[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#ege denizi

ege denizi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ege denizi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ege Denizi'nde deprem Haber

Ege Denizi'nde deprem

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesindeki bilgiye göre, sarsıntı 24,16 kilometre derinlikte yaşandı. Sarsıntının merkez üssünün, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine uzaklığı, 52,08 kilometre olarak ölçüldüğü aktarıldı. Deprem anında yapmamanız gereken 3 davranış Sabitlenmemiş eşyalara yaklaşmayın Deprem sırasında hayat üçgeni oluşturmak için koltuk gibi bir nesnenin yanına kapanmak öneriliyor ancak bunu yaparken kapandığınız yerde sabitlenmemiş eşyaların olmadığına dikkat edin. Sabitlenmemiş raf ve dolap gibi ağır eşyaların olduğu yerde depremden korunmaya çalışmak oldukça risklidir. Depremden korunmak isterken dolapların altına kalma tehlikesi yaşayabilirsiniz. Bu nedenle sabitlenmemiş eşyaların altında durmamaya özen gösterin. Deprem sırasında merdiven ve çıkışlardan uzak durun Deprem anında, depremin sona ermesini beklemeden merdiven ve çıkışlara yönelmeyin. Deprem sırasında merdiven boşluğunda ve çıkışlarda bulunmak, olduğunuz yere kapanarak depremin sona ermesini beklemekten daha tehlikelidir. Bu nedenle deprem anında binadan kaçmaya çalışmak yerine olduğunuz yerde depremin bitmesini bekleyerek, deprem sona erdiğinde dışarı çıkmak daha güvenli olacaktır. Telefonları gereksiz yere meşgul etmeyin Depremin ardından herkes yakınlarına ulaşmaya çalışacağı için herkes cep telefonunu çok kısa bir süreliğine kullanıp hatları meşgul etmezse, daha çok kişi yakınına ulaşabilir. Bu konuda hassas davranarak hatları kitlememeye özen göstermek gerekiyor. 6 Şubat depreminde telefon ile ulaşımın ne kadar hayati bir önem taşıdığını görmüş olduk. Enkaz altında bulunan kişilerin bulundukları yeri bildirebilmeleri bu noktada çok mühim. O nedenle telefonları gereksiz yere meşgul etmemek gerekiyor.

Ege Denizi'ndeki istilacı balıklar ekonomik balık türlerini tehdit ediyor Haber

Ege Denizi'ndeki istilacı balıklar ekonomik balık türlerini tehdit ediyor

Ege'de avcılığı yapılan ekonomik türler arasında berlam, barbun, çipura, dil balığı, fener, hamsi, kraça istavrit, izmarit, karagöz, kefal, kılıç, kolyoz, kupez, levrek, lahoz, lüfer, mercan, orfoz, palamut, sardalya, sinarit, tekir, tirsi, uskumru ve yazılı orkinos türleri öne çıkıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2013'ten 2021 yılına kadarki av miktarlarının ortalaması ile 2022 yılı av miktarı kıyaslandığında, türlerin çoğunda azalma olduğu görülüyor. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Balıkçılık ve Su Ürünleri İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Taner Yıldız, Türkiye'nin bütün kıyılarında olduğu gibi Ege Denizi'nde de küçük ölçekli ve endüstriyel ölçekli olmak üzere 2 türde balıkçılık yapıldığını anlattı. Küçük ölçekli teknelerin sayısı daha fazla olsa da avlanma kapasitelerinin ve avlayabildikleri türlerin sayısının daha az olduğuna dikkati çeken Yıldız, trol ve gırgırlarla yapılan endüstriyel balıkçılıkta ise daha büyük tekneler kullanıldığı için fazla miktarda avlanma yapıldığını belirtti. Yıldız, trollerin daha çok derinlerde yaşayan ve demersal olarak adlandırılan barbun, berlam, göçmen mezgit ve derin su pembe karidesi gibi daha kıymetli türleri, gırgırların ise deniz yüzeyine yakın yaşayan sardalya ve papalina gibi küçük pelajik türleri avladığını bildirdi. Ege Denizi'ndeki balık stokunu hassas olarak nitelendiren Yıldız, "Uzun yıllar, kontrol olmadan balıkçılık yapmışız ve yıpratmışız. Şu anda üzerine iklim değişikliği ve kirlilik baskısı da ekleniyor ama balıkçılık baskısını azaltmadan devam ediyoruz. Mutlaka balıkçılık sezonu ve takvimi yeniden düzenlenmeli, alıcı, satıcı ve balıkların biyolojik istekleri dikkate alınmalı." dedi. Derin sularda yapılan avcılıkta balık miktarıyla ilgili bir kısıtlama olmamasının stoklara zarar verdiğini ifade eden Yıldız, avlanma boyu 20 santimetre olduğu halde balıkhanelerde 5-6 santimetre boyunda berlam balıkları gördüğünü, dipte yaşayanları avlamada kullanılan bir yöntem olan dip trolü baskısının bu balık türü üzerinde yoğun olduğunu kaydetti. Gırgır ağlarının avlanma sırasında deniz tabanına değerek buradaki habitata zarar verdiğini vurgulayan Yıldız, şöyle devam etti: "Bizde gırgır avcılığının yasal derinlik limiti 24 metre. Avrupa Birliği'nde bu rakam derinlik olarak 50 metre ve kıyının 300 metre yakınına gelemiyorsunuz. Ayrıca gırgır ağının uzunluğunun yüzde 70'inden daha sığ alanlara giremiyorlar. Özellikle Akdeniz'de ilk 50 metrede yoğun olarak deniz çayırları var. Bunlar oksijen üreten su bitkileri, karbon yutuyorlar, yavru balıklara saklanma alanı oluyor. Bizim 50 metre kuralını bir an önce getirmeyi istememizin nedenlerinden biri, deniz çayırlarının büyük bir kısmının Ege ve Akdeniz'de olması." İklim değişikliği nedeniyle deniz suyundaki ısınmaya ekonomik türlerin verdiği ilk cevabın, dağılım alanlarını değiştirmek olduğunu aktaran Yıldız, "Sular şu anda kuzeye doğru ısınıyor ve birçok balık da bu sıcaklığı tolere edebiliyorsa kalıyor, edemiyorsa dağılım alanlarını kuzeye doğru değiştiriyor ve miktarlarında azalma yaşanıyor." diye konuştu. Deniz suyu sıcaklığıyla birlikte Ege Denizi'nde görülmeye başlanan istilacı türler ile kirliliğin, balık stokları üzerindeki diğer baskılar olduğuna değinen Yıldız, Marmara'daki kirliliğin, üst akıntıyla Çanakkale üzerinden Ege Denizi'ne akarak su ortamında taşınabildiğini, bunun dışında sanayi tesisleri, turizm işletmeleri ve teknelerin balast suları gibi birçok kirlilik unsuru bulunduğunu anlattı. Ekosistem yaklaşımlı balıkçılık Yıldız, türlerin korunmasının ekosistem yaklaşımlı balıkçılıkla mümkün olduğunu dile getirerek şu tavsiyelerde bulundu: "Denizin ilk 50 metresi en üretken alanı ve buradaki habitata bağımlı ve hareket edemeyecek türleri korumamız gerekiyor. Trol değdiği zemini adeta tarıyor. Ekosistem yaklaşımlı balıkçıkla habitatı, hassas türleri ve avlanması tamamen yasak türleri dikkate alabiliriz. Orijinal türlerimizle rekabet eden bir yabancı tür geliyorsa, kendi türlerimiz üzerindeki balıkçılık baskısını azaltmalıyız ki yabancı türler çoğalarak onların yerine geçmesin. Aslan balığı tüketilebildiği için avlanmasını özendirmeliyiz, balon balığının derisi küçükbaş hayvan derisi gibi olduğu için cüzdan, ayakkabı yapılabilir. Ekosistemden çekilmeleri için yabancı istilacı türleri kullanacak alanlar bulmalıyız." Her tekneye belirli bir avlanma kotası ve bölgesel balıkçılık mekanizması getirilmesinin öneminden bahseden Yıldız, "Bizim Samsun, Sinop'taki gırgır teknelerimiz Marmara'da, Ege'de balık çok diye buralara gelip avlanmamalı, onların bölgesi belli olmalı. Marmara'ya bağlı tekneler Marmara'da, Ege'ye bağlı tekneler Ege'de kalmalı ve oradaki kaynakları kullanmalı." değerlendirmesinde bulundu. Avlanan balık miktarları TÜİK verilerine göre Ege Denizi'nde en çok avcılığı yapılan bazı türlerin, Türkiye genelinde 2013-2021 ortalaması ile 2022 yılı avlanma miktarları şöyle: BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Kuraklık alarmı: Türkiye'nin su varlığını ve biyoçeşitliliğini tehdit ediyor

Ege Denizi'nde korkutan deprem! Haber

Ege Denizi'nde korkutan deprem!

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, merkez üssü Ege Denizi olan 4,1 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi. Muğla'nın Bodrum ilçesinin 19,95 kilometre açıklarında meydana gelen depremin, 6,28 kilometre derinlikte olduğu belirlendi. DEPREM NEDİR? Deprem, yer sarsıntısı, zelzele ya da seizma olarak da adlandırılır. Deprem, yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalanmalardır. Bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayına deprem denir. SANAL DEPREM SENDROMU NEDİR? Denge; iç kulaklardan, gözlerden, bacaklar ve ayaklarda bulunan sensörlerden gönderilen sinyallerin merkezi sinir sisteminin denge merkezinde analiz edilmesi sayesinde sağlanır. Bu sistem dik durabilmemizi sağlar ve elde ettiği verileri hangi yönün yukarısı olduğunu tahmin etmek için kullanır. Normalde, düşündüğümüzden daha alçak bir yere basmak gibi öngörülemeyen bir hareket yaparsak, sistem gerçek dünyanın nasıl bir yer olduğunu bildiği için hızla buna uyum sağlar. Deprem gibi beklenmedik bir kriz durumunun yaşanması, bu sistemi geçici olarak aksatabilir, elde edilen verilerin işlenmesi güçleşerek, kişi hiç beklenmedik bir anda sallantı varmış hissine kapılabilir. Buna sanal deprem sendromu adı verilir.  6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli yıkıcı deprem sonrasında, ülkemizde oldukça zor günler yaşandı. Bu felaketi ardından deprem çantası konusu yeniden gündeme geldi. DEPREM ÇANTASI NASIL HAZIRLANIR?  Beklenmedik bir anda ortaya çıkabilecek acil durum ve afetlerde (sel, deprem, yangın gibi) büyüklüğe ve bıraktığı hasara bağlı olarak, istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Böyle zamanlarda yardım ihtiyacı açığa çıkar, ancak beklenen yardımın gelmesi zaman alabilir. Bu gibi durumlarda önceden hazırlanmış olan deprem çantası, kişinin 72 saat boyunca hayatta kalmasına yardımcı olur. Olası bir afet anında, hayata tutunmamızı sağlayacak her detay çok önemlidir. Bu noktada kendini gösteren ve yaşanan afet sonrası ihtiyaç duyulacak malzemelerin yer aldığı deprem çantasının nerede duracağı iyi seçilmelidir. En kritik unsur, çantanın kolay erişilebilir bir erde durmasıdır. Buna kişiler, evlerinin dizaynına göre karar vermelidir. Ancak içerisinde gıda malzemesi ve çeşitli ilaçlar yer alacağından, güneş görmeyecek bir alanda muhafaza edilmelidir. Varsa arabaya ve konaklanan diğer bir ev ile yazlığa da deprem çantası koyulmalıdır. Deprem çantasında neler olmalı? Deprem çantası hazırlarken, evde yaşayan kişi sayısı gözetilmelidir. Ev içerisinde bulunan bireyler ve evcil hayvanlar baz alınarak hazırlanacak deprem çantasının içindekiler; medikal ürünler, gıda malzemeleri, mevsimine uygun olarak seçilmiş kıyafetler ve iletişimi sağlayacak araç gereçler olmalıdır. Acil durumlar için hazır deprem çantası yapılırken, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından belirtilen maddelere göz atılmalıdır. Deprem çantası içindekiler nelerdir? Deprem çantası hazırlanırken içine koyulması gereken temel malzemeler vardır. Bu malzemelerin varlığı, kişilerin hayatta kalma sürelerini uzatmaya yardımcı olur. Bu minvalde hazırlanacak deprem çantası listesi şu şekilde olmalıdır: Kişilere ait kimlik bilgilerinin yer aldığı belgelerin (ehliyet, pasaport, banka hesap kayıtları, sigorta poliçeleri, T.C. kimlik kartı gibi) fotokopi örnekleri İlaç ve medikal ürünlerin bulunduğu bir ilkyardım çantası Kuru gıda, konserve Radyo Düdük Maske El feneri Yedek batarya ya da şarj aleti Pil Evcil hayvanlar için yaş ve kuru mama Havlu Peçete Kalem kağıt Bebek bezi Islak mendil Battaniye Bebekler için hazır mama.  BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- İzmir’de nerede hangi semt pazarları var? İzmir’deki semt pazarları

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.