[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#hasta

hasta haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, hasta haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kahramanmaraş'ta hasta ve hasta yakınlarına moral veren ziyaret Haber

Kahramanmaraş'ta hasta ve hasta yakınlarına moral veren ziyaret

Belediye Başkanı Hanifi Toptaş’ın talimatlarıyla Onikişubat Belediyesi’nin şefkat elini tüm vatandaşlara hissettiren Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri, bu kez hastalara ve ailelerine moral desteğinde bulundu. KSÜ Tıp Fakültesi ve Necip Fazıl Şehir Hastanesi Yörük Selim Ek Hizmet Binası’nda tedavi gören vatandaşlar ve refakatçileriyle bir araya gelen belediye ekipleri, Başkan Toptaş’ın selamını ileterek, acil şifalar diledi. Özellikle vatandaşların taleplerini not alan ekipler, hasta ve hasta yakınlarıyla bir süre sohbet edip, yakından ilgilenirken, herhangi bir ihtiyaçlarının olup olmadığını sorarak tedavi sürecinde her konuda yanlarında olacaklarını belirtti. Ziyaretlere ilişkin Onikişubat Belediyesi’nden yapılan paylaşımda aile kavramını koruyan ve kadınları önceleyen çalışmalara önem verildiği belirtildi. Amacımız, vatandaşlarımızın yalnız olmadıklarını hissettirmektir Açıklamada, “Amacımız, vatandaşlarımızın yalnız olmadıklarını hissettirmektir. Rabbim dermansız dert vermesin. Hasta olan ve tedavi gören vatandaşlarımıza Cenab-ı Hakk’tan şifa, vatandaşlarımızın sağlığı için fedakarca çalışan tüm sağlık çalışanlarına kolaylıklar diliyoruz.” ifadeleri yer aldı. Hasta ve hasta yakınları ise Onikişubat Belediye Başkanı Hanifi Toptaş’a teşekkür ederek, “Rabbim devletimize zarar ziyan vermesin. Allah devletimizden ve sizlerden razı olsun” diyerek memnuniyetlerini dile getirdiler. Ziyaret edilen hasta ve refakatçilerine, içerisinde çay, şeker, kolonya, kahve, terlik, ıslak mendil, peçete ve havlunun da bulunduğu şifa ve hijyen paketi hediye edildi. Hastalara moral depolamak amacıyla yapılan ziyaretler, hastaların yüzünü gülmesine vesile oldu.

Genç Sağlık Sendikası Genel Başkanı Kaya: Hasta geldikçe para kazanan bir sisteme karşıyız Haber

Genç Sağlık Sendikası Genel Başkanı Kaya: Hasta geldikçe para kazanan bir sisteme karşıyız

Kaya, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde değişiklik öngören taslağa ilişkin açıklamalarda bulundu. Kaya, yaptığı açıklamada, aile sağlık personellerinin hasta bazlı performans ödemesi almasına karşı olduklarını ifade ederek, “Değişiklik, hem hasta yoğunluğuna yol açabilecek, tedavi sürelerini kısaltılabilecek bir uygulama hem de haliyle aile hekimlerimizin ve aile sağlığı çalışanlarımızın yeteri kadar hasta gelmediği takdirde de sahip oldukları veya bekledikleri maaşı alamama durumundan bahsediyoruz. O yüzden biz sağlık hizmetinin ertelenemez bir hizmet olduğunun farkındayız, bunu dile getiriyoruz. Aile Sağlığı Merkezlerimizde (ASM) de hasta geldikçe para kazanan bir sisteme karşı olduğumuzu belirtmek istiyoruz” şeklinde konuştu. “Yönetmeliğin henüz çıkmamışken durdurulması gerekiyor” ASM personellerinin ve hekimlerin yönetmelikte yapılacak olan değişikliğe karşı olduklarını kaydeden Genel Başkan Kaya, “Hasta sayısıyla bir maaş alacaksanız o zaman herkes daha fazla maaş alabilmek için en yoğun yerde görev yapmak ister. Bu durumda biz oralarda nasıl aile ekimi tutabileceğiz? Uygulamaya karşıyız, kesinlikle performansa dayalı bir sistem önermiyoruz. Bu durumda hem hasta verimliği hem de ücret konusunda arkadaşlarımızın yaşayacağı kaygıların, endişelerin sona erdirilmesi için bu yönetmelik henüz çıkmamışken bizler durdurulması veya değişikliğe uğraması gerektiğini belirtiyoruz” dedi.

Vücudunda çürümeler oluşan hasta hastane hastane gezerek çözüm arıyor Haber

Vücudunda çürümeler oluşan hasta hastane hastane gezerek çözüm arıyor

Eskişehir Çifteler'de yaşamını sürdüren Ozan Zengin (28), hastalanmadan önce hurdacılık yaparak evin geçimini sağlıyordu. Geçmişte geçirdiği verem hastalığı dışında hiçbir sağlık sorunu yaşamadığı bilinen Zengin'in vücudunda yaklaşık 3 yıl önce morarmalar oluşmaya başladı. Tedavi için gittiği hastanede bir teşhis konulmadığını ifade eden Zengin'in belli bir zaman sonra moraran elleri ve ayakları şişerek çürüdü. Bunun sonucunda Zengin'in çalışamayacak duruma gelmesi ev ekonomisini de zora soktu. Hastane hastane gezerek bu hastalığa çözüm arayan ve muayene için son olarak Ankara'ya giden Zengin ailesi, kan dolaşım bozukluğu teşhisi konulan hastalığın tedavisi için yardım istediklerini açıkladı. Ayaklarımda sürekli çatlamalar oluyor Hastalığıyla ilgili açıklama yapan Ozan Zengin, "Kan dolaşım bozukluğu dediler. 3 sene oldu, daha yara kapanmadı. Hiç düzelmiyor. Hacettepe'ye sevk ettiler, oraya gidip müracaatta bulunduk. Onlar da 1 sene sonrasına randevu verdiler. Acil durumda romatoloji bölümüne gitmem lazımmış. Şu an ayaklarım hep çürümede. Tek isteğim devlet büyüklerimizden yardım. 3 sene önce hiç böyle bir şey yoktu, sadece simsiyah morarma oluyordu. O zamanlar da hastaneye gittik, 'Hiçbir şey yok, normal' dediler. Sonradan böyle ayaklarım şişmeye başladı. Eskiden hurda topluyordum, şimdi çalışamıyorum. Tekerlekli sandalyeyle yaşıyorum, artık yürüyemiyorum. Et kalmadığından dolayı ayaklarımda sürekli çatlamalar oluyor" diye konuştu. Otogarda kaldık, yatacak yerimiz yok Ozan Zengin'in annesi Gönül Zengin ise "Çocuğum hasta. Yama tuttular, geri attı. Kendisi geçmişte verem hastalığı geçirdi. Şimdiyse böyle bir hastalığı var. Çok zor bir durumdayız. Bu tekerlekli sandalye de kendimizin değil. Otogarda kaldık, yatacak yerimiz yok. Durumumuz olmadığı için otele gidemedik. Yaklaşık 2 gün orada kaldık, kimseden de randevu alamadık. Evi oğlum geçindiriyordu. Şimdiyse verem hastalığından dolayı ayaklarında ve ellerinde yaralar çıktı. Bu yaralar açıldıktan sonra oğlum bir iş yapamamaya başladı, tekerlekli sandalyeye düştü" dedi.

Felçli hasta geçirdiği ameliyatla yeniden yürümeye başladı Haber

Felçli hasta geçirdiği ameliyatla yeniden yürümeye başladı

Karaman'da sol bacağındaki ağrı nedeniyle felç olan ve hastaneye tekerlekli sandalyeyle başvuran 45 yaşındaki Kadriye Doğan, omuriliğindeki "damar yumaklanması" ve etrafındaki kanamanın mikrocerrahi yöntemiyle temizlenmesiyle yeniden ayağa kalktı. Karaman'da yaşayan Kadriye Doğan, yaklaşık 1 ay önce sol bacağında hissettiği ağrı nedeniyle hastaneye başvurdu. Tedavilere cevap vermeyen ve bir süre sonra sol bacağı felç olan, sağ bacağında da his kaybı yaşayan Doğan, son olarak Konya'daki özel bir hastaneye başvurdu. Yapılan tetkiklerde omuriliğindeki "damar yumaklanması"nın kanama yapması nedeniyle felç geçirdiği tespit edilen Doğan, başarılı geçen ameliyattan 5 gün sonra taburcu edilerek tekerlekli sandalyeyle geldiği hastaneden yürüyerek çıktı. Felç kalması değil, bakıma muhtaç engelli çocuğuna bakamamak üzdü Kadriye Doğan, geçen ay sol ayağında bir uyuşma hissettiğini, uyuşmanın bacağına doğru çıktığını söyledi. Ağrı dayanılmaz hale gelince bir günde hastaneye 3 kere gittiğini dile getiren Doğan, "Ağrı devam ediyordu, 'felç' dediler. Bayramın 1. günü tekrar hastaneye gittik, tetkikler yapıldı. Ağrı hiç hafiflemedi. Parmaklarım kıpırdamaz oldu, gitgide hissizleşmeye başladı. 15 gün çare bulamadık." dedi. Doğan, tekerlekli sandalyeyle başvurduğu hastanede hemen ameliyata alındığını belirterek, "Doktor, 'Ben seni kurtaracağım' dedi. Allah bin kere razı olsun, kurtardı. Eli öpülecek insanlardan. 10 yaşında engelli bir çocuğum var. Görmüyor, duymuyor, bana muhtaç. Doktora, 'Çocuğuma bakabilmem için beni kurtar' dedim. Çocuklarımdan biri ilkokula, diğeri de ortaokula gidiyor. Bir kızım da İstanbul'da üniversite okuyor. Ben bu acıyı çekerken çocuklarım da benimle ağlıyordu." ifadesini kullandı. "Kanamayla hastanın bacakları felç olmuş" Hastanenin Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği Sorumlusu Prof. Dr. Erdal Kalkan, hastanın sol bacağında ani felç, sağ bacağında da güç kaybı şikayetiyle hastaneye başvurduğunu dile getirdi. Kadriye Doğan'ın hastanelerine tekerlekli sandalyeyle getirildiğini vurgulayan Kalkan, şöyle konuştu: "Hastanın nörolojik muayenesinde sol bacağı tamamen felçliydi, sağda ise kısmi felç vardı. Hastanın tetkiklerini yaptığımızda omurilik içerisinde torokal bölge dediğimiz sırt bölgesinde bir vasküler malformasyon, yani anormal damar oluşumu ve bunun etrafında da bir kanama tespit ettik. Doğuştan olan damar yumağı, omurilik içinde küçük bir damar yumağı olarak dururken, zaman içinde büyüyebiliyor. Bu damar yumağı bazen incelen çeperleri sebebiyle kanama yapabilir. Kanadığı zaman da ani bulgu verir. Kanamasıyla hastanın bacakları felç olmuş. Bu çok sık görülen bir hastalık değil. Mikrocerrahi yöntemiyle damar yumaklanmasını ve etrafındaki kanamayı temizledik. Hastamızın nörolojik bulgularında belirgin bir düzelme oldu. Birkaç gün içerisinde hasta tekrar yürür hale geldi. Fizyoterapiyle zaman içinde düzelecek. Ameliyat edilmeseydi tekerlekli sandalyeye mahkum olacaktı ama şimdi çocuklarıyla inşallah mutlu bir geleceği olacak." Kalkan, hastanın bir ay sonra eski günlerine dönmesini beklediklerini kaydetti.

Mersin'de 65 yaş üstü hastalara egzersiz programı Haber

Mersin'de 65 yaş üstü hastalara egzersiz programı

Sağlıklı Yaş Alma Merkezi tarafından hastaların sosyal aktivitelere katılması, bazı alışkanlıklar kazanması ve sosyal ilişkilerini geliştirmeleri amacıyla etkinlik düzenlendi. Hastane bahçesinde bir araya gelen yaşlılara fizyoterapist İlknur Ceylan Sarıgül tarafından önce egzersiz eğitimi verildi, ardından yaşlarına uygun egzersiz yaptırıldı. Renkli görüntülerin oluştuğu etkinlikte yaşlılar, yanlarında getirdikleri yiyeceklerle de piknik yaptı. Pikniğe Başhekim Doç. Dr. Bahar Aydınlı'nın yanı sıra bazı doktor ve yöneticiler de katıldı. Başhekim Doç. Dr. Aydınlı, Sağlıklı Yaş Alma Merkezi'ne gelen tüm yaşlılarla aktiviteler yapmaya devam ettiklerini söyledi. Bugün de önce nefes egzersizi, ardından fiziksel aktiviteler ve sonunu piknikle tamamladıkları bir etkinlik gerçekleştirdiklerini anlatan Aydınlı, "Yaşlanan bir nüfusa sahip bir Türkiye ve bu yaşlıların sağlıklı yaşlanmasını istiyoruz. O yüzden sesimizi duyurmak istiyoruz. Biz buradayız. Ne kadar yaşlımız varsa onları da bu aktivitelere dahil etmek istiyoruz. Kendileriyle konuştuğumuzda 'Buraya gelirken hastaydım, şu an kendimi çok iyi hissediyorum' diyen yaşlılarımız oldu" dedi. "Etkinlikler ilaçtan daha etkili" Başhekim Yardımcısı İbrahim Yimsek de Sağlıklı Yaş Alma Merkezi'nin en önemli farklılığının yaşlı hastaların randevu almayla uğraşmasını önleyen bir sistemle çalışması olduğunu söyledi. Yaşlı hastaların istedikleri zaman, hatta hiç randevu almadan merkeze uğrayabildiklerini ifade eden Yimsek, "Hekimlerimiz bu hastalara dünya standartlarında süreler ayırıyor. Hastaların hem şikayetleri dikkate alınıyor hem de bugüne kadar bilmedikleri hastalıkları tespit ediyoruz. Bütün yaşlı hastalarımızı misafir etmek istiyoruz. Hepsi çok rahat bir şekilde istedikleri zaman herhangi bir prosedürle uğraşmadan Sağlıklı Yaş Alma Merkezimize başvurabilirler" diye konuştu. Etkinliğe katılan hastalardan 75 yaşındaki Ethem Türk, merkezin düzenlediği etkinliğe daha önce de katıldığını belirterek, kendilerine bu imkanı sağlayanlara teşekkür etti. Merkeze gelmeye başladıktan sonra hayatında bir takım değişiklikler olduğunu dile getiren Türk, "Bu etkinlikler doktorların verdiği ilaçtan daha iyi geliyor, ilaçtan daha etkili" dedi.

Prof. Dr. Cenk Bilen: Robotlar suni zeka ile ameliyat yapacak Haber

Prof. Dr. Cenk Bilen: Robotlar suni zeka ile ameliyat yapacak

Minimal İnvaziv Üroloji Derneği'nin Kurucu Başkanı Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen, Antalya'da gerçekleştirilen "8. Ulusal Minimal İnvaziv Ürolojik Cerrahi Kongresi"nde önemli açıklamalarda bulundu. Her erkeğin hayatının bir döneminde prostat kanserine yakalanma riski olduğunu belirten Prof. Dr. Bilen, bunun kişinin prostat kanserinden öleceği anlamına gelmediğini ifade etti. Bilen, şunları söyledi: “80-90 yaşına gelmiş her erkekte prostat kanseri olduğunu görebilirsiniz, ancak bunlar genellikle belirti vermez. Hekimler, erken dönemde gelişen ve kişinin yaşamını etkileyebilecek prostat kanserlerini tespit etmeye çalışıyorlar. Prostat kanseri, diğer kanserler gibi hızlı seyretmeyen ve ölümcül olmayan bir kanser türüdür. Tüm ölüm oranları prostat kanserinde yaklaşık yüzde 12-13 civarındadır, ancak bu oran akciğer kanserinde neredeyse yüzde 50'ye ulaşır. Bu, korkulacak bir rüya değil, her erkeğin karşılaşabileceği bir durumdur. Amacımız, prostat kanserinin neden olduğu ölümleri önlemek için mücadele etmek. Bu nedenle, saha çalışmalarımızla erkekleri 50 yaşından itibaren kontroller için çağırıyoruz.” "Erken Teşhisle Etkin Tedavi Mümkün" Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen, aile öyküsü bulunan kişilerde prostat kanserinin daha erken dönemlerde ortaya çıkabileceğini belirterek şunları söyledi: "Bu durumda olan kişilerin 40 yaşından sonra kontrole gelmeleri önemlidir. Erken dönemde gelişen prostat kanseri, 10-15 yıl içinde ölümcül olabilir. Erken teşhis konulabilirse tedavi çok daha etkili olabilir. Kontrol ve tedavi için toplumda utanma sorunu olduğunu düşünmüyorum. Erkeklerin ürologlara geç başvurma nedenleri arasında birçok faktör bulunmaktadır. Bunların arasında doktora ulaşım sorunları ve şehirde yaşamamak gibi etkenler bulunmaktadır. Ancak son zamanlarda insanlar daha fazla doktora başvuruyorlar." "Türkiye, Avrupa'da Önemli Bir Sağlık Merkezi" Bilen, tanı sayısının artmasıyla birlikte tedavi oranlarının da yükseldiğini vurgulayarak şunları dile getirdi: “Tanısı konulan hastaların yaşam kaliteleri de iyileşiyor. Gelişen sağlık sistemi bu başarının bir sonucudur. Ülkemizde tanı ve tedavi alanında büyük ilerlemeler kaydedildi. Türkiye, Avrupa için önemli bir sağlık merkezi konumundadır. Ülkemiz, hem yabancılara hem de vatandaşlarımıza erken teşhis ve tedavi imkanları sunmaktadır. Sağlık sektöründe olduğu gibi robotlar da son 20 yılın en popüler ürünleri arasındadır. Bu ürünler çok özel ve maliyetlidir. Ancak oldukça etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Robotlar işimizi büyük ölçüde kolaylaştırmıştır. El titrememiz azalmış, cerrahi alanları daha iyi görebiliyoruz. Açık cerrahide ulaşılması zor olan bölgelere daha kolay erişim sağlıyoruz. Dokuları daha hassas bir şekilde çıkarabiliyoruz. Ülkemizde de yaygın bir şekilde kullanılmaktadırlar, ancak erişimi herkes için kolay değildir.” "Hekim-Hasta İlişkisinde Teknoloji Etkisi" Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen, konuşmasına şöyle devam etti: "Teknolojinin ilerlemesi hayatımızı büyük ölçüde kolaylaştırdı. Telefonların insan ilişkilerine girmesiyle birlikte sağlık teknolojileri de doktor-hasta ilişkisine girmeye başladı. Pazarlama stratejileri, hastaları daha fazla ön plana çıkarmaktadır. Hastalar, sağlıklarına kavuşmanın yolu olarak artık doktorlardan ziyade teknoloji ürünlerine güvenmekte. Ancak hekim-hasta ilişkisi, göz teması, kişisel temas, empati, dinleme ve duygusal bir bağ kurma üzerine kuruludur. Bu bağlamda hekim ve hasta birlikte bir yolculuğa çıkarlar, birlikte üzülürler ve birlikte karar verirler. Bu, bir yaşam mücadelesidir. Ancak hastaların güveninin teknolojiye kayması, hekimlerin de pazarlama stratejilerinde teknolojiyi öne çıkarması, hekim ile hasta arasındaki bağı zayıflatmaktadır. Hasta artık hekim değil, robot istemekte ve hekimler de hastaların sorunlarını robotların teknik kusurlarına bağlamaktadır. Bu, hekimlik sanatından uzaklaşmayı beraberinde getirir. Günümüzde robotları kullanıyor olabiliriz ancak gelecekte robotlar, biriktirdikleri bilgi ile yapay zeka aracılığıyla ameliyatlar gerçekleştirmeye başlayacaklar. Bu durumda hekimler, hastalarından daha da uzaklaşacaktır."

Depremzede hastaya, nakille ikinci hayat Video Galeri

Depremzede hastaya, nakille ikinci hayat

11 ili vuran depremde Gaziantep’te ağır hasar gören apartmandan sağ çıkan, gönüllü donörlerinden biri enkaz altından kurtarılan karaciğer yetmezliği hastası Ekrem Demirel (49) İzmir’de nakil olup ikinci hayatına başladı. Kent Hastanesi’nde depremzede baldızı Gülşah Arıkan’dan (46) karaciğer dokusu nakledilen Demirel, ameliyat öncesinde ‘üstesinden geleceksin” diye moral veren çok sayıda dostunu, arkadaşını depremde kaybettiğini belirterek, “Kayıplarımız çok, acımız büyük. Daha yiyecek ekmeğim varmış. İnşallah bundan sonra güzel günlere kavuşuruz. Ben iyiyim, daha da iyi olacağıma inanıyorum” dedi. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Şanlıurfa ve Adıyaman’da yaşanan sel felaketi yıkım ve can kayıplarını artırıp acıları büyütürken, bu kara tabloların içinde ortaya çıkan kimi hayat hikayeleri ise tebessüm ettiriyor, umutları yeşertiyor. İşte böyle bir hikaye İzmir’de yaşandı. Gaziantep’te TÜİK Bölge Müdürlüğü’nde İstatistik Grup Müdürü olarak çalışan Ekrem Demirel, yaklaşık 5 ay önce karaciğer yetmezliği tanısı aldı, ardından nakil kararı verildi. Ancak Demirel’in Malatya Turgut Özal Tıp Merkezi’nden karaciğer nakli için “gelin” diyecekleri telefonu bekledikleri gün Türkiye deprem felaketiyle sarsıldı. Binlerce kişinin yaşamını yitirdiği depremde Demirel Gaziantep’te eşi Şehnaz (48) ve kızı Elif Berra (15) ile 9. katında oturduğu ağır hasar gören bir apartmandan sağ kurtuldu. Rahatsızlığının böbrek yetmezliğine de yol açtığı Demirel, haftanın üç günü girdiği diyalizi yaşanan büyük felakette günlerce yaptıramadı, nakil için beklediği telefon da gelmedi. Artçı sarsıntılar yüzünden hasarlı evlerine giremeyen aile tüm depremzedelerle benzer sorunları yaşayıp kayıplarının yasını tutarken, Demirel kendisine gönüllü donör de olan kuzeni Oktay Demirel’in (37), eşi ve kızıyla enkaz altında olduğu haberini aldı. Kuzeni ve ailesinin kurtarılması bir nebze olsun acılarını hafifletirken, Ekrem Demirel eşi, kızı ve diğer gönüllü vericisi olan baldızı Gülşah Arıkan ile birlikte 10 Şubat’ta İzmir’e geldi. Demirel ve beraberindekiler önce Torbalı’da bir aileye misafir oldu, birkaç gün sonra da İzmir’de karayolları misafirhanesine nakledildi. 18 Şubat’ta nakil için İzmir Kent Hastanesi’ne yatırılan Demirel’e 7 Mart’ta baldızı Arıkan’dan alınan karaciğer dokusu nakledildi. Hastanın böbrek yetmezliği yönünden takibini Nefrolojii uzmanı Doç. Dr. Ebu Sevinç Ok üstlenirken, İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü kurucu başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç da Doç. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Kamil Kılıç, Opr. Opr. Dr. Rasim Farajov, Opr. Dr. Zaza Iakobadze, Doç. Dr. Mert Akan, Uzm. Dr Alihan Pirim ve Uzm. Dr. Özgür Bolat’tan oluşan ekip tarafından gerçekleştirilen nakil sonrası şunları söyledi: “Alıcının da vericinin de durumları iyi” “Ekrem Bey karaciğer yetmezliği nedeniyle karaciğer nakline hazırlanmış bir hastaydı. Ama deprem nedeniyle nakil sekteye uğrayınca İzmir’e gelmişler. Durumu oldukça ağırdı, hem karaciğer hem böbrek yetmezliğiyle savaşan bir hastaydı. Ameliyata hazır hale gelince 8 Mart’ta nakil gerçekleşti. Alıcı da verici de iyi durumda. Yakın zamanda taburcu etmeyi planlıyoruz. Böbrek yetmezliğinin karaciğer yetmezliğine bağlı geliştiğini düşünüyoruz. Biraz daha bekleyeceğiz. Böbrekler açılır normale dönerse bir sorun olmayacak, kronikleşirse ileride böbrek nakli gerekebilir. Hastamız Nefroloji uzmanımız Doç. Dr. Ok tarafından takip ediliyor. Bu takip sonrasında nakil gerekip gerekmediğine karar verilecek.” “Bana nakil için moral veren çok sayıda arkadaşımı depremde kaybettim” Malatya’da Turgut Özal Tıp Merkezi’nde karaciğer nakli olacağı günü beklerken bölgede yaşanan deprem felaketiyle milyonlarca insan gibi tüm hayatı altüst olan, çok sayıda dostunu, akrabasını kaybeden Ekrem Demirel, 6 Şubat’tan bu yana yaşadıklarını şöyle özetledi: “Yaklaşık 5 ay önce şişkinlik, ödem şikayetlerim başladı. Bypass olan bir yakınımda da aynı şikayetler olmuştu, ben de aynı şüpheyle doktora gittim. Karaciğer yetmezliği tanısı koyuldu, nakil kararı alındı. Bu süreçte böbrek yetmezliği de başladı ve haftanın üç günü diyalize girerek yaşamımı sürdürdüm. Nakil kararı alınınca hem kuzenim hem baldızım gönüllü oldu. İkisinin tetkikleri yapıldı ve uygun oldukları belirlendi. Hastaneden nakil için arayacaklarını söylediler. Depremin yaşandığı gün bu telefonu bekliyorduk, valizimiz bile hazırdı. Ama olan oldu ve hepimiz kıyameti yaşadık. O yaşananları anlatmaya kelimeler yetmez. Ben ödemden davul gibi olmuş bacaklarla 9 katı nasıl indiğimizi bilmiyorum. Apartman ağır hasarlı, girilmemesini söylediler. Islahiye’ye gittik, ama artçılar o kadar sık oluyordu ki orada da kalamadık. Malatya’daki hastaneye telefonla ulaşamadık, birkaç gün diyalize giremedim. Kayıplarımız çoktu. Nakil öncesinde iş arkadaşlarım, dostlar, akrabalar ‘bu işin üstesinden geleceksin. Hele bir nakil ol, ondan sonra şuraya gideceğiz, bunu yapacağız” diye, hayaller, planlarla bana moral vermişti. Bana bunları söyleyen arkadaşlarımı depremde kaybettim. Yani bu hayatta yiyecek ekmeği olan insanlar hasta da olsa ölmüyor. Bana gönüllü donör olan kuzenim enkaz altında kaldı, çok şükür kurtarıldı. Bekar olan baldızım daha genç ve yeni bebeği olan Oktay’ın yerine kendisinin daha uygun olduğunu söyledi. Bizim için de doğrusu buydu. İzmir’e Kent Hastanesi’ne geldik. Durumum ağırdı, epey tedavi gördüm, ardından da nakil gerçekleşti. Ameliyatın kendisi zor, yoğun acı vardı. Yavaş yavaş daha iyiye gidiyorum. Çok şükür. Taburcu olup bir an önce güzel günlere kavuşmayı, işime dönmeyi istiyorum. Ondan sonra 2. bahar mı, 3. bahar mı olur bilmiyorum. Depremin yaraları elbet sarılır da kayıplarımızın acılarını mümkün değil” dedi. “Görevimi yaptım” Öte yandan eniştesine gönüllü verici olup ameliyat masasına yatan Gülşah Arıkan nakil sonrası sağlık durumunun çok iyi olduğunu söyledi. Depreme Gaziantep’in İslahiye İlçesi’nde oturduğu iki katlı evin ikinci katında yakalandığını belirten Arıkan evin hasarlı olup içine girilmediğini kaydetti. Asrın felaketinde çok sayıda akrabasını, dostunu kaybettiğini belirterek, “Acımız çok büyük ve bu acı hiç unutulmayacak, küllenmeyecek. Ama bu felaketin içinde bile hayat devam ediyor. Deprem olmasaydı Malatya’da nakil gerçekleşecekti, olmadı. Diğer verici Oktay benden genç, yeni baba olmuştu. Doğrusu benim ameliyat masasına yatmamdı. Öyle de oldu. Seve seve gönüllü oldum, görevimi yaptım” diye konuştu. İHA

‘Masada kalırsın’ denilen hasta sağlığına kavuştu Haber

‘Masada kalırsın’ denilen hasta sağlığına kavuştu

Siirt’te yaşayan Abdullah Şalk (68) isimli vatandaş, kalp kapağındaki yetmezlik nedeniyle İstanbul ve Diyarbakır’daki birçok hastaneye başvurdu. Gittiği hastanelerde doktorların ‘felç olursun, masada kalırsın’ demeleri üzerine Lokman Hekim Van Hastanesine gelen Şalk, burada yapılan başarılı ameliyatla sağlığına kavuştu. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Lokman Hekim Van Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Halil Başel, Abdullah Şalk isimli hastanın ritim probleminden dolayı kalbin kasılma gücünün çok zayıfladığını ve yaklaşık yüzde 25’e düştüğünü ifade ederek, bunun hastanın kalbinde büyümeye neden olduğunu söyledi. Bu durumun hastanın kalp kapağında yetmezliğe neden olduğuna dikkat çeken Başel, “Hastamız yıllardan beri tedavi görüyor ama bu kapaktaki yetmezlik, 3-4 yıldır hastamızı çok rahatsız etmeye başlamış. Hatta hasta bize geldiğinde tuvalete bile gidecek durumda değildi. Yemek yiyemiyor, konuşunca bile nefesi daralıyordu. Tabi bu duruma hem kalbin zayıf olması hem de kapaktaki durumun ileri derecede olması yol açıyor. Bu kapağın bir şekilde düzelmesi gerekiyordu” dedi. “Yanlış karar nedeniyle hastalar evde ölümü bekliyor” Büyük hastanelerde verilen yanlış kararlar nedeniyle hastaların karamsarlığa düştüğünün altını çizen Prof. Dr. Başel, “Hastamızın gittiği her kardiyolog, ameliyat olması gerektiğini söylüyor ama ‘hasta ameliyat olamaz, evine gitsin’ diye karar alınmış. Tabi hastalar, büyük hastanelerde böyle bir karar alınınca, ‘Demek ki bunlar yapamadığına göre olmayacak’ diye düşünüyor ve evde ölümü bekliyor. Bize geldiğinde biz ameliyat gerektiğini, bu işin ameliyatsız olamayacağını, ameliyat olamazsa ilerde daha büyük bir sıkıntı yaşayacağını söyledik. Tabi bir insanın başına gelebilecek en kötü şey, aldığı nefesin yetmemesidir. Bundan daha kötü bir şey yok. Bu kısır döngünün durmasının tek yolu ameliyattır. İstanbul’daki o devasa binalardaki doktorlar ‘ameliyat olamaz’ deyince, biz ameliyat yapıp ters bir şey olursa, bu sefer hastalar diyecek ki ‘O doktor biliyordu ama bu doktor sırf para için bizi masada bıraktı.’ Üzerimizde böyle bir stres de oluşuyor. Üst üste iki hastamız evine gönderiliyor. Halbuki ameliyat olan hastamızdan biri şu anda geziyor. Bu hastamız da inşallah birkaç ay sonra rahatlayacak. Bunu insanları uyarmak için haber yapalım dedik. Bu şekilde iki hastamız var ama bunun gibi kim bilir kaç tane hasta bu şekildedir” ifadelerini kullandı “Çok eziyet çektim” Ameliyat olduktan sonra kendini iyi hissettiğini anlatan Abdullah Şalk isimli hasta ise “Ameliyat olmadan önce İstanbul’a gittim. Nefes darlığım vardı. Nefesim çıkmıyordu ve çok eziyet çektim. Bazı doktorlar ‘ameliyatın risklidir, tehlikelidir’ dedi. Şimdi çok iyiyim. Halil Hocaya teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Hiçbir doktor ameliyata yanaşmadı” Hastanın oğlu Mehmet Şalk da, “Babamı İstanbul’a, Diyarbakır’a götürdük. Hiçbir doktor yanaşmadı. Kalp kapağı çürümüş. Doktorlar; ‘ameliyat etsek felç olabilir, ameliyattan çıkamaz’ deyince bizde ameliyat ettiremedik. Halil Hoca ile görüştük. ‘Hastanızı ben ameliyat edeceğim’ dedi. Hastamız şu anda çok iyi. Kendisine teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Ağız kokusuna dikkat! Diş çürüğü belirtisi olabilir

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.