[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#ihmal

ihmal haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ihmal haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

KYK yurdunda kalan öğrenci: Kendimizi güvende hissetmiyoruz! Haber

KYK yurdunda kalan öğrenci: Kendimizi güvende hissetmiyoruz!

Aydın'da, Kredi Yurtlar Kurumu Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu'nda arızalanan asansör düştü, olayda 1 öğrenci hayatını kaybetti. Öğrenciler yurdun önünde sloganlar atarak olayı protesto ederken, Aydın Valisi Yakup Canbolat, asansör kazasına ilişkin yaptığı açıklamada, yurttaki 15 kişilik asansöre 16 kişinin bindiğini ve asansörün, birinci kattayken henüz kapı kapanmadan kaymaya başladığını belirtti. Vali tarafından yapılan bu açıklama öğrencilerin tepkisine yol açtı. Aynı yurtta kalan bir öğrenciye ulaştığımızda ise büyük bir ihmalin söz konusu olduğu vurgulandı. B blokta kalan bir kız öğrenci, kaldıkları blokta da benzer bir problemin yaşandığını kaydederek, “Yaklaşık birkaç ay önce bizim bloktaki asansör de düştü. Aynı zamanda birkaç kez kat arasında da kaldı… Bizim kaldığımız blokta asansör boşluğu resmen görünüyor. Aşağıya baktığımızda o boşluğu net bir şekilde görebiliyoruz. Endişe etmemek mümkün değil… Her şey bir tarafa sürekli şikayet edilen bir asansör çalıştırılmaya devam etti, önlem alınmadı. Bunun sorumlusu sahiden öğrenciler mi oluyor?” sorusunu yönlendirdi. B BLOKTAKİ ASANSÖRLER DE ALARM VERİYOR Görüşlerine yer verdiğimiz öğrenci, yaşanan olaya dair “Aydın/Işıklı Güzelhisar Kredi Yurtlar Kurumu’nda kalıyorum. Asansör kazasının olduğu yurdun hemen karşısındaki B bloktayız. Üç ambulansın sesi ile irkildik. Polisler de geldi daha sonrasında. Ne olduğunu anlamayıp merak ettik, baktık. Asansörde kalan kişilerin olduğunu öğrendik. Bir süre sonra yaralılar çıkarıldı, bazıları hastaneye götürüldü. Ama bir ambulansın uzun süre beklediğini gördük. Ve öğrendik ki maalesef asansörde kalan bir arkadaşımız vefat etmiş. Buna şahit olmak orada bulunan herkesin kolay kolay unutamayacağı bir olay. Yaşanan olay C blokta gerçekleşti… Yaklaşık birkaç ay önce bizim bloktaki asansör de düştü. Aynı zamanda birkaç kez kat arasında da kaldı. Bunun sıkıntısını yaşarken C blokta başka bir asansör kazasının yaşandığını görmek ve bir arkadaşımızın bu nedenle yaşamını kaybettiğini duymak hepimiz için travma. Bu düşen asansörün bir hafta önce iki defa şikayet aldığını öğrendik. Bugünün sabahında sürekli şikayet edilen o asansör düştü. Ve telafisi mümkün olmayan bir kayba yol açtı” ifadelerini kullandı. ENDİŞE ETMEMEK MÜMKÜN DEĞİL “Valiliğin açıklamasını hayretle okuduk” diyen öğrenci, “Öncelikle asansöre kişiye değil, kiloya göre biniliyor. Kilo aşımı olduğu zaman ise asansörün normalde durması, hareket etmemesi gerekiyor. Uyarı veriyor. Valiliğin açıkladığı gibi 16 kişi ya da daha fazla binmiş olsalardı dahi asansör dururdu, hiçbir şekilde çalışmazdı. Her şey bir tarafa sürekli şikayet edilen bir asansör çalıştırılmaya devam etti, önlem alınmadı. Bunun sorumlusu sahiden öğrenciler mi oluyor? Asansörden sinyal alınmadığı gibi ne regülatör halat ne de tampon sistem çalışmadı. Böyle bir durumda eğer kontrolü yapılmış olsaydı asansörün kırmızı etiket alıp mühürlenmesi gerekirdi ancak bu asansör üstüne üstlük mavi etiketliydi… Endişeliyim, endişeliyiz daha doğrusu. Hem de çok fazla… Zaten yıllardır barınma, ulaşım ve hepsinden önemlisi gıda sorunu yaşıyoruz. Bir de böylesine kazalarla arkadaşlarımızın canını kaybettiğini görmek… Eğitime dair umutlarımızı çalıyorlar! Bizim kaldığımız blokta asansör boşluğu resmen görünüyor. Aşağıya baktığımızda o boşluğu net bir şekilde görebiliyoruz. Endişe etmemek mümkün değil. Keşke size fotoğrafını iletebilsem. Ancak yaşanan kazadan sonra tüm bloklardaki asansörleri kullanıma kapattılar. Hiçbir şekilde kullanamıyoruz ve yanına yaklaştırmadıkları için asansöre dair görüntüler de çekemiyoruz” eleştirisinde bulundu.   KENDİMİZİ GÜVENDE HİSSETMİYORUZ KYK yurdunda yaşadıkları yemek sorununu da aktaran öğrenci, “Problemler keşke sadece asansörle sınırlı kalsa… KYK yurtlarında verilen yemekler de tam bir facia. Yakın zaman önce birlikte yemek yediğimiz arkadaşımızın yemeğinde büyük bir böcek çıktı yanında da kurt vardı. Görenler o gün yemek yiyemedi. Kimse yemekhaneye inmedi. Öğrencilerin o gün aç kaldığını söyleyebilirim. Fotoğraflı bir şekilde durumu yurt idarecilerine aktardığımızda ise böcek ve kurdun bir öğrenci tarafından bırakıldığını söylediler. Asansör olayında olduğu gibi suçu yine öğrencilere attılar! Ve biz bu yemeğin parasını her ay yurt parasının içinde veriyoruz. Bizler, bu kız yurdunda birbirimizi çok iyi tanımıyoruz. Ama onların hepsi benim hem cinsim, hepsi benim kız kardeşim. Ve benim bugün bir kız kardeşim can verdi! Tamamen bir ihmal söz konusu. Şikayetler üzerine bu asansörler kontrol edilseydi ya da şikayeti bırakın binlerce öğrencinin kullandığı asansörlerin düzenli bakımı yapılsaydı o kız kardeşimizi kaybetmeyecektik. Kendimizi güvende hissetmiyoruz. Kimse uyuyamadı, öğrenciler kendilerini iyi hissetmiyor” sözlerini kullandı. BİR HAYAT NASIL BU KADAR KOLAY YİTEBİLİR? Olayın hemen ardından gerçekleştirdikleri protestoya da değinen öğrenci, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu olayı duyar duymaz bütün kız kardeşlerimizle beraber yurdun önüne çıktık, bir açıklama yapılmasını bekledik. Sloganlar attık, bağırdık, çağırdık. Ama sesimizi duyan, bir cevap veren olmadı. Kimse bizi kaale almadı. Müdürün yüzünü dahi görmedik. Dalga geçer gibi konuşanlar oldu. ‘Ölü yok’ deyip bizleri kandırdılar. Erkek yurdunda kalıp durumu öğrenen arkadaşlar yurdun kapısını kırıp destek olmaya geldiler. Protestomuzu engellemek için kolluk kuvvetlerini yönlendirdiler. Jandarma dahi geldi. Hatta merkezdeki kampüste bulunan birkaç kız arkadaşımıza şiddet uygulandığını öğrendik… Ölen arkadaşımızın ailesini, yakınlarını düşündükçe yıkılıyorum. ‘Devlet’ yurduna yerleşti diye sevindiğiniz evladınızın ölüm haberi geliyor. Bir hayat nasıl bu kadar kolay yitebilir? O kadar olay yaşandı hala aynı şeyler… Kaç kişinin daha evine ateş düşecek?” BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Aydın’da asansör dehşeti: 1 öğrenci öldü

Kırklareli’ndeki selde büyük ihmal: Bungalov işletmesi daha önce mühürlenmiş Haber

Kırklareli’ndeki selde büyük ihmal: Bungalov işletmesi daha önce mühürlenmiş

Kırklareli’ndeki sel felaketinde kayıp 6. kişinin de cansız bedenine ulaşılırken, bölgede çalışmaları takip eden İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, gazetecilere açıklamada bulundu. Karaloğlu, “12 vatandaşımız vardı. Bunların 6'sını sağ olarak kurtarmıştık. 3 yaralımız vardı. İkisi Kırklareli Eğitim Araştırma Hastanesi'nde tedavisi tamamlandı ve taburcu oldu. Bir yaralımızın da şu anda İstanbul Kartal Eğitim Araştırma Hastanemizde tedavisi devam ediyor. Son kalan vatandaşımız Ahmet Baki Şimşek, emekli öğretmen. Burada bugün cansız bedenine ulaştık ve böylece 6 vatandaşımız bu olayda hayatını kaybetmiş oldu ve tamamına da ulaşmış olduk. Artık arama kurtarma faaliyetlerini sonlandırıyoruz. Değerli arkadaşlar, her şeyden önce hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz” dedi. Daha önce mühürlenmiş Karaloğlu, açıklamasının devamında, “Arkadaşlar bölgede burada bugün 950 personelle arama kurtarma faaliyeti yürüttük. Siz de bizimle beraberdiniz. Her birinize teşekkür ediyoruz. Siz de olayları yakından takip ettiniz. Biliyorsunuz başta silahlı kuvvetlerimiz çok güçlü bir destek verdiler. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. İşletmenin ruhsatsız olduğunu, izinsiz olduğunu, bölgenin bir tarım arazisi olduğunu daha önce de hem Sayın Bakanımız Ali Yerlikaya, İstanbul'da açıklamışlardı. Başsavcılığımız olayı soruşturuyor. İşletme sahibiyle ilgili bir gözaltı kararı var ve kendisini şu anda ekipler arıyorlar. İnşallah en yakın zamanda gözaltı kararı gerçekleşecek. Ortakları ve İşletme Müdürleriyle ilgili de şu anda başsavcılığımızın yine çalışmaları var. Artık olay adliyeye intikal etmiş durumda. Başsavcılığımız olayın bundan sonraki adli boyutunu götürecek. Ama tekrar ediyorum bölgedeki işletme daha önce özel idaremiz tarafından mühürlenmiş. Mühür yapılmış ve yıkım kararı olan bir işletme. Maalesef bu afet de başımıza gelmiş oldu” ifadelerini kullandı. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Fazla kilo ve inatçı yağlara karşı 10 etkili egzersiz!

Zemin değil, ihmaller yıkıyor Haber

Zemin değil, ihmaller yıkıyor

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde enkaza dönen çok sayıda binanın proje, malzeme ve uygulama hataları nedeniyle yıkıldığını söyledi. Prof. Dr. Kozanoğlu, “Maalesef bilinçlenmiyoruz, kötü alışkanlıklarımızdan vazgeçmiyoruz. Duvarı yıkıp cam takarsan, estetik görünsün diye binaya izinsiz eklemeler yaparsan, maliyet düşsün diye gerekli malzemeyi kullanmazsan, bina yeni de olsa depreme dayanmaz. Binanın yaşı değil, nasıl yapıldığı önemli; ayrıca zeminin kötü olması, yıkıma bahane olamaz” dedi. Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 şehrimizde büyük yıkıma yol açan 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem, binlerce kişinin yaşamını yitirmesine yol açtı. Türkiye’yi yasa boğan deprem felaketinde yeni binaların dahi çökmesi, özellikle inşaat aşamasında yapılan hataları ve yapı güvenliği konusunu yeniden gündeme getirdi. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, yıkılan binalarla ilgili dikkat çekici değerlendirmeler yaparak, şöyle konuştu: “Deprem, maalesef acı yüzünü yine gösterdi. Kaybettiğimiz binlerce vatandaşın acısı yüreğimizde. Deprem; bina yapımında yaptığımız yanlışları, ihmalleri maalesef affetmedi. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; zemine göre proje hazırlayıp doğru bir şekilde uygularsanız, binanız depreme dayanır. Zeminin kötü olması, binanın yıkılışına bahane olamaz. Günümüzde 15 katlı gemi yapıyoruz ve suyun üstüne koyuyoruz; çünkü suyu çok iyi biliyoruz. Binanın yapılışında 3 kilit nokta var. Bunlar; doğru proje, doğru malzeme, doğru işçilik. Bunlardan biri bile aksarsa, bina depremde hasar alabiliyor. Maalesef kötü alışkanlıklarımız da mevcut. ‘Duvar taşıyıcı değil’ diyerek zemin katları dükkan, market yapıyoruz. Duvarı kırıp cam takıyoruz. Bu durum binanın sistematiğini bozar, deprem anındaki dayanım gücünü azaltır. Binada yumuşak kat dediğimiz duruma yol açar. Yıkılan binalara bakınca bu noktada birçok ihmali görüyoruz.” ‘Yeni bina kolay kolay yıkılmaz’ algısının da bu depremde çöktüğünü belirten Prof. Dr. Kozanoğlu, “Halk arasında doğru bilinen ilk yanlış, düşük katlı binanın daha güvenli olduğu görüşü. Yok böyle bir şey. Böyle bir genelleme yapmamız mümkün değil. Deprem öyle bir frekansta gelir ki, yüksek katlı binaların hepsi ayakta kalırken düşük katlı binalar yıkılır. Bir diğer hata ise 20-25 yılı aşkın her binanın riskli olduğu görüşü. Bu da kesinlikle doğru değil. Bırakın 30 yılı, 100 sene dahi betonarme bina için çok eski değil. Eğer üretim sırasında doğru beton bakımı yaparsanız, binayı da zaten doğru zemin etüdü ve kaliteli malzeme ile inşa ederseniz, 100 yıllık bina dahi risk teşkil etmez. Bu depremde de eski olan birçok binanın ayakta durduğunu gördük. Projeyi tam olarak uygulamazsanız, betonu doğru dökmezseniz, bina genç de olsa sizi kurtarmıyor. Gördüğüm o ki binalardaki bitişik nizam hataları da yıkımlara neden oluyor. Artık ezberleri bırakıp gerçeğe odaklanmalıyız” diye konuştu. Prof. Dr. Kozanoğlu, şöyle devam etti: “Depremin oluşturacağı hasarları önlemek bizim elimizde. Bina yapımı ciddi, hayati bir iştir. Dünyanın en iyi deprem yönetmeliklerinden birine sahibiz; ama uygulamada hatalar yapılabiliyor. Artık bina yapımını önemsemeliyiz, yaptığımız hatalar canlarımızı yitirmemize neden oluyor. Bina güvenliği, can güvenliği demektir. Halkımızdaki bilinç düzeyini artırmalıyız; eğitimler vermeli, durumun önemini aktarmalıyız. ‘Kolonla oynayan, canıyla oynar’ diye söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. Hala binalarda kolonların kesildiğini duyuyoruz. Artık bunlara son vermeliyiz.” İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.