Ette fiyat denetimine kasaplardan tepki
TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER
Türkiye’de milyonlarca vatandaş, uzun süredir devam eden ekonomik krizle mücadele ederken artan enflasyon ve azalan alım gücüyle birlikte temel yaşamsal ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanır hale geldi.
Açlık sınırının altındaki asgari ücret, asgari ücretle yarışan kira ve faturaların altında ezilen vatandaşlar, özellikle temel gıda ürünlerine ulaşımda bile zorlanırken, et yemek ise bir lüks haline geldi. Kırmızı et fiyatları 300 liranın üzerine çıkarken, Rekabet Kurumu’nun kırmızı et fiyatlarını denetlemeye başlayacağı açıklanmıştı.
İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, ‘denetim’ kararını İLKSES’e değerlendirdi. Ette kategorilendirme vurgusu yapan Şenkara, küçük esnafın mağdur edilmemesi gerektiğini söyledi.
ETTE KATEGORİLENDİRME YOK
Satış fiyatlarındaki farklılıklara değinen Şenkara, “Bizler, kasap esnafı olarak bir ürünü alıp ürünü işleyip temizleyip üstüne de normal koşullarda hak etmiş olduğumuz yüzdelik karı ekleyerek kazandığımız parayla da evlerimize bakan insanlarız. Yani biz, bir ürünü nasıl alırsak masraflarımızı çıkararak o şekilde satıyoruz. Bizim Rekabet Kurumu’yla bir alıp veremediğimiz olamaz. Bizler kasap esnafı olarak bulunduğumuz bölge, yaptığımız iş ve sattığımız etin cinsi açısından hepimiz aynı işi yapıyoruz. Nasıl bir rekabet ortamı oluşabilir ki… Bizim ülkemizde ette kategorilendirme diye bir şey yok. Ette kategorilendirme olsa ‘inek eti şu kadar, dana eti şu kadar ya da süt dana eti şu kadar’ denilebilir. Ancak ülkemizde böyle bir durum söz konusu değil. Bugün inek eti satan bir arkadaşımızla süt dana eti satan bir arkadaşımızın satış fiyatı aynı olamaz. Çünkü aynı fiyattan almıyorlar” dedi.
BÜYÜK MARKETLER İÇİN YAPILACAKSA…
Rekabet Kurumu’nun kararında büyük marketleri işaret eden Şenkara, “Rekabet kurumunun bahsetmiş olduğunun marketlerin alış fiyatıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Mesela biz geçen hafta 220 liraya karkas kesim yaparken büyük bir zincir marketin karkas kesimin fiyatını 230 lira yapması nedeniyle biz de karkasımızı 230 liradan kesmek zorunda kaldık. Çünkü piyasa birbirini takip eder. Üretici büyük olan işletmeye hangi fiyattan veriyorsa küçük işletmeye de aynı fiyattan vermelidir ki küçük işletmeci de malı alabilsin. Biz bir ürünü nasıl alıyorsak ona uygun bir şekilde, masraflarımızı karşılayacak şekilde satmaya çalışıyoruz. Ben Rekabet Kurumu’nun bizimle alakalı bir stratejisi olduğunu düşünmüyorum. Çünkü esnafın ne yaptığı, günde ortalama ne kadar et sattığı hepsi açık bir şekilde ortada. Tabii büyük marketler için bir çalışma yapılacaksa bunu bilemem. Ama ne yapılacaksa yapılsın esnafın ayakta kalmasının sağlanması gerekiyor” diye konuştu.
DEVLET KENDİ BÜTÇESİNDEN ÖDEYEBİLİR AMA…
Küçük esnafın ”sübvanse” nedeniyle haksız rekabetle mücadele ettiğinin altını çizen Şenkara, şunları söyledi; “Sübvanse denen bir şey var. Kesimin içinde yüzde 20 kemik, yüzde 3 firesi, yüzde 2 sinir vardır. Bunları hesaba kattığınızda ortaya çıkan maliyet bellidir. Et-Süt Kurumu’nun et alış ve satış fiyatlarına baktığımızda bahsettiğim sübvansenin ne olduğu ortaya çıkıyor. Aynısını şu anda İstanbul, İzmir ve Ankara’da büyükşehir belediyeleri de yapıyor. Kilosu 80-100 lira… Devlet kendi bütçesinden bunu ödeyebilir ama kasap esnafı giderlerini karşılayabilmek, bunu yaparken evine bakma zorundadır. Biz ticaret yapıyoruz. Amacımız masraflarımızı karşılayıp evimize bakıp hayatımızı sürdürmek. Bunu yapabilmek için de belli bir yüzdelik kar ortaya koymak durumundayız. Üç büyük kentte şu anda et fiyatları hemen hemen aynı seviyede. Aslında Türkiye’nin hemen her yerinde birbirine çok yakın seyrediyor. Tabii hayvanın cinsine göre değişiyor. Mesela küçükbaş hayvan etinin fiyatı Ege Bölgesi’nde 220 lirayken Doğu Anadolu Bölgesi’nde 200 lira. Bunun nedeni de ürünün cinsi. Her ürün aynı değildir. Kategorilendirme dediğimiz şey de bu.”