[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#ithalat

ithalat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ithalat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

 Dış ticaret haddi şubatta arttı Haber

 Dış ticaret haddi şubatta arttı

Şubat ayında ihracat birim değer endeksi yüzde 4,3, ithalat birim değer endeksi yüzde 5,9 azaldı. Dış ticaret haddi 2024 yılı Şubat ayında 86,7 olarak gerçekleşti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Şubat ayı dış ticaret endekslerini açıkladı. Buna göre, ihracat birim değer endeksi Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,3 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 0,2 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 8,4 azaldı, yakıtlarda yüzde 6,9 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 4,3 azaldı. İhracat miktar endeksi yüzde 18,6 arttı İhracat miktar endeksi Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,6 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 32,2 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 22,2 arttı, yakıtlarda yüzde 60,0 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 14,7 arttı. İthalat birim değer endeksi yüzde 5,9 azaldı İthalat birim değer endeksi Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,9 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 3,1 azaldı, yakıtlarda yüzde 17,0 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 4,1 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 3,8 azaldı. İthalat miktar endeksi yüzde 3,5 azaldı İthalat miktar endeksi Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,5 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 6,4 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 19,0 arttı, yakıtlarda yüzde 2,8 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 9,7 arttı. Dış ticaret haddi 2024 yılı Şubat ayında 86,7 olarak gerçekleşti İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2023 yılı Şubat ayında 85,2 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 1,5 puan artarak, 2024 yılı Şubat ayında 86,7 oldu. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2024 Ocak ayında 152,8 iken 2024 Şubat ayında yüzde 1,7 oranında artarak 155,5 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2023 yılı Şubat ayında 125,3 iken 2024 yılı Şubat ayında yüzde 13,9 oranında artarak 142,8 oldu. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2024 Ocak ayında 116,1 iken 2024 Şubat ayında yüzde 6,3 oranında artarak 123,3 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2023 yılı Şubat ayında 125,0 iken 2024 yılı Şubat ayında yüzde 6,7 oranında azalarak 116,6 oldu.

İthalat nedir? Haber

İthalat nedir?

Eğitim hayatımızın ilk dönemlerinden başlayarak hayatımıza giren bir kavram olan ithalat, her daim güncelliğini koruyan son derece önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Dünyanın hemen hemen her yerinde, birçok ülke tarafından sıklıkla ithalat yapılıyor. Günlük hayatta ithalat ile ilgili pek çok haberle karşılaşıyoruz. Son dönemlerde gıdadan teknolojiye birçok farklı alanda ithal ürün ibaresini görüyoruz. Bu durum ithalat nedir, neden yapılır sorularının merak edilmesine yol açıyor. İthalatla ilgili detaylara haberimizin devamında ulaşabilirsiniz. İthalat nedir? İhracatla arasındaki fark İthalat ya da diğer bir deyişle dış alım; bir ülkenin başka bir ülkeden herhangi bir eşya, mal ya da hammadde satın alması ve alınan ürünü kendi ülkesine getirerek burada kullanması olarak tanımlanıyor. İthalat kavramı pek çok kişi tarafından ihracat kavramı ile sıklıkla karıştırılıyor. Oysa bu iki kavram arasında yazılış benzerliği dışında bir benzerlik bulunmuyor. İthalat ve ihracat iki zıt durumu ifade ediyor. İthalat dış alımı ifade ederken, ihracat dış satım olarak kendini gösteriyor. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bir ülkenin yaptığı ithalat oranının ihracattan daha fazla olmamasıdır. Eğer ithalat miktarı ihracattan fazla olursa, bu durumu yapan ülke cari açık sorunu ile karşı karşıya kalır. Bu durum da ülke ekonomisini olumsuz yönde etkiler ve ilerlemesi durumunda ekonomik krizi ortaya çıkarır. İthalat yapılması için gerekenler İki ülke arasındaki ekonomik temelli alışverişlerde uyulması gereken belli prosedürler vardır. İthalat söz konusu olduğunda da alınması gereken belli başlı izinler ve belgeler bulunur. İthalat için gerekenler şu şekilde karşımıza çıkıyor: İlk defa ithalat yapacak olanlar, öncelikle Gümrük İdaresi’ne kaydolmalıdır. Tüzel kişiler; imza sirküleri, faaliyet belgesi, ticaret sicil gazetesi ve vergi mükellefiyet yazısı hazırlamalıdır. Gerçek kişiler ise imza beyannamesi hazırlamalıdır. Temsil yoluyla işlem yapılacaksa vekaletname verilmelidir. Yetkili kişilerin kimlik sureti olmalıdır. Türkiye ithalat verileri Türkiye’nin en fazla ithalat yaptığı ülkeler TÜİK’in Nisan 2023 verilerine göre şu şekildedir: Rusya Çin Almanya İtalya Amerika Birleşik Devletleri (ABD) BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Akdeniz'den en fazla yaş meyve ve sebze ihracı yapan firmalar ödüllendirildi

Yeni ekonomi yönetiminde odak nokta altın ithalatı Haber

Yeni ekonomi yönetiminde odak nokta altın ithalatı

Cari açık makro gösterge hedefleri arasında yer alırken, altın ithalatı cari açığın azaltılmasına ilişkin yapılan yol haritasında önemli konular arasında bulunuyor. Altın ithalatına yönelik alınan tedbirler de ithalatın azaltılmasına verilen önemi gösteriyor. Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı sonrası yapılan açıklamada, ''Son dönemde cari açığı önemli oranda etkileyen altın ithalatında yaşanan gelişmeler ve bu kapsamda ihracatçılarımızın beklentileri de göz önünde bulundurularak ilgili kurumlarımızca alınan tedbirler değerlendirilmiştir." ifadesi kullanılmıştı. Geçen ay bazı mücevherci ve kuyumcu eşyasının AB ve Serbest Ticaret Anlaşması imzalanan ülkeler harici ülke menşeli olanlarının ithalatında yüzde 20 ek mali yükümlülük uygulamaya alınmasına karar verildi. Söz konusu yükümlülüğün, altından, pırlantalı altından, kıymetli metallerle kaplama adi metallerden olan ürünlerde uygulanması kararlaştırıldı. Hazine ve Maliye Bakanlığı işlenmemiş altın ithalatının cari açık üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak, Türkiye'nin döviz rezervlerini desteklemek için kota uygulaması getirmeye karar verdi ve kotaların Borsa İstanbul AŞ üyesi kıymetli madenler aracı kuruluşları tarafından gerçekleştirilen işlenmemiş altın ithalatı için geçerli olması kararlaştırıldı. Tedbirler çerçevesinde aracı kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen işlenmemiş altın ithalatı için geçen yıllardaki ithalat miktarları dikkate alınarak aylık kota miktarı belirlendi. Söz konusu kota kıymetli madenler aracı kuruluşlarının ithalat ve borsa işlemleri göz önünde bulundurularak tahsis edilecek. Alınan tedbir kararının dış ticaret dengesine olumlu yansıması beklenirken, Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında gerçekleştirilen ithalat söz konusu kota uygulamasının dışında tutulacak. Böylelikle hem altın üretimi ve ticareti konusunda ihracatın teşvik edilmesi hem de uzun dönemde cari açıkta olumlu ilerlemeler sağlanması öngörülüyor. DİR çerçevesinde yapılan ithalatın yanında bedelsiz ihracat kapsamında ihracat bedeli olarak gelen ve şirketlerin yurt dışından sermaye olarak getirecekleri altınlar da kota dışında tutulacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın geçen ay yayımladığı genelgeye göre, rafineriler artık en az 1 gram, en fazla 100 gram altın üretebilecek. Şubat ayında da basılı kıymetli maden standartları belirlenmişti. Buna göre, Kıymetli madenler aracı kuruluşlarınca, DİR kararı kapsamında gerçekleştirilen ithalat işlemlerine ilişkin düzenlemeler yapıldı ve her bir standart işlenmemiş kıymetli maden ithalat işlemi için sağlanan 20 kilogramlık istisna, kıymetli maden türleri ayrıştırılarak altın için 40 kilogram, gümüş için 200 kilogram olacak şekilde artırıldı. Yeni ekonomi yönetiminin yoğunlaştığı yapısal reformlarda cari açığın azaltılması öne çıkarken açığın azaltılmasında altın ithalatına yönelik tedbirler öne çıktı. Ticaret Bakanlığı verilerine göre, ocak-temmuz döneminde Türkiye'nin altın ithalatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,1 artışla 217 milyar 52 milyon dolara ulaştı. Aynı dönemde işlenmemiş altın ithalatı yüzde 180 artarak 19,4 milyar dolar oldu. ALTIN İTHALATI TEMMUZDA YÜZDE 73 ARTTI Borsa İstanbul verilerine göre, altın ithalatı temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 73 artarak 22 tondan 38 tona ulaştı. Ocak-temmuz döneminde ise yüzde 220 artarak 69 tondan, 220 tona çıktı. "27 sektörün ihracatının kg değeri 1,44 dolar iken kuyumculuk sektörünün ihracat kg değeri 600-700 dolar seviyelerinde" İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, kuyumculuğun bugün 40 bin işletmesiyle 250-300 bini doğrudan olmak üzere aileleri ile birlikte 1,5 milyon kişinin ekmek kapısı olduğunu belirtti. Kuyumculuğun Kapalıçarşı ekolüyle dünyada nam salmış, geliştirdiği özgün ürün ve koleksiyonlarıyla ekonomiye en çok katma değer yaratan sektör özelliğini taşıdığını ifade eden Atayık, 27 sektörün ihracatının kg değeri 1,44 dolar iken bu sektörün ihracatının kg değeri 600-700 dolar seviyelerinde olduğunu aktardı. Atayık, ''Türk kuyumculuk sektörü zamanında sipariş tesliminde dünya birincisi, ihracatta dünya ikincisi, üretimde dünya üçüncüsü, pazar payında dünya beşincisi ve dünya mücevher pazarının yüzde 7'si üzerinde paya sahip. Dünyadaki 208 ülkeden 160'ına ihracat yapan, yıllık ihracatı 7,5 milyar dolar, turistik bölge satışları, DİR işlemleri ve yurt içi satışlarıyla yıllık 25 milyar dolar işlem hacmi olan bir sektör konumunda.'' dedi. Altının Türkiye'de vatandaşlar tarafından yatırım aracı olarak kullanıldığı için devlet tarafından takibinin de "Cari Hesap" üzerinden değil, "Finans Hesabı" adı altında olması gerektiğini belirten Atayık şöyle devam etti: ''Eğer, sektörümüz kota nedeniyle uluslararası fiyatlardan farklı fiyatlarla ham madde temini zorunda kalırsa firmalarımızın hem yurt içindeki üretimi azalır, hem yurt dışındaki rekabet şansı azalır. Ayrıca, kota nedeniyle piyasada oluşan ikili fiyat, perakende esnafımız ile altın ve altın takı alışverişi yapan vatandaşlarımızı da olumsuz yönde etkiliyor. Ne yazık ki bu durum, vatandaş ile esnaf arasında fiyat bazlı tartışmaları gündeme getiriyor ve yurt içinde altın, son tüketiciye pahalı satılmış oluyor. Bizim ham maddemiz kıymetli maden ve kıymetli taş, bunları temin yollarımız; yurt içi üretimler, hurda dönüşü ve bunlardan artı kalan ham madde ihtiyacı da ithalat ile karşılanır. Ayrıca, ithalatın hepsi bizim sektörümüze ait değildir. Bu konu da yanlış bilinmektedir.'' Atayık, ''Sektörün yıllık altın ihtiyacı yaklaşık olarak 270 ton seviyesinde. Son 29 yılın istatistiklerine bakıldığında yıllık ortalama 160-165 ton altın ithal ediliyor. Türkiye'deki madenlerin üretimi 42 ton, hurda dönüşü 68 ton civarında.'' dedi. 25 Ağustos’ta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, Hazine ve Maliye Bakanlığı Bakan Yardımcısı Osman Çelik ve yetkililerin katıldığı toplantıda sektör temsilcileri olarak bunları aktardıklarını söyleyen Atayık, ''Merkez Bankası başkanımız ve bakan yardımcımızın konulara çok hakim olduklarını, çözüm odaklı bir anlayış içinde doğru uygulamaları devreye almakta kararlı olduklarını hissettirdiler. Toplantı çok verimli geçti. Piyasada rahatlamayı sağlayacak adamları atmakta da kararlı olduklarını gördük. Bu konuda bir takım olumlu düzenlemeler beklemekteyiz. Bu vesileyle Merkez Bankası başkanımıza ve bakan yardımcımıza pozitif yaklaşımları nedeniyle yeniden teşekkür etmek isterim.'' diye konuştu. Atayık, yıllardır bu sektörü kayıt dışına iten Enflasyon Muhasebesi sistemi yerine Altın Esaslı Muhasebe sisteminin getirilmesi durumunda her şeyin çözülmüş olabileceğini, o zaman her veri, her data, her bilginin daha da netleşeceğini kaydetti. Öte yandan, bazı altın ve mücevherlerin ithalatına getirilen yüzde 20 ek mali yükümlülük konusuna ise iç piyasada yerli üretimi ve istihdamı desteklediği için olumlu baktıklarını ifade eden Atayık, ''Fakat, bugün birçok firmamız, ithal ettiği altın, gümüş takı ve mücevherlerini bizi tercih eden yakın coğrafya, Balkanlar, Yakın Doğu ve Orta Avrupa ülkelerine ihraç ediyor. Ayrıca, ithal ürünler, firmalara özellikle piyasadaki çeşitlilik ve model zenginliği açısından olumlu katkılar sunuyor. Yüzde 20 vergi ile bu imkan bir anlamda ortadan kalkmış oluyor.'' değerlendirmesinde bulundu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: ÖĞRENİNCE ŞOK OLACAKSINIZ! BU ÜRÜNLER ASLINDA ERKEKLER İÇİN ÜRETİLDİ

Anlaşma olmazsa kiraz dalında kalacak Haber

Anlaşma olmazsa kiraz dalında kalacak

Türkiye’nin büyüklük ve lezzet açısından en değerli kiraz üretiminin gerçekleştiği yerlerden birisi olan Sultandağı ilçesinde hasadı bayram öncesinde başlayan kiraz üretimi devam ediyor. Kilogram alım fiyatlarının tüccarlar tarafından 65 TL’den bir anda 35 TL seviyelerine düşürülmesinin ardından bir araya gelen üreticiler kirazı satmama kararı aldı. Üreticiler dün itibari ile hasadın devam ettiği ilçede kiraz toplamamaya başlarken, ilçenin bir noktasında adeta kiraz dalında kaldı. ''ÜRETİYORUZ AMA DEĞERİNDE SATMIYORUZ'' Alınan kararla ilgili açıklamalarda bulunan kiraz üreticisi İhsan Medine, icatçıların alım fiyatlarını anormal derecede düşürdüğünü dile getirdi. Medine, “Kirazı üretiyoruz ama değerinde satamıyoruz. Girdi fiyatları çok pahalı ama alıcılar değerini vermiyor. Belki dünyanın en değerli kirazı ama yeteri kadar değer görmüyor. Dün 65-70 TL’ye aldıkları kirazın kilogram fiyatını bir gün içerisinde 35-40 TL’ye düşürdü ihracatçılar. Türkiye’de bir gün içerisinde ne değişti? Çalıştığımız havaya boşa gidiyor. Güzelim kirazı adamlar 35 TL’ye alıyor. Üretici ne yapacak, üreticinin elinden tutan kimse olmayacak mı? Yazık değil mi bize?” diye konuştu.    BUGÜN KİRAZ TOPLANMADI Tüccarların verdiği fiyatın maliyeti bile düşürmediğini ifade den Medine açıklamalarını şöyle sürdürdü:  “İhracatçı kendi kesesini düşünüyor ama bize gelince sıfır. Maliyetine fiyat versin bari. Vatandaş olarak toplandık ve kiraz toplamayalım, tepki gösterelim dedik ve biz bugün kiraz toplamadık. Satmayacağız kirazı, ben kazanmıyorsam o da kazanmasın. Sağolsun kaymakama gittik, bize sahip çıktı. Duruma anlattık o da bize destek oluyor. Çiftçiye, üreticiye sahip çıkıyor.”  Öte yandan, durumun duyulması üzerine valilik ile milletvekillerinin de olaya dahil oldukları ve ilgili bakanlıklar ile görüşmelerin başladığı öğrenildi. İHA

Türkiye, ithalat ve ihracatta düşüşe geçti Haber

Türkiye, ithalat ve ihracatta düşüşe geçti

KEMAL ÖZKURT Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye'nin Dış Ticaret İstatistiklerine ilişkin verileri paylaştı.  Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2023 yılı Nisan ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,1 azalarak 19 milyar 331 milyon dolar olurken,  ithalat ise yüzde 4,8 azalarak 28 milyar 69 milyon dolar olarak gerçekleşti.  ENERJİ VE ALTIN HARİÇ İHRACAT YÜZDE 17,2 AZALDI TÜİK, paylaştığı ihracat verilerinde enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat oranlarına da yer verdi. Açıklanan verilerde  enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracatta 2023 Nisan ayında yüzde 17,2 azalarak 21 milyar 807 milyon dolardan, 18 milyar 50 milyon dolara geriledi. Nisan ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 3,0 artarak 21 milyar 219 milyon dolardan, 21 milyar 865 milyon dolara yükseldi. Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı nisan ayında 3 milyar 815 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 7,2 azalarak 39 milyar 914 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 82,6 oldu.  İTHALAT İHRACATI KARŞILAMIYOR Dış Ticaret İstatistiklerine göre, nisan ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 42,1 artarak 6 milyar 147 milyon dolardan, 8 milyar 738 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Nisan ayında yüzde 79,1 iken, 2023 Nisan ayında yüzde 68,9'a geriledi.

Kestelli: İthalat yapmak zorundayız! Haber

Kestelli: İthalat yapmak zorundayız!

NURETTİN BAKİ İzmir Ticaret Borsası (İTB) Nisan ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer Başkanlığında gerçekleştirildi. Ülke ve kent tarımına dair önemli konuların masaya yatırıldığı toplantıda İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Türkiye’nin kendi kendine yetebilecek tarımsal ürünlere dikkat çekerek, “Hesaplama yapılan 12 meyvede kendimize yetecek üretimi gerçekleştirirken, çay, muz ve ceviz gibi 3 meyvede ise iç tüketim için ithalata ihtiyaç duyuyoruz. Hesaplama yapılan 16 tarla ürününün ise sadece 5 tanesinde iç tüketime yetecek üretim gerçekleştirebiliyoruz. Geriye kalan 11 üründe ise ithalat yapmak durumundayız” ifadelerine yer verdi.  11 ÜRÜNDE İTHALAT YAPMAK ZORUNDAYIZ Türkiye, karşılaştığı sorunları aşabilecek potansiyele sahip bir ülke olduğunu ifade eden İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Yeter ki birlik ve beraberlik içinde ve doğru bir yol haritası belirleyip o yolda sağlam adımlarla yürümeyi başaralım. Seçim ile ilgili süreç, gündemimizin ağırlığı olsa da dünya ajandasını takip etmeye ve işlerimizi yürütmeye mecburuz. Son dönemde tüm ülkelerin en önemli hedeflerinden birisi gıda güvenliğinin sağlanması. Bu durumu yurtiçi tarımsal üretimin tüketimi karşılaması olarak da ifade edebiliriz. Türkiye İstatistik Kurumu birçok önemli tarım ürününde kendi kendimize yeterliliğimizi gösteren 2022 yılı bitkisel üretim denge tablolarını yayımladı.  Bu veriler yurtiçi üretimin yurtiçi tüketimi ne kadar karşıladığını gösteriyor. Buna göre 15 önemli sebze ürününde kendimize yetecek hatta önemli bir bölümünde ihraç edebilecek miktarda üretim gerçekleştiriyoruz. Hesaplama yapılan 12 meyvede kendimize yetecek üretimi gerçekleştirirken, çay, muz ve ceviz gibi 3 meyvede ise iç tüketim için ithalata ihtiyaç duyuyoruz. Hesaplama yapılan 16 tarla ürününün ise sadece 5 tanesinde iç tüketime yetecek üretim gerçekleştirebiliyoruz. Geriye kalan 11 üründe ise ithalat yapmak durumundayız” dedi.  TARIM ALANLARIMIZI ARTIRMAK MÜMKÜN DEĞİL! Konuşmasının devamında Kestelli, “Bunlar arasında buğdayda yüzde 87, mısırda yüzde 77, ayçiçeğinde yüzde 60, mercimekte yüzde 54 ve soyada sadece yüzde 6 oranında iç tüketime yeter üretim gerçekleştirebiliyoruz. Üstelik bu tarla ürünlerinin üretimi için geniş arazilerde ekim yapılması gerekiyor. Tarım alanlarımızı artırmak mümkün değil. O zaman ortalama verim miktarını artıracağız. Böylece tarla ürünlerinde kendimize yeter üretim gerçekleştirmemiz mümkün olabilecek. Buğdaydan yapılan un, ayçiçeğinden üretilen bitkisel yağ ve ancak iç tüketime yetecek kadar ürettiğimiz pamuğa gereksinim duyan tekstil ve konfeksiyon ürünleri, tarımsal sanayide en çok ihraç ettiğimiz ürünler arasında yer alıyor. Hammaddelerinde ithalat yapmak zorunda olduğumuz saydığım ürünlerin ihracatını sürdürülebilir kılmak için riskleri de iyi belirlememiz gerekiyor. Üretim ve ticarette politikalarımızı da bu dengeleri gözeterek yapmamız gerektiğini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.  TARIMDA TEKNOLOJİ VURGUSU Mevcut sistem değişmezse gelecek yıllarda gıda kıtlığı ve açlığın yeniden en büyük problemlerden birisi olacağı tespitinin yapıldığını söyleyen Kestelli, “Hali hazırda da dijital ekonominin küresel hacminin 38 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştığı tahmin ediliyor. ABD, Çin ve AB ülkeleri dijital ekonomide ilk 3 sıraya sahipken Japonya, Güney Kore, Endonezya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi rekabette yerini sağlamlaştırmak isteyen ülkeler, önemli ve etkili vizyonlar ve stratejiler ortaya koyuyor. Türkiye ise bu konuda G20 ülkeleri arasında sonuncu sırada yer alıyor. Raporun tarımla ilgili bölümünde de son derece çarpıcı tespitler var. Tarımın Geleceği başlıklı bölümde 2050 yılına kadar yüzde 70 oranında daha fazla gıda üretilmesi gerekeceği vurgulanıyor. Mevcut sistem değişmezse gelecek yıllarda gıda kıtlığı ve açlığın yeniden en büyük problemlerden birisi olacağı tespiti yapılıyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek için de hükümetlerin, yatırımcıların ve yenilikçi tarım teknoloji geliştiricilerinin ortak çaba göstermesi gerekiyor. Tarım teknolojileri dünyasında, güneş ve deniz suyu gibi bol ve temiz kaynaklardan yararlanılarak kurak bölgelerde mahsul yetiştirmek mümkün olacak” dedi.

Türkiye'nin ihracatı 2022'de yüzde 12,9 arttı Haber

Türkiye'nin ihracatı 2022'de yüzde 12,9 arttı

Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu iş birliğiyle oluşturulan geçen yılın aralık ayı ve 2022 yılı geneline ilişkin geçici dış ticaret verileri açıklandı. Buna göre, Genel Ticaret Sistemi (GTS) kapsamında ihracat, Aralık 2022'de bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3 artarak 22 milyar 910 milyon dolar, ithalat da yüzde 12,2 yükselerek 32 milyar 612 milyon dolar oldu. Dış ticaret açığı, Aralık 2022'de yıllık bazda yüzde 42 artışla 9 milyar 701 milyon dolara çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı Aralık 2021'de yüzde 76,5 iken geçen ay yüzde 70,3 olarak kayıtlara geçti. İhracat, Ocak-Aralık 2022 döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,9 artarak 254 milyar 172 milyon dolara, ithalat da yüzde 34 artışla 363 milyar 711 milyon dolara ulaştı. Dış ticaret açığı geçen yıl yüzde 137 artarak 109 milyar 539 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021'de yüzde 83 iken geçen yıl yüzde 69,9'a geriledi. Enerji ve altın hariç dış ticaret Geçen ay enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat yüzde 2,7 artarak 21 milyar 437 milyon dolara, ithalat da yüzde 0,5 artışla 21 milyar 704 milyon dolara çıktı. Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Aralık 2022'de 267 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 1,6 artarak 43 milyar 142 milyon dolara ulaştı. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 98,8 oldu. Geçen yıl ihracatta imalat sanayisinin payı yüzde 94,6 olarak hesaplandı Buna göre, ekonomik faaliyetler incelendiğinde ihracatta, geçen ay imalat sanayisinin payı yüzde 93,8, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,9, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,8 oldu. Geçen yıl ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayisinin payı yüzde 94,6, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,1, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,8 olarak hesaplandı. Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, Aralık 2022'de ara mallarının payı yüzde 75,8, sermaye mallarının payı yüzde 13,8 ve tüketim mallarının payı yüzde 10,3 olarak kayıtlara geçti. 2022'in tamamında ise ara mallarının payı yüzde 80,4, sermaye mallarının payı yüzde 11,1 ve tüketim mallarının payı yüzde 8,4 oldu. İhracatta Almanya, ithalatta Rusya ilk sırada Geçen yılın aralık ayında ihracat yapılan ülkeler arasında ilk sırayı 1 milyar 807 milyon dolarla Almanya aldı. Bu ülkeyi 1 milyar 381 milyon dolarla ABD, 1 milyar 313 milyon dolarla Rusya, 1 milyar 149 milyon dolarla Irak, 1 milyar 66 milyon dolarla Bileşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 29,3'ünü oluşturdu. 2022 genelinde de ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya'ya yapılan ihracat 21 milyar 145 milyon dolar olurken, bu ülkeyi, 16 milyar 882 milyon dolar ile ABD, 13 milyar 751 milyon dolar ile Irak, 13 milyar 11 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 12 milyar 354 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,4'üne karşılık geldi. Geçen ay ithalatta Rusya ilk sırayı aldı. Rusya'dan yapılan ithalat 4 milyar 546 milyon dolar olurken, bu ülkeyi, 3 milyar 642 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 469 milyon dolar ile Almanya, 2 milyar 462 milyon dolar ile İsviçre, 1 milyar 409 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 44,5'ini oluşturdu. Ocak-Aralık döneminde de ithalatta ilk sırayı Rusya aldı. Rusya'dan yapılan ithalat 58 milyar 853 milyon dolar olurken, bu ülkeyi 41 milyar 354 milyon dolar ile Çin, 24 milyar 33 milyon dolar ile Almanya, 15 milyar 335 milyon dolar ile İsviçre, 15 milyar 229 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 42,6'sını karşılık geldi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre, 2022'nin aralık ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 6, ithalat yüzde 4,3 yükseldi. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise geçen ay bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 5,8, ithalat yüzde 15,1 arttı. Öte yandan yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ihracatı içindeki payı 2022 Aralık'ta yüzde 4,3, Ocak-Aralık 2022 döneminde yüzde 3,1 olarak kayıtlara geçti. Geçen ay imalat sanayisi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 75,8 olarak kayıtlara geçti. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,5 oldu. Ocak-aralık döneminde imalat sanayisi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 71,8, aynı dönemde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 9,8 olarak belirlendi. Özel Ticaret Sistemi verileri Özel Ticaret Sistemi'ne (ÖTS) göre ihracat, Aralık 2022'de bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,6 azalarak 20 milyar 793 milyon dolar, ithalat yüzde 12,2 artarak 30 milyar 750 milyon dolar olarak gerçekleşti. Geçen ay dış ticaret açığı yüzde 58,3 artarak 9 milyar 956 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Aralık ayında yüzde 77,1 iken, 2022 Aralık ayında yüzde 67,6'ya geriledi. ÖTS'ye göre ihracat, 2022'de, bir önceki yıla göre yüzde 10,1 artarak 235 milyar 236 milyon dolar, ithalat yüzde 31,3 artarak 342 milyar 213 milyon dolar olarak gerçekleşti. Geçen yıl dış ticaret açığı yüzde 127,2 artarak 106 milyar 977 milyon dolara çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Ocak-Aralık döneminde yüzde 81,9 iken, 2022 yılının aynı döneminde yüzde 68,7'ye geriledi. AA

Kesilen hayvanların yerine ithalat yapılabilir Haber

Kesilen hayvanların yerine ithalat yapılabilir

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER Et piyasası; artan üretim maliyetleri ve anaç hayvanların kesimiyle yaşadığı sıkıntılı sürecin yavaş yavaş sonuna gelmeye başladı. Özellikle 2022 yılında çok sayıda anaç hayvanın kesildiğini belirten İzmir Ticaret Borsası (İTB) Meclis Üyesi Bülent Arman, Et ve Süt Kurumunun (ESK) Ramazan ayının yaklaşmasıyla et ithalatı hazırlığında olduğunu belirterek, ülke genelinde oluşan anaç hayvan eksikliğini tamamlamak için ithalat yapılmasının doğru olacağını söyledi. ET PİYASASI NORMALLEŞİYOR! Şu anki et piyasasında hem et üreticisinin hem de besicinin kazandığını ifade eden Bülent Arman, et piyasasının normalleştiğini söyledi. Arman, “Süt fiyatlarının artmasıyla inek kesimleri durdu. Bu bizim için sevindirici bir gelişme, çünkü inekler büyükbaş hayvancılığının geleceği açısından çok önemli. Keşke bu fiyatlar daha önce artırılsaydı. Böylece anaç hayvanların kesimi daha erken dururdu. Ancak buna rağmen piyasamız normalleşiyor. Fiyatlarımız normal. Tabi et fiyatlarının biraz daha artması, piyasayı rahatsız eder. Yani şu anki fiyatlarla süt üreticisi de besici de para kazanıyor. Zira, et fiyatları kısa zamanda hızlı yükseldi. Bu gibi durumlarda elinde yetişmiş malı olan üretici de fiyatlar yükseldiği için malını kestirmeye yanaşmıyor. Yani üreticimiz fiyatlar daha da artacak kanısıyla, malını piyasaya sürmüyor. Bu durumda et üreticisi mal arıyor. Dolayısıyla piyasalar biraz etkileniyor. Tüm bunlara rağmen piyasanın bu süreci regüle edeceğini düşünüyorum” dedi. 2022’DE ÇOK FAZLA İNEK KESİLDİ 2022’de çok sayıda anaç hayvanın kesildiğini belirten Arman, oluşan bu boşluğu ithalatla giderilmesi gerektiğinin altını çizdi. Arman sözlerine şu şekilde devam etti: “2022 yılında gerçekten çok fazla inek kesildi. Bu da doğumları olumsuz etkiledi. Çok fazla hayvanın kesilmesi büyükbaş hayvancılığının geleceği için iyi değildi. Şu anda bence yapılması gereken besilik dananın ithalata sürekli açık olması… Hangi ülkeden bulunursa oradan besilik hayvanı getirmemiz lazım. İçerdeki dengeyi sağlayabilmemiz için, bu şart.” ESK’NIN İTHALAT ÇALIŞMASI VAR AMA… ESK’nın et ithalatı ile ilgili çalışması olduğu yönünde duyum aldıklarını da ifade eden Arman, bunun geçici tedbir olmasını temenni ettiklerini söyledi. Arman, “ESK’nın et ile ilgili çalışmaları var. Özellikle Ramazan ayı yaklaşırken piyasanın daha normalleşmesi açısından ithalata sıcak baktıklarını duyuyoruz. Bunu geçici bir tedbir olarak düşünmek lazım, sürekli olmamalı. Ama yukarıda da belirttiğim gibi besilik dananın ithalatının açık olması lazım. Bu dönemde besilik dananın memlekete girmesi önemli. Kısacası et piyasası dediğim gibi şu anda et üreticisini de besiciyi de memnun ediyor. Bundan sonra herhalde daha normal seyretmeye devam edecektir. Ama ekonomik olarak ülkemizde her an her gelişme olabilir. Her şey neticede dövize bağlı. Çünkü birtakım hammaddeleri bu döviz kuru üzerinden ithal ediyoruz. Bu da tabi maliyetleri etkileyen bir unsur” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.