#EGO

EGO haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, EGO haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İş hayatında psikolojik şiddetin karanlık yüzü: Ego Haber

İş hayatında psikolojik şiddetin karanlık yüzü: Ego

Muhabir- Merve Ağrıç/ Kişilerde geçmişte ya da bugün oluşan ego, bireyin kendine ve çevresine dair algılarını şekillendiren önemli bir psikolojik mekanizma olarak tanımlanıyor. Bireyde oluşan ego çevresindeki kişilere ve kendine zamanla zarar verebiliyor. Özellikle iş hayatında ise ego hem bireyin kariyer yolculuğunu hem de iş ilişkilerini derinden etkileyerek birçok olumsuzluğa yol açabiliyor. Uzman Klinik Psikolog Mehmet Yıldız, bireylerde oluşan egonun, geçmişte yaşanan travmalardan kaynaklanabileceğini ve bu durumun, bireylerin özgüven eksikliklerini kapatmak için başkalarını aşağılayarak kendilerini üstün görme eğilimine yol açabileceğini vurguladı. İş hayatında egonun açabileceği sorunlara değinen Yıldız, “Bazı iş verenler, çalışanlarına ciddi anlamda mobbing uygulayarak, çalışanlar üzerinden egolarını tatmin edebiliyorlar. Çalışanlar psikolojik şiddete maruz kalıyorlar. Bu durum da intihara kadar yol açabiliyor” dedi. EGO ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİNDEN Mİ KAYNAKLANIYOR? Egonun genelde insanların içinde bulunan narsistik bir özellik olduğunu dile getiren Yıldız, “Bu özelliğe sahip olan bireyler topluma kendini diğer insanlardan daha üstün görürler. Kendilerini böyle gördükleri için de hayatlarındaki özgüven açıklıklarını bu şekilde kapatabileceklerini düşünüyorlar. Örneğin bir birey, küçükken kendisini dışlanmış, okul sıralarında arka plana itilmiş veya yeterince ön plana çıkamamışsa bu açıklıkları, yetişkin olduklarında kapatmaya çalışırlar. Aslında egonun gerçek tanımı bireylerin özgüven eksikliği ve kendilerini yetersiz hissettikleri durumda ben merkezli davranarak açıklıklarını kapatma biçimi. Egonun genelde geçmişe dayalı duygulardan kaynaklandığını söylemek mümkün” ifadelerine yer verdi. EGOLARINI TATMİN EDEMEZLERSE, HAYATLARINA DEVAM EDEMİYORLAR Egonun bazı bireylerde kişilik bozukluğuna ulaşabildiğini belirten Yıldız, “Narsistik kişilik bozukluğu olan bireyler hayatlarına sadece ego tatmini ile devam ederler. Yani hayatları boyunca sadece birilerini aşağılayarak, kendilerini öne çıkarmaya çalışırlar. Aslında bu durum, kendi eksikliğini karşı tarafın kusuru ile kapatma eğilimi olarak tanımlanabilir. Bunu yapmadan da hayatlarına devam edemiyorlar ve kişilik bozukluğuna dönüşüyor. Bu tür davranışları sergileyen bireylerde narsistik kişilik bozukluğu tanısı araştırılır. Genelde bu tür kişilik bozuklukları olan bireyler, ilişkilerinde ve evliliklerinde pasif bireyleri tercih ederler. Her gün karşısındaki kişinin egosunu tatmin etmelerini isterler. Kendi egolarını tatmin ederken, edememe durumunda da problemler ortaya çıkıyor. Çünkü eğer egosunu tatmin edemezse hayatına devam edemeyecek ve kendisinde olan eksiklik ortaya çıkacak. Sadece eş seçimiyle kalmıyor bu durum, arkadaş seçiminde de gözlemleniyor. Arkadaşlarının da pasif ve kolay ezilebilir insanlar olmasını istiyorlar. Bu nedenle sürekli çevrelerinde bu tür insanları bulunduruyorlar” diye aktardı. İŞ HAYATI EGOYU ARTIRABİLİYOR Bireyde oluşan egonun iş hayatına etkisini değerlendiren Yıldız, “İş hayatında çok başarılı olan ve normal bir egoya sahip bir kişiyi düşünelim. İşini yaparken çok fazla övgü alması ve sürekli takdir edilmesi kişide zamanla egoyu oluşturabiliyor. Bu durumda da 50 yıl boyunca aynı işi yapan ve sürekli övülen egosu okşanan bir kişiyi düşünün. Bu kişide de bir yerden sonra fazla övgüden dolayı ego gün yüzüne çıkmaya başlıyor. Bu durumda da kişilik bozuklukları meydana geliyor. İşi yapan diğer insanları eleştirme ve tepeden bakma durumu oluşabiliyor. Bazen ego istek dışı meydana gelebiliyor bu nedenle. Bu kişinin elinde olan bir durum değil ama iş ortamı buna olanak sağlamış olabiliyor. Bu nedenle iş hayatında ego, normal hayata kıyasla daha kolay oluşabiliyor” dedi. ÜLKEMİZDE BU KONULAR ÇOK BASİTE ALINIYOR İş hayatında, iş verenlerin egolarını tatmin etmek için çalışanları küçümsediğini ve bu durumunda birçok olumsuz sonuca yol açtığını vurgulayan Yıldız, “Birçok kişinin günlük hayatında yaşamış olduğu psikolojik sorunlar ve kaygılar olabiliyor. Bunu iş verenler ya da işçiler de yaşayabiliyor. Ancak bazı iş verenler, çalışanlarına ciddi anlamda mobbing uygulayarak, çalışanlar üzerinden egolarını tatmin edebiliyorlar. Çalışanları küçük düşürerek, sürekli kendini onlardan üstün görerek iş ortamında olumsuzluklara yol açıyorlar. Bu durumda çalışanların psikolojisini ciddi anlamda etkiliyor. İş verenler birine emir verirken, kendisini daha iyi hissedebiliyor bu durumda egolarını tatmin edebiliyorlar. Birilerine emir verirken bir işi yönetirken, günlük hayat stresinden, kaygılarından uzaklaşarak ve egolarını tatmin ettiklerini fark ediyorlar. Daha sonrasında da sürekli bu duruma devam ediyorlar. Ancak iş verenler için bu durum böyleyken, işçiler için çok farklı oluyor. Çalışan zaten iş hayatının dışında yaşadığı kaygılar, yaşam stresi ve diğer problemlerle uğraşıyor. Bir de işe geldiği zaman iş veren de üstüne gidince çıkılmaz bir hal alıyor. Psikolojik şiddete maruz kalıyorlar. Bu durum da intihara kadar yol açabiliyor. Ülkemizde maalesef bu konular çok basite alınıyor. Türkiye’de bu durum çok yaygın ve bunun önüne geçmek için birçok kişi dava açarak haksızlığa boyun eğmemek için çabalıyor. Ancak ne yazık ki çok fazla sonuç alabilen olmuyor” sözlerine yer verdi.

EGO davasında şoför için istenen ceza belli oldu Haber

EGO davasında şoför için istenen ceza belli oldu

Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, müştekiler ve avukatları katıldı. Mahkeme başkanı, dava dosyasına gelen evrakı okuduktan sonra savcıya esasa ilişkin mütalaasını açıklaması için söz verdi. Savcı esas hakkındaki mütalaasında, 22 Aralık 2021'de 06 BU 2075 plakalı "503" hat numaralı EGO otobüsü şoförü Çiçek'in, saat 08.10'da Ayaş yolu Yenikent istikametine doğru 61 kilometre hızla ilerlerken sol eli direksiyon simidinde, sağ elinin cep telefonunda olduğunu belirtti. Bu nedenle sanığın, tehlikeli durumu önceden fark etme ve ani önlemlerle kazanın önüne geçme durumunun azaldığı aktarılan mütalaada, buna rağmen seyrine devam ederek şerit değiştirdiği anlatıldı. Mütalaada, sanığın, aracın sağ ön kısmı ile bariyerlere çarparak araçta yolcu olarak bulunan Hatice Akcabayır'ın vefatı ve 34 müştekinin yaralanmalarında "asli kusurlu" olduğu ifade edildi. Olay günü geçerlilik süresi dolmuş sürücü belgesiyle trafiğe çıktığı da belirlenen sanığın, Adli Tıp Kurumca yapılan analizde kan ve idrarında uyuşturucu maddeye rastlanmadığı kaydedildi. Esas hakkındaki mütalaada, Çiçek'in, "bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne ve birden çok kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek" suçundan 15 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması ve hükümle birlikte tutuklanması istendi. Söz alan müşteki avukatları da sanığın "taksirle ölüme sebebiyet verme" değil, "kasten ölüme sebebiyet verme" suçundan cezalandırılmasını talep etti. Sanık avukatı ise esas hakkındaki savunmasını yapmak için süre istedi. Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın "konutu terk etmeme" şeklindeki adli kontrol şartının devamına hükmederek, esas hakkındaki savunmayı hazırlaması için sanık ve avukatına süre verdi. Duruşmaya, 8 Aralık'ta devam edilecek. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Ankara elektrik kesintisi - 26 Ekim 2023 Perşembe

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.