[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Erinç Sağkan

Erinç Sağkan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Erinç Sağkan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Başkan Sağkan: Haber

Başkan Sağkan: "Anayasa’nın ilk 4 maddesinin tartışılacağı hiçbir toplantıda olmayız"

Türkiye Barolar Birliği Başkanı seçilmesinin ardından memleketi Gümüşhane’yi ikinci kez ziyaret eden Erinç Sağkan, Gümüşhane Baro Başkanı Metin Aslan ve baro yönetimindeki avukatlarla birlikte basın mensuplarıyla bir araya geldi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan TBB Başkanı Sağkan, gündemde yer alan Anayasa ve af konularıyla ilgili de açıklamalarda bulundu. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının uluslararası hukuku ihlal ettiğini ifade eden Sağkan, Gazze’de yaşanan insanlık dramının bir an önce sona ermesi gerektiğini söyledi. “Tüm bileşenlerin katılımıyla yapılacak Anayasa çalışmasının her daim içerisinde oluruz” Yeni Anayasa çalışmalarının bütün bileşenlerin bir uzlaşı zemininde bir araya getirilerek yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Sağkan, “Öncelikle bir Anayasa tartışmasının içerisindeyiz. Biz hep şunu ifade ettik; Anayasa bir toplumsal uzlaşı metnidir ve en temel yasamızdır. Bütün kanunlarımız bu anayasaya uygun olarak düzenlenir ve çıkartılır. Bu anlamda geniş bir uzlaşı zemininin oluşturulması ve bu uzlaşı zemininde bütün bileşenlerin başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere sivil toplumun, basının, üniversitenin, kamu kurumu niteliğindeki mesleki örgütlerinin, baroların görüşlerinin alınması gerekiyor. Anayasa değişikliği ihtiyacının sebeplerinin ortaya koyularak tüm kamuoyu ile paylaşıldığı ve buna ilişkin çalışmaların yapılarak toplumun en geniş kapsamlı katılımıyla ortaya koyulması ile gerçekleştirilmesinin zaruret olduğuna inananlardanım. Bu sebeple öncelikle siyaset kurumunun Anayasa tartışmasını yürütürken bileşenlerden uzak değil, onlardan uzakta hazırlanan bir taslağın Meclis gündemine alınması yöntemiyle değil, aksine bütün bileşenleri bir masanın etrafına toplaması, iktidar muhalefet ayrımı gözetmeksizin bu masada yer almasıyla mümkün olabilir. Bu yöntemle yürütebilecek bir çalışmanın her daim içerisinde olacağını ifade etmek istiyorum. Türkiye Barolar Birliği olarak bizim önceliğimiz Anayasa’nın ilk 3 maddesi ve değiştirilemeyeceği ifade edilen 4. maddesi. Bu maddelerin tartışılacağı hiçbir toplantıda bizler olamayız. Çünkü ilk 3 madde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini ifade eder, Cumhuriyet’in temelidir ilk 3 madde. Bu konuda da siyaset kurumunun yürütülecek olan Anayasa çalışmasının ilk 3 maddesi ile herhangi bir şekilde ilgisi bulunmadığı konusunda kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapma borcu olduğu inancındayım” dedi. “100. yıl ve cezaevlerinin doluluğu af tartışması için yeterli değil” Af tartışmalarının toplumdan uzak yürütülmesini yanlış bulduğunu söyleyen TBB Başkanı Sağkan, “Genel af veya özel af tartışmalarının toplumdan uzak bir şekilde siyasi popülizmle yürütülmesini son derece yanlış buluyorum. Çünkü bu ülkenin yurttaşları her şeyden önce adalet karşısında kendilerini eşit hissetmek istiyorlar. Hukuka olan güvenin de son derece azaldığı hepimizin maalesef bildiği bir gerçek. Bunda en büyük paylardan birisi de infaz adı verilen, infaz düzenlemesi adı altında yapılan yasa değişiklikleri ile birlikte maalesef bir cezasızlık politikasına dönüşen Türkiye’deki ceza adalet sistemi politikası yatmakta. Bu konuda ancak ve ancak toplumsal barışa hizmet edeceği ortaya koyulmak şartıyla, ceza adalet sistemindeki yanlışlıkların ciddi anlamda mağduriyete sebebiyet verdiğinin kabul edilmesi ve ortaya koyulması kaydı ile yine büyük bir uzlaşı zemini aranarak bir af tartışması yürütülebilir. Ben bunun dışında 100’üncü yıl ya da cezaevlerinin doluluğu gibi sebeplerin bir af tartışması için ne yeterli ne de gerekli olduğuna inananlardanım” diye konuştu. “İsrail çok ağır hak ihlallerine sebebiyet verdi” Gazze’de çok ağır insanlık suçu işlendiğini söyleyen TBB Başkanı Sağkan, “İsrail’in bu süreçte çok ağır hak ihlallerine sebebiyet verdiğini biliyoruz. Batı’nın bazı cılız barış çabalarının dışında maalesef ki bugüne kadar Filistin’de yaşanan drama tüm dünya gözlerini kapattı, bunu kabul etmek ve her yerde de ifade etmek zorundayız. Ancak bugün gördüğümüz Gazze'nin çok ağır bir saldırı altında, elektriğinin ve suyunun kesildiği ve çok ciddi sivil katliamların yaşandığı bir ağır insanlık suçunun işlendiği bir durumdan bahsediyoruz. Ancak şunu da ifade etmek gerekir ki Hamas’ın da aynı şekilde İsrail’de sivillere yönelik yaptığı saldırı da bir insanlık suçu teşkil etmektedir. Bizler haksızlık kimden gelirse gelsin, kime dönük olursa olsun insan hakları temelinde, insan haklarını savunmak ve korumakla görevli kurumlarız. Bu anlamda şu anda Gazze’de yaşanan bu insanlık dramına tüm uluslararası kamuoyunun, başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği olmak üzere tüm dünyanın bir an önce el atarak Filistin ve İsrail arasında bir anlaşma, uzlaşma zemini sağlamanın borcu olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Gümüşhane’de Filistinliler için cenaze namazı kılındı

Deprem bölgesinde sandık güvenliği uyarısı Haber

Deprem bölgesinde sandık güvenliği uyarısı

TENZİLE AŞÇI Türkiye “Yüzyılın Seçimi” olarak nitelendirilen 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği seçimi için gün sayıyor. Seçime bir aydan kısa bir süre kalırken “sandık güvenliği” konusu da hem siyasi partilerin hem de sivil toplum ve meslek örgütlerinin birincil konularından biri haline geldi. Özellikle 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili etkileyen deprem felaketinde yerle bir olan güneydoğu bölgesinde ‘oy kullanma’ ve ‘sağlıklı seçim koşulları’ konusunda vatandaşların aklına soru işaretleri oluşurken Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, TBB’nin sandık güvenliği çalışmaları hakkında bilgi verdi. Sağkan, depremden etkilenen vatandaşlar için “gezici sandık” uygulaması olması gerektiğini belirtirken Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’nın konuya ilişkin kararına da tepki gösterdi. SEÇMENE ÖZEL REHBER Seçim güvenliğinde önceliği seçmenlerin bilinçlenmesi olduğunu altını çizen Sağkan, “Türkiye’de yurttaşların sandığa güveni konusunda ciddi bir endişe var ve bunun haklı sebepleri olduğunu görüyoruz. Birçok seçimde sosyal medyaya yansıyan, basının da paylaştığı çöplerden oy pusulalarının çıkması, elektriklerin kesilmesi, mühürsüz oyların geçersiz sayılması gibi insanlarda seçime dönük ciddi bir endişe ve kaygı var. Ancak bu, yurttaşlarımızın sandığa katılımını engelleyen bir durum değil. Sandığa katılımın yüzde 80’lerde olduğunu görüyoruz ki bu da çok olumlu bir durum. Ancak bugüne kadar yaşananlardan dolayı hem deprem bölgesinde hem de genele yaygın bir sandık güvenliği endişemiz var.  TBB de bu konuda sorumluluk bilinciyle hazırlıklarımızı yaptık bu konuda. Öncelikle seçmenlerin kendi haklarını bilmesi gerekiyor. Biz vatandaş olarak hangi haklara sahibiz ve oy kullanarak nelere dikkat etmeliyiz gibi. 2018 seçiminde yüzde 2 geçersiz oy sayısı var ve bunun büyük oranda hatalı oy kullanmaktan kaynaklı olduğunu görüyoruz. Bu nedenle bu hatayı en aza indirgemeleri için seçmenler için bir hukuk rehberi hazırladık.  TBB internet sayfasından da yayınladık. Öncelikle kendimiz hata yapmayacağız, haklarımızı bileceğiz. Bunu hazırladık ve vatandaşlarımızın kullanımına sunduk” dedi. BÜTÜN SİYASİ PARTİLERE AYRIM YAPMAKSIZIN GÖNDERDİK Seçimde sandık başında görev yapan siyasi parti görevlileri için de çalışmalarının olduğunu belirten Sağkan, “Bizim seçim sistemimizde sandık güvenliğini sağlamak seçim kurullarının işi. Bu kurullarında da siyasi partilerin resmi görevlileri bulunuyor. Hem sandık kurulu üyeleri var hem de müşahit verme hakları var. O nedenle sandıkta güvenliği sağlayacak en önemli unsur siyasi partilerdir. Biz, sadece ona destek sunacak bir pozisyondayız. Bunun için de müşahitler için seçim rehberi hazırladık. İçine hem saba 06.30’dan itibaren dikkat etmesi gereken notlarımızı hem de aynı zamanda bugüne kadar yapılan 33 ayrı yoğun şikâyet metinlerinin örnek metinlerini koyduk. Bütün siyasi partilere ayrım yapmaksızın gönderdik. Çünkü bizim açımızdan kimin seçimi kazandığı değil, konu sandık güvenliği olduğundan her bir vatandaşımızın kullandığı oyun onun iradesini yansıtır şekilde sandıktan çıkmasıdır” diye konuştu. YURTTAŞIMIZ TELEFONLA TBB’YE ULAŞABİLECEK TBB olarak seçim gününde vatandaş merkezli de ‘güvenlik’ çalışmaları olduğunu belirten Sağkan, “3. basamak… Seçim gününe ilişkin bir seçim güvenliği merkezi oluşturduk. Yakın zamanda kamuoyuyla buranın numaralarını paylaşacağız Seçim günü herhangi bir ilde sorun yaşayan yurttaşımız anında telefonla TBB’ye ulaşabilecek. Biz, bütün barolarımızla koordine halde oradaki olaya anında müdahale edebilecek, avukatlarla vatandaşımızı bir araya getirerek seçim gününde ortaya çıkabilecek olumsuz senaryoların da önüne geçmek için uğraşıyoruz” ifadelerini kullandı. SİYASİ PARTİLERLE ORTAK ÇALIŞMA Seçimde siyasi partilerle ortak çalışma ürütmediklerini ancak seçim günü her okulda avukat bulunduracaklarını belirten Sağkan, “Siyasi partilerle ortak bir çalışmamız yok. Çünkü TBB kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü. Biz doğrudan bir siyasi partilerle bu tür bir çalışma yapamayız. Ama pek çok avukat zaten bu siyasi partilerin bir üyesi. Haliyle üyesi olarak da sandık kurulu üyeliği veya müşahitliğe avukatlar, hukuk bilgileri sebebiyle tercih ediliyorlar. Çünkü seçim mevzuatına hakim olmak gerekiyor. Biz de avukatlara bu anlamda eğitimler veriyoruz. Hem Ankara’da fiziki hem de diğer illere de ekiplerimizi göndererek bütün avukatlara sandık güvenliği konusunda uzmanlaşmaları açısından seçim mevzuatı konusunda eğitim vererek görev bölgelerine gittiklerinde mevzuata uygun avukatların olmasını sağlamak. Bizim yapabileceklerimiz bununla sınırlı. Ayrıca barolarımızla birlikte her okulda bir avukat bulundurmak yönünde bir faaliyet yönetiyoruz. Oradaki siyasi parti temsilcileri de aynı şekilde TBB’nin ve barların görevlendirdiği avukata ulaşarak sorunların çözümünde ondan destek alabilecekler” dedi. KATILIMI SAĞLAMAK DEVLETİN GÖREVİDİR Deprem bölgesinde seçim güveliği konusunda endişeleri olduğunun altını çizen Sağkan, ‘gezici sandık’ konusunda YSK’nın kararını eleştirdi ve şunları söyledi; “Deprem bölgesi şu anda seçim güvenliği anlamında en riskli alan. Çünkü deprem bölgesindeki çok sayıda yurttaşımız başka illere göç ettiler. Bunların büyük bir oranının geçici olarak bir başka ile gittiklerini ve haliyle ikametlerini almadıklarını biliyoruz. İkametgahlarını farklı illere taşıyanlar bakımından bir sorun yok. Ancak başka illere göç edip ikametgahlarını o ile aldırmayan depremzedelerin seçim günü kendi memleketlerine dönüp oy kullanmalarını beklemek bu kadar maddi ve manevi zararın olduğu bir süreçte çok da ayağı yere basan bir beklenti olmuyor. Haliyle birincisi, deprem bölgesi için oy kullanımında ciddi oranda bir düşüklük olacağını görüyoruz. Milletin iradesinin tecellisi anlamında da vatandaşın, seçim iradesini kullanabilmesini sağlayacak vasıtaları geliştirmek devletin en başta gelen görevidir. O sebeple göç edenler bakımından aynı yabancıların oy kullandıkları şekilde bulundukları illerde bazı bölgelere sandıklar kurularak onların da bu seçime katılmalarını sağlamak aslında devletin pozitif yükümlülüğüdür. Ancak bu yöndeki taleplerin YSK tarafından reddedildiğini biliyoruz. Haliyle bu vatandaşların o gün kendi memleketlerine dönmesini sağlayacak sistemleri hem devletin hem siyasi partilerin çalışması gerekiyor. Seçime katılımı artırmak adına bu zorunlu. BİZİM DE ZORLANDIĞIMIZ BİR SÜREÇ Ayrıca deprem bölgesinde sandık güvenliğinin sağlanması en önemli sorunlardan biri. Yeterli sayıda sandık görevlisi ve müşahit bulunması sorun. Sivil toplumun orada yer alması büyük bir dert olarak görülüyor. Mesela biz Hatay’da Hatay Barosuyla, Malatya’da Malatya Barosuyla çalışacağız. Ancak oradaki birçok meslektaşımızın da geçici olarak başka illere gittiklerini biliyoruz. O nedenle bizlerin de örgütlenmede, sandık güvenliğini sağlayacak meslektaşlarımı bulundurmakta zorlandığımız bir süreç. Ama yine de TBB, meslektaşlarını görev yerlerine davet ettiler. SOSYAL DEVLET ANLAYIŞINDAN UZAKLAŞILDIĞININ ÖRNEĞİ YSK’nın bunun için verdiği süre sona erdi. YSK’nın kararı bence çok yanlış bir karar. Bizim sandığı vatandaşın ayağına götürebiliyor olmamız gerekiyordu. O kadar felaket yaşamışlar, canlarını, mallarını mülklerini kaybetmişler. Izdırap içerisindeler. Onlara bu anlamda faydalı olup onları yormadan, egemenliğin tecellisine katkılarını sağlamamız gerekirken maalesef ki kendi illerinize geri döneceksiniz, ancak orada oy kullanabilirsiniz demek gerçekten sosyal devlet anlayışından çok uzaklaşıldığının somut bir örneğidir.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.