[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Hafize Gaye Erkan

Hafize Gaye Erkan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hafize Gaye Erkan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Merkez Bankası Başkanından açıklamalar Haber

Merkez Bankası Başkanından açıklamalar

TCMB Başkanı Erkan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda küresel ekonomi ve enflasyona dair değerlendirmesini, para politikası stratejilerini ve aldıkları kararların finansal piyasalara etkileri hakkındaki değerlendirmesini, Türkiye’de enflasyona dair tespitlerini, enflasyonu kısa vadede yükselten unsurlar hakkındaki değerlendirmesini paylaştığı bir sunum yaptı. Erkan, sunumda yaptığı konuşmada, büyüme-enflasyon ödünleşiminin enflasyondaki aşırılığın devre dışı bırakılmasının ardından gelinen eşik değerlerde devreye gireceğini ifade ederek, “Bu noktada amaç, kararlı bir şekilde dezenflasyon sürecini devam ettirmek ve sürdürülebilir büyüme için gerekli olan büyüme kompozisyonundan vazgeçmemek olmalıdır. Bu kapsamda, para politikamız ve makro ihtiyati çerçeveye ilişkin stratejimiz, dezenflasyonun ve sürdürülebilir büyümenin en kısa sürede tesis edilmesine odaklanmaktadır. Beklentileri yeniden çıpalayacak, ekonomideki güven ve öngörülebilirliği artıracak para politikasını sabırla uygulamaya yönelik kararlılığımızı attığımız adımlarla gösteriyoruz” ifadelerini kullandı. Merkez Bankası Başkanı Erkan, enflasyon ve ana eğiliminde kısa vadede belirgin bir yükseliş öngördüklerini paylaştığını hatırlatarak, “Ülkemizde enflasyon, eylül ayı itibarıyla yüzde 61,53’e çıkarak haziran ayı enflasyonuna kıyasla 23,3 puan artmıştır. Bu artışın 7,9 puanı hizmet grubundan gelirken, bunu 5,3 ve 4,8 puan ile sırasıyla temel mal ve gıda grupları takip etmiştir” diye konuştu. Erkan, enflasyondaki artışta birçok unsurun ve söz konusu unsurların etkileşimlerinin rol oynadığını belirterek, ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi ayarlamalarının son üç ayda öne çıkmasına karşın, bahse konu unsurların enflasyona önemli ölçüde yansıdığını değerlendirdiklerini dile getirdi. “Enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki tahmin aralığının (yüzde 58) üst sınırına yakın seyredeceğine işaret etmektedir” Erkan, yurt içi talepteki güçlü olduğunu söylediği seyrin ve hizmet fiyatlarında olduğunu söylediği katılığın devam ettiğini kaydederek, “Petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır. Bu unsurlar, enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki tahmin aralığının (yüzde 58) üst sınırına yakın seyredeceğine işaret etmektedir” diye konuştu. Erkan, yılın üçüncü çeyreğine ilişkin verilerin, iç talebin olduğunu söylediği güçlü seyrin devam ettiğini gösterdiğine dikkati çekerek, “Temmuz ayı itibarıyla, perakende satış hacim endeksi ve kartla yapılan harcamalar, tüketimdeki ivmenin sürdüğüne işaret etmiştir. Diğer taraftan, kartla yapılan harcamalar ağustos ayı itibarıyla daha yatay bir seyir izlemiştir” dedi. Erkan, otomobil ve beyaz eşya satışlarının söz konusu dönemde tarihsel ortalamalarının üzerinde seyrettiğini, otomobil satışlarının çeyreklik bazda yavaşlamaya başladığını, beyaz eşya sayışlarının ise yataylaştığını söyledi. Arz ve talebin uyum içinde hareket etmesinin, fiyat istikrarına, fiyat istikrarının ise sürdürülebilir büyüme için önemli olduğuna vurgu yapan Erkan, “Parasal sıkılaştırma kararlarımızın, seçici kredi sıkılaştırması adımlarımızın da desteğiyle, iç talebi dengeleyeceğini değerlendiriyoruz” diye konuştu. “Aşırı canlı iç talep, cari dengeyi bozmaktadır” Erkan, “Arz-talep görünümündeki dengesizliğe ilave olarak; yurt içi talepteki güçlü seyir, tüketim malları ve altın ithalatı kanalıyla dış ticaret açığını artırıcı etkide bulunmaktadır” ifadesini kullandı. “Döviz kurlarından yurt içi fiyatlara geçişkenlik artmaktadır” İç talepteki güçlü olduğunu söylediği seyrin yanı sıra döviz kurundaki oynaklık ile yüksek oranlara ulaşan geçişkenliğin enflasyonda artışa neden olduğunun altını çizen Erkan, “Kur gelişmelerinin enflasyona yansıması, maliyet, bilanço ve beklenti gibi farklı kanallar üzerinden gerçekleşmektedir. Geçişkenlik, talep koşullarının güçlü ve enflasyon beklentilerinin yüksek olduğu dönemlerde daha hızlı gerçekleşmektedir. Parasal sıkılaştırma sürecimizin ve güçlü bir eğilim gösteren rezerv birikiminin etkilerinin döviz kuru istikrarını desteklediğini görmekteyiz” dedi. Akaryakıt fiyatlarının bu yılın ilk beş ayında yatay seyrettiğini, mayıs-eylül ayları arasında yüzde 85’in üzerinde artış gösterdiğini hatırlatan Erkan, “Bu artışta uluslararası petrol fiyatları, döviz kurları ve vergi ayarlamaları etkili olmuştur. Akaryakıt birçok sektörün girdi maliyetlerini etkilediği için fiyat artışlarının sektörler arasında yayılımını güçlendiren önemli bir etkendir. Dolayısıyla akaryakıt fiyatlarındaki artışların enflasyon üzerindeki dolaylı etkileri, doğrudan etkisinden daha yüksektir. Fiyatlama davranışlarında ilave bozulmaya neden olan akaryakıt fiyatları, uluslararası arz koşulları nedeniyle önümüzdeki dönemde de enflasyon üzerinde bir risk unsuru olmayı sürdürecektir” değerlendirmesini yaptı. “Vergi ayarlamaları temmuz ve ağustos enflasyonunda etkili olmuştur” Erkan, vergi ayarlamalarının enflasyondaki artış üzerinde kısa vadede etkisi olduğunu ifade ederek, enflasyonda artışa neden olan diğer unsurları şöyle sıraladı: “Deprem nedeniyle ortaya çıkan finansman ihtiyacı ve artan kamu harcamalarını dengelemek amacıyla, temmuz ayıyla birlikte kamu gelirlerini destekleyici tedbirler açıklanmıştır. Bu tedbirler vergi artışlarının yanı sıra yönetilen fiyatlardaki güncellemeleri de içermektedir. KDV düzenlemesi 2,9, akaryakıt maktu ÖTV güncellemesi 3 puan olmak üzere belirtilen vergi ayarlamalarının yıllık enflasyona katkısının 6,3 puan civarında olduğunu hesaplıyoruz. Potansiyel etkinin çoğu fiyatlara yansımış olsa da, sanayiye yönelik elektrik ve doğal gaz fiyat artışları gibi devam eden gelişmeler, üretim maliyetleri kanalıyla yıllık enflasyonun artışına katkı sunmaya devam edecektir.” Hizmet kalemlerinde zaman bağlı fiyat güncelleme davranışının yaygın oluşunun, enflasyonun daha uzun süreye yayılmasına sebep olduğuna dikkati çeken Erkan, “Eğitim ve sağlık hizmetleri ile kira gibi, fiyatları yılın belirli dönemlerinde değişen kalemlerin atalet sergilediğini görüyoruz. Kiralardaki yükseliş eğilimi hizmet enflasyonundaki katılığı en çok etkileyen unsurlardan biri durumuna gelmiştir. Hizmet sektörünün geneline yayılan enflasyondaki ataletin kırılması, beklentilerin düzelerek yeniden çıpalanmasına bağlıdır. Dezenflasyona geçiş döneminde, parasal sıkılaştırmanın öngörülebilirliği sağlamasını ve birikimli etkileriyle talebi dengelemesini bekliyoruz” dedi. “Dezenflasyonu 2024 yılında Enflasyon Raporu’ndaki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıyız” Erkan, enflasyonun ana eğilimine dair göstergeleri yakından takip ettiklerini dile getirerek, “Mevsimsellikten arındırılmış B aylık enflasyonu, ağustos ayında ulaştığı yüzde 9,7 seviyesinden eylül ayı itibarıyla yüzde 4,9 seviyesine inmiştir. Benzer şekilde, medyan aylık enflasyon oranı da ağustos ayında yüzde 7,7’den eylül ayında yüzde 3,9 seviyesine gerilemiştir. İzlediğimiz geniş kapsamlı gösterge seti, son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskıların hafiflemesi ve vergi ayarlamalarının enflasyona yansımasının büyük ölçüde tamamlanmasıyla birlikte, eylül itibarıyla aylık enflasyonun ana eğiliminde yavaşlamanın başladığına işaret etmektedir. Parasal sıkılaştırma adımlarımızın birikimli etkileri ile ana eğilimi düşürerek, dezenflasyonu 2024 yılında Enflasyon Raporu’ndaki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıyız” ifadelerine yer verdi. TCMB Başkanı Erkan, enflasyonun hem düzey hem de oynaklığını azaltarak fiyat istikrarını kalıcı şekilde sağlamayı hedeflediklerini ifade ederek, “Finansal istikrar, öngörülebilirlik ve bunlarla birlikte gelişecek sürdürülebilir bir büyümenin olmazsa olmazı fiyat istikrarıdır. Bu amaçla haziran ayında parasal sıkılaştırma sürecini başlattık. Tüm araçlarımızı enflasyon tekrar tek haneye ve orta vadeli hedefimize gerileyene kadar kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz” diye konuştu. “Parasal sıkılaştırma süreci bütünsel bir anlayışla güçlendirilmektedir” Erkan, sunumunda parasal sıkılaştırma sürecine ilişkin şu ifadelere yer verdi: “Parasal sıkılaştırma süreci, enflasyon beklentilerinin çıpalanmasını ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınmasını sağlayacaktır. Böylece, dezenflasyon en kısa sürede tesis edilecektir. Parasal sıkılaştırma sürecimizi bütünsel bir anlayışla güçlendirmekteyiz. Bu süreç, faiz artışının yanı sıra miktarsal sıkılaştırma ve seçici kredi uygulamalarını da içermektedir. Haziran-eylül dönemi Para Politikası Kurulu toplantılarında alınan kararlarla, politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 30’a yükselttik. Diğer taraftan, makro ihtiyati çerçeveyi de eş anlı olarak sadeleştirmekteyiz. Bu kapsamda, miktarsal sıkılaştırma ve seçici kredi politikalarımız çerçevesinde bazı tedbirleri devreye almaktayız.” “Miktarsal sıkılaştırma ile toplamda 700 milyar lira likidite sterilize edilmiştir” Miktarsal sıkılaştırma kapsamında, Merkez Bankasının kur koruma desteği sağladığı hesapların zorunlu karşılık oranlarının artırıldığını kaydeden Erkan, “İlgili hesaplara ilişkin zorunlu karşılık oranları, kademeli olarak önce tüm vadeler için temmuz ayında yüzde 15, ardından eylül ayında 6 aya kadar vadeli hesaplar için yüzde 25 ve daha uzun vadeli hesaplar için yüzde 5 olarak belirlenmiştir. Böylece miktarsal sıkılaştırma ile toplamda 700 milyar lira likidite sterilize edilmiştir” diye konuştu. İç talepteki aşırılığın birçok kanaldan enflasyonu artırdığını aktaran Erkan, “2023 yılının ilk altı ayında bireysel krediler, kredi kartlarında yüzde 70’i; taşıt kredilerinde ise yüzde 68’i aşan oranda yükselmiştir. Bireysel krediler, toplamda yüzde 40 artarak 2 trilyon Türk lirasının üzerine çıkmıştır. Seçici kredi sınırlaması adımlarının neticesinde temmuz ayında kredilerin yeni sınırlarla uyumlu bir büyüme eğilimine girdiği görülmektedir. Bu kapsamda, bireysel kredilerde büyüme eğiliminin yavaşladığı izlenmektedir. Eylül ayı itibarıyla, 4 haftalık büyüme momentleri toplam bireysel kredilerde aylık yüzde 3, taşıt kredilerinde ise aylık yüzde 0,5 bölgesinde seyretmektedir. Bir ödeme aracı olarak kullanılan bireysel kredi kartı harcamaları ise halen yüksek olmakla birlikte yavaşlamaktadır” ifadelerini kullandı. “KKM’den ve döviz mevduatlarından liraya geçiş stratejisi başarıyla ilerliyor” TCMB Başkanı Erkan, mevduat gelişmelerini ele alarak, şu değerlendirmeleri yaptı: “Ağustos ayındaki kur korumalı hesaplardan Türk lirası vadeli mevduata geçişi teşvik eden kararlarımızın olumlu yansımalarını gözlemlemekteyiz. Eylül ayı itibarıyla toplam mevduat artışının sürükleyicisi belirgin şekilde artan TL mevduat hesapları olmuştur. Nitekim düzenlemeler neticesinde 22 Eylül itibarıyla son dört haftada KKM bakiyesi 64 milyar lira gerilerken, TL mevduatları 465 milyar lira artmış ve yabancı para mevduatları da 3,2 milyar dolar gerilemiştir. Düzenlemelerin mevduat kompozisyonuna etkilerinin zaman içinde daha da belirgin hale geleceğini öngörüyoruz. Kur korumalı mevduat bakiyesi gerilerken rezervlerde de artış sağlanması, KKM’den ve döviz mevduatlarından liraya geçiş stratejisinin başarıyla ilerlediğine ve liraya arzu edilen sağlıklı geçişin başladığına işaret etmektedir.” “2024’te dezenflasyon sürecini başlatacağız, 2026 yılında ise enflasyonu tek haneye indireceğiz” Erkan, dezenflasyon sürecini başlatacak ve kalıcı olmasını sağlayacak temel gücün, etkili bir para politikası olduğunun bilincinde olduklarına dikkati çekerek, “Öngördüğümüz dezenflasyon ve istikrar dönemleri öncesinde bir geçiş sürecindeyiz. Geçiş sürecinde, Enflasyon Raporu’nda da şeffaf bir şekilde belirttiğimiz üzere enflasyonda geçici bir yükseliş gerçekleşmektedir. Diğer taraftan, bu süreçte 2024 yılında dezenflasyonun sürdürülebilir şekilde başlamasını sağlayacak zemini dikkatle oluşturuyoruz. Dezenflasyon süreci dönemine girildiğinde, göreli fiyatlarda geçici düzeltmeler yerini kur istikrarı, iyileşen cari denge, mali disiplin, sermaye akımlarında kalıcı güçlenme ve artan rezervlere bırakacaktır. Bu doğrultuda, para politikası tepkimizi, enflasyonun ana eğilimini düşürmeye odaklı olarak, veriye ve etki analizlerine dayanarak veriyoruz. Bu çerçevede, haziran ayından bugüne süregelen parasal sıkılaştırma sürecinin etkilerini belirgin şekilde 2024 yılında görmeye başlayacağız. Bu nedenle 2024 yılını dezenflasyon dönemi olarak tanımlıyoruz. 2024 yılında aylık bazda daha ılımlı rakamlar kaydedecek olsak da, yıllık enflasyonda düşüşü baz etkileriyle birlikte mayıs ayından sonra görmeye başlayacağız. Böylece, önümüzdeki yıl başlayacak dezenflasyonun sürekliliğini sağlayarak 2025 yılında istikrar dönemine gireceğiz. Bu dönemde enflasyondaki gerileme hızlanırken öngörülebilirlik artacak ve 2026 yılında enflasyonu tek haneye yeniden indirmiş olacağız” dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Merkez Bankası’nın sunumu, komisyon üyelerinin Erkan’ın sunumunu değerlendirdiği ve ona soru yönelttiği soru-cevap bölümü ile devam etti. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Merkez Bankası 92 yaşında

TCMB Başkanı Erkan'dan enflasyon açıklaması Haber

TCMB Başkanı Erkan'dan enflasyon açıklaması

TCMB Başkanı Erkan, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde açıklanan ekonomide 3 yıllık yol haritasını belirleyen Orta Vadeli Program'a (OVP) ilişkin bugün gazetecilerin sorularını cevapladı. Kur artışındaki geçişkenliğin enflasyon beklentilerinin çıpalanmadığı dönemlerde daha yüksek olduğunu hatırlatan Erkan, şu anda da öyle bir dönemden geçildiğini söyledi. Sıkılaştırıcı para politikasının 2024 yılında meyvelerini vermesiyle iç talebin arza daha yakın bir seviyeye geleceğini ve enflasyon beklentilerini kontrol altına alacağını öngördüklerini belirten Erkan, “Kur ve enflasyon gelişmeleri konusundaki beklentileri zaman içinde çıpalamayı sağladığımızda, ortalama üzerinden yüksek çıkan bazı değerlerin zaman içinde her ay için yıldan yıla değişim olarak bakıldığında aşağı gelmesi söz konusu olabilir. Son olarak da bu konuda genel makro denge, bakanımızın da bahsettiği gibi rezervlerdeki gelişmeler ve DDM bakiyesi dengesi ve dezenflasyon hedefimiz” dedi. “Enflasyonun üst bandından da üstünde seyretme ihtimalini artırdı” “Sert fiyat hareketlerinin mümkün olduğu kadar az olduğu lakin dengenin evrildiği yönünde, sağlıklı şekilde algılandığı bir süreç olarak ilerlemekte ve bunda da kararlıyız” mesajını veren Erkan, enflasyon tahmininin değişmediğini, son Para Politikası Kurulu (PPK) karar metninde yer alan üst banttaki yüzde 62 sınırına işaret ederek, şunları ifade etti: “Bununla birlikte fiyatlama davranışlarındaki tabii ağustostaki ölçülen bozulmayı da gördüğümüz zaman beklenenden de kötü olması, petrol piyasasından kaynaklanan maliyet yönünü yaygın baskıların daha güçlü ve uzun süreli etkili olacağının belirginleşmesi, enflasyonun üst bandından da üstünde seyretme ihtimalini artırdı. Şunu vurgulamak isterim ki bu süreçte OVP'ye katkı veren öncü kurumlarımızla sürekli iletişim ve bir takım çalışması halinde olduk. Sonuç olarak OVP için yukarı yönlü riskleri dikkate alan bir tahminle çıkmanın daha doğru olacağına karar verdik. Dolayısıyla oradaki 65 rakamını görüyorsunuz. Sıkılaştırma süreciyle alakalı sorularınız vardı, devam edecek mi etmeyecek mi diye. Son dönemde sıkça altını çizdiğimiz gibi TCMB olarak tüm araçlarımızla parasal sıkılaştırma sürecine enflasyonda belirgin bir iyileşme sağlanana kadar devam edeceğiz. “ “2024 yılında dezenflasyonun tesisi için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız” Sıkılaştırma süreci araçları içerisinde faiz, miktarsal sıkılaşma ve seçici kredi sıkılaştırmasının bulunduğunu, sürecin bu üç kanaldan yürütüldüğünü kaydeden Erkan, “Bir taraftan da sadeleştirme sürecini devam ettirerek Türk lirasını güçlendirecek adımları atmaktayız. Enflasyon hedef patikamıza 2024 yılı içinde ilk tasarladığımızdan bir miktar gecikmeli oturma riski ortaya çıkmış olmasına rağmen 2024 yılında dezenflasyonun tesisi için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Bu bağlamda, fiyat ve miktar ayarlamalarının tümü zamanında ve etki analizleri ışığında devreye sokulacaktır” açıklamasını yaptı. Erkan, makro ihtiyatı çerçevedeki miktarsal sıkılaştırma, seçici kredi sıkılaştırma ve sadeleştirme adımlarıyla atılan faiz adımlarının daha etkili hale gelmesini beklemek zorunda olduklarını anlatarak, bütüncül bir yaklaşımla parasal sıkılaştırmaya gerektiği ölçüde ve zamanda devam edeceklerini bildirdi. “Hem brüt hem net rezervlerimizdeki seyir, takdire şayandır" Döviz rezervlerinin birikmeye devam ettiğini açıklayan Erkan, “Ağustos ayı KKM dönüşü için vade dönümü için çok yüksek bir aydı, oldukça yüksek bir aydı. Ona rağmen hem bürüt hem net rezervlerimizdeki seyir takdire şayandır. Burada da tabii attığımız ekonomik adımların verimlerini de yavaş yavaş almaya başlıyoruz. KKM, DDM hesaplarının zaman içinde önce ağırlığının azalması ve bir süre sonra da devre dışı kalması parasal sistemin yerli para cinsinden dönmesi ve para politikası etkinliği açısından elzemdir” dedi. “Mevduat faizlerinin yukarı çıktığını, daha uygun bir hale geldiğini gözlemliyoruz” TCMB Başkanı Erkan, KKM düzenlemesinin sadeleştirme sürecindeki hedefin Türk lirasına güç kazandırmayı amaçladığını aktararak, “Yani daha çok Türk lirasına geçişi sağlamaktır ve onun enflasyon beklentilerine daha uyumlu hale gelmesini sağlamak için atılmış bir adımdır. Mevduat faizlerinin de bu adımla yukarı çıktığını, daha uygun bir hale geldiğini gözlemliyoruz. Amacımız, KKM bakiyesinin şu an itibarıyla yatay seyri, bakiyenin tedricen azalışı sürecinde TL enstrümanlarına ilginin giderek artmasıyla düzelen parasal dengeler üzerinden bunun gerçekleşmesi” değerlendirmesini yaptı. KKM’de sakin ancak kararlı bir stratejiyle ilerleneceğini belirten Erkan, “Düşme hızını ne değiştirebilir? Sistemin liraya geçiş hızı, düşme hızını da değiştirecek bir fonksiyon olarak görmekteyiz. Yine bu bir süreçtir, geçiş sürecindeyiz. Burada hepimizin Türk lirasına sahip çıkması, bu geçiş hızında da artırmamıza yardımcı olacaktır” dedi. “Dolayısıyla burada da Türkiye'ye olan iştahın yüksek olduğu ve bunun da tahvil piyasasında yabancı yatırımcının artışını aşikar bir şekilde beklediğimizi öngörmek doğru olur” diyen Erkan, yaşanan süreçte geçiş sürecinin ardından dezenflasyon ve sonrasındaki istikrar sürecinde faiz rakamlarıyla ilgili öngörüde bulunmanın doğru olmayacağını kaydetti. “Türk lirası enstrümanlarını tasarruf aracı olarak benimsemek Türk lirasına sahip çıkmaktır” Sürece hep birlikte gözlemleyerek bütüncül bir şekilde bakmanın TCMB’nin adımları açısından elzem olduğunu ifade eden Erkan, “Yine bu konuyla birlikte hem fiyat tarafında doğru denge istikametinde seyretmemiz hem de gerekli makro ihtiyati tedbirlerle ikinci birinciye destek olacak şekilde para politikasının aktarım mekanizmasının daha da iyileşeceğini devam edeceğini öngörüyoruz. Dezenflasyon birinci önceliğimizdir, bundan taviz yok. Sistemin de Türk lirasına dönme hızını sert düzeltmelere yol açmadan, kademeli bir şekilde sakin, kararlı, kademeli bir şekilde yapacağız. Türk lirası enstrümanlarını tasarruf aracı olarak benimsemek Türk lirasına sahip çıkmaktır” dedi. TCMB Başkanı Erkan, dijital Türk lirasına ilişkin ilk faz çalışmalarının geçtiğimiz aylarda sonlandığını, şu anda ikinci faz hazırlıklarının sürdüğünü hatırlatarak, “Birinci fazdaki çalışmalarımıza dair bulgularımızı yakın dönemde bir rapor olarak yayınlayacağız. OVP döneminde dijital Türk lirası çalışmalarımızı tamamlamayı planlıyoruz. Bu proje teknoloji açısından aslında bir vizyonu anlatmak istersem bu kapsamda dijital paranın yanı sıra dijital para teknolojilerinin ihracı da söz konusu olabilir” dedi. Dünya Bankası ile ilgili görüşmelere ilişkin de açıklama yapan Erkan, “Ülke iş birliği stratejisi kapsamında görüşmelerimiz yoğunlaştı ve bu noktaya geldi. Yapacakları açıklamalarda belirtecekleri kaynak sektörel ve bölgesel çeşitlilik çok önemlidir. Bu hususlara dikkat edilmesi gerekir. Dolayısıyla bu tip yatırımlar doğru para ve maliye politikaları eş güdümlü çalışan kabine ve güçlü bir OVP'nin de tam desteği olarak görülmelidir” diye konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Hafize Gaye Erkan kimdir? Neden gündem oldu?

Hafize Gaye Erkan kimdir? Neden gündem oldu? Haber

Hafize Gaye Erkan kimdir? Neden gündem oldu?

1979, İstanbul doğumlu olan Hafize Gaye Erkan, Türk ekonomist, bankacı ve mühendistir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın halen görevdeki başkanıdır. Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun olmasının ardından eğitimine Amerika Birleşik Devletleri'nde devam etti ve orada finans alanında çalışmaya başladı. Çeşitli finans danışmanlığı şirketleri ve bir bankada üst düzey yöneticilik yaptı. Bazı ekonomi dergileri tarafından dikkat çeken genç ekonomistler arasında gösterildi. HAFİZE GAYE ERKAN KARİYERİ Sektöre Princeton'daki eğitimini tamamlamasının ardından, aldığı teklif üzerine 2005 yılında Goldman Sachs'da başladı. Burada yaklaşık 9 yıl finansal kuruluşlar grubu analitik ve stratejiler bölüm başkanı olarak görev aldı. Goldman Sachs'ta iken bankalara, sigorta şirketlerine, varlık yönetim firmalarına sayısal modelleme ve risk yönetimi modelleri sundu. Erkan, Goldman Sachs'ta çalışırken First Republic Bank'a birkaç yıl sermaye stres testi hazırlıkları konusunda danışmanlık yaptıktan sonra 2014'te First Republic ekibine katıldı ve yatırım bölümü başkanı ve risk yönetimi eş başkanı olarak çalışmaya başladı. Ocak 2016'da bankanın mevduat bölümü başkanı, Mayıs 2017'de de yönetim kurulu başkanlığına getirildi. 13 Şubat 2019'da First Republic Bank yönetim kurulu, başkan Hafize Gaye Erkan'ı bankanın icra kurulu başkanı olarak tayin etti. 2019-2021 yılları arasında bankanın yönetim kurulunda yer aldı ve First Republic'i 1985'te kuran James H. Herbert ile birlikte 15 Temmuz 2021 tarihinde eş-CEO oldu. 31 Aralık 2021'de yapılan yazılı açıklamada James Herbert'ın kalp damar bozuklukları nedeniyle altı ay kadar izne ayrılacağı, Gaye Erkan'ın icrâ kurulu başkanlığı görevine devam edeceği duyuruldu. BAŞARILI BİR PERFORMANS SERGİLEDİ Erkan üç gün sonra, 3 Ocak 2022'de First Republic Bank'taki görevinden istifa etti. Erkan, görevini Mike Roffler'e bırakırken, bankanın hisseleri yüzde 5,8 oranında geriledi. 1 Mayıs 2023'te ise First Republic Bank, Federal Deposit Insurance Corporation tarafından devralındı ve yılın üçüncü büyük banka iflasında JPMorgan'a satıldı. Erkan, bankada yöneticilik yaptığı süre boyunca başarılı bir performans sergiledi. Başkan seçildiği 2017 sonunda 97,7 milyar dolar olan First Republic Bank'ın toplam varlıkları 2021 sonunda 181 milyar dolara yükseldi. Bankacılık, yatırım, risk yönetimi, teknoloji ve dijital inovasyon konularında uzmanlığa sahip olan Erkan, Princeton Üniversitesi Yöneylem Araştırması ve Finansal Mühendislik Bölümü Danışma Konseyi'nde de görev yaptı. Erkan ayrıca Louis Vuitton'un çatı şirketi LVMH tarafından 2021'de satın alınana dek ABD merkezli mücevher şirketi Tiffany & Co.'da iki yıl yönetim kurulu üyeliği yaptı. Halen daha küresel finans danışmanlığı şirketi Marsh McLennan'da yönetim kurulu üyesi olarak yer almaktadır. 27 Haziran 2022'de ABD merkezli ulusal emlak finansman şirketi Greystone & Co Inc.'in icrâ kurulu başkanlığına getirildi ve bu görevini Aralık 2022'ye kadar sürdürdü. HAFİZE GAYE ERKAN NASIL MERKEZ BANKASI BAŞKANI OLDU? Mayıs 2023'te Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden başkan seçilmesi ve Mehmet Şimşek'in yeni maliye bakanı olarak atanmasının ardından, basında Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun yerine Erkan'ın getirileceği haberleri yer aldı. 9 Haziran 2023 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan cumhurbaşkanlığı kararı ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başkanlığına getirildi. 8 Haziran 2023'te Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle başkan olan Erkan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın ilk kadın başkanı oldu. HAFİZE GAYE ERKAN EVLİ Mİ? ÇOCUĞU VAR MI? Amerika Birleşik Devletlerinin New York şehrinde yaşamaktadır. Finans uzmanı Batur Biçer ile evli olan Gaye Erkan'ın Aslan Selim adında bir oğlu vardır. 2018'de San Francisco Business Times'ın haberine göre, ABD'nin en büyük 100 bankasından birinde başkan ya da icrâ kurulu başkanı unvanına 40 yaşından önce sahip olan ilk kadın oldu. Gaye Erkan ayrıca Dünya gazetesinin ekonomi alanında köşe yazarlığı yapmaktadır.  HAFİZE GAYE ERKAN ENFLASYON TAHMİNİ TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, Enflasyon Raporu 2023-III'ün tanıtımı amacıyla düzenlenen bilgilendirme toplantısında önemli açıklamlarda bulundu. Hafize Gaye Erkan, "Temel amacımız fiyat istikrarıdır. Enflasyonu düşürmek için parasal sıkılaştırma dönemine başladık, gerektiği zaman, gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendireceğiz." ifadelerini kullandı. Erkan, Merken Bankasının enflasyon tahmimlerini de "Enflasyonun 2023 yıl sonunda %58,0 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. (Önceki %22,3). Enflasyonun 2024 yıl sonunda %33,0 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. (Önceki %8,8). Enflasyonun 2025 yıl sonunda %15,0 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz" ifadeleriyle açıkladı. HABER MERKEZİ

TCMB Başkanı Erkan'dan enflasyon açıklaması Haber

TCMB Başkanı Erkan'dan enflasyon açıklaması

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, yılın üçüncü Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla Merkez Bankası İdare Merkezi'nde düzenlediği bilgilendirme toplantısında, dış talebi özetleyen Küresel Büyüme Endeksi'ne ilişkin varsayımlarını 2023 yılı için sınırlı olarak yukarı, 2024 yılı için de aşağı yönlü güncellediklerini söyledi. Bir önceki Enflasyon Raporu'ndan bu yana spot ve vadeli piyasalarda ham petrol fiyatlarının öngörüleriyle uyumlu gerçekleştiğini belirten Erkan, petrol fiyatlarına ilişkin varsayımlarının yatay seyrettiğini ifade etti. Erkan, emtia ve enerjide vadeli piyasalara yansıyan jeopolitik ve arz yönlü etkiler nedeniyle, 2024 yılına ilişkin ithalat fiyatları varsayımlarını yukarı yönlü güncellediklerini dile getirdi. Yurt içi gıda fiyatlarındaki artış eğiliminin arz yönlü sorunlar ve piyasa yapısındaki yetersizlikler nedeniyle devam ettiğini vurgulayan Erkan, son dönemde kırmızı et ve kırmızı etle bağlantılı işlenmiş gıda ürünlerinde belirgin artışlar gözlendiği bilgisini verdi. Erkan, kırmızı et yanında, arz koşullarının etkilediği sebze fiyatlarında da yüksek oranlı artışlar izlediklerine dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Önümüzdeki dönemde gıda fiyatları enflasyonunun 2023 yılını yüzde 61,5 seviyesinde, 2024 yılını ise yüzde 35 düzeyinde tamamlayacağı varsayımını tahminlerimize yansıttık. Bu çerçevede, enflasyon patikamızda önemli bir güncelleme gerçekleştirdik. 2023 yıl sonu enflasyon tahminimizi yüzde 58'e yükselttik. 2024 yıl sonu tahminimizi yüzde 33'e güncelledik. 2025 yıl sonunda enflasyonun yüzde 15'e gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Tahmin patikamızdaki revizyon, 2023 yıl sonu için 35,7 puan, 2024 yıl sonu için ise 24,2 puan olmuştur." Enflasyon tahminini etkileyen faktörler Erkan, tahminlerdeki bu değişikliklerin kaynaklarına ilişkin de şu değerlendirmede bulundu: "Bir önceki rapor dönemine göre Türk lirası cinsi ithalat fiyatlarındaki gelişmeler 2023 yıl sonu enflasyon tahminini 7,5 puan yükseltirken 2024 yıl sonu enflasyon tahminimizi 8,3 puan yukarı çekti. Bu gelişmede döviz kuru gelişmeleri temel belirleyici olmuştur. Gıda fiyatları, gerçekleşmenin ve varsayımlardaki artışın etkisinden dolayı tahminlerimizi 2023 yılı için 8,5 puan, 2024 yılı için ise 6 puan yukarı yönde etkiledi. Ayrıca, hane halkına yapılan transferler, vergi, ücret ve yönetilen yönlendirilen fiyat ayarlamaları gibi diğer ekonomi politikalarındaki değişiklikler ise 2023 yıl sonu enflasyon tahminimizi 7,5 puan yukarı yönlü etkilerken 2024 yıl sonu enflasyon tahminimizi 3,6 puan artırdı. İç talebin tahminimizden güçlü seyretmesi 2023 yıl sonu enflasyon tahminimizi 1,3 puan, 2024 yıl sonu tahminimizi ise 0,4 puan yukarı çekti. Son olarak, tahmin sapması ve tahmin yaklaşımındaki değişimin etkisi 2023 ve 2024 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi sırasıyla 10,9 ve 5,9 puan artırmıştır." Erkan, sundukları enflasyon patikasında yaptıkları yukarı yönlü değişikliğin tahmin yaklaşımı kaynaklı temel nedeninin, önceki raporda sunulan patikada ara hedef olma özelliğinin öne çıkarılmasından, mevcut projeksiyonlarının ise değişen makroekonomik görünümle birlikte Merkez Bankasının teknik tahminleri çerçevesinde oluşturulmasından kaynaklandığını anlattı. "Para politikası tepkimizi, enflasyonun ana eğilimini düşürme odaklı olarak veriyoruz" Enflasyon tahminlerinin politika tepkilerini ve bunların birikimli etkilerini de içerdiğini vurgulayan Erkan, şunları kaydetti: "Para politikası tepkimizi, enflasyonun ana eğilimini düşürmeye odaklı olarak veriyoruz. Enflasyonun ana eğilimini etkileyen parasal ve finansal koşulları yakından analiz ediyoruz. Politika faizini kademeli olarak artırırken makroihtiyati çerçevede sadeleştirme süreciyle hem piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak hem de piyasa faizlerinin enflasyon beklentileriyle daha uyumlu bir noktada şekillenmesine çalışacağız. Bunun yanında, seçici kredi sıkılaştırması yoluyla enflasyonu hedefleyen dengeleyici adımlar atıyoruz ve atmaya devam edeceğiz. Miktarsal sıkılaştırma kararlarımızla birlikte, döviz kuru ve iç talep üzerinde aşırılıklar oluşturmadan Türk lirası likiditenin istikrarlı gelişimini temin edeceğiz. Çalışmalarını başlattığımız ve bir süre sonra açıklayacağımız üzere, Türk lirası tasarruf enstrümanlarını çeşitlendirecek ve sermaye piyasalarının derinleşmesini destekleyeceğiz. Merkez Bankası güven, istikrar ve şeffaflık prensipleri doğrultusunda, tamamen verilere dayalı ve tam bir koordinasyon içinde karar verecektir." Kararlarının, enflasyon, piyasalar, parasal ve finansal koşullar üzerindeki etkilerini sürekli ölçerek, parasal sıkılaştırma sürecini dinamik olarak optimize edecekleri bilgisini veren Erkan, kademeli ve istikrarlı ilerleyişiyle birlikte amaçlarının, beklentilerin yeniden çıpalanmasını sağlamakla birlikte, öngörülebilirlik olduğunu sözlerine ekledi. "Para politikası hedefi fiyat istikrarı" Erkan, para politikası hedefinin fiyat istikrarı olduğunu söyledi. Fiyat istikrarının, enflasyon kalıcı bir şekilde gerilerken oynaklığının da azaltılmasını hedeflediğini belirten Erkan, "Fiyat istikrarı, makro finansal istikrarın olmazsa olmazıdır. Bu amaçla, güçlü bir parasal sıkılaştırma sürecini haziran ayında başlattık. Bu sürecin, kademeli, dengeli ve istikrarlı olacağını vurguladık." diye konuştu. Erkan, faiz artırımlarını, miktarsal ve seçici kredi sıkılaştırmasıyla güçlendirerek enflasyonun ana eğilimini düşürmeyi ve beklentileri çıpalamayı hedeflediklerini belirterek, tüm araçların enflasyon tekrar tek haneye ve orta vadeli hedeflere gerileyene kadar kararlılıkla kullanılmaya devam edileceğini dile getirdi. Haziran ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesinde para politikasının etkinliğinin güçlendirilmesine ilişkin iki önemli başlık belirlediklerini söyleyen Erkan, şöyle devam etti: "Birincisi, piyasa faizleri ile politika faizi arasındaki farkın azaltılmasıdır. Haziran'daki ilk PPK kararımızdan evvel politika faizi yüzde 8,5 iken mevduat faizi ortalamada yüzde 40'ın üzerine çıkmıştı. Haziran PPK kararının parçası olarak, faiz artırımının yanı sıra makro ihtiyati çerçevede sadeleşme sürecinin ilk adımını mevduatlarda, menkul kıymet tesisi uygulaması ile devreye aldık. Bu adımların hemen akabinde 3 aya kadar vadeli mevduat faizi yaklaşık 12 puan gerileyerek yüzde 30 seviyelerine gelmiştir." Erkan, sürece mevduatlardan başlama nedeninin bankacılık sektörünün en bağlayıcı kısıtı durumunda olması ve piyasaların işlevselliğini ve fiyat davranışlarını olumsuz etkilemesi olduğunu belirterek, "Böylelikle, makro ihtiyati çerçevedeki sadeleşme süreci, faiz artırımının yanı sıra politika faizinin etkinliğini dengeli bir şekilde artırmıştır." dedi. "İstikrarlı faiz artırımlarını miktarsal ve seçici kredi sıkılaştırmasıyla daha güçlü hale getiriyoruz" 2023 yılının ilk altı ayında bireysel kredilerin kredi kartlarında yüzde 70'i, taşıt kredilerinde yüzde 68'i aşan oranda yükseldiğini ifade eden Erkan, bireysel kredilerin toplamda yüzde 40 artarak 2 trilyon liranın üzerine çıktığını bildirdi. Erkan, bu yılın ilk ve ikinci çeyrek büyümelerinin son on yıllık ortalamanın 3 katının üzerinde olduğunu belirterek şunları söyledi: "Kredi genişlemesi iç talebi körükler, beklentileri bozar, ithalatı ve cari açığı artırmaktadır. Temmuz PPK toplantısında, faiz artırımının yanı sıra parasal sıkılaştırma kapsamında seçici kredi sıkılaştırması kararlarımızla kredi genişlemesinin enflasyon üzerindeki etkilerini kontrol ediyoruz. Kredilere ek olarak likiditeyi de miktarsal sıkılaştırma yaparak sterilize ediyor, böylelikle faiz artırımlarının etkisini kuvvetlendiriyoruz. Özetle, parasal sıkılaştırma sürecimizde kademeli ve istikrarlı faiz artırımlarını, miktarsal ve seçici kredi sıkılaştırmasıyla daha bütünsel ve daha güçlü hale getiriyoruz." Haziran ve temmuz ayı PPK toplantılarında alınan kararlarla politika faizinin yüzde 8,5'ten yüzde 17,5'e, toplamda 900 baz puan yükselttiklerini ifade eden Erkan, böylelikle politika faizinin iki ayda iki katının üzerine çıktığını dile getirdi. Erkan, menkul kıymet uygulamasında sadeleştirme kararıyla birlikte politika faizi yükselirken mevduat faizlerinin gerilediğini belirterek, mevduat faizlerinin enflasyon beklentileriyle daha uyumlu seviyelere geldiğine işaret etti. "Taşıt kredilerinde yüzde 3 olan büyüme sınırını yüzde 2'ye indirdik" Mevduat faizlerinin dolarizasyonu artırmayacak bir seviyede bulunmasını önemsediklerini söyleyen Erkan, şu ifadeleri kullandı: "Bu nedenle Türk lirası likiditenin dengesini gözeterek miktarsal sıkılaştırma yapılmasına karar verdik. Böylelikle sistemde biriken fazla likidite, zorunlu karşılıklar yoluyla sterilize edilecektir. Etki analizlerine göre, değişiklikle sistemden 450 milyar ile 500 milyar lira arasında likidite çekilmiş olacaktır. Finansal kaynakların arz yerine tüketime yönelerek fiyat istikrarını bozmasını seçici kredi sıkılaştırmasıyla engellemeyi amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, taşıt kredilerinde yüzde 3 olan büyüme sınırını yüzde 2'ye indirdik. Yatırım, ihracat, tarım ve esnaf kategorileri dışında kalan diğer ticari kredilerde yüzde 3 olan büyüme sınırını yüzde 2,5'e çektik. Kredi kartı nakit kullanımları ve kredi mevduat hesaplarına uygulanan aylık azami faiz oranlarını da yükselterek iç talebin dengelenmesini destekliyoruz. Faiz uygulamalarına geldiğimizde, ihracat ve yatırım kredileri hariç, Türk lirası ticari kredilerde birinci kademe kaldırılmıştır. Firma kredilerinde, faiz sınırının tek kademe olarak uygulanması, arz/talep dengesine ilave bir katkı sağlayacaktır." Erkan, tüm araçların bütüncül bir anlayışla ve kararların olası etkilerinin dikkatle analiz ve optimize edilerek kullanıldığını, bu anlayışla kademeli ve kararlı adımlar atmayı sürdüreceklerini söyledi. Rezervler 113 milyar doların üzerine yükseldi Merkez Bankası uluslararası rezervlerinin haziran ayından itibaren güçlü bir artış gösterdiğine işaret eden Erkan, "Brüt uluslararası rezervler, 2022 yılı sonu itibarıyla 128,8 milyar dolar seviyesinden, mayıs sonunda 98,5 milyar dolara gerilemiştir. Rezervlerimiz 14 Temmuz itibarıyla yaklaşık 15 milyar dolar artmış ve 113 milyar doların üzerine yükselmiştir." dedi. Erkan, risk priminde olumlu bir görünümün söz konusu olduğunu belirterek, 5 yıl vadeli CDS priminin, yurt içi belirsizliklerin etkisiyle mayısta 700 baz puanın üzerine çıkarak bu yılın zirve seviyesine ulaştığına dikkati çekti. Risk priminde haziran ayından itibaren belirgin bir düşüş eğiliminin başladığını ve bugün itibarıyla 435 puan düzeyine gerilediğini dile getiren Erkan, şunları kaydetti: "Risk primlerindeki düşüşle birlikte haziran ayından itibaren 1,5 milyar doları aşan net portföy girişi gerçekleşmiştir. Piyasadaki kur oynaklıklarının da gerilediğini görüyoruz. 1 ay vadeli ABD doları/Türk lirası opsiyonlarının ima ettiği kur oynaklığı, mayıs ayındaki zirve seviyesi 57 puandan, 25 Temmuz itibarıyla 20,2 puan düzeyine hızla gerilemiştir. Benzer şekilde mayısta 47 puan seviyesini gören 12 ay vadeli opsiyonların ima ettiği kur oynaklığı, 25 Temmuz'da 30 puanın altına gelmiştir." Erkan, para politikası stratejilerinin piyasalar üzerinde olumlu etkilerini gördüklerini belirterek, "Rezervlerimiz güçlenmekte, finansman koşulları iyileşmekte ve ima edilen kur oynaklığı azalmaktadır." dedi. "Parasal sıkılaştırmayı kademeli olarak güçlendireceğiz" TCMB Başkanı Erkan, konuşmasında, "Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar, parasal sıkılaştırmayı kademeli olarak güçlendireceğiz." ifadesini kullandı. "Öngördüğümüz dezenflasyon ve istikrar dönemleri öncesi geçiş sürecindeyiz. 2024'te dezenflasyon sürecinin başlamasını sağlayacak zemini oluşturuyoruz." diyen TCMB Başkanı Erkan, "Tüm araçlarımızı enflasyon tekrar tek haneye ve orta vadeli hedefimize gerileyene kadar kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu. AA

Borsa İstanbul'dan haftaya yeni rekor Haber

Borsa İstanbul'dan haftaya yeni rekor

Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 42,25 puan artışla ve yüzde 0,63 değer kazanarak 6.730,03 puana çıktı. Bankacılık endeksi yüzde 0,34 ve holding endeksi yüzde 0,56 artış kaydetti. Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran yüzde 8,04 ile spor, tek kaybettiren ise yüzde 1,23 ile menkul kıymet, yatırım ortaklığı oldu. Cuma günü dalgalı bir seyir izleyen BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,08 değer kazancıyla 6.687,78 puandan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek günlük ve haftalık kapanışını gerçekleştirdi. Analistler, küresel pay piyasalarının, ABD, Avrupa ve Japonya merkez bankalarının para politikası kararlarının açıklanacağı haftaya temkinli başladığını belirterek, enflasyon ve resesyon ikileminin varlık fiyatları üzerindeki etkisinin sürdüğünü ifade etti. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) çarşamba günü açıklayacağı para politikası kararları ve Fed Başkanı Jerome Powell'ın toplantı sonrası yapacağı sözle yönlendirmelerin yatırımcıların odağına yerleştiğini aktaran analistler, Banka'nın "şahin" adımlarına bu toplantı itibarıyla son verip vermeyeceğine ilişkin soru işaretlerinin varlığını koruduğunu söyledi. Para piyasalarındaki fiyatlamalarda, Fed'in politika faizini 25 baz puan artırmasına kesin gözüyle bakılırken, 20 Eylül'deki toplantıda yüzde 81 ihtimalle politika faizinin sabit bırakılacağı öngörülüyor. Analistler, bu hafta yurt içinde gözlerin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın açıklayacağı yılın 3. Enflasyon Raporu'na çevrildiğini belirterek, Erkan'ın yapacağı sözle yönlendirmelerden alınacak mesajların yurt içi piyasalarda oynaklığı artırabileceğini vurguladı. Bugün yurt içinde finansal hizmetler güven endeksi, yurt dışında ise dünya genelinde açıklanacak imalat sanayi ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinin takip edileceğini bildiren analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 6.800 ve 6.900 seviyelerinin direnç, 6.600 ve 6.500 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

Bakan Şimşek MB için önerdiği Hafize Gaye Erkan ile görüştü Haber

Bakan Şimşek MB için önerdiği Hafize Gaye Erkan ile görüştü

Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) başkanlığı için önerilen Hafize Gaye Erkan ile görüşme gerçekleştirdi. Uluslararası piyasada Müthiş Türk Kızı olarak bilinen Gaye Erkan'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de görüşeceği öğrenildi. Şimşek, dün Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini devralırken enflasyonu düşürmenin temel hedefleri olacağını, bu konuda Merkez Bankası'na bakanlık olarak yardım edeceklerini açıklamıştı. Şimşek'in konuşması ekonomi politikalarında değişim sinyali olarak yorumlanmıştı. Mevcut TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun ise görevden alınması bekleniyor. HAFİZE GAYE ERKAN KİMDİR, KAÇ YAŞINDA? Hafize Gaye Erkan, 1982 yılında dünyaya geldi. Bankacılık, yatırımlar, risk yönetimi, teknoloji ve dijital inovasyon alanlarında derin uzmanlığa sahip Erkan, kendini kanıtlamış bir finansal hizmet lideri olarak dikkat çekiyor. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nden birincilikle mezun olan Erkan, Princeton Üniversitesi'nde Yöneylem Araştırması ve Finans Mühendisliği alanında doktora yaptı. Daha sonra Harvard Business School'un İleri Yönetim Programı ve Stanford Graduate School of Business Liderlik Yöneticiliği Programı mezunu oldu. Erkan First Republic Bank’ta yaklaşık sekiz yıl boyunca İcra Kurulu Eş Başkanı, Yönetim Kurulu Üyesi, Baş Yatırım Sorumlusu, Baş Mevduat Sorumlusu ve Eş Risk Sorumlusu gibi görevlerde bulundu. Daha önce Goldman Sachs’ta neredeyse on yıl geçiren Erkan, büyük ABD bankalarının ve sigorta şirketlerinin Yönetim Kurullarına ve üst yönetim ekiplerine de bilanço yönetimi, risk yönetimi ve birleşme ve satın alma konularında danışmanlık yaptı. Mart 2022'de Fortune 500 firması Marsh McLennan'ın Yönetim Kurulu'na katılan Erkan, 2019'dan şirketin 2021'de LVMH tarafından satın alınmasına kadar Tiffany & Co. Yönetim Kurulu'nda da görev yaptı. Ayrıca Princeton Üniversitesi Yöneylem Araştırması ve Finans Mühendisliği Bölümü Danışma Konseyi'nde görev yapıyor. Erkan 2019 yılında ise Crain's Bankacılık ve Finans Alanında Önemli Kadınlar listesine ve American Banker's Women to Watch listesine seçildi. 2018 yılında ise San Francisco Business Times'ın 40 Yaş Altı 40 ve Crain New York Business'ın 40 Yaş Altı 40 listelerine seçildi. Erkan, Partnership for New York City Yönetim Kurulu'nda da görev yapıyor ve Ulusal Kız Okulları Koalisyonu'nun aktif bir destekçisi olarak dikkat çekiyor. Hafize Gaye Erkan, First Republic Fellowship Programının da kurucusu olarak; STEM eğitimi, mentorluk ve profesyonel gelişim yoluyla yetersiz hizmet alan genç kadınları destekliyor. NTV HABER

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.