#İslam

İslam haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İslam haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Rabıta nedir, özellikleri nelerdir? Haber

Rabıta nedir, özellikleri nelerdir?

İslam tasavvufunda önemli bir yer tutan rabıta terimi, tasavvuf geleneğinde, mürşidin ve talebenin arasında kurulan manevi iletişim ve rehberliği ifade ediyor. İslam tasavvufunun merkezinde yer alan önemli bir ritüel olarak karşımıza çıkan ve manevi arayış içinde olanlar için kılavuzluk edici bir rol oynayan rabıta nedir? Birlikte inceleyelim. Rabıta nedir? Rabıta Arapça kökenli bir terim olup, manevi bir bağ ya da ilişki anlamına gelir. İslami terminolojide ise genellikle bir dervişin veya bir mürşidin, talebesi veya müridiyle kurduğu manevi bağ ya da ilişkiyi ifade eder. Bu bağlamda rabıta, talebenin mürşidine ve rehberine olan derin bağlılık, manevi rehberliğe yönelik bağlılık ve öğrencinin ruhsal gelişimini desteklemek için kullanılan bir terimdir. Rabıta, geleneksel tasavvuf öğretisinde önemli bir yer tutar. Manevi yolda ilerlemek isteyen kişiler arasındaki ilişkiyi güçlendirmeye ve ruhsal ilerlemeyi desteklemeye yardımcı olur. İlk rabıta yapan kimdir? İslam tarihinde, "ilk rabıta yapan" şeklinde belirli bir kişinin ismi veya olayının bulunması mümkün değildir. Çünkü rabıta uygulaması İslam'ın erken dönemlerinden itibaren tasavvufî geleneğin bir parçası olmuştur. Bununla birlikte söz konusu geleneğin çeşitli şekillerde uygulandığı görülmektedir. Tasavvufî geleneğin oluşumunda birçok farklı sufi şeyhinin ve müridinin rabıta pratiği yaptığına dair belirtiler bulunmaktadır. Bu nedenle, rabıta uygulamasının kökenleri ve ilk uygulayanlar hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Rabıta, İslam tasavvufunun temel uygulamalarından biri olarak kabul edilir. Çeşitli sufiler ve tarikatlar aracılığıyla yayılmıştır. Ancak rabıtadan bir tasavvuf kelimesi olarak ilk defa bahseden eser Raşahât Ayn’ul-Hayât olarak karşımıza çıkmaktadır. Rabıtanın özellikleri nelerdir? Rabıta, İslam tasavvufunda önemli bir konsept olarak kabul edilir. Rabıtanın özellikleri şu şekildedir: Manevi bağ: Rabıta, bir dervişin veya müridin, mürşidi veya rehberiyle kurduğu manevi bir bağı ifade eder. Bu bağ, öğrencinin ruhsal gelişimini desteklemek ve manevi ilerlemesini sağlamak amacıyla kurulur. Mürşid-Mürid ilişkisi: Rabıta genellikle mürşid-mürid ilişkisi bağlamında gerçekleşir. Mürşid, öğrencinin manevi rehberi ve öğretmenidir. Mürit ise mürşidin öğrencisi ve talebesidir. Mürşidin rehberliği: Rabıta, müridin mürşidine olan derin bağlılığını ifade ederken, aynı zamanda mürşidin de müride rehberlik etme sorumluluğunu taşıdığını gösterir. Mürşid, müride manevi ilham ve rehberlik sağlar. Tevazu ve içsel yolculuk: Rabıta, öğrencinin tevazu ve içsel bir yolculuk içinde mürşidine yönelmesini gerektirir. Bu, öğrencinin manevi rehberinin öğretilerini kabul etmesi ve uygulamaya koyması anlamına gelir. Dua ve zikir: Rabıta süreci genellikle dua, zikir ve meditasyon gibi manevi uygulamalarla desteklenir. Bu uygulamalar, müridin ruhsal gelişimine katkıda bulunur ve rabıtanın derinleşmesini sağlar. Rabıta, tasavvufî geleneğin önemli bir parçası olup, müridin mürşidine olan bağlılığını güçlendirirken, aynı zamanda manevi ilerlemeyi teşvik eder ve destekler.

Selefi nedir? Selefiler neyi savunur? Haber

Selefi nedir? Selefiler neyi savunur?

İslam'ın erken dönemlerindeki saf ve orijinal İslam inancını ve uygulamalarını savunan bir hareket olan selefiliğin İslam dünyasındaki yeri ve anlamı, son yıllarda artan tartışmaların odağında yer alıyor. Bazıları Selefiliği İslam'ın temel kaynaklarına sıkı sıkıya bağlı kalan ve dinin saf, orijinal öğretilerini koruyan bir hareket olarak görürken, diğerleri Selefiliği radikal veya aşırılık yanlısı ideolojilere dayanan bir akım olarak eleştiriyor. Selefi nedir, neyi savunur? Konuya ilişkin bilgileri, haberimizin devamında sizin için derledik. Selefi nedir? Selefi, Arapça kökenli bir terim olup "önce gelen" veya "birinin öncülüğünü yapan" anlamına gelir. İslam literatüründe "Selefiyye" olarak bilinen bir terimle bağlantılıdır. İslam’da Selefiyye terimi, sahabe olarak adlandırılan İslam peygamberi Muhammed'in doğrudan öğrencileri olan ilk Müslüman neslini ve onların takipçilerini ifade eder. Dini bir terim olarak Selefi, İslam'ın erken dönemlerindeki saf, orijinal İslam inancını ve uygulamalarını takip eden kişileri tanımlar. Selefi Müslümanlar, Kur'an ve Hz. Muhammed'in hadislerini temel alarak İslam'ı yorumlamakta ve uygulamaktadırlar. Bu nedenle Selefi terimi, İslam'ın temel kaynaklarına ve erken dönem Müslümanlarının anlayışına sıkı sıkıya bağlı olan kişileri tanımlamak için kullanılır. Ancak, Selefi terimi genellikle farklı yorumlara ve alt gruplara sahip olan birçok farklı İslamî harekete atıfta da bulunabilir. Özellikle modern zamanlarda Selefi, bazı radikal veya aşırılık yanlısı gruplarla da ilişkilendirilmiştir. Bu gruplar, selefi İslam'ın yorumunu radikal ve aşırılık yanlısı ideolojilere dayandırarak çeşitli cihatçı veya aşırılık yanlısı faaliyetlere katılmışlardır. Bu gruplar, İslam'ın ana akım görüşlerinden ayrılmış ve eleştirilmiştir. Selefiler neyi savunur? Selefiler, İslam'ın erken dönemlerindeki saf ve orijinal İslam inancını ve uygulamalarını savunur. İşte Selefilerin savunduğu bazı temel prensipler: Kur'an ve Hadislerin orijinalliği: Selefiler, Kur'an ve Hz. Muhammed'in hadislerinin doğru ve orijinal kaynaklar olduğuna inanırlar. Bu nedenle, İslam'ı anlamak ve uygulamak için bu kaynaklara sıkı sıkıya bağlı kalırlar. Bid'at karşıtlığı: Selefiler, İslam'da yenilikçi uygulamalardan veya bid'atlerden kaçınılması gerektiğine inanırlar. İslam'ın temel kaynaklarına dayanmayan ve erken dönem Müslümanlarının uygulamalarıyla çelişen her türlü yenilikten kaçınılmalıdır. Tevhit ilkesi: Selefiler, tevhid (Allah'ın birliği) ilkesini vurgularlar ve Allah'a ibadet etmeyi, O'na itaat etmeyi ve O'na sığınmayı ön planda tutarlar. Bu, İslam'ın temel inançlarından biridir ve Selefiler için öncelikli bir öneme sahiptir. Bid'at ve şirk karşıtlığı: Selefiler, bid'at (yenilikçi uygulamalar) ve şirk (Allah'a ortak koşma) gibi İslam'a aykırı olan her türlü uygulamadan kaçınılması gerektiğine inanırlar. Bu, saf ve orijinal İslam'ın korunmasını amaçlar. Sahabe takdiri: Selefiler, İslam'ın erken dönemlerinde yaşamış olan ve sahabe olarak adlandırılan Hz. Muhammed'in doğrudan öğrencilerini ve onların takipçilerini büyük saygı ile anarlar. Sahabelerin yaşam tarzı ve uygulamaları Selefiler için önemli bir örnek teşkil eder. Selefilik bir mezhep midir? Selefilik bir mezhep değildir. İslam'ın temel kaynaklarına sıkı sıkıya bağlı olan bir hareket olarak tanımlanabilir.

Hz. Muhammed'in hayatını anlama yolunda önemli bir ilmi alan olan siyer nedir? Haber

Hz. Muhammed'in hayatını anlama yolunda önemli bir ilmi alan olan siyer nedir?

Siyer, Hz. Muhammed'in hayatını inceleyen ve anlamaya çalışan bir ilim dalıdır. Peygamberin hayat yolculuğunu ifade eden siyer, Müslümanlar için hem tarihi bir kaynak hem de dini bir rehberlik kaynağıdır. Siyer nedir? Detaylı inceleyelim. Siyer nedir? Siyer, İslam tarihinde Hz. Muhammed'in hayatını, davranışlarını, sözlerini ve kararlarını inceleyen bir alanı ifade eder. Bu terim Arapça "sīrah" kelimesinden gelir, bu da "yol" veya "hayat hikayesi" anlamına gelir. Siyer çalışmaları, Peygamber Muhammed'in doğumundan ölümüne kadar olan dönemi kapsar ve onun hayatını kronolojik olarak ele alır. Bu çalışmalar, Kur’an'da anlatılan olayların yanı sıra hadisler, tarihçi kaynaklar ve diğer ilgili belgelerden derlenen bilgileri içerir. Siyer çalışmaları, İslam'ın erken dönemlerinden günümüze kadar Müslüman toplumlar tarafından önemli bir alan olmuştur. Hz. Muhammed'in örnek yaşamını anlamak ve onun öğretilerini takip etmek için bir kaynak olarak kabul edilir. Siyer, İslam tarihini, kültürünü ve değerlerini anlamak için önemli bir kaynak sağlar. İslam toplumlarında dini öğreti ve uygulamaların temelini oluşturur. Siyer ilminin amacı nedir? Siyer ilmi, İslam Peygamberi Muhammed'in hayatıyla ilgili bilgi edinmeyi ve bu bilgileri anlamayı amaçlayan bir disiplindir. Bu disiplin; Hz. Muhammed’in doğumu, gençliği, evliliği, liderliği, savaşları, ahlaki özellikleri ve öğretileri gibi çeşitli yönlerini inceler. Siyer ilmi, İslam toplumları için peygamberin örnek alınması ve İslam'ın ilkelerinin nasıl uygulanacağı konusunda rehberlik sağlamayı hedefler. Ayrıca, İslam tarihini anlamak ve Müslümanların toplumsal ve siyasi gelişimini kavramak için de önemlidir. Bu nedenle siyer ilmi, İslam kültürünün ve tarihinin önemli bir parçası olarak kabul edilir. Siyer okumak nedir? Siyer okumak, Hz. Muhammed'in hayatı hakkında yazılmış eserleri veya bu konudaki bilimsel çalışmaları okumayı ifade eder. Siyer okumak; Peygamber’in yaşamını, liderliğini, ahlaki özelliklerini, öğretilerini ve toplumsal etkisini anlamak için önemli bir yoldur. Siyer okumak, İslam tarihine, kültürüne ve dinin pratik uygulamalarına derinlemesine bir bakış sağlar. Müslümanlar için peygamberin hayatı, onun davranışlarını ve sözlerini örnek alarak İslam'ı doğru bir şekilde anlama ve yaşama konusunda önemli bir rehberdir. Bu nedenle Siyer okumak, İslami bilgi ve anlayışı derinleştirmek ve kişisel gelişim için önemli bir faaliyettir.

Erbakan: Türkiye öncülüğünde İslam alemi derhal harekete geçmelidir Haber

Erbakan: Türkiye öncülüğünde İslam alemi derhal harekete geçmelidir

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Fatih Erbakan, TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alarak İsrail’in Gazze’deki hastane katliamına sert tepki gösterdi. Erbakan, “Yeniden Refah Partisi olarak bu tablo karşısında artık yeter diyoruz. İncirlik ve Kürecik üsleri kapatılsın, İslam ülkeleri zulme destek olan ABD ve Batılı ülkelere petrol ve doğalgaz satışını durdursun. Tüm İslam alemi Türkiye’nin öncülüğünde derhal harekete geçmeye mecburdur. Bu insani ve imani bir zorunluluktur. Aksi taktirde bu mazlumların ahından dünyada ve ahirette kurtulamayız” çağrısında bulundu. Siyonist teröre dur denmek isteniyorsa mutlaka fiili adımlar atılması gerektiğinin belirten Erbakan, şunları kaydetti: “Bu doğrultuda İsrail'deki büyükelçimiz acilen geri çağrılmalı, Ankara'daki İsrail Büyükelçisi derhal sınır dışı edilerek istenmeyen adam ilan edilmeli, bu zulme açıkça destek veren ABD'nin İncirlik Üssü acilen kapatılmalıdır. Özellikle İsrail'i füze saldırılarına karşı korumak üzere Malatya'da kurulan Kürecik Füze Radar Sistemi bir an önce kapatılmalı, petrol başta olmak üzere bütün stratejik maddelerin ABD ve İsrail'e satışının bütün Müslüman ülkeler tarafından derhal durdurulmalı, Müslüman ülkelerin hava sahaları, kara suları ve limanları ABD ve İsrail'e kapatılmalı, Amerikan ve İsrail firmalarının Müslüman ülkelerde devletle yapmış olduğu kontratların acilen iptal edilmesi gerekir. Türkiye öncülüğünde Amerikan ve İsrail mallarının boykot edilmesi konusunda ortak karar alınması, Putin için tutuklama kararı çıkaran uluslararası toplumun benzer şekilde Netanyahu için de bir tutuklama kararı çıkarması ve Adalet Divanı'nda yargılanması için gerekli girişimlerin yapılması, ABD'nin bütün Müslüman ülkelerdeki üslerinin kapatılması gereklidir.” “İsrail ordusunda görev yapan Türk vatandaşları da yargılanmalı” Erbakan, İsrail ordusunda görev yapan ve hem Türkiye Cumhuriyeti hem de İsrail vatandaşı olan askerlerin tespit edilerek, insanlığa karşı suç işlemekten Türkiye'de yargılanması gerektiğini söyledi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Gazze Şeridi’ndeki yıkım sınırın İsrail tarafından dahi görülebiliyor

Erzincan’da Türk İslam sanatları yaşatılıyor Haber

Erzincan’da Türk İslam sanatları yaşatılıyor

Türk İslam sanatlarının tanıtılması, İslam geleneğinde geçmişten bu yana icra edilen sanatların yaşatılması, korunması, yaygınlaştırılması ve gençlerin Türk İslam sanatlarına yönelik ilgilerinin artırılması maksadıyla Erzincan İl Müftülüğünce çalışma başlatıldı. İl Müftülüğü binasında kurulan küçük atölye de İmam Hatip Teoman Kayalar tarafından ney, ud, kanun ve rebap gibi İslam musikinde kullanılan aletler üretilerek her yaştan vatandaşa hitap edecek şekilde çeşitli kurslar düzenleniyor. İmam Hatip Teoman Kayalar, toplumun her kesimine hitap edecek kursların düzenlendiğini belirterek, “Erzincan Müftülüğünde imam hatip olarak görev yapmaktayım. Türk İslam sanatlarının tanıtılması, korunması ve yaygınlaştırılması, gelecek nesillere aktarılması yönünde çalışmalarımız devam etmektedir. Bu çerçevede Müftülüğümüz binasında oluşturduğumuz bu küçük atölyede ney, ud, kanun ve rebap üretiyor, toplumun her kesimine hitap edecek şekilde kurslarımız devam ediyor” dedi. Erzincan İl Müftüsü Muharrem Gül ise, özellikle üniversite ve lise gençliğine bu sayede ulaşmayı, gençlik merkezlerini daha aktif kullanmayı hedeflediklerini kaydederek, “Diyanet İşleri Başkanlığımız Erzincan İl Müftülüğünün Cami Gençlik Merkezlerinde gençlere yönelik faaliyetlerimiz var. Bu gençlik merkezlerini de çok aktif kullanmaya çalışıyoruz. Gençlerimize açtık. Buralarda sosyal ve sanatla ilgili etkinliklerimiz de var çünkü gençlerimiz bu sosyal ve sanatla ilgili etkinliklere daha fazla rağbet ediyorlar ve musiki de gençlerimizi cezbeden ve gençlerimizin ilgisini çeken alanlardan. Dolayısıyla tasavvuf musiki koromuzun şefi Teoman Kayalar hocamız burada hem musiki enstrümanları üretimi yapmakta. Hem üretim yapıyor hem de gençlerimize eğitim veriyor. Dolayısıyla biz gençlerimizin daha fazla buralara gelmesini rağbet etmesini arzu ediyoruz. Üniversite gençliğine, lise gençliğine bu şekilde ulaşmak istiyoruz” diye konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Erzincan’da düzenlenen yarışlar nefes kesti

Fatih Erbakan’dan İslam ülkelerine ‘Filistin’ çağrısı! Haber

Fatih Erbakan’dan İslam ülkelerine ‘Filistin’ çağrısı!

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalara ilişkin yaptığı açıklamada, eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın Filistin konusundaki duruşunu hatırlatarak, “İslam ülkelerinin yöneticilerini, başbakanlığı esnasında El-Halil kentini korumak ve barışı muhafaza etmek üzere Mehmetçiği Filistin’e gönderen merhum Erbakan hocamız gibi kararlı ve cesur olmaya davet ediyoruz” dedi. ‘Aksa Tufanı’ İsrail’in vahşet politikalarının sonucu” Erbakan, İsrail’in Gazze’ye orantısız bir güç kullandığını belirterek, “İşgalci siyonist İsrail rejiminin son dönemlerde işgal altındaki Kudüs, Batı Şeria, Cenin ve Mescid-i Aksa’ya yönelik gayri insani orantısız güç kullanımı, şiddet uygulamaları, sivil, savunmasız ve masum Filistinlilere karşı vahşet politikaları karşısında Filistin’de tabandan yükselen ve dalga dalga yayılan büyük tepki ‘Aksa Tufanı’ operasyonu ile meşru müdafaa olarak ortaya çıktı” dedi. “Dünya İsrail vahşetine suskun kaldı” Erbakan, İslam dünyasına çağrıda bulunduğu açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Özellikle son yıllarda işgalci güçlerin kanlı eylemlerine sahne olan Gazze’deki vahim gidişat karşısında hiçbir önlemin alınmaması, dünyanın suskunluğu ve hatta İsrail’e arka çıkılması Filistin halkını yalnızlığa itmiştir. İşgalci İsrail, uluslararası kamuoyunun da sessizlik politikalarından büyük cesaret alarak Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’ye yönelik şiddet eylemlerini çoğaltarak ve işgal toprakları üzerinde yeni yerleşim alanları oluşturarak Filistinlilerin hareket alanlarını daraltmaktadır. Bu tutum, Filistin halkının meşru haklarının gasp edilmesine neden olmaktadır.” “Yeniden Refah Partisi olarak her zaman Filistinli kardeşlerimizin yanındayız” Yeniden Refah Partisi olarak her zaman olduğu gibi bugün de Filistinlilerin yanında olduklarını ve her zaman savunucusu olacaklarını belirten Erbakan, “İşgalci İsrail güçlerinin Gazze’ye yönelik orantısız güç kullanımını şiddetle telin ettiğimizi, şimdiye kadar İsrail’e karşı sessizliği yeğleyen uluslararası toplumu İsrail zulmüne karşı duyarlı olmaya davet ettiğimizi, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın acilen toplanması ve gerekli somut ve caydırıcı önlemleri almasının artık kaçınılmaz olduğunu ifade ediyoruz” dedi. İslam dünyasına İsrail çağrısı İslam dünyasını İsrail ile Gazze konusunda cesur ve kararlı olmaya davet eden Erbakan, “Bu noktada İslam ülkelerinin yöneticilerini, başbakanlığı esnasında El-Halil kentini korumak ve barışı muhafaza etmek üzere Mehmetçiği Filistin’e gönderen merhum Erbakan hocamız gibi kararlı ve cesur olmaya davet ediyoruz” açıklamasında bulundu.

Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı hayatını kaybetti Haber

Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı hayatını kaybetti

İslam tarihine ilişkin önemli çalışmaları bulunan, 2015-2019 yılları arasında Topkapı Sarayı Müze Başkanlığı da yapan Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı, 59 yaşında vefat etti. ''DÜNYA BİRAZ DAHA FAKİR ŞİMDİ'' Küçükaşçı'nın vefatını İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile duyurdu. Yılmaz, "Mustafa'mız da göçtü bu dünyadan. Varis-i Veyiszade, Aşık-ı Resulullah ve ehlibeyt, İslam tarihiyle çalışmaları, güzel ahlakı, dostlarına vefası, mücamelesi, sehaveti, mütebessim çehresi, her derde deva gayreti ile temeyyüz eden Hafız Mustafa Küçükaşçı'sız bu dünya biraz daha fakir şimdi. Allah menzilini mübarek, makamını ali etsin" ifadelerini kullandI. MUSTAFA SABRİ KÜÇÜKAŞÇI KİMDİR?    1964 yılında Konya'da dünyaya gelen Küçükaşçı, ilk, orta ve lise eğitimini yine Konya'da tamamladıktan sonra 1990 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. Küçükaşçı, 1990'da doktorluk unvanını aldıktan sonra 2002'de de Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Orta Çağ Tarihi Anabilim Dalı'na yardımcı doçent olarak atandı. 2007'de Orta Çağ doçenti olan Küçükaşçı, 2010-2013 yıllarında MÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevini üstlendi ve 2013'te profesör oldu. 2015-2019 arasında Topkapı Sarayı Müze Başkanlığı görevini de yürüten Küçükaşçı, uluslararası "Hazineler ve Osmanlı İmparatorluğu'nda Lale Geleneği" başlıklı Japonya'da düzenlenen sergiye başkanlık etti. İHA

Muharrem ayının önemi nedir? Muharrem ayı ne zaman? Haber

Muharrem ayının önemi nedir? Muharrem ayı ne zaman?

RABİA AYKUT Muharrem Ayı, İslam takviminin ilk ayıdır ve aynı zamanda Hicri yılın başlangıcı. İslam takviminin birinci ayı olduğu için önemli ve Müslümanlar için kutsal bir ay. Muharrem’in kelime anlamı itibariyle haram olan, yasaklanan anlamını taşır. Muharrem ayı, savaşmanın haram kabul edildiği dört aydan biri.  Muharrem Ayı'nda özellikle onuncu günü olan Aşure Günü önemli bir gün. Aşure Günü, Hz. Muhammed'in (sav) torunu Hz. Hüseyin ve yakın arkadaşları ve ailesiyle birlikte Kerbela'da trajik bir şekilde şehit edildiği gün olarak bilinir. Bu nedenle Aşure Günü, Müslümanlar için hüzünle anılan bir gün olup, çeşitli ibadet ve hayır yapılır. Aşure, aynı zamanda bugünde yapılan bir çeşit tatlı olup Müslümanlar arasında paylaşılır. Muharrem Ayı'nın ilk on günü, özellikle dokuzuncu ve onuncu günü ibadet ve hayır işlerine ağırlık verilen günler. Bu günlerde oruç tutmak, dua etmek, sadaka vermek ve iyilik yapmak teşvik edilir. MUHARREM AYI NE ZAMAN BAŞLAYACAK? Diyanet tarafından açıklanan, Muharrem ayı Hicri takvime göre, 19 Temmuz Çarşamba günü başlayacak.  Muharrem ayının ilk günü aynı zamanda Hicri yılın başladığı gün olarak bilinir.  AŞURE GÜNÜ NE ZAMAN?  Muharrem ayının 10. Gününe denk geldiği bilinen aşure günü, bu yıl 28 Temmuz Cuma gününe denk gelir.  MUHARREM AYINDA NELER YAPILMALIDIR? Muharrem Ayı, İslam takviminin ilk ayı ve önemli bir ay olduğundan Müslümanlar için özel bir anlam taşır. Bu önemli ayda yapılması tavsiye edilen bazı ibadetler yapılır. Mübarek gün olan Muharrem ayında her Müslüman, tövbe ve istiğfar etmeli, oruç tutmalı, sadaka vermeli, namaz kılmalı, salavat ve zikir çekmeyi unutmamalı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.