[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#emsal

emsal haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, emsal haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

‘Emsal’ dediler: Kordon esnafı mahkemelik oluyor Haber

‘Emsal’ dediler: Kordon esnafı mahkemelik oluyor

TENZİLE AŞÇI - ÖZEL HABER Pandemide getirilen kapanma kararlarıyla maddi çıkmazın içine giren Kordon esnafının yüzü pandemiden sonra da gülmedi.   Pandemi sonrasında pandemi dönemi kiralarının ödemesine başlayan Kordon esnafının maddi darboğazına yüksek enflasyon ve döviz kurlarındaki artışla son dönemlerde ‘çıkılmaz hale gelen’ fahiş kira zamları eklendi. Geçtiğimiz yıllarda pik yapan yüksek enflasyon kendini en çok kira artışlarında gösterirken konutlarda kiralara yüzde 25 zam sınırlaması getirilip iş yerlerinin kararın dışında bırakılması birçok esnafı iflasın eşiğine getirdi. Konuya ilişkin İLKSES’e konuşan Kordon İşadamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı, ‘fırsatçılık” tepkisinde bulunurken milletvekillerine de çağrıda bulundu. BİZDE BU FIRSATÇILIK OLDUĞU SÜRECE… Mülk sahiplerinin ‘fırsatçılık’ yaptığını ifade eden Şanlı, “Maalesef bizler çalışıp kazandığımız her şeyi mülk sahiplerimize yatırıyoruz. Hiçbir şeye yanaşıyorlar. Halbuki bizler de nasıl düğünde, cenazede bir arada oluyorsak böyle günlerde de onların bizim yanımızda olmaları gerekiyordu. İyi günde biz hep onların yanında olduk, kiralarımızı zamanında ödedik ve sıkıntı yaşamadık. Ama bu süreçlerde… Tüm dünyada olan şeyler var. Ama bizde maalesef biraz da fırsatçılık var. Fırsatçılık olunca bu tür sorunlar yaşanıyor. Ne olursa olsun Avrupa’da bu tür fırsatçılık yok. Bizde her şeyin bir fırsatçılığı var. Ürünü depolamanın da fırsatçılığı var… Dolar yükseliyor zam yapıyor, dolar düşüyor ama o zam devam ediyor. Ahlak olacak. Önce kendimize bir çeki düzen vereceğiz. Bizde maalesef bu fırsatçılık olduğu sürece ne yaparsanız yapın sıkıntı. Ben kiramı ödeyemeyip çıktım diyelim. Gelen kişi ödeyebilecek mi? Aynı kirada o kişi de zorlanacak. Sen benim de yaşam hakkımı ver ki sen de kazan ben de kazanayım. Ama açgözlülük ve fırsatçılık olduğu sürece… ‘Sen çık. Sen şu anda bu kadar kira ödüyorsun ama ben daha fazlaya kiraya veririm’ diyor. Verirsin ama iki ay öder, üçüncü ay o kişi de sıkıntılar yaşar” dedi. YENİ VERİLEN KİRALAR EMSAL GÖSTERİLİYOR Kira artışında, konut kiralarında uygulanması gereken 25 oranının çok daha üstünde zamlarla karşılaştıklarını belirten Şanlı, esnafın mahkemelik olduğunu söyleyerek “Yüzde 25 artmıyor ki. Yüzde 70’lerde artış. Mesela mülk sahipleri başka yerleri emsal gösteriyor. Yani diyelim ki yıllardır bir kiracısı var ama verdiği kira yetmiyor. Yeni kiraya verilen bir yeri emsal göstererek mahkeme yoluyla kirasını artıranlar var. Böyle bir açgözlülük var. Fırsatçılıktan vazgeçip mülk sahipleri de esnafın yanında olması lazım. Kordon’da en düşük kira 35-40 binlerden başlayıp 100-150 bin liraya kadar çıkıyor” diye konuştu. KDV’Yİ DÜŞÜRÜN DAHA FAZLA FİŞ KESİLSİN Esnafın rahat nefes alabilesi için merkezi iktidar ve milletvekillerine çağrıda bulunan Şanlı, şunları söyledi; “Stopaj konusu… Devletin stopajı almaması lazım. En büyük sıkıntımız bu. Kazanan mülk sahibi, stopajı ödeyen esnaf. Bununla ilgili bir düzenlemenin gündeme gelmesi lazım. Ben buradan hem iktidar partisi hem de muhalefetin milletvekillerine sesleniyorum. Çalışma yapılması lazım. Ayrıca 1 ile aldığımız ürünü 8 ile çıkıyoruz. Bu da bize büyük sıkıntılar yaşatıyor. KDV’si  1 olarak aldığımız ürünü 8 olarak çıkıyoruz. Bununla ilgili de bir düzenleme olması lazım. Yani siz KDV’yi düşürürseniz esnaf zaten fişini kesmek zorunda kalacak. Daha fazla vergi alacak devletimiz. En yakınımızda adalarda mesela. Her yediğinizin, içtiğinizin fişi geliyor. Adisyon değil fiş kesiyor. Çünkü vergiler düşük olduğu için insanlar daha fazla fiş kesiyor. Cezaların artırın ama vergileri düşürün. Bu konuda parlamentoda bir çalışma yapılması lazım. Bu konuda da bir çalışma yapıldıktan sonra esnafın önü açılır.”

Yargıdan depremzedeleri güldüren 'emsal' kararı Haber

Yargıdan depremzedeleri güldüren 'emsal' kararı

TENZİLE AŞÇI İzmir'de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan 6,9 büyüklüğündeki deprem sonrasında evleri orta ve az dereceli hasar alan depremzedelerin yeniden evlerine kavuşabilmesi için ‘emsal artışı’ konusu gündeme gelmiş ve uzun süren tartışmalar sonucunda 2021 yılı Ekim ayında İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde parsel bazında yüzde 20, ada bazında ise yüzde 30’lik artış kararı alınmıştı. Siyasette ve kent gündeminde tartışmalara neden olan emsal artışı kararı TMMOB tarafından mahkemeye taşınırken odalar ve depremzedeler karşı karşıya gelmişti. Öte yandan bilirkişi raporu doğrultusunda mahkeme yürütmeyi durdurma kararı alırken, Bayraklı Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi konuyu Danıştay’a taşımıştı. Davanın Danıştay’a intikal etmesinin ardından bir kez daha bilirkişi raporu talep edilirken hazırlanan yeni bilirkişi raporu sonrası mahkeme heyeti kararını verdi. Dün (1 Mayıs) gerçekleştirilen duruşmada emsal artışı ile ilgili verilen yürütmeyi durdurma kararı kaldırıldı. Alınan karar sonrasında uygulanacak olan yüzde 20 ve yüzde 30’luk emsal artışının önünde engel kalmamış oldu. Alınan kararda şu ifadelere yer verildi; “Karar veren İzmir 5. İdare Mahkemesi tarafından dava dosyası incelenerek işin gereği düşünüldü. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. Maddesinin 2. Fıkrası’nda idari mahkemelerin, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olmasının şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecekleri hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, olayla yukarıda anılan kanunun hükmünde öngörülen şartların gerçekleşmediği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verildi.”

Yargıtay'dan “senet teminat” kararı Haber

Yargıtay'dan “senet teminat” kararı

Senet borçlusu vatandaş, mahkemenin kapısını çalarak, hakkında başlatılan icra takibine dayanak gösterilen senedin teminat senedi olduğunu bildirdi. Takip dayanağı senedin taraflar arasında geçerli olan bayilik sözleşmesinin “Teminat” başlıklı 12. maddesi uyarınca düzenlendiğini ve alacaklıya teslim edildiğini, anılan madde metnindeki bedel, keşideci ve lehtardan da bu durumun anlaşıldığını, ayrıca senedin arka yüzüne “teminattır” şerhinin yer aldığını öne sürdü. Senedin teminat için boş olarak verildiğini, tanzim ve vade tarihlerinin sonradan doldurulduğunu, senette tahrifat yapıldığını ve bedelinin semeresiz kaldığını ileri sürerek itirazın kabulü ile takibin iptaline ve alacaklının asıl alacağın yüzde 40'dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etti. Davalı ise borçlunun takip konusu senedi düzenleyerek alacaklıya verdiğini kabul ettiğini, senedi geçersiz kılmaya yönelik tüm iddiaların senetle ispatlanması gerektiğini, borçlu tarafın iddiasını ispatlar nitelikte herhangi bir yazılı delil sunmadığını iddia etti. 9. İcra Mahkemesi; takibin iptaline hükmetti. Kararı davalı avukatı temyiz edince devreye giren Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, kararı bozdu. Yeniden yapılan yargılamada Mahkeme, ilk kararında direndi. Davayla temyiz müracaatında bulununca devreye bu kez Hukuk Genel Kurulu girdi. Takip dayanağı senedin arka yüzünde “teminat senedidir kullanılamaz” ibaresinin bulunduğu anlaşıldığının vurgulandığı kararda şu ifadelere yer verildi: "Bonoda teminat kaydı var ise de neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu kayıt bononun mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Sadece teminat olduğuna dair eklenen bu kayda doktrinde mücerret teminat kaydı denilmektedir. Hâl böyle olunca, takip konusu bonodaki kaydın senedin kambiyo vasfını etkilemeyeceği, borçlunun teminat senedi olduğuna ilişkin iddiasının alacaklının imzasını taşıyan ve senede açık atıf yapan İİK'nın 169/a maddesinde yazılı belgelerle kanıtlanamadığından, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir." İHA

Bayraklı’da yüksek tansiyonlu meclis Haber

Bayraklı’da yüksek tansiyonlu meclis

TENZİLE AŞÇI Bayraklı Belediyesi Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısı birinci bileşimi Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal idaresinde gerçekleştirildi. Oturuma, İzmir 5. İdare Mahkemesi tarafından “yürütmeyi durdurma” kararı verilen emsal artışı ve emsal artışı ile başlatıp TOKİ üzerinden devam eden karşılıklı kavga damgasını vurdu. AK Partili meclis üyeleri emsal artışının mahkemeden döneceğinin bilindiğini ve belediyenin yanlış yol izlediği noktasında eleştiri getirirken AK Partili meclis üyesi Özgür Hızal’ın konuşmasının ardından Sandal ve Hızal arasında büyük bir tartışma yaşandı. SANDAL: BİZ ARACIYIZ Gündem maddelerinin tamamlanmasının ardından Kahramanmaraş’ta meydana gelen depreme ilişkin konuşan Başkan Sandal, “Bölgedeki afeti anlayabilmek için bölgeye gitmek lazım. Televizyondan gördüğümüzle bölgedeki durum çok farklı. Burada hepimizi mutlu eden tek şey tüm vatandaşlarımızın böyle bir durumda her şeyi bir kenara bırakıp nasıl kenetlendiğine şahit olmak oldu. Ben son gecemde Mersin’de kaldım ve Antalya üzerinden geldim. Mersin Antalya arasında birçok belediye politik olarak farklı olmasının yanında insanları duygulandıran görüntüler vardı. Bölgeye şu ana kadar 25 TIR gönderdik. 200 çadırımız bölgeye intikal etti. Cuma günü 100 çadır daha gidecek. 50 konteyner göndereceğiz bunların tamamı vatandaşımız eliyle oluyor. Biz sadece aracıyız. Bu meselenin bir de deprem bölgesi dışındaki problemi var. Özellikle o bölgelerden göç ederek Bayraklı’ya gelen depremzedeler var. Bu sayı sanırım 5 bine yaklaştı. Bu vatandaşlarımızın barınması, ihtiyaçlarının karşılanması da önümüzdeki günlerde önemli olacak. Bu bir siyaset değil. Her inançtan, siyasal görüşten arkadaşımız kampanyaya destek oluyor. Biz de belediye olarak bunları yerine götürmek için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz” dedi. AKTAŞ: İPTAL OLACAĞINI BİLE BİLE ARTIŞ VERDİNİZ Sandal’ın ardından konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Abdullah Aktaş, emsal artışına ilişkin kararı gündeme getirirken geçmişe yönelik hatırlatmada bulundu ve “Bir televizyon kanalına çıkarak birtakım videolar yayınladınız. Büyükşehir Belediye Meclisinde emsal artışı kararı almıştık. Verilen yürütmeyi durdurma kararı depremzede vatandaşlarımızı üzdü. 'Gerekli itirazları yapacağız’ demiştiniz. Biz burada kanunlara ve nizamlara uygun yapılsın diye oybirliği verdik ama mahkeme bilirkişi raporlarıyla kanunlara uygun olmadığını belirtti. Siz bunları söylerken Kahramanmaraş’ta bir deprem yaşadık. Partinizin bileşeni olduğu 6’lı masa bir açıklama yaptı. Bu açıklamada ‘Emsal artışına son vereceğiz’ dendi. Siz burada emsal artışını savunuyorsunuz ama yönteminiz yanlış. Bunu kanunlara aykırı şekilde yapmak istediniz. Ama sizin başınızdaki liderler emsal artışını kaldıracağız diyor. Siz farklı, üstleriniz farklı konuşuyor. Depremden birkaç ay sonra bir toplantı yapıldı ve Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum ‘Plan notlarıyla emsal artışı olmaz. Yaparsınız ama mahkemeden geri döner’ dedi. Dediği de oldu. Bununla ilgili her ilçe kendi revizyon imar planlarını hayata geçirsin deyip 6 ay süre verdi. Ama siz bu sürede bir şey yapmadınız. Aradan zaman geçince yüzde 10 emsal artışı verdiniz. Olmadı. Aradan zaman geçince yine bir emsal artışı verdiniz. Sonuç ne oldu? İnsanlara 1 yıl daha umut verdiniz. Etti iki yıl. İnsanlar emsal artışı olacak mı olmayacak mı düşüncesiyle bir çivi bile çakamadılar. Eper ki siz emsal artışın kanunlara uygun yapsaydınız bu emsal artışı mahkemeden dönmeyecekti. Ya da bakanımızı dinleseydiniz bugün bu emsal artışı yürürlüğe girmiş olacaktı ve birçok vatandaşımız bugün evlerinin içine girmiş olacaktı. Size güvenen insanlar bir çivi bile çakamadılar. İnsanlara hem zaman hem da para kaybına uğrattınız. Siz bu emsal artışını günü kurtarmak için hiçbir zemin etüdü ya da jeolojik araştırma yapmadan çıkardınız. Hatta biz çıkaralım zaten mahkemeden döner diye verdiniz. Biz bunu yemedik. Emsal artışının etkilerini, sebep olacağı nüfus yoğunluğunu hesaplamadan revizyon imar planı hazırlamak yerine yönetmeliklere aykırı olarak verilen, iptal olacağını bile bile emsal kararı artışı verdiniz. Deprem mağduru vatandaşlarımızı 2,5 yıl boyunca oyaladınız. İnsanları maddi ve manevi kayba uğrattınız. Ama siz sanki çok doğru bir iş yapış gibi, siz doğru yapmışsınız da mahkeme yanlış bulmuş gibi algı yaptınız. Ama ne biz ne de vatandaşa yedi. Bakanımızı dinlemiş olsaydınız böyle olmazdı” ifadelerini kullandı. SANDAL: EMSAL ARTIŞINI SİZİN YÜZÜNÜZDEN VERDİK Aktaş'ın sözlerine yanıt veren Sandal, Elazığ ile Baraykı kıyası yaptı ve"Bizim o gün revizyon değil plan notuyla gitmemizin nedeni durumun aciliyetinden kaynaklıydı. Plan notu için jeolojik etüt gerekiyordu. Jeolojik zemin etüdünün olmadığı yerde revizyon çalışması yapamazsınız. Neden emsal artışı yaptık? Vallahi de sizin yüzünüzden yaptık. Bu ikircikli yapınızdan dolayı. Size oy vermeyeni kendinize düşman görmenizden kaynaklı. Vatandaş mıdır, mağdur mudur bakmadan size oy verip vermediğine bakıyorsunuz. Elazığ ve Bayraklı’yı kıyaslayacağım. Biz Elazığ’a neden verildi demiyoruz. Bu işi Bayraklı’da neden vermediniz diyoruz. Depremin şiddeti İzmir’de 6.9. Elazığ’da 6,5. Can kaybı İzmir’de 117, Elazığ’da 45. Yıkılan bina sayısı hemen hemen aynı. Elazığ’da orta ve az hasarlıları ağır hasarlı kapsamına aldınız. İzmir’de neden almadınız? Bize gelen toplam para 3 milyon lira. Afetin toplam süreciyle ilgili kamuoyuna söylenen bilgiler 35 milyon lira civarında. Bu paranın Elazığ’daki karşılığı 560 milyon lira. Kenti afete maruz bölge ilan ediyoruz. Çünkü afete maruz bölge ilan ettiğinizde vatandaşlara faizsiz kredi oluşur, maddi kayıplar devlet tarafından ödenir diyoruz. Bayraklı’ya bunu yapmıyoruz. Kendi kaderine terk edilen bu vatandaşa can suyu götürelim diye götürdük. Vatandaşın 100 metrekarelik dairesini 120 metrekare olsun diye yapmadık. Plan notuyla emsal artışının olmayacağın söyledik. Şu anda arkadaşlarımız revizyonla ilgili çalışmalar yapacaklar. Biz bu meseleyi çözeceksek Cumhur İttifakı temsilcilerine çağrımız olsun. Gelin biz emsal artışından vazgeçelim. Vatandaşın arsası hazır. Devlet gelir bu evleri afet kapsamında yapsın, 8 katlı binaları yapsın. Vatandaşlar da 2 yıl ödemesiz 18 yılda 600 bin lirayı devlete ödesin. Ama siz bunu yapmazsanız biz vatandaşları sizin merhametine bırakmayız. Çünkü siz size oy vermeyenlere karşı vicdansızsınız" diye konuştu. HIZAL: MADEM HER İDDİAYI SÖYLÜYORUZ… Sandal'ın ardından konuşan AK Partili meclis üyesi Özgür Hızal, “Asrın felaketiyle karşı karşıyayız. Bu gibi dönemlerde seçeceğimiz kelimelere çok dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu belediyenin belediye başkanı sıfatıyla çıkıp bazı platformda ‘TOKİ’nin depremzedeler için yaptığı daireleri AK Partili meclis üyeleri alıyor’ diyemezsiniz. Madem her iddiayı söylüyoruz Halk Konut’taki müteahhitlerin bazılarının sizinle yakın olduğu iddiaları da var” dedi. Hızal’ın sözlerinin arasında girerek “yalan” çıkışında bulunan Başkan Sandal, “Yalan işte budur. Ben sadece Çevre ve Şehircilikten bir yetkili çıkıp ‘Biz bu konutları depremzedeler dışında birine vermeyeceğiz’ derseniz vatandaşlar rahatlar. Ama yetkili değil, siz söylüyorsunuz” ifadelerini kullandı. Sandal’ın sözlerinin ardından meclis salonunda karşılıklı atışmalar başlarken konuşmalar da Sandal ve Hızal arasında karşılıklı atışmalara döndü. HIZAL: ‘Bu konuda bir milletvekili açıklama yaptı, beni bağlamaz’ diyorsunuz. Ama sen o milletvekilinin özel kalem müdürünüzün atanması sürecinde görüşüp yardım talebinde bulundun. SANDAL: Devlet size mi kaldı? Devletin kurumları var. HIZAL: Siz eleştirinizi yaparken doğru düzlemler üzerinden yapacaksınız. SANDAL: Bir adamın özel kalemini neden 6 ay bekletirsiniz? Kendinize hemen atama yaparken… HIZAL: Konumuz bu mu? SANDAL: Konumuz bu. Siz böyle devletin kolonlarını kesiyorsunuz. Karşılıklı tartışmaların ardından sözlerine devam eden Hızal, şunları söyledi; “Demek ki siz yalan bilgi veriyorsunuz. SANDAL: Bu bir hakaret. Yalanı siz söylüyorsunuz. Bizim emsal kararı verdiğimiz tarih ve 6’lı masanın açıklama tarihi elli. Tartışmalar devam ederken Sandal ve Hızal karşılıklı seslerini yükseltirken meclis salonunda tansiyon da yükseldi. HIZAL: Ben size yalancı demedim, yalan bilgi veriyorsunuz dedim. Sizin başkanınız yalan bilgi verecek. AK Partili Meclis üyeleri TOKİ’den yer aldı diyemezsiniz. Bunu derseniz siz yalancısınız. SANDAL: Asıl yalancı sizsiniz. Eğer ki siz bir tek konutu depremzedeler dışında birine verirseniz el mi yaman bey mi yaman göreceksiniz. Atışmanın ardından mecliste sükûnet sağlanırken konuşmalar devam etti ve Başkan Sandal, emsal artışına ilişkin verilen karara itiraz gerekçelerine ilişkin kısa bir konuşma yaptı ve “Mahkemenin itirazında nüfus yoğunluğu belirtilmiş. Bu plan yapıldığında nüfus yoğunluğu 4’tü. Bu yoğunluk şu an 3,8. Bugün daha da düşmüş durumda. İş yerlerini çıkardığınızda yoğunluk 3’ün altında. Nüfus artışıyla sosyal donatı alanların oluşmadığı ile ilgili bilimsel temellere oturmuyor. Bunu da mahkemeye sunacağız. Bu nüfus artışını yüzde 30 arttırırsanız eski haline ulaşmıyor” dedi.

Yargıtay'dan emsal 'Mehir' kararı Haber

Yargıtay'dan emsal 'Mehir' kararı

Tam 5 sene önce dünya evine giren çift, şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanmaya karar verdi. Aile Mahkemesi'ne başvuran davacı genç kadın, resmi nikah yapmaksızın iimam inikahıyla evlendiği kocasının alkol kullanması, düzenli ve yeterli gelirinin olmaması, ekonomik durumu hakkında yalan söylemesi sebebiyle boşandığını dile getirdi. Kocasının, ailesi tarafından imzalanan mehir senedinin tahsilini talep eden davacı kadın; davalıların mehir senediyle 500 gram 22 ayar altın borçlandıklarını, bu borçlarını ödemediklerini ileri sürerek; altının dava tarihindeki değeri olan 85 bin TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etti. Davalılar davanın reddini istedi. Aile Mahkemesi; davanın kısmen kabulüne hükmetti. Hem davacı hem de davalılar kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, itirazları geri çevirdi. Kararı davalılar temyiz edince devreye Yargıtay 3. Hukuk dairesi girdi. Emsal nitelikte bir karara imza atan daire, resmi nikah olmadan mehir senedinin geçirli sayılamayacağına hükmetti. Kararda şöyle denildi: "Damat ve damat babasının imzaladığı belgede 'mehir senedi, bu mihir senedini eşim olacak kişiye mihir olarak veriyorum' ibaresi mevcuttur. İşbu belgenin evlilik birliğinin gerçekleşmesi amacıyla düzenlendiği ancak davalı ve davacı arasında resmi nikah akdi yapılmadığı, bu itibarla da söz konusu belgenin geçerliliği olmadığı ortadadır. Buna göre ilk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. İlk derece mahkemesi kararının, bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir." AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.