Emsal davasında nihai karar çıktı!
TENZİLE AŞÇI
İzmir'de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan 6,9 büyüklüğündeki deprem sonrasında evleri orta ve az dereceli hasar alan depremzedelerin yeniden evlerine kavuşabilmesi için ‘emsal artışı’ konusu gündeme gelmiş ve uzun süren tartışmalar sonucunda 2021 yılı Ekim ayında İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde parsel bazında yüzde 20, ada bazında ise yüzde 30’lik artış kararı alınmıştı.
Siyasette ve kent gündeminde tartışmalara neden olan emsal artışı kararı TMMOB tarafından mahkemeye taşınırken odalar ve depremzedeler karşı karşıya gelmişti. Öte yandan bilirkişi raporu doğrultusunda mahkeme yürütmeyi durdurma kararı alırken, Bayraklı Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi konuyu Danıştay’a taşımıştı. Davanın Danıştay’a intikal etmesinin ardından bir kez daha bilirkişi raporu talep edilirken hazırlanan yeni bilirkişi raporu sonrası mahkeme heyeti 1 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen duruşmada emsal artışı ile ilgili verilen yürütmeyi durdurma kararını kaldırmıştı.
Kararla birlikte emsal artışının önündeki engellerden biri kalkarken depremzedelere bir sevindiren haber daha geldi. Alınan kararda, TMMOB’nin davada gerekçesi olan ‘şehircilik ilkeline aykırılık’ noktasına değinilirken emsal kararının şehircilik ilkelerine ve kamu yararı amacını sağlamaya yönelik olduğu ifade edildi.
İzmir 5. İdare Mahkemesi, ‘emsal artışına’ karşı TMMOB’nin Büyükşehir’e açtığı davada nihai kararını verdi. Mahkeme tarafından alınan kararla birlikte TMMOB’nin talebi reddedildi.
KARARDA NELER YER ALDI?
Verilen karara ilişkin mahkeme kararında şu ifadelere yer verildi; “…getirilen plan notu kararının, deprem sebebiyle ağır ve orta hasarlı hale gelen binalar ile riskli yapıların dönüşümü için ve afetzedelerin acil konut ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak tesis edildiği, plan değişikliği niteliğindeki davaya konu plan notu kararının bu sebeple teknik ve nesnel bir gerekçeye dayalı olduğu, yukarıdaki paragrafta da izah edildiği üzere getirilen değişikliğin plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine, imar mevzuatına ve en nihayetinde kamu yararı amacını sağlamaya yönelik olarak tesis edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı yanında müdahiller tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen yargılama giderlerinin davacı tarafından müdahillere ödenmesine, YD itiraz aşamasında davalı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından karşılanan 492,00 TL YD itiraz harcının davacı tarafından davalı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına ödenmesine, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 5.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde İzmir Bölge İdare Mahkemesi'ne istinaf yolu açık olmak üzere, 13/07/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
