[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#ito

ito haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ito haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İTO, Cumhuriyetin 100. yılı heyecanını kutlayacak Haber

İTO, Cumhuriyetin 100. yılı heyecanını kutlayacak

İstanbul Ticaret Odası (İTO), Ekim ayı Meclis toplantısında ‘Cumhuriyet Özel Oturumu’ düzenleyerek, İTO’nun Cumhuriyetin 100. yılı kutlama etkinliklerini duyurdu. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, yaptığı konuşmada İTO'nun kutlamalarını kapsamlı 7 etkinlik üzerine kurduklarını söyledi. Programa göre, İTO, Cumhuriyet’in 7’den 70’e milletin her ferdinde yaşayan bir bilinç olması amacıyla bir iletişim kampanyası hazırlayacak ve bu kampanyada Cumhuriyet’in iş dünyası için ifade ettiği anlamı dile getirecek. 29 Ekim haftası Oda'nın yayınladığı İstanbul Ticaret Gazetesi '100. Yıl özel sayısı' olarak çıkarılacak. Cumhuriyet’in 100. yılı anısına bir 'prestij yayın' hazırlanacak. 22 Ekim’de ise Cumhuriyet resepsiyonu ve senfoni orkestrası eşliğinde bir konser düzenlenecek. İTO'nun Eminönü'ndeki merkez binasının Boğaziçi’ne bakan cephesinde bir ışık gösterisi yapılacak. Ayrıca en az 12 bin adet Türk Bayrağı ve Türk Bayrağı rozeti yaptırılırken, 100. yıl anısına pul ve hatıra para da bastırılacak. "Cumhuriyet 'kimsesiz' kimsenin kalmaması demektir" Şekib Avdagiç, 6 Ekim'de kutlanan İstanbul'un kurtuluşunun Cumhuriyet’in anahtarı ve başlangıcı olduğunu kaydetti. Avdagiç, “Muzaffer Türk ordusu, 6 Ekim’de son düşman askerinin İstanbul’u terk etmesiyle, bu mübarek şehre girdi. Ve 29 Mayıs 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in bize emanet ettiği İstanbul’a sahip çıktı. İstanbul’un işgalci İngiliz ordusu ve müttefiklerinden kurtuluşunun 100. yılını kutluyorum. 'Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe' İstanbul’un ‘Türk ili’ olarak yaşayacağına yürekten inanıyorum” dedi. O tarihte Meclis Başkanı olan Mustafa Kemal Atatürk'ün anayasa değişikliğinin kabul edilmesinin hemen ardından Cumhuriyetimizin ilk reisicumhuru seçildiğini hatırlatan Avdagiç, Atatürk'ün yaptığı teşekkür konuşmasına dikkati çekti. Şekib Avdagiç, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, teşekkür konuşmasının sonunda Meclise şöyle seslendi. ‘Milletin teveccühünü daima dayanak noktası kabul ederek, hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.’ İşte, bizim için Cumhuriyet, Atatürk’ün ifadesiyle saadet demektir, başarı demektir, zafer demektir. Milletimize bu üç hasleti yaşatmak için çalışmak demektir” ifadelerini kullandı. Atatürk liderliğindeki Meclisin 'Türkiye hükümetinin şekl-i hükümeti, Cumhuriyettir' hükmünü anayasaya koyduğunu hatırlatan Avdagiç, "Cumhuriyet, Türk devletini bu coğrafyadan silmek isteyenlere, hatta bu amaçla bize ömür biçenlere, devletimizin ebediyen var olacağını haykıran bir semboldür. Türk tüccarı açısından baktığımızda ise Cumhuriyet, ekonomik bağımsızlık demektir, yerli üretim demektir, kalkınma demektir, 'kimsesiz' kimsenin kalmaması demektir, daha yaygın ve nitelikli eğitim demektir. Muasır medeniyet seviyesine ulaşmakla yetinmeyip, onun önüne geçmek, bu hedeflerle donanmaktır. Cumhuriyet, ülkemiz ve milletimiz için çalışmak demektir" ifadelerini kullandı. "İsrail’in sivil halka yönelik bombardımanları derhal durdurulmalıdır" İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalara ilişkin olarak, "İsrail devleti, ülkesini savunma adı altında Filistinlilere yönelik katliam uyguluyor. Bölgede İsrail’in sivil halka yönelik bombardımanları derhal durdurulmalıdır. Aksi takdirde savaşın yaygınlaşması gündeme gelecektir. Bu da hem bölge hem dünya için büyük tehlike doğuracaktır. İş dünyası olarak sivil can kayıplardan büyük üzüntü duyuyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Avdagiç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanlığının büyük çaba gösterdiği sükûnetin bir an evvel tesis edilmesini dilediklerini kaydetti. Şekib Avdagiç şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanımızın açıklamasının en doğru çıkış ve çözüm yolu olduğuna inanıyoruz: Filistin meselesi hakkaniyete uygun bir şekilde çözülmelidir. Bunun esası da 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğe haiz, başkenti Kudüs olan bir Filistin Devletinin hayata geçirilmesidir. Artık bu gerçeğin ertelenemeyeceğini, Filistin topraklarında Filistin devleti olmadan bir barış olmayacağını herkesin anlaması gerekiyor. Filistin halkı yok edilemez. Filistin halkı, İsrail nüfusuyla çevrilmiş abluka mahallelerde yaşamaya mahkûm edilemez. Artık öfke yerine aklın hakim olması, şiddet yerine barış dilinin konuşulması gerekiyor. Barış bölgeye en doğru yolu gösterecektir." BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR -

2 ülkeden üreticiler “kırmızı et” toplantısında buluştu Haber

2 ülkeden üreticiler “kırmızı et” toplantısında buluştu

Azerbaycan’dan gelen et üreticisi 15 Azeri firma sahibi, ülkelerindeki üretimi geliştirmek için İzmirli et üreticileriyle bir araya geldi. Türkiye'deki kırmızı et üreticilerinin, aracıların ve sanayicilerin satış ve pazarlama kanalları ve stratejileri hakkında bilgi sahibi olunması amacıyla gerçekleştirilen “kırmızı et” toplantısında, Azerbaycan’ın Kuzeybatı Bölgesi’nde geleneksel yöntemlerle üretilen kurutulmuş etin, nasıl global bir marka haline gelebileceği hakkında görüşüldü. Türk ve Azeri et üreticileri arasında fikir alışverişi yapıldı. Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Örgütü (FAO) Azerbaycan Ofisi temsilcileri,“Azerbaycan'ın Kuzeybatı Bölgesinde Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Yerel Tarım-Gıda Sistemlerinin Geliştirilmesi” projesi kapsamında İzmir Ticaret Odası’nı ziyaret etti. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Tanyeri ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya,Proje Başkanı Yusuf Akhundov, Proje Koordinatörü Kerem Demirel, İZTO 8’nci Canlı Hayvan, Kanatlı, Et ve Et Ürünleri Grubu Meclis Üyeleri Ahmet Dönmezler ve Cüneyt Güleç, Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Erbey Zeki Ergen, Komite Üyesi Serkan Babalık ile Azerbaycanlı sektör temsilcileri katıldı. PROF. DR. TANYERİ: “BİLGİ PAYLAŞIMINA HER ZAMAN HAZIRIZ” İzmir Ticaret Odası’nın tarım ve hayvancılık alanında aktif olarak çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden İZTO Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Tanyeri, “Pandemi döneminde de gördük ki, dünyanın sağlıklı ve sürdürülebilir gıdaya arzı her zamankinden fazla. Türkiye ve Azerbaycan’ın bu konudaki kapasitesinin ne kadar yüksek olduğunu biliyoruz” dedi. Azeri heyete, İzmir Ticaret Odası’nın kentte devam eden tarıma dayalı organize sanayi bölge projelerine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Tanyeri sözlerini şöyle sürdürdü: “İki ülke arasındaki bilgi paylaşımı toplantılarına her zaman hazırız. Sizlerden -Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Yerel Tarım-Gıda Sistemlerinin Geliştirilmesi Projeniz- ile ilgili gelişmeleri ve tecrübeleri öğrenmek isteriz. Bizim projelerimizden elde ettiğimiz deneyimlerimizi sizlerle paylaşmaya her zaman hazır olduğumuzu bilmenizi isterim” AKHUNDOV: “BÖLGEYE MAHSUS KURUTULMUŞ ETİ DAHA GENİŞ COĞRAFYAYA SUNMAK İSTİYORUZ” Ziyaretleri kapsamında İzmir’in tüm köylerini gezdiklerini ve üretim tesislerini incelediklerini belirten Proje Başkanı Yusuf Akhundov, “İzmir’e yaptığımız bu ziyaretten dolayı çok mutluyuz. Projemizin en önemli amacı; üreticilerimizin bilgilerini ve imkanlarını artırmak. Gıda teknolojileri açısından onlara yardımcı olmayı hedefliyoruz. Üreticilerimizin İzmir’deki modeli görüp Azerbaycan’da uygulamasını arzu ettik. Azerbaycan'ın Kuzeybatı Bölgesi’ne mahsus, geleneksel yöntemlerle evlerde yapılan kurutulmuş eti çok meşhur. Biz istiyoruz ki, bu kurutulmuş et sadece evlerde üretilmesin, gelecek nesillere aktarılsın. İhracatı yapılan bir ürün haline gelsin. Katkılarınız için çok teşekkür ederiz” diye konuştu. DEMİREL: “İZTO’YA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ” Toplantıda FAO Türkiye’nin çalışmaları hakkında bilgi veren Proje Koordinatörü Kerem Demirel ise, “Azeri kardeşlerimizin kurutulmuş et ürünleriyle ilgili sizlerle bilgi paylaşımı yapmak istedik. Bu toplantıda bizleri ağırlayan İzmir Ticaret Odası’na çok teşekkür ediyoruz” dedi.Toplantıda İzmir Ticaret Odası 8’nci Canlı Hayvan, Kanatlı, Et ve Et Ürünleri Grubu Meclis ve Meslek Komitesi üyeleri, ülkemizdeki ve İzmir’deki et ve et ürünleri sektörü ile ilgili bilgi ve tecrübelerini anlatarak her türlü işbirliğine açık olduklarını ifade etti.

İTO Başkanı Avdagiç'ten üyelere çağrı: Fiyatlara acilen güncelleme yapılmalı Haber

İTO Başkanı Avdagiç'ten üyelere çağrı: Fiyatlara acilen güncelleme yapılmalı

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Texhibition İstanbul Kumaş ve Tekstil Aksesuarları Fuarı tanıtım toplantısı sonrasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, döviz kurunun fiyatlar üzerinde kaçınılmaz bir etkisi olduğunu belirterek, "Dolayısıyla döviz kurları yukarı doğru, öngörülerin üzerinde hızlı bir şekilde çıktığı zaman hem döviz kurlarının hızlı bir şekilde yükselmesine hem de oluşabilecek olası öngörülmeyen yükselmelerle ilgili risk puanları da eklenerek fiyatların bazı kalemlerde döviz artış oranlarının da üzerinde arttığını gözlemledik." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kabine Toplantısı'nın ardından kamuoyuna duyurduğu finansal alternatifler ve ekonomik tedbirlere bağlı olarak döviz kurunun çok hızlı bir şekilde, olması gereken seviyelere yakın bir yere kadar düştüğünü ifade eden Avdagiç, şöyle devam etti: "Bütün bu spekülatif, manipülatif artışlar bir kenara konuldu ve böylece yeni bir döneme geçtik. Dolayısıyla buna bağlı olarak, tüm iş dünyasının fiyatlarını hızlı bir şekilde güncelleyeceğini öngörüyoruz. Yani burada kesinlikle şuna tahammülümüz yok, fiyatlar roket hızında çıkıp paraşüt hızında inmemeli. Dolayısıyla ben buradan temsil ettiğim İstanbul iş dünyasına açık çağrıda bulunuyorum. Döviz fiyatlarında bu ortaya çıkan hızlı düzeltmeye bağlı olarak, fiyatların da çok hızlı ve etkin bir şekilde güncellenmesi gerekiyor. Bu arada stok maliyetleri ve diğer bazı arızi durumlar dikkate alınarak değil, fiili, şu anda oluşan yeni döviz kuru seviyesi dikkate alınarak yeni fiyat seviyelerinin behemehal belirlenmesi ve bunların hızlı bir şekilde uygulanmaya konması gerekiyor. Tedarik zinciri içindeki tüm aktörlerin bu yeni duruma hızlı bir şekilde adapte olması gerektiğini dile getiren Avdagiç, "Döviz kurundaki düşüşün etkin bir şekilde, son tüketiciye yansıması için talebimizi, beklentimizi ve açık çağrımızı burada net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Türk iş dünyasında kaliteli çalışan, nitelikli çalışan çok sayıda firma var. İstanbul iş dünyasında bu konuda öncü bir şehirdir. Ticaretin önemli bir kısmının döndüğü yerdir. Dolayısıyla bu konuda da gerekli adımların çok seri bir şekilde atılacağı ve bunun neticelerinin ortaya çıkacağı ile ilgili inancımı da sizlerle paylaşmak istiyorum. İstanbul iş dünyasının fiyatlama süreçlerini bir an önce realize etmesi için açık çağrı yapıyorum." diye konuştu. "Birkaç hafta içinde CDS'ler hızlı bir şekilde düşecektir" Şekib Avdagiç, döviz kurlarının mevcut seviyelerden biraz daha aşağıya inebileceğini işaret ederek, şunları kaydetti: "Döviz kurları hızlı bir şekilde aşağı geldi ama nereden yukarıya gittiğine baktığınız zaman eylül, ekim ayında 8,5-9,5 seviyesinde olan bir kur vardı. Şu anda hala o seviyenin üzerinde. Dolayısıyla hala bir miktar daha aşağıya gelmek için bir marj olduğunu öngörüyorum. Ama bununla ilgili spekülatif bir açıklama yapmak doğru olmaz. Dolayısıyla en azından şu anda geldiğimiz seviyeyi esas alarak, buna göre hızlı aksiyon olması gerektiğini ve fiyatların buna göre uyarlanması gerektiğini bunun hem ticari anlamda hem de ahlaki anlamda önemli bir sorumluluk olduğunu ifade etmek istiyorum." Hem iş dünyasının hem iş dünyası dışındaki birçok aktörün döviz sürecinin içine girdiğini ifade eden Avdagiç, yeni finansal alternatifler ve ekonomik tedbirlerle iş dünyasının normal süreçlerine ve normal seyre dönmesi açısından önemli bir alan açılmış olduğunu dile getirdi. Avdagiç, finansal alternatifler ve ekonomik tedbirlerle üretici ve ihracatçı olan firmalara önemli avantajlar getirildiğini belirterek, "Onların risklerinin kontrol altına alınması için önemli adımlar atıldı. Detayların birkaç gün içerisinde netleşmesiyle, burada muğlak bir şey kalmayacaktır. Buna bağlı olarak artık herkesin kendi sorumlu olduğu alanda bulunmaya devam etmesi gerekiyor. Yani dövizle hiç işi olmayanların döviz spekülasyonu içinden bu süreçten sonra zaten otomatik olarak çıkacağını ön görüyorum. Bu anlamda taşlar yerine çok daha net oturacaktır." Birkaç hafta içinde ülke risk primi göstergesi CDS'in (Credit Default Swaps) hızlı bir şekilde düşeceğine işaret eden Avdagiç, dış dünyayla bu kadar entegre olan, dış ticaret hacmi 500 milyar doların üzerinde olan bir ülkenin de daha stabil bir ortamda bulunmaya hakkı olduğunu vurguladı. "Daha istikrarlı, stabil ve hesaplanabilir bir döneme girdik" İTO Başkanı Avdagiç, "Daha istikrarlı, stabil ve hesaplanabilir bir döneme girdiğimizi gözlemliyoruz. Bizim de en çok gündeme getirdiğimiz konu, zaten öngörülebilirlik konusuydu. Çok net bir şekilde bu konuda hızlı bir şekilde mesafe aldığımızı görüyoruz. Dolayısıyla dün akşam alınan kararlardan memnuniyet duyuyoruz, destekliyoruz. Bunların olumlu sonuçlarını da kısa bir süre içinde göreceğimize inanıyoruz." şeklinde konuştu. Döviz kurundaki spekülatif süreçlerin içinde olan bazı kimseler için bazı hikayelerin dolaştığını aktaran Avdagiç, "‘Biz şuradan aldık, buradan aldık, şuraya düştü.’ diye. Bunları asla prim vermemek lazım. Bunlar büyük resmi şu anda bozmaya çalışan olumsuz yaklaşımlardır. Dolayısıyla resmi bu tip yaklaşımlar ve bu tip hikayelerden arındırarak, gerçek resim üzerine yoğunlaşma ve bunun üzerine kurgularımızı ve önümüzdeki dönemin planlamasını yapma ihtiyacımız çok daha önemli." ifadelerini kullandı. AA

İTO'dan iş dünyasına 'aşını ol, indirimi al' uygulama çağrısı Haber

İTO'dan iş dünyasına 'aşını ol, indirimi al' uygulama çağrısı

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, yaptığı yazılı açıklamayla aşı sayısının artırılması konusunda iş dünyasına destek çağrısında bulundu. Kovid-19 vaka sayıları yeniden yükselişe geçerken ve 22 milyondan fazla kişi henüz aşı olmamışken, aşı olanları avantajlı grup yapmanın çok olumlu katkıları olacağını belirten Avdagiç, şunları kaydetti: "Tıpkı mevsimsel uyguladığımız indirim sezonu gibi, aşı sezonu indirimleri yapabiliriz. Yeni aşı yaptırmış olanlara daha yüksek indirim uygulanabilir. Daha önce aşı olmuş kişilere de ödül verilebilir. Bu uygulamaların aşılamadan kaçınmanın önlenmesine önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, 22 milyondan fazla kişinin henüz aşı olmadığını açıklamasının, aşılama için ortak bir çaba gösterilmesi gereğini açık bir şekilde ortaya koyuyor. İkinci dozu olmayanların sayısının 17 milyon, çift doz aşı olup, 3'üncü doz aşıya gelmeyenlerin sayısının ise 9 milyona yakın olması gerçekten endişe verici. Bu hastalıktan gerçek anlamda kurtulmamız için devletin ve sağlık personelinin fedakarlıkla gerçekleştirdiği aşılama kampanyasına hepimiz destek olmalıyız." "İş dünyamızın aşı teşvikleri için proje geliştirmesi çok yararlı olacaktır" Aşılamadan kaçınmanın önlenmesinde teşvik sisteminin yararlı olacağını aktaran Avdagiç, "İTO'ya üye 640 bin firma bulunuyor. Yüzbinlerce çalışanı ve milyonlarca müşterisi bulunan bu firmalarımızın bir çoğunun, indirimler gibi etkili yöntemler de dahil olmak üzere aşı kampanyaları yapmalarını öneriyoruz. Aşılama ile toplum sağlığının ve çalışma hayatımızın sağlam tutulması için iş dünyası olarak da bizler de üzerimize düşeni yapmalıyız. Bu noktada iş dünyamızın aşı teşvikleri için proje geliştirmesi çok yararlı olacaktır." ifadelerini kullandı. Avdagiç, aşının salgından çıkmanın en iyi yolu olduğunu hatırlattı. Halkın sağlığı için, piyasaların etkin ve açık kalması için aşıların mutlaka yaptırılması gerektiğinin altını çizen Avdagiç şu değerlendirmelerde bulundu: "Bilim Kurulu'nun ve uzmanların dile getirdiği gibi, hepimiz aşılarımızı olalım. Ayakta kalalım, üretimde kalalım. Özel sektörün aşılamayı cesaretlendirici yaklaşımlarının, halkın genelinde olumlu etkisi olacağını düşünüyorum. Aşının varyant virüsteki etkisi dahi kanıtlanmışken, aşı olmayanların virüsün yayılmasındaki etkisinin göz önünde tutulması şart. Özel sektörün aşılanan müşterilere ve çalışanlara yönelik birtakım uygulamalarına, birçok ülkede başlandı. Benzer örneklerin Türkiye'de de çoğalması pandemi ile devam eden mücadelede yararı olacaktır." AA

İTO Başkanı Avdagiç: Haber

İTO Başkanı Avdagiç: " Yeni anayasa çalışmalarının yeni vizyon katacağına inanıyoruz"

İSTANBUL (AA) - İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "Yakında açıklanacağı duyurulan hukuk ve ekonomi reformu ile Cumhurbaşkanımızın çağrısını yaptığı yeni anayasa çalışmalarının Türkiye'ye yeni bir vizyon katacağına inanıyoruz." ifadesini kullandı.İTO'dan yapılan açıklamada, odanın şubat ayı olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmasına yer verilen Avdagiç, yeni anayasa çalışmalarının daha güçlü, daha büyük Türkiye'ye giden yolu açacağını ifade etti.Avdagiç, "Yakında açıklanacağı duyurulan hukuk ve ekonomi reformu ile Cumhurbaşkanımızın çağrısını yaptığı yeni Anayasa çalışmalarının Türkiye'ye yeni bir vizyon katacağına inanıyoruz. Türkiye ilk defa anayasa değişikliği yerine, baştan sona sivil anlayışla yoğrulmuş bir anayasaya kavuşacaktır." değerlendirmesinde bulundu.Hukuk ve ekonomi reformunun iş dünyası için önemli bir umut kapısı olduğunu dile getiren Avdagiç, "Vergi uygulamalarına ilişkin köklü değişiklik beklentilerimizin olduğunu belirtmek isterim. Bugün şirket bilançolarının gerçeği yansıtmamasının önemli bir sebebi, yeniden düzenlenmesi gereken vergi uygulamalarıdır. Burada Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi, İcra-İflas Kanunu gibi pek çok kanun bütüncül bir yaklaşımla yeniden ele alınmalıdır." yorumunu yaptı.- "Kira desteğinin İstanbul için artırılması beklentisindeyiz"Avdagiç, iş dünyasının hükümete taşıdığı destek ve tedbir taleplerinin birçoğunun kabul görüp uygulamaya konulmasından memnuniyet duyduklarını kaydetti.Salgın döneminde kiracılara, büyükşehir belediyelerinin bulunduğu yerlerde aylık 750 TL, diğer yerlerde ise aylık 500 TL kira desteği sağlandığını aktaran Avdagiç, hükumetin salgında işletmelere kira desteğini çok yerinde bulduklarını, ancak bu desteğin İstanbul için artırılması ve sadece esnaf ve gerçek kişi tacirlerle sınırlı kalmaması beklentisi içinde olduklarını kaydetti.Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) bir anda gözden kaybolmayacağını ama giderek arka plana düşeceğini dile getiren Avdagiç, "Birçok ülke aşılama çalışmasını başarılı şekilde yürütürken, 2021'de bütün dünyanın aşılanması fiilen imkansız. Buna rağmen şunu söylemek mümkün; aşı, dünya ve ülkemiz için tünelin ucundaki ışıktır. Şimdi bu ışığı takip edip aydınlığa çıkmak gerekiyor." ifadelerini kullandı.Son dönemde döviz kurundaki hızlı gerilemeye de değinen Avdagiç, istikrarlı ve alım gücü yüksek bir Türk Lirası’nın herkesin dileği olduğunu belirtti. Avdagiç, bununla birlikte döviz kurlarındaki hareketliliğin, tüccarın da ihracatçının da fiyat tutturmada, dolayısıyla rekabette zorluklar yaşamasına neden olduğunu aktardı.Avdagiç, "Nasıl ki döviz kurlarında aşırı tırmanış, piyasa ve şirket bilançolarımız üzerinde tahribata neden oluyorsa, aynı hızla yaşanan değer kayıpları da tahripkar oluyor. Tıpkı tansiyonun bir inip bir çıkmasının insan bünyesini tehdit etmesi gibi, kurlardaki hareketlilik de ticarette riskleri yükseltiyor, piyasayı zorluyor. Ayrıca düşmeye devam etmesi halinde döviz fiyatları dolara meyli tekrar alevlendirme tehlikesi barındırıyor. Bu, Döviz Tevdiat Hesaplarında beklenen çözülmeyi, ekonomi yönetimimizin üzerinde ısrarla durduğu ‘ters dolarizasyon’ açılımını da riske sokabilir." dedi.- "TL’yi rekabetçi bantta tutmaya özen göstermemiz gerekiyor"Diğer taraftan TL’nin hızla değer kazanması ve değer kazanmaya devam etmesinin ihracat cephesinde de sıkıntılara yol açacağını aktaran Avdagiç, şu ifadeleri kullandı:“Döviz kurlarındaki hareketliliklerin, üretime dönük yatırım tercihlerini etkilemesi bizim açımızdan kayıplar oluşturabilir. İthalatın ise tekrar ölçüsüzce artmasını tetikleyerek, yerli üretimi koruma çabalarının heba edilmesine neden olabilir. Dolayısıyla hem ara malında, hem de tüketim mallarında ithalatı makul düzeylerde sınırlamak için TL’yi rekabetçi bantta tutmaya özen göstermemiz gerekiyor. Ayrıca yüksek faiz düzeylerinin beraberinde getirdiği ani kur düşüşü, yabancı yatırımcıya kârlı bir çıkış fırsatı sağlıyor. Bundan kaçınmamız lazım.”İTO Başkanı Şekib Avdagiç, ticari kredi faiz oranlarına da değinerek, "Reel sektör olarak enflasyonu önlemek adına faiz düzeyinde makuliyetten uzaklaşılmaması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü istihdamın sürmesi, yatırımların durmaması için işverenin finansman yükünün hafifletilmesi gerekiyor. Ticari kredi faizleri ortalaması 6 aylık sürede yüzde 20,45 düzeyine ulaştı. Bu da 2021’de iş dünyasının en çok mücadele vereceği alanın finansman olacağı anlamına geliyor." ifadelerini kullandı.Dünyada genişleyici maliye ve para politikalarının büyümeyi desteklemeye devam ettiği bir küresel konjonktürün yaşandığını kaydeden Avdagiç, Türkiye’de enflasyonla mücadele gereği sıkı para politikası uygulanırken, genişleyici maliye politikasını da ekonomi hayatiyetini korumak açısından kritik önemde gördüklerini bildirdi.- “Kapalı gibi olan, iş yapamayan işletmelerimiz bulunuyor”Şekib Avdagiç, restoranlar, kafeler, lokantalar, spor salonları, kültür sanat etkinlik işletmeleri gibi üyelerin halen kapalı durumda olduğunu, öte yandan kapalı gibi olan, iş yapamayan işletmelerin de bulunduğunu belirtti.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faaliyetleri kısıtlanan ve 2019 cirosu 3 milyon lira ve altı olan gerçek usulde vergilendirilen ticari işletmelere destek ödemesi yapılacağını açıkladığını anımsatan Avdagiç, şunları kaydetti:"Ayrıca 2 bin liradan az 40 bin liradan fazla olmamak kaydıyla destek ödemesi yapılacağı bildirildi. Bunun hem maddi açıdan hem de sektörlerimizi motive etmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Keza salgında faaliyetlerine ara verilen işyerlerinin gelir vergisi, stopaj, KDV beyannamelerinin verilme ve ödeme sürelerinin ertelenmesini talep etmiştik. Bunlar da Cumhurbaşkanlığı Kararı ile ertelendi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Bakanlarımız Lütfü Elvan ve Ruhsar Pekcan’a teşekkür ediyoruz. Pandemiden en fazla etkilenen sektör olan hizmetler sektörüne yönelik desteklerin kapsamlı bir şekilde sürdürülmesi talebimizi bu vesileyle bir kez daha tekrarlıyoruz."Salgın engellerini tek bir kesimin değil kamu ve özel sektörün birlikte aşması gerektiğini dile getiren Avdagiç, "Tüm büyük kriz dönemlerinde olduğu gibi hükümetimizin özel sektörün varlığını en güçlü şekilde destekleyeceğine eminiz. Bugüne kadarki uygulamalar bu konuda bize cesaret veriyor." ifadelerini kullandı.- “Piyasa denetimleri tüccarı iş yapmaktan alıkoymayacak düzeyde olmalı”Avdagiç, piyasa denetimlerine de değinerek şunları aktardı:"Bu denetimleri doğru ve tüketiciyi koruyan bir anlayışın yansıması olarak görüyoruz. Bununla birlikte denetimlerin üreticileri suçlu göstermeden yapılması gerektiğine inanıyoruz. Diğer yandan bugün TÜFE ile ÜFE arasındaki yüzde 13,65’lik farkı yüklenmiş olan iş dünyamızın da fedakarlığını unutmamalıyız. Söz konusu makas son 18 yılın en büyük farkı. Yapılan denetimlerin tüccarı iş yapmaktan alıkoymayacak düzeyde olması ve serbest piyasa dinamiklerine zarar vermemesi gerektiğini düşünüyoruz."

İhracatta güzel haberler var Haber

İhracatta güzel haberler var

NURETTİN BAKİ İzmir Ticaret Odası (İTO) 2019 bütçe görüşmesi ve aralık ayı meclis toplantısı İTO Meclis Salonu’nda yapıldı. İzmir Ticaret Odası’nın 2019 yılı toplam bütçesinin 72 milyon 500 bin TL olarak açıklandığı toplantısında konuşan İTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, 2018 yılı ekonomisinin genel değerlendirilmesini yaparken 2019’dan neler beklediklerini anlattı. İhracat rakamlarına da kısaca değinen Özgener, 2019’da ihracatla ilgili güzel haberlerin olduğunu söyledi. Özgener, “Kasımdaki 15,5 milyar dolarlık ihracatla tüm zamanların en yüksek Kasım ayı ihracatına ulaşıldı. Bölgemizde ise 7 bin Egeli ihracatçı, 1 milyar 199 milyon dolarlık ihracatla bu başarıya katkıda bulundu. İhracatımızı artırmak için 2019’a dair güzel haberler var. Ticaret diplomasisinin hızlandırılacağı, daha fazla alım heyeti düzenleneceği, Eximbank desteklerinin arttırılacağı pazarların çeşitlendirileceği konusunda demeçler veren Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’ı canı gönülden destekliyoruz” şeklinde konuştu HAL YASASI BEKLEMEYE ALINDI ‘Yeni Hal Yasası’nın sektörün görüşü alınmadan hazırlandığını söyleyen Özgener, Temel besin kaynağı sebze ve meyvelerin sofralara ulaştırılmasını sağlayan Halci Üyelerinin Yeni Hal Yasası Tasarısı’nın sektörün görüşü alınmadan meclise sunulacak olması nedeni ile stresli bir süreçten geçtiğini ifade etti. Özgener, üyelerinin kaygılarında haklı olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Uzun yıllardır halde komisyoncu olarak faaliyet gösteren üyelerimiz işlerine tüccar olarak devam edecek ve özel teşebbüslerin kiracısı olacaklar. Üyelerimiz bu nedenle oluşturulacak yeni hal yönetimi yapısında bizzat yer almak istemekte ve bu konuda odamızın desteğini beklemektedir. İlaveten iş yerleri için tahsis hakkı verilmesi ve hal bulunmayan yerlerde toptan meyve-sebze ticaretine izin verilmemesini talep ediyorlar. Konu Yaş Sebze ve Meyve Grubu Meslek Komitemizce bize iletilir iletilmez harekete geçtik. Komitemizin talebi doğrultusunda, Tarım ve Orman Bakanı Sayın Dr. Bekir Pakdemirli ve Ticaret Bakanı Sayın Ruhsar Pekcan’ın katılımı ile bir toplantı düzenlemesi hususunu TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’na bizzat ilettim. İçiniz rahat olsun Kanun Teklifi Taslağı şu an beklemeye alınmış durumda. Bu süreci yakından takip ederek üyelerimizin lehine adımlar atılması konusunda elimizden geleni yapacağımıza şüpheniz olmasın.” “VERGİ ALINMASIN” 2018 yılı başından bugüne enerji ve kredi maliyetlerinin çok yükseldiğini dile getiren Özgener, “Enflasyon ve faiz oranları da ciddi oranlarda arttı. 2019 yılı içinde bu konuda da olumlu gelişmeler yaşamayı ümit ediyoruz. İş dünyamızın sıkıntılarından birisi olan istihdam üzerindeki vergi yüklerine de çözüm getirilmesini talep ediyoruz. Şu anda OECD ortalamasına göre yüksek istihdam maliyetlerine sahibiz. Asgari ücret üzerinde işverene düşen SGK prim ve vergi payı oldukça yüksek. TOBB Başkanımızın açıklamasını aynen destekliyor ve her zaman savunduğumuz gibi asgari ücretten vergi alınmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda 2019 ve 2020 yıllarında ilk defa işe alınacak her işçinin asgari ücret üzerinden tüm sigorta ve vergi giderlerini de devlet üstlenecek. Bu destekleri için kendilerine teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

İTO, Çin ile ticaretin köprüsü olacak Haber

İTO, Çin ile ticaretin köprüsü olacak

İzmir Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler, Çin İzmir Başkonsolosu Zengxian Liu’yi ziyaret etti. Toplantıda, işbirliği fırsatları, vize işlemlerinin kolaylaştırılması ve 2019 yılında yapılacak çalışmalar ele alındı. İTO’nun Çin ile ticari ilişkilerin geliştirilmesi için yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi veren Özgener, “Her türlü işbirliğine açığız” dedi. 2019 yılında düzenlenecek olan İzmir Enternasyonal Fuarı’nın partner ülkesinin Çin olacağını söyleyen Özgener, “İTO olarak bize de büyük bir görev ve sorumluluk düşüyor. İZFAŞ ile bir köprü oluşturarak bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız” dedi. Özgener, 2019 yılında Şangay’da ikincisi düzenlenecek olan ithalat fuarına da etkili bir katılım yapacaklarını açıklayarak, “İzmir’de bulunan diğer kurumlar ile de görüşerek İzmir’i en iyi şekilde temsil edeceğiz” diye konuştu. Çin’de düzenlenen eğitim programlarının önemine değinen Özgener, “İZTO olarak bu eğitimlerin önemine inandığımız için katılım sağlıyoruz. Aynı şekilde Ege İhracatçı Birlikleri ve İZFAŞ’ın da bu programlara katıldıklarını biliyoruz. İzmir’deki diğer kurumlar ile bu konudaki tecrübelerimizi paylaşarak eğitimlere katılmalarını tavsiye edeceğiz” dedi. FAYDA SAĞLAR… Çin İzmir Başkonsolosu Zengxian Liu ise, Çin’in İEF partner ülkesi olması konusunda çok taraflı işbirliği yapıldığını belirterek, “İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bakanlıklar aracılığıyla daveti gerçekleştirdi. Çin Hükümeti, İEF’ye aktif katılımı olacağını açıkladı. Geçtiğimiz sene Uluslararası Ticareti Geliştirme Konseyi’nin İEF’ye katılarak hazırladığı rapor sonucunda, 2019 yılında fuara gelecek olan firmaların elektronik ve Çin’e özgü ürünlerin getirmesi konusunda karar alındı” dedi. Çin’de her sene çok sayıda eğitim programı düzenlendiğini sözlerine ekleyen Liu, İTO’nun bu eğitimlere katılmasından memnuniyet duyduklarını belirtti. Başkonsolos, Çin - Türk Ticaret Odası kurulmasını desteklediklerini belirterek, “Her iki taraf için de bir bilgi ve danışma merkezi olarak köprü görevi görecektir” dedi. İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler’in, Çin’e vize alınması sürecinin kolaylaştırılması için İzmir’de vize ofisi kurulması konusundaki temenniyi dile getirmesi üzerine Başkonsolos Liu, vize sürecinin kolaylaştırılması ile ilgili çalışmaların devam ettiğini söyledi. HABER MERKEZİ

Mahmut Özgener'den  Konkordato çıkışı Haber

Mahmut Özgener'den Konkordato çıkışı

SULTAN GÜMÜŞ İzmir Ticaret Odası kasım ayı olağan meclis toplantısında, gündem maddelerinin onaylanmasının ardından İTO yönetiminin bir yıl boyunca yaptığı faaliyetler anlatıldı. Mecliste konuşan İTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, ekonomide bahar havası olmasa da, geçen aylardaki fırtınanın durulmaya ve piyasaların bir miktar da olsa sakinleşmeye başladığını ifade etti. Özgener, "Özellikle konkordato ilan eden firmalardan dolayı tedarikçilerin alacaklarını tahsil edememe sorunu giderek büyüyor. Bu nedenle, her önüne gelen firmanın konkordatoya başvurması önlenmelidir" çağrısında da bulundu. Ayrıca İzmir'in Kemalpaşa ilçesine kurulacak lojistik köy projesinin kısa süre içinde hayata geçirilebilmesi için oda olarak düğmeye bastıklarını belirterek projenin işletme modeli ile ilgili Ankara’da temaslara başlayacaklarını da açıklayan Özgener, tüm merkezin entegre çalışmasını sağlayacak otomasyon ve yönetim sisteminin kurulmasının ciddi bir maliyet ile birlikte yönetim becerisini zorunlu kıldığını belirterek "Bir şirketten ziyade bir Lojistik Organize Sanayi Bölgesi statüsü, çok daha akılcı ve sonuca ulaşabilir bir yaklaşım olarak görünmektedir" dedi. “PAZARCILARA YENİLİYORUM” Kitap, Kırtasiye, Büro Makineler ve Oyuncak Grubundan meclis üyesi Adil Özyiğit de, oyuncak sektörü hakkında yaşadıkları sıkıntıları aktardı. Özyiğit, "Biz oyuncakçılar bu kadar büyük denetimlerden geçerken, ben kendi sektörümde pazarcılara yeniliyorum. İzmir'in her yerinde her gün pazar var. Bununla alakalı çalışmalar yaptık. Bu çalışmaların içinde bu pazarları kim denetliyor diye baktık ama denetlenmiyor. Ben bir fiş kesmediğimde incelemeye kadar gidiyorum ama herhangi bir pazar yerinde fiş kesildiğini gören var mı? Bu pazar yerleri, üreticinin ürettiği ürünü bir an önce çevirmesi için kurulmuş. Burada tekstil satılsın, araba yedek parçası satılsın, bal satılsın, peynir satılsın diye kurulmamış. Ben ithalatçıyım, üreticiyim ama pazarla rekabet edemiyorum. Pazar esnafının kayıt altına alınması, vergisini vermesi ve yanında çalıştırdığı adamın SGK primlerini yatırmasını istiyoruz. Sağlık denetiminden geçmiş bile olsa ambalajında herhangi bir hata olmaması gerekiyor. Hem üretim hem ithalat yapan biri olarak pazara yenik düşüyorum" diye konuştu. “YERİNDE BİR KARAR” Mecliste hem İzmir hem de Türkiye ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulunan Özgener, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın piyasaları canlandırmak için açıkladığı vergi indirimlerini; ülke ekonomisi için nokta atışı yerinde bir karar ve sektörler için müjde olarak değerlendirdiklerini kaydetti. Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü: "Vergi indirimlerinin sağlayacağı maliyet düşüşleri, nihai satış fiyatlarına da yansıyacaktır. Vergi indirimlerinin de, enflasyonla mücadeleye destek olacağı inancındayız. Sektörlere nefes aldıracak tedbirlerin açıklanması piyasaları olumlu yönde etkiledi. Geçmişte yaşadığımız sıkıntılı dönemlerin hepsini aştık, bunu da aşacağımızdan eminim. Yeter ki sorunların kök nedenlerini doğru tespit edelim, akut sorunlara günlük çözümlerin ötesinde, yapısal sorunların orta ve uzun vadeli kalıcı çözümlerine odaklanalım." TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN ÖNERİLER Türkiye ekonomisi ile ilgili bazı önerilerde bulunan Özgener, "Türkiye ekonomisinin temel sorunlarından olan enflasyon ve faiz oranlarını yüzde 5'lerin altına kalıcı bir şekilde indirmenin yollarını aramalıyız. Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olan cari açığı kapatmanın en sağlıklı yolu olan ihracatımızı artırmalı ve sürdürülebilir kılmalıyız. Yatırımcı güvenini güçlendirecek, özellikle Avrupa’daki yavaşlamanın ve kur şoklarının etkisini en aza indirecek güven artırıcı tedbirlere devam etmeliyiz. Bilim, teknoloji, AR-GE, marka, tasarım ve inovasyona hem devlet bütçesinden hem de firmalarımız bütçesinden daha fazla pay ayırmalıyız. Ülkemizde üretimi yapılabilecek ürünlerin ithalatına son vermeliyiz. Uzay ve havacılık, petrokimya, yenilenebilir enerji, organik tarım, tarıma dayalı sanayi, teknik tekstiller, medikal ürünler, yazılım, sağlık turizmi gibi daha yüksek katma değere ve teknolojik içeriğe sahip ürünlerin üretimi ve ihracatına yönelmeliyiz" ifadelerini kullandı. KONKORDATO ENGELLENMELİ Önerilerini sıralamaya devam eden Özgener, şöyle konuştu: "Nesnelerin interneti ile verimliliği artırmalı, Blockchain sistemini, yapay zekayı, Endüstri 4.0 ile dönüşümü bir an önce yapmalı, dijital altyapı yatırımlarını incelemeli, siber saldırılardan korunmalıyız. Ekim ayında Cumhurbaşkanımız ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'in katılımıyla İzmir-Aliağa'da açılan Star Rafinerisi dış ticaret açığımızı yıllık yaklaşık 1,5 milyar dolar azaltacak. Ülkemize ve İzmir'e bu tip dev yabancı yatırımları çekmek için yaptığımız çalışmaları sürdürmeliyiz. Piyasanın mevcut durumu nedeniyle birçok firmamız tahsilat sorunu yaşıyor. Özellikle konkordato ilan eden firmalardan dolayı tedarikçilerin alacaklarını tahsil edememe sorunu giderek büyüyor. Bu nedenle, her önüne gelen firmanın konkordatoya başvurması önlenmelidir. Türkiye ekonomisi bankacılık sektörü ile bir yere kadar geldi ama daha ötesi için sermaye piyasalarının güçlendirilmesi ve halka açılacak şirketlere ek teşvikler getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye'deki hane halkı tasarrufların dağılımına baktığımızda yüzde 85'nin kısa vadeli mevduattan ve yüzde 15'lik kısmının ise uzun vadeli finansmanı sağlayan sermaye piyasası araçlarından oluştuğunu görüyoruz. Bu dağılımın tersine dönmesi için bireysel emeklilik sistemi dahil olmak üzere yurtiçi kişisel ve kurumsal tasarrufların artırılması ve yatırımlara yönlendirilmesi gerekiyor." KEMALPAŞA’YA LOJİSTİK KÖY 2018 yılı ocak-eylül dönemi gümrük verilerine göre, 15,9 milyar dolarlık ihracatla İzmir'in Türkiye ihracatında yüzde 13'lük paya sahip olduğunu vurgulayan Özgener, "Bu ihracat tutarını artırmanın yanı sıra kentimizde 4 bin 800 civarında bulunan ihracatçı firmasını kısa vadede 5 binin üzerine ve orta vadede 10 binin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Bu arada İzmir'in önünü açacak mega projelerden biri olarak gördüğümüz Kemalpaşa Lojistik Köy projesinin alt yapı çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte kısa süre içinde hayata geçirilebilmesi için Oda olarak düğmeye bastık. İzmir'i bir lojistik merkez haline getirecek projede yine kardeş odalar ve kurumlarla birlikte hareket edeceğiz. Valimize ayrıntılı önerilerimizi ve işletme modelini kapsayan proje dosyasını sunduk. Daha sonra yatırımın tamamlanması ve işletme modeli ile ilgili Ankara'da temaslara başlayacağız" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.