[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#iş

iş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, iş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ev işlerini yaparken dikkat: Sakatlıklara davetiye çıkarabilirsiniz! Haber

Ev işlerini yaparken dikkat: Sakatlıklara davetiye çıkarabilirsiniz!

Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Kemal Paksoy, ev temizliği yapılırken omurga sağlığına zarar veren davranışlar ve sık yapılan hatalardan bahsetti. Sürekli tekrar eden hareketler, tendinit veya sinir sıkışıklığı gibi rahatsızlıklara yol açabilir Ev işlerinin kendi içinde bazı riskleri olduğuna dikkat çeken Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Kemal Paksoy, “Ev işleri, her ne kadar günlük hayatımızın bir parçası ve çoğu zaman fiziksel aktivite olarak görülse de yanlış yapıldığında vücuda zarar verebilecek bazı riskler taşır.” diye konuştu. Bu risklerin genellikle postür bozukluğu, tekrarlayan hareketler ve yanlış tekniklerle yapılan işler sonucu ortaya çıktığını aktaran Op. Dr. Kemal Paksoy, “Eğilme, ağır kaldırma, uzun süre ayakta kalma gibi işler sırasında bel, sırt, boyun ve omuz bölgesi zorlanabilir. Bunun sonucunda ağrılar ve sakatlıklar ortaya çıkabilir. Sürekli tekrar eden hareketler, özellikle temizlik bezi sıkma, fırçalama veya yemek hazırlarken doğrama gibi işler, bilek ve el kaslarını zorlayabilir. Bu durum, tendinit veya sinir sıkışıklığı gibi rahatsızlıklara yol açabilir.” diye konuştu. Ev içi sakatlanmalar genellikle yanlış postür veya dikkatsizlikten kaynaklanıyor Ev içinde en sık karşılaşılan sakatlanmalara değinen Op. Dr. Kemal Paksoy, “Ev içindeki sakatlanmalar genellikle dikkatsizlik, yanlış postür ya da uygun olmayan ekipman kullanımı gibi nedenlerle meydana gelir. En sık karşılaştığınız ev içi sakatlanmalar; düşmeler, kesikler, yaralanmalar, yanıklar, burkulmalar ve kas zorlanmaları şeklinde görülür.” diye konuştu. Doğru teknikleri kullanmak ve düzenli aralar vermek önemli Ev işleri sırasında sakatlanmaları önlemek için alınması gereken tedbirlerden söz eden Op. Dr. Kemal Paksoy, “Dikkatli olmak, doğru teknikleri kullanmak ve düzenli aralar vermek önemlidir. Ayrıca, ev ortamını güvenli hale getirerek olası tehlikeleri en aza indirmek de sakatlanmaları önlemeye yardımcı olabilir.” dedi.

Kadınları eve kapatma politikasından vazgeçin Haber

Kadınları eve kapatma politikasından vazgeçin

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER- Türkiye ve dünyada kadınlar, iş hayatında, evde ve toplumun her alanında önemli roller üstleniyor. Bu rollere çoğunlukla değersizleştirilen, görünmeyen veya adaletsiz ücret şekilinde karşılık veriliyor. Kadın istihdamı erkeklere göre daha düşük bir oranda seyrederken kadının emeği aldığı düşük ücretler, ayrımcılık ve ev içindeki emeğin görünmezliği gibi temel sorunlar ile karşılaşıyor. Türkiye toplumundaki yaşanılan problemlerin başında istihdam ve işsizlik oranları geliyor. Kadınların istihdam oranı ekonomik, kültürel, sosyal gibi birçok faktöre göre değişiklik gösterse de hem dünyada hem de Türkiye’de bu oran erkeklerinkine göre daha düşük seyrediyor. EuroStat verilerine göre Avrupa’da kadın istihdamının erkeklerinkinden daha düşük olduğu görülse de kadınların işgücüne katılımı ve istihdam oranında, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ve OECD ülkeleri arasında büyük uçurum bulunuyor. İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Gülsen Özkan kadınların iş yaşamından bu denli uzak kalmasını çocuk, hasta, yaşlı ve ev işlerinin bakımının kadına bırakılmasın bağlarken, kadının eve kapatıldığının eleştirisinde bulunuyor. İKİ KADINDAN BİRİ EV İŞLERİYLE MEŞGUL Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in 2022 yılına ilişkin yayımladığı İşgücü İstatistikilerine göre, kadınlarda işsizlik oranı 2022’de yüzde 13,4, istihdam oranıysa yüzde 30,4 olarak gerçekleşmişti. Erkeklerdeyse istihdam oranı yüzde 65 olmuştu. Eurostat verilerine göre ise aynı dönemde 15 yaş ve üzeri kadın istihdam oranı AB ortalamasında yüzde 64,9, erkek istihdam oranı yüzde 74,7 olarak gerçekleşti. Kadınların istihdam oranının düşük seyretmesinde iş hayatındaki cinsiyet temelli ayrımcılık, eğitim eşitsizliği, ücret eşitsizliği gibi birçok neden bulunsa da Türkiye özelinde başlıca sebebin toplumsal cinsiyet rolleri olduğunu söylemek mümkün. TÜİK verilerine göre de işgücüne katılmayan neredeyse her iki kadından biri “ev işleriyle meşgul.” YÜZDE 15 MAAŞ AYRIMI Kadınların işgücüne katıldığı günden bu yana dünya genelinde süregelen temel sorun alanlarından en temeli ise ücret farkı. Kadın-Erkek ayrımcılığının yansıması olan bu durum, genellikle kadınların benzer niteliklere, deneyime ve sorumluluklara sahip, aynı ya da benzer işleri yapan erkek meslektaşlarına kıyasla daha düşük ücret alıyor. Avrupa İstatistik Ofisi (EUROSTAT) verilerine göre, 2021’de kadınların brüt saatlik kazancı erkeklerinkinden AB’de ortalama yüzde 12,7, Euro bölgesinde ise yüzde 13,5 daha düşük. Türkiye için ise bu alana ilişkin son veri 2018 yılına ait. OECD veri tabanında Türkiye’de cinsiyete dayalı ücret farkı 2018 yılı için yüzde 10 olarak kaydedilmiş. Ancak Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) “Cinsiyete dayalı ücret farkının ölçümü- Türkiye uygulaması” raporunda söz konusu oran 2018 yılı için yüzde 15,6 olarak verilmiş. ALAN AÇILMALI Kadınlara gerekli alan açılmadığı için eve kapandıklarını belirten Özkan, her mahalleye tüm gün açık olacak şekilde kreş ve anaokulunun açılması gerektiğini söyledi. Özkan, “Kadının iş yaşamı dışına atılmasına karşıyız. İş hayatında yaşadıkları aksaklıkların karşısındayız ve buna karşı sürekli ses çıkarmaya çalışıyoruz. Kadının iş yaşamı dışına itilmesinin en büyük sebebi dini politikaların hayatın her alanına yayılmış olmasıdır. Bu durumdan vazgeçmek gerekiyor. Kadınları eve kapatma politikalarından vazgeçmek gerekiyor. Bu duruma muhalefet ve kadın derneklerinin ortak olarak ses çıkartması lazım. Kadınları sadece ev eksenli işlere değil iş hayatına atılmanın önü açılmalıdır. Çocuklarına bakımlarını sağlayacak, yaşlılarına bakabilecek merkezler oluşturduktan sonra kadınların iş hayatına aktif olarak atılmalarını da gerekli buluyoruz. Kadının çocuğunu bırakacak bir kreşi olmalı, bu konudaki devlet politikasının güçlenmesi lazım. Kamu yönetimlerinin bu konuya daha hassasiyetle eğilmesi lazım. Eve kapanmaların en büyük nedeni de devletin kreş, hasta bakımı ve yaşlı bakımı gibi konulara gereken özeni göstermemesidir. Bunlar olmayınca kadın eve kapanıyor. Yerel yönetimlere kadın kuruluşları olarak isteklerimizi bildirdik. Her mahalleye bir kreş ama halk eğitim öğretmenleriyle değil, resmen sabahtan akşama kadar açık olacak anaokulları, kreşler, iş merkezleri lazım” diye konuştu.

Dünden bugüne iş cinayetleri… 32 bin 180 işçi hayatını kaybetti Haber

Dünden bugüne iş cinayetleri… 32 bin 180 işçi hayatını kaybetti

Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 3 Kasım 2002 tarihinden bugüne iş cinayetlerinde en az 32 bin 180 işçi hayatını kaybettiğini açıkladı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “İster 6331 sayılı İSG Yasası çıkarın ister oransal olarak ‘İşçi Ölümleri Düştü’ gibi söylevler verin gerçekler değişmiyor. 3 Kasım 2002 tarihinden bugüne iş cinayetlerinde en az 32 bin 180 işçi hayatını kaybetti… Ülkemizde hüküm süren durum bir iş cinayetleri rejiminin varlığıdır. Soma, Amasra, Hendek, Davutpaşa, Ostim, Torunlar, Ermenek, Elbistan, Şırnak, Dursunbey, 3.Havalimanı, Tuzla Tersaneleri, Kot Kumlama gibi birçok işçi katliamı bu dönemde meydana gelmiştir. ILO ve DSÖ verilerine göre her bin işçi için yılda 4 ila 12 yeni meslek hastalığı olgusu beklenmektedir. Yine meslek hastalıklarına bağlı ölümler, iş cinayetlerine bağlı ölümlerin yaklaşık 5-6 katı düzeyindedir. Ancak SGK ise her yıl 500 civarı meslek hastalığı tespit etmiş ve her yıl 5 ila 20 civarı meslek hastalığına bağlı ölüm açıklamıştır.” EMEK SÜREKLİ UCUZLAŞTIRILMIŞ “İş cinayetleri sonrası adaletsizlik, cezasızlık bir kural haline gelmiştir” denilen açıklamada, “Davalarda asıl sorumlular mahkemeye çıkartılamadığı gibi tali sorumlular kısa süreli hapis cezalarına çarptırılmış, bu cezalar para cezasına çevrilmiş ve 24 ay taksitlendirilmiştir. Çıkarttıkları 4857 sayılı İş Kanunu ile taşeron çalıştırma başta olmak üzere esnek ve güvencesiz çalıştırma yasal hale getirilmiş ve kiralık işçilik ve özel istihdam büroları içerikli kölelik yasası ile bütün işlerde güvence tamamen ortadan kalkmıştır. Gelinen noktada Türkiye sermaye için bir cennet haline gelmiştir. Emek sürekli ucuzlaştırılmış, Türkiye Avrupa’nın Çin’i haline getirilmiştir. Sendikal hareket baskı altına alınmış, sendikalaşan işçiler işten atılmış ve iktidara bağlı sendikalar egemen hale getirilmiştir. Grevler ‘milli güvenlik’ gerekçesiyle yasaklanmış, 1 Mayıslarda alanlar kapatılmıştır” bilgisi paylaşıldı. İŞYERİNDE ŞİDDET VE TACİZ… Açıklamada, “Çocuklar çalışması yasak olan işkollarında çalışmanın yanında 15 yaşın altında da çalıştırılmaktadır. Yoksulluk, 4+4+4 eğitim sistemi, çırak ve stajyerlik uygulamaları, mevsimlik tarım işçiliğinin omurgasının çocuklardan oluşturulması gibi nedenlerle üçte biri 14 yaş ve altında olmak üzere her yıl 60-70 çocuk çalışırken hayatını kaybetmiştir. SSGSS yasası ile emeklilik yaşı 65’e çıkarılmıştır. Emekli olduğu halde geçinemediği için çalışan ve emekli olma hakkını sigortasız çalıştığı ya da sigortası düzenli yatırılmadığı için kazanamayan milyonlarca emekli/yaşlı işçi kitlesi oluşmuştur. Yine her yıl iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin yüzde 20-25’ini bu işçilerin oluşturması, emekli/yaşlı işçilerin güvencesiz emek haline getirilmesinin bir sonucudur. Tarımda, sanayide, hizmet sektöründe kadınlar en güvencesiz koşullarda çalıştırılmıştır. Bu çalışma koşullarının diğer yanını ise işyerinde şiddet ve taciz oluşturmuştur. Kadınların ev içi emeği de –temizlik, yemek, çocuk ve yaşlı bakımı– görünmez kılınmıştır” ifadeleri de kullanıldı. BASKILARA KARŞI DİRENECEĞİZ Son olarak ise “Her yıl 120-150 civarında kadın çalışırken hayatını kaybetmiştir. Yanlış dış ve iç politikalar sonucu Türkiye milyonlarca mültecinin akınına uğramıştır. Nüfusun yüzde 10’unu oluşturan göçmenler sigortasız, ucuz, dışlayıcı yani tamamen korunmasız koşullarda çalıştırılmıştır. Son dönemde her yıl 100 civarında göçmen işçi hayatını kaybetmiştir. Özetle 21 yılda iş cinayetleri gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiş ve bu durum olağanlaştırılmıştır. Ancak biz işçilerin de mücadelesi her alanda devam etmektedir. İş cinayetlerine, güvencesiz çalıştırmaya, sendikal örgütlenme üzerindeki baskılara karşı direneceğiz... Artık Yeter!” denildi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Tarım alanı, orman ve baraj… Milyarlık proje halkın kantarında

MÜSİAD Vizyoner'23 İş Dünyasına ilham olacak Haber

MÜSİAD Vizyoner'23 İş Dünyasına ilham olacak

Kamu ve iş dünyasından üst düzey bir katılımın olacağı zirve ile iş dünyasının geleceği masaya yatırılacak. VİZYONER’23 zirvesiyle ilgili detayları açıklayan MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı: “Türkiye Yüzyılı hedefini gerçeğe dönüştürmek için MÜSİAD olarak kolektif gücü rasyonel bir şekilde her alanda yaşatabilmek için hazırladığımız yol haritasını 4 kasımda Vizyoner’23’te açıklayacağız.” DÖNÜŞEN VE DÖNÜŞTÜREN VİZYONER MÜSİAD Vizyoner Zirveleri, 2015 yılında “Gelecekle İş Yapmak”, 2017 yılında “Dönüşüm”, 2019 yılında “Dijital Gelecek” söylemleri ile günceli takip eden bir zirve konumundaydı. 2021 yılında “Fark Et” mottosuyla gerçekleştirilen Vizyoner zirvesi 9000’e yakın katılımcısı ile somut aksiyon alan bir zirve yapısına dönüştü. MÜSİAD’ın hedefleri doğrultusunda yeni bir kilometre taşı eklenen bu zirvede “gelecek” olgusunun geldiğini ve geleceğin yaşandığının fark edilmesi gerektiğinin altını çizen bir iç görüyle yaşanan değişimlere karşı farkındalık sağlandı. Vizyoner hem dönüşen hem de dönüştüren bir zirve olarak söylemde kalmayan artık harekete geçiren zirve olarak akıllara kazındı.  BİR’DEN BİZ’E GİDEN YOL MÜSİAD Vizyoner’23’, bireysel yaşam odaklı günümüz dünyasında insanlar arasındaki bağlantıyı yeniden sağlamayı, karmaşık zorluklar ve sorunlarla dolu bir dünyada, kolektif hareket yoluyla sorunlara çözümler bulmaya geliyor. “Biz’in Gücü” mottosu üzerine inşa edilen Vizyoner’23 yıllardır konuşulan sorunlara, bu sorunlara getirilen çözümlere karşı sonuç elde edebilmenin yolunun kolektif hareketten geçtiğini; birlikte çalışarak, güçleri ve kaynakları bir araya getirerek ortak hedeflere ulaşılabileceğini vurguluyor. Kolektif çabaların, bireysel çabalardan daha büyük başarılara yol açabileceğini ortaya koyuyor. BAŞARI KATALİZÖRÜ KOLEKTİF HAREKET MÜSİAD Vizyoner’23 “Biz’in Gücü” ile Türkiye’nin her alanda, her sektörde kalkınması ve ilerlemesi için itici güç olacak bir katalizöre ihtiyacı olduğunu ve bu katalizörün de kolektif hareket olduğunu vurguluyor. Hedeflere daha kolay ulaşılmasını sağlayacak, ekonominin ve iş dünyasının önüne çıkacak engelleri zorlanmadan aşması için anahtar olacak, başarıları ve kazanımları daha ileriye taşıyacak yegâne gücün: “Kolektif Hareket” olduğu Vizyoner’23 ile anlamlandırılacak. Ayrıca kolektif hareketin, Türkiye’nin daha da başarılı olması için de katalizör görevi göreceği vurgulanacak. MAHMUT ASMALI: ‘’Gazze’deki savaşı ve insanlığa karşı yapılan bu katliamı kınıyoruz’’ MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı tanıtım toplantısı konuşmasında öncelikle Filistin’de yaşanan insanlık dramına değindi: ‘’Gazze’de son on gündür büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. Her geçen gün, bölgeden kötü haberler almaya devam ediyoruz. İsrail’in yaptığı yoğun hava saldırıları ve bombalamalar yüzünden Gazze’de adeta taş üstünde taş kalmadı. İsrail devleti hiçbir hedef gözetmeden, tamamen yıldırmak üzerine bir saldırı içinde… Gazze’deki sivil yerleşim yerleri, ibadethaneler, hastaneler ve eğitim kurumları yerle bir olmuş durumda. Altyapı sistemi çökertilmiş… İnsanların elektriği ve suyu kesilmiş… İnsanlar gıdasız ve susuz bırakılmış…  İsrail Gazze’de neredeyse planlı bir soykırım faaliyeti yürütüyor. Bu duruma sessiz kalmak imkânsız. Dünyanın neresinde bir masum, bir sivil zulüm görüyorsa buna sessiz kalamayız. Biz MÜSİAD olarak, Gazze’deki savaşı ve insanlığa karşı yapılan bu katliamı kınıyoruz. Bölgedeki tüm aktörlere savaşın bitirilmesi, bölgedeki huzurun sağlanması ve yapılan insanlık suçlarına bir an önce engel olunması için adalet çağrısı yapıyoruz.’’ “Kolektif Hareket Bir Memleket Meselesidir” MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalıda ardından Vizyoner’23 zirvesini anlattı: “Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Yüzyılı vizyonuyla açıkladığı hedeflere ülkemizin daha kolay ulaşmasını, ekonominin ve iş dünyasının, çarpanı her zamankinden daha yüksek işlere imza atmasını sağlayacak, başarıları ve kazanımları daha ileriye taşıyacak yegâne yol haritası: “Kolektif Hareket” Mahmut Asmalı; Türkiye Yüzyılı, Kolektifin Yüzyılı olacak Türkiye’nin ikinci yüzyılında gerçekleştirilecek ilk büyük iş adamları ve iş dünyası etkinliğinin MÜSİAD Vizyoner’23 olacağını söyleyen MÜSİAD başkanı Mahmut Asmalı, yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı hedefini gerçeğe dönüştürmek için MÜSİAD olarak kolektif gücü rasyonel bir şekilde her alanda yaşatabilmek için bir yol haritası hazırlayacağız. Mevcut başarıları daha ileriye taşımak ve yeni hedeflere ulaşmak için iki aşamalı bir yol izlemeyi hedefliyoruz. Bu iki aşamadan birincisi MÜSİAD kendi içinde nasıl kolektif gücü gerçekleştirecek, sektör kurullarını nasıl kolektif güce dönüştürecek, üyelerine kolektif olma kültürünü nasıl yerleştirecek. İkinci aşamaysa MÜSİAD olarak kamudan, iş dünyasına, girişimcilikten eğitime kadar toplumun tamamına kolektif olma kültürünün nasıl yayılabileceğine dair bir öneri niteliğinde “Türkiye için Kolektif Güç Hareketi” yol haritasını 4 Kasım’da Vizyoner’23’te açıklayacağız inşallah” dedi. MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı’dan 2 Trilyon dolar Hedefi “2030 yılında, Gayrı Safi Milli hasılamızı 2 trilyon dolara çıkartabiliriz” Kolektif hareketin, Türkiye'nin geleceğini dönüştürme ve onu bölgede daha güçlü bir lider olarak konumlandırma potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Asmalı, “Kolektif hareketi bir başarı katalizörü olarak kullanıp, Türkiye’yi dünyanın önde gelen ilk 10 ekonomisinden biri olarak konumlandırabiliriz. Tüm bu iddiamızı bir hayal olarak sunmayıp aksiyona geçip, kolektif gücümüze inanıp Türkiye’nin ihtiyacı olan yatırım sermayesine çeviriyoruz. Bugün sizlere ilk defa MÜSİAD Girişim Sermayesi Yatırım Fonu kurduğumuzu, MÜSİAD üyelerinin sermaye güçlerini birleştirip katma değerli yatırımlar için kaynak oluşturacağımızı ve ülkemizi 2 Trilyon gayrisafi millî hasılaya ulaştıracak çalışmalar için sorumluluk aldığımızı ilan ediyoruz” ifadelerini kullandı. Mahmut Asmalı: ‘’Bu faizlerle ticaret ve yatırım yapmak sürdürülebilir değil’’ MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı: Mahmut Asmalı yüksek kredi oranlarıyla iş yapabilmenin hayli güç olduğunu söyledi: ‘’Bu faizlerle açıkçası ticaret yapmak, bu faizlerle yatırım yapmak hakikaten çok sürdürülebilir bir şey değil. Biz önümüzdeki senenin ilk çeyreğinden itibaren faizlerin aşağıya geleceğini tahmin ediyoruz. Çünkü enflasyonun da aşağı gelmesiyle beraber faizlerde de gevşeme olacağını düşünüyoruz.’’ MÜSİAD Vizyoner’23 İcra Kurulu Başkanı Hasan Ekmen; Bireysellikten bize giden yol ile dünyaya yeniden bağlanacağız diyen MÜSİAD Vizyoner’23 İcra Kurulu Başkanı Hasan Ekmen, “Bugün, içerisinde yaşadığımız Dünya’yı fark ettik. Günümüz dünyasında bireysellik en yaygın yaşam biçimi haline geldi. İnsanlar artık kendi iç dünyasında yaşayan, aksiyon alacağı zaman bile bireysel olarak hareket etmeyi tercih eden bir yapıya büründü. Nihayetinde kazandığımız farkındalıklar ile yeni bir aşamaya geçiyoruz. Yıllardır konuşulan bireysel ve toplumsal sorunlara çözüm olmak için birden bize giden yol ile insana, toplumlara, değerlere ve dünyaya yeniden bağlanacağız. Ben değil, biz olacağız. Bu sebeple MÜSİAD Vizyoner’23’ün ana temasını “BİZ’İN GÜCÜ” olarak belirledik” dedi. TEKNOLOJİ İHRAÇ EDEN TÜRKİYEYE AÇILAN PENCERE: UNIQ ZONE PATENT ALANI Ticarileşmemiş patent sahipleri ile doğru yere yatırım yapmak isteyen üreticiyi buluşturacak olan Vizyoner’23’te, patente dair her şey Uniq Zone Patent Sahnesi’nde konuşulacak. Alanında uzman kişiler tarafından patentin önemi ve ticarileştirilmesi üstüne yapılacak ufuk açıcı konuşmalarla patentin önemini kavrayan ve buna göre hareket eden bir iş dünyası oluşturulacak. VİZYONER’23’TE KATILIMCILARI NELER BEKLİYOR? Dört başlık ışığında bu sene katılımcıları geleceğe hazırlama konusunda motive ederek, yerli ve yabancı iş bağlantıları, global trendler, ilham ve motivasyon, strateji ve eylem imkânı sunmayı amaçlayan MÜSİAD Vizyoner, 4 Kasım tarihinde “Biz’in Gücü’’ mottosu ile gerçekleşecektir. Vizyoner’23 geçmişi bildiğimiz, bugünü anladığımız ve geleceğin dünyasını öngörme aksiyonundan yola çıkarak içinde yaşadığımız dünyayı her anlamda Fark Etme gayesi taşımaktadır. Teknoloji’de Biz’in Gücü’nü, Girişimde Biz’in Gücü’nü, Dünyayı Değiştirmede Biz’in Gücü’nü, Değerlerde Biz’in Gücü’nü göstererek başarıları daha ileriye taşımayı amaçlıyor. UFUK AÇAN KONUŞMACILAR VİZYONER’23’TE SAHNE ALACAK Birbirinden ilgi çekici konuşmacılarla Vizyoner’23 katılımcıları ilham veren konuşmacılara şahit olacak. Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, Next Akedemi kurucusu Levent Erden, yazar ve akademisyen Prof. Dr. Türker Kılıç Vizyoner’23’te sahne olacak. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Rekoltenin düşüklüğü nedeniyle üzülen çiftçi fiyatlardan memnun

İş cinayetine kurban giden işçilerin yüzde 95’i sendikasız Haber

İş cinayetine kurban giden işçilerin yüzde 95’i sendikasız

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2023'ün ilk dokuz ayını kapsayan iş cinayetleri raporunu açıkladı. İSİG verilerine göre, 2023 yılının ilk dokuz ayında en az 1409 işçi hayatını kaybetti.  Buna göre 9 ayda en az 44'ü çocuk, 136'sı kadın, 1409 işçi hayatını kaybetti. Bu sayı, Ocak ayında 116, Şubat’ta 195, Mart’ta 130, Nisan’da 124, Mayıs’ta 146, Haziran’da 161, Temmuz’da 183, Ağustos’ta 203 ve Eylül’de 151’di. HANGİ İŞ KOLUNDA, KAÇ İŞÇİ ÖLDÜ? İş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: İnşaat, yol işkolunda 261 işçi; tarım, orman işkolunda 259 emekçi (109 işçi ve 150 çiftçi); taşımacılık işkolunda 171 işçi; konaklama, eğlence işkolunda 111 işçi; ticaret, büro, eğitim, sinema işkolunda 90 işçi; belediye, genel işler işkolunda 76 işçi; metal işkolunda 74 işçi; sağlık, sosyal hizmetler işkolunda 51 işçi; gıda, şeker işkolunda 43 işçi; madencilik işkolunda 36 işçi; enerji işkolunda 36 işçi; petro-kimya, lastik işkolunda 33 işçi; tekstil, deri işkolunda 27 işçi; gemi, tersane, deniz, liman işkolunda 27 işçi; savunma, güvenlik işkolunda 24 işçi; ağaç, kâğıt işkolunda 20 işçi; çimento, toprak, cam işkolunda 16 işçi; basın, gazetecilik işkolunda 7 işçi; iletişim işkolunda 1 işçi; banka, finans, sigorta işkolunda 1 işçi ve çalıştığı işkolu belirlenemeyen 45 işçi hayatını kaybetti. İŞ CİNAYETLERİNİN NEDENLERİ 2023 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı ise şöyle: Trafik, servis kazası nedeniyle 345 işçi; ezilme, göçük nedeniyle 213 işçi; yüksekten düşme nedeniyle 174 işçi; kalp krizi, beyin kanaması nedeniyle 160 işçi; deprem nedeniyle 92 işçi; elektrik çarpması nedeniyle 86 işçi; şiddet nedeniyle 68 işçi; patlama, yanma nedeniyle 63 işçi; zehirlenme, boğulma nedeniyle 45 işçi; intihar nedeniyle 44 işçi; nesne çarpması, düşmesi nedeniyle 20 işçi; kesilme, kopma nedeniyle 16 işçi; diğer nedenlerden dolayı 83 işçi hayatını kaybetti. GÖÇMEN-MÜLTECİ İŞÇİ DETAYI 2023 yılının ilk dokuz ayında 75 göçmen-mülteci işçi hayatını kaybetti. Bu işçilerin geldikleri ülkeler; 29’u Suriyeli, 13’ü Afganistanlı, 9’u Türkmenistanlı, 3’ü Bulgaristanlı, 3’ü Iraklı, 3’ü İranlı, 2’si Kırgızistanlı, 2’si Mısırlı, 2’si Özbekistanlı, 1’i Azerbaycanlı, 1’i Filipinlerli, 1’i Japonyalı, 1’i Kolombiyalı, 1’i Moldovyalı, 1’i Romanyalı, 1’i Rusyalı, 1’i Sudanlı, 1’i Ukraynalı. ÖLENLERİN 60’I SENDİKALI İŞÇİ  2023 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetlerinde ölenlerin 60’ı (yüzde 4,25) sendikalı işçi, 1349’u ise (yüzde 95,75) sendikasız. Sendikalı işçilerin 11’i kimya, 7’si sağlık, 6’sı enerji, 5’i metal, 4’ü belediye, 3’ü maden, 1’i tarım, 1’i gıda, 1’i ağaç, 1’i büro, 1’i eğitim ve 1’i gemi işkolunda çalışıyordu. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Adayın bilgisine değil ideolojisine bakılıyor

Vali Tanrısever: Kıt kaynakla çok fazla iş yapmanın derdinde olacağız Haber

Vali Tanrısever: Kıt kaynakla çok fazla iş yapmanın derdinde olacağız

Daha önce Kelkit, Köse, Kürtün, Şiran ilçelerini ziyaret eden Vali Tanrısever, ilçe ziyaretlerini Torul ile tamamladı. Torul ilçesinde Hükümet Konağı önünde Kaymakam Muhammet Kılıçaslan ve ilçe protokolü tarafından karşılanan Vali Tanrısever, makamında ziyaret ettiği Kaymakam Kılıçaslan’dan ilçede devam eden çalışmalar hakkında bilgi aldı. Buradaki ziyaretinin ardından Torul Belediye Başkanı Evren Evrim Özdemir’i ziyaret eden Vali Tanrısever daha sonra ilgili kurumların il müdürleri, köy ve mahalle muhtarlarıyla toplantı düzenledi. Muhtarların sorunlarını ve taleplerini dinleyen Vali Tanrısever sıkıntıların çözülmeyecek durumda olmadığını söyledi. Muhtarlarla yapılan toplantının ardından açıklamalarda bulunan Vali Tanrısever, “Çözülmeyecek sorun veya sıkıntımız yok. Değerli kaymakamımız ve belediye başkanımızla el ele vererek sorun ve sıkıntıları yavaş yavaş çözmeye gayret edeceğiz. Muhtarımızın söylediği kantar sıkıntısı aklımda, yolların bozulduğundan haberdarım bu konuda da bazı adımlar atacağım onu da bilin yakında duyarsınız. Önümüz kış ve seçim. Tabi muhtar arkadaşlarımız tekrar seçilebilmek için çalışıyorlar. Devletin kaynaklarının sınırsız kullanıldığı dönem neredeyse bitti. Diyeceksiniz ki burada hiçbir zaman öyle bir şey olmadı ama yine de bazen para bol olduğu için bazı lüks işlere de girişilmiş ilçelerimizde. Ama o dönem bitti. Şimdi çok kıt kaynakla çok fazla iş yapmanın derdinde olacağız. Allah yardımcımız olsun. Araçların park sorununun da farkındayız belediye başkanımızla oturup bu konuyu konuştuk. Takdir edersiniz ki tüm sorunları bir anda çözmemiz mümkün değil. Bütçe imkânları çerçevesinde yavaş yavaş halledeceğiz. Kıymetli İl Genel Meclis üyelerimizle beraber oturup konuşacağız ve bu yıl bir dozer ile greyder iş makinesi almak için adımlar atacağız başka çaremiz yok. Zamanla yaşlanan iş makinelerinin yerine gençlerini koymanın yoluna bakacağız” ifadelerini kullandı. Vali Tanrısever programının sonunda şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’ın Torul ilçe merkezindeki ailesini ve Şehit Polis Memuru Serdar Oğur’un ailelerini ziyaret etti. İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ekrem Akdoğan’ın vefat eden annesinin cenazesine katılmak için programını yarıda kesen Vali Tanrısever, daha sonra ilçeden ayrıldı. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Gümüşhane’de Gaziler Günü törenle kutlandı

KESK üyeleri iş bıraktı: İlk uyarımızı yapıyoruz! Haber

KESK üyeleri iş bıraktı: İlk uyarımızı yapıyoruz!

ÇAĞLA GENİŞ Kamu emekçileri, 2024-2025 toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde hükümetin verdiği teklife tepkili. 2024 yılı ilk 6 ay için yüzde 14, ikinci altı ay için yüzde 9; 2023 yılı için de ilk altı ay için yüzde 6 ve ikinci altı ay için ise yüzde 5’lik zam teklifini yetersiz bulan kamu emekçileri bugün iş bıraktı. KESK en düşük kamu emekçisi maaşının 45 bin TL’ye çıkarılmasını isterken, hükümetin ilk teklifiyle iki yıl sonra dahi yaklaşık maaş 30 bin lira civarında kalacak. Kamu emekçilerini yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda bırakacak bu zammı reddeden KESK, alana indi. KESK üyeleri, çok sayıda kentte iş bırakarak eylemler yaptı. Eylemlerin İzmir’deki adresi ise Konak’taki SGK İl Müdürlüğü önü oldu. Müzikler eşliğinde halay çeken çok sayıda emekçi, “Genel grev genel direniş”, “Yandaş sendika istemiyoruz” ve “Devlet güdümlü sendikaya hayır” sloganları attı. Ortak basın açıklamasını ise KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven okudu. ŞAKA GİBİ AMA GERÇEK KESK’liler olarak bugün Türkiye’nin dört bir yanında alanlarda ve sokaklarda olduklarını belirten Güven, “Sadece kendimiz için değil, göz göre göre sefalete itilen, verdikleri emekler yok sayılan 12 milyon emeklinin hakkını da savunmak için, nitelikli ücretsiz kamu hizmeti hakkı yok sayılan tüm bu ülkenin tüm insanları için grevdeyiz. Alanlarda omuz omuzayız. Ne yazık ki ülkemizde çok uzun süredir gecenin karanlığı hakim. Üstelik ülkeyi yönetenler attıkları her adımda üzerimize çöken karanlığı daha da zifiri hale getirmeye çalışıyor.  İki gün önce yine böyle bir adım atıldı. Hükümet 6 milyonu aşkın kamu emekçisi ve emekliye, bizlere toplu sözleşme teklifini açıkladı.  Buna göre hükümet bizlere altışar aylık dilimler halinde 2024 yılı için yüzde 14+ yüzde 9 maaş artışı, 2025 yılı için ise yüzde 6+ yüzde 5 maaş artışı teklif etmiştir. Şaka gibi ama ne yazık ki gerçek. İktidar Merkez Bankasının hedeflediği, ama her zamanki gibi tutmayacağı bugünden belli olan enflasyon oranlarının bile altındaki teklifi ile hepimizle açıkça alay etmiştir. Üstelik hükümetin tırnak içinde teklifinde tüm kamu emekçilerinin ortak taleplerine ve 11 hizmet kolunun taleplerine dair tek cümle edilmemiştir. Tüm bunlar ‘müzakereler devam ediyor’ denilip geçiştirilmiştir” dedi. SEFALETLE TEHDİT VAR Hükümetin ilk zam teklifini sert sözlerle eleştiren Güven, “Kısacası ilk toplantının yapıldığı 1 Ağustos’tan iki hafta sonra gelinen yerde dağ fare doğurmuştur. Günlerdir yapılan açıklamaları tüm kamuoyu takip ediyor. Çalışma Bakanı haftalardır ‘Müzakerelerimizin tüm tarafları memnun edecek şekilde hayırla sonuçlanacağını ümit ediyorum’ açıklaması yapıyor. Biz de buradan soruyoruz, bu teklifte 4 milyonu aşkın kamu emekçisini, 2 milyonu aşkın kamu emeklisini memnun edecek ne vardır? İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışı var mı? Yok. Taban aylığımıza yansımayan 8 bin 77 TL tutarındaki ilave seyyanen ödeneğe ilişkin bir adım var mı? Yok. Barınma hakkı kapsamında konutu olmayan kamu emekçisine kira yardımı var mı? Yok. Hangi ad altında olursa olsun emekli maaşlarımızı adeta kemiren, tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılması var mı? Yok. Büyümeden, refahtan pay var mı? Yok. Çünkü aslında ortada bir toplu sözleşme teklifi yok. Peki, ne var? 4 milyonu aşkın kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksullukla, 2,5 milyon emekliyi ise daha fazla sefaletle tehdit var” ifadelerini kullandı. BU DAHA BAŞLANGIÇ Emekçileri yok sayan ‘yoksulluk’ teklifine boyun eğmeyeceklerini kaydeden Güven, “Biz KESK olarak en başından beri kamu işvereni olan hükümetin, geçtiğimiz 6 dönem boyunca yaptığı gibi bu dönem de masaya, tutmayan enflasyon hedeflerini, TÜİK sahte enflasyon rakamlarını temel alan bir maaş artışı teklifi ile gelmesi durumunda üretimden gelen gücümüzü kullanacağımızı ilan ettik. Ne yazık ki hükümet bu kez bizi yanılttı. Açıkçası biz bile bu kadarını tahmin etmiyorduk. Enflasyon hedeflerinin bile altında artışları teklif diye sundu. Bu sefalete dur deme vakti gelmedi mi? Bugün ya bizleri yok sayan bu yoksulluk, sefalet, güvencesizlik teklifine boyun eğeceğiz. Ya da hangi sendikaya üye olursak olalım kamu emekçisi ile emeklisi ile ‘hak verilmez mücadele ile alınır’ diyerek ortak sorunlarımız, taleplerimiz için mücadeleyi yükselteceğiz. Bizler sustukça, yetkimizi başkalarına teslim ettikçe başımıza nelerin geldiğini geçtiğimiz 6 toplu sözleşmede gördük. Kamu işvereni olan hükümetin sesimize kulaklarını kapatamaması, üzerinde pazarlık yapılabilecek yeni ve gerçek bir teklif sunması bizlere bağlı. Bunun için KESK olarak hükümetin hepimize sefalet-yoksulluk ve güvencesizlik dayatan ilk teklifine karşı ilk uyarımızı yapıyoruz. Üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam diyoruz” diye konuştu. BİRLİKTE MÜCADELE ÇAĞRISI Güven, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu yasa artık geçersizdir. 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisinin taleplerini karşılamamaktadır. Tüm konfederasyonları gerçekten grevli, TİS’li bir sendika hakkı ve emekçinin toplu sözleşmesi için birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Bu anlamda artık hükümetin masası haline gelen, emekçileri aşağılayan bu masadan kalkın emekçinin TİS masasında buluşalım. Eylül-Ekim Bütçe döneminde grevli TİS’li bir yasa ile toplu sözleşme imzalayalım. Bunun dışında emekçinin onaylamadığı hiçbir imza meşru olmayacaktır. Unutmayalım ki, mücadele edenler her zaman kazanamasa da kazananlar hep mücadele edenlerdir. Bizleri yıllardır siyasi iktidarın ve yine bu iktidarın Hakem Kurulunun iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkum eden bu garabet sisteme karşı hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçilerini yoksulluk sınırı üzerinde insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam, demokratik bir çalışma yaşamı, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme sistemi için her adımda omuz omuza vermeye davet ediyoruz.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.