#elektronik sigara

Uzmanlardan elektronik sigara uyarısı: Pıhtılaşma sorunlarını artıyor Haber

Uzmanlardan elektronik sigara uyarısı: Pıhtılaşma sorunlarını artıyor

Uzmanlar, toplardamarlardaki kan pıhtısı oluşumu olarak ifade edilen venöz tromboza karşı uyarıyor. Hastalığın en önemli nedenlerinden birinin hareketsizlik olduğu belirtilirken hekimler, rahatsızlığın belirtileri, tedavisi gibi konularda bilgi vererek, dikkat edilmesi gereken konularda vatandaşları uyardı. Doç. Dr. Mete Gürsoy, toplumda son zamanlarda kullanımının sıklaştığı ifade edilen e-sigaralardaki tehlikeye dikkat çekti. Doç. Dr. Mete Gürsoy, “Venöz tromboz vücuttaki venlerde oluşan pıhtılaşma problemidir. Daha yaygın olarak derin ven tromboz olarak bilinir. Derin ven vücudumuzdaki bacaklar, kollar, alt karın bölgesi, kalçadaki venlerin içinde pıhtı oluşması veya buna bağlı olarak daralma veya tam tıkanma oluşmasıyla seyreden tablonun ismidir. Önemli bir sağlık sorunudur. “Kullanımı arttıkça ilerleyen dönemde daha çok vaka görüleceği aşikar” Normal hayatta da sıklıkla karşılaştığımız ölüme kadar sebep olabilen, önlenebilir bir sağlık sorunu olarak bilinmektedir. Son dönemde çok popüler olan e-sigaralar, bunlarda nikotin içerenleri normal sigara gibi özellikle ciddi tromboza meyil oluşturuyor. Buna benzer sıkıntılar az sıvı tüketimi, kalp yetmezliği, kanser türleri hastalarda derin ven tromboza neden olabiliyor. İleride daha genç insanlarda daha önemli problemlerle karşılaşabileceğiz. Literatüre 20 yaşında vakalarda ciddi akciğer hasarı ve derin ven trombozu bildirilmiş. Maalesef zararsız veya sigaranın daha az zararlı bir alternatifi gibi görülüyor ancak böyle değil, mutlaka çok dikkatli olmak gerekiyor. Toplumda kullanımı çok sıklaştı, çok daha genç yaşlarda kullanılmaya başlandı. Nikotin bazlı olanları normal sigaranın arttırdığı şekilde trombojenite yanı pıhtılaşma sorunlarını artırıyor, bu biliniyor. Kullanımı arttıkça da ilerleyen dönemde daha çok vaka görüleceği aşikar” dedi. “İnsanların çoğu masa başı insanlar haline geldi" Hareketsizliğin hastalık üzerindeki etkisine yönelik konuşan Doç. Dr. Gürsoy, “Artık sadece plaza çalışanları değil, insanların çoğu masa başı insanlar haline geldi. Her şey masa başında yapılıyor, bundan dolayı da insanların masa başında geçirdiği vakit arttıkça başta venöz yetmezlik olmak üzere dolaşım bozuklukları ardından da derin ven trombozu olmak üzere birçok sıkıntıyla karşılaşıyoruz. Hareket ederek birçok şeyden kurtulabiliriz. Uzun süre oturarak veya ayakta çalışan insanların varis çorabı diye tabir ettiğimiz çorapları kullanmaları derin ven trombozu engellemek açısından iyi bir tedbir olarak ön plana çıkıyor. Covid'in masum olmayan bir hastalık olduğunu hepimiz biliyoruz, dünyada çok ciddi can kayıplarına neden oldu ve bunların bir kısmı tromboziteye bağlıydı. Derin ven trombozu geliştikten sonra hastada önemli olan hastanın risk durumunu ortaya koymak ve bu risk durumunu bir kalp damar cerrahının gözlemi, tanısal olarak durumu ortaya koyması bir takım tanısal testler sonucu pıtının yerini, riskini, miktarını ortaya koyduktan sonra tıbbi tedavi. Bizim girişimsel tabir ettiğimiz anjiyografik işlemlerle tedavi edilen bir durum. Derin ven trombozun uzun süren bir tedavisi var. Erken aşamada tedaviye başlamak hastanın hızla rahatlamasını sağlıyor, bacağında ağrı, şişlik özellikle ani gelişen ağrı, şişlik, daha sonraki aşamada renk değişikliği, morarma ortaya çıkan hastalar hele de bir de alt yapısında uzun süreli yolculuk yapma, uzun süreli hareketsiz kalma, geçirilmiş cerrahi bir operasyon, gebelik gibi bir tablo var ise hiç beklemeden bir kalp ve damar cerrahisi, kliniğine başvurarak tedavisini planlamalı” diye konuştu. “Venöz trambozun en önemli nedeni ise hareketsizlik” Hareketsizliğin birçok hastalığın nedenini oluşturduğunu söyleyen Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği eski başkanı Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, “Covid döneminde o talihsiz dönemde, 2 yılda toplam 2 milyon kişi akciğer embolisinden ölmüş, bunun en önemli nedeni; venöz tramboz. Venöz trambozun en önemli nedeni ise hareketsizlik, obezite, gebelik dönemi, uzun seyahatler. Venöz trombozun önlenmesinin tek bir yolu var; hareket etmemiz gerekiyor. Hareketsiz kaldıkça, yürümedikçe, masa başı ayağımızı sarkıtarak uzun süre oturursak aşırı kilolularda hamilelik döneminde doğum kontrol hapı kullanan insanlarda, sigara içenlerde bacaklardaki toplardamarlarda pıhtı oluşma riski çok yüksek. Sadece hareket ederek önüne geçebiliriz. Bu kadar basit bir çözümle bu kadar önemli bir sağlık sorununun önüne geçebiliyorsak farkındalık önemli. Dünyada her 37 saniyede akciğere pıhtı oturmasından dolayı 1 insan hayatını kaybediyor. O kadar sık ki Covid döneminde 2 milyon kişi akciğerde pıhtı nedeniyle hayatını kaybetmiş" şeklinde konuştu. “Çok sigara içiyoruz, damar sertliğini çok olumsuz etkiliyor” Sözlerini sürdüren Prof. Dr. Köksal, “21'nci yüzyılda hareketsiz kaldığımız masa başı çalıştığımız, kilo aldığımız ama hareket etmediğimiz böyle bir dönemde hareketsizlik bacakta pıhtıya o da akciğerde pıhtıya ve ani ölüme neden olabilir. Viral enfeksiyonların hepsi, Covid de bir viral enfeksiyon, damarları harap ederek küçük çaplı pıhtılara yol açıyor. Bunun daha büyük hale gelmesi, akciğerde pıhtı atardamar ve toplardamarda pıhtılara gidebilecek hayati riskler oluşturuyor. Kış ayları yaklaşıyor, bir pandemiyi atlattık ancak onun yeni varyantları geliyor. Viral enfeksiyonların en olumsuz yaptığı şey; küçük damarlarda harabiyet ve pıhtı yapabiliyor. Biz tedbirimizi almalıyız, nasıl tedbirler; risk grubundaysanız, yaşlı, sağlık problemleriniz var, damar sertliği açısından risk grubunda iseniz toplu yerlerde lütfen maske kullanmaya başlayalım. Bol su içelim, olabildiğince vücudumuzun bağışıklık sitemini yüksek tutalım. Covid'in en uç şekli akciğerlerde pıhtı ve ölüm. Özellikle riskli, yaşlı hareketsiz insanlarda bu çok fazla. Türkiye özelinde söylenebilecek şey; çok sigara içiyoruz, bu damar sertliğini çok olumsuz etkiliyor” ifadelerini kullandı. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Sigara nasıl bırakılır? Sigara bırakmada başarının sırrı nedir?

Elektronik sigaralara başlama yaşı ortaokul çağına kadar düştü Haber

Elektronik sigaralara başlama yaşı ortaokul çağına kadar düştü

Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Urhan, gençler arasında hızla yaygınlaşan hatta ortaokul çağı çocuklarının bile kullanmaya başladığı elektronik sigaralara başlama nedenleri ve bağımlılığı önleme hakkında değerlendirmelerde bulundu. PUFF KULLANIMI ORTAOKUL ÇAĞINA KADAR DÜŞTÜ Görünüşü ve tasarımı bakımından özellikle öğrencileri hedef alan tek kullanımlık elektronik sigaralara gençlerin yönelimi hakkında değerlendirmede bulunan Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Urhan, “Diğer bir adıyla gençlerin dilinde puff olarak bilinen bu sigaraların amacı tıpkı sigara gibi bağımlılık yaratmak. Yaptığımız araştırmalar puff kullanımının ortaokul çağındaki öğrencilere kadar düştüğünü gösteriyor. Kullanımının sigaradan çok daha rahat olması, sigara içilme yasağı olan alanlarda rahatça kullanılması da kullanımını arttıran nedenler arasında.” dedi.   EN ÖNEMLİ BAŞLAMA NEDENİ ARKADAŞ TEŞVİĞİ Elektronik sigaraya başlama nedenleri arasında arkadaşların birbirlerine karşı olan teşvikleri ve birbirlerini özendirmelerinin başta geldiğine dikkat çeken Urhan, “Bunun yanı sıra puffların hoş kokulu farklı aromaları ve farklı tatları bulunuyor. Gençler bunları merak edip deniyorlar. Böylece sosyal çevrelerinde, gündemlerinde konuşulacak konu olarak bu deneyimleri oluyor. Bu durum da tercih etme nedenlerinin başında geliyor.” dedi. Bunların dışında da anne babaların hoş kokularından dolayı sigara olmadığını düşündükleri için küçük yaş gruplarında da başlangıç görüldüğünü ifade eden Urhan, kolay ulaşımının olması, tekel gibi yerlerde bulunmasının da elektronik sigara kullanımını artırdığının altını çizdi. ÇOCUKLARIN E-SİGARA BAĞIMLILIĞINA ENGEL OLMAK İÇİN DOĞRU İLETİŞİM ÖNEMLİ Elektronik sigara bağımlılığına engel olmak için öncellikle ailelere büyük görev düştüğünü belirten Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Urhan, “Bir çok noktada rol model olan aileler bu noktada da ergenlik sürecindeki çocuklarına    destek olmamalılar. Örneğin, anne ya da   babaların da sigara bağımlılığı varsa birlikte bağımlılıktan kurtulma sürecine başlayabilirler. En önemli noktalardan biri de doğru iletişimin sağlanması. Yargılayıcı bir tutumdan uzak durularak üzerine konuşulabilecek bir iletişim ortamı sağlanmalı. Cezaların ve sert tepkilerin ergenlerin üzerinde ters etkilere neden olduğu unutulmamalı.” BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: KIBRIS BİBERİYESİ, KARACİĞER KANSERİ TEDAVİSİNDE UMUT OLABİLİR!

Elektronik sigaralar için Haber

Elektronik sigaralar için "masum değil tehlikeli" uyarısı!

Türkiye'de satışı yasak olmasına karşın, internet üzerinden kolayca alınabilen, "e-Sigara", "Puff Bar" gibi isimlerle de bilinen tek kullanımlık sigaralar, farklı renkteki tasarımları ve meyve aromalarıyla "masum" bir görüntü çizerek özellikle gençleri hedef alıyor. Ankara Etlik Şehir Hastanesi Sigara Bırakma Polikliniğinde görev yapan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Berna Akın, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, "tek kullanımlık sigara" gibi ürünlerin tütün endüstrisinin son yıllardaki yeni pazarlama stratejilerinden biri olduğuna dikkati çekti. Akın, "Tek kullanımlık veya diğer elektronik sigaraların 'bağımlılık yapmadığı' öne sürülüyor ancak bu kesinlikle doğru değil. Elektronik sigaraların bağımlılık yapıcı etkisinin ve zararlarının bilinen tütün ürünlerinden de daha tehlikeli olduğu öngörülüyor." ifadesini kullandı. Gençlerde ciddi bağımlılığa sebep olabiliyor Tüm elektronik sigaraların tıpkı diğer tütün ürünleri gibi kişilerin sadece kendine değil çevresindekilere de zarar verdiğine işaret eden Akın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektronik sigaralardan yayılan dumanı solumak da pasif içiciliğin oluşturduğu zararlara sebep oluyor. Sigara kaynaklı ortaya çıkan kanser, kalp-damar rahatsızlıkları gibi tüm rahatsızlıkların oluşma riski elektronik sigaralarda da bulunuyor. Tek kullanımlık sigara gibi ürünler özellikle ergenlik dönemindeki gençleri tehdit ediyor. Çünkü ergenlerin beyin gelişimleri 20 yaşına kadar tamamlanmadığı için dürtü kontrol bozuklukları olabiliyor ve bu nedenle bağımlılığa yatkınlıkları da diğer bireylere göre çok daha yüksek oluyor. Bu dönemde sigaraya başlamaları, ileriki yaşlarında da sigarayı bırakamayan bireyler olarak yaşamlarına devam etmelerine yol açıyor." "Likit yapıları nedeniyle ciddi zararlı etkileri var" Akın, elektronik sigaraların zararlarına ilişkin daha fazla eğitici çalışma yapılmasının önem taşıdığını anlatarak, "Elektronik sigaraların likit yapıda olması, ısıyla temas etmesinden ötürü akciğere daha hızlı ulaşma gibi ciddi zararlı etkileri bulunuyor." diye konuştu. Bazı kişilerin tek kullanımlık elektronik sigaraları "sigarayı bırakma" aracı olarak gördüğünü ama bunun doğru olmadığını vurgulayan Akın, şunları kaydetti: "Elektronik sigaraların, sigarayı bırakmayı sağlaması kesinlikle söz konusu değil. Bunlar tamamen tütün ürünleri endüstrisinin oluşturduğu yanlış algı. Elektronik sigara kullananlarda tütün ürünleri bağımlılığı çok daha fazla gelişebiliyor. Karbon monoksit düzeyleri, kansere yakalanma ve bağımlılık oluşturma potansiyelleri daha yüksek oluyor. Bu nedenle kesinlikle sigaradan daha az zararlı değiller. Zarar noktasında sigara kadar hatta daha yüksek riskleri taşıyorlar." Sigara Bırakma Polikliniği, 4 ayda 300 kişiye hizmet verdi Sigara Bırakma Polikliniği'nde yürütülen çalışmalara ilişkin bilgileri de paylaşan Akın, Etlik Şehir Hastanesinde yaklaşık 4 ay önce hizmete başlayan polikliniğin şu ana kadar 300 civarında kişiye hizmet verdiğini dile getirdi. Akın, 4 hekim ve bir psikoloğun görev yaptığı poliklinikte danışanlara en az yarım saat ayrıldığını, bağımlılık düzeylerinin ölçüldüğünü ve kişileri sigaraya yönelten faktörlerin, hastalık öykülerinin tek tek incelendiğini söyledi. Bu kapsamda kişiye özel tedavi planlarının oluşturulduğunu vurgulayan Akın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigara bırakma tedavisinde bilimsel etkinliği kanıtlanmış ilaç veya nikotin bandı, nikotin sakızı, nazal sprey gibi nikotin replasman tedavilerinin yanı sıra psikoloğumuz tarafından uygun görülen davranış tedavisi, bireysel ve grup terapileri de önerilebiliyor. Hastanın durumuna göre uygun tedaviyi öneriyoruz. Dünya Sağlık Örgütü, sigarayı en yaygın bağımlılık yapan durum olarak değerlendiriyor. Bırakmak gerçekten zordur, süreç ister ancak vazgeçilebilir bir davranıştır. Bu yüzden kendi başına deneyenlerden ziyade destek alarak sigarayı bırakanların süreci çok daha başarılı yürüyor, olumlu sonuçlar alınıyor." "En az 1 ay sigara içen bir kişi bağımlı olma durumuna gelebilir" Polikliniğe başvuran kişilerin ortalama 2 haftada bir düzenli kontrol muayeneleriyle takip edildiğini belirten Arman, hastaların hem tedavi süreçlerini bu şekilde izlediklerini hem de sigarayı bırakma girişimlerinde motive edilmelerinin amaçlandığını vurguladı. Arman, sigara bırakma tedavisinde kişilerin en az 3 ay takip edildiğini, bırakma sürecinin kişinin bağımlılık düzeyine göre değiştiğini belirterek, şunları kaydetti: "En az 1 ay sigara içmiş bir kişi, bağımlı olma durumuna gelebilir ve 90-120 dakika arasında sigara içmediğinde tahammülsüzlük, sinirlilik, gerginlik, iştah artışı, fazla karbonhidrat ve şeker isteği gibi yoksunluk belirtilerini yaşamaya başlayabilir. Eğer kişiler bu yoksunluk belirtilerine 1 ay dayanırsa yaşanan şikayetler, içme isteği gerilemeye başlar. Biz de polikliniğimizde uyguladığımız destek tedavilerin yanında bu yoksunlukla nasıl baş edileceği, nasıl ertelenebileceğin ve baskılanabileceğini anlatıyoruz." Arman, sigara bağımlısı kişilere, "Hem kendinizin hem de sevdiklerinizin sağlığını korumak için sigarayı bırakma yolundaki o ilk adımı atmaktan korkmayın. Sigara her yaşta bırakılabilir. Elbette ne kadar erken sigarayı bırakırsanız sağlık açısından olumlu dönüşlerini de o kadar erken görmeye başlayacaksınız." çağrısında bulundu. 20 yıllık sigara bağımlılığından kurtuldu Sigara Bırakma Polikliniğinde tedavi gören 41 yaşındaki Ahmet Şahin de "Yaklaşık 20 yıldır sigara kullanıyordum. Hem ciddi nefes darlığı yaşamam hem de çocuklarıma bu anlamda kötü örnek olmak istememem sebebiyle sigarayı bırakmaya karar verdim ve bir yakınımın önerisiyle polikliniğe başvurdum." dedi. Uygulanan tedavinin kendisine ciddi destek sağladığını anlatan Şahin, şöyle devam etti: "Sigara Bırakma Polikliniğine yaklaşık 2 ay önce başvurdum, 1 aydır da sigara içmiyorum. Hem ilaç hem de psikolojik destek anlamında gerçekten yüksek standartta bir hizmet sunuluyor. Şu an nefesim açıldı, yaşam kalitem arttı, uzun mesafeli yürüyüşler yapabiliyorum ve kendimi çok daha iyi hissediyorum." AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.