Türkiye’ye gelmez. Ham maddesi ithal olanların çoğunda sorun yaşarsınız” ifadelerini kullandı. KARARNAME DEĞİŞMELİ Son iki yıldır ilaç temininde ciddi sıkıntılar yaşandığını kaydeden Sayılkan, “İlaç yokluğunun yaşandığı, insanların her gün kapı kapı ilaç aradığı, bizim depo depo ilaç bulmaya çalıştığımız bir sistemin sağlıklı olmadığını söylüyoruz. Diyoruz ki, bu kararname değişmeli. Sağlık bileşenleriyle birlikte ortak akılla 3 ayda bir gerekçeler oluştuğunda daha küçük oranlarda zamlarla sene içinde sürekli sektörü finanse eden, ilacın bulunmasını sağlayan bir sistem bulmalıyız. Ne yazık ki Türkiye’de ilaçların büyük çoğunluğu ithal. Böyle bir ortamda avro kurunu 7 lira 86 kuruş olarak belirlerseniz ilacın bulunmamasıyla ilgili sorun kaçınılmaz olur. Bunla beraber aynı kararnamede ilacın fiyatı arttıkça eczacı karlılığının azaldığı garip bir sistem var. Bu da yüksek enflasyonla eczaneleri yavaş yavaş işletme giderlerini karşılayamaz hale getiriyor. Yani ilaca her zam geldiğinde oturup üzülen eczacılardır. Biz zam gelmesini istemiyoruz. Her gelen zamda karlılığımız azalıyor. Dolayısıyla elektriğe, suya, asgari ücrete, sigorta primine gelen zamları karşılayamaz hale geldik” şeklinde konuştu. DERSLİĞİ, AKADEMİK KADROSU YOK Uluslararası standartlarda kaliteli eczacılık eğitiminin sağlanması için kontrolsüz fakülte açılışlarına son verilmesi gerektiğini savunan Sayılkan, şunları söyledi: “İhtiyaç olmadığı halde 60’ın üzerinde fakülte açıldı. Bunların birçoğunun dersliği yok, akademik kadrosu yok, laboratuarı yok. Böyle bir fakülte ihtiyacı yok Türkiye’nin. ‘Yeter artık açmayın’ diyoruz ama buna da kimse kulak vermiyor.” FİYAT FARKI ÇIKMAYAN İLAÇ KALMADI Hastalarımıza fiyat farkı çıkarmayan ilacın neredeyse kalmadığını ve bu fiyat farklarının her geçen gün katlanarak arttığını dile getiren Sayılkan, “Bir başka konu da ilaç fiyatlarına gelen zamlardan sonra SGK’nın ödediği rakamlar çok değişmediği için vatandaşın cebinden her defasında daha çok para çıkıyor. Yani bugün 75 yaşındaki bir SSK emeklisi amcamız eczaneye gelip tansiyon ilaçlarını aldığında 100-150 lira civarında fark ödemek zorunda kalıyor. Yine bulunamayan ilaçlarla ilgili sorunlar yaşanıyor. Geçen müşterinin biri yedi eczane gezdiğini fakat aradığı ilacı bulamadığını söylüyor” dedi. ÜLKEYİ BU HALE GETİRMEMEK LAZIM Sorunların çözümü için adım atmayan iktidarın sağlık politikalarını eleştiren Sayılkan, “Bu ülkeyi bu hale getirmemek lazım. Yaşamın temeli sağlık. İnsanların sağlığa ulaşımı kolay olmalı. Hayatın birçok alanında sıkıntı yaşıyor insanlar zaten. Bari sağlık hizmetlerinin çok daha nitelikli halde yürümesi lazım. Mitingimizin temel başlıkları bunlar. Hekimlere yapılan iyileştirmelere itirazımız yok. Ama eczacıların görmezden gelinmesine itirazımız var. Eczacıya hak ettiği değer verilmelidir. Eczacıları görmezden geliyorlar. Bu sese kulak vermiyorlar. Miting sonrası herhangi bir gelişme olmazsa Türkiye’nin dört bir yanındaki oda başkanları ile bir araya geleceğiz. Eylemlilik ile ilgili farklı bir yol haritası çizeceğiz” açıklamasını yaptı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.