[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#gümüşhane

gümüşhane haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, gümüşhane haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Satala Antik Kenti'nde yeni dönem keşif başlıyor Haber

Satala Antik Kenti'nde yeni dönem keşif başlıyor

İlçeye bağlı Sadak köyü sınırları içerisindeki antik kent ile kuzey ve batısında yer alan mezarlık alanında, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle Gümüşhane Valiliği, Kelkit Kaymakamlığı, Kelkit Belediyesi ve Türk Tarih Kurumunun desteğiyle kazı çalışmaları gerçekleştiriliyor. Antik kentin lejyon kalesindeki çalışmalar, 16 Temmuz Salı günü Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Elif Yavuz Çakmur başkanlığında başlayacak. Çalışma alanını ziyaret eden AK Parti Gümüşhane Milletvekili Celalettin Köse, Kelkit Belediye Başkanı Ünal Yılmaz, AK Parti İl Başkanı Mehmet Emin Erdoğdu ve beraberindekiler, kazı başkanı Çakmur'dan bilgi aldı. Milletvekili Köse, Satala Antik Kenti'nin bölgenin önemli turizm destinasyonları arasına girebilecek tarihi kimliği olduğunu söyledi. Satala'da kazı alanını inceleyip çalışmaları yürütecek ekipten bilgi aldıklarını belirten Köse, "Amacımız Satala'yı turizme kazandırıp buradan çıkan ve çıkacak tarihi eserleri yine burada yapılacak Satala Müzesi'nde sergilemek olacaktır. Ülkemizin dört bir tarafından tarih ve arkeoloji tutkunlarını şimdiden Satala'ya bekliyoruz." dedi. Köse, Satala Antik Kenti'nin, Kültür ve Turizm Bakanlığının "Geleceğe Miras Projesi" kapsamına alındığını ifade ederek, proje kapsamında kazı için ayrılan bütçenin hazır olduğunu, kazıların daha hızlı şekilde devam edeceğini aktardı. Kazı alanında ziyaretçiler için karşılama merkezinin yanı sıra çevre düzenlemesi de yapılacağını kaydeden Köse, "Bu alan Roma İmparatorluğu'nun Anadolu'da bulunan dört büyük lejyonundan biri. Roma'nın Anadolu'da kazı çalışmalarının yapıldığı tek lejyonu burası." diye konuştu.

Bu odalarda 150 yılı aşkın süredir misafir ağırlanıyor Haber

Bu odalarda 150 yılı aşkın süredir misafir ağırlanıyor

Sarıçiçek köyünde yaşayan Hacı Ömer Ağa tarafından İpek Yolu üzerindeki kervanların yorgun misafirlerini ve hayvanlarını ağırlamak için 1873 yılında yaptırılan misafir odaları günümüzde de hem aynı işlevini devam ettiriyor hem de turizme hizmet ediyor. Usta ve çırağın anlaşmazlığa düşünce en güzel eseri ortaya koymak için yarıştıkları, çırağın eserinin daha fazla ilgi görmesi üzerine ustasının mesleği bırakmasına yol açtığı da rivayet edilen iki misafir odası alt katları ve yanlarında dönemin bineği olan at, eşek ahırıyla birlikte 1,5 asır boyunca hizmet verdi. Türk mimarisinin erken dönem örneklerini sergileyen köy odaları, mimarisi ve ahşap süslemeleriyle ilgi görürken süslemelerin uyumu, kullanılan renklerin canlılığıyla dikkat çekiyor. Köylülerin de tarihin izlerini günümüze taşıyan bu benzersiz çalışmayı koruyarak günümüze gelmesini sağladığı odalar, sadece el emeğiyle yapılan, ince işçilik ve yılların deneyimiyle bezenen sanat eserleri olarak nitelendiriliyor. Odaların her bir köşesinde usta ve çırağın titizlikle yaptığı el işçiliği göze çarparken duvar süslemelerinden tavan işlemelerine, yer minderlerinden ahşap oymalarına yer sofrasına kadar her detay, geçmişin ruhunu bugüne taşıyor. Geçmişten günümüze taşınan misafirperverlik kültürünün en güzel yansımalarından birisi olan odada bulunan aynı yaştaki yer sofrası ise 1,5 asırdır gelen misafirlere hizmet veriyor. “Misafirleri ağırlamak için ustayla çırağın yaptığı 2 oda” Köylerinde yapılış hikayesiyle de ilgi çeken 2 misafir odası olduğunu kaydeden Sarıçiçek Köyü Muhtarı Metin Gündüz, “İki tane odamız var. Tarihi değerini koruyor. Yazın yerli, yabancı turistlerimiz geliyor ziyarete. Turistleri geldikçe ağırlamaya çalışıyoruz. Bunlar misafir amaçlı yapılmış. Yani o zamanki devirde araç olmadığı için o zaman gelenler burada konaklardı. At, eşek böyle şeylerle gelirler. Gelen de burada kalırdı üç gün, beş gün. O zamanki şartlarda misafir için yapılmış odalar. Yani ustayla çırağın ikisi buraya başlamışlar. Ustayla çırak arasında ufak bir problem yaşanmış. Çırak gidecekken aşağıda da başka bir dedemiz o da bize bir oda yap demiş, yapabilirsen. O da oraya başlamış. Kimileri geliyor ustanın odasını beğeniyor, kimileri çırağın odasını beğeniyor. Aralarında böyle bir mevzu geçmiş. O zamanki şartlarda burayı yaparken kimseyi içeri almamışlar. Bitirdikten sonra usta tamamlamamış. Ustaların da tam olarak nereden geldiği, nereli olduğunu bilmiyoruz. Trabzon tarafından geldikleri söyleniyor. Özelliği el işçiliği olması. Şimdiki şartlarda tabi ki bu odaları yapan birçok kişi de var. Ama o zamanki şartta adam bir murç bir çekiçle yapmış” dedi. “Sarıçiçek misafirperver bir köydür, vefalı bir köydür” Köy sakinlerinden Arif Şenel de bu odaların Sarıçiçek köyünün ne kadar misafirperver olduğunu gösteren bir kanıt olduğunu belirterek, “Bu odaların altında at ahırı dediğimiz yani gelen misafirin atlarının kalması için de yerler yapılmış. Gelen misafir burada ağırlandığı gibi atları da ağırlanıyordu. Hatta diğer odanın şimdi şu köyünün önünde hemen hemen bir 30 dönüm bir arazi var. Yani değerli bir yer. Oranın sahibi o arazi odaya vakfetmiş. Yani bizden sonra gelen nesil, buraya gelen misafirleri ağırlasın, yedirsin, içirsin diye. Burada kim misafiri ağırlarsa bu arazi de onundur demiş. Yapan adam bugünü düşünmüş. Gelene, misafire hizmet etsin diye ağırlasın diye orayı da oraya vakfetmiş. Oranın gelirinden odaya gelen misafire de baksın diye. Onun için gerçekten Sarıçiçek köyü misafirperver bir köydür, vefalı bir köydür” ifadelerini kullandı.

İmera Manastırı tarihi dokusuna kavuştu Haber

İmera Manastırı tarihi dokusuna kavuştu

Türkiye’de en fazla tescilli kiliseye sahip 3 şehirden birisi olan Gümüşhane’deki İmera Manastırı’nın duvarlarında yazılan ve görüntü kirliliği oluşturan yazı ve grafitiler uzman ekip tarafından yapılan titiz bir çalışmanın ardından temizlendi. Gümüşhane Valiliği öncülüğünde başlatılan temizlik çalışmaları, Sümela Manastırında da benzer çalışmaları yapan konusunda uzman bir ekip tarafından yürütüldü. Tarihi yapıya zarar vermemek için özel solüsyonlar ve teknikler kullanılarak gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda, manastır duvarlarındaki yazılar ve grafitiler büyük ölçüde temizlendi. Merkeze bağlı Olucak Köyü sınırlarında bulunan ve yazılı kaynaklara göre 1350 yılında gotik tarzda inşa edilmiş olan İmera Manastırında “yazı” ve “grafiti” temizliği yapıldı. 1859 yılında rahibe Roxane tarafından yenilenen ve döneminde bölgenin en önemli merkezlerinden birisi olan İmera Manastırı, geçtiğimiz aylarda Vali Alper Tanrısever’in ziyareti sırasında verdiği talimatın ardından temizlendi. Hem içinin hem de duvarlarında önceki yıllardan beri is, kalem ve sprey boyayla yazılan yazı ve grafitiler Trabzon Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürlüğünden gelen ve Sümela Manastırında da aynı ve benzer çalışmaları yapan uzmanlar tarafından özel kimyasallar kullanılarak mevcut yapısına zarar vermeden silindi. Bölgenin önemli inanç yapıları arasında gösterilen, gotik mimarisi ve aydınlatma tekniğiyle ilgi çeken İmera Manastırının etrafında Karaca Mağarası, Krom Vadisi, Sümela Manastırı, Çakırgöl, Camiboğazı Yaylası gibi çok sayıda tarihi ve doğal güzellikler yer alıyor. Hristiyan Ortodoks inancının özelliklerini taşıyan ve mimari özellikleriyle dikkati çeken 674 yıl önce yapılan İmera Manastırı, gotik mimariyle yeryüzü aydınlatma tekniği kullanılarak yapılmasının yanında bölgede mimari ve teknik açıdan en değerli ve en korunaklı manastırlardan birisi. Trabzon Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürlüğünden Şenol Aktaş ve Ramazan Bulut’un gerçekleştirdiği çalışmaya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüyle İl Özel İdaresi personeli de destek verdi. Geçtiğimiz yıllarda çatısı ve dış cephesinde restorasyon çalışması yapılan manastırda yapılan çalışmalar sırasında tarihi dokusuna zarar vermemeye özen gösterildi. “Vandalizm olarak adlandırdığımız yazıları ve grafitileri çıkardık” Çalışmayı gerçekleştiren uzmanlardan Şenol Aktaş, “İmera Manastırında tahribata yol açan bazı yazılar vardı. Kalem ve islerle yazılan ve rahatsızlık verici derecedeydi. Valimizin ve İl Kültür ve Turizm Müdürümüzün talebi üzerine görevlendirmeyle geldik ve yazıları elimizden geldiğince silmeye çalıştık. Bu süreçte şuna dikkat ettik: Duvar yazılarının yazıldığı bölgelerde özellikle sıvalı boyalar varsa onları tahrip etmemeye çalıştık. Onun yanısıra duvardaki özel sıvaları korumaya çalıştık. Dönemine ait renkler var sıvaların üzerinde onları korumaya çalıştık. Duvarlara yazılan bizim vandalizm olarak adlandırdığımız yazıları çıkardık, grafitileri de çıkardık. Normal bir duvara yazılı yazıyı silebiliriz ama kilise, cami gibi alanlarda boyalı alanlarda kullandığımız kimyasallar özel olarak üretilen kimyasallar. Onları kullanıyoruz. Süreç bu yüzden biraz uzadı. Biz o kimyasalları elde edebilmek için 1-1,5 ay sonrasında buraya gelebildik. Gerçekten özel sıvalı ve boyalı alanlara zarar vermeden temizleme işlemini yaptık. Bunun önüne geçemiyoruz maalesef. Her yerde her yere yazıyorlar. Çare olarak eğitim diyoruz” dedi. “Güzel sonuçlar aldık tamamlandığında” Bir diğer uzman Ramazan Bulut ise “Kimyasal kullandık genel olarak. Yaklaşık 2 gün sürdü çalışmalarımız. Bayağı uğraştırdı bizi ama güzel sonuçlar aldık tamamlandığında. Bütün bölgeleri tek tek fırçayla altına tahribat vermeden temizledik” ifadelerini kullandı. “Biraz daha özen gösterilirse bu yıl burası ayağa kalkar” Olucak Köyü Muhtarı Hamdi Nas da yapılan çalışma için Vali Alper Tanrısever ve diğer tüm yetkililere teşekkür ederek, “Önceki yıllarda çatısı ve dış duvarları tamir edilmişti. Son olarak içindeki duvarlarda yer alan yazılar temizlendi. Çevre düzenlemesi de yapılacak. Valimizin, Turizm Müdürümüzün ve İl Özel İdaremizin katkılarıyla manastır güzelleşmeye başladı. Noksanlar da var. İlerleyen süreçte etrafındaki alana kamelyalarda konulacak. Bunlar da yapılınca burası turizme açılmış olacak. Yaz aylarında hafta içi günlük 50, hafta sonları 100-150 araç geldiği de oluyor. Buraya gelenler piknik yapıyor, geziyorlar. Buraya insanlar geldiği zaman mutlu oluyor. Havadar, manzarası güzel. Etrafında Krom Vadisi, Sümela Manastırı ve Karaca Mağarası var ve hepsi birbirine bağlı. Buraya gelenler mutlaka İmera Manastırına uğruyor. Biraz daha özen gösterilirse bu yıl burası ayağa kalkar” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.