[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#faiz

faiz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, faiz haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

2024 Ekim ayı Merkez Bankası faiz kararı: Ekim ayı faiz kararı ne zaman, saat kaçta açıklanacak? Haber

2024 Ekim ayı Merkez Bankası faiz kararı: Ekim ayı faiz kararı ne zaman, saat kaçta açıklanacak?

Ekim ayı Merkez Bankası faiz kararı için geri sayım heyecanla devam ediyor. Amerikan Merkez Bankası (FED)'in uzun bir aradan sonra ilk kez faiz indirimi yapmasıyla beraber, gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın alacağı faiz kararına çevrildi. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun açıklayacağı karar öncesinde, dolar, altın ve borsa yatırımcıları temkinli ve heyecanlı bir bekleyiş içinde. Peki, Ekim ayı faiz kararı ne zaman, saat kaçta açıklanacak? Ekim ayı faiz kararı ne zaman, saat kaçta açıklanacak? Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu'nun ekim ayı faiz kararı için tarih belli oldu. Merkez Bankası, ekim ayı faiz kararını 17 Ekim 2024 Perşembe günü saat 14.00'te açıklayacak. Faiz oranlarına dair beklentiler neler? AA Finans’ın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 17 Ekim Perşembe günü düzenlenecek Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına yönelik yaptığı beklenti anketi, 16 ekonomistin katılımıyla gerçekleştirildi. Anket sonuçlarına göre, ekonomistlerin politika faizinde değişiklik beklemedikleri ve faizin yüzde 50 seviyesinde kalacağı yönünde bir görüş birliği var. Yıl sonu politika faizi tahminlerinin ortalaması ise yüzde 47,50 olarak belirlendi. Bununla birlikte, ekonomistlerden 5'i politika faizinin yıl sonunda yüzde 50 olacağını, 7'si ise yüzde 47,5 seviyesine ineceğini öngörüyor.

Merkez bankaları neden faiz artırır? Faiz artışları ekonomiyi nasıl etkiler? Haber

Merkez bankaları neden faiz artırır? Faiz artışları ekonomiyi nasıl etkiler?

Merkez bankalarının aldığı faiz artırımı kararları, ekonomide güçlü etkiler yaratır. Bu küçük gibi görünen kararlar, aslında enflasyonu kontrol altına almak, tasarrufu teşvik etmek ve harcamaları dizginlemek gibi durumlar için tanımlanır. Peki, merkez bankaları neden faiz yükseltir ve bu karar ekonomiyi nasıl etkiler? Merkez bankaları neden faiz artırır? Bankaların, bireylere ve işletmelere sunduğu faiz oranları genellikle merkez bankalarının belirlediği oranlarla uyumlu şekilde hareket eder, ancak başka etmenlerden de etkilenir. Faiz oranları, kredi talebi ve arzına göre de şekillenir. Yani, tüketicilerin ve şirketlerin ne kadar harcama yapmayı veya yatırım gerçekleştirmeyi düşündükleri ve piyasada mevcut kredi miktarı bu oranları doğrudan etkiler. Bu durum aslında temel ekonomi prensiplerine oldukça benzer. Örneğin, bir ürüne olan talep yüksek ama arz düşükse, fiyatların artması beklenir. Faiz oranları da bu mantığa göre işler. Eğer insanlar ve şirketler harcama yapmak veya yatırım yapmak istiyor, ancak yeterince kredi bulamıyorsa, bu durumda faiz oranları yükselme eğilimine girer. Bu da borç almanın daha maliyetli hale gelmesi anlamına gelir. Bu noktada devreye merkez bankaları girer. Merkez bankaları, bankalara ihtiyaç duyduklarında borç sağlar, aynı zamanda bankalar da fazla nakitlerini merkez bankalarına yatırır. Bu süreçte, bankalar ile merkez bankası arasındaki borçlanma maliyetini belirleyen ve merkez bankası tarafından düzenlenen faiz oranına politika faizi adı verilir. Merkez bankaları, para politikalarını bu faiz oranını belirleyerek ve gerektiğinde değiştirerek yönetirler. Merkez Bankası politika faizini yükselttiğinde; Faiz Kanalı: Bankalar, müşterilerine uyguladıkları faiz oranlarını artırır. Kredi çekmek daha maliyetli hale geldiğinden, insanlar borçlanmayı erteleyip tasarrufa yönelirler, bu da harcamaların azalmasına neden olur. Beklenti Kanalı: Enflasyonla mücadele beklentisi güçlenir, enflasyon beklentileri düşer ve bu durum gelecekteki ekonomik kararları şekillendirir. Döviz Kanalı: Döviz kurları geriler, Türk lirası değer kazanır. Bu da ithal ürünlerin fiyatlarının düşmesine ve bu ürünlere olan talebin azalmasına yol açar. Faiz artışları ekonomiyi nasıl etkiler? Faiz artışlarının başlıca sebeplerinden biri, ödemeler dengesinde açık veren ülkelerin ekonomik sıkıntılarını hafifletmek için yabancı yatırımcıların sermayesine ihtiyaç duymasıdır. Bu nedenle, ülkeler ödemeler dengesi sorunlarını çözmek amacıyla faiz oranlarını yükselterek sıcak para çekmeyi hedefler. Ayrıca, sıcak para girişi ülkenin para biriminin değerlenmesine de katkıda bulunur. Para birimi güçlendikçe, döviz kurundaki yükselişin neden olduğu maliyet enflasyonu baskılanır. Merkez bankaları, enflasyonun temel kaynaklarından biri olan maliyet enflasyonunu kontrol altına alırken, faiz artışlarıyla iç piyasadaki talebi de düşürerek talep enflasyonunu frenlemeyi amaçlar. Ancak, faiz artırımlarının getirdiği bu olumlu sonuçların yanı sıra, bazı olumsuz yan etkiler de ortaya çıkabilir.

Faiz indirimi beklentisi gayrimenkul talebini arttırdı Haber

Faiz indirimi beklentisi gayrimenkul talebini arttırdı

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - Türkiye’de faiz indirimi beklentisinin artması, vatandaşları alternatif yatırım araçlarına yönlendirmeye başladı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son olarak Mart 2024’te 25 baz puan faiz artışıyla politika faizini yüzde 50 seviyesine çıkarmış ve son 5 toplantıda faize dokunmadı. Piyasayı takip eden yatırımcılar bankadaki mevduat kazançlarını azaltacağını düşünen birçok kişi, birikimlerini daha kârlı yatırım araçlarına yöneltirken, gayrimenkul sektörü bu eğilimden en çok faydalanan alanlardan biri oldu. Özellikle son bir ayda İzmir genelinde gayrimenkul sektörüne olan talebin arttığını belirten İzmir Emlak Kulübü Derneği Başkanı Rıdvan Akgün, olası bir faiz indirimiyle birlikte gayrimenkule olan talebin daha çok yükseleceğini belirtti. Faiz indirimi beklentilerinin yanı sıra Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarından yatırımların geri dönmesiyle sektörün hareketleneceğini ifade eden İzmir Ticaret Odası Gayrimenkul Faaliyetleri Grubu üyesi Adnan Bozbay, “Şu anda faiz oranlarında bir indirim yok fakat Kur Korumalı Mevduattan dönen yatırımlar sektöre yansıyacaktı” dedi. İZMİR’DE KONUT SATIŞLARI YÜKSELİŞTE Vatandaşın faiz oranlarında beklenen olası düşüşlere karşı gayrimenkule yöneldiğini ve İzmir özelinde değerlendirildiğine geçen aya göre gayrimenkule talebin arttığını belirten Akgün, “Türkiye genelinde faiz oranlarının yükselmesiyle birlikte gayrimenkul sahibi olan başta birden çok konutu olan insanlar konutlarını satıp bankada Kur Korumalı Mevduata veya normal mevduat faizlerine yatırmaya başlamıştı. Hatta daha da ileri giderek tek bir dairesi olan insanlar bile dairesini satarak faize paralarını koydular. Aslında yanlış yaptılar gibi gözükmekle beraber paralı şu anda neredeyse iki daire alabilecek seviyeye geldi. Şu anda faiz oranları yüksek seyretse de bir düşüş bekleniyor. İndirim beklentisi oldukça yüksek ve düşüş başladıktan sonra da devam edeceğini düşünüyoruz. Hükümetin gayrimenkul sektöründe, özellikle inşaat sektörünün bir ivme kazanması için 250’den fazla iş kolunu ve buna bağlı inşaat sektöründe 1500’e yakın yan iş kollarını hayata geçirmek için, aktif bir şekilde ekonomi lokomotifi olan inşaat sektörüne can suyu vermeye çalışıyor. İzmir’de konut satışlarında özellikle son 1 ayda artış gözlemliyoruz. İyi bir portföyü olan emlakçılar 3 ile 8 milyon arasında fiyatı olan konutların satışlarında başarılılar. Şu anda 10 milyon üzerindeki konutlar, villalar veya muhtelif yapılar satışı oldukça zor. Çünkü vatandaş parayı bankada değerlendirme konusunda halen ısrarcı davranıyor” diye konuştu. SÖYLENTİLER FİYATLARA YANSIYACAKTIR Faiz indirimi söylentilerinin gayrimenkul fiyatlarına yansımasının kaçınılmaz olduğunu sözlerine ekleyen Akgün, “Faiz indirimi söylentileri gayrimenkul fiyatlarını mutlaka arttıracak. Söylentiden ziyade realiteye baktığımızda başta devlet bankaları ve bazı özel bankalarında gerçekten faiz indirimleri var. Faiz indikçe düşük segmentli fiyatı olan dairelerin fiyatı yükselmeye başlar ama şu anda arz fazla olduğundan dolayı fiyatlarda şimdilik sadece bir koruma var. Bu korumayı alan gayrimenkul sahipleri faiz indirimin olması haline mutlaka fiyatları arttıracaktır” dedi. Açıklamalarının devamında bugünlerde gayrimenkule yatırım yapan vatandaşların kesinlikle kazançlı çıkacağını söyleyen Akgün, “Şimdi gayrimenkul alma zamanıdır satma zamanı değildir. Paraya ihtiyacı olan tabi ki satacaktır ama alacak kişiler bankadan paralını çekip gayrimenkule yatırmalarını İzmir Emlak Kulübü başkanı olarak ısrarla tavsiye ediyorum” diye belirtti. KKM’DEN DÖNEN PARA SEKTÖRÜ CANLANDIRDI Faiz oranlarının düşeceği beklentisinin yanı sıra müteahhitlerin ve vatandaşların Kur Korumalı Mevduata yaptıkları yatırımların geri dönmesiyle sektörün hareketleneceğini ifade eden İzmir Ticaret Odası Gayrimenkul Faaliyetleri Grubu üyesi Adnan Bozbay, “Şu anda faiz oranlarında bir indirim yok fakat Kur Korumalı Mevduattan dönen yatırımlar sektöre yansıyacaktı. Öte yandan, gayrimenkul yatırımcısı yüzde 25 kira artışı kararı ile sektöre küsmüştü. Şimdi tekrar normale döndüğü için gayrimenkul yatırımcısı tekrar gayrimenkul almaya başladı. Esas önemli artış müteahhitlerin yaptığı KKM’den dönecek parayla olacak. Müteahhitlerin Temmuz, Ağustos hatta Eylül aylarında yüzde 30’lara varan indirimler yaptı. Parasın faize yatırmak istemeyen mütedeyyin insanlar sıfır gayrimenkul almaya başladı. İkinci el konutlarda o kadar büyük bir artış yok. Çünkü şu anda kredili satışlar halen yüzde 9. Konut kredisi faizleri düştüğü takdirde piyasada ciddi bir hareketlilik görebiliriz” açıklamalarında bulundu. FAİZLE İLGİLİ UMUTLU BEKLEYİŞ YOK Faiz oranında gözle görülür bir değişim olmadığı sürece vatandaşın gayrimenkule yatırım yapabilmesinin ihtimal dahilinde olmadığını vurgulayan Ekonomist Dr. Ayhan Bülent Toptaş, “Öncelikle, faizlerin ne zaman düşeceği konusu net değil. Çünkü, henüz enflasyonla mücadelede faizlerin düşürülmesi kararını gündeme getirebilecek çok olumlu bir gelişme yok.  Bununla birlikte, faizin Kasım ayında, Aralık ayında ve hatta 2025 yılının ilk yarısında düşebileceği tahminleri yapılıyor. Diğer yandan, faizin ilk aşamada kaç puan düşürülebileceği ve bunu takip eden zamanlarda ne kadar düşürüleceği de net değil. Eğer çok küçük düşüşler olursa vatandaşı konut piyasasına yönlenmeye güdüleyecek bir ortam oluşmayacaktır. Ekonomiyi izleyen vatandaşlar da bu iki durumun farkındalar. Yani faiz ile ilgili çok umutlu beklentileri yok. Diğer yandan konutlar genel olarak aşırı pahalı durumda ve ancak çok düşük faizli kredilerle satına alınabilmeleri mümkün ama kredi faizleri halen çok yüksek.  Dolayısı ile, vatandaşın bugünlerde konuta yönelmesi pek ihtimal değil” diye belirtti. FIRSATÇILIK ENFLASYONU TETİKLİYOR Faiz indirimi beklentileri sebebiyle gayrimenkul fiyatlarına yaşanan fahiş artışların enflasyonu tetiklediğine dikkat çeken Toptaş, yüksek fiyatların alıcıyı satın almaktan vazgeçirdiğini ve yüksek konut fiyatlarının konut piyasasını soğuttuğunu belirtti. Mevcut durumun şu anda Türkiye’de yaşandığını ve bu yüzden satışların da zayıfladığını söyleyen Toptaş, “Bu durum doğal olarak ekonomideki durgunluk faktörlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Fırsatçı fiyatlama davranışı yüksek enflasyonun neden olduğu en ciddi sorunlardan biri. Tabii bu davranış bir taraftan belirsizlik yaratan, diğer taraftan da enflasyonu yukarıya gitmeye zorlayan bir faktör. Bu nedenle pek çok gelişmiş ülke enflasyon konusunda çok hassas. Çünkü, canavar şişeden çıktıktan sonra  beklentileri ve fiyatlama davranışlarını yeniden şişeye sokmak çok zor ve sancılı bir süreç” dedi.

Merkez Bankası'nın faiz kararı için kritik toplantı: Faiz kararı ne zaman açıklanacak? Haber

Merkez Bankası'nın faiz kararı için kritik toplantı: Faiz kararı ne zaman açıklanacak?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı, ekonomik dünyayı yeniden hareketlendirecek. Fatih Karahan başkanlığında toplanacak olan Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu, Türkiye'nin faiz oranlarına dair önemli bir karar verecek. Faiz kararının ne zaman açıklanacağı merak konusu olurken, bu kritik toplantının detayları ekonomistlerden yatırımcılara kadar herkesin gündeminde. Peki, Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? Gelişmeleri kaçırmamak için takipte kalın! MERKEZ BANKASI FAİZ KARARI NE ZAMAN AÇIKLANACAK? Bu hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) açıklayacağı faiz kararı, piyasaların ana gündem maddesi haline geldi. Enflasyon beklentilerinin gerilemeye başladığı bu dönemde, yatırımcılar ve ekonomistler Merkez Bankası'nın alacağı kararı büyük bir merakla bekliyor. Geçtiğimiz ay, TCMB faizi %50 seviyesinde sabit tutmuştu. Şimdi ise gözler 20 Ağustos Salı günü saat 14.00'te açıklanacak olan Ağustos ayı faiz kararında. Merkez Bankası'nın bu kritik kararının, piyasalarda nasıl bir etki yaratacağı ve enflasyon beklentilerine nasıl yön vereceği merak konusu. Faiz kararına dair tüm gelişmeleri ve detayları kaçırmamak için bizi takip etmeye devam edin! EKONOMİSTLERDEN KRİTİK FAİZ KARARI İÇİN BEKLENTİ: TCMB FAİZİ YÜZDE 50'DE SABİT TUTACAK! AA Finans’ın son beklenti anketine göre, ekonomistler Merkez Bankası'nın (TCMB) 20 Ağustos Salı günü açıklayacağı faiz kararında sürpriz bir değişiklik beklemiyor. 13 ekonomistin katıldığı ankette, tamamı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın politika faizini %50 seviyesinde sabit bırakacağı öngörüsünde bulundu. Anket sonuçlarına göre, faiz oranındaki değişikliklere dair beklentilerin medyan değeri %50 olarak belirlendi. Yıl sonu tahminlerine göre ise politika faizinin ortalama %46,50 civarında olacağı hesaplandı. Ekonomistlerin yıl sonu için verdikleri tahminler arasında en yüksek oran %50, en düşük oran ise %40 olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz ay yapılan PPK toplantısında politika faizi %50'de sabit tutulmuştu. Merkez Bankası'nın bu kararı, piyasaların ve yatırımcıların dikkatle takip ettiği bir gelişme olmaya devam ediyor. 20 Ağustos'taki faiz kararı, ekonominin yönü açısından önemli bir gösterge olacak. Faiz kararının tüm detaylarını öğrenmek için gelişmeleri yakından takip edin!

Küresel piyasaların gözü ABD ve Japonya merkez bankalarının faiz kararında Haber

Küresel piyasaların gözü ABD ve Japonya merkez bankalarının faiz kararında

Geçen hafta ABD'de yoğunlaşan bilanço takviminin hisse ve sektör bazlı etkileri dünya geneline yayılırken açıklanan büyüme verilerinin ardından ülkede güçlenen "yumuşak iniş" beklentisi ise kayıpların kısmen telafi edilmesine yardımcı oldu. Amerikan teknoloji şirketlerinden Alphabet'in geliri, bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 14 ve net karı yüzde 28,6 artış kaydederek beklentileri aşsa da yapay zeka konusunda henüz istenilen ilerlemeyi gerçekleştirememesi yatırımcıları tedirgin etti. Elektrikli otomobil üreticisi Tesla'nın net karı ise bu yılın ikinci çeyreğinde 2023'ün aynı dönemine kıyasla yüzde 45 düştü. Bilanço tarafında gelecek hafta Microsoft ve Meta Platforms gibi şirketlerin finansal sonuçları yatırımcıların odağına yerleşirken Fed'in faiz kararı ve yoğun veri gündeminin piyasaların yönü üzerinde belirleyici olması bekleniyor. Fed'in gelecek hafta politika faizini sabit bırakmasına kesin gözüyle bakılırken politika metni ve Fed Başkanı Jerome Powell'ın açıklamalarından alınacak ipuçlarının varlık fiyatlarını etkileyeceği öngörülüyor. Para piyasalarındaki fiyatlamalar, bankanın yıl sonuna kadar yapacağı 3 toplantıda da faiz indirimine gidebileceği ihtimalini öne çıkarırken özellikle cuma günü açıklanacak istihdam raporundaki verilerin söz konusu beklentileri değiştirebileceği ifade ediliyor. Tahvil piyasalarında bu hafta yatırımcıların "bekle-gör" duruşu nedeniyle oynaklık sınırlı kalırken ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi, haftayı 10 baz puan azalışla yüzde 4,20'den tamamladı. Dolar endeksi de 104,3'te yatay seyretti. Geçen hafta altının ons fiyatı yüzde 0,6 azalışla 2 bin 387 dolara gerilerken gümüşün onsu yüzde 4,4 ile düşüş eğilimini üçüncü haftaya taşıdı. Elektrikli otomobillerin gelecekte daha az bakır kullanabileceğine yönelik haber akışıyla düşüş eğilimini üst üste üçüncü haftaya taşıyan bir diğer metal olan bakırın libresi yüzde 3,2 değer kaybıyla 4,1 dolara gerilerken Brent petrolün varil fiyatı haftayı yüzde 2,6 azalışla 79,7 dolardan tamamladı. New York borsası karışık seyretti New York borsasında geçen hafta bilanço sezonu, hisse ve sektör bazlı oynaklığa neden olsa da ülkede ikinci çeyrekte büyümenin yüzde 2,8'le beklentileri aşması, "yumuşak iniş" beklentilerini güçlendirdi. Ülkede dün açıklanan verilere göre kişisel tüketim harcamaları, haziranda aylık yüzde 0,3 ile beklentilere paralel artış kaydetti. Kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi de haziranda aylık yüzde 0,1 ve yıllık bazda yüzde 2,5 ile beklentiler dahilinde arttı. Fed'in enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı gıda ve enerji kalemlerinin hesaplama dışı tutulduğu çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi ise haziranda aylık bazda yüzde 0,2 ile beklentilere paralel artarken yıllık bazda yüzde 2,6 ile beklentilerin biraz üzerinde yükseldi. Çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi, mayısta da yıllık yüzde 2,6 artmıştı. Öte yandan, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Başkan Joe Biden'ın adaylıktan çekilmesinin ardından Demokratların en güçlü başkan adayı konumunda bulunuyor. Başkan Biden'ın sağlık durumuna ilişkin endişeler ve Cumhuriyetçilerin adayı eski ABD Başkanı Donald Trump'ın saldırıya uğramasının ardından anketlerde Trump'ın büyük oranda favori konumuna yerleşmesi, Demokratlar arasında tartışmalara neden olmuştu. Analistler, Trump'ın ABD'deki anketlerde hala önde olduğunu belirtiyor. Bu gelişmelerle geçen hafta Nasdaq endeksi yüzde 2,08 ve S&P 500 endeksi yüzde 0,83 değer kaybederken Dow Jones endeksi yüzde 0,75 değer kazandı. Gelecek hafta pazartesi Dallas Fed imalat aktivite endeksi, salı New York Fed tüketici güven endeksi ile JOLTS açık iş sayısı, çarşamba Fed'in faiz kararı ve ADP özel sektör istihdamı, perşembe haftalık işsizlik başvuruları ve ISM imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) ile cuma istihdam raporu, fabrika siparişleri kişisel gelir ve dayanıklı tüketim malları siparişleri takip edilecek. Avrupa'da İngiltere Merkez Bankasının faiz kararı yatırımcıların odağında olacak Avrupa borsalarında da geçen hafta karışık bir seyir hakim olurken İngiltere Merkez Bankasının (BoE) perşembe günkü para politikası kararları yatırımcıların odağına yerleşti. Bankanın gelecek hafta politika faizini sabit tutması beklenirken politika metni ve BoE Başkanı Andrew Bailey'nin açıklamalarından alınacak sinyallerin gelecek dönem para politikası için ipuçları verebileceği tahmin ediliyor. Öte yandan, bölgede geçen hafta açıklanan verilerin ekonomik aktivitenin yavaşlamaya devam ettiğini göstermesi risk iştahını törpülüyor. Buna göre, Almanya'da imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) 42,6 ve hizmet sektörü PMI 52, Avro Bölgesi'nde imalat sanayi PMI 45,6 ve hizmet sektörü PMI 51,9 ile öngörülerin altında kalırken İngiltere'de imalat sanayi PMI 51,8 ile beklentilerin üzerinde, hizmet sektörü PMI 52,4 ile tahminlerin altında gerçekleşti. Bu gelişmelerle İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,59 ve Almanya'da DAX endeksi yüzde 1,35 yükselirken İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 1,18 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,22 geriledi. 29 Temmuz haftasında, salı Avro Bölgesi ve Almanya'da büyüme ile enflasyon, çarşamba Almanya'da işsizlik ve Avro Bölgesi'nde enflasyon ve cuma bölge genelinde imalat sanayi PMI verileri takip edilecek. Asya'da BoJ'un sürpriz faiz artırım ihtimali devam ediyor Asya pay piyasalarında satış baskısının geçen hafta derinleştiği görülürken ABD'de Donald Trump'ın tekrar başkan seçilme ihtimalinin ticaret savaşlarını yeniden gündeme taşıyabileceği endişesi, risk algısının yükselmesinde etkili oldu. Asya'da gelecek hafta gözler, Japonya Merkez Bankasının (BoJ) çarşamba günkü faiz kararına çevrilirken bankanın sürpriz bir adımla 10 baz puan faiz artırabileceği ifade ediliyor. Geçen hafta ülkede açıklanan verilere göre, imalat sanayi PMI 49,2'ye inerken hizmet sektörü PMI 53,9'a ve bileşik PMI da 52,6'ya çıktı. Japonya'da hizmet sektörü Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) de yüzde 3 artışla beklentileri oldukça geride bıraktı. Buna karşın, Japonya'da Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), temmuzda yıllık yüzde 2,2 artarak öngörülerin altında kaldı. Söz konusu gelişmelerle dolar/yen paritesi haftalık bazda yüzde 2,3 azalışla 153,8'e geriledi. Çin tarafında geçen hafta ekonomiyi destekleyici adımlar öne çıkarken Çin Merkez Bankası (PBoC), resesyon endişelerinin öne çıktığı ülkede 1 ve 5 yıllık borçlanma faizlerini 10'ar baz puan indirerek sırasıyla yüzde 3,35 ve yüzde 3,85'e düşürdü. Bu gelişmelerle, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 5,98, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 2,28, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 2,27 ve Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 3,07 değer kaybetti. Gelecek hafta salı Japonya'da işsizlik, çarşamba Çin'de imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI ve Japonya'da sanayi üretimi verileri takip edilecek. Yurt içinde TCMB sürpriz yapmadı Yurt içinde, geçen hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz kararı takip edilirken banka, politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit bıraktı. Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 2,37 değer kaybıyla 10.891,42 puandan tamamlarken dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,24 altında, 32,9456'dan tamamladı. 29 Temmuz haftasında salı tüketici güven endeksi, çarşamba günü dış ticaret istatistikleri ve perşembe imalat sanayi PMI verileri takip edilecek.

Araç piyasasında bir taraf mutlu bir taraf umutsuz Haber

Araç piyasasında bir taraf mutlu bir taraf umutsuz

KEMAL ÖZKURT-ÖZEL HABER- İkinci el otomobil piyasasında durgunluk sürerken, 7 Temmuz’da yürürlüğe girmesi beklenen fakat ağustos sonuna uzatılan Genel Güvenlik Yönetmeliği (GSR) ile sıfır araç piyasasını olumlu yönde etkilemeye devam ediyor. Sıfır araç bayileri, yeni düzenleme öncesinde ithal ettikleri araçları elden çıkarmak için yoğun kampanyalar düzenleyerek satışlarını arttırırken ikinci el araç satıcıları işe yaklaşık 4 aydır tek bir araç satamamaktan şikayetçi. Yapılan kampanyaların yanı sıra yüksek faiz oranları sebebiyle finansmana erişimin zorlaşması ikinci el araç satışlarını da olumsuz yönde etkiliyor. Sıfır araçlardaki yüksek satış rakamlarının geçici olduğunu belirterek yılbaşından sonra fiyatların artacağını belirten Ege Otomotiv Derneği (EGOD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Torun, “Yeni güvenlik paketi yürürlüğe sokulmadan önce bayiler ciddi kampanyalar yaparak ellerindeki stoku bitirmeye çalışıyor. Fakat yılbaşına kadar düşmesi beklenen faiz oranlarıyla artacak olan döviz kurunun yanı sıra yeni güvenlik paketiyle birlikte araçlara eklenecek olan bazı özelliklerle sıfır araç fiyatları yükselişe geçecektir” diye konuştu. İkinci el piyasasının Türkiye genelinde olduğu gibi Ege Bölgesi’nde de düşük olduğunu ifade eden İzmir Otokent Yönetim Kurulu Başkanı Feyzi Demir, “Yüksek faiz oranları sebebiyle bizim bölgemizde satışları yüzde 60 oranında düştü. Bu düşüşün yıl sonuna kadar sürmesini öngörüyoruz” dedi. GÜVENLİK PAKETİ SATIŞLARI ARTTIRDI Sıfır araç satışlarının geçen yılın üzerinde seyrettiğini belirten Torun, “Satışların yükselmesinde 7 Temmuz’da yürürlüğe girmesi beklenen fakat temmuz ayının sonuna uzatılan Avrupa Birliği’nin yeni güvenlik donanımı regülasyonun satışların yükselmesinde çok etkisi var. Şu anda çok ciddi kampanyalar devam ediyor. Aralık fiyatlarıyla araç satışları yapılıyor. Mayıs ve haziran ayında bu kampanyalarla birlikte Türkiye genelinde 100 binin üzerinde araç satıldı. Geçen yılın aynı dönemine göre çok daha yüksekteyiz. Bayilerin ellerinde bulundurduğu güvenlik paketine uymayan araç stokları bitene kadar bu kampanyalar devam edecektir. En azından temmuz ayının sonuna kadar sıfır araç satışlarında yaşanan yükselişin sürmesini bekliyoruz” diye konuştu. SIFIR ARAÇ DAHA CAZİP GELİYOR Sıfır ve ikinci el araç fiyatları arasında makasın daralması ile yapılan kampanyalarla birlikte vatandaşların sıfır araca yöneldiğini söyleyen Torun, “Vatandaşın finansmana erişimi günümüzde çok zor. İkinci el araç kredisi diye bir şey neredeyse kalmadı. Bu sebeple vatandaşlara şu anda sıfır araçlar daha cazip geliyor. Çünkü bazı bayilerde 250 bin TL’ye kadar sıfır faizli kredi imkanları mevcut. Bazı bayiler ellerindeki araçları bitirebilmek için çok karsız ve geliş fiyatına satışları yapıyor. Bazı modellerde stoklar tükendi. Sıfır araçlardaki bu satış rakamları geçici gibi görünüyor. Yeni mevzuatın yürürlüğe girmesiyle birlikte rakamlar belli seviyelerde sabit kalacaktı” dedi. YILBAŞINDAN SONRA ARTACAK Yılbaşından sonra dövizin yukarı yönlü seyretmesiyle birlikte sıfır araç fiyatlarının artacağına dikkat çeken Torun, “Yılbaşından sonra faizlerin düşmeye başlayacağı konuşuluyor. Faizlerin düşmesiyle döviz kurunda yukarı yönlü hareketlilik yaşanacak. Bu da doğrudan otomotiv fiyatlarına yansıyacaktır. Dövizin yukarı yönlü seyretmesinin yanı sıra sıfır araçlarda zorunlu olacak güvenlik paketi de araç fiyatlarının yükselmesine sebep olacaktır. Çünkü her araca standart olarak şerit takip, otomatik fren, geri görüş kamerası ve uyku sürücü uyarısı gibi 12 tane özellik isteniyor. Bu özellikler en baz arabaya bile eklendiği zaman araç fiyatlarına 3 bin ile 6 bin euro arası değişen ek maliyetler binmiş olacak. Bu da bir aracın fiyatının en az 120 bin TL artması demek. Üzerine işletme karları da konduğunda daha döviz yükselmeden bile araç fiyatları yükselmiş olacak. Fakat çarpanlar arttığı için de dövizdeki en ufak bir hareketlilik yine araç fiyatlarına doğrudan yansıyacaktı” ifadelerini kullandı. İKİNCİ EL SATIŞLARI YÜZDE 60 DÜŞTÜ İkinci el araç satışlarının yaklaşık 4 aydır dibe vurduğunu söyleyen Demir, “Türkiye genelinde olduğu gibi bizim bölgemizde de ikinci el araç satışları son 4 aydır gerçekten çok düşük. Otokent’de bulunan noterlerde günlük 400-500 civarı araç satılırken bu rakamlar yüzde 60 oranında geriledi. Ben yaklaşık 48 senedir araç satışıyla uğraşıyorum. Şimdiye kadar böyle bir iş görmedim. Otokent’de bulunan araç sayısı 6 bini geçmezdi şu anda 8 binden fazla araç var. Esnafın araç koyacak yeri yok. Sermayesi az olan birkaç esnafımız bıraktı gitti. Geri kalan esnafımı kötü gidişata halen direniyor” şeklinde konuştu. DURGUNLUK YIL SONUNA KADAR SÜRECEK Düşüşün yaşanmasının sebebi sıfır araç bayilerinin yaptığı kampanyalardan çok faiz oranlarının yüksek olmasından kaynaklandığını belirten Demir, “Sıfır araç satışlarının da çok olduğunu düşünemiyor. Çünkü vatandaşımızda para yok. Eskisi gibi kredi çekip araç alma şansı da yok. Kredi faizleri gerçekten çok yüksek. İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullara baktığımızda ikinci el piyasasındaki bu durgunluğun yıl sonuna kadar devam edeceğini düşünüyoruz” dedi.

Bankalar açıkladı... Faizsiz kredi veren 8 banka belli oldu Haber

Bankalar açıkladı... Faizsiz kredi veren 8 banka belli oldu

Son dönemlerde ihtiyaç kredisi faiz oranlarındaki artışın ardından, faizsiz kredi sunan bankalar mercek altına alındı. Bu kapsamda, 8 banka yeni müşteri kazanmak amacıyla faizsiz kredi kampanyalarını duyurdu. İşte detaylar... Faizsiz kredi seçenekleri, vatandaşların birinci tercihi olmayı sürdürüyor. Bankalar, faizsiz kredi kampanyalarında güncellemeler yaptı ve yeni limitler 30.000 TL'ye kadar çıkarıldı. 8 Bankanın faizsiz kredi kampanyaları şu şekilde; YAPI KREDİ Faizsiz 3 ay vadeli, 20.000 TL nakit avans. ALBARAKA Faizsiz 3 ay ertelemeli ve 6 ay vadeli, 15.000 TL. TÜRKİYE İŞ BANKASI Faizsiz 3 ay vadeli, 25.000 TL taksitli nakit avans. ENPARA Faizsiz 3 ay vadeli, 20.000 TL masrafsız ihtiyaç kredisi. AKBANK Faizsiz 6 ay vadeli, 20.000 TL ihtiyaç kredisi. QNB FİNANSBANK Faizsiz 6 ay vadeli, 10.000 TL kredi. Faizsiz 3 ay vadeli, 20.000 TL taksitli nakit avans. GARANTİ BBVA Faizsiz 6 ay vadeli, 20.000 TL ihtiyaç kredisi. TÜRK EKONOMİ BANKASI (TEB) Faizsiz 6 ay vadeli, 10.000 TL kredi. Faizsiz 3 ay vadeli, 25.000 TL taksitli nakit avans. 0 faizli kredi kimlere verilir? Sıfır faizli kredi kampanyasından hem bireyler hem de şahıs firmaları yararlanabilir. Bireyler için bu kredi, bireysel ihtiyaç kredisi olarak sunulurken, şahıs firmaları için ticari destek kredisi şeklinde sağlanmaktadır. Bankalar gerçekten faizsiz kredi veriyor mu? Bankalar, kredi başvurusu yapan kişilerin finansal durumlarını ve kredi kullanım amaçlarını değerlendirir. Eğer başvuru sahibinin mali durumu ve kredi amacı uygun bulunursa, banka faizsiz ihtiyaç kredisi sunmaya hazır olur.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.