[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bakan Şimşek'ten Haber

Bakan Şimşek'ten "asgari ücret" açıklaması

Şimşek, Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından gerçekleşen toplantıda Türkiye ekonomisi hakkında değerlendirmeler yaptı. Asgari ücret hakkındaki bir soru üzerine Şimşek, "Asgari ücret sendikaların, işverenlerin ve hükümetin müzakereleri sonucu belli oluyor, şu aşamada benim yorum yapmam uygun olmaz. Sendikaların, işverenlerin ve hükümetin rekabet gücünü belirli bir düzeyde koruma konusunda duyarlı olacaklarına eminim. Bu nedenle herhangi bir rakam hakkında konuşarak süreci önceden yorumlamak doğru olmaz." dedi. Cari açıktaki daralma Türkiye'nin zorlu coğrafyasına rağmen başarıldı Türkiye ekonomisindeki ilerlemeye de değinen Şimşek, son 12 ayda bazı alanlarda büyük ilerlemeler gösterdiklerini, bazı alanlarda hedeflerin çok ilerisinde olduklarını ifade etti. Şimşek, bir numaralı önceliğin fiyat istikrarını sağlamak olduğunu ve bunun da zaman aldığını aktardı. İkinci önceliklerinin mali disiplini yeniden tesis etmek olduğuna vurgu yapan Şimşek, başka bir önceliklerinin de cari açığı daraltarak daha sürdürülebilir bir dış denge sağlamak ve en önemlisi yapısal reformları oluşturmak olduğunu aktardı. Şimşek, cari açıktaki daralmanın Türkiye'nin içinde bulunduğu zorlu coğrafyaya rağmen başarıldığını kaydederek, hedeflerinin bunu sürdürülebilir kılmak olduğunu, bunun da yapısal dönüşümü gerektirdiğini belirtti. Türkiye'nin rezervlerini de yeniden inşa ettiğini vurgulayan Şimşek, bunun bir kısmının Türk şirketlerinin ve hane halkının Türk lirasına olan artan güveniyle ilgili olduğunu belirtti. Gelecek yıl dönüm noktası olacak Şimşek, vergi tabanını genişlettiklerini ve deprem dışı harcamalara güçlü bir kontrol sağladıklarını aktararak, gelecek yıl cari açığın GSYH'ye oranını yüzde 3 civarına düşürmek istediklerini kaydetti. Enflasyonu düşürmek istediklerine dikkat çeken Şimşek, "Merkez Bankasının enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmesine yardımcı olmak istiyoruz. Reformlar için mali alan yaratmak istiyoruz." diye konuştu. Şimşek, reformların maliyetine işaret ederek, dijital, yeşil ve sanayide dönüşüm gibi reformların kaynak gerektirdiğini vurguladı. Dış ve iç şoklara karşı da tamponlar yaratmak istediklerini kaydeden Şimşek, "Gelecek yıl dönüm noktası olacak. Enflasyonu düşürme konusunda maliye politikası daha güçlü devreye girecek, önemli bir negatif mali itki olacak." dedi.

Maliyeden yasa dışı bahis ve suç gelirlerinin aklanmasına karşı kesintisiz mücadele Haber

Maliyeden yasa dışı bahis ve suç gelirlerinin aklanmasına karşı kesintisiz mücadele

Hazine ve Maliye Bakanlığı, suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi açısından da önem taşıyan yasa dışı bahis ve kumarla mücadelesini kesintisiz devam ettirirken Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) da 2022-2024 yıllarında 280 binden fazla banka hesabının yasa dışı bahis tahsilatı için kullanıldığını ve bu paranın suç örgütlerine gittiğini tespit ederek tedbir aldı. Yasa dışı bahis ve sanal kumarla mücadele, suç gelirlerinin transferinin ve aklanmasının önlenmesi açısından büyük önem arz ediyor. MASAK, yasa dışı bahis tahsilatlarının ödeme ve elektronik para kuruluşlarında toplandıktan sonra banka hesaplarına aktarıldığını ve bu tutarların kripto varlıklara dönüştürülerek suç örgütü yöneticilerine iletildiğini tespit etti. Kurum tarafından, 2022-2024 yıllarında 280 binden fazla banka hesabının bu amaçla kullanıldığı tespit edilirken banka hesaplarını kullandıran kişilerle ilgili bilgi adli makamlara ulaştırıldı. Bu kapsamda, "Acarbet, Atlasbet, Avrupabet, Nakitbahis, Palacebet, Perabet, Ultrabet, Meritking, Meritslot" gibi çeşitli adlarla faaliyet gösteren yasa dışı bahis ve kumar sitelerinin tahsilat yaptığı 1 milyondan fazla ödeme ve e-para hesabı kapatıldı. 3 binden fazla sanal POS için kapatma işlemi Yasa dışı bahis tahsilatı hedefiyle kullanılan 3 binden fazla sanal POS için kapatma işlemi gerçekleşti, bunlardan temin edilen tutarların kripto varlıklara dönüştürülmesi amacıyla açılan paravan kripto varlık hizmet sağlayıcı olduğu tespit edilen bir firmanın kapatılması sağlandı, durum adli makamlara iletildi. Geçen yıl yasa dışı bahis şüphesi taşıyan yaklaşık 500 milyon lira ve 5,5 milyon dolarlık işlem, teşebbüs aşamasında engellendi ve Cumhuriyet başsavcılıklarına bilgi verildi. Bu yıl da güvenlik ve adli birimlerle iş birliği halinde çalışılarak Sibergöz-46 Operasyonu'nda yaklaşık 7 milyar liralık haksız kazanç tespit edildi. Türkiye'nin en büyük siber operasyonu olarak kayıtlara geçen Sibergöz-14 operasyonunda da milyarlarca lira değerinde suç gelirine el konulması sağlandı. Yasa dışı bahis tahsilatlarını yapan ve finansal sistemde binlerce hesabı kiralayarak ya da çalarak suç örgütlerine aktarımına aracılık eden iki büyük organize suç oluşumunun finansal akışları kesildi. Organizasyon yöneticileri ile finansal altyapıyı kuran, yazılım ve donanım işlemlerini gerçekleştiren kişilerin bilgileri adli makamlara aktarıldı. Milli Piyango’dan sitelere tedbir Milli Piyango İdaresi (MPİ) tarafından da illegal olarak gerçekleşen her türlü şans oyununu ve bahsi sanal ortamda oynatan internet siteleri tespit edilerek Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) ihbar ediliyor. Geçen yıl 168 bin 30 ve bu yılın ocak-eylül döneminde 183 bin 260 siteye yönelik tespit yapıldı ve erişim engeli getirilmesi için ihbarda bulunuldu. Bu yıl aylık ortalama 20 bin civarında site için tedbir alındı. Yılın 9 ayında erişimi engellenen sitelerin 98 bininin ABD menşeli, 32 bininin Ermenistan ve 12 bininin Hollanda kaynaklı olduğu görüldü. Sanal Ortamda Oynatılan Talih Oyunları Hakkındaki Yönetmelik'in yürürlüğe girdiği 2006 yılından bugüne kadar 422 bin 594 site için ihbarda bulunuldu ve bunların 393 bin 13'ü için erişim engeli tedbirinin uygulanması sağlandı. Yeni suç duyurusu MPİ, 2016-2023 döneminde erişimin engellenmesini sağlandığı halde farklı isimlerle faaliyet göstermeye devam eden 168 bin site hakkında yasal işlem yapılmak üzere şubatta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Bu sitelerle ilgili adli süreç sürüyor. 2021-2024 döneminde 739 defa erişim engeli getirilen Meritking, Meritbet, Meritslot gibi çeşitli adlarla faaliyet gösteren internet siteleri hakkında da suç duyurusunda bulunuldu. Ocak-eylül döneminde de erişim engeli getirilen sitelere delillendirme çalışmaları sürüyor. Bu sitelerin yetkilileri ile yasa dışı faaliyetler için para transferine aracılık yapanların cezalandırılması için yeni bir suç duyurusunda da bulunulacak. Sanal ortamda işlenen suçlar mutlaka iz bırakır Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergi, hasılat ve kamu payı kaybına neden olan kayıt dışı ekonomik faaliyetleri ve mali suçları önlemeye yönelik mücadeleye kesintisiz sürdürdüklerini ifade etti. Sanal ortamda faaliyet gösteren ve suç örgütleri tarafından işletilen yasa dışı site ve oyun platformlarının kamu maliyesi ve toplum düzeni bakımından tehdit oluşturduğuna vurgu yapan Şimşek, "Yurt dışında kurulu sunucular üzerinden ülkemize yönelik yayın yapan ve organize suç örgütleri tarafından işletildiğini değerlendirdiğimiz internet siteleri, suçtan elde ettikleri gelirleri ya yurt dışına transfer ediyor ya da aklıyor." diye konuştu. Şimşek, suç örgütleri tarafından işletilen sitelerde kumar ve bahis oynayanlar ile banka bilgilerini veya elektronik ödeme hesaplarını tahsilat için bu sitelere kullandırılan vatandaşlara yönelik uyarıda bulunarak, "Bu vatandaşlarımız farkında olmadan suça bulaşıyor. Böylece hem ekonomik kayıplara uğruyor hem de adli soruşturmalarla muhatap olma riskiyle karşı karşıya kalıyorlar. Vatandaşlarımızın, özellikle öğrencilerin ve gençlerimizin çok dikkatli ve bilinçli olması, yasa dışı site ve platformlara üye olmaması, kişisel ve finansal bilgilerini suç örgütleriyle paylaşmaması ve kendisini suç niteliğindeki faaliyetleri finanse etmekten koruması önem taşıyor. Sanal ortamda işlenen suçlar mutlaka iz bırakır. Daha sonra idari ve adli soruşturmalara muhatap olmak istemiyorlarsa sanal kumardan ve yasa dışı bahis ve benzeri oyunlardan uzak dursunlar. Bu bilgiler, yasa dışı bahis ve dolandırıcılık gelirlerinin izinin kaybettirilmesi yani aklanması sürecinde yoğunlukla kullanılıyor. Bu bilgileri paylaşanlar hapis cezası dahil çeşitli yaptırımlarla karşı karşıya kalıyor." şeklinde konuştu. Bütün seçenekleri değerlendiriyoruz Suçluların tespit edilip cezalandırılmasını sağlayana kadar söz konusu tüm adli soruşturma süreçlerini hassasiyetle izleyecek ve davalara müdahil olacaklarını aktaran Şimşek, "Şans oyunları sektöründeki lisanssız faaliyetleri ve buna bağlı oluşan vergi kayıp ve kaçağını önlemeye ve kanunen yasak olan sanal kumarı bütünüyle engellemeye kararlıyız. Önümüzdeki dönemde uygulamadaki sorunları çözecek, mali suçları asgari düzeye indirecek yeni tedbirler öngörüyoruz. Mevzuat değişikliği dahil bütün seçenekleri değerlendiriyoruz. Bu amaçla konunun bütün taraflarının katkılarıyla kapsamlı ve bütünleşik yeni bir mücadele konsepti üzerinde çalışıyoruz." dedi. "Finansal kuruluşlar üzerine düşeni yapmalı" Bakan Şimşek, yasa dışı bahisle mücadelede finansal kuruluşların üzerlerine düşeni yapmasının kritik önemde olduğunu vurgulayarak, "Bu sebeple MASAK, yakın zamanda, başta ödeme kuruluşları ve kripto varlık hizmet sağlayıcılar olmak üzere finansal kuruluşlara ilişkin yükümlülük düzenlemelerini sıklaştıracak ve denetimleri artıracak. Bu kapsamda MASAK ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve Sermaye Piyasası Kurulu ortak çalışma yürütecek. Aynı zamanda, bu tür finansal işlemleri önlemeye yönelik etkin bir izleme ve kontrol sistemi işletmeyen, ihmal ve zafiyet gösteren kuruluşlara uygulanacak cezaların artırılması öngörülüyor." şeklinde konuştu.

Bakan Mehmet Şimşek: 2026’da enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeyi hedefliyoruz Haber

Bakan Mehmet Şimşek: 2026’da enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeyi hedefliyoruz

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Karabük ziyareti çerçevesinde ilk önce AK Parti İl Başkanlığı’na ziyarette bulundu. Burada il ve ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, İl Genel Meclisi Başkanı ve partililer ile toplantı gerçekleştiren Şimşek, daha sonra Karabük Belediyesi’ne geçti ve Başkan Özkan Çetinkaya’ya ziyarette bulundu. Çetinkaya’dan belediyenin çalışmaları hakkında brifing alan Bakan Şimşek, belediye ziyaretinden sonra "Türkiye Buluşmaları" programına katılım sağladı. Bakan Şimşek, burada gerçekleştirdiği konuşmada Orta Vadeli Program’ın tek hedefinin milletin refahını artırmak olduğunu söyledi. Bu hedefe ulaşmak için sürdürülebilir büyüme ve daha adil bir gelir dağılımı sağlamanın kritik olduğunu ifade eden Şimşek, "Bizim Orta Vadeli Programımızın bir tane hedefi var. O da milletimizin refahını arttırmak. Ama büyümek yetmiyor. Büyümenin sonucu ortaya çıkan refah artışının da daha adil bir şekilde dağılımı. Dolayısıyla sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil bir gelir dağılımı bu programın özü. Programın ana hedefi bu. Tabii bu hedefe ulaşmak için fiyat istikrarını sağlamamız lazım. Fiyat istikrarı ne demek? Enflasyonun düşük tek haneli seviyelere çekilmesi demek. Zaten gelir dağılımının bozulmasının en önemli sebebi enflasyon. Enflasyon yüksek olduğu zaman da büyüme performansı düşük. İşte kısa yakın dönem tarihinden bahsetmek istiyorum. 1990’lı yıllarda enflasyon ortalama yüzde 70 civarında, reel büyüme yani ülkede yıllık ortalama büyümesi yüzde 3 civarında. 2000’li yılların başına bakalım. 2000’li yılların başındaki on yıllık ortalama büyüme AK Parti hükümetinin döneminde yüzde 5,7’ye çıkmış. Yüzde 3,1’den yüzde 5,7’ye neredeyse ikiye katlanmış büyüme. Peki bu dönemde ne olmuş? Enflasyon ortalama yüzde 72’den ortalama 9,3’e düşmüş. Enflasyon düşünce ülkede kalıcı bir şekilde daha yüksek büyümeyi sağlayabiliyoruz. Çünkü enflasyonun düşmesi demek öngörülebilirliğin artması demek. Yatırımların artması, üretimin artması demek. Dolayısıyla bizim en büyük önceliğimiz fiyat istikrarıdır. Yani enflasyonun düşük tek haneye inmesi. Çünkü sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılım için olmazsa olmaz. Peki bunu destekleyecek diğer hususlar nelerdir? Tabii ki bütçe disiplini. Bunu sağlayamazsanız enflasyonu indiremez, büyük açıklar verirsiniz. O zaman kamu büyük açık verince normalde özel sektöre yatırımlara gidecek kaynakları kamu kendisi çeker. Yani dışlama etkisi olur. Dolayısıyla bütçe disiplinini tabii ki sağlayacağız.” dedi. Enflasyonda kalıcı belirgin bir düşüşün içindeyiz Türkiye’nin geçmiş zamanda yaşadığı sıkıntıların temelinde genelde büyük dış açıklar olduğunu, kalıcı kazanımlara dönmenin tek yolunun her alanda yapısal reformlar olduğuna dikkat çeken Bakan Şimşek, “Dış açık demek dış borç demek. Sonra bunları yani döndürülmesinde en ufak bir sorun yaşadığınız zaman bu kur’a tabii yansıyor. Dolaylı olarak enflasyona yansıyor. Dolayısıyla bizim cari açığı da sürdürülebilir bir düzeye çekmemiz lazım. Yönetilebilir bir düzene çekmemiz lazım. Bütün bu bahsettiğim gelişmeleri geçici olarak sağlamak yetmiyor. Kalıcı kazanımlara döndürmenin tek yolu var. O da yapısal reformlar, dönüşümdür. Her alanda tarımda, sanayide, bütün alanlarda. Yani verimlilik arttırmak, rekabet gücünü arttırmak için reform yapmamız lazım. Dolayısıyla bizim Orta Vadeli Programımızın özeti bu. Bu programla Türkiye’nin büyümesinin temellerini sağlamlaştırmak istiyoruz. Şimdi bazıları diyebilir ki büyüme yavaşlıyor. Bu geçici bir yavaşlamadır. Çünkü biz daha yüksek sürdürülebilir büyümenin temellerini şimdi sağlamlaştırıyoruz. Burada bu söylediklerimi çok kısa bir şekilde görsellerle zenginleştirmek gerekirse, enflasyon mayıs ayında yüzde 75, ağustos ayı itibarıyla yüzde 52’ye düştü. Önümüzdeki aylarda kalıcı bir şekilde düşmeye devam edecek. Yani enflasyonda kalıcı belirgin bir düşüşün içindeyiz” diye konuştu. Programın özü sürdürülebilir yüksek büyümeye doğru bir altyapı oluşturmak Merkez Bankasının açıkladığı yüzde 42 olan tahmin bandına yakın bir noktaya varılacağını aktaran Bakan Şimşek, “Bizim Merkez Bankamızın açıkladığı bir tahmin bandı vardı. O tahmin bandının üst kısmı yüzde 42’ydi. Bu sene muhtemelen Merkez Bankamızın tahmin bandının üstüne yakın bir noktaya çekmiş olacağız. Gelecek senede yine bandın orta noktası olan yüzde 17,5 gibi yani en azından Orta Vadeli Program’da öngörüyoruz. Ondan sonraki yıl da tek hane. Tekrar yüzde 10’un altı. Dolayısıyla enflasyonda düşüş patikası bu çerçevede. Dezenflasyonu desteklemek için yani enflasyonda düşüşü desteklemek için bütçede disiplini sağlamamız lazım. Deprem nedeniyle ağırlıklı olarak geçen sene ve bu sene bütçe açıkları yüzde 5 civarında. Milli gelire oranla büyük açık. Şimdi biz bu açığı önümüzdeki sene yüzde 3 civarında, daha sonra yüzde 3’ün altına zaten AK Parti hükümetlerine bakarsanız 20 yıllık geçmişte ortalama bütçe açığı oranı yüzde 2,4. Depreme rağmen tekrar harcama disiplinini sağlayarak biz bütçe disiplinini başaracağız. Son 20 yıla bakarsanız Türkiye’de cari açığın milli gelire oranı yüzde 3,8. Bu sene biz bu açığı yüzde 1,7’ye düşürdük. Önümüzdeki üç yıl boyunca da yüzde 1 ile 2 arası bir tahmin öngörüyoruz, orada tutacağız. Bu düzeyde cari açık sorun değil. Programın özü sürdürülebilir yüksek büyümeye doğru bir altyapı oluşturmak. Bunun için enflasyonu tek haneye düşürmek bütçe açığını, master kriterleri çerçevesinde yüzde 3’ün altına çekmek. Cari açığı sürdürülebilir bir patika yani yüzde 2,5’un altına çekmek. Ve bunun sayesinde de şu anki sıkıntıları geride bırakmak” dedi. Yapısal dönüşüme ihtiyacımız var Milletin karşılaştığı en önemli sıkıntının hayat pahalılığı, enflasyon olduğunu, bir diğer önemli sorunun da cari açık olduğunu belirten Bakan Şimşek, cari açığı sürdürülebilir noktaya çektiklerini aktararak sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Milletimizin karşı karşıya olduğu en önemli sıkıntı alanı tabii ki hayat pahalılığı, yani enflasyon. Dolayısıyla bu program esas itibarıyla enflasyonu kalıcı bir şekilde aşağı çekecek bir program. Tabii enflasyonun düşmesi demek, fiyatların düşmesi demek değildir. Yani diyelim ki bu ürünün fiyatı on liraysa ben gelecek sene 11 liraya çıkarsa yüzde 10 enflasyon var demektir. Çünkü ondan 11’e çıktı. Bir sonraki sene yani birden 11 liraya değil de 10 buçuk liraya çıksa o zaman enflasyon yüzde 5 oluyor. Ama fiyat artmaya devam ediyor. Dolayısıyla enflasyonda düşüş demek fiyatlardaki artışın yavaşlaması demek. Peki bu program çalışıyor mu? Bir yıl uyguluyoruz. Eylül ayında programı açtık. Hedeflerimizden bir tanesi cari açığı daraltmak hatırlarsınız. Cari açığı sürdürülebilir bir düzeye çekmek. Geçen sene ortasında cari açık 50 milyar doların üzerinde, 60 milyar dolar civarı. Bu sene temmuz ayından itibaren cari açık 19 milyar dolara düştü. Milli gelire oranı da haziran ay itibarıyla yüzde 2 civarına düştü. Ama yılın sonunda biz yüzde 1,5 ila 2 arası bir cari açık öngörüyoruz. Yüzde 1,7 diye programa yazdık. Dolayısıyla biz cari açıkta hedefimizden çok daha iyi bir noktadayız. Cari açığı sürdürülebilir bir noktaya şu an itibariyle çekmiş durumdayız. Dolayısıyla memleketin dış açık sorununu kalıcı hale getirmek için bu seviyelerde tutup, daha aşağılara çekmek için yapısal dönüşüme ihtiyacımız var. Yani sanayide dönüşüme ihtiyacınız var, bütün diğer alanlarda dönüşüme ihtiyacınız var.” Türkiye rezerv yeterliliğini sağlamış durumda Bakan Şimşek, “Diğer önemli bir konumuz rezerv konusu. Geçen sene program öncesi 98,5 milyar dolar civarında brüt rezervimiz vardı. Bu rezervi biz yaklaşık 58 milyar dolar arttırıp, 156 milyar dolara çıkarttık. Uluslararası tanımlara göre artık Türkiye rezerv yeterliliğini sağlamış durumda. Tabii bu dönemde önemli tartışmalardan bir tanesi swap hariç rezervlerdi. Bankalardan, Merkez Bankası diye bir geçici olarak döviz alıp ona karşılık TL verince bu bir swap işlemi oluyor. Şimdi swap hariç net rezerv eksi 60,5 milyar dolardı. Swap hariç net rezervleri son 12 ayda 90 milyar dolar arttırdık. Ve Türkiye’nin rezerv sorununu bu anlamda çözdük. Yani artık bu konu bir endişe kaynağı olmaktan çıktı. Net rezerv swap hariç 30 milyar dolar” dedi. Kur korumalıdan ülkemizin çıkışını öngörüyoruz Kur korumalı mevduattan çıkmanın hedeflendiğini aktaran Bakan Şimşek, “Diğer önemli bir konu veya önemli bir hedefimiz; kur korumalı mevduattan çıkış. Devlet şöyle bir taahhütte bulunmuş; vatandaş parasını Türk lirasında tutsun bankalarda ama eğer liradaki değer kaybı bankanın ödediği faizin üzerine çıkarsa o farkı da devlet taahhüt etmiş. Bu önemli bir belirsizlik kaynağı. Önemli bir koşullu yükümlülük olarak karşımıza çıkıyor. Bir de dezenflasyon sürecinden dediğim gibi liralaşma stratejimiz var. Çünkü biz liranın faizini yönetebiliyoruz, belirleyebiliyoruz. Yani hani bir aktarım mekanizması var para politikasında. Onun etkili olabilmesi için lira ağırlıklı bir sistem oluşturmamız lazım. Dolayısıyla kur korumalı mevduattan çıkış bizim için bir hedef. Son bir yılda yaklaşık 98 milyar dolar kur korumalı mevduatta düşüş oldu. Epey mesafe kat ettik. Yani eylül başı itibariyle kur korumalı mevduatın faizi 46 milyar dolara düştü 144 milyar dolardan. Biz piyasaları bozmadan önümüzdeki aylarda peyderpey bu bakiyenin daha da düşeceğini ve kur korumalıdan ülkemizin çıkışını öngörüyoruz. Burada da epey mesafe kat ettik” diye konuştu. Biz aldığımız tedbirlerle bütçe açığını kontrol ettik Geçen yıl alınan tedbirler ile harcamaları kontrol altına aldıklarını belirten Bakan Şimşek, “Bakın Türk lirasının toplam mevduat içerisindeki payı geçen sene yüzde 32 civarı. Şu anda yüzde 53 civarına çıkmış durumda. Bir yılda muazzam bir başarı var. Yani Türk lirasına vatandaşımızın ve uluslararası aktörlerin güveni arttı. Dolayısıyla bir taraftan cari açıkta azaldı bir taraftan KKM’den çıkıyoruz. Bir taraftan rezerv biriktirdik. Bir taraftan da liraya güveni tekrar tesis ediyoruz. 20 yıllık ortalamalara bakarsanız Türkiye’nin bütçe açığı milli gelire oran olarak yüzde 2,4. Fakat deprem etkisiyle geçen sene EYT etkisiyle tedbir almasaydık bütçe açığı uzun vadeli ortalamanın beş katına çıkıyordu. Ama Türkiye böyle bir bütçe açığını yönetemezdi. Dolayısıyla geçen sene tedbir aldık. Geçen sene harcamaları kontrol altına aldık. Deprem hariç ve arz vergileri arttırmak zorunda kaldık. Ama bunu yapmasaydık enflasyon çok farklı seviyelerde olabilirdi. Çok daha yüksek seviyelerde olabilirdi. Dolayısıyla biz aldığımız tedbirlerle bütçe açığını kontrol ettik” şeklinde konuştu. Türkiye’nin dış borçlanma maliyetleri düştü Gelecek yıllarda deprem etkisinin azalması, kamuda disiplin ve tasarruf ve diğer etkenlerle beraber bütçede düzelmelerin süreceğine dikkat çeken Bakan Şimşek, “Geçen sene bütçe açığı yüzde 5,27’ydi. Ama bunun üçte ikisi depremle alakalı. Bunun 3,6 puanı depremden kaynaklı. Dolayısıyla deprem etkisi azaldıkça bu sene de deprem etkisi yüksek. İnanıyoruz ki bütçede düzelme devam edecek. Tabii vatandaşımız bizden kamuda disiplin istiyor, tasarruf istiyor. Bu konuda önemli adımlar attık. Şöyle son on yıla bakarsınız. Deprem hariç yüce meclisimizin kabul ettiği bir bütçe var. Bir de gerçekleşen bir bütçe var. Genelde on yılın ortalamasından bahsediyorum. On yıl boyunca deprem etkisi hariç, ortalama yıllık bütçedeki sapma yani başlangıç ödeneğine göre gerçekleşme ortalama 9,1 daha yüksek çıkmış. On yıllık bir ortalama. 2024 yılında tesis ettiğimiz bütçe değişikliğiyle, harcama değişikliği harcama kontrolüyle ayrıca tasarruf tedbirleriyle başlangıç ödeneğine göre sapma ondan önceki yani 2024’ten önceki on yıl ortalamanın onda biri bile değil. Dolayısıyla geçen sene ve bu sene attığımız adımlarla bütçe harcamalarında kontrolü ve sağlamış durumdayız. Ve bunun sayesinde muazzam bir tasarruf var. Ve bu tasarruf miktarı gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 1.8i’ine kadar bu sene çıkması öngörülüyor. Türkiye’nin bütün bu çabaları sayesinde, bu program sayesinde risk primi 700 baz puandan 200 baz puana kadar düştü. Biz bu programı başarılı bir şekilde uygulamaya devam edersek belki gelecek sene bu vakitlerde risk primimiz 200 baz puanın altında bir noktada olması muhtemeldir. Bunun sayesinde Türkiye’nin dış borçlanma maliyetleri düştü. Dış borçlanma maliyeti bu hazinenin, devletin yani. Özel sektörün maliyetleri bunun çok üzerinde. Geçen senenin başında hazine borçlanma maliyetleri yüzde 9.75 iken bugün 6.75 civarına kadar düşmüş durumda. 300 baz puan deyip geçmeyin. Yani 250 milyar dolar borcumuz var. Bunu yüzde 9.75 yerine yüzde 6.75’le döndürürseniz muazzam rakamlara tekabül ediyor.” şeklinde konuştu. Biz bu programı devam ettirelim notumuz artmaya devam edecek Muhalif kesimleri eleştirerek “’Program yok, işe yaramaz’ diye konuşan Bakan Mehmet Şimşek, dünyada bir tek Türkiye’nin kredi derecelendirme puanının arttığına vurgu yaparak, “Bakın geçen senenin ilk beş ayında reel sektör yüz dolar borç ödediğinde dış borç sadece 73 dolar bulabiliyor. Bankacılık sektörü yüz dolar borç ödediğinde 97 dolar bulabiliyordu. Şimdi ise reel sektör ben yüz dolar borç ödediğinde 122 dolar daha ucuza daha düşük maliyetlerle bulabiliyor. Benzer şekilde bankacılık sektörü 100 dolar borç ödediğinde dünyadan 153 dolar alabilir. Dolayısıyla Türkiye’nin dış finansal sorununu çözdük. Risk primini düşürdük. Borçlanma maliyetlerini aşağıya çektik. Ve kredi derecelendirme kuruluşları notumuzu artırıyor. 2024 yılında dünyanın önde gelen üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notu arttırılan tek ülke dünyada Türkiye. Şimdi bazı kesimler uzun bir süre ortada bir program yok dediler. Halen diyenler var aslında. Program yok diyorlar. Sonra programın olduğu çıkınca bu program işe yaramaz dediler. Bu programa kaynak gelmez dediler. Dışarıdan bu programa kaynak gelmez dediler. Net rezervler 90 milyar dolardı. 2003-2013 döneminde net rezervimiz 32 milyar dolarmış. On yılda net rezerv 38 milyar dolarmış. Son 12 ayda 90 milyar dolar. Bu defa dediler ki yok dediler tamam rezervler artıyor. Halbuki bu gelen paranın dörtte üçünden fazlası vatandaşımızın uluslararası kuruluşların Türk lirasına olan güveninden kaynaklanıyor. Daha uzun vadeli kaynak ve politikayı tercih ediyor. Denetim kuruluşları durup dururken not artırmıyor. Olmayan bir programda not artırılır mı? Ama hala bazı çevreler ortada program yok diyorlar. Ve bazı derecelendirme kuruluşları iki kademe artırıyor. Biz bu programı devam ettirelim notumuz artmaya devam edecek. Rahmetli Özal döneminde geldim ben ilk işte kredi notu düşürülmüş. 90’lı yılların başında Türkiye’ye bir kredi notu verilmiş. O zaman borcu çok düşük. Türkiye’ye yatırım yapılabilir kredi notu verilmiş. İki yıl sonra yani 1993’te yatırım yapılabilir kredi notunu kaybetmiş. Notumuz düşmüş. Notumuzun tekrar yatırım yapılabilir seviyeye gelmesi 19 yıl almış. 2013’te sağladık.” şeklinde konuştu. Türkiye’nin olduğu en önemli makro ekonomik sorun enflasyondur 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası Türkiye’nin puanının “Yatırım yapılabilir” seviyesinin altına düştüğünü, yeniden yatırım yapılabilecek seviyeye çıkartmakta kararlı olduklarını aktaran Bakan Şimşek, “Bu defa çok daha hızlı olacak” diyerek şu şekilde devam etti: “Sonra hain darbe girişimi sonrası tekrar kredi notumuz yatırım yapılabilir seviyenin altına düştü. Biz tekrar Türkiye’ye yatırım yapılabilir ülke seviyesinin notuna çıkartmakta kararlıyız. Bu defa çok daha hızlı olacak. Öyle görülüyor. Türkiye’nin olduğu en önemli makro ekonomik sorun enflasyondur. Enflasyon yeni bir konu değil ama kolay bir konu da değil. 1970’li yıllarda hükümetler gelmişler. Enflasyonu indireceğiz demişler. İndirememişler. 1980’li enflasyonu düşürememişler. Doksanlı yıllarda her hükümet geldiğinde enflasyonu düşüreceğiz demiş. Enflasyon yüzde yetmiş civarı. 2000’li yılların başında AK Parti hükümetleri döneminde enflasyon tek haneye düşürüldü. Uzun süre orada kaldı. Fakat maalesef son yıllarda tekrar yükseldi. Şimdi tekrar biz enflasyonu tek haneye indirmek istiyoruz. Bu kolay bir süreç değil. 1970’li yıllardan bu yana elli altı ülkede yüzün üzerinde enflasyon şoku yaşanmış. Değişik dönemlerde. Enflasyonu şok öncesine düşürülmesi şok öncesi seviyeye geri getirilmesi ortalama 3,4 yıl alıyor. Bu dünya değeri. Bizim programın ilk yılı geride kaldı. Biz inanıyoruz 2026’nın sonunda kararlı bir şekilde sabırla bu programı uygulayarak enflasyonu tekrar tek haneye düşüreceğiz. Nitekim biz zaten şunu öngördük. Dedik ki programın bu geçiş döneminde enflasyon yükselecek. Mayısta zirveyi bulacak dedik. Mayısta zirveyi bulduk. Mayıstan bu yana enflasyonda 23,5 puanlık düşüş var. Önümüzdeki aylarda bu düşüş devam edecek. Yılı yüzde kırk civarında bir enflasyonla kapatacağız. Gelecek senede yüzde yirminin altına bir enflasyon, bir sonraki sene de yüzde onun altına bir enflasyon.” Hepimizin yeniden belki eğitilmesi gerekir Her alanda yapısal dönüşüme vurgu yapan Bakan Şimşek, “Reform gündemine gelince, şimdi makro ekonomide dengeleri düzeltmek için çaba gerekiyor. Para politikası tedbirleri, maliye politikası tedbirleri. Peki diyorlar ya memleketin sorunları, para politikası tedbirleriyle çözülemez. Biz hiçbir zaman memleketin sorunları para politikası tedbirleriyle çözülür demedik, demiyoruz. Sadece maliye politikası tedbirleriyle sorunları çözeriz, onu da demedik. Tam aksine, tabii ki para politikası, maliye politikası, gelirler politikası ama en önemlisi yapısal politikalar. Yani yapısal reform. Yapısal dönüşüm. Çünkü esas kazanımlar burada. Dolayısıyla ülkemizin makro ekonomik dengesizliklerini, sorunlarını çözmek için çok kapsamlı bir problem ortaya koyuyor. Ve bizim programın en büyük bileşeni, en detaylı kısmı en çok sayfa tutan merak edenler için, okumak isteyenler için en büyük kısmı yapısal dönüşüm kısmıdır. Yapısal dönüşümün temel alanları bunlar. Biz insanımıza yatırım yapacağız. Ya sadece öğrenciden bahsetmiyorum. Hayat boyu öğrenmeden bahsediyorum. Şu anda okulda olmayıp da niteliklendirilmesi gereken nitelik yani beceri kazandırması gereken geniş bir nüfus var. Yapay zekâ çağındayız. Hepimizin yeniden belki eğitilmesi gerekir. İleri becerileri kazanmamız gerekiyor. Dolayısıyla bizim en önemli gündemimiz beşeri sermayenin yani insan stokumuzun kalitesinin arttırılması, becerilerinin arttırması. Diğer bir konu yatırım. Şimdi yatırım çekmek için bakın dün Cumhurbaşkanımızın başkanlığından dünyanın önde gelen büyük kuruluşlarda ve şirketlerin temsilcileriyle epey bir mesai yaptık. Bütün dünyaya yatırım çekme yarışında. Yatırım çekmemiz için veya Türkiye’deki yatırımları tutmak bizim müteşebbislerin bizim girişimcilerin başka ülkeler yerine Türkiye’de yatırım yapmasını sağlamamız için ne yapmamız lazım? Yatırım ortamını iyileştirmemiz lazım. Yatırım ortamını iyileştirmek çok kapsamlı bir alan. Hukuk devletini güçlendirmekten başlıyor. Bütün yani birçok unsuru içeriyor. Dolayısıyla yatırım ortamının iyileştirilmesi mesela enflasyon varsa öngörülebilirlik düşüktür. Enflasyonu düşürdüğü zaman yatırım ortamını iyileştirir. Finansmana erişimi iyileştirir. Eminim buradaki girişimcilerimizin çoğunu kafasındaki en önemli sorun finansmana erişimdir” dedi. Rekabet gücü artacak. Büyüme potansiyelimiz artacak 2026’da hayata geçirilecek olan karbon vergisi hakkında da konuşan Bakan Şimşek, dijital dönüş, yeşil dönüşümün altını çizerek: “Faturayı başkasına çıkartmadan kalıcı bir şekilde finansmana erişimi uygun koşullarda sağlamanın yolu enflasyonu kalıcı bir şey tek haneye ve düşük tek haneye çekmek. Bunu geçmişte başardık. Tekrar inşallah başaracağız. Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi yani sadece bankalardan yatırım amaçlı imkanlara erişim yetmiyor. Mutlaka sermaye piyasası enstrümanlarını da güçlü bir şekilde devreye almak gerekiyor. Kamu maliyesinde reform. Örneğin harcama disiplini bir reformdur. Şu anda dünyanın en önde gelen iki temel alanı. Yeşil dönüşüm demek Türkiye’de özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye alınması demek. Bu niye önemli? Sadece çevreyle ilgili değil. Bizim mal sattığımız bazı bölgeler örneğin Avrupa Birliği diyor ki ben 2026’dan itibaren belli sektörlere vergi koyacağım diyor. Eğer karbon ayak izi yüksekse. Yani karbon vergisinden bahsediyoruz. İşte Türkiye’nin bütün bu süreçlere hazırlıklı olması için yeşil dönüşümü hızlandırması lazım. Dijital dönüşüm. Her alanda şimdi etkisini gösteriyor. Şimdi esnafımız diyor ki efendim online satış. Bakın satışlar dijitalleşti. Süreçler dijitalleşiyor. Ama her alanda. Sadece tek bir alanda değil. Dolayısıyla bizim mutlaka yeşil ve dijital dönüşüm sağlamamız lazım. Bütün bunların sonucunda ne olacak biliyor musunuz? Türkiye’de verimlilik kalkacak. Rekabet gücü artacak. Büyüme potansiyelimiz artacak. Biz de doğru politikalarla sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlayacağız. Vergi politikaları üzerinden dezenflasyon üzerinden gelir dağılımını bugünkü durumdan çok daha iyileştireceğiz.” şeklinde konuştu. Bakan Şimşek, toplantıdan sonra Karabük Valiliği ve Kardemir’i ziyaret ederek şehirden ayrılacak.

Bakan Şimşek: Rezerv yeterliliğini sağladık Haber

Bakan Şimşek: Rezerv yeterliliğini sağladık

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kırıkkale Organize Sanayi Bölgesi'nde gerçekleşen "Türkiye Buluşmaları" çerçevesinde "Kırıkkale İçin Özümüzden Geleceğe" programında iş insanlarıyla bir araya geldi. Orta Vadeli Program hakkında önemli açıklamalar yapan Şimşek, enflasyonun 2026 sonunda tek haneye düşmesini hedeflediklerini ifade ederek, bütçe açığı ve cari açıkta da büyük düşüşler kaydettiklerine dikkat çekti. Bütçede disiplini sağlayarak reformlar için mali alan oluşturmalıyız Bakan Şimşek, Orta Vadeli Program’ın nihai hedefinin sürdürülebilir büyüme ve adil gelir dağılımı olduğunu belirterek, "Fiyat istikrarını sağlamalıyız. Orta vadeli programımızın nihai hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı. Kalıcı refah istiyoruz ve daha kapsayıcı büyüme, daha kapsayıcı refah artışı. Şimdi bunun da makroekonomik altyapısını oluşturuyoruz. Orta vadeli programın nihai hedefi bu ama oraya giderken fiyat istikrarını sağlamalıyız. Fiyat istikrar derken neyi kastediyoruz? Enflasyonun kalıcı bir şekilde tek haneye düşürülmesi. Neden, çünkü enflasyon tek haneye düştüğünde ülkede büyüme hızı artıyor. Bakın size basit bir örnek vereyim. 1990’lı yıllara gidip 10’arlı yıllar şeklinde son 30 yıla bakalım. 90’lı yıllarda büyüme ortalama yüzde 3.1, enflasyon ortalama yüzde 72. 2000’li yılların başındaki on yıla gelin. Enflasyon ortalama yüzde 9.3, büyüme yüzde 5.7. Büyüme neredeyse ikiye katlanmış. Enflasyon yüzde 72’den yüzde 9 olmuş. Son 10 yılda ise enflasyon ortalama yüzde 25’e çıkmış, büyüme yüzde 5.1’e düşmüş. Dolayısıyla kalıcı refah artışı için, sizlerin görmeniz için, yatırımlarda, verimlilikte, inovasyonda atılım için bizim fiyat istikrarını sağlamamız lazım, enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmemiz lazım. Bu programın nihai amacı, sürdürülebilir yüksek büyüme, adil gelir dağılımı ama buraya giden yolda en öncelikli hedefimiz enflasyonun tek haneye düşmesi. Bunu da yapmak için mali disiplini, yani bütçe disiplini sağlamalıyız. Çünkü bu kazanımları kalıcı hale getirmek için kamuda disiplin gerekiyor. Biz eğer mali alanda disiplin oluşturabilirsek o zaman yapısal dönüşüme kaynak vermiş oluruz. Örneğin, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, daha rekabetçi bir altyapı. Bunların hepsi kaynak gerektiriyor. İşte bütçede disiplini sağlayarak reformlar için mali alan oluşturmalıyız.” ifadelerine yer verdi. Para politikasının etkili olabilmesi için zamana ihtiyacımız vardı “Türkiye'de kur kaynaklı sorunların büyük bir kısmı dış açıklıktan kaynaklanıyor" ifadesine yer veren Şimşek, “Türkiye, dünya ile ticarette mal ve hizmet ticaretinde büyük açıklar verince genelde sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Onun için cari açığı da sürdürülebilir bir düzeye çekmeliyiz. Bütün bu kazanımları kalıcı hale getirmek için yapısal dönüşüm. Yapısal dönüşüm demek yüksek rekabet gücü demek, verimlilik artışı demek. Dolayısıyla verimlilik artışı da rekabet gücü üzerinden Türkiye'de yatırım, istihdam, üretim ve ihracat üzerinden büyümek demek. Dolayısıyla bütün bunlarla biz Türkiye'nin büyüme potansiyelini artırdık. Bizim yol haritamıza baktığımız zaman Mayıs ayına kadar dezenflasyonda bir geçiş dönemindeydik. Çünkü para politikasının etkili olabilmesi için zamana ihtiyacımız vardı. Şimdi dezenflasyon dönemine girdik. Dezenflasyon, enflasyonun düşüşü demek. Enflasyonda kalıcı ve hızlı bir düşüş dönemindeyiz. Yıllık enflasyon Mayıs ayında yüzde 75 ile zirveye çıktı. Ağustos ayında 52’ye kadar düştü. Önümüzdeki aylarda bu düşüş devam edecek. Büyük ihtimalle yılı yüzde 40-42 civarında kapatacağız. Gelecek sene de hedefimiz yüzde 20’nin altı, yüzde 17,5. 2026 yılının sonunda da tekrar enflasyonu tek haneye indireceğiz. Diyeceksiniz ki ‘üç yıl çok uzun bir süre.’ Aslında dünya deneyimi bundan farklı değil. Geçen sene bir çalışma yayınlandı. 56 ülkede 100 tane enflasyon şoku incelendi. Enflasyonun şok öncesindeki seviyesine düşürülmesi, 3.4 yıl alıyor. Biz bu programı geçen sene açıkladık. Üzerinden 1 yıl geçti" dedi. Rezerv yeterliliğini sağladık Cari açık hakkında Bakan Şimşek, "Geçen sene deprem sebebiyle bütçe açığımız yükseldi. Bu sene de depremin etkisi çok hissediliyor, bu sene de yüksek. Ama önümüzdeki seneden itibaren Maastricht kriterinin, yani yüzde 3 kriterinin altına yaklaşacağız. Böylece de disiplini tam olarak tesis etmiş olacağız. Son 20 yıla bakarsanız cari açığın milli gelire oranı yüzde 4 civarında. Bu sene yüzde 1.7’ye düşürmüş olacağız. Aslında çevremizdeki savaşlar olmasa, Rusya, Ukrayna, Orta Doğu ile ticaretimiz etkilenmeseydi, çok büyük ihtimalle cari açık yüzde 1 civarında olacaktı. Dolayısıyla cari açığı kalıcı olarak yüzde 2’nin altına çekmek istiyoruz. Çünkü bu civardaki cari açığı çok rahat yönetebiliriz. Bu cari açıkla dış borcun milli gelire oranı düşerken bir taraftan da rezerv biriktirebiliyoruz. Dolayısıyla bu sene de hedefimizden daha iyi bir noktadayız. Bu program çalışıyor. Bazılarına göre program yok ama olmayan bir program nasıl sonuç üretiyor, onu anlatayım. Aslında bir program var. Türkiye’nin cari açığı geçen yıl Mayıs ayında yıllık 57 milyar dolara çıkmıştı. Şu anda 20 milyar doların altında. Bir program olmadan cari açık bu kadar düşer mi? Merkez Bankası’nın rezervleri geçen sene Mayıs ayında 98,5 milyar dolar, şu anda 156 milyar doların üzerine çıkmış durumda. Net rezervlerdeki artış daha dramatik. Swap hariç Merkez Bankası’nın net rezervleri tam 90 milyar dolardan fazla arttı. 90 milyar dolar fazla mı diye sorabilirsiniz. Bizim 2002-2013 yılındaki net rezervlerimiz 38 milyar artmış, bu program sayesinde son bir yılda 90 milyar dolar artmış. Dolayısıyla rezerv konusunu bir endişe olmaktan çıkardık, cari açığı bir endişe olmaktan çıkardık. Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliliğinde birin üzerine çıktık, yani rezerv yeterliliğini sağladık.” diye konuştu. Biz tedbir aldık, bunun sayesinde bütçe açığını yüzde 5.2’ye düşürdük Bütçe açığında önemli bir düşüş sağladıklarını ifade eden Bakan Şimşek, depremin etkisine vurgu yaparak, “Kur korumalı mevduat, geçen sene Ağustos ayında zirveyi buldu. Neredeyse 144 milyar dolar seviyesine çıkmıştı. Kur korumalı mevduattan çıkışı biz önceliklendirdik. Kur korumalı mevduatta 98 milyar dolarlık bir düşüş var. Bu bir koşullu yükümlülük. Koşullu yükümlülük demek, kurda önemli bir değer kaybı olsaydı, onun faiz farkını Merkez Bankası ödeyecekti. Dolayısıyla bunu azaltarak Türkiye’nin risklerini azalttık. Türk lirasına güven arttı. Geçen sene Ağustos ayında Türk lirasının toplam mevduattaki payı yüzde 32’nin altına düşmüştü. Şu anda yüzde 53’ün üzerine çıkmış durumda. Dolayısıyla Türk lirasına güven artıyor. Bütçe dengesinde 20 yıla baktığımızda, bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 2.4, ama geçen sene de büyük bir deprem oldu. Yine EYT benzeri uygulamalar yapıldı. Geçen sene Mayıs ayında piyasa, ‘tedbir alınmazsa bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 9.8’e çıkacak’ diyordu. Biz tedbir aldık, bunun sayesinde bütçe açığını yüzde 5.2’ye düşürdük. Bunun da 3’te 2’si deprem kaynaklı. Ama deprem bir kerelik. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde deprem ile ilgili harcamalar yerini dayanıklı şehirler inşa etmek için harcayacağımız kaynaklara bırakacak.” dedi.

SPK’dan Bakan Şimşek’in istifa ettiği paylaşımları yapan sosyal medya hesaplarına inceleme Haber

SPK’dan Bakan Şimşek’in istifa ettiği paylaşımları yapan sosyal medya hesaplarına inceleme

Sosyal medyada Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in istifa ettiği iddiaları ile yapılan paylaşımlar sonrasında SPK’den açıklama yapıldı. Bahse konu hesaplar hakkında inceleme başlatıldığı belirtilen açıklamada, “Kurulumuzca Borsa İstanbul pay piyasasında yapılan işlemler anlık olarak takip edilmektedir. Gerçek ve tüzel kişilerin piyasa bozucu hareketlerine karşı denetim mekanizması sürekli işlemektedir. Haftanın son işlem gününde sosyal medya mecralarında Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek hakkında asılsız istifa haberleri üzerinden Borsa yatırımcısını yanlış yönlendiren ve onların zarara uğramalarına sebep olan sosyal medya hesaplarıyla ilgili gerekli incelemeler başlatılmıştır” denildi. 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası Yapılan paylaşımların bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı olduğu belirtilen açıklamada, “6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun ‘Piyasa Dolandırıcılığı’ başlıklı 107’nci maddesinde işlem bazlı piyasa dolandırıcılığı ile bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı suçları düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeler uyarınca, ‘sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirenler’ ile ‘sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayan kişilerin 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağı’ hükme bağlanmıştır. Yukarıda da bahsi geçtiği üzere Kurulumuzca; olağandışı fiyat ve miktar hareketlerine neden olan bu maksatlı ve yanıltıcı haberleri yapanlar ile bu haberleri yayanlara ilişkin gerekli hukuki işlem/incelemeler derhal başlatılmıştır” ifadelerine yer verildi.

Bakan Şimşek: Hedeflediğimiz sonuçları almaya başladık Haber

Bakan Şimşek: Hedeflediğimiz sonuçları almaya başladık

Bakan Şimşek, sosyal paylaşım sitesinden istifa edeceği yönündeki haberlere ilişkin açıklama yaptı. Bakan Şimşek, "Anlaşılan yapılan resmi açıklamalar yetmemiş, bir de buradan yazayım. İstifa etmedim. Dolaşıma koyulan senaryolar doğru değildir. Ekonomi yönetimi bir ekip ruhuyla çalışıyor. Aldığımız büyük ve zor sorumluluğun farkındayız. Bu sorumluluğun bilinciyle her gün daha iyiye ulaşmak için çalışıyoruz. Ekonomik istikrar ve reform programımız başarıyla işliyor ve hedeflediğimiz sonuçları almaya başladık” ifadelerine yer verdi. ''Milletimize hizmet dışında başka hiçbir amacımız yoktur'' Bakan Şimşek, “Cari açık daraldı, Merkez Bankası’nın rezervleri iyileşti, KKM’den çıkış hızla devam ediyor, EYT ve depremin bütçe üzerindeki etkilerini giderecek tedbirleri alarak bütçe dengesini iyileştiriyoruz ve en önemlisi fiyat istikrarı hedefine doğru güçlü adımlarla ilerliyoruz. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir düşüş başladı. Bu zorlu süreçte Sayın Cumhurbaşkanımızın bizlere kuvvetli desteğini her zaman hissediyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde aziz milletimizin refahını kalıcı olarak artırmak tek hedefimizdir. Milletimize hizmet dışında başka hiçbir amacımız ve misyonumuz yoktur. Görevimizin sorumluğu ve bilinci omuzlarımızdayken, periyodik uydurma hikayelerin masa başında imalatı, yolumuzun doğru olduğunu gösteriyor. Uydurma hikayelerle ekonomimizin ve piyasalarımızın etkilenmesine asla izin veremeyiz. Yalanlamamıza rağmen hala bu söylentileri çıkartanlar ve yayanlar iyi niyetli olamaz. Lütfen aldanmayın” dedi.

Bakan Şimşek: Güçlü bir dezenflasyon sürecinin eşiğindeyiz Haber

Bakan Şimşek: Güçlü bir dezenflasyon sürecinin eşiğindeyiz

Chatham House tarafından düzenlenen Londra Konferansı 2024'te konuşan Şimşek, Türkiye ekonomisinin geçen yıl bu dönemlerde ciddi makroekonomik sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Türkiye'nin satın alma gücü paritesi açısından dünyanın 11. büyük ekonomi olduğunu aktaran Şimşek, geçen yılki depremlerin ardından bütçede çok büyük bir açık oluştuğunu dile getirdi. Şimşek, bu nedenle vergi artışları ve harcama kontrolleri dahil olmak üzere bir dizi önlem aldıklarını belirterek, "Şu anda programımız çalışıyor. Enflasyon beklentilerinin yeniden çıpalanmasını sağlayan bir para politikası duruşumuz var. Enflasyon mayısta yüzde 75 ile zirve yaptı ancak hızlı düşme eğiliminde görünüyor. Fiyat istikrarını sağlamak, mali disiplini yeniden inşa etmek, cari açığı azaltmak, yeşil ve dijital dönüşüm dahil olmak üzere yapısal dönüşümü başarmamıza yardımcı olacak güçlü bir programımız var." diye konuştu. Mehmet Şimşek, enflasyonun sene sonunda düşük yüzde 40 seviyesi ya da yüksek yüzde 30'lu seviyelere, 2025 yılında yüzde 10'lar seviyesine ve 2026'da tek haneli rakamlara ineceğini belirtti. Bir yıl içinde ekonomide önemli ilerlemeler kaydedildiğini ifade eden Şimşek, Türkiye'nin ülke riski primininin (CDS) 700 baz puan seviyesinden yaklaşık 250 baz puana gerilediğini anımsattı. Bakan Şimşek, ayrıca dış piyasalara erişimin önemli ölçüde iyileştiğinin altını çizerek, "Merkez Bankası'nın döviz rezervleri mart sonuna göre 70 milyar doların üzerinde artış gösterdi. Cari açık yarıdan fazla daraldı. Cari açık muhtemelen gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 2 ile 2,5'i arasında olacak. Geçen yıl bu oran yüzde 6 idi. Sonuç olarak, para politikası sıfırdan başladı ve şimdi güçlü bir dezenflasyon sürecinin eşiğindeyiz." değerlendirmesini yaptı. Enflasyonun hala yüksek olduğunu söyleyen Şimşek, "Piyasa, ortaya koyduğumuz programın enflasyonu düşüreceğine ikna olmaya başladı." dedi. Şimşek, şöyle devam etti: "Enflasyonu kontrol altına almak için gerekli tüm araçları kullanıyoruz. En başından beri kamuoyu ile olan tüm iletişimimizde sabırlı ve kararlı olmanın altını çizdim. Ekonomide yeniden dengelenme sürecindeyiz, biraz yavaşlama olabilir. Yavaşlama elbette kolay değildir ancak bazen dengesizleri gidermek için iç talebi yavaşlatmak gerekir. Bu sene dış koşulların da destekleyici olmasını bekliyoruz. Geçmiş dönemde dış koşullar nedeniyle de ters rüzgarlar yaşadık, ancak bu sene başlıca ticaret ortaklarımızda büyümeyle birlikte dış talepte canlanma bekliyoruz. Şu ana kadar programın sonuçları makro finansal istikrarsızlık risklerini azalttı." Yurt içinde mevduat sahiplerinin de programa inandıklarını ve mevduatlarını liraya dönüştürmeye başladığını söyleyen Şimşek, geçen yılın ilk yarısında bankaların dış borç yenileme oranlarının yüzde 96 olduğunu ve bugün bu seviyenin yüzde 150'ye yaklaştığını kaydetti. Şimşek, reel sektörün dış borç yenileme oranlarının ise yüzde 73 seviyesinden yüzde 119'a çıktığı bilgisini paylaştı. "Avrupa, Türkiye söz konusu olduğunda stratejik perspektif eksikliği yaşıyor" Avrupa Birliği (AB) ile ekonomik ilişkiler ve uluslararası ticaretteki gelişmeleri de değerlendiren Şimşek, 10 yıl öncesinde Türkiye'nin AB üyeliğine sıkı şekilde bağlandığında ve beklentiler oluştuğunda özellikle doğrudan yabancı yatırımlar konusunda iyi iş çıkardığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye söz konusu olduğunda, AB stratejik perspektif eksikliği yaşıyor. Açık konuşuyorum, Avrupa Türkiye'ye bir fırsat sağlamadı. Ancak bugün uyguladığımız program, yatırım ortamını, yönetişimi ve küresel entegrasyonu iyileştirmekle ilgili. Bunlar da doğrudan yabancı yatırım çekmek için anahtar konular. Programın merkezinde öngörülebilirliği artırmak var."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.