[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Gediz Nehri

Gediz Nehri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gediz Nehri haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TOKİ’nin lağımı köylünün evinden geçip Gediz’e gidiyor! Haber

TOKİ’nin lağımı köylünün evinden geçip Gediz’e gidiyor!

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER Manisa’nın Yunusemre ilçesine bağlı olan yaklaşık 500 nüfuslu Akgedik Köyü sakinleri, 2017 yılından bu yana köyün üst kısmına inşa edilen TOKİ’lerle mücadele ediyor! Birinci, ikinci ve üçüncü etap TOKİ’ler için köyün tam ortasına arıtma tesisi kuruldu, uğruna ise 10 yıllık çam ağaçları söküldü. Köylü kanalizasyon atıklarının meydana getirdiği koku ve sinek problemiyle baş etmeye çalışırken, halk sağlığı sorunları da boy göstermeye başladı. Solunum yolu enfeksiyonuna dikkat çeken vatandaşlar, “İnsan onuruna yakışır mı yaşanılacak böylesine güzel bir bölgeyi talan etmek?” isyanında bulundu. Köylünün bir diğer derdi ise ‘yerinden edilme’ endişesi! Yeni TOKİ’lerin inşası için vatandaş köyden çıkarılmak isteniyor. Belediye tarafından arsa vaat edildi, köylü ikiye bölündü. Kimi imzasını attı, kimi de anılarından vazgeçemedi. İmza atanlar şu an bin pişman, atmayanlar ise yıldırılmaya çalışılıyor! 20 bin nüfuslu TOKİ’nin kanalizasyon atığı köyün ortasından geçip Gediz Nehri’ne doğru yol alırken; yaşlısından gencine, kadınından çocuğuna… Tüm köy tek ses: “Köylerimiz yerinden ediliyor, kalkın, ayaklanın!” LAĞIM ÇUKURU RESMEN Akgedik Köyü’nde doğan ve yıllardır orada ikamet eden 70 yaşındaki Mehmet Bilgin, yaşadıklarını şöyle aktardı: “Burnumuzun dibine arıtma tesisini kurdular. Lağım çukuru resmen. Ne arıtılıyor ne de bir çözüm bulunuyor. İki güne bir taşıyor. O da dereye akıyor, dereden Gediz Nehri’ne gidiyor. 2017 yılından bu yana böyle. TOKİ’nin lağımını arıtan sistem başımıza bela oldu. Tepki gösterdik, mücadele ettik ama jandarmalık olduk. Kimisini karakola götürdüler, kimisini dövdüler. Olan yine köylüye oldu. Açık konuşmak gerekirse niyetleri köyü kaldırmak, köylüyü yerinden etmek, buraya yeni TOKİ’ler inşa etmek! Köyü silmeye çalışıyorlar. 500’ün üstünde nüfus mevcut. Bütün anılarımız, yaşantımız bu köyde. Burada büyüdük, evlendik, 5 çocuğumu da bu köyde evlendirdim.” BİZİ YILDIRMAK İÇİN YAPIYORLAR “Bu köyde rant var. O yüzden bizi çıkarıp başka yerlere sürüklemeyi hedefliyorlar” diyen Bilgin, “Buraya da TOKİ inşa edecekler. Köyde yaşayanların bir kısmı imzasını attı, evini sattı. Ama büyük bir kısmı imza atmadı, mücadelesini sürdürüyor. Ayrıca imza atanlar dahi şu an bin pişman. Hemen ileride sana 300 metre bir arsa verecekler ama köydeki yaşantının üzerine de beton çekiyorlar. ‘Madem köyü terk etmiyorsunuz, bu kanalizasyon size müstahak’ diyorlar. Oturduğu yerden kim gitmek ister, ama insanları böyle girişimlerle yıldırmaya çalışıyorlar. Yakın zamanda köyün ortasından yol geçirecekler. Tozun toprağın içinde ne olacak bu köylüye? Elektriği, suyu kesecekler. Bizi yıldırmak için yapıyorlar bunu” isyanında bulundu. KÖYLÜNÜN BİLİNÇSİZLİĞİNDEN NEMALANIYORLAR Akgedik’in 60-70 yıllık bir tarihi olduğunu hatırlatan çevreci Gürol Kaplan ise “Ne zaman ki köyler mahalleye dönüştü, Yunusemre Belediyesi köye TOKİ’leri dikti, bölgeye de göz dikti. Şimdi ablukaya almış durumdalar. Birinci ve ikinci etap TOKİ’leri yaptılar. Üçüncü etaba başladılar. Ve köy onların gözüne batmaya başladı. Tapusu olmayan vatandaşlara belediye dedi ki, ‘Burası bizim, hazine alanı!’ Ama vatandaşın elinde yapı kayıt belgesi var. TOKİ’nin tabiri caizse elit insanlarının yanına köylüyü yakıştıramadıkları için farklı çözüm yollarına girdiler. Onlara alternatif imkanlar sunarak göndermek istediler. Ama nasıl gitsinler? Acıları, mutlulukları, düğünleri… Tüm hikayeleri burada yaşandı. Sonra diyorlar ki, ‘Sana 300 metre yer vereceğim, evini kendin yap’. Daire de vermiyorlar, arsa verip gerisini senin halletmeni istiyorlar. Senin yıkılan evine 150 bin TL değer biçiyor, fakat acımasızca yıkacağı evin değeri 400 bin TL. Köylünün bir kısmı imza atmadı. Yerindelik olanlar kalıyor, ama imza atanların akıbeti belli değil. Tehdide kadar her şey var işin içinde. Köylünün bilinçsizliğinden nemalanıyorlar” sözlerine dikkat çekti.   KÖYLERİMİZ YERİNDEN EDİLİYOR! Türkiye’nin ikinci büyük akarsuyu olan Gediz Nehri detayına da dikkat çeken Kaplan, son olarak ise “20 bin nüfuslu TOKİ inşa ediyorlar. Öte yandan aynı bölgede 3 bin dönümlük sanayi atığı da söz konusu. Nereye akacak tüm bunların kanalizasyonu? Tabii ki günah keçisi Gediz Nehri’ne! İnsan onuruna yakışır mı yaşanılacak böylesine güzel bir bölgeyi talan etmek? Yazın ortaya çıkan koku problemini, sinek sorununu da göz ardı etmeyelim. Çocuklar solunum yolu enfeksiyonu ile baş etmeye çalışıyor. Halk sağlığı problemi var bu köyde. Buna bir ‘dur’ dememiz lazım. Birinci ve ikinci etaptaki TOKİ’leri inşa etmek için binlerce çam ağacını yok ettiler. Yol geçireceklermiş şimdi. Kasıtlı bir şekilde köyün içinden geçirecekler. Yıldırma politikası başka hiçbir şey değil. Kamuoyunun sesimizi duyması lazım. Ben yetkililere değil, halkımıza sesleniyorum; köylerimiz yerinden ediliyor, kalkın, ayaklanın! Hayvancılığın yapıldığı bir köydü Akgedik. Hayvan sesinden uyuyamazdık. Ama şimdi hayvandan da eser kalmadı, çiftçiden de. Herkes sanayiye yöneldi. Taşeron firmalarda asgari ücretle yaşam sürüyorlar. Kuru binalarla birlikte yaşamlarımızda kup kuru oldu” çağrısında bulundu.

Tunç Soyer: Gediz Nehri’nin kurtarılması için kaybedecek tek bir saniyemiz yok Haber

Tunç Soyer: Gediz Nehri’nin kurtarılması için kaybedecek tek bir saniyemiz yok

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) Yönetim Kurulu Toplantısı’nda İzmir Körfezi'ne akan Gediz Nehri’ndeki kirlilik kaynaklarının sebeplerine dikkat çekti. Manisa ve Gediz Havzası’ndaki sorunların ele alındığı toplantıya; İzmir Valisi Süleyman Elban, EGEV Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, Manisa Vali Yardımcısı Aydın Memük, Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Güzgülü’nün yanı sıra, İzmir Büyükşehir Belediyesi Şirketler Koordinatörü Ali İhsan Özgürman da katıldı. Toplantıda İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Dr. Güven Eken Gediz Havzası'nın kirliliği ile ilgili yapılan araştırmaları açıkladı. Gediz Türkiye’nin meselesi Toplantıda Gediz Havzası’nın kirliliğine dikkat çeken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Ege’nin yaşam suyu Gediz, bölgemiz ve ülkemiz için büyük önem taşıyor. Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye’nin tarımsal üretiminin yüzde onu Gediz Havzası’nda gerçekleşiyor. Gediz Havzası’nda yaklaşık 2 buçuk milyon vatandaşımız yaşıyor. Gediz Nehri, geçtiği her yere yaşam vererek İzmir Körfezi’ne dökülüyor. Dolayısıyla hem İzmir hem de Ege Bölgesi, Gediz Nehri ile etle tırnak gibi iç içe geçmiş durumda. Yazık ki bu yaşam pınarımız, bugün çok büyük bir kirlilik ve susuzluk tehdidi altında. Oysa bu havzada yaşanan her şey hepimizi doğrudan ilgilendiriyor. Gediz, yalnızca İzmir’in veya Ege’nin değil bütün Türkiye’nin meselesi” dedi. Gediz’in ve Gediz Havzası’nın bu haline seyirci kalamayız Temmuz 2021’de “Temiz Gediz, Temiz Körfez” sloganıyla Gediz’in doğduğu Murat Dağı'ndaki Karapınar Şelalesi'nden bir yolculuğa başladıklarını ifade eden Başkan Tunç Soyer, “Uzman ekibimizle birlikte Gediz’in doğduğu bu kaynaktan, denize döküldüğü noktaya kadar 1800 kilometre kat ederek, adım adım kirliliğin kaynağını yerinde tespit ettik. Bu yolculuğumuz sırasında Gediz Havzası’nda üç büyük felaketin aynı anda yaşandığını gördük. Birincisi yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı kurutan yanlış ürün deseni. Havzada giderek artan silajlık mısır üretimi ve buna eşlik eden vahşi sulama bu havzayı tümüyle susuzluğun pençesine atmış durumda. İkinci büyük sorun ise havzadaki su projelerinin tasarımında yapılan hatalar. Büyük umutlarla yapılan Gördes Barajı, İzmir’e hedeflenen miktarda su sağlamadığı gibi dünyanın en önemli sulak alanlarından biri olan Marmara Gölü’nün tamamıyla kurumasına neden oldu. Son olarak, bütün bunların yanında Gediz’e zehir akıtıyoruz. Bazı büyük organize sanayi bölgelerinin arıtma tesislerini yasalarda tanımlanan haliyle işletmediklerini üzülerek gördük. Çoğu zaman hiç arıtma yapmadan doğrudan Gediz’e deşarj yapıldığına tanıklık ettik. Kaynağında gürül gürül, tertemiz akan o su, insanla temas ettikçe zehir akmaya başladı. Gediz Nehri boyunca yaptığımız saha çalışmaları ve aldığımız numunelerin analizi neticesinde ortaya çıkan bu tablo, kabul edilemez. Bölgemiz ve ülke ekonomimiz için bu kadar değerli bir su kaynağı böylesine içler acısı bir vaziyette olmamalı. Bu duruma 'dur' demek için herkesin elini taşın altına koyması elzem. Gediz’in ve Gediz Havzası’nın bu haline seyirci kalamayız” diye konuştu. Doğanın siyaseti olmaz Vatandaşların ve doğanın zehirlenmesine, havzadaki yaşamın son bulmasına göz yumulmaması gerektiğinin altını önemle çizen Başkan Tunç Soyer, “Gediz Havzası’nda yaptığımız yolculuk sonrasında Gediz Nehri’nin ve havzamızın kurtuluş reçetesini içeren 12 maddelik bir deklarasyon yayınladık. Tarım ve Orman Bakanlığımızın geçtiğimiz aylarda yayınladığı Gediz Eylem Planı’nda bu deklarasyonda yer alan tavsiyelerin büyük kısmının yer aldığını görmek bizi çok memnun etti. İzmir Büyükşehir Belediyesi de 12 maddelik deklarasyon metninde yer alan ve yetki alanına giren konuları bir bir uygulamaya başladı. Doğanın siyaseti olmaz. Gediz’i kirleten her ne varsa ivedilikle ortadan kaldırmalıyız. Hep birlikte atacağımız adımlarla Gediz, Murat Dağı’ndan doğduğu gibi pırıl pırıl aksın istiyoruz. Kaybedecek tek bir saniyemiz yok. Bunu ancak siyaset üstü bir sorumlulukla, el ele vererek başarabiliriz.  Bugün EGEV çatısı altında gerçekleşen bu önemli buluşmanın Gediz Nehri’nin uzun yıllardır beklediği dayanışma için çok önemli bir başlangıç olduğuna inanıyorum. Bu eşsiz nehri korumak için tıpkı nehirler gibi birleşerek çalışacağımız günleri büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum.  Başkanlık görevlerini yürüttüğüm İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ege Belediyeler Birliği tüm imkanlarıyla bugün temellerini attığımız Gediz imecesine katılmaya hazırdır” şeklinde konuştu. Manisa ve İzmir ilişkileri EGEV’de masaya yatırıldı Toplantıda ayrıca Manisa ve İzmir arasındaki ticari ilişkiler de değerlendirildi. Toplantıda söz alan İzmir Valisi Süleyman Elban, “İş bölümü yapmak ve araştırmalarla şehirlerin kendine özgü eksiklerini bulmak gerek. Tamamlayıcı olmak gerek” dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Manisa-İzmir arası ilişkilerde avantajları ve dezavantajları EGEV bize çıkartırsa bir yol haritası belirleriz. Bu ilişkileri eğitim, sanayi inovasyon ve başka sektörlerde geniş çapta ele almak lazım. Bu ne valiliğin ne de belediyenin tek başına yapabileceği bir iş değil.  Birlik olarak bu işin üstesinden gelebiliriz” ifadelerini kullandı. Manisa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Özkasap, “Organize sanayi bölgeleri hem ticaretin hem de ihracatın gelişmesi için büyük önem arz ediyor. Ticaret yapan ve bu kadar birbirine yakın olan iki il önümüzdeki dönemlerde beraber neler yapabilir bunları konuşmak gerek” dedi. İzmir ile Manisa arasında organik bir bağ olduğunu söyleyen eski Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Semra Öncü ise, “Arada bir rekabet olsa da Manisa, İzmir ile bağlantılı. Sorun sadece yol sorunu. Yol yapıldı ancak hızlı trenin İzmir-Manisa arasında gerçekleştirilmesi kolaylık sağlayacak” şeklinde konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Türkiye'deki "bisiklet dostu tesis" uygulamasına Avrupa Bisikletçiler Federasyonundan destek

Haber

"Gediz Nehri'nin kirlilik baskısını tek başımıza engelleyemeyiz"

Kütahya’dan doğarak Uşak, Manisa ve İzmir’den geçtikten sonra Ege Denizi'ne boşalan ve tarımsal olarak büyük bir öneme sahip Gediz Nehri kuraklık ve kirlilik tehlikesiyle karşı karşıya. Havzası üzerinde bulunan yüz binlerce hektarlık tarım arazisine su kaynağı olan Gediz Nehri binlerce çiftçi için de büyük bir ekonomik öneme sahip. Son yıllarda küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya olan Gediz Nehri, özellikle geçtiği bölgelerden kendisine boşaltılan sanayi atıklarıyla da kirli ve sağlıksız hale geldi. Manisa Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü (MASKİ) de Gediz Nehri ve Bakırçay’ı kurtarıp tekrar eski günlerine döndürmek için binlerce ton atıksuyu arıtıyor. MASKİ, 104 dönüm alan üzerine kurulu olan Manisa Atıksu Arıtma Tesisi başta olmak üzere il genelindeki 20 tesisle atık suları arıtarak doğaya deşarj ediyor. Arıtılan su Gediz Nehri’ne bırakılıyor. Manisa Atıksu Arıtma Tesisi’nde günlük 50 ila 60 bin metreküp olmak üzere il genelinde 130 ila 140 bin metreküp atıksu arıtılıyor. MASKİ Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Çevik, gazetecileri tesisi gezdirdi, yapılan çalışmaları anlattı. “Gediz Nehrine günde 50 bin ile 60 bin metreküp civarında arıtılmış atıksu bırakıyoruz” Manisa Merkez Atıksu Arıtma Tesisinde arıtılan sularla Gediz Nehrinin beslendiğini kaydeden MASKİ Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Çevik, “Bu tesiste günde 50 bin metreküp ile 60 bin metreküp arasında su arıtılması gerçekleştirilmekte. Manisa Merkez Atık Su Arıtma Tesisi Manisa şehrinin en büyük atık su arıtma tesisidir. MASKİ Genel Müdürlüğümüzün de o dönemki şartlarda yaklaşık 30 milyon dolar yapım bedeliyle gerçekleştirmiş olduğu bir tesis burası. Bu tesisimizde Yunusemre ve Şehzadeler ilçemizdeki evsel atıksulardan oluşan, kanalizasyon sistemlerimizde toplanan suların toplanıp tesiste arıtılma işlemini gerçekleştirmekteyiz. Tesisteki atık sularımız tesiste yaklaşık 24 saat işlemden geçirildikten sonra Gediz Nehrine ulaştırılmaktadır. Biz Gediz Nehrine günde 50 bin ile 60 bin metreküp civarında arıtılmış atıksuyu bırakmış oluyoruz. Bu sadece bu tesiste gerçekleştiriliyor. 20 tane atıksu arıtma tesisimiz bulunmakta. Bu atıksu arıtma tesislerimizde de günlük 135 bin ile 140 bin metreküp arası bir atıksu arıtımı gerçekleştiriyoruz” dedi. “Küresel ısınma ve iklim değişikliği Gediz Nehrini olumsuz etkiledi” Gediz Nehri'nin beslenmesi için çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini söyleyen Çevik, “Buradaki ana amacımız Gediz Havzası ve Kuzey Ege Havzası dediğimiz Bakırçay Çayı'nın beslenmesiydi. Tabii küresel ısınma ve iklim değişikliği Gediz Nehrini olumsuz etkilemiş bulunmakta. Bu açıdan bizim MASKİ Genel Müdürlüğü olarak 20 tane atıksu arıtma tesisimizde arıtılmış atıksuyu Gediz ve Bakırçay’a verip bu nehirlerimizin, yeraltı su kütlelerimizin, su havzalarımızın korunması çok büyük önem arz etmektedir” diye konuştu. “Evsel kirliliği gidersek de Gediz Havzasındaki kirlilik baskısını tek başımıza engelleyemiyoruz” MASKİ Genel Müdürlüğü olarak yaklaşık 1,5 milyon nüfusa sahip Manisa’nın evsel atıksularını arıttıklarını ve doğaya bıraktıklarını söyleyen Genel Müdür Yardımcısı Çevik, “Kurumumuzun görev alanı şehrimizdeki yaklaşık 1,5 milyon nüfusa hizmet edip vatandaşlarımızın su hizmetini sağlamak ve vatandaşlarımızın kullandığı atık suları arıtarak doğaya deşarj etmek. Burada evsel kirliliği gidermekle yükümlüyüz. Biz evsel kirliliği gidersek de Gediz Havzası'ndaki Gediz Nehri'nin kirlilik baskısını tek başımıza engelleyemiyoruz. Burada bütün kamu kurumlarımıza, tüm yerel yönetimlere, tüm paydaşlara, organize sanayi bölgelerimize, münferit sanayicilere ve işletmecilere, deri OSB’lere büyük görev düşmektedir. Gediz üzerindeki baskıyı sadece MASKİ Genel Müdürlüğünün yapmış olduğu atıksu arıtma tesislerinden evsel kirliliği gidererek yok etmiş olamayız. Burada sanayicilerimize, kamu kurumlarımıza çok büyük iş düşmektedir” ifadelerini kullandı. Gediz’i besleyen Nif Çayı'nın da Manisa’dan doğduktan sonra İzmir güzergahında kirlenip tekrar Manisa sınırlarına girerek Gediz’e döküldüğünü vurgulayan Çevik, “Gediz Nehrini besleyen kollardan bir tanesi Nif Çayı'dır. Nif Çayı Manisa bölgesinde doğup İzmir’in Kemalpaşa ilçesinden geçerek yeniden Manisa’da Gediz Nehriyle buluşmaktadır. Nif Çayı'nın Manisa üzerinden buluştuğu noktada kirliliğin çok fazla olduğunu gözlemlemekteyiz. Nif Çayı'nın doğduğunda kirli olduğunu değil, geçtiği güzergahta İzmir bölgesinden geçtikten sonra şehrimize çok büyük bir kirlilik yükü getirdiğini göstermektedir. Kütahya’da doğan Gediz Nehri şehrimize zaten kirlilik baskısıyla gelmektedir. Burada her ne kadar bu zamana kadar 323 milyon işletme bedeli, 340 milyon da yatırım bedeli yapıp 643 milyon TL civarında bir bedeli 2014 yılından bu yana atıksu arıtma tesislerimize harcasak da, bununla beraber 389 milyon metreküp atıksu arıtımı gerçekleştirmiş olsak da tek başımıza MASKİ Genel Müdürlüğü olarak yeterli değildir” dedi. MASKİ Genel Müdürlüğü olarak Manisa’nın altyapısından sorumlu olduklarını vurgulayan Çevik, “Biz MASKİ Genel Müdürlüğü olarak Manisa’nın altyapı sisteminden sorumluyuz. Manisa’nın kanalizasyon ve altyapı tesislerinin işletiminden sorumluyuz. Burada çatı görev Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğümüzde. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğümüz de dönem dönem Gediz Havzasıyla ilgili toplantılar gerçekleştirmekte. Bu 4 şehrimizi bir araya getirerek her paydaşın yapmış olduğu çalışmaları raporluyoruz. Biz de Uşak, Kütahya, İzmir ile beraber iletiş halindeyiz. Dönem dönem biz de kurum olarak teknik ve idari destek sağlıyoruz” dedi. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Kütahya'nın Leblebi ve Kömür Festivalinde narkotik etkinliği

Menemen Hasanlar Köprüsü trafiğe açıldı Haber

Menemen Hasanlar Köprüsü trafiğe açıldı

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Gediz Nehri’nin iki yakasını buluşturarak yurttaşların rahat ve güvenli ulaşımını sağlayacak Menemen Hasanlar Köprüsü’nü trafiğe açtı. 35,6 milyon TL’ye mal olan köprünün hizmete girmesi ile iki mahalle arasındaki yol 15 kilometreden 2 kilometreye düştü. 35, 6 MİLYON TL'YE MAL OLDU İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentin trafik akışını rahatlatmak, güvenli ve konforlu bir ulaşım sağlamak için yatırımlarını sürdürüyor. Son olarak Gediz Nehri’nin iki yakasını birleştiren Menemen Hasanlar Köprüsü’nün yapımı tamamlandı ve köprü trafiğe açıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan taşıt köprüsü 35,6 milyon TL’ye mal oldu. ULAŞIM KOLAYLAŞTI Gediz Nehri üzerine inşa edilen karayolu köprüsü, 3 açıklıklı, 1 gidiş ve 1 geliş 83 metre uzunluğunda yapıldı. Köprü, Emiralem ile Hasanlar Mahallesi’ni birbirine bağlıyor. Hasanlar Mahallesi ve civarındaki Görece, İğnedere, Haykıran, Bağcılar, Bozova, Turgut, Çukurköy, Karakuzu, Çıtak, Uzunhasanlar, Telekler ve Süleymanlı mahallelerinde yaşayan yurttaşlar artık Emiralem Mahallesi’ndeki okul, sağlık ocağı ve çiftçilerin ürünlerini götürdüğü hale rahatlıkla ulaşabiliyor. Hasanlar Mahallesi ile Emiralem arasında mesafe köprü sayesinde 15 kilometreden 2 kilometreye düştü. HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.