[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Endometriozis

Endometriozis haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Endometriozis haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çikolata kisti hamileliğe engel mi? Haber

Çikolata kisti hamileliğe engel mi?

Endometriozis üreme çağının önemli hastalıklarından ve aslında üreme dönemindeki kadınlarda sık görülen rahatsızlıklardan bir tanesidir. Endometriozis kadınların gebe kalmasını, çocuk sahibi olmasını engelleyen bir durum mudur ? Tedavisi mümkün olan bir sağlık sorunu mudur ? Kanser riski içerir mi ?Ameliyat şart mıdır? Konu ile ilgili Jinekolojik Onkoloi Uzmanı Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu önemli bilgiler verdi. SICAK ÇİKOLATA KIVAMINDA VE RENGİNDE Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu, “Endometriozis üreme çağının önemli ve sık görülen hastalıklarından bir tanesidir. Rahmin içini döşeyen dokuya endometrium diyoruz. Endometriuma benzer dokunun, belirli sebeplerle yumurtalıklarda, bağırsakla rahim arasındaki bölgede, yani rahmin dışında karın içinde herhangi bir bölgede yer alması durumuna “endometriozis”denir. Endometriozis eğer ki, yumurtalıklarda kist oluşturursa, bu kistlere çikolata kisti yani “endometrioma” denir. Bunlara çikolata kisti denmesinin sebebi ise; bu kistlerin içeriğinin sıcak çikolata kıvamında ve çikolata renginde olmasından kaynaklanır” dedi.  BELİRTİLERİ NELERDİR? Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu, “Çikolata Kisti yani Endometriozis, bazı hastalarda hiçbir semptom ya da şikayet geliştirmeyebilir. Fakat yerleştiği bölgeye ve dokuya göre, çeşitli şiddetlerde bazı belirtiler oluşturabilir.Endometriozis karın içinde büyüdükçe,inflamasyona ve çeşitli yakınmalara yol açabilir. Bunlar nelerdir diye soracak olursanız; Alt karın bölgesinde adet öncesi ve adet döneminde sancı, cinsel ilişki esnasında ağrı, kronik pelvik ağrı gibi durumlar sayılabilir. Bunun yanı sıra endometriozis, bulunduğu bölgede yapışıklıklar ve fibrozisgeliştirebildiğinden, bazı kadınlarda infertilite yani halk arasında “kısırlık” olarak bilinen duruma neden olabilir. Endometriozisin niçin geliştiğini kesin olarak söyleyemesek de bununla ilgili birkaç kabul ettiğimiz teori mevcut. Ayrıca gerçekleştirilen moleküler araştırmalarda, bu hastalığın meydana gelmesinde, birbirinden farklı genetik değişikliklerin etkisinin olduğu görüldü.Yani bu demek oluyor ki; anneniz, teyzeniz, ablanız gibi yakınlarınız endometriozis tanısı almışsa, sizler,yakınları bu tanıyı almamış kişilere oranlaendometriozise bir adım daha yakınsınız" ifadelerine yer verdi. HAMİLE KALMAYA ENGEL OLUR MU? Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu, endometriozis tanısı almış 10 kadından ortalama 7’sinin doğal yöntem ile hamile kalabildiğine dikkat çekerek, "Bunun dışındadeneyimli bir cerrah tarafından, doğru planlanmış bir operasyonun ardından yine doğal yöntemle kendiliğinden hamile kalınabilir. Yine de endometriozis hastalığını yaşayan kadınlardan küçük bir bölümü, kısırlık yani infertilite tedavisini almak zorunda kalabilir. Bunun yanı sıra, endometriozisameliyatının ardından planlanan ve gerçekleştirilen “tüp bebek tedavileri”ninsonucunda da başarıyı elde etme oranı oldukça yüksektir. Bazı kadınlar, hamile kalmanın, bu hastalığı yani endometriozisi ortadan kaldırdığı, tedavi ettiği gibi gerçekçi olmayan bir inanışa ve bilgiye sahipler. Fakat bu doğru değildir. Gebelik döneminde, endometriozisin oluşturduğu semptomlar geçici olarak hafifleyebilir fakat gebelik bu hastalığı tedavi etmez. Gebelik bitiminde şikayetler tekrar başlayabilir" diye konuştu. "BU AMELİYAT ONKOLOJİK PRENSİPLERE GÖRE YAPILMALIDIR" Kahramanoğlu, “Endometriozis, ağrı kesici ya da hormon içerikli ilaçlar veya cerrahi operasyonlar ile tedavi edilebilmektedir.Eğer ki hasta, cerrahi işlem için uygun bir adaysa, işlem laparoskopik yöntemle yapılabilir. Laparoskopi, ameliyat sonrası hasta için konforu arttırdığı gibi, cerrah için de milimetrik odakların dahi görülebilmesini sağlar. Ancak burada altını çizmek istediğim şey, bu ameliyatın onkolojik prensiplere göre yapılması gerektiğidir. Bunu özellikle belirtmemin önemli nedenleri var. Cerrahi işlem sırasında,sadece kisti almak hastalığı ortadan kaldırmaz. İşte bu nedenle endometriozisinbulunduğu dokuların tamamını almak gerekir. Yumurtalıktaki kisti alırken de normal yumurtalık dokusuna zarar vermemek, büyük bir önem taşır.Karın içindeki tüm endometriozisodaklarını temizlemek ve yumurtalık rezervlerini gözetmek, endometrioziscerrahisinde şarttır”sözlerini kaydetti. HABER MERKEZİ

Bu hastalığın tanısı konulamıyor Haber

Bu hastalığın tanısı konulamıyor

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi'nde kadınların Endometriozis farkındalık etkinliği düzenlendi. Hastalığın tanısının zor konulabildiğini; başka hastalıklarla karıştırılabildiğine dikkat çeken uzmanlar, hem toplumsal alanın korunması hem de doğurganlığın korunması açısından düzenli olarak muayene olmaları konusunda öneride bulundu. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi'nde Endometriozis farkındalık etkinliği düzenlendi. Kadın Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yeşim Akdemir, Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Engin Denizhan Demirkıran, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. İlhan Taşdöven tarafından katılımcılara tanısı çok zor konulan endometriozis hastalığı anlatıldı. Hastalığın farkındalığına dikkat çeken Kadın Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yeşim Akdemir, "Endometriozis kronik bir hastalık. Aslında normalde rahim içinde bulunması gereken dokuların, hücrelerin rahimin dışına doğru yerleşmesiyle beraber görülen kronik ağrılı bir kompleksli hastalık sendromu. Burada olan patoloji şu ki rahim içindeki dokular rahim dışına doğru tüplere, yumurtalıklara, bağırsak yüzeylerine, karın ve pelviks iç zarına ve o bölgedeki organlara yerleşip yapışıklıklara sebep olabiliyorlar. Bu da önümüzde bizim her ay adet zamanlarında kronik ağrılar, sancılı adet periyotlarına bunun dışında idrar yollarındaki sıkıntılara, bağırsak semptomlarına sebep olabiliyor. Çok sık aslında görülen bir hastalık. Baktığımız zaman genç kızlarda ve doğurganlık çağındaki kadınlarda yüzde 10 oranında görülebiliyor. Tüm dünyada yüzde 10'a yakın kadın bu hastalığın görüldüğünü biliyoruz. Fakat şöyle bir durum var ki bu hastalığın tanısı maalesef zor konuluyor. Semptomları atlanabiliyor. Bir hastanın Endometriozis semptomlarından başlamasından tanı konulmasına kadar geçen süre 10 seneye yakın alabiliyor. Bu konudaki farkındalığın artırılması amacıyla Mart ayında farkındalık ayı olarak belirlenmiş ve dünyada bu konuda çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Hastalarda en önemli şikayet pelvik ağrı, ağrılı adet dönemleri, ağrılı cinsel ilişki, çok önemli kısımda da gebe kalamama görüyoruz" dedi. "Önlenebilen bir hastalık değil" Sağlıklı yaşam, sağlıklı beslenme, fiziksel olarak aktif olunması gerektiğini söyleyen Akdemir, "Fakat burada dikkat edilmemesi gereken durum herhangi bir ağrılı semptomun atlanmadan kadın doğum uzmanına başvurulması. Bir gebe kalamama durumunda akla Endometriozis getirilmeli. Yüzde 50'ye yakın oranda Endometriozis saptıyoruz. Zamanında ve etkin muayene ve tedavi ile bu hastalığı tedavi etmek zorundayız. Çünkü bu kronik bir süreç. Kesin tedavisi olan bir hastalık değil. Yapışıklık durumu tüm karın içi dokularına yayılabilir. Bu hastalarda bağırsakların, idrar yollarının rahme yapışık olduğunu görüyoruz. Bu tür durumlar, yapışıklıklar çok şiddetli ağrılara sebep olabiliyor. Bu hastalarda cerrahi yöntemlerle bunları çözme zorunda kaldığımız zaman cerrahiler çok major cerrahiler olabiliyor. Komplikasyon oranları da diğer cerrahilere göre biraz daha fazla olabiliyor. Bu hastaların çok içinden çıkılamayan ağrı kompleks sendromları olabiliyor. Bu hastalar tekrarlayan depresyon ve anksiyate atakları geçirebiliyorlar. Hem toplumsal alanın korunması hem de doğurganlığın korunması açısından bu hastaların düzenli olarak muayene olmalarını öneriyoruz" diye konuştu. "Tanıları net olarak konumladığında hastalar belli bir tedaviyi göremiyor" Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Engin Denizhan Demirkıran, ürolojik açıdan değerlendirildiğinde idrar yollarının tutulma ihtimali olduğuna dikkat çekti. Hastalığın tanısının net olarak konulmadığında hastaların belli bir tedaviyi göremediğini söyleyen Demirkıran, "Mart ayı Endometriozis farkındalık ayı olarak tanımlanmış olduğu çok fazla hasta var ve bunlar tanı alamıyorlar. Kendi şikayetlerinin ne olduğunu tam olarak gösteremedikleri için tanıları net olarak konmadığı için belli bir tedaviyi göremiyor bu hastalar. Üroloji açısından multidisipliner olarak yaklaşımda Endometriozis hastalarında ilerlemiş Endometriozis de üriner sistemin yani idrar yollarının tutulma ihtimali de mevcut. Genellikle mesane tutuluyor. Daha düşük ihtimallere da üriter ve böbrek tutulumları görülebiliyor. Hastalarda idrar yollarında kanamalar, idrar yollarından gelen bu alana yansıyan ağrılar olabilir. Mutlaka geniş bir multidisipliner bir yaklaşımın yapılabileceği ileri seviye bir hastanede bu alanla ilgilenen hekimler tarafından değerlendirilerek birden çok branşın bir arada tedavi etmesini gerektiren ileri hastalıklar konusunda hastaların destek almalarını öneriyorum" diye ifade etti. "Multidisipliner olarak yaklaşmak çok önemli" Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. İlhan Taşdöven ise kronik ağrı ile gelen hastalara farklı tanılarla yaklaşılabildiğini hatırlatarak şöyle dedi: "Bu tür kronik ağrı ile gelen hastalar bazen atlanabiliyor. Tümör, hemoroid veya anal fistül şeklinde yaklaşılıp atlanabiliyor. Bu tür hastaların multidisipliner olarak yaklaşılmalı, kadın doğum ve üroloji ile ortak değerlendirilmek gerekiyor. Pelvik ağrısı olan hastaları. Bu tür hastalarda genellikle bağırsağı da tutup kanama yapabiliyor. Bu tür hastalarda kolonoskopi ile ayrıca tanıya gidilebiliyor. O yüzden bu tür hastalarda yaklaşım önemli. Kadın doğum ve üroloji ile ortak çalışıp hastalığın tanısını koymak multidisipliner olarak yaklaşmak çok önemli." İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.