[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#hayvancılık

hayvancılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, hayvancılık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ulusal Süt Konseyi’ne göre 1 litre sütün maliyetinde artış oldu! Çiğ süt maliyetindeki artışlar açıklandı! Haber

Ulusal Süt Konseyi’ne göre 1 litre sütün maliyetinde artış oldu! Çiğ süt maliyetindeki artışlar açıklandı!

Ulusal Süt Konseyi’nin Holstein ırkından elde edilen günlük 20 kg olan çiğ süt verimine göre alınan maliyet, aralık ayında 11,16 TL olarak açıklanmıştı. Bunun ardından genellikle her ayın başında açıklanan maliyet verilerini, USK plansız bir şekilde son dönemde açıkladı ve ocak ayı çiğ süt üretim maliyetine 49 kuruş artış ekleyerek 11,65 TL’ye çekildi. Son bir aylık süreçte 49 kuruş artış yaşandı! Ulusal Süt Konseyi, Holstein ırkı olan hayvanın, günlük 20 kg süt üretimine göre ocak ayında belirlenen çiğ süt üretim maliyetini 11,65 TL olarak açıkladı. Ulusal Süt Konseyi, aralık ayında tespit etmiş olduğu çiğ süt üretim maliyetini 11,16 TL olarak açıklamıştı. Ulusal Süt Konseyi ’nin yapmış olduğu hesaplamaya bakıldığında ise son bir ayda 1 litre sütün üretim maliyetinde 49 kuruşluk artış gözlemlendi. Ülkemizde yaşanmakta olan yüksek enflasyon oranından dolayı girdi maliyetlerinde sürekli olarak artış yaşanırken, Ulusal Süt Konseyi ’nin son bir ayda belirlenen verilerde çiğ süt üretim maliyetinde yalnızca 49 kuruşluk bir artış hesaplaması dikkat çekti. Gerçekle örtüşmeyen maliyet hesabı hayvancılığa darbe vuruyor! Ulusal Süt Konseyi ile TÜSEDAD’ın çiğ süt maliyetlerine ilişkin aradaki makas git gide açılırken, Ulusal Süt Konseyi ’nin piyasa normalleri ile örtüşmeyen maliyet hesabından dolayı ülke hayvancılığına büyük bir darbe vurulmuş oluyor. TÜSEDAD’ın Aralık-Ocak ayında çiğ süt üretim maliyetine ilişkin en düşük hesaplama bile 1 TL olarak artarken, Ulusal Süt Konseyi ’nin ise yalnızca 49 kuruşluk bir artış belirlemesi, Ulusal Süt Konseyi ’nin maliyet hesabının piyasa normallerinden ne kadar kopuk hazırlandığını gözler önüne seriyor.

Aliağa'da yerli ve milli çeşitler hayvancılığa katkı sağlıyor Haber

Aliağa'da yerli ve milli çeşitler hayvancılığa katkı sağlıyor

Proje ile üreticilere Tarım ve Orman Bakanlığı hibesiyle verilen Silajlık Soya Yerli Çeşit Yeşilsoy ve Silajlık Mısır FAO 500-550 çeşitlerinin ekimi 2023 yılı başında Aliağa ilçesinde yapılmıştı. Projenin hasat ve tarla günü de yine Aliağa’da Proje faydalanıcılarından üretici Barış Taş’ın tarlasında gerçekleşti. Tarla gününe İzmir Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Şahin, Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü temsilcileri ve üreticiler katıldı. Proje hakkında konuşan İzmir Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Şahin verimi yüksek Silajlık Soya Yem Bitkisinin tanıtılması amacıyla yola çıkılan proje ile yüksek protein oranına sahip kaba yem elde edildiğini ve Hayvancılığın en önemli girdilerinden kaba yem ihtiyacını karşılamada üreticilerin kendi yemini üretmelerinin önemine değindi. Şahin “Bakanlığımız Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı Bünyesinde Yürütülen Yenilik Yayım Projesi kapsamında İlçe Müdürlüğümüzce hazırlanan ve Bakanlığımızca onaylanan Protein İle Enerji Bir Arada Soya ve Mısır Silajı Projesi 2023 yılında uygulamaya konulmuştur. Silajlık soya bitkisi için kullanılan tohumlar Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen yerli ve milli çeşidimiz Yeşilsoy’dur. Bugün Aliağa Yukarı Şakran mahallemizde üretim yapan Barış Taş’ın tarlasındayız. Çiftçimize 50 kg Yeşilsoy çeşidi Silajlık Soya verilmiş ve 5 Dekar alanda ekimi yapılmıştır. Üreticimiz çeşidin veriminden ve alınan sonuçtan gayet memnun, bu başarılı sonucu diğer yetiştiricilerimize de aktararak çeşidin yaygınlaştırılmasını ve kaba yem ihtiyacı noktasında yetiştiricilerimizin maliyetini azaltmayı hedefliyoruz” dedi. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Aliağa'da Örnekkent Mahallesi kuruldu

Prof. Dr. İhsan Çiçek'ten orman yangınlarıyla mücadele için öneri Haber

Prof. Dr. İhsan Çiçek'ten orman yangınlarıyla mücadele için öneri

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde öğretim üyesi olan Çiçek, AFAD Risk Belirleme ve Önlem Dairesince yürütülen, "Türkiye'de İklim Değişikliğinden Kaynaklanan Afet Risklerinin Azaltılması ve Uyum Konusunda AFAD'ın Kapasitesinin Artırılması Teknik Destek" projesi kapsamında önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi. Orman yangını, şiddetli yağış, kuraklık, sıcak ve soğuk hava dalgası, fırtına gibi afetlerin analizlerini gerçekleştirdiklerini ifade eden Çiçek, orman yangınlarını analiz etmek için indeks kullanarak, 26 bin noktadaki sıcaklık, nem, rüzgar koşullarını incelediklerini vurguladı. Yüzeyde birikecek enerjiyle yangına sebebiyet verecek enerji miktarını hesap ettiklerini aktaran Çiçek, küresel iklim değişikliğine bağlı şiddetli rüzgar ve kuraklık nedeniyle Akdeniz havzasında orman yangınlarının gittikçe artan eğilimde olduğunu belirtti. Orman yangınlarını önlemek için neler yapılabileceği yönünde eylem planları hazırladıklarını dile getiren Çiçek, şunları kaydetti: "Kurak dönemlerin ve rüzgar hızının artmasına bağlı orman yangınları riski artıyor. Yüksek sıcaklıklar daha kuru koşullar, daha az yağış ormanın zemininin zamanından önce kurumasına sebebiyet veriyor. Bu da normalde haziran-eylül döneminde yaygın olan orman yangınlarının artık mayıs-ekim arasına kaymasına neden oldu. Orman yangını sezonu uzadı. Özellikle Antalya için kuzey ve kuzeybatıdan gelen sıcak ve kuru rüzgarlar yangınları alevlendiriyor. Bunu Manavgat yangınında yaşadık." Ormanın altındaki örtüyle mücadele edilmeli Yangınların büyük bölümünün insan kaynaklı olduğuna değinen Çiçek, şöyle devam etti: "Orman yangınlarının çoğunluğu, ağaçların altındaki ölü bitki örtüsünden başlar. Bu örtü yangınları sonra gövdeye ve ağacın taç kısmına yayılarak daha büyük alanın yanmasına neden oluyor. Özellikle yol kenarlarında cam gibi şeyler güneş ışığını alarak kendiliğinden ölü örtüde yangına neden oluyor. O yüzden küçükbaş hayvan ormana girdiğinde bu ölü örtüyü otlayarak ortadan kaldırdığı ya da kütlesini azalttığı için orman yangınını önlemiş oluyor. Bunun önemi anlaşıldı. Bir zamanlar keçi ve türevlerinin zarar verdiği düşüncesiyle ormanların çevresine çit yapılır, ormana girmesi engellenirdi. Ancak orman mühendislerinin yaptığı ve bizim proje kapsamında kabul ettiğimiz eylem planına göre küçükbaş hayvanların kontrollü şekilde ormanda otlatılması, bunun yaygınlaştırılması gerekiyor. Böyle yaptığınızda hem orman köylüsüne ekonomik getiri sağlarsanız hem de ormanın altındaki örtüyle mücadele ederek, korunmasına yardımcı olursunuz." Çiçek, yangın sonrası kendiliğinden üreyecek yangın direnci yüksek bitkilerin özellikle yol kenarlarına, insan faaliyetinin yüksek olduğu alanlara ve yerleşim yerlerinin çevrelerine dikilmesini önerdi. Yangının yayılmasını engelleyecek bantların oluşturulmasının önemine işaret eden Çiçek, "Köylerin etrafında en az 30-40 metrelik bantla ormansızlaştırma hem yerleşim yerinden yangının ormana sıçraması hem de orman yangınının köyü tehdit etmesinin engellenmesi açısından önemli." dedi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Kuraklık alarmı: Türkiye'nin su varlığını ve biyoçeşitliliğini tehdit ediyor

İnegöl'de küçükbaş hayvancılık festivali başlıyor Haber

İnegöl'de küçükbaş hayvancılık festivali başlıyor

Sanayisiyle olduğu kadar tarım ve hayvancılık alanında ortaya koyduğu başarıyla da dikkat çeken İnegöl, 2 yıldır ülkenin en kapsamlı Küçükbaş Hayvancılık Festivaline ev sahipliği yapıyor. İnegöl Kıvırcığı adı ile bilinen bölgeye has kıvırcık koyun türünün ulusal ve uluslararası alanda tanıtımı ve küçükbaş hayvancılık sektörünün geliştirilmesi adına yapılan festival, bu yıl 3’üncü kez düzenlenecek. 3. Küçükbaş Hayvancılık Festivali 29 Eylül Cuma günü başlayıp 01 Ekim Pazar akşamı son bulacak. Alanyurt Pazar yerinde gerçekleştirilecek festivalde; hayvancılık sektörüyle ilgili eğitim ve seminerler, ırklar arası koç yarışmaları, Ulusal Yerli Tavuk Irkları Gösterisi gibi pek çok renkli etkinlik yer alacak. İnegöl Belediyesi uhdesinde İnegöl Küçükbaş Hayvan Damızlık Yetiştiricileri Derneği ve Türkiye Süs Tavukları ve Bahçe Hayvanları Federasyonu ile İnegöl derneği iş birliğinde gerçekleştirilecek festivalin açılış töreni Cuma günü 14.00’da yapılacak. 3. Küçükbaş Hayvancılık Festivalinin Cuma günü yapılacak açılışına tarım ve hayvancılık alanında tanınmış sosyal medya fenomenleri de katılacak. Açılış günü; Gezenoğlak olarak bilinen Elif Akçivi, Nurgül Akdoğan, Merve Gülistan Aydın, Günay Uslu, Köylü kızı olarak bilinen Nida Elif Selci, Sütçü Tezene olarak bilinen Sema Mihaliç ve Hatice Andaç festival açılışında İnegöl’de bulunacak. Belediye Başkanı Alper Taban, 3. Küçükbaş Hayvancılık Festivaline tüm ilçe halkını davet etti. Başkan Taban, “Bu yıl şehrimizde Küçükbaş Hayvancılık Festivalimizin 3’üncüsünü düzenliyoruz. Küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi adına birtakım adımlar atmaya çalışıyoruz. İnegöl’ümüzde 60 bin küçükbaş hayvan var. Festivalimiz 29 Eylül’de başlayıp 3 gün sürecek. Türkiye’nin en başarılı damızlık üreticileri ve ekipman üreticilerini şehrimizde ağırlayacağız. 120 farklı padok alanında 25 farklı ırkta 750 adet küçükbaş hayvan sergilenecek. 25 bin üzerinde ziyaretçi hedefimiz var” dedi. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: İnegöl Terkinler çetesine jandarmadan rekor sayfalı fezleke

İZTO’da tarım ve hayvancılık sektörünün sorunları konuşuldu Haber

İZTO’da tarım ve hayvancılık sektörünün sorunları konuşuldu

Gıdaların tarladan soframıza gelmesinin çok yakında bir kriz haline geleceğini öngören üreticiler, akademisyenler, iş insanları, gıda mühendisleri ve ziraat mühendisleri İzmir Ticaret Odası’nda düzenlenen Tarım ve Hayvancılık Çalışma Komitesi Toplantısı’nda buluştu. Sektörün sorunlarını net bir şekilde tespit etmek için bir anket düzenlemeye karar veren Çalışma Komitesi, sonrasında çalışmalara hızla başlayarak çözüm yolları arayacak. İzmir Ticaret Odası’nda (İZTO) düzenlenen Tarım ve Hayvancılık Çalışma Komitesi Toplantısı’na, İZTO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin Çakan, İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer, İZTO Meclis Üyesi ve Çalışma Komitesi Başkanı Günay Baysal, Çalışma Komitesi Başkan Yardımcısı Nilüfer Yalman, İZTO Meclis Üyeleri Ahmet Dönmezler, Ali Osman Öğmen, Feyzi Başdaş, İbrahim Güdüm, Saniye Fıçı, Şevket Akçay, , Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal, İzmir Kalkınma Ajansı, Ziraat Odaları, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Manisa İl Koordinatörlüğü Temsilcileri ile İZTO komite üyeleri katıldı. ÇAKAN: SU ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNDE BAŞARILI PROJELERE İMZA ATTIK Tarım ve Hayvancılık sektörünün bir araya gelmesinin memnuniyet verici olduğunu ifade eden İZTO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin Çakan, “Bilimsel veri ve sistematik bir çalışma olmadan, deneyimli sektör paydaşları bir araya gelmeden sorunlarımızı çözme ve başarılı olma ihtimalimiz pek mümkün değil. Bu yüzden İzmir Ticaret Odası olarak, sektörün tüm paydaşlarını buluşturmayı çok önemsiyoruz. Benzer bir çalışmayı su ürünleri sektörümüz için de yaptık. Çok faydasını gördük. Tarım ve Hayvancılık Çalışma Komitesi’nin de aynı başarıyı göstereceğine inanıyorum” dedi. BAYSAL: ÇİFTÇİMİZİN ALIN TERİ İÇİN ÇALIŞACAĞIZ Tarımda ve tarıma dayalı sanayilerde sıkıntıların olduğunu söyleyen İZTO Meclis Üyesi ve Çalışma Komitesi Başkanı Günay Baysal, “Tarıma ve hayvancılığa emek veren tüm paydaşları bu komisyonda görmeyi çok arzu ettik. Sizleri davet ettik. Taşın altına elimizi ne kadar koyarsak İzmir’in, Türkiye’nin tarımına o kadar faydamız olacaktır. Atatürk’ün de dediği gibi ‘Köylü milletin efendisidir’ Çiftçimizin alın terinin ülkemize katkı sağlaması için elimizden geleni yapacağız. Yetkili mercilere durumu aktarıp çözüm üretebilirsek ne mutlu bize” şeklinde konuştu. YALMAN: İZMİR TARIM VE HAYVANCILIKTA TÜRKİYE’NİN LOKOMOTİFİ İzmir’in tarım ve hayvancılıkta Türkiye’nin lokomotif kentlerinden biri olduğunu vurgulayan Çalışma Komitesi Başkan Yardımcısı Nilüfer Yalman ise, “Dokunduğumuz her şey insanların sofralarına ulaşıyor. Tarladan çatala tüm süreci sektör paydaşları ile masaya yatırarak, çözüm önerilerimizi sunacağız. Doğru toplantılar ve doğru hedeflerle başarılı olacağımıza inanıyorum.” dedi. ÖĞMEN: KÜÇÜK İŞLETMELER ÜRETİMDEN ÇEKİLİYOR Tarım ve hayvancılığın her şeyden önemli olduğuna dikkat çeken İZTO Meclis Üyesi Ali Osman Öğmen, “Tahıl koridorunun tüm dünyada konuşulduğu bir dönemde sektörün önemini çok daha iyi anlıyoruz. Yaşanan kriz nedeniyle küçük işletmeler üretimden ne yazık ki çekiliyor. Bunun sıkıntılarını ileride hep birlikte yaşayacağız. Komitemizin sorunları en doğru şekilde tespit edeceğine ve projeler üreteceğine inancımız tam” diye konuştu. Konuşmaların ardından sektör temsilcileri ivedilikle çözülmesi gereken sorunlar ile ilgili istişarede bulundu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- İZTO'dan İzmir'e dijitalleşme adımı

Buca ‘çiftçilik’ için büyük tahsise hazırlanıyor Haber

Buca ‘çiftçilik’ için büyük tahsise hazırlanıyor

TENZİLE AŞÇI   Son yıllarda üretim ve sürdürülebilirliğe ilişkin çalışmalar artarken belediyeler de sürdürülebilirlik ve üretim çalışmaları için kolları sıvamıştı. Birçok belediye, üretim faaliyetlerini desteklemek için yetki alanındaki üreticilere nakdi, tohum ve fidan gibi destekler verirken bazı belediyeler de kendi bünyelerinde üretim çalışmaları için harekete geçti. Son olarak, geçtiğimiz yıllarda çiftçilik faaliyetlerinde atılım yapan Buca Belediyesi, çiftçiliğin özendirilmesi, tarımsal ve hayvancılık faaliyetleri için büyük bir adım atmaya hazırlanıyor. Belediye, çiftçilik faaliyetlerinin özendirilmesi ve belediye bünyesinde yapılan faaliyetlerin geliştirilmesi için, yüzde 100 hissesi belediyeye ait olan Üzüm Kent İmar İnş. San. ve Tek. Hizmetler A.Ş.’ye 9 bin 37 metrekarelik alanı tahsis etmeye hazırlanıyor. Ayni sermaye olarak tahsis edilecek alanda kompos tesislerin kurulması, seracılık, yumurta tavukçuluğu ve diğer çiftçilik faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi planlanıyor. Tahsis önergesi, 5 Temmuz’da gerçekleştirilecek meclis toplantısında gündeme getirilerek meclis üyelerine sunulacak. İlgili önergede şu ifadelere yer verildi; “Üzüm Kent İmar İnş. San. ve Tek. Hizmetler A.Ş.’nin dilekçesi ve ekinde sunulan yönetim kurulu kararı ile, “Mülkiyeti Belediyemize ait bulunan Kaynaklar 29 Ekim Mahallesi eski 1527 parsel yeni 52105 ada 65 parsel nolu 9.037,82 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Ticaret Mahkemesinin belirleyeceği bedel üzerinden sermayesinin %100’ü Belediyemize ait olan Üzüm Kent İmar İnş. San. Tek. Hizm. A.Ş’ye “İlçemizdeki çiftçiliğin özendirilmesi ve gelişmesi amacıyla kompos tesislerin kurulması, seracılık, yumurta tavukçuluğu ve diğer çiftçilik faaliyetlerinde kullanılmak üzere Ayni Sermaye olarak tahsisi konusundaki talepleri üzerine 05.04.2023 tarih ve 2023/39 sayılı Meclis Kararı ile 52105 ada 65 parsel nolu taşınmazın söz konusu şirkete ayni sermaye olarak verilmesinin “Kabulüne” karar verilmiştir. Üzüm Kent İmar İnş. San. ve Tek. Hizmetler A.Ş.’nin dilekçe ile yukarıda ada, parsel ve yüzölçümü bilgileri verilen Belediyemiz taşınmazının, mülkiyetinin Üzüm Kent İmar ve İnş. San. Teknik Hizmetler A.Ş.’ye devir edilmek suretiyle Ayni Sermaye olarak konulması talep edildiğinden; 05.04.2023 tarih ve 2023/39 sayılı Meclis Kararının, Belediyemize ait 52105 ada 65 parsel nolu 9.037,82 m2’lik taşınmazın “intifa hakkı” suretiyle ayni sermayeye konu edilecek ise süresinin belirlenmek suretiyle, “TASHİH” edilmesini, Mülkiyetinin devri şeklinde ayni sermaye artışına konu edilecek ise anılan Meclis kararının bu yönde TASHİH edilmesi istemine dair önerge”

Kurbanlık seçerken dikkat edilmesi gerekenler Haber

Kurbanlık seçerken dikkat edilmesi gerekenler

Kurban Bayramı'na sayılı günler kala vatandaşlar hayvan pazarlarına gelerek kurbanlık büyükbaş veya küçükbaş hayvanlarını seçip satın almaya devam ediyor. Kurban pazarlarındaki yoğunluk sürerken vatandaşlar özellikle hisseli olarak büyükbaş hayvanlara daha çok ilgi gösterdi. Buca Kaynaklar'da bulunan hayvan pazarında büyükbaş hayvanların fiyatı 30-150 bin lira arasında değişirken, şehir dışından İzmir'e hayvanlarını satmak için gelen üreticiler de satışların iyi olduğunu söyledi. ''HAYVAN SAKATSA KURBAN KABUL OLMAZ'' Kurbanlık hayvan satın almak isteyen vatandaşlar, hisseli olarak kurbana dahil olabildikleri için daha çok büyükbaş hayvana ilgi gösteriyor. Üreticiler ise büyükbaş hayvanları seçerken nelere dikkat edilmesi konusunda vatandaşlara tavsiyelerde bulundu. Sivas'ın Yıldızeli ilçesinden gelen Engin Erdoğan, "Hayvanı dikkatlice incelediğimizde gözünün, kulağının sağlam olmasına dikkat etmemiz gerekir. Vücudunda herhangi bir kırık, çatlak, yürümesine engel olan bir şey var mı diye bakmalıyız. Hayvan sakatsa zaten kurban kabul olmaz. Et olarak, tosun eti daha güzeldir daha sıkıdır. Kurbanlık seçerken de hayvanın yürüyen hayvan olmasına dikkat edilmelidir. Yürüyen hayvanın eti besi hayvanına göre daha lezzetli olur. Hayvanın tırnaklarına kadar bakmamız gereklidir, tırnakları eğer düzse o yürüyen hayvandır; uzamışsa besi hayvanıdır. Kurbanlık hayvanın sakat olmaması lazım; gözü, kulağı, boynuzu, her şeyi sağlam olmalı. Bunların bir tanesi yerinde olmadı mı zaten o kurban sayılmaz" dedi. Batman'dan İzmir'e kurbanlık hayvanlarını satmaya gelen üretici Osman Koç ise, "Hayvanın iri olması değil, yaşının dolması lazım. Bunu da dişlerinden anlayabiliriz; alttaki iki dişinin açmasından da hayvanın kurbanlık yaşına geldiğini anlayabiliriz. İnsanları hayvanın boyuna bakıyorlar ama dişlerine bakmıyorlar. Sonuçta kurban ibadetimizi yerine getiriyorsak bu hususa dikkat etmemiz gerekir" diye konuştu. HAYVANCILAR ÜMİTLİ Kurbanlık hayvan bakmaya gelenin olduğunu ama bütün hayvanlarını henüz satamadıklarını söyleyen hayvancılar, son günlerden ümitli. Üreticilerden Mehmet Günay, "Batman'dan geldik. Pazara ilk geldiğimizde umduğumuzu bulamamıştık ancak şu anda satışlar çok iyi. Bayram akşamına kadar hayvanın kalmayacağını ümit ediyoruz. 56 hayvanla İzmir'e geldim, 13 tane kaldı. İlk gün pazarlıkta çok fazla fiyat kırmadık ama şimdi mecbur kırıyoruz fiyatları çünkü hayvanların elimizde kalmaması gerekiyor. En ucuz kurbanlık 30 bin, en pahalısı da 140 bin lira" dedi. İzmir'e kurbanlık hayvanlarını satmak için gelen Muş'un Malazgirt ilçesi Saltukgazi Mahallesi Muhtarı İhsan Eren ise, "28 tane hayvanla geldik, 16 hayvan sattık ve 12 tane kaldı. Taban fiyatları pahalı olduğu için açıkçası bu sene umduğumuzu bulamadık. Vatandaş da oldukça haklı. 2005'ten bu yana her bayram öncesi İzmir'e geliyorum. Bayramdan 3 4 gün önce benim hayvanlarım bitiyordu ancak bu sene o kadar olmadı" ifadelerini kullandı. İHA

Köyler boşalıyor şehirler kirleniyor Haber

Köyler boşalıyor şehirler kirleniyor

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER Türkiye tarımını ayakta tutan küçük üretici son yıllarda zor zamanlar geçiriyor. Öyle ki tarımsal üretimin giderek zorlaşması nedeniyle tarımdan gelir elde edemeyen köylü üreticiler, üretim alanlarını bırakarak kente göç ediyor. Konuyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulunan Susitaş Su Ürünleri ve Sanayi Mamulleri İhracat Ticaret A.Ş. kurucusu Cihangir Hür, küçük tarım alanlarındaki küçük üreticinin ürettiği ürünlerin fiyatlarının arttığını ve yeterli alıcı bulamadığını söyledi. Küçük tarım arazilerinin boş kaldığını vurgulayan Hür, genetiğiyle oynanan tohumların geliştirildiği, hastalıklara dayanıklı ürünler yetiştirmek için çeşitli ilaçların tarımda kullanıldığını dile getirdi. Hür, küçük tarım arazilerinin boş kalmaması için Toplulaştırma Kanunu’nun uygulanılması gerektiğinin de altını çizdi. TARIM YAPAN NÜFUS AZALIYOR Ülkede tarım yapan nüfusun hızla azaldığını belirten Hür, gıda üreticileri sorunlarının tüketicileri de yakından ilgilendirdiğini vurgulayarak, “Büyük şehirler yeni tarım alanlarını şehir dışına bırakmaya başladı. Şehirleşme, tüketim miktarlarının artmasına neden olurken tarım yapan nüfusun azalıyor. Böylelikle kitleler halinde şehirleşen köylülerin boşalttığı küçük araziler boş kalıyor. Teknik aletlerin ve makinelerin gelişmesi, genetiğiyle oynanan tohumların geliştirilmesi, hastalıklara dayanıklı ürünler için ilaçların tarımda kullanılması ile göz alıcı sebze ve meyvelerin miktarları artırılıp maliyetleri düşürülüyor. Diğer taraftan gıdanın doğal kokusunu kaybederek içindeki mineral ve vitaminlerinin değişmesine neden oluyor. Cazip sunumlar neticesinde insanlar yeni alışkanlıklarına uygun buldukları bu gıdaları hızla tüketiyor. Ayrıca büyüyen pazar haksız rekabetin çoğalmasını beraberinde getiriyor. Haksız rekabetin getirdiği riskler hepimizi zengin fakir ayırt etmeksizin ilgilendirmektedir. Gıda üreticileri sanayicileri sorunları tüketicileri de yakından ilgilendiriyor. Çünkü, gelişmiş şehirlerde yaşayan tüm insanların atıkları tarım alanlarına akıyor veya karışıyor. Yer üstü ve yer altı suları kirleniyor” ifadelerine yer verdi.  TOPLULAŞTIRMA KANUNU UYGULANABİLMELİ Gıda sanayicileri olarak tüketicilere, genetiği ile oynanmamış, ilaç kalıntısı olmayan gübre ile şişirilmemiş, raf ömrünü uzatmak amacıyla içindeki vitaminlerin yok edilmemiş ekonomik gıdalar sunabilmek için bir araya gelmeleri gerektiğini söyleyen Hür, “Tarımın ve tarıma dayalı gıda üretiminin yaşamımızdaki olumsuzlukları gidermek için meslek sahiplerinin örgütlenmesi gerekiyor. Ayrıca ortak mutabakata varılarak, sorunları tüm ülke çapında yetkililere sunmalı ve önerilen çözüm yolunun uygulamaya sağlamada yeterli baskı grubu oluşturmalıyız. Ayrıca küçük tarım arazilerinin boş kalmaması için Toplulaştırma Kanunu’nun uygulanabilirliğini sağlayarak hayata geçmesini beklemekteyiz” şeklinde konuştu. DÖRT DUVAR ARASINDA YAPILMAMALI Hayvancılığın meralarda değil, dört duvar arasında yapıldığını hatırlatan ve bu konuda çeşitli uyarılarda bulunan Hür, “Plansız şehirleşme oluyor. Büyük şehirlerin çevresinde bulunan, akan derelerin hiçbirisi temiz akmıyor. Çünkü temiz akması gereken sulara fabrikaların, konutların kirli suları bulaşıyor. Bu sularla maalesef tarım yapılıyor. Kentlere yakın yerlerde bu sularla yapılan tarım maalesef tüketicileri zehirliyor. Mesela hayvancılık meralarda yapılması gerekirken, dört duvar arasında yapılıyor. Burada ortaya çıkan zehirli gazlar hava ve doğaya karışıyor. Havayı soluyoruz, bu sebeple hasta insan sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.