[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#hayat

hayat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, hayat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Depremzede çift evlatları ile hayata tutundu Haber

Depremzede çift evlatları ile hayata tutundu

Ülkemizde ‘Asrın felaketi’ olarak adlandırılan 6 Şubat depremlerinde, Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde yaşanan ilk depremde, oturdukları apartman hasar gören Bedia-Durmuş Ali Kılınç çifti ile çocukları 7 yaşındaki Neziha, 5 yaşındaki Cafer Efe ile yirmi günlük Umut dışarı çıkarak kurtulurken öğlen saatlerinde yaşanan ikinci depremde sığındıkları kayınbiraderinin evinin çökmesiyle ailenin tamamı enkaz altında kalmıştı. Enkazdan sağ olarak çıkan ve Sivas’ta farklı hastanelere kaldırıldıkları bebeğiyle 20 gün sonra kavuşan 3 çocuk annesi Bedia Kılınç, taburcu olduktan sonra bir hayırseverlerin desteğiyle Sivas’a yerleşerek çocuklarıyla birlikte hayata yeniden tutundu. “Çocuklarım için hayata tutunmaya çalışıyorum” Deprem de eşini, annesini, abla ve eniştesini kaybettiğini söyleyen 37 yaşındaki 3 çocuk annesi Bedia Kılınç, “Zor bir süreçten geçtik halen de geçiyoruz. Her şeye, her zorluğa rağmen yine de çocuklarım için hayata tutunmaya çalışıyorum. Onların yokluğunu arıyorum ama arasam da gelmiyorlar. Yapacak hiçbir şey yok. Deprem anında Umut babasının kucağındaydı. Babası kendini siper etti, üzerine kapandı. Eşim o anda vefat etti. Umut’ta yeniden hayata tutundu. Deprem’de ayaklarım kırılmıştı Umut’u hiç göremedim. 20 gün sonra hastaneye getirdiler. Hastaneden taburcu olduğumda ayaklarım tam anlamıyla iyileşmemişti bu nedenle Umut’u sevgi evine bırakmıştım. Umut’un beni unutmaması, benden soğumaması için her hafta sevgi evlerinden Umut’u bana getirdiler. Allah onlardan razı olsun. Tamamen iyileşmesem de altı ay önce geri aldım” dedi. “Benim gibi hayata yalnız tutunan tüm kadınların da kadınlar günü kutlu olsun” Bazen zamanlar oluyor ki eşimi, annemi, ablamı hepsini arıyorum diyen Kılınç, “Yalnız kaldım. Hepsi benden gitti bir tek bana oldu olan. Üç çocukla hayata tutunuyorum ama çok zor. Allah mekânlarını cennet eylesin. Sosyal hizmetten gelen para ve yardımlarla idare etmeye çalışıyorum, böylelikle çocuklarımla geçinip gidiyorum. Yardım edenlerden de Allah bin kez razı olsun. Tüm kadınların kadınlar gününü kutluyorum. Benim gibi hayata yalnız tutunan tüm kadınların da kadınlar günü kutlu olsun. Ben enkaz altındayken bana kızımın anne diye sesi geldi. O sesi duyunca çok şükür çocuklarım yaşıyor dedim. O anda bana AFAD veya Jandarma tam hatırlamıyorum bir ışık geldi. Lamba uttular abla çocukların yaşıyor dediler. Çocukların için mücadele et çık dediler. Ben kendi çabalarımla dışarı çıktım. Jandarmadan da Allah razı olsun o an gelip bana yardım ettiler. Çocuklarımı da çıkardılar ama ne yazık ki eşim ablam orada vefat etti. Ben o enkazın altındayken kendimi unuttum. Çocuklarım çıkmayacaksa bende çıkmayım diye düşündüm. Çocuklarımın sesini duyunca canıma can geldi o an nasıl çıktım hatırlamıyorum. Çok kötü bir felaketti Allah'ım kimseye yaşatmasın. Üç çocuğumu da rabbim bana bağışladı. Kaybettiklerimin yokluğunu arıyorum ama her şeye rağmen hayata tutunuyorum” ifadelerine yer verdi.

Önce yürüyerek sonra da yüzerek hayata tutundu Haber

Önce yürüyerek sonra da yüzerek hayata tutundu

Hasan (34) ve Narin (31) Erol çiftinin 5 çocuğundan biri olan Muhammet’e doğduğunda nadir görülen çift taraflı 'doğuştan kaval kemiği yokluğu' (Tibial Hemimelia) tanısı konuldu. Erol çifti, evlatlarının tedavisi için Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne gitti ancak bir çözüm bulamadı. 2 yıl önce ise minik Muhammet’in her 2 bacağında da enfeksiyon çıktı ve 2 bacak diz altından kesildi. Küçük çocuk tekerlekli sandalyeye mahkum kaldı. Protezle hayata tutundu Muhammet’in futbol sevgisini bilen anne Narin Erol, oğlunu aylar boyunca Güney Yıldızı Stadyumu’ndaki yaşıtlarının oynadığı Havuzlubahçe Spor Kulübü antrenmanlarına götürdü. Tekerlekli sandalyeden futbol oynayan arkadaşlarını izleyen Muhammet’in futbol aşkı geçtiğimiz yıl İhlas Haber Ajansı tarafından ‘İki bacağı kesilip tekerlekli sandalyeye mahkum kalan Muhammet’in futbol aşkı’ başlığıyla haber oldu. Haberin ardından hayırsever Ogün Sever Okur, aileye destek olarak Muhammet’in protez bacak ücretini ödeyip, küçük çocuğun protezine kavuşmasını sağladı. Önce halı sahada top oynadı, şimdi de yüzmeyi öğrendi Protez bacaklarına kavuştuktan sonra halı sahaya koşan Muhammet, arkadaşlarıyla futbol oynayıp yaşama tutundu. Geçtiğimiz aylarda ise küçük Muhammet, arkadaşlarıyla birlikte havuzda yüzmek istedi. Bunun üzerine küçük çocuğun futbol antrenörü Nevzat Karabulut, Muhammet’i yüzme antrenörü Ali Yılmaz ile tanıştırdı. Ali Yılmaz’ın kısa sürede yüzmeyi öğrettiği Muhammet, önce protezlerine kavuşarak şimdi de yüzerek hayata tutundu. Havuza protez bacaklarını çıkartarak tek başına atlayan ve desteksiz bir şekilde uzun süre yüzebilen küçük çocuk, azmiyle görenleri kendisine hayran bırakıyor. "Yüzmek çok keyifliymiş" İhlas Haber Ajansı’na konuşan Muhammet Erol, "Protez bacaklarımdan sonra koşmaya, top oynamaya başladım. Çok sevindim. Sonra da burada yüzmeyi öğrendim. Yüzmek çok keyifliymiş. Çok mutlu oldum. Önce yürüyerek sonra da yüzerek hayata tutundum" dedi. Muhammet’in futbol antrenörü Nevzat Karabulut, "Muhammet hayata tutunmak istedikçe bizler ona yardımcı olduk. Muhammet başarırsa herkes başarır. Yüzmek çok güzel. Bütün çocuklarımızı yüzme kurslarına bekliyoruz" ifadelerini kullandı. Muhammet’in annesi Narin Erol ise evladı hayata sıkı sıkıya tutunduğu için mutlu olduğunu söyledi. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Adana'da balkondan düşen çocuk kurtulamadı

Oğlu sayesinde hayata tutundu Haber

Oğlu sayesinde hayata tutundu

Balıkesir’de yaşayan ve 2011 yılından bu yana böbrek yetmezliği ile mücadele eden Havva Sağıroğlu, 6 yıldır periton diyalize, son bir yıldır da hemodiyalize bağlı olarak yaşamını sürdürüyordu. Gördüğü tedavilerden dolayı vücudunda bir süre sonra ciddi sıkıntılar yaşamaya başlayan Sağıroğlu'na, kadavradan da nakil çıkmaması üzerine yardım eli oğlundan geldi. Annesine böbreğini bağışlamaya karar veren 21 yaşındaki Hakan Sağıroğlu, durumu ilk olarak annesi ile paylaştı. Organ nakli kararının alınmasından ardından Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Sorumlu Cerrahı Prof. Dr. Murat Demirbaş başkanlığındaki ekip, anneye oğlundan böbrek nakli gerçekleştirdi. Hakan’ın annesi için büyük bir fedakârlık örneği gösterdiğini belirten Prof. Dr. Demirbaş, ’Havva Hanım bize ilk başvurduğunda yaklaşık 7 yıldır böbrek hastasıydı ve diyalize giriyordu. Diyalize girmekten dolayı çok ciddi sıkıntılar olmaya başlamıştı. Kadavradan nakil çıkmaması üzerine artık canlı vericili böbrek nakli arayışı başladı ve sonunda oldu. Oğlu Hakan 21 yaşında. Oğlunun annesine böbrek vermesi çok gördüğümüz bir olay değildir. Bu ameliyatı hastanemizde başarıyla gerçekleştirdik. Havva Hanım da, Hakan da şu anda gayet sağlıklı. Hakan’ın ameliyatını laparoskopik olarak yani kapalı yöntemle gerçekleştirdik. Ameliyat sonrası birinci günde taburcu olacak haldeydi. Annesi ile beraber bugün Balıkesir’e kısmetse taburcu edeceğiz” dedi. Yıllardan beri böbrek yetmezliği yüzünden çok acı çektiğini ifade eden Havva Sağıroğlu, “4 gün oldu ameliyatımı olalı. Şu anda sağlığım çok iyi Serdar Hocam’a ve Murat Hocam’a çok teşekkür ederim. Bir vatandaş olarak milletten istediğim organlarını bağışlaması, hayat kurtarması. Ben hayatıma geri döndüm. Benim gibi bekleyen tüm hastalar da hayatlarına dönebilsinler” şeklinde konuştu. "Annem artık denize girebilecek" 10 yaşından beri annesini makineye bağlı gördüğünü ve bunun kendisi için bir travma olduğunun ifade eden oğlu Hakan Sağıroğlu ise “Bu durumu aşmak 18 yaşından önce aklıma gelmemişti, o dönemler organ nakli konusunu çok bilmiyordum. Yaşım biraz daha ilerledikçe bir şeylerin farkına varmaya başladım. Biz Körfez kasabasında büyüdük. Orada denizi izlediğimiz bir gün annem bana bakıp ‘Hakan, denize girmeyi çok özledim’ demişti. O gün karar verdim, organ nakli imkânımız var ben bir başvurayım dedim. O gece acaba başvursam gençliğimden bir şey çalar mıyım? Diğer gençlerden bir eksiğim kalır mı? Şu güzel yaşlarımı kaybedebilir miyim? diye çok düşündüm. Sonra bağışlama kararını aldım ve anneme danıştım. Annem de o sırada bu hastanede kendi kaydını oluşturmuş ve böbrek sırası bekliyordu. Organ bağışı az olduğu için bize çıkacağını çok düşünmüyorduk" dedi. "Sen anneni yaşatacaksın" Genç bir yaşta olduğu için ailesinin ve arkadaşlarının ilk başta organ naklini istemediklerini ifade eden Sağıroğlu, “Ama bu kişi annemdi ve her şeyden önce bir candı. Birini hayatta tutmak bence çok güzel bir şey. Bu kararı aldıktan sonra hastaneye geldik. Burada koordinatörler vardı beni motive ettiler, çok yardımcı oldular ameliyat konusunda. Sonunda mental olarak böbrek vermeye hazır hale gelmiştim. Her şey güzel geçti, ameliyat gününe kadar sakindim, çok düşünmemeye çalışıyordum. Annemin heyecanlı olduğunu görebiliyordum. Hep gözleri dolardı, sen beni yaşatacaksın, sen annene can vereceksin diye. Ameliyata girdik her şey çok güzel geçti. Ameliyata giren doktorlarımızla abi- kardeş diyaloğumuz oldu. Şu an her şey çok iyi, ayaklandık, annem de ayaklandı. Yürüyoruz. İnşallah her şey daha da güzel olacak. Annem eski haline dönebilecek. Ben de inşallah hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim. Organ bağışlayın insanların hayatını kurtarın, emin olun çok organ bağışı bekleyen insanlar var, herkes sizden bağış bekliyor” diye konuştu. "Nakil olan vatandaşlarımız topluma tekrar katkı sağlıyor’ Süreç boyunca organ naklinde bulunan Hakan Sağıroğlu ve nakil olunan annesinin takiplerini gerçekleştiren Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Prof. Dr. Serdar Kahvecioğlu, ikisinin de sağlık durumlarının iyi olduğu bilgisini verdi. Organ yetmezliği geliştiği zaman bunun en iyi tedavisinin organı yerine koymak yani organ nakli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kahvecioğlu, “Ülkemizde yaklaşık 30 bin civarında organ bekleyen insan var, bu kişiler bir kısmı kalp, bir kısmı böbrek, bir kısmı karaciğer, bir kısmı kornea naklini umutla beklemektedir. Organ nakli olmuş olan birey nakil olmadan önce toplum üzerinde ancak bir destekle hayatını idame ettirebilirken organ nakli olduktan sonra topluma katkı sağlayan bir birey haline geliyor. Mesela daha önce nakil olan öğretmen arkadaşlarımız vardı onlar öğrencilerine kavuşarak yüzlerce öğrenci yetiştirdiler. Topluma hekim olarak katkı sağlayan birçok nakil olmuş hastalarımız var. Organ naklinden sonra toplumdan yardım alan yerine topluma yardım eden insanlar haline geliyor hastalarımız bir süre sonra. Tüm vatandaşlarımızı organlarını bağışlamaya davet ediyoruz” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Balıkesir'de jandarmadan huzur operasyonu

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.