Yangınların yüzde 98’i insan kaynaklı
Muhabir-Berkay Erden / Son günlerde artan yangınların ardından İzmir İtfaiyesi vatandaşları uyaran ve bilgilendiren açıklamalarda bulundu. Yangınla mücadelenin proje, eğitim ve teknolojik süreçlerine değinen açıklamayı Orman Köyleri ve Kırsal Alan Yangınları Müdahale Şube Müdürlüğü Başkanı Yaşar Korkmaz yaptı. Yangınla mücadelenin ilk ayağı olan kurallardan bahseden Korkmaz, İzmir Valiliği’nin her yıl 1 Haziran ile 1 Ekim arası ormanlara girişi yasakladığını belirterek bu kurallara uyulması ve ateş yakılmaması uyarasında bulundu. İtfaiye teşkilatı olarak Büyükşehir’de 30 ilçeden sorumlu olduklarını aktaran Korkmaz; “Bizim için 7 gün 24 saat risk var. Şu an İzmir’de 62 istasyon 1095 personel vardiyalı olarak hizmet veriyoruz” dedi. Yaz geldiği zaman asıl riskin havanın aniden ısınması olduğunu aktaran Şube Başkanı, “Bayram süresince hava sıcaklığı 37 derecinin altına inmedi. Hava sıcaklığı nem düşüklüğü ve rüzgar etkisiyle yangın öngörülemez bir hale geliyor. Vatandaşlar özellikle bu yaz aylarında piknik ve mangal ateşlerini korunaklı olmayan yerlerde ve izinsiz bölgelerde kesinlikle ateş yakılmamalı. 2021’deki tarihi yangını hatırlayın 3 ay mangal yakmayalım mesela?” şeklinde ifadelerde bulundu.
Günde 20 yangın çıkıyordu
Köylerde bahçe temizliğinde çıkan dalları, otları ve atıkları farklı yöntemlerle bertaraf etmek yerine yakarak yok etmenin sonuçlarını aktaran Korkmaz, “Kontrolden çıkan ateş kırsal bölgeler ormana yakın olduğu için ormana sıçrayabiliyor. Yangında önemli olan söndürmenin gücünden ziyade önlemenin gücü. Söndürme çok güç gerektiren ve çok maliyetli bir işlem. Halbuki orada örtü yangınını önlensen bunların hiçbirine gerek kalmayacak. Köylerde tarım arazililerinin temizlenmesi için anız yakılıyor. Bu yakılan anızlar sadece otu değil bir sürü canlı türüne de zarar veriyor. O tarlanın içerisindeki mikroorganizmaları, böcekleri yaktığınız zaman o tarlanın verimi ne hale gelecek bunları kimse düşünmüyor” diye konuştu. Bayram ve tatillerdeki trafik yoğunluğuna dikkat çeken Korkmaz, “Bu yolculuklar sırasında çok fazla izmarit atılıyor. O atılan sigara otluk alanı 40 derece sıcaklıkta çok rahat tutuşturuyor. Tutuştuğu zaman da bir anda yangın büyüyor. Buna en çok çocuklar dikkat etmeli ebeveynlerini uyarmalı biz onlara güveniyoruz. Kırsal alanda ve ormanlık alanda çıkan yangınların yüzde 98’i insan kaynaklı” şeklinde bilgiler aktardı. Şu an günlük yangın çıkma sayısının 200 civarı olduğunu aktaran Korkmaz, “Pandemi zamanında bu sayı 20-30 idi. İnsanlar sokakta olmayınca bütün bu risk ortadan kayboluyordu” şeklinde konuştu. Herkesin televizyonda çıkan haberlere üzüldüğünü belirten Yaşar, “Burada önemli olan otokontrol’’ diyerek bireysel olarak kurallara uyulsa ve uymayanlar uyarılsa yeterli olacağını aktardı.
Şirketlere görev düşüyor
İzmir’de son günlerde meydana gelmiş yangınlar üzerinden örnekler vererek vatandaşların ve şirketlerin neler yapabileceğine değinen Korkmaz, “Şirketler milyonlarca lira yatırım yapıyorlar bir sürü insan istihdam ediyorlar ancak yangına karşı yeterli önlem almaktan kaçınıyorlar. Mesela nasıl önlem alabilirler iş yeri içerisinde çalışanlara sigara içirmeyebilirler veya çakmakla gezdirmeyebilirler. İş yeri etrafındaki otlar yarım günde temizlenebilir bu dışarıdan gelecek yangınların önüne geçmiş olur” dedi.
Kemalpaşa’daki palet fabrikası yangınını örnek gösteren Korkmaz, “Gerilim hattı koptu, kopan hat düştüğü yerdeki otları tutuşturdu. O ateş fabrikaya ve içindeki paletlere sıçradı. O otlar olmasaydı sadece tel koptuğu ile kalacaktı” şeklinde konuştu. Yine son dönemlerdeki yangınlara örnek olarak Bayındır Yakacık ve Buruncuk yangınlarından bahseden Korkmaz Çandarlı’daki yangın için ise, “Site içerisindeki otlar 1 metreye yakın. O otlar olmasa sitedeki hiçbir ev ve hayvanlar zarar görmeyecekti. Yangın bittikten sonra baktım vatandaş ellerinde tırmıkla otları temizliyor. Bu baştan yapılsa bu zararların hiçbiri olmazdı” diye konuştu.
Türkiye’de bir ilk
Halkı bilinçlendirmek ve yangınlara etkin müdahalede bulunmak için başlattıkları projeyi aktaran Yaşar Korkmaz, Türkiye Ormancılar Derneği ve Ege Orman Vakfı ile beraber Türkiye’de bir ilk olarak yapılan Yangına Dirençli Köy Projesi hakkında açıklamalarda bulundu. Korkmaz açıklamasında, “Bunun ilk örneğini Kemalpaşa Yukarıkızılca Mahallesi’nde gerçekleştirdik. Proje kapsamında köy içerisindeki tüm ekipmanı, bugüne kadar çıkan yangınları inceledik, döküman haline getirdik. Kaç tane iş makinası var kaç tane traktör var herhangi bir yangın çıktığı zaman köy halkının, muhtarın, imamın öğretmenin görevi nedir? Hepsini çağırdık yangın eğitimi ve ilk yardım eğitimi verdik. Bu projenin ikincisini de bu yaz ayları geçtikten sonra Menderes’te yapmayı planlıyoruz” şeklinde konuşarak bu projenin geçen yıl Valencia’da Avrupa Birliği’ne örnek olarak sunulduğunu aktardı. Proje kapsamında verilen ekipman desteğinden bahseden Korkmaz, “Bu proje kapsamında verdiğimiz 2,5-3 tonluk su tankerleri var bunları merkeze uzak yerlere yerleştiriyoruz. Bunlar aynı itfaiye aracı gibi. İtfaiye gelene kadar köylüler ilk müdahaleyi yapıyorlar. Yangını yavaşlatmaları yeterli zaten biz 10 dakika içerisinde gelip yangına müdahale ediyoruz” dedi.
Acil ihbar sistemi
Yangınla mücadelede teknoloji ve yapak zekanın kullanımına değinen Korkmaz, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yazılım şubesiyle beraber yaptığımız Acil İhbar Sistemi var. Bu sistem 12 noktada yaklaşık 70-80 kamerayla İzmir’in ormanlarının yüzde 48’ini canlı takip ediyoruz. Bu kameralar yapay zekayla çalışıyor herhangi bir duman tespit ettiği anda bizim merkezimize ihbar düşüyor. En yakın itfaiye grubuna ve bu proje kapsamında tanker verdiğimiz muhtarlara ulaşarak yangına hızlı bir şekilde müdahalesini sağlıyoruz” şeklinde bilgiler aktardı. Proje kapsamında verilen ekipman desteğini arttıracaklarını belirten Yaşar Korkmaz, “Şuan 1293 mahalle var bunun 600 tanesi kırsalda sayılır şuan bizim tanker sayımız 386 bunu 2027 yılına kadar 600 mahalleye vermeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
İtfaiyeci demek özveri demek
İtfaiyecilerin çalışma şartları hakkında konuşan Korkmaz, Büyükşehir yasası ile alanın çok genişlediğine dikkat çekerek İzmir’i 4 bölgeye ayırdıklarını belirtti. Yazın yangın sayısının yüksek olduğuna ve tam teçhizatla ekstra 35-36 kiloluk bir yük ile müdahalelerde bulunduklarını belirten Korkmaz, yangını 1 saat içinde kontrol altına alamazlarsa fazladan ekip ihtiyacı oluştuğuna dikkat çekti.
Korkmaz, “Böyle durumlarda personel planlaması gerekiyor. Personelin uyku uyuması lazım, istirahat etmesi lazım. Mental olarak yorulduğu zaman personelin karar verme süreçleri etkileniyor” şeklinde konuştu. İtfaiyeci olan herkesin bu işi severek ve bilerek yaptığını aktaran Yaşar Korkmaz, “İtfaiyeci demek özveri demek. Biz bunları bilerek severek itfaiyeci olduk. Buradan bu yaz aylarında insanüstü şekilde çalışan itfaiyeci arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Herkes yaz aylarında tatildeyken onlar çalışıyor” ifadelerini kullandı. Yangına müdahalenin sadece itfaiyenin mücadelesiyle olmayacağını aktaran Yaşar Korkmaz, “Biz sahadaydık ama Cemil Başkanımız da sabaha kadar bizimle irtibattaydı bize gerekli desteği sundular” ifadelerini kullandı. Bir bütün olarak çalıştıklarını belirten Korkmaz, belediye içindeki tüm ekiplerin yangın durumunda yangınlara müdahale ettiğini söyledi.
Saniyeler bile önemli
Tatil dönemlerinde özellikle yazlık yerlerdeki nüfus artışına değinen Korkmaz, ‘”Buralarda nüfus neredeyse 10 kat artıyor. Trafik ne kadar çoğaldı, insan unsuru ne kadar çok çoğaldı bizim için yangın riski o kadar yüksek” dedi. İtfaiyenin sadece yangınlara değil, trafik kazası, iş kazası ve diğer pek çok duruma müdahale ettiğini aktaran Korkmaz, “Trafiğin bu kadar çoğalması trafik kazalarına neden oluyor bu kazalara yine aynı itfaiyeciler gidiyor” şeklinde konuştu. Vatandaşın 112’yi aradığı zaman yangının adres bilgisini doğru vermesinin önemini vurgulayan Korkmaz, şehre dışardan gelenlerin adres belirtirken sıkıntı yaşadıklarını aktararak, “Bizim için dakikalar değil saniyeler bile önemli. Biz yangına giderken güçlük çekiyoruz. Koylara gidebilmek için insanlar araçlarını rastgele park ediyor fakat oradan herhangi bir yangın aracının bir ilk yardım aracının geçmesi gerektiğine ihtimal vermiyorlar” diyerek açıklamalarını noktaladı.