[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#ednan arslan

ednan arslan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ednan arslan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP'li Ednan Arslan: Bakan, kendi partisinin mensubunu yalanlıyor Haber

CHP'li Ednan Arslan: Bakan, kendi partisinin mensubunu yalanlıyor

CHP’li Ednan Arslan yaptığı yazılı açıklamada, İzmir’e termik santral projesini eleştirdi. Arslan, “AKP’nin logosuz takiyeci adayı Hamza Dağ ‘Gündemimizde İzmir’de termik santral yapmak konusu yoktur’ demiş. Daha 2 hafta önce Kınık Öğretmenevi'nde konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar; Kınık'ta, Bergama'da yani bu Bakırçay bölgesinde bir termik santral yapma hedefleri olduğunu söylemişti. Asli görevini yapmak yerine 2 hafta önce İzmir’e gelip seçim propagandası yapan bakanı bugün kendi partisinin mensubu yalanlıyor” dedi. TAKİYECİ ZİHNİYET TELAŞ İÇİNDE Arslan, şunları söyledi: “Anlaşılan İzmir’de seçimi kazanamayacağını anlayan AKP’liler telaş içerisinde birbirlerine düştü. Takiyeci ve inkarcı zihniyet yakalanınca birbirlerini tekzip etme telaşına düşüyor. Sözlüğü açıp baksak, takiye kelimesine bundan daha iyi bir örnek bulamayız sanırım. Bu zihniyet her fırsatta yerel yönetim ile merkezi yönetim birlikte hareket etmezse, hizmet olmaz diye vatandaşlarımızı tehdit ediyordu. Hamza Dağ yaptığı bu açıklama ile vatandaşlarımızın aklıyla alay etmeye çalışıyor. Kanser vaat edenler İzmir’in iradesini görünce çark etmeye başladılar. Bu artık takiye bile değil yalan söylemek. İZMİRLİ DERS VERECEK Şimdi soruyorum kim doğru söylüyor? Logosuz takiyeci aday Hamza Dağ mı, yoksa İzmir’e kanser vaat eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar mı? Aslında cevabını bildiğimiz bir soru bu. Siyaset yapma biçimleri ilkeli olmaktan, gerçeklerden kopuk olduğu için dün söylediklerini bugün yalanlıyorlar. Nasıl 14 Mayıs Seçiminden önce faiz düşecek, enflasyon düşecek diyip seçimden sonra faizi artırdılarsa, bugün de aynı zihniyet ile hareket ediyorlar. Ama arşiv unutmaz. 31 Mart Pazar günü İzmirli hemşehrilerimiz, ilkeli ve gerçekleri söyleyen CHP’yi tercih edecektir. Görünen köy kılavuz istemez, İzmir’de size oy da yok destek de yok.”

CHP’li Arslan: Yerel seçimlerde oyunun da boyunun da ölçüsünü alır Haber

CHP’li Arslan: Yerel seçimlerde oyunun da boyunun da ölçüsünü alır

CHP İzmir Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Ednan Arslan, İLKSESTV ekranlarında yayınlanan İzmir Masası programında Vedat Araz’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Kent ve ülke siyasetine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arslan, 14-28 Mayıs seçimlerine ilişkin özeleştiride bulunurken CHP içerisinde seçimler sonrasında başlayan ‘değişim’ sesleri ve kurultay sürecine ilişkin açıklamalar yaptı. Yerel seçimler konusunda da yorumlar yapan Arslan, İYİ Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale’nin çıkışları ve adaylığına ilişkin iddialı konuştu. KONGRELER DE KAVGALAR DA SALONDA KALDI 16 Eylül’de İzmir İl Kongresi'yle sonlanan kongre sürecini değerlendiren Arslan, “Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra hızlı bir şekilde kongrelerimiz başladı. CHP, üyelerinin önüne sandık koyabilen bir parti. Mahalle delege seçimlerinden kurultayına kadar çok sesli ve demokrasiye yakışır yapılır. Bunun sonucunda da görüyoruz ki kurultayımızda da iki adayımız olacak. Bu da demokrasiye gösterdiğimiz inanç. İzmir’de de kongre sürecimiz hızlı bir şekilde ilerledi. Hem ilçelerde hem de ilde başkanlar ve yönetim kurulları seçildi. Biz çok sesli bir partiyiz. Diğer partiler de kongre yapıyorlar ama hiç duyulmuyor. Tek adaylı, yapılıp geçiyor. Partisine sormayan bir yapı var. Ama sol bir parti olarak bizim bu konuda farkımız var. Ancak kongrelerimiz ve salonlardaki tartışmalar geride kaldı. Bundan sonra hep birlikte partimizi iktidar yapmak için çalışacağız. İlçe başkanlığı zor bir görevdir. İlçe başkanı pazara giden, sokaktaki insanlara ulaşan kişidir. Ben tüm arkadaşlarımızın ilçe başkanlarımıza yardım etmesi gerektiğini düşünüyorum. Önümüzde yerel seçimler var. Birçok şey yapılacak. Biz ilçe başkanıyla bir temsilci seçiyoruz. Onlara destek olmak tüm hepimizin görevi. Böyle yaparsak başarılı olacağız” dedi. GÜNDEMİMİZ EKONOMİ VE SEÇİM 1 Ekim’de TBMM’nin açılmasıyla başlayacak yasama yılında CHP’nin öncelikli gündemini de açıklayan Arslan, “Ülkenin o kadar derin sıkıntıları var ki… Öncelikle ekonomi. Biz seçim öncesinde ne söylediysek hepsi tek tek ortaya çıktı. ‘NAS var’ dediler, ‘faiz yükseltilmez’ dediler. Ama geldiğimiz noktada yüzde 30’ları bulan faizler, borç batağı içinde çırpınan vatandaşlarımız, geçinemeyen emekli, işsizlikle boğuşan gençler… Ülkesini terk eden eğitimli vatandaşlarımız… Bu bir ülke için en büyük tehlike. Yurt dışına çıkmak bir çözüm değil, ülkede kalarak mücadele etmek çözüm. Meclis 1 Ekim’de açılıyor ama bir tatil yok. Biz sürekli sahadayız. Çok ciddi ekonomik kriz var. İnsanlar evine ekmek götürmekte zorlanıyorlar. Günlerdir emekliye zam gelecek mi gelmeyecek mi, nasıl olacak diye tartışıyoruz. Mazot 40 lirayı geçti, çiftçi, esnaf, servisçi zor durumda. Biliyoruz ki önümüzdeki günlerde iktidar elektrik ve doğalgaza da zam yapacak. Biz iktidarı uyarıyoruz. Türkiye’de elektrikte piyasa takas fiyatları düştü. Elektriğe zam yapmalarının bir gerekçesi yok. Ben EPDK’yı da uyarıyorum. Şirketlerin değil dar gelirli vatandaşların yanında olsunlar. Kira konusunda da birtakım tedbirlerin alınması gerekiyor. Artık dar gelirlinin dayanacak gücü kalmadı. Bir an önce doğru ekonomik politikalarla vatandaşı rahatlatmak gerekiyor. Gündemimizin birinci maddesi ekonomi ve geçim” diye konuştu. OY VEREN DE VERMEYEN DE BİN PİŞMAN Genel seçimler sonrası sokakta hakim havanın ‘pişmanlık’ olduğunu belirten Arslan “Oy veren de vermeyen de herkes bin pişman. Pazarda pazarcı satamıyor, vatanda alamıyor. Biz kiloyla almaya alışık bir millettik ama artık taneyle alınıyor. Karpuz bile dilimle satılıyor. Çocuklarımız ete, süte, yumurtaya bile ulaşamıyor. Dünyanın en bereketli topraklarında bu ülkenin çocukları ete, süte, meyve ve sebzeye ulaşamıyor. AKP’ye oy veren vatandaşlar ellerini vicdanına koysunlar artık. O çocuklar onların çocukları. Çocuklarda bodurluk, iyi beslenmeyen çocuklarda öğrenme zorlukları başladı. Bir öğün yemek verme işi 2026’ya ötelendi. Ortada bir yanlış var ve vatandaşımız ilk seçimde sandıkta bu yanlışın nasıl düzeltileceğini göstermek zorunda” ifadelerini kullandı. İTTİFAK PARTİLERİ EKSİK DAVRANDI Genel seçimlere yönelik özeleştiri de yapan Arslan, ittifak partilerine eleştiri yönlendirerek şunları söyledi; “Oy vermeyen 27 milyonun niye oy vermediğini anlamak lazım. Burada kabahat seçmenin değil siyasetçinindir. Kendimizi daha iyi anlatmalıyız. Biz seçim döneminde birçok iftiraya maruz kaldık. Ama biz o iftiraların gerçek olmadığını, halkın oylarını manipüle etmeye yönelik işler olduğunu yeterince anlatamadığımızı düşünüyorum. Ama bundan sonraki süreçte yılgınlığa gerek yok. Neticede önümüzde yerel seçimler var. Halkımız bize muhalefet görevi verdi. Biz bu görevle iktidarı sıkıştırıp doğruların yapılmasın sağlayacağız. İttifakta bizim ikna edemeyeceğimiz ama onların ikna edebileceği kesimler de vardı. Ama büyük ihtimalle onlar da orada eksik davrandılar. Ben sahada bazı yerlerde gözlemledim de. CHP tüm varlığıyla sahadaydı ama ittifak ortaklarından çok destek gördüğümüzü sanmıyorum.” İZMİR’E NE YAPILIYORSA ÖZ KAYNAKLARLA YAPILIYOR Artık 2024 yerel seçimlerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Arslan, iddialı konuşarak “Biz büyükşehir artı 30 ilçeyi alacak güce sahibiz. CHP’nin İzmir’deki kadroları bunu başarabilecek güçtedir. Yeter ki samimiyetle vatandaşımıza ulaşıp belediye başkanlarımızın yaptığı çalışmaları anlatalım. Bizim elimizde anketler de var. Belediye başkanlarımızla ilgili ciddi sorunlar yok. Herkes biliyor ki başkanlarımız zor bir dönemde belediye başkanlığı yaptı. Pandemi, ekonomik kriz… Belediye başkanlarımız İller Bankası kredisine ulaşamıyor. Belediyeler Birliği’nden bizim belediye başkanlarımıza ne gelmiş? Bisiklet. Oransal verilmeli. Siz gelirin yüzde 97’sini AKP’li belediyelere kalan yüzde 3’ünü diğer belediyelere verirseniz olmaz. Biz bunlarla uğraşıyoruz. Biz İzmir’e ne yapılıyorsa İzmir’in öz kaynaklarıyla yapıyoruz. İzmirlinin bize emanet ettiği bütçeyle yapıyoruz ve İzmir için kullanıyoruz” dedi. HERKES OYUNUN ÖLÇÜSÜNÜ DE BOYUNUN ÖLÇÜSÜNÜ DE ALIR Geçtiğimiz hafta resmi olarak adaylığı açıklanan ve son dönemlerdeki sert çıkışlarıyla dikkat çeken İYİ Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale’ye ilişkin de konuşan Arslan, şunları söyledi; “İYİ Parti’nin adayı hayırlı olsun ama kendisi biraz acemi. Çok hızlı girmeye çalıştı bu işe. Daha bu kente yeni milletvekili seçildi. Tamam İzmir’den gelip vekil seçildiniz ama bir anda sivri sivri açıklamalar yapmaya gerek yok. Zaten İzmir’de neyin yapılıp neyin yapılmadığın takip eden bilinçli bir seçmen kitlesi var. O yüzden bu seçmen kitlesine uygun açıklamalar yapmak lazım. Ama arkadaşımız iddialı ve seçileceğinden hiçbir şüphesi yok anlaşılan o ki aklına her geleni söylemeye başlamış. Ama şunu söylemek lazım. Biz kendisiyle birkaç ay önce birlikte seçimler için çalıştık. Bizim seçenimizden oy istediler. İşin bu kadar kısa sürede oradan buraya evrilmesini anlayamadım. Ama İzmirli oyunu verir. Herkes oyunun ölçüsünü de boyunun ölçüsünü de alır. Biz İzmir’de kazanacağız. Kendisi de milletvekilliği görevinde İzmir’i daha iyi tanımış olur. Çünkü belediye başkanı olamayacağı için vekilliği devam edecek. İzmir’i daha iyi tanımış olur. İzmir’in sorunları sıkıntılarına ilişkin daha iyi bilgisi olur.” İZMİR’DE İTTİFAKA İHTİYACIMIZ YOK Yerel seçimlerde ittifak olur mu sorusunu da yanıtlayan Arslan, İzmir için net konuşarak “İttifak seçim döneminde belli olur. Daha seçim süreci başlamadı. Biz İzmir’de ister ittifak olsun ister olmasın biz bu seçimi kazanacağız. Yerel seçimlerde ittifaka kapalıyız diyemeyiz. Yarın da yapabiliriz. Ama İzmir özelinden değerlendirdiğimizde ittifaka ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. Biz İzmir’de yolumuza ittifaksız devam ederiz. Ben bunu Sayın Genel Başkanımıza da söyleyeceğim. Ama diğer kentlerde ittifak yapılırsa yapılır yapılmazsa yapılmaz. O ilin yapısına bağlı. Hatta bazen genel merkeze gerek kalmadan ilçeler kendi aralarında ittifak yapıyorlar. Mesela ben birçok yerde ‘Biz niye aday çıkarıyoruz, aday çıkarsak da önemli değil. Size oy vereceğiz. Sizin yerel yöneticilik anlayışınızdan memnunuz’ diyen İYİ Partililer var” ifadelerini kullandı. GENEL BAŞKANI DEĞİŞTİRİP DİĞER MEKANİZMALARI AYNI TUTTUĞUNUZDA… Son olarak 4-5 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilmesi planlanan CHP Kurultayı için ‘değişim’ mesajı veren Arslan, şunları söyledi; “Biz çok sesli bir partiyiz. Bizde herkes tüzüğün öngördüğü yüzde 5 delege imzasını alan her arkadaşımız aday olabiliyor. Bu da bizi demokrasiyi asıl özümsediğimizin göstergesi. Diğer partilerde genel başkan salona gelmeden bellidir. Bizde genel başkanımız, grup başkanımız, bunun yanında ailesi, partide önemli görevlerde bulunmuş bir arkadaşımız adaylıklarını açıkladı. Bizim genel başkanımız genel kurulda sandıkta belli oluyor. Karar verecek olan delegedir. Delege ne eylerse güzel eyler. Kurultayımız 4-5 Kasım’da yapılacak. Genel başkanımız çok mutlu ve umutlu. Adaylara genel merkezde alan açtı. Adaylıklarını bir otel lobisinde değil genel merkezde açıklıyorlar. Çalışmaları için alan sağlanıyor. Bu demokrasi adına çok önemli bir şey. Biz bu süreçte konuşup tartışacağız ama o kurultay salonundan tek vücut çıkacağız. CHP’de değişim yaşayarak olan bir şey. Bizdeki değişim sadece genel bakan değişikliği değil. Genel başkanı değiştirip diğer mekanizmaları aynı tuttuğunuzda bir şey değişmez. O yüzden bizim özellikle cumhurbaşkanı seçimde yapılan hatalardan ders çıkararak daha doğru bir yapılanmaya gitmemiz lazım. Zaten kurultaydan sonra tüzük kurultayını topluyor genel başkanımız. Biz bir yandan kurultay sürecimizle bir yandan da yerel seçimlerle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Biz değişi derken kişilerin değişiminden değil… İktidar olabilmenin yol ve yöntemlerini tekrar tekrar tartışıp yeni bir sinerji modeli nasıl ortaya koyarızın heyecanını yaşıyoruz.  İnanıyorum ki partimiz bu kurultaydan güçlenerek çıkacak.” BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Akşener resmen açıkladı: Özlale İzmir’e çağ atlatacak

CHP’li Arslan’dan İYİ Parti’li Özlale’ye adaylık çıkışı Haber

CHP’li Arslan’dan İYİ Parti’li Özlale’ye adaylık çıkışı

Vedat Araz ile İzmir Masası'na katılan CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, İYİ Parti İzmir Milletvekili ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Ümit Özlale'ye acemi eleştirilerinde bulundu.  İşte Arslan'ın Özlale ile ilgili yorumları:   "İYİ Parti’nin adayı hayırlı olsun ama kendisi biraz acemi. Çok hızlı girmeye çalıştı bu işe. Daha bu kente yeni milletvekili seçildi. Tamam İzmir’den gelip vekil seçildiniz ama bir anda sivri sivri açıklamalar yapmaya gerek yok. Zaten İzmir’de neyin yapılıp neyin yapılmadığın takip eden bilinçli bir seçmen kitlesi var. O yüzden bu seçmen kitlesine uygun açıklamalar yapmak lazım. Ama arkadaşımız iddialı ve seçileceğinden hiçbir şüphesi yok anlaşılan ki aklına her geleni söylemeye başlamış. Ama şunu söylemek lazım. Biz kendisiyle birkaç ay önce birlikte seçimler için çalıştık. Bizi seçenimizden oy istediler. İşin bu kadar kısa sürede oradan buraya evrilmesini anlayamadım. Ama İzmirli oyunu verir. Herkes oyunun ölçüsünü de boyunun ölçüsünü de alır. Biz İzmir’de kazanacağız. Kendisi de milletvekilliği görevinde İzmir’i daha iyi tanımış olur. Çünkü belediye başkanı olamayacağı için vekilliği devam edecek. İzmir’i daha iyi tanımış olur. İzmir’in sorunları sıkıntılarına ilişkin daha iyi bilgisi olur." BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Özlale’nin ‘koku’ çıkışına İZSU’dan ‘manidar’ yanıt: Parfümü yok ki sıkasın…

CHP'li Arslan: Vatandaş dağıtım şirketlerine çalışıyor  Haber

CHP'li Arslan: Vatandaş dağıtım şirketlerine çalışıyor 

CHP İzmir Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Ednan Arslan, üretim maliyetlerindeki gerilemeye karşın faturalarda indirim yapılmazken yeniden elektriğe zam tartışmalarının gündeme getirilmesine tepki gösterdi. Elektrik faturalarında dağıtım bedelinin enerji bedelini geçtiği tespitini yapan Arslan, dünyada ve ülkemizde enerji maliyetlerinin gerilediğini vurgulayarak, “İktidar zaten yanlış politikaları ile vatandaşımızı enflasyona ezdirmişken, bir de üzerine elektrik fiyatlarına ve doğalgaza zam yapmayı aklından bile geçirmemeli” dedi. CHP Milletvekili Arslan, elektrik fiyatlarına yeniden zam yapılması tartışmaları üzerine yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Dünyada pandemi ve Rusya-Ukrayna krizi sebebiyle yaşanan enerji maliyeti artışlarının üstüne bir de iktidarın yanlış ekonomi politikaları sebebiyle paramızın değer kaybetmesi ve enflasyondaki artış eklenince, vatandaşımızın üstüne binen enerji maliyetlerinin nasıl bir tabloya yol açtığını son iki yıldır hepimiz yaşadık ve gördük. Ancak dünyada enerji maliyetleri pandemi öncesine doğru gerilerken, ülkemizde vatandaşın sırtına binen yük ne yazık ki azalmıyor. Bunun tek sebebi iktidarın oluşturmuş olduğu derin ekonomik kriz ve yandaşlarını kollama çabası.” Arslan, maliyet esaslı değil, hep zam yapma esasına dayalı tarife oyunlarının sonucunda yurttaşın faturasının sürekli kabartıldığını şu hesaplamalarla ortaya koydu:  Elektrik Dağıtım Bedeli, Enerji Bedelini Geçti “Sadece 2023 Ocak ayından bu yana elektrik piyasamızda takas fiyatları Megavatsaat başına ortalama 3400 TL’den 2200 TL’ye kadar gerilemiş durumda. Yani %35’lik bir azalmadan bahsetmek mümkün. Peki, iktidar ne yaptı? Enerji maliyetlerindeki bu düşüşü vatandaşa yansıttı mı? Hayır! Düşen enerji bedeli olduğu gibi, zam yapılarak, dağıtım bedeline aktarıldı. Böylece vatandaşın faturası 240 kWh tüketim için aynı kalacak şekilde enerji bedeli düşürülürken, dağıtım bedeline 2023 yılında Ocak, Nisan ve Temmuz olmak üzere 3 kez zam yaptı. Burada vatandaşın faturasını sabit tutarken dağıtım şirketlerinin aldıkları payı artırdılar. Bir vatandaşın ödediği elektrik faturasının oluşumunu incelediğimizde ortaya çıkan acı bir gerçek var. Ödediğimiz dağıtım bedeli, enerji bedelini geçmiş durumda. Faturalarımızın %58,25’ini dağıtım bedeli, yüzde %32,7’ini enerji bedeli ve %9.04’ünü KDV ve belediye fonu oluşturmakta. İktidar dağıtım bedeline zam yapmasaydı bugün 240 kWh tüketim için 353 TL ödemek yerine 228 TL ödüyor olacaktık. Yani 125 TL daha ucuza elektrik kullanacaktık.” Ednan Arslan, zam yapılmasına ilişkin tartışmalara da tepki göstererek, açıklamasını şöyle sürdürdü:  “Şimdi gelinen noktada bir gerçek var, neredeyse tamamı özelleştirilmiş ve dolayısıyla dünyada yaşanan olumsuz gelişmelere karşı oldukça savunmasız olan enerji piyasamız, Türk lirasındaki değer kaybının son aylarda giderek derinleşmesi üzerine sıkıntı içerisinde. Önümüzdeki fiyat güncelleme döneminde -artık ona da pek uymuyorlar- enerji fiyatlarında anlamlı bir artış olmamasına karşın yine zam yapılmasını gündeme getiriyorlar. Ağustosta artış eğilimi ortaya çıksa da bu artış, ocaktan bu yana yaşanan düşüşü ortadan kaldırmamıştır ve zam gerekçesi yapılamaz.” Zam Yapmayı Aklınızdan Bile Geçirmeyin İktidar zaten yanlış politikaları ile vatandaşımızı enflasyona ezdirmişken, bir de üzerine elektrik fiyatlarına ve doğalgaza zam yapmayı aklından bile geçirmemeli. Enerji maliyetlerinde artış var diyerek bizleri kandıramazlar. Gerçek şudur, iktidar kamu yararından uzak, toplumun ihtiyacından uzak politikalar, liyakatsiz kadrolar ve ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ şeklinde kendi bakanlarının bile rasyonel olmadığını itiraf ettiği uygulamayla ülkeyi derin bir krize sokmuştur. Enerji piyasamızda eğer bir zam baskısı var ise bu, iktidarın şirketleri denetlememesi ve TL’deki değer kaybından kaynaklıdır. Tek sorumlu iktidardır.”  Enerjide Kamu Payı Artırılmalı Arslan, “Fatura içinde dağıtım bedelinin enerji bedelinden daha fazla ağırlığa sahip olması, yapılan özelleştirmelerin açık bir sonucudur. Acilen enerjide kamunun payı artırılmalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.  Bu haber de dikkatinizi çekebilir... CHP Milletvekili Polat, Alsancak Limanı'nın satıldığı iddialarına tepki gösterdi

CHP’li Ednan Arslan: Bireysel silahlanmadaki artışın önüne geçilmeli Haber

CHP’li Ednan Arslan: Bireysel silahlanmadaki artışın önüne geçilmeli

CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan, “Kadınlar, gençler, yaşlılar, sağlık çalışanları, ev sahipleri, kiracılar derken toplumun hemen her kesiminden bireyler; bireysel silahlanma nedeniyle tehdit altına girmekte ve hayatlarını kaybetmekte ya da yaralanmaktadır. Bireysel silahlanmanın; ülkemizde yaşanan şiddet olaylarını artırmakta olduğu açıkça görülmektedir. İktidar ise bireysel silahlanmayı engellemek yerine daha da körüklemektedir” dedi.  KAMU OTORİTESİNİN ZAYIFLAMASI ÖN PLANDA Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi veren Arslan, “Ülkemizde bireysel silahlanma 2018 yılından sonra yüzde 100 ’ün üzerinde artmış, enflasyon, geçim sıkıntısı, pahalılık, yolsuzluk gibi önemli ekonomik ve sosyal sorunlarımızın yanı sıra, güncel ve toplumsal sorunlarımızdan biri haline gelmiştir. Kamu otoritesinin zayıflaması, feodal ilişkiler, toplumdaki değer yargıları ve psikolojik faktörler bireysel silahlanmada ki artışın başlıca nedenleri arasındadır” ifadelerini kullandı.  Son günlerde sıkça haber konusu olan şiddet olaylarına dikkat çeken Arslan, “Son zamanlarda ulusal basına yansıyan ve toplumda infial uyandıran olaylara baktığımızda ise; bu nedenler arasında kamu otoritesinin zayıflaması ve adalete inancın azalması ön plana çıkmaktadır. Kadınlar, gençler, yaşlılar, sağlık çalışanları, ev sahibi, kiracı derken toplumun hemen her kesiminden bireyler; bireysel silahlanma nedeniyle tehdit altına girmekte ve hayatlarını kaybetmekte ya da yaralanmaktadır.  BİREYSEL SİLAHLANMADAKİ ARTIŞIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ Bireysel silahlanmanın; ülkemizde yaşanan şiddet olaylarını artırmakta olduğu açıkça görülmektedir. Bu sorun acilen masaya yatırılmalı ve gerekli düzenlemeler ile bireysel silahlanmadaki artışın önüne geçilmelidir” dedi. CHP’li Arslan, Cevdet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti: KANUN GÜNCELLENECEK Mİ? 1- 15.08.1953 tarihinde yürürlüğe konulan 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun üzerine; Bakanlığınızca kanunun güncelliğini inceleyen bir çalışma yapılmış mıdır? Eğer yapılmış ise sonuçları nelerdir?  Bu Kanunda bugüne kadar 37 kez ek, iptal ve değişiklik düzenlemesi yapılmıştır. Kanunun yama yöntemi ile güncel tutulmaya çalışılması yerine ayrı ve yeni bir kanun teklifi üzerine bir çalışma planlanmakta mıdır? NASIL BİR FAYDA AMAÇLANIYOR?  2- 01.06.1991 tarihinde yürürlüğe konulan Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik 21 kez değiştirilmiştir. Son zamanlarda neredeyse her yıl değişiklik yapılmış, silah ruhsatı kapsamı genişletilmiş, silah alabilecek bürokratların sayısı artırılmıştır.  Bu düzenlemeler yapılmadan önce; düzenlemenin sağlayacağı hukuki ve toplumsal faydalar üzerine Bakanlığınızca yapılmış bir çalışma var mıdır?  KAÇ KİŞİYE RUHSAT VERİLDİ? 3- 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda açıkça verilmiş bir yetki bulunmamasına rağmen, 11.09.2021 tarih ve 31595 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan 4503 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin (d) bendinde yazılı suçlardan mahkum olanlar ile (h) bendindeki kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı, pala, kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oklu bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile suç işleyen ve bu suçtan dolayı mahkûm olanlara, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alması ve mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten 5 yıl geçmesi halinde taşıma/bulundurma ruhsatı hakkı niçin tanınmıştır? Bu düzenleme ile ulaşılmak istenen hukuki ve toplumsal yarar nedir? Düzenlemenin yapıldığı tarihten bugüne kadar bu kapsamda kaç kişiye silah ruhsatı verilmiştir? 4- 11.09.2021 tarih ve 31595 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan ve Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelikte değişiklik yapan 4503 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının 8 inci maddesinde yapılan düzenlemeyle;  6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası hükmüne aykırı olarak “Ruhsatlı silahıyla suç işleyenlere veya silahın muhafazasındaki ihmali ya da kusuru neticesi başkaları tarafından bir suç işlenmesine veya intiharına ya da intihara teşebbüs edilmesine neden olanlara” yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alması ve mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten 5 yıl geçmesi halinde taşıma/bulundurma ruhsatı hakkı niçin tanınmıştır? Düzenlemenin yapıldığı tarihten bugüne kadar bu kapsamda kaç kişiye silah ruhsatı verilmiştir? BÜLTEN

CHP'li Ednan Arslan'dan zama tepki! Haber

CHP'li Ednan Arslan'dan zama tepki!

CHP İzmir Milletvekili ve PM Üyesi Ednan Arslan, “Bu iktidarın kendi yarattığı sorunlara akılcı bir çözüm bulması mümkün değildir. Bunların A planı zam, B planı ÖTV artışı, C planı da KDV artışıdır. İflas ettirdikleri ekonomiyi açlık sınırında yaşayan milletimizin cebinden zamlarla, dolaylı vergilerle ayakta tutmaya çabalıyorlar. Akaryakıt zamları rasyonellik değil milletten kopuşun itirafı” dedi. Ednan Arslan yaptığı açıklamada; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faiz sebep enflasyon sonuç” açıklamasıyla başlayan faiz indirimlerinin ardından Haziran 2021’de 7.72 TL olan benzinin litre fiyatının 15 Temmuz 2023’te 28.05’e, motorin fiyatının da 7.23’ten 26,37’ye yükseldiğini, ÖTV düzenlemesi ile birlikte akaryakıt fiyatlarının 2 yılda yaklaşık 5 kat arttığına dikkat çekti. Arslan, “15 Temmuz gece yarısı yapılan ÖTV düzenlemesi ile benzinin litre fiyatı 35,90 TL’ye, motorin 33.18 TL’ye yükseldi. Bir inat uğruna akaryakıt fiyatları iki yılda yaklaşık 5 katına çıktı. Bunun akılla, rasyonellikte açıklanması mümkün mü? Türkiye’deki akaryakıt fiyatı, dolar bazında halen Rusya ile savaşan Ukrayna’dan yüksek” dedi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ÖTV artışına Avrupa ülkelerindeki akaryakıt fiyatları üzerinden kılıf arayışını da eleştiren Arslan, “Bir atasözümüz var ‘minareyi çalan kılıfını hazırlar’ derler. Bunlar kılıfı bile hazırlayamamış. Avrupa ülkelerindeki akaryakıt fiyatları, üretim yapan çiftçimiz, taşımacılık yapan esnafımız, asgari ücretle geçinen milyonlar ve 7 bin 500 TL ile açlık sınırının altında yaşamaya çalışan emeklilerimiz için örnek olabilir mi? Milletin aklıyla alay ediyorlar. Memurun sağ cebine koydukları parayı bir gecede sol cebinden tekrar aldılar. Almanya’da asgari ücretle ne kadar yakıt alınıyor, Türkiye’de ne kadar alınıyor. Almanya'da asgari ücret 1987 Euro. Bir Alman vatandaşı kazandığı asgari ücretle 1107 litre benzin alırken, Türk vatandaşı 320 litre benzin alabiliyor. Asıl rasyonalite bu! "Böyle bir rasyonellik olur mu?" Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bakanlık görevini devir alırken “rasyonellik” açıklaması yaptığına dikkat çeken Arslan, “Enflasyonla mücadele ettiklerini söyleyenler, iğneden ipliğe her şeyin fiyatını etkileyecek olan akaryakıt ürünlerine bir gecede rekor zam yapıyorlar. Bu zam enflasyonu daha da körükleyecek. Bu tablo rasyonellik değil milletten kopuşun itirafı.  Alım gücünü zaten yitirmiş, enflasyon altında ezilen vatandaşa, ‘yemeyin, evinizden dışarı çıkmayın’ deniyor. Böyle bir rasyonellik olur mu? Ucube tek adam rejimi Türkiye’ye her alanda çöküşe sürüklüyor. Kendi yarattığı sorunlara planlı, sağlıklı, kalıcı çözümler üretemiyor. Günü bile kurtaramıyorlar. A planları zam, B planları ÖTV artışı, C planları KDV artışı. Doğalgazda da ÖTV artışına gidildi. Seçim öncesi Gabar’dan fışkıran petrol, Karadeniz’den çıkan doğalgazı, kış aylarında daha çok arayacağız” diye konuştu. HABER MERKEZİ

“İktidar gözünü yine Alsancak Limanı’na dikti Haber

“İktidar gözünü yine Alsancak Limanı’na dikti"

CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan, AK Parti iktidarı tarafından körfez ülkelerine peşkeş çekilmesi planlanan İzmir’in gözbebeği Alsancak Limanı’nı Meclis gündemine taşıdı. Arslan, “Ekonomiyi batağa sokan, ülkeye yatırımcı çekemediği için bir avuç döviz bulmak için çalmadık kapı bırakmayan, müflis tüccar gibi elde avuçta ne varsa satan iktidar şimdi de gözünü Alsancak Limanı’na dikti. Alsancak Limanı’nı özelleştirmek İzmir’e yapılacak en büyük kötülük olacaktır” dedi. ÖZELLEŞTİRME ADI ALTINDA HARAÇ MEZAT SATTILAR CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan, körfez ülkelerine satışı planlanan Alsancak Limanı’nı Meclis gündemine taşıdı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi veren Arslan, AK Parti iktidarları döneminde fabrika, liman, sanayi tesisleri, termik santraller, maden işletmeleri, araziler, arsalar başta olmak üzere yurttaşın alın teri ile yapılan her şeyin özelleştirme adı altında haraç mezat satıldığını kaydetti. Ekonomi yönetimi ve yargı bağımsızlığı tartışma konusu olan ülkemize yabancı yatırımcılar gelmeyince, iktidarın seçim sonrası yönünü Körfez’e çevirdiğini, bir avuç döviz bulmak için çalmadık kapı bırakmadığını belirten Arslan, özelleştirme ve satın almalar için “dost” olarak nitelenen körfez ülkeleriyle müzakereler sürdüren iktidarın gözünü bir kez daha İzmir Alsancak Limanı’na diktiğini söyledi. İKTİDAR, MÜFLİS TÜCCAR GİBİ!  AK Parti iktidarının elde avuçta satacak bir şey kalmayınca müflis tüccar gibi sürekli eski defterleri karıştırdığını belirten Arslan, şöyle devam etti: “İzmir’in merkezinde, 2017 yılında Türkiye Varlık Fonu’na devredilen, TCDD tarafından işletilen, çok değerli bir konuma sahip olan İzmir Alsancak Limanı’nın özelleştirileceğine dair haberler geçtiğimiz günlerde basına yansıdı. Limanın satışı için Birleşik Arap Emirlikleri şirketi Abu Dhabi Port ile prensipte el sıkışıldığı ancak resmî açıklamanın henüz yapılmadığı ifade ediliyordu. Bu iddialardan hemen 2 gün sonra 5 Temmuz 2023 tarihinde Bloomberg’de yer alan haberde; körfez ülkeleri ile Bakan Yardımcılığı seviyesinde yatırım görüşmelerinin gerçekleştirildiği ve İzmir Alsancak Limanı’nın da bu yatırımlara dahil olduğu ifade edildi.” DAHA ÖNCE DE ÖZELLEŞTİRİLMEK İSTENMİŞTİ Söz konusu limanın 2004 yılında özelleştirme programına alındığını, 2007 yılında ihaleye açıldığını hatırlatan Arslan, “O yıl ihaleyi 1 milyar 275 milyon dolar bedelle Hutchison, Global ve EİB konsorsiyumu kazanmıştı. Özelleştirme ihalesi sonrasında açılan yürütmeyi durdurma ve ihalenin iptali yönündeki davalar nedeniyle ihale süreci uzayınca kazanan grup ihaleden vazgeçti. Liman 2012 yılında tekrar ihaleye çıkarıldı ancak yine özelleştirilemedi” ifadelerini kullandı.  KAPALI KAPILAR ARDINDA PAZARLIKLAR YAPILIYOR İzmir’in gözbebeği konumundaki Alsancak Limanı’nın kapalı kapılar ardında peşkeş çekilmesinin kabul edilemeyeceğini belirten Arslan, “Bakan Uraloğlu, basınımıza ya da İzmirlilere değil, dış basına demeç veriyor. Alsancak Limanı’nın körfez ülkelerine peşkeş çekileceğini dış basından öğreniyoruz. Alsancak Limanı’nı özelleştirmek İzmir’e yapılacak en büyük kötülük olacaktır. Limanın akıbetinin ne olacağını bilmek bütün İzmirlilerin en doğal hakkıdır. Bir an önce şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklanmalıdır” dedi. LİMANIN ÖZELLEŞTİRİLME GEREKÇESİ NEDİR? CHP’li Arslan, Bakan Uraloğlu’nun yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:  -Körfez ülkeleri ile yapılan yatırım görüşmelerinde İzmir Alsancak Limanı’nın dahil edilmesinin sebebi nedir?  -Hali hazırda TCDD tarafından işletilen liman zarar ettiği için mi satılmak istenmektedir? Eğer liman zarar etmiyorsa neden satılmaya çalışılmaktadır? -Liman ile ilgili Körfez ülkeleri ile bir görüşme yapılmadan önce bir ihaleye çıkılmış mıdır? Liman bu görüşmelere dahil edilmeden önce bütün seçenekler değerlendirilmiş midir? -Başvuru yetersizliği nedeni ile mi Körfez ülkeleri ile yapılan yatırım görüşmelerine liman dahil edilmiştir? ANLAŞMA YAPILDI MI? -Limanın satışı için Abu Dhabi Port ile bir anlaşma söz konusu mudur? Anlaşmanın detayları nelerdir? -Liman’ın satışı veya yatırım için Körfez ülkeleri ile Bakan Yardımcılığı seviyesinde bir görüşme yapılmadan önce bakanlığınız hangi kurum ve kuruluşların görüşünü almıştır? -Körfez ülkeleri ile başka hangi tesislerin satılması/özelleştirilmesi ile ilgili müzakere edilmektedir? -Halihazırda TCDD tarafından işletilen bir limanın satışı, özelleştirmesi, ihalesi için kamuoyunun ve İzmirlilerin görüşü alınmış mıdır? -Son 21 yılda kaç liman, fabrika, kit özelleştirilmiş, ne kadar arazi satılmıştır? Bunlar hangileridir? HABER MERKEZİ

Arslan’dan ‘umut’ yüklü mesaj: 0-0’dan yeni maç başladı Haber

Arslan’dan ‘umut’ yüklü mesaj: 0-0’dan yeni maç başladı

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER Türkiye, yüzyılın seçimi olarak görülen 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem milletvekilliği seçimini geride bıraktı. Parlamento seçimlerinde meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı’nın olurken cumhurbaşkanlığı seçimi ise ilk kez ikinci tura kaldı. Türkiye 13. Cumhurbaşkanı için iki hafta sonra yeniden sandık başına gitmeye hazırlanırken CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, seçmenlere seslenerek ‘umutsuzluğa kapılmak yok’ dedi. Seçim sürecinde Cumhur İttifakı'nın dezenformasyon ve karalama kampanyaları yürüttüğünü söyleyen Arslan, 'Hodri meydan’ diyerek AK Partili isimlere seslendi. Arslan ayrıca, 2. turda İzmir’deki oy farkını daha da artıracaklarını söyledi. AK PARTİ TÜRKİYE GENELİNDE OY KAYBETTİ AK Parti’nin ülke genelinde oy kaybettiğinin altını çizen Arslan, umutsuzluğa yer olmadığını belirterek “Umutsuz durum yoktur, umutsuz insan vardır. Herkesin umutlu olmaya ihtiyacı var. Seçimin ikinci tura kalması demek bizim adayımızın kaybettiği anlamına gelmiyor. Kazanan bir aday yok. Ayrıca Cumhur İttifakı’nın TBMM’deki vekil sayısı da azaldı. Daha önce 344 olan vekil sayıları 315’lere geriledi. Bunun yanında AK Parti Türkiye genelinde yüzde 7 oy kaybetti. Bizim bir oy kaybımız yok. Onlar 2-3 milyon oy kaybederken biz 2-3milyon oy kazandık. Biz İzmir’de 1 milyon fark attık. İzmirlilere teşekkür ediyoruz demokrasiye, sağduyuya, özgürlüklere olan inançlarına teşekkür ediyoruz. Bu oy farkı daha da artacak. Şu an 0-0 başlayan yeni bir maç var. Hiç kimse olduğu yerden yüzde 49,5 ya da 44,5’un üzerini doldurmayacak. İki hafta boyunca yapılacak yeni bir kampanya var iki taraf için de. Milletin de hakemliği olacak” dedi. AK PARTİLİLER KARŞIMIZA ÇIKSINLAR Seçim süreci boyunca Millet İttifakı’nın ve Kılıçdaroğlu’nun büyük bir karalama kampanyasına maruz kaldığına dikkat çeken Arslan, AK Partili yöneticilere ‘hodri meydan’ dedi ve “Biz burada özgürlüklerle yasakları, demokrasiyle otokrasiyi oylayacağız. Vatandaşların bu bilinçle sandığa gitmesi gerekiyor. Ayrıca meydanlara çıkıp bize yapılan çirkin manipülasyonlar ve karalama kampanyaları var. Sayın cumhurbaşkanı çıksın Kemal Kılıçdaroğlu’na o görüntüleri ispatlasın. Çıksın karşımıza. AK Parti’nin bütün yöneticilerine çağrı yapıyoruz. Bizim karşımıza çıksınlar ve meydanlarda söylediklerini ispatlasınlar. O mitinglerde gösterdikleri çirkin görüntüler… Bir cumhurbaşkanına bu, manipülasyon yakışmaz. Seçim kazanılır, kaybedilir. Ama kimseyi karalayamazsınız. Kimsenin vatan aşkını, Atatürk aşkını, bayrak aşkını sorgulayamazsınız. Kimsenin elinde bunu ölçecek bir barometre yok. Çıksınlar karımıza. Sayın Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıksın Sayın cumhurbaşkanı. Biz bunu talep ediyoruz. Tarafsız bir ortamda istediği gazetecileri seçsin. Sayın Genel Başkanımızla çıksınlar. Hakem millet. Milletin gözünün önünde her türlü soruyu sorsunlar ve onlar da yanıt versin” ifadelerini kullandı. CUMHURİYETİ KURAN PARTİ NASIL GÜÇLÜ ORDU İSTEMEZ! Seçim çalışmaları boyunca sevgi dili kullandıklarını söyleyen Arslan, ordu ve milli değerlere karşı oldukları algısının yaratılmaya çalışılmasına tepki göstererek, “Biz temiz bir dil kullanmaya çalıştık ve seçim sürecinde yapılanları bir cumhurbaşkanına yakıştıramadık. Biz hiç kimseye oy vermiyor diye suçlamadık ya da farklı konumlamadık. Onlara kötü söz söylemedik. O vermeyen vatandaştan hesap sorulmaz. Siyasetçi kendisinden hesap sorar, özeleştiri yapar. Ama maalesef büyük bir dezenformasyon, müthiş bir karalama vardı. Siyaset orduya, adliye, ibadethaneye girdi. Ordu, adliye ve ibadethaneye siyaset girmesin. Bu memlekette ibadethanelerde miting yapıldı. Şanlı ordumuzu gemisi seçim otobüsüne döndürüldü. Kalktılar ‘Bunlar İHA, SİHA istemiyorlar’ diye her yerde söylediler. İHA’yı yapanlara teşekkür ediyoruz. Ülkemizin savunması güçlensin. CHP iktidar olduğunda eğer bir ülkeyle savaş hali olduğunda taşla mı saldıracağız? Cumhuriyeti kuran parti nasıl güçlü ordu istemez! Savaş meydanlarında kurulan parti nasıl güçlü ordu istemez! Bu milletin parasıyla yapılanlar ortak değerimizdir. Bunlar siyasete alet edilmemeliydi. Bunlar üzerinden müthiş bir dezenformasyon yapıldı. Biz de diyoruz ki bu söylediklerini tamamını ispatlasınlar” ifadelerini kullandı. İZMİR’DEKİ OYU 10 PUAN ARTIRACAĞIZ Birinci turdan gerekli tüm mesajları aldıklarının altını çizen Arslan, az oy aldıkları bölgelerde kendilerini daha iyi anlatacaklarını ifade ederken İzmir’de oyları konusunda iddialı konuşarak şunları söyledi; “Biz üslubumuzu bozmayacağız. Çünkü bizim milletimize olan saygı ve sevgimiz bunu gerektirir. Bize oy vermeyenlerin de bizim başımızın üstünde yeri var. Vatandaşın vereceği karar milli iradedir. Biz milli iradeye son derece saygılıyız. Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçim akşamı yaptığı konuşma ‘kimse bu işi oldu bittiye getirmesin, kimse atı alan Üsküdar’ı geçti demesin’ diye devletin kurumlarına bir uyarıydı. Bu da işe yaradı. Bu seçimin kazananı yoktur. 0-0’dan başlayan bir maç vardır. Ben bu seçimde sağduyu ve sevginin galip geleceğini düşünüyorum. Bizim sevgi dilimize karşı yapılan dezenformasyon şu an için biraz işe yaramış gibi görünüyor. Ama iki hafta içinde bu karalamaların doğru olmadığını biz anlatacağız. Biz bütün ilçeleri milletvekili arkadaşlarımızla paylaşacağız. Oy alamadığımız ya da sıkıntı yaşadığımızı düşündüğümüz bölgelere tekrar gideceğiz. Oy alamamanın kabahati vatandaşın değil siyasetçinindir. Biz neden oy alamadığımızın analizini yapıyoruz. Hızlı ve süratli bir şekilde sahaya çıkacağız. Biz burada 1 milyon fark attık ve o 1 milyonu daha da artıracağız. İzmir’de ikinci turda 10 puan daha ekleyeceğiz ve oyumuzu yüzde 73’lere çıkacağız. Cumhurbaşkanını İzmir’de aldığı oyunu daha da azaltacağız. Bu konuda kararlıyız, hazırız. Umutsuzluğa, enseyi karartmaya gerek yok. Biz savaş meydanların da kurulmuş bir partiyiz. İki satır dilekçeyle otel lobilerinde kurulmuş bir siyasi anlayış değiliz. Biz seçimden alacağımız tüm mesajları aldık ve o mesajlara uygun bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Kazanacağız. Taş atanlar değil kalp atanlar kazanacak.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.