[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#hastane

hastane haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, hastane haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sağlıkta özelleştirme öldürüyor: Sadece yenidoğanlar mı var? Haber

Sağlıkta özelleştirme öldürüyor: Sadece yenidoğanlar mı var?

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER/ Yenidoğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve bazı bebeklerin ölmesine neden olan yenidoğan çetesi ilgili her geçen gün yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Olayın açığa çıkması toplumda infiale neden oldu. Devlet hastanelerinde yeterli ekipmanların olmaması, MR ve ultrason sıralarının gelmemesi, randevu bulunamaması, sağlık çalışanı yetersizliği gibi birçok nedenden dolayı vatandaşlar özel hastanelere yönelmek mecburiyetinde kalıyor. Son yıllarda gittikçe artan özel hastane sayıları sağlıkta özelleştirme eleştirilerini de beraberinde getiriyor. Yenidoğan ölümlerinde sayının fazlalığından endişelenen vatandaşlar, benzer haksız kazançların yoğun bakım ünitesini kullanan yaşlı, kronik veya çeşitli hastalığı olan hastalardan da sağlanıp sağlanamadığını merak ediyor. Haksız kazanç için hastalarına uygun olmayan işlemlerin uygulanıp uygulanmadığı soran vatandaşlar, sorularına cevap arıyor. İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, Türkiye’deki birçok özel hastane sahibinin yurt dışı kaynaklı olduğunu belirtirken “Biz kaç bebek öldü bilmiyoruz. Kaç hastanede, kaç hastamızın, kaç yaşlı hastamızın, kaç kronik hastamızın başına ne geldi bilmiyoruz” dedi. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir 2 No’lu Şube Eşbaşkanı Başak Edge Gürkan ise “Bugün yenidoğan çetesi çıktı, yarın belki diyaliz çetesi ya da başka bir çete çıkacak. Çıkarsa da bu sistem açısından çok da şaşırtıcı olmaz” diye konuştu. YÜKSEL: ŞEHİR HASTANELERİ ÇIKMAZI Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinin yüzde 12’sinin şehir hastanelerine gittiğini söyleyen Yüksel, Türkiye’deki birçok hastanenin sahiplerinin yurt dışı kaynaklı olduğunu belirtti. Yüksel, “Sağlıkta Dönüşüm Projesi, Dünya Bankası’nın Türkiye’ye tavsiye ettiği bir programdı. AK Parti iktidara geldikten hemen sonra bu projeyi uygulamaya başladı. Proje sağlığın özelleştirmeye başlamasının ilk aşamalarındandı. Daha sonra çıkan yasalarla birlikte, genel sağlık sigortasının çıkması, sigorta hastanelerinin devlet hastanesine dönüştürülmesi bu özelleştirmenin adımlarıydı. Önce sağlık kurumları özelden hizmet satın almaya başladılar. Sonra özel hastaneler vatandaşa, ‘Kimliğinizi alırsınız, bütün hastanelere rahatça gidebilirsiniz’ dedi. Başka sağlık kurumlarında hizmet alma konusunda bir özendirme oldu. Bu süreci yaşadık. Sonraki dönemde şehir hastaneleri gibi yapılar oluşturuldu. Sağlık Bakanlığı bütçesinin neredeyse yüzde 12’si bu hastanelere aktarıldı. Devlet eğitimden ve sağlıktan elini çekmeye çalışıyor. Mümkün olduğu kadar bu iki konuda kendini dışarıda tutmaya çalışıyor. Tam Amerikan modeli olmasa da özel sigortalar, tamamlayıcı sigortalar, genel sağlık sigortası var ve o alanlara yapılan ödemelerle devlet ayrı bir fondan bu işin sürdürülmesini hedefliyor. Bu noktada hem dışarıdan hizmet satın alıyor hem de diğer hastanelerle anlaşma yapıyor. Burada kazanan büyük sermaye sahipleri oluyor. Türkiye’de birçok özel hastanesinin sahipleri yurt dışı kaynaklı. Böyle bir süreci yaşıyoruz. Bu aslında daha üst akılın sağlık yoluyla daha çok para kazanmak için uygulattığı, dayattığı bir sistem” diye konuştu. KAÇ BEBEK ÖLDÜ BİLMİYORUZ İstanbul’da yaşanan özel hastane skandallarında kaç bebeğin hayatını kaybettiğini belli olmadığını dile getiren Yüksel, yaşlı ve kronik hastaların bu işlemlere maruz kalabildiği ihtimalinin olduğunu söyledi. Yüksel, “Siz bir sürü özel hastaneye ruhsat veriyorsunuz. Özel hastanelerle anlaşma yapıyorsunuz. Kendi hastanenize yatırım yapmak yerine, devasa hastanelere büyük paralar yatırmak yerine ilin ilçenin ihtiyacı olacak büyüklükte, bilimsel olarak da kabul edilebilen 400-600 yataklı birçok hastane yapabilirsiniz. Bunların içine gerekli yeterli yoğun bakım ünitelerini oluşturabilirsiniz. Ama devlet tercihini bundan yana kullanmıyor. Ne yapıyor? Kamu özel ortaklığı hastaneleri, şehir hastanelerini kuruyor ve kaynaklarını oraya aktarıyor. Burada en büyük mağduriyeti tabi halk yaşıyor. Biz yıllardır ‘Sağlıkta yönüşüm ölüm getirir’ demiştik, demeye de devam ediyoruz. Çünkü süreci görüyorduk. Hakikaten de ölüm getirdi. Bebeklerimiz öldü. Biz aslında ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Öyle bir gerçeğimiz de var. Biz kaç bebek öldü bilmiyoruz. Kaç hastanede, kaç hastamızın, kaç yaşlı hastamızın, kaç kronik hastamızın başına ne geldi bilmiyoruz. Sigortaları, SGK yapıyor. Hangi gerekçeleri yapıyorlar, denetleniyorlar mı? Denetleyenlerde bu çarkın bir dişi. Onlarda bu sisteme dahil. Sistemi nasıl kıracaksınız. Böyle bir krizi yaşıyoruz. Bu sistem sürdükçe biz bunu yaşayacağız. Devlet hastanelerinden yeterli hizmet alınamaması ne yaratıyor? Randevu alınamaması, görüntüleme yöntemlerinde uzun süreli randevuların verilmesi insanları çaresiz olarak özel kurumlara itiyor. İnsanlar buralarda tedavi olabilmek için özel sağlık sigortası veya tamamlayıcı sigorta yapmaya ihtiyaç duyuyor. Burada hem sigorta sistemi hem de özel sağlık sistemi para kazanmaya devam ediyor. Sağlık sisteminde bir şeyler ters gidiyor gibi geliyor ama bu işi planlayanlar için her şey yolunda. O kadar güzel bir çark var ki her şey onların daha çok para kazanması için tasarlanmış durumda. Kaybeden halk oluyor, kaybeden vatandaş oluyor, bebeklerimizi kaybediyoruz, canlarımızı kaybediyoruz. Böyle bir süreci maalesef yaşıyoruz” açıklamasında bulundu. GÜRKAN: YOĞUN BAKIM YATAKLARI DOLU Yoğun bakım tedavi masraflarının SGK tarafından karşılanmasından dolayı hastanelerde yoğun bakım yataklarının dolu olduğunu söyleyen Edge Gürkan, “Sağlıkta özelleştirme ya da sağlıkta piyasalaştırma dediğimiz projenin maalesef ki acımasız sonuçlarını yaşıyoruz. Bu kadar kar ve para üzerine kurulu bir sistemde sağlık hizmeti mi verilmeli yoksa para mı kazanılmalı? Özel hastaneler sonuçta para kazanmak üzerine kurulu kurumlar. Normalde öncelenen hastanın sağlığı olması gerekirken özel hastanelerde maalesef öncelenen para oluyor. Bugün yenidoğan çetesi çıktı, yarın belki diyaliz çetesi ya da başka bir çete çıkacak. Çıkarsa da bu sistem açısından çok da şaşırtıcı olmaz. Bu olayların yoğun bakımda olmasının sebebi de yoğun bakım hizmetinin tamamen SGK tarafından ödenmesi olduğu için ve bu yoğun bakım hizmeti de yüksek tutarlı bir bakım. Yoğun bakım yatakları da bu yüzden bu kadar dolu. Hiçbir yerde yoğun bakım yatağı bulunamıyor. Özel hastaneler hastanın yoğun bakıma ihtiyacı var mı yok mu diye bakmaksızın herkesi oraya yatırıyor. Biz sendika olarak yıllardır ‘sağlıkta ticaret ölüm demektir’ diyoruz. Bugün de en acı şekilde bu sloganımızın gerçekliğini gördük. Keşke görmeseydik. 2000’li yılların başlarında ortaya çıkmış bir Sağlıkta Dönüşüm Projesi var. Sağlık Bakanlığımız da bu projeden övünerek bahsediyor. Sağlık göstergelerinin ne kadar iyi olduğunu sağlıkta ne kadar geliştiğimizi ne kadar iyi hizmet verdiğimizi durmadan anlatıyor. Ama Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın sonuçlarının böyle olacağını 20 sene önce söylüyorduk. 20 sene sonra Sağlıkta Dönüşüm Projesi ile bunların yaşanıyor olması şaşırtıcı değil. Bu kadar piyasalaşmış ve bu kadar para üzerine kurulu bir sistemde farklı sonuçlar beklemek zaten yanlış olur” dedi.

Kemal Memişoğlu'ndan özel hastane açıklaması Haber

Kemal Memişoğlu'ndan özel hastane açıklaması

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, özel hastanelerle ilgili denetimlerin sürdüğünü ve yapısal reformların Bakanlık gündeminde yer aldığını açıkladı. Bakan Memişoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, sağlık sistemini suistimal ederek vatandaşları ve en değerli varlıkları olan evlatlarını tehdit edenlere göz açtırmamak için süregelen denetimlerin her zamankinden daha sıkı bir şekilde gece-gündüz yapılmaya devam edileceğini vurguladı. Tüm branşlar denetlenecek "Mevcut sağlık hizmetlerimizi hiçbir aksama ve suistimale izin vermeden sürdürürken, Bakanlığımızın denetim ekipleri sadece yenidoğan branşı için değil hastanelerdeki tüm branşların denetlenebilmesi amacıyla tam kapasiteyle sahada olacaktır." ifadesini kullanan Bakan Memişoğlu, şunları kaydetti: "Mevcut denetleme sisteminin güncellenmesi ve her branştan konusunda uzman hekimler ve akademisyenlerden oluşan komisyonlar oluşturulacaktır. Özel hastanelere ilişkin denetimler aralıksız devam ederken özel sağlık kurumlarına ilişkin yapısal reformlar da bakanlığımızın gündemindedir. Bütün dünyanın takdir ettiği sağlık sistemimizi, kişisel çıkarları ve maddi menfaatleri için lekelemeye çalışanlara göz açtırmayacağız. Afetlerde, salgın hastalıklarda büyük fedakarlıklarla görev yapan sağlık çalışanlarımızın itibarını da bir avuç açgözlü çeteye çiğnetmeyeceğiz."

Cerrahpaşa Tıp'ın duvarları resimlerle canlandı Haber

Cerrahpaşa Tıp'ın duvarları resimlerle canlandı

Canlı Duvarlar projesinin koordinatörlüğünü üstlenen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencileri Sena Kara ve Remziye Karaer, Cerrahpaşa Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur’un üstün çabaları ve 70 gönüllü hekim adayının emekleri ile oluşturulan yaşayan duvarlar, hasta çocuklar ve ailelerinin yüzünü güldürdü. Heyecanımız ve motivasyonumuz çok yüksek Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, “Bizler çocuklarımızın sağlığı için tüm gücümüzle çalışırken, gelecek nesillere iyi hekimler yetiştirebilmek için de büyük bir özveri gösteriyoruz. Heyecanımız ve motivasyonumuz çok yüksek. Bizimle aynı heyecanı yaşayan öğrencilerimizin gelecekte iyi birer hekim olacaklarından hiç kuşkum yok. Son derece duygulu ve böylesine iyi hekim adaylarına hocalık ettiğim için de gururluyum” diye konuştu. Hasta çocuklarımızın acılarını unuturcasına duvarlara bakarken gülümsemesi paha biçilemez. Bu duyguyu yaşatan tüm hekim adayı gönüllü öğrencilerimize teşekkür ediyorum” diye konuştu. Mayıs ayında hazırlıklarına başlanan “Canlı Duvarlar” projesi için öğrencilerden özgün tasarımlar toplandı. Proje kapsamında; birbirinden yetenekli Cerrahpaşa Tıp ve Diş Hekimliği Fakültesi öğrencilerinin oluşturduğu CTF sanat topluluğu ve CTF Gönüllü Hekimler Topluluğu aktif rol oynayarak klinik duvarlarını kendi tasarımları, hayal kahramanları ve çizgi film karakterleri ile süsledi.

Van'da geleceğin kardiyologları yetişiyor Haber

Van'da geleceğin kardiyologları yetişiyor

Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaklaşık 3 milyon hastaya hizmet eden Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi, son zamanlarda eğitim programlarıyla da dikkatleri üzerine topluyor. Hastane bünyesindeki Kalp Merkezinde asistan hekimler, anjiyografi işlemlerini gerçeğe yakın bir ortamda pratik yapma fırsatı elde etti. Simülasyon cihazı ile, hekimler anjiyo prosedürlerini öğrenirken, hasta güvenliği üzerinde de risk oluşturmadan deneyim elde edebiliyor. Verilen eğitimler sayesinde geleceğin kardiyologları daha güvenli ve başarılı müdahaleler yapma becerisi kazanırken, aynı zamanda hasta sağlığını koruma adına da önemli bir katkı sunulmuş oluyor. Her türlü alanda eğitim veriliyor Hastane Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, hastane olarak işin eğitim boyutunda da aktif rol aldıklarını kaydetti. Hastane kliniklerinde eğitimler verdiklerini bildiren Başhekim Doç. Dr. Sarıkaya, “Asistanlarımız doktor olduktan sonra hangi alanda ihtisas yapacaklarsa onunla ilgili eğitimler de başlatıyoruz. Bu gün de kardiyoloji kliniğindeyiz. Kardiyoloji kliniğindeki asistan hekimlerimizin eğitim süreçleri başarılı bir şekilde burada yürütülüyor. Süreçte eksiklik oluşmasın diye her türlü alanda eğitim veriliyor. Bugün de simülasyon anjiyo cihazıyla pratiklerini geliştirmeleri açısından böyle bir uygulama yapıldı. Ayrıca asistan hekimlerimiz anjiyo ünitesinde uzman hekimlerimize eşlik ederek eğitimlerini devam ettiriyorlar” diye konuştu.

Bebekler anne karnında enflasyona maruz kalıyor Haber

Bebekler anne karnında enflasyona maruz kalıyor

Son zamanlarda özel hastanelerde artan ücretler birçok vatandaşın cebini yakmaya devam ediyor. Özellikle doğum ücretlerindeki fahiş artışlar, aileleri zorlu tercihler yapmaya itiyor. Devlet hastanelerindeki altyapı eksiklikleri ve hizmet kalitesindeki yetersizlikler nedeniyle daha hijyenik ve konforlu bir hizmet almak isteyen vatandaşlar, özel hastanelere yönelmek zorunda kalıyor. Ancak özel hastanelerdeki fiyat artışları vatandaşları ikilemde bırakıyor. Bu durumu değerlendiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) İzmir Şube Denetleme Kurulu Üyesi Hülya Baran Ulaşoğlu, “Hükümet, vatandaşı devlet hastanesine teşvik etmek yerine, sağlık sigortalarıyla özel hastanelere yönlendiriyor. İlk olarak devlet hastaneleri gözden geçirilmeli, eksikler giderilmeli ve problemler düzeltilmeli. Bu iyileştirilmelerin ardından zaten vatandaş devlet hastanelerine yönelecek ve özel hastanelerdeki ücretler dengelenecek” dedi. ÖZEL HASTANELERE TALEBİ ARTIRIYOR Özel hastanelerdeki doğum ücretlerinin artışını değerlendiren Ulaşoğlu, “Özel hastanelerdeki doğum ücretlerinin artması çok gereksiz çünkü doğum da sağlık da bir insan hakkı. Anayasa’da bile vatandaşın ücretsiz olarak yararlanabileceği bir durum. Ancak bu durum vatandaşların tercihine bırakılıyor. Bakıldığı zaman vatandaşlara ‘Özel hastaneye gitmeyip devlet hastanesine gidebilirsin’ denebilir. Ancak vatandaş devlet hastanesinden memnun olmadığı için özel hastanelere yöneliyor. Randevu bulamayan, hijyenden, doktordan veya sağlık sisteminden memnun olmayan hastalar olabiliyor. Asıl konu da burada başlıyor zaten. Özel hastanelerde, hastalara konfor sunuluyor. Randevu konusunda veya diğer konulardaki problemlere çok nadir rastlanıyor. Bu durumda da vatandaşlar özel hastanelere yöneliyor. Devlet hastanelerindeki yetersizlik, özel hastanelere olan talebi artırıyor. Bu durumda da özel hastanelerdeki fiyat artışları arz-talep doğrultusunda arttırılıyor. Bakıldığı zaman devlet hastanelerindeki tuvaletler yeterli hijyene sahip olamayabiliyor. Örneğin, okullarda sadece 3 gün için temizlik personeli alıyorlar geri kalan 2 gün boş. Bu durumda da okul kir içinde kalıyor. Bu duruma benzer bir şekilde hastanelerde de personel yetersizliğinden dolayı yeterli hijyen olmuyor. Odalar dar ve kötü. Ya da doğum yapacak kişi birkaç kişiyle aynı odayı paylaşmak zorunda kalıyor. Kıdemli ve iyi doktorlarda devlet hastanelerinde yeterli değeri göremeyince özele yöneliyor. Bu sefer devlet hastanesinde iyi doktor bulunamıyor” diye belirtti. GİRİŞTEKİ HESAP ÇIKIŞTAKİNE UYMUYOR Hükümetin devlet hastanelerindeki yetersizliği kontrol altına alması gerektiğini ifade eden Ulaşoğlu, “Televizyonlara baktığımızda sürekli tamamlayıcı sigortalarla karşılaşıyoruz. Bireysel Emeklilik Sistemi ya da Anadolu Hayat gibi sigorta şirketlerinin reklamları çıkıyor. Vatandaş bu duruma özendiriliyor. Özel hastaneler yüksek bir rakam veriyor ancak senin tamamlayıcı sigortan varsa, oradan çok daha rahat ve konforlu bir şekilde yararlanabiliyorsun. Hükümetin yapması gerek özel hastanelere olan sigortalara özendirmek değil. Hükümet, devlet hastanelerindeki sistemi düzeltmeli. Sosyal devlet diyoruz ve sağlık her vatandaşın temel hakkı. Bu reklamlarla özel hastaneler besleniyor. Hükümet, vatandaşı devlet hastanesine teşvik etmek yerine, sağlık sigortalarıyla özel hastanelere yönlendiriyor. İlk olarak devlet hastaneleri gözden geçirilmeli, eksikler giderilmeli ve problemler düzeltilmeli. Bu iyileştirilmelerin ardından zaten vatandaş devlet hastanelerine yönelecek ve özel hastanelere gerek kalmayacak” sözlerine yer verdi. Doğum sürecinin ardından şikayetlerin belirtildiği bir internet sitesinde İzmir’de bir özel hastanede yaşadığı problemi aktaran bir vatandaş ise, “İlk olarak doğum ücreti olan 37 bin 500 TL giriş esnasında fatura verilmeden direkt tahsil edildi. Çıkış yapacağımız gün tahsilatın faturasını talep ettiğimde ise KDV hariç 8 bin 206 TL’nin SGK tarafından karşılandığını, ödememiz gereken karşılanmayan tutarın ise KDV hariç 25 bin 884 TL olduğunu fark ettik. Durumu yetkili kişilere ileterek, 25 bin 884 TL+KDV ödemem gerektiğini, tarafımdan fazla ücret alındığını belirttim. Yapılan dönüş ise hastane politikasının böyle olduğunu, faturayı yasal olarak böyle kesmek zorunda olduklarını ancak benden toplam tutarın hepsinin tahsil edilmesi gerektiğini ilettiler. Yani hem SGK’nın karşıladığı tutarı kurumdan geri alacaklar hem de benden SGK karşılama rakamı dahil toplam tutarı tahsil etmiş oldular. Zaten faturanın içinde bu hizmetlerin tamamı dahildir ki tarafıma ayrıca bir hizmet faturası kesilmedi. İlgili fazla tahsil edilen tutar için önce İl Sağlık Müdürlüğüne akabinde SGK’ya şikâyet kaydı oluşturarak konunun takipçisi olacağım” ifadelerine yer verdi. Öte yandan özel hastanede hizmet almaya devam eden diğer vatandaşlar ise her ay ücretlerin ciddi bir şekilde arttığını dile getirdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.