[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi birinci yılında Haber

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi birinci yılında

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 15-21 Mart 2023 tarihleri arasında Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin hazırlık çalışmalarının tam bir yıl önce bugün 10 Ağustos’ta başladığını söyleyerek “Kongrenin ilk paydaş toplantısı 10 Ağustos’ta yapılmıştı. Üç paydaş grubu, dört uzman grubu ve istişare kurulunun yoğun çabasıyla yapılan kongremiz bir yılı geride bıraktı. Kongre kararlarının takip sistemi çok yakında açılacak” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzmir Planlama Ajansı (İZPA) çok yakında kongre kararlarının yer aldığı online bir veritabanını yayına alacak. İktisat Kongresi veritabanı sayesinde kongrede alınan her bir karar hakkındaki gelişmeler anlık olarak takip edilecek. Sekiz ay süren hazırlık sürecinde 22 toplantı düzenlendi Kongrenin ana paydaşlarını oluşturan işçi, çiftçi ve sanayici, tüccar, esnaf grupları sektörlerindeki sorunları ve bunların çözüm önerilerini tartışmak, Türkiye’nin ikinci yüzyılına katkı sağlamak için bir araya geldi. Üç paydaş grubu üçer toplantı yaparak toplamda dokuz paydaş buluşması gerçekleştirdi. Paydaş toplantılarının ardından her grup oluşturduğu deklarasyonu kamuoyuyla paylaştı. Paydaş toplantılarının ardından Birbirimizden Razıyız, Doğamıza Dönüyoruz, Geçmişimizi Anlıyoruz ve Geleceği Görüyoruz başlıklı dört uzman toplantısına katılan 150’den fazla uzman ve akademisyen paydaş gruplarının deklarasyonlarına katkı sundu. Türkiye’nin önde gelen bilim insanları, siyasetçileri ile iş dünyası ve sivil toplumun temsilcilerinden oluşan Yüksek İstişare Kurulu, ilki İstanbul’da diğerleri ise İzmir’de gerçekleştirilen üç yüksek istişare kurulu toplantısı gerçekleştirdi. Yüksek istişare kurulu üyeleri paydaş ve uzman toplantılarında sürdürülen tartışmaları değerlendirdi. Kongre hazırlıkları kapsamında ayrıca tematik forum ve çalıştaylar düzenlendi. Gençlik Forumu ve Kadın Forumu’nun yanı sıra Çocuk, Sokak İktisadı ve Eğitim Çalıştaylarının çıktıları kongre sonuç bildirgesinde yer aldı. Dünyaca ünlü isimler İzmir’deydi 15-21 Mart 2023 tarihleri arasında düzenlenen yedi günlük kongre; birçok akademisyen, iktisatçı, bilim insanı, siyasetçi, tarihçi, yazar, sanatçı, sendika ve kooperatif başkanı gibi birçok farklı gruptan konuşmacıyı bir araya getirdi. Yedi gün süren kongrenin her günü farklı bir konu üzerinde gerçekleştirildi. Yenilik, Vicdan, Yürüyüş, Doğa, Değişim, Sadakat ve son olarak Çokluğa ve Birliğe Davet olarak kurgulanan ana kongre günlerinde 80 konuşmacı sunumlarını gerçekleştirdi. Kongreye Prof. Dr. Andrew McAfee, Sir Bob Geldof, Prof. Dr. Francis Fukuyama, mimar Hiroyuki Unemori, Prof. Dr. Ian Goldin, Joschka Fischer, Prof. Dr. Michio Kaku ve Prof. Dr. Vandana Shiva gibi dünyaca ünlü birçok isim konuşmacı olarak katıldı. Sivil, şeffaf ve tümüyle katılımcı bir girişim Sekiz aylık yoğun bir hazırlık sürecinin ardından yapılan tüm çalışmaların çıktılarını içeren sonuç bildirgesi, delegelerin oylarına sunuldu. İşçi deklarasyonunda 16 ilke ve 51 karar, çiftçi deklarasyonunda 18 ilke ve 62 karar ve sanayici, tüccar, esnaf bildirgesinde ise 27 ilke ve 98 karar bulunuyor. Giriş kısmı ve üç deklarasyondan oluşan sonuç bildirgesinde toplam 61 ilke ve 303 madde karar altına alındı. 27 madde haricindeki maddeler ise oybirliğiyle kabul edildi. Alınan tüm kararlara dair gelişmelerin takip edilebileceği İktisat Kongresi veritabanı yakın zamanda İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından kullanıma açılacak. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin sonuç bildirgesine https://iktisatkongresi.org/sayfa/sonuc-bildirgesi  ulaşabilirsiniz. BÜLTEN

Soyer: İzmir yeni bir marka kazandı Haber

Soyer: İzmir yeni bir marka kazandı

İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu'nun (İEKKK) 116. toplantısı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ev sahipliğinde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlendi. Toplantının ana gündem maddesi 15-21 Mart 2023 tarihleri arasında toplanan İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi oldu. “Gurur duydum” Başkan Tunç Soyer, İzmirli olmaktan gurur duyduğu bir kongrenin yapıldığını söyleyerek “İzmir, bence İzmir Enternasyonal Fuarı gibi yeni bir marka kazandı. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ni her yıl yapmaya devam ettiğimizde biz aynı zamanda geleceğin Türkiye’sine, dünyasına ışık tutacak bu buluşmaya ev sahipliği yapma iddiasını ortaya koyacağız. İzmir, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde bunu yapabileceğini göstermiş oldu. Bu kongrenin en büyük çıktısının bu olduğunu düşünüyorum. Eğer kararların takipçisi olursak, geleceğe yönelik pencere açma iddiasını sürdürürsek İzmir’e yeni bir simge kazanacak. Eğer bunu başarabilirsek, İzmir önemli bir misyonu hayata geçirmiş olacak” şeklinde konuştu. “Kongreyi muktedir olduğumuzu görerek bitirdik” Başkan Soyer, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Biz bu kongreyi tek başımıza yapamazdık. Herkes bir ucundan tuttu. Herkes o tarihi sorumluluk duygusunu yaşadı. Biz İzmir olarak bunu yapmaya muktedir olduğumuzu düşünerek bu işe başlamıştık; muktedir olduğumuzu görerek bitirdik. Şimdi bunun daha iyisini başarmak mecburiyetindeyiz. Çıtayı daha yükseltmek mecburiyetindeyiz. Daha büyük kucaklaşmayı, mutabakatları gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Türkiye’nin ihtiyacı olan şey bu. Gördük ki bizi ayıran sebeplerden çok birleştiren sebepler varmış. O sebepler de bu kongrenin başarıyla sonuçlanmasına neden oldu.” “Keşke Türkiye’nin tüm yerel yönetimleri yapabilse” İEKKK Başkanı Mehmet Ali Kasalı ise “Bundan sonraki benzer etkinliklere model olacak bir çalışma yaptık. Bunun emsalsiz olduğunu düşünüyorum. Bu toplantı çok önemli” diye konuştu. Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Çok güzel bir kongre oldu. Kongrelere baktığımızda fikir üretmek ön plana çıkıyor. Kongrede çok güzel fikirleri ön plana çıkardık. Uygulayıcı konuma geldiğimiz zaman iş icraatta, yani siyasi iradede oluyor. Keşke bunu Türkiye’nin tüm büyükşehir belediyeleri, yerel yönetimleri, STK’ları yapsa… Bizim gibi bir masanın etrafında bir araya gelerek yüzyıl sonrasının Türkiye’siyle ilgili sonuç raporları çıkartabilseler ve hükümetin önüne koyabilseler. O zaman farklı bölgelerdeki ihtiyaçların analizlerini de yapmak çok daha kolay olur” şeklinde konuştu. “Bu kongrenin geleceğine inanıyorsak bir vakıf kurmamız lazım” Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer, bu kongrenin bir sivil inisiyatifin manifestosu olduğunu belirterek “Bu kongreyle İzmir’in marka değerini artırabilecek bir fırsat yakaladık. Ama bu kongre sadece belediye imkanlarıyla yapılmamalı. İzmir’in tüm bileşenlerinin elini taşın altına koyması lazım. Eğer bu kongrenin geleceğine inanıyorsak bir vakıf kurmamız lazım” diye konuştu. “İzmir, Türkiye için en iyi mesajı verebilecek kenttir” EGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam, “Tunç Başkanın bu vizyonu, bugüne kadar yaptığı ulusal ve uluslararası çalışmaların ürünüdür. İzmir, Türkiye için en iyi mesajı verebilecek kenttir. Stratejik planların yerelden oluşturulması gerektiğinin önemini ortaya koymuştur. Şunu gördük ki, Ege bundan sonra Türkiye’nin iktisadının şekillenmesinde lokomotif olacaktır” dedi. “Üç çıkar grubu da Türk siyasetinin önünde” ESİAD Ekonomi Gözlem Grubu Başkanı Muhittin Bilget, Türkiye’nin en önemli üç grubunun ortak buluşmasının çok önemli olduğunu ifade ederek, “Üç farklı çıkar grubu vardı. Bu üç grup da her şeyiyle Türk siyasetinin çok önünde. Her grubun çalışmaları irdelemesi çok önemli. Bu mutabakattaki şerhler de bu işin güzel tarafıydı. Bu mutabakat müthişti” dedi. “Ata’nın hatırasını yaşatmıştır” İzmirli sanayici Mustafa Güçlü ise “Güzel ve verimli bir kongre oldu. Yüzüncü yıla yakışır bir görkemle düzenlendi. Bu başarıda da Tunç Başkanın kararlı, ısrarlı tavrı ve takipçisi olması çok etkili olmuştur. Ata’sının hatırasını yaşatmıştır” diye konuştu. HABER MERKEZİ

İl başkanlarından ‘İktisat  Kongresi’ değerlendirmesi Haber

İl başkanlarından ‘İktisat Kongresi’ değerlendirmesi

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sivil bir girişim olarak 15-21 Mart tarihleri arasında düzenlediği İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi geçtiğimiz günlerde sona erdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Geleceğin Türkiyesi’nin ekonomi politikalarına yol gösterici olacak” ifadeleriyle tanımladığı kongrede 61 ilke ve 211 madde kabul edildi. Kongrede birçok akademisyen, yedi başlık altında geleceğin politikalarına ilişkin önerilerini dile getirirken kongreye 6’lı masa liderlerinin davet edilmesi ve konuşma yamalar kamuoyunda “siyaset yapıldı” eleştirilerine neden oldu. Öte yandan; 6’lı masanın İzmir’deki il başkanları kongreyi İLKSES’e değerlendirdi. ASLANOĞLU: YENİ BİR ÇAĞA  ADIM ATTIK Kongreye ilişkin genel değerlendirmede bulunan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, “O kadar ufuk açıcı ve bir arada olması o kadar zor konuşmacılar vardı ki… Her biri sadece Türkiye’nin değil, dünyanın yüzyılına ışık tutacak konuşmalar yaptılar. Biz yeni çağa adım attık. Bu da yeni çağımıza ışık tutsun fener olsun diye yapılmış bir organizasyon” ifadelerini kullandı. “KATILDILARSA KONUŞMALARI DOĞAL” Kongreye davet edilen konuşmacılar ve 6’lı masa liderlerinin de davet edilip konuşma yapmaları sonrasında “siyaset yapıldı” eleştirilerine yanıt veren Aslanoğlu, “Herkesin davet edildiği bir etkinlikti. Dolayısıyla katılanların konuşması kadar doğal bir şey yok. Zaten bu bir iktisat kongresi. Memleketin bundan sonraki yüzyılı nasıl olmalı sorusu soruluyor. Ülkeyi yönetmeye talip insanların da buna ilişkin fikir vermesi çok normal ve doğal. Çok başarılı ve heyecan vericiydi. Bütün İzmirliler de iş dünyasında, emek dünyasında çiftçilerin dünyasında büyük heyecan yarattığını düşünüyorum. İktidar değişecek. Yeni gelen iktidar bilimden ve akıldan olan bu çıktıları uygulayacaktır. Buna gönülden inanıyoruz” diye konuştu. FARALYALI: DEMOKRASİ AÇISINDAN BAKINCA… Kongre sırasında sıkça dillendirilen “demokrasi” olgusuyla ilişkisini değerlendiren Demokrat Parti İzmir İl Başkanı Serdar Faralyalı, “Katılımcıların kalitesi, organizasyon, en sonunda Tunç Soyer Başkanın moderatörlüğünde bütün kesimlerin oylayarak aldıkları kararlar… Çok olumlu buldum bunu. Kendim de bireysel olarak çok istifade ettim.Kongrede bütün ekonomistlerin bugüne ilişkin yaptıkları yorumlardaki temel nokta, sorunun ekonomiyle değil hukuk ve adaletle ilgili olduydu. Dolayısıyla buna demokrasi açısından bakınca, ülkeyi sadece özgürlüklerden değil iktisadi kalkınmadan da mahrum bıraktığını, insanları fakirleştirdiğini ortaya koydular. O bence çok çarpıcıydı” dedi. “İKTİDAR DEĞİŞMEZSE ÇIKTILAR UYGULANMAZ” Kongre çıktılarının ulusal ölçekte uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin seçim sonuçlarını işaret eden Faralyalı, “Eğer iktidar değişmezse bu çıktıları kendilerine yol haritası benimsemezler. Ama bu kongrenin çıktıları ulusala uygulanabilecek niteliktedir ve uygulanmalıdır da. Ben Sayın Tunç Soyer’in 50 gün sonra iktidar değişikliğine gittiğimizi düşündüğü ve o konuda ümitli olduğu biliyorum. Yani seçime 50 gün kala ‘Biz bu çıktıları iktidara sunacağız ve takipçisi olacağız’ demesi aslında ‘Kemal Kılıçdaroğlu ve onu hükümetine sunup takipçisi olacağız’ demek. Bunu da hep birlikte yapacağız. Ama bugün iktidarın bunları benimsemesi… Mehmet Şimşek örneğine bakalım. Kendisi, iktisat kongresinde konuşma yapan iktisatçılardan ne kadar farklı düşünüyor olabilir ki… Kendisi bugün batının finans kurumlarında göre yapıyor. Cumhurbaşkanı yardımcısı ya da Merkez Bankası Başkanı olmak yerine batıdaki bir kuruluşta yöneticilik yapmayı tercih ediyor. Bu aslında bize bir şeyi gösteriyor. Sistemik demokratik olmadığını, çağdaş uygulamaları benimsemediğini gösteriyor” ifadelerini kullandı. “SOYER’İN İRADESİ KARŞILIK GÖRMEDİ” ‘Kongrede siyaset yapıldı’ eleştirilerine de yanıt veren Faralyalı, “Bu eleştireler haksız eleştiriler. Çünkü ben biliyorum ki Tunç Soyer, bu organizasyonla ilgili olarak hem bakanlıklar hem valilik hem de iktidar partileriyle birlikte çalışma iradesini ortaya koydu ama karşılık görmedi” diye konuştu. BEZİRCİLİOĞLU: KONUYU SİYASETLE İLİŞKİLENDİRENLERE SORMAK LAZIM Kongreye ilişkin genel bir değerlendirme yapan İYİ Parti İzmir İl Başkanı Sinan Bezircilioğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kongreye katılmama nedenini de söyledi ve “Belediyenin çok güzel bir çalışması oldu. Ciddi bir ses de getirdi. Organizasyon anlamında bir sıkıntı da görmedim. Halkımızın da teveccühünün de güzel olduğunu düşünüyorum. Konuyu siyasetle ilişkilendirenlere neden bunu yaptıklarını sormak lazım. O bir bakış açısı. Hiçbir yorum yapamam Sayın Meral Akşener’in daha önceden belirlenmiş bir programı olduğu için gelemedi. Ama ben dünya gözüyle Bob Geldof’u görmüş oldum. Biz bir İzmirli olarak takip edebildiğimiz kadar takip ettik” dedi. ERDURAN: KISA DA OLSA SİYASİ SÖYLEMLER OLDU AMA… ‘Siyaset yapıldı’ eleştirilerine yanıt veren Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran ise şunları söyledi: “Bütün siyasi partilere davetiye gönderildiği kanaatindeyim. 6 siyasi parti temsilcileri geldi. Hem iktisat kongresinin ruhuyla ilgili konuşmalar yapıldı hem de konuşanların siyasi olmasından kaynaklı kısa da olsa bazı siyasi şeyler konuşuldu ama asla başka siyasi partiler üzerinden eleştirel bir konuşma yapılmadı. Konuşmacıların tamamı ilk iktisat kongresinin ruhunu anlatan konuşmalarla başlayarak bu döneme bağladırlar ve bu iktisat kongresinin önümüzdeki yüzyılda gerekliliğini ifade ettiler. Elbette ki seçim dönemi olduğu için kısa da olsa siyasi söylemler oldu ama bu söylemler hiçbir şekilde hiçbir temsili ya da kanaati üzen ya da rencide eden konuşmalar olmadı. Kongrenin çıktısının özetinde bizim üstüne bastığımız liyakat var. Liyakatin, adaletin, şeffaflığın ve denetimin olmadığı bir sistemde ülkenin çarkları dönmüyor. Elbette ki bunu tamamlayan ana unsur da Parlamenter Sistem’di. Mevcut sistemde tek adamın talimatlarıyla yürüdüğü için de zaten demokrasiyi konuşamıyoruz. Dolayısıyla bu 5 maddenin ve kongrenin çıktılarının Türkiye’nin önünü açacağı kanaatindeyiz.” SİVASLI: SUÇLULUK DUYGUSUYLA… Genel olarak kongreyi değerlendiren Gelecek Partisi İzmir İl Başkanı Onur Sivaslı, gelen eleştirilere de ‘gündem değiştirme’ çabası olarak yorumladı ve “Şu anda cumhuriyetin en önemli eşiklerinden birini yaşıyoruz. Bir sistem değişimine gideceğiz. Ayrıca ülkemiz ağır bir ekonomik kriz yaşıyor. Bu krizde de sadece devlet erkanlarının düzelmesi değil ekonomik ve iktisadi politikaların da düzelmesi büyük önem taşıyor. Bu anlamda İzmir İktisat Kongresi verimliydi.  6’lı masanın liderleri geldi ve konuştular ama hiçbirinin ağzından kendi partileriyle alakalı bir şey çıkmadı. Hiçbiri konuşmasında kendi partisini lanse etmedi. Zaten salonda da sadece İzmir İktisat Kongresi afişleri vardı. Hiçbir yerde CHP bayrağı yoktu. Parti bayrakları, flamaları, sloganları yoktu. Hiç kimse partisiyle ilgili bir şey de paylaşmadı. Tamamı algı yaratmak amacıyla yapılmış eleştiriler. Ama iktidar cephesi bunu baltalayıp konuyu başka yere çekmeye çalışıyor. Gündemi değiştirmeye çalışıyor.  Depremin etkisi hala devam ederken suçluluk duygusuyla böyle eleştiriler yapıyorlar” dedi.

8 aylık ‘İktisat maratonu’ sona erdi! Soyer’den değişim mesajı: Bambaşka bir Türkiye’de… Haber

8 aylık ‘İktisat maratonu’ sona erdi! Soyer’den değişim mesajı: Bambaşka bir Türkiye’de…

TENZİLE AŞÇI İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından sivil bir girişim olarak düzenlenen ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Geleceğin ekonomi politikalarına yol gösterecek” sözleriyle tanımladığı İkinci Yüzyılın iktisat Kongresi sona erdi. Sekiz ay süren maratonun sonunda; çiftçi, işçi ve sanayici-tüccar-esnaf paydaş grupları, uzman buluşmaları ve yüksek istişare kurulu toplantılarıyla şekillenen yeni yüzyıla yön verecek politika önerilerini içeren bildirgenin oylanmasının ardından Başkan Soyer, kongrenin kapanış konuşmasını yaptı. ‘İZMİR TÜRKİYE’YE BUNU MİRAS ETTİ’ DEDİRTECEKSİNİZ Oylamanın hemen ardından delegelere seslenerek ‘geleceğe miras bıraktınız’ diyen Soyer, “Toplam 61 ilke ve 211 karar var. 27 maddede şerh var. Her birinize çok teşekkür ediyorum. İnanılmaz bir iş yaptınız. Geleceğe bırakacağınız önemli miraslardan biri, bu kongredir. Bu nedenle herkesi ayrı ayrı kutluyorum. Bu iktisat kongresi bize şunu gösterdi Eğer bir ortak akıl inşa etmek için yola çıkarsanız bu uzun ve çetrefilli bir yoldur. Ama eğer bunu göze alırsanız… Çok zor ve çetrefilli yollardan geçtik. Ama şundan emin olun. Aldığınız kararları ortak akılla alırsanız o kadar güçlü oluyorlar ki… Siz ortak aklın mutabakatının kıymetini ortaya çıkardınız. Sadece siz biz değil. Bizden sonra yaşayacak insanlara da İzmir, Türkiye’ye bunu miras etti dedirteceksiniz” dedi. TÜRKİYE’Nİ YENİDEN İNŞASI İÇİN BİR ARAYA GELDİK İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin gerçekleştirilme ortamıyla ilk kongrenin gerçekleştirilme ortamını benzeten Soyer, yoksulluk ve yıkıma dikkat çekti ve “8 aydır uzun bir maraton koştuk. Aynı 100 yıl öncesinde olduğu gibi. 100 yıl öncesindeki büyük yıkım, hayatını kaybeden on binlerce vatandaşımız, büyük yoksulluk, yıkılmışlık… Her yerde büyük bir umutsuzluk varken aynı Erzurum Kongresi’nde yapıldığı gibi ulusun sınırlarının belirlendiği o kongrede olduğu gibi 100 yıl önce İzmir’de de Misak-ı İktisadi’nin esasları ortaya konulmuş. Çok önemli kararlar alınmış o dönemde. Bugün de Türkiye’sinde çok katmanlı krizler yaşanırken… Yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı vatandaşlarımıza büyük bedeller ödetirken, 6 Şubat felaketiyle on binlerce vatandaşımızı hayatını kaybetmişken, Türkiye’nin tüm olumsuz koşullarından Türkiye’nin yeniden inşası için bir araya geldik. Nihayetinde yüksek İstişare Kurulu aylarca süren çalışmaları istişare etti. Bugün tüm çalışmalardan sonra alınan tüm kararları delegelerin oylarına sunduk tek tek. Bütün bunların toplanmasıyla, uzun süren bu maratonu sonlandırıyoruz. Bu çalışmalar bize hem umudu hem de memleketin geleceğine dair hepimizin özgüveninin yenileme imkanı verdi. Biliyoruz ki aynı atalarımızın yaptığı gibi huzur içinde, sağlıkla, barışla bir arada yaşayacağız sağlıklı kentler inşa etmek mümkün” diye konuştu. TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ Değişim mesajı vererek konuşmasını sonlandıran Soyer, “Çok önemli kararlar alındı bugün. Ama bunlar kadar önemli olan bir şey de kararların alınması yöntemiydi. Bir demokrasiydi. Tüm paydaşlar ortak bir gelecek tasavvuru kurdular. Bu tasavvuru ortak bir gelecek anlamına geliyor. Biz bu kararların takipçisi olacağız. Bu kararların hayata geçirilmesiyle birlikte geleceğimiz daha aydınlık olacak. Göreceksiniz… Bir şey değişecek her şey değişecek. Ve çok daha başka bambaşka bir Türkiye’de huzurla yaşayacağız” ifadelerini kullandı.

Yüzyılın kongresinde işçilerden şerh patronlardan ret Haber

Yüzyılın kongresinde işçilerden şerh patronlardan ret

TENZİLE AŞÇI İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından sivil bir girişim olarak düzenlenen ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Geleceğin ekonomi politikalarına yol gösterecek” sözleriyle tanımladığı İkinci Yüzyılın iktisat Kongresi’nde sona gelindi. Yedi günlük “iktisat maratonunun” son gününde, Ağustos 2022’den bu yana devam eden çiftçi, işçi ve sanayici-tüccar-esnaf paydaş grupları, uzman buluşmaları ve yüksek istişare kurulu toplantılarıyla şekillenen yeni yüzyıla yön verecek politika önerilerini içeren 9 bölümden oluşan 192 maddelik bildirge, her sektörün delegelerinin oylarına sunuldu. Oylamadan önce kısa bir konuşma yapan Başkan Soyer, kongrede alınan kararların takipçisi olacağını bir kez daha taahhüt etti. SOYER: UMUT OLDUNUZ, TARİH YAZDINIZ Paydaşların verdikleri emeklerle tarih yazdığını belirten Soyer, “Bu buluşmanın 100 yıl önceki buluşmaya göre tek farkı aramıza doğayı da almamız oldu. Doğa da adeta bir sürprizle Nevroz’la yanımızda. Sekiz aylık maratonun sonuna geldik. Yola başlarken 100 yıl önce atalarımızın yolunu yol haritası edindik. Bu salonda bulunan her bir kurum temsilcisini, temsil ettiklerinin hayallerini ve ideallerini en doğru şekilde yansıtacağına inandık. Yolun başında bu kararın doğruluğuna inancımız tamdır. Ama doğrusu ortaya nasıl kararlar çıkacağın bilmiyorduk. Sizler, memleketin geleceğine dair umutlarımızı büyüttünüz, ortak aklın gücünü kanıtladınız. İçerik kadar değerli olan müzakere sürecini mükemmel bir şekilde tamamladınız. Bugün, bu ülkeyi yönetenlere ders niteliğinde olacak çıktıları oylayacağız. Herkesin egolarını bir kenara bırakıp toplumsal refah için elini taşın altına koyacağından şüphem yok. Siyaset, hayatı dönüştürmese eğer buradaki her bir temsilci siyaset sanatının en önemli örneklerini ortaya koydu. Hepiniz büyük bir özenle çalıştınız, memlekete umut oldunuz, tarih yazdınız. Bütün kalbimle inanıyorum ki daha adil, müreffeh, özgür ve demokratik bir Türkiye mümkün. Buradan çıkacak sonuç o Türkiye’nin müjdecisi olacak. Size söz veriyorum. Verdiğiniz emeklerin ve yarattığınız umudun zerresinin zayi olmaması için her bir sözcüğü yerine getirilene kadar takipçisi olacağım” dedi. İŞÇİLERDEN MÜZAKERE VETOSU Başkan Soyer’in sonuç bildirgesini okuması sırasında 4. Bölümde işçi sınıfından bazı maddelere şerh geldi. İşçiler, bildirgede Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ve Avrupa Birliği‘yle müzakere süreçlerine başlanacaktır bölümüne işçi delegasyonu itiraz etti. İlgili maddelere şerh düşüldü. PATRONLARDAN İŞÇİLERİN DEKLARASYONUNDAKİ O MADDELERE RET Öte yanda; İşçi Bildirgesinde işçi iadesine, zorunlu arabuluculuğun kaldırılmasına ve kamu işletmelerinin özelleştirilmemesini ve özelleştirilerilenlerin kamulaştırılmasını öngören maddelerinin de aralarında bulunduğu bazı maddelere, İZTO Başkanı Mahmut Özgener, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ve EBSO Başkan Yardımcısı Hakan Ürün başta olmak üzere sanayicilerden ret oyu geldi. 8 MART KARARI TARTIŞMA YARATTI İşçi Bildirgesinde Çalışma Yaşamı başlığı altındaki 8 Mart’a ilişkin madde salonda tartışmalara neden oldu. “8 Mart'ta tüm çalışan kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapılacaktır” maddesine itiraz eden İzmir Köy-Koop Birlik Başkanı Neptün Soyer, “Bizim toplumsal eşitliğinde 8 Martları bu şekilde kutlamamız gerekecek. Dolayısıyla böyle bir toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmış toplumlarda 8 Mart’lara gerek kalmayacak” diyerek kabul etmediklerini bildirdi. Başkan Soyer ise, “Burada başka bir yönetim uygulayacağız. Aslında bulunan hanımefendileri oyuna sunacağım 8 Mart’ta toplumsal cinsiyet eşitliği maddede belki bunu kabul edebilirsiniz ama siz hedef olarak 8 Martı hedef koymuşsanız bunun artık toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili alakası olmadığı gibi kalıcılığını sağlarsanız. Dolayısıyla biz bitmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı. İtirazlar sonrası madde oylama sunuldu. 85 ret, 75 kabul oyu gelmesi sonrası madde 10 oy farkla reddedildi.

'İkinci Yüzyılda Emek Eksenli Yeniden Kuruluş' Haber

'İkinci Yüzyılda Emek Eksenli Yeniden Kuruluş'

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin “Çokluğa ve Birliğe Davet” temalı son gününde konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “İkinci Yüzyılda Emek Eksenli Yeniden Kuruluş” başlığı altında sunum yaptı. Arzu Çerkezoğlu, 8 aydır bu çalışmanın sürdüğünü anımsatarak, “Bizim de katkı sunmaya çalıştığımız, Tunç Başkan'ın tüm toplantılara bizzat kendisinin katıldığı ve büyük bir titizlikle yürüttüğü bu çalışma son derece önemli. Bu kongreyi, çok özel bir tarihsel dönemde gerçekleştiriyoruz. 100 yıl önce birinci İktisat Kongresi toplandığında hem dünyada hem de bu topraklarda yeni bir dönemin ilk adımları atılıyordu. Zamanın ruhu denir ya, 100 yıl sonra bugün de hem dünyamız hem de ülkemiz açısından yeni bir çağın eşiğinde bu kongreyi yapıyoruz. Bu sistemin adına ne dersek diyelim; emperyalizm, kapitalizm, neoliberalizm... Nasıl tarif edersek edelim, bu sistemin tüm dünyada ve ülkemizde de işçi sınıfına, kadınlara, emekçilere, gençlere, bütün dünya halklarına vaat edeceği bir şey kalmadı. Bütün masallar bitti, bütün yaldızlar döküldü. Eşitsizliklerin alabildiğine arttığı, iklim değişikliğinden, su krizi, enerji krizi, gıda krizine kadar, sağlığın, eğitimin, sosyal güvenliğin özelleştirilmesinden işsizliğe kadar, bütün yıkıcı sonuçlarını yaşadığımız bu düzen artık iflas etti” dedi. UMUTLU VE HEYECANLI BİR TARİHSEL ANDAYIZ Artık yeni bir toplumsal düzenin şart olduğunu gördüğünü ifade eden Arzu Çerkezoğlu, “Ülkemiz çok zorlu bir dönemden geçiyor. Ama bir o kadar da kararlı, umutlu ve heyecanlı bir tarihsel andayız. Kararlılığımız deprem felaketinin 85 milyonun yüreğinde açtığı yaraların derinliğinden geliyor. Umudumuz, gücünü hayatı her gün ama her gün yeniden üreten ellerimizden alıyor ve heyecanımız bugün bu topraklarda tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi yeni bir ülke kurmanın tarifsiz coşkusu ve gururu ile büyüyor” dedi. BUGÜN ÜZERİMİZE ÇÖKEN SERMAYENİN EN VAHŞİ EGEMENLİĞİDİR Arzu Çerkezoğlu, “Neyin üretileceği, nasıl üretileceği ve üretilenin nasıl paylaşılacağı eskisi gibi belirlenmeyecek. İçinden geçtiğimiz bu felaket günlerinde asırlık dayanışma kurumlarımızın çadır sattığı zihniyetin arkasında, gölgesini satamadığı ağacı kesen düzenin kendisi var. Her şeyi ama her şeyi özelleştirince, serbest piyasanın vahşi kurallarını dokunulmaz kılınca, sosyal devletten uzaklaşıp, sosyal politika yardım faaliyetine indirgenince, memleket şirket gibi yönetilince karşı karşıya kalacağımız acı hakikatin bu olduğunu yarım asırdır söylüyoruz. Bugünlerde altından çıkmaya çalıştığımız siyasi enkazın da, ekonomik enkazın da, depremin yarattığı enkazın da sebebi belli. Bugün üzerimize çöken sermayenin en vahşi egemenliği. Yani neoliberal yıkım stratejisidir” diye konuştu. GELİR EŞİTSİZLİĞİ ARTTI Çalışma yaşamının sadece güvencesiz değil, aynı zamanda güvenliksiz bir hal aldığını söyleyen Çerkezoğlu, “Çalışırken ölüm, iş cinayetleri muazzam bilimsel ve teknolojik ilerlemeye rağmen, azalmak bir yana hızla arttı. Sendikal haklar, ağır baskılar ile yüz yüze kaldı. Türkiye'de her şey işçilerin örgütlenmesinin, sendikalaşmasının önünde engeldir. Bu zihniyeti değiştirmek zorundayız. İşçiler sendikalaştıkları zaman buna reaksiyon gösteren işverenler şunu bilmelidir ki; bugün belki kar oranlarını korudukları için mutlu olabilirler. Ama yarın hepimizin çocuklarının ve torunlarının yaşadığı Türkiye'de nasıl tehlikeli bir gelecek tahayyülüne el verdiklerini görmeliler. Gelir eşitsizliği arttı. Asgari ücret ortalama ücret haline geldi. Ağır bir vergi yükü emekçilerin alım gücünü giderek daha da aşındırdı” diye konuştu. İŞÇİ SINIFI OLMADAN DEMOKRASİ OLMAZ Geleceğin inşasının, cumhuriyetin demokrasi ile taçlandırılması ile olacağını da vurgulayan Arzu Çerkezoğlu, şunları söyledi: “Demokrasi sadece beş yılda bir sandığa gidip oy vermekten ibaret değil. Demokrasi tüm toplumsal kesimlerin hayatın her alanında karar mekanizmalarına katıldığı ve bunun güvence altında olmasıdır. İşçi sınıfının söz ve karar sahibi olması, örgütlü olmasından geçiyor. Ülkemizin tüm değerlerini ve güzelliklerini üreten işçi sınıfı olmadan demokrasi olmaz, demokratik bir cumhuriyet hiç olmaz. Tüm işçileri, çalışanları, dünyadaki en uzun çalışma saatlerine, en düşük ücretlere, en örgütsüz çalışmaya, en çok ölümlü iş cinayetine mahkûm eden bu distopyaya mahkum değiliz. Demokrasi işçinin ekmeğidir. Demokrasinin olmadığı yerde emeğin hakları olmaz. Yani meselemiz, Türkiye için demokrasi, toplum için ekonomidir. Esas meselemiz, demokratik bir cumhuriyeti inşa etmektir. Neyin üretileceğine, nasıl üretileceğine ve nasıl bölüşüleceğine halkın karar verdiği bir düzen kurmaktır. Bunun yolu da örgütlü olmaktan geçiyor. Örgütlenmenin önündeki engelleri ortadan kaldıracağız.” Arzu Çerkezoğlu, konuşmasının ardından son günün teması olan “Çokluğa ve Birliğe Davet” sloganını hatırlatarak sahneye sendika üyelerini, işçileri davet etti. HABER MERKEZİ

Sönmez: Ortak hayallerimize birlikte yürüyeceğiz Haber

Sönmez: Ortak hayallerimize birlikte yürüyeceğiz

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin son gününde TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında hayalimizdeki Türkiye” başlıklı bir konuşma yaptı. Uzlaşı ve ortak aklın kongrenin ana temasını oluşturduğunu belirten Sönmez, “Cumhuriyet tarihinin miladı olan İktisat Kongresini bizlere miras bırakanların izinden, sizlerle yürüyor olmaktan gurur duyuyorum” dedi. ÇOCUKLARIMIZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN EL ELE VERMELİYİZ 6 Şubat’ta ülkenin büyük felakete uğradığı deprem sonrasında hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını söyleyen Sönmez, “İş dünyası olarak depremin yaralarını sarmaya devam ederken çocuklarımızın geleceğe de emin adımlarla bakmasını sağlayacak atılımlar yapıyoruz. Çocuklarımız ve geleceğimiz için el ele vererek yolumuza tüm paydaşlarımızla devam edeceğiz. Bu ülkeye hizmet verenler olarak bizleri bugünlere getirenlere karşı sorumluluğumuz var. İkinci İktisat Kongresi’nin yarattığı yeni iklimle bugünün ve geleceğin Türkiyesi'nin hayaliyle yeni yollar bularak yürüyeceğiz. Kongre Sonuç Bildirgesi ışığında ortak hayallere açılım yapacağız” şeklinde konuştu. BİR HİKAYE YAZALIM VE DEĞİŞELİM Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken kurtuluş ve kuruluş ruhuyla hareket edilmesi gerektiğinin de altını çizen Sönmez, “Bugünden başlatacağımız ikinci yüzyıl hem bir pencere hem de basamak olmalı. Önümüzde uzanacak gelecek manzarasını seçebilmeli ve burada kendimizi konuşlandırabilmeliyiz. Ülkemizi orta gelir, orta demokrasi tuzağından kurtarmalıyız. Başta gençler ve kadınlar olmak üzere herkesin hayalini gerçekleştirelim. Bir hikaye yazalım ve değişelim. Biz olalım” diye konuştu. TÜRKİYE’NİN ORTA DEMOKRASİ TUZAĞINDAN UZAKLAŞMASI GEREK Cumhuriyetin ikinci yüzyılında her şeyden önce dayanıklı bir ülke inşa etmenin önemine değinen Sönmez, “Bilimi, liyakati ve ortak aklı öne alan bir toplum güçlü bir toplumdur. Bunları harekete geçirdiğimizde ülkemizin kalkınması da gerçekleşecektir. Ülkemizin refah seviyesini artırmak ve Türkiye’yi kalkındırmak istiyorsak hukukun üstünlüğünü öne çıkarmamız gerek. Türkiye’nin orta demokrasi tuzağından uzaklaşması gerek. Yolsuzluğu, eşitsizliği azaltmak eğitimden geçer. Güçlü bir kurumsal çerçeve ve ekonomik ilerlemeye eğitim yardımcı olacak. Biz ülkemizin çokluğuna ve birliğine şahit olmuş kurumlardan biriyiz. Ülkemizin her köşesinde her alanında entelektüel sermayeyi ülkenin dört bir yanına taşıyoruz. Ülkemizde yeni yüz yıl inşa ederken sayısız harç mevcut. Önemli olan bu harcın farkında olmak. Ortak aklı oluşturan kamu kurumları, yerel kuruluşlar, üniversitelerle hayalimizdeki Türkiye’yi paylaşıyoruz” dedi. İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR Ülkemizin geleceğe uzanması için 5 kapının olduğunu hatırlatan Süleyman Sönmez, “Demokrasi, çevre, dijitalleşme, kalkınma ve toplumsal cinsiyet eşitliği olarak tanımlıyoruz. Gerek genç işsizlik, gerekse de beyin göçü ülkemizin geldiği durumu özetliyor. Gençlerin iş gücüne ve eğitime katılması bunun da teşvik edilmesi gerek. Analitik düşünebilen dünyaya bilime ve bilgiye açık nesiller yetiştirmeliyiz. Gençleri, girişimci ruhu desteklemeliyiz. Hayatın her alanında etkin katılımı sağlayan bir Türkiye hayal ediyoruz. Kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere şiddet ve ayrımcılığı ortadan kaldıracak, insan haklarını savunan, İstanbul Sözleşmesi gibi teminatları daha güçlü bir şekilde savunmak ve uygulamak durumundayız. Gelecek yüzyılımızda İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden uygulanabilir olması en büyük temennimiz. Güçlü kadının güçlü Türkiye olduğunu biliyor ve ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ diyoruz” şeklinde konuştu. İKİNCİ YÜZYILIN İKTİSAT KONGRESİ, TÜRKİYE’NİN İKTİSAT KONGRESİ Hayallerdeki bir diğer Türkiye’nin temelini adaletin oluşturduğunu ifade eden Sönmez, “Adalet olmazsa olmaz. Ülkenin gelişmesindeki en önemli temel taş adalettir. Çiftçisinden işçisine, sivil toplum kuruluşlarından akademisyenlere kadar pek çok alanda fikrin söylenebildiği İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ni Türkiye’nin İktisat Kongresi olarak değerlendiriyorum. ‘Biz’ duygusuyla bu ortak ruha gelebilmemize vesile olan 8 aylık bir çalışma ürününe önderlik eden Tunç Başkan’a ülke için, demokrasi için, gelecek için çok özel bir teşekkür etmek istiyorum” diye konuştu. HABER MERKEZİ

Balık: Eğitim, sağlık ve güvenlik kamulaştırılmalı Haber

Balık: Eğitim, sağlık ve güvenlik kamulaştırılmalı

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi kapsamında Birleşik Kamu İş Genel Başkanı Mehmet Balık, “İkinci Yüzyılda Kamucu Tavır” başlıklı sunum yaptı. Konuşmasında Türkiye’nin eğitim sistemindeki bozulmayı anlatan Balık, “Bugün Cumhurbaşkanı, 45 bin öğretmen atanacak dedi. Ama şu an 120 bin öğretmen açığı var. 120 bin öğretmenin hemen atanması lazım. Seçim sonrası birinci önceliğin eğitim olması lazım. Eğitimde istenilen düzeye gelirsek sağlık kalkınacak, turizm kalkınacak, belediyeler kalkınacak. AKP göreve gelir gelmez ilk yaptığı şey Türkiye’nin eğitim sistemiyle oynamak oldu. Milli eğitim bakanları, AK Parti’ye dayalı bir eğitim sisteminin kurulmasını sağladı. Eğitime önemli bir darbe vuruldu. İktidar aynı, yönetenler aynı ama sürekli milli eğitim bakanı atandı. Çünkü eğitimi değiştirmek istiyorlardı, hafızayı silmek istiyorlardı. Yıpranan bakanları görevden aldılar. Eğitim sisteminin baştan sona ele alınması lazım. Öğretmen yetiştirme programının yeniden düzenlenmesi lazım” şeklinde konuştu. TAVİZ VEREMEYECEĞİMİZ ÜÇ KONU VAR Türkiye’de kapatılan, dönüştürülen ve özelleştirilen eğitim sistemine dair gelinen tabloyu anlatan Balık, “Okullara fen lisesi desek, Anadolu lisesi desek ne olur; eğitimin kalitesi düştükten sonra bunun adının değişmesi hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Türkiye’de devlet okulları sabun bulamazken, apartman daireleri özel okullara dönüştü. Kamu adına eğitim yapmaktan çıktık, birileri para kazansın diye eğitim yapmaya başladık. Bizim taviz vermeyeceğimiz üç konu var; eğitim, sağlık ve milli güvenlik. Eğer bir ülkede eğitim, sağlık kamu hizmeti olmaktan çıkmışsa, milli güvenliği özel güvenliğe teslim etmişseniz o ülkenin ayakta kalması mümkün değil. Bizim birçok alanda kamu politikaları uygulamamız lazım. Enerji, altyapıyı kamu yapıyor, özel sektör işletiyor. Türkiye’de elektrik, yol, su gibi giderlerin acilen kamulaştırılması lazım” dedi. HABER MERKEZİ

Bozgeyik: Yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç var Haber

Bozgeyik: Yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç var

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nin son gününde KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik “Emeğin Açık Yaraları ve Çözüm Önerileri” başlıklı bir konuşma yaptı. Uluslararası statüde de değerIendirilebilecek bir kongre süreci yaşadıklarını belirten Bozgeyik, “İçerisinde bulunduğumuz kriz, yönetim sorununu depremde de gösterdi. Depremzedeler hala daha rüzgarla, suyla, yağmurla baş edemiyor. Ev, iş yerleri, mahalleler yerle bir oldu. Deprem bölgesinde yoksullaşma söz konusu. İhmal ve yönetememe krizi nedeniyle milyonlar komşularını, toplumsal hafızalarını, kentlerini terk etmek zorunda kaldı. İzmir başta olmak üzere pek çok şehre göç etmek zorunda kaldı. 20 yıldır bu hükümetin izlemiş olduğu politikalar depremde rejimin iflas ettiğini gösterdi. Yıllardır hükümet toplumu kutuplaştırmasına rağmen 6 Şubat depreminde toplum olarak birlik ve beraberlik içinde mücadele ettik. Toplum dayanışması ve birliği hep sürecek” dedi. KAZANILMIŞ HAKLAR GASP EDİLİYOR KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, “50 yılı aşkın süredir dünya genelinde ve ülkemizde emek karşıtı neoliberal politikaların yaratmış olduğu politikalar emeğin yaralarını giderek derinleştirdi. Yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyacımız var. Bu krize neden olan sistemi tartışmamız gerek. Önümüzdeki günlerde toplumsal dayanışmayla çözebileceğimiz kararlar aldık. Hem işçi sınıfı hem kamu sınıfının hakları gasp ediliyor. 20- 30 yıllık dönemde ise bu konu daha da derinleştirildi. Kazanılmış haklar gasp ediliyor. Sosyal devlet refah devletinde işçi sınıfı hedef alındı. Kapitalizmin içine düşürdüğü durum küresel işsizliği, kuralsız çalışmayı, servette gelir dağılımındaki eşitsizliğe sürükledi. Uluslararası çalışma örgütleri, uluslararası kurumların raporlarında bu durum açıkça ortaya koyuluyor. Özellikle özelleştirmeden kaynaklanan sorunlar bu durumu tetikledi. Kamu işletmelerinin ve kamu normlarının özelleştirmeleri bağımsız kurumlar nedeniyle yapısal uyum hedefi öngörüldü ama bir adım atılmadı. Ülkeyi sermaye için cazip hale getirmenin yolu işçilerin haklarını vermektir” şeklinde konuştu. GÖREV VE SORUMLULUĞUMUZUN GEREĞİNİ YERİNE GETİRECEĞİZ Türkiye’de emekçilerin çalışma verimliliği konusuna da değinen Bozgeyik, “Türkiye son dönemde yatırımcılar açısından güvenli bir ülke olmadı. Var olan antidemokratik uygulamalar dolayısıyla güven endeksinde gerilemeye neden oldu. Tüm kurumlar ekonomik kaynaklar, hukuk düzeni ve üniversiteler sermaye ve iktidar lehine kullanılır oldu. Doğa bilgisiz bir şekilde sömürülüyor. Devlet şirketleşerek var olan sistemle bütünleşiyor. Yönetici modeli olarak adlandırılan bu sistem kapitalizmin daha hızlı bir şekilde ortaya konulmasını öngörüyor. Özelleştirilmeyen kamu kurumu neredeyse kalmadı. Eğitim, sağlık, ulaşım özelleştirildi ve buna halkın ulaşması zorlaştı. Önümüzdeki dönemde bu politikalar kalkacak. Kamu kurumları ticarethaneye çevrilmeyecek. Bu durum durdurulacak. 14 Mayıs seçimlerinden sonra da haklarımızın tekrar özüne dönmesi için yeni bir kurumsal alanın inşa edilmesi anlamında önümüzdeki dönem daha fazla adalet, daha fazla özgürlük, daha fazla eşitlik olmasını öngörüyoruz. Çok sesliliğe giden bu yolda demokrasi, eşitlik ve kardeşliğin olması için bizlere çok fazla görev düşüyor. Barış olmazsa ekmeğimiz azalıyor. Yaşam zorlaşıyor. Eşitlik ve adalet azalıyor. Görev ve sorumluluğumuzun gereğini yerine getireceğiz” ifadelerini kullandı. HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.